Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
7 OCAK 2009 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMİ 11ekonomi@cumhuriyet.com.tr
Yeni yılın bu ilk yazısında yeni yılla ilgili beklenti-
ler ve sonrası konularında bir değerlendirmenin uy-
gun olacağı düşüncesindeyim: Küresel kriz 2009 ve
sonrasında ne gibi dönüşümlere yol açacaktır? Kü-
resel kapitalizm 2007/2008 krizi sonrasında nasıl ye-
niden yapılandırılacaktır?
Küresel ekonominin içine sürüklendiği bunalım ko-
şulları nasıl aşılırsa aşılsın, bir tespit çok açık ve net-
tir: Kapitalizmin özellikle 1980 sonrasında geliştirdiği
mevcut üretim ve ticaret kalıplarının sürdürülmesi
mümkün değildir. “Serbest” ticaret, “serbest” finans
ve “esnekleştirilmiş” emek piyasalarına dayandırılan
fantezilerin artık sonuna gelinmiştir. Dünyanın finansal
ve askeri hegemonik gücünün ABD’den sürdürül-
düğü, üretim atölyelerinin ise Güney ve Doğu Asya’da
konuşlandırıldığı uluslararası işbölümü çökmüştür.
Bu tespitin dayandığı savları daha yakından de-
ğerlendirebilmek için aşağıdaki tablodaki verilerden
yararlanacağız. Tablo’da dünya üretim ve ticaret
akımları kabaca üç ana bölgeye ayrılmıştır. 2006 yı-
lı itibarıyla, Kuzey Amerika (Kanada ve ABD) 12.4 tril-
yon dolar ile dünya toplam gayri safi hasılasının yak-
laşık yüzde 35’ini üretmekte ve 1.2 trilyon dolarlık ih-
racat kalemiyle de dünya ticaretinin yüzde 15’ini kar-
şılamaktadır. Avrupa ekonomileri dünya üretiminin
yüzde 31.6’sını, dünya toplam ticaretinin de yüzde
45.7’sini gerçekleştirmektedir. Kapitalizmin “yeni kap-
lanları” diye anılan Güney ve Doğu Asya ekonomi-
leri ise dünya üretiminin yüzde 20.2’sini üretirken dün-
ya ticaretinin yüzde 24’ünü sağlamaktadır.
Yukarıdaki verilerde saklı olan detay ise şudur: 2006
itibarıyla Kuzey Amerika bölgesi dünya üretiminin üç-
te birini yapar iken Avrupa’ya 188 milyar dolarlık ih-
racat, Avrupa’dan ise 317 milyar dolarlık ithalat yap-
makta idi. Aynı bölgenin Güney ve Doğu Asya ile olan
ihracatı 219 milyar dolar, ithalatı ise 428 milyar do-
lardı. Dolayısıyla ABD ve Kanada, Avrupa ile ticare-
tinde 129 milyar dolar, Asya ile olan ticaretinde de
209 milyar dolar açık vermekteydi. Kuzey Amerika
ucuz ithalat ile ücret maliyetlerini düşürüp ekonomileri
için gerekli ara mallarını sağlama alırken karşılığın-
da bol miktarda “yeni ürün” finansal kâğıt ve yine “kâ-
ğıt” para üretip satmaktaydı. Öyle ki, Henry Velt-
meyer ve James Petras’ın bizlere açıkladığı verilere
göre, dünya piyasalarında her 1 dolarlık sanayi üre-
timine karşı, finans piyasalarında 25-30 dolarlık iş-
lem gerçekleştirilmekteydi.
Amerika artık çoğunlukla finansal hizmet ve tasarım
üreten bir ekonomi haline dönüşürken “mamul mal”
üretimini Avrupa ve giderek Uzakdoğu Asya’ya bı-
rakmaktaydı. Bu bölgelerde üretilen mallar ise finansal
sistemin kumarhane masasında yaratılan “kâğıt”lar-
la karşılanmaktaydı. Ancak söz konusu “kâğıt”ların
dünya finans piyasalarındaki değeri ise spekülatif dav-
ranışların körüklediği ve sanal inançların beslediği ha-
yali değerlerden ibaretti. 2007/2008’de yaşananlar
işte artık bu sanal dünyanın, “kendin söyle, kendin
inan” masalından ibaret sahte değerler sistemini çö-
kertti. “Toksik varlıklar”, “eşik altı-vasıfsız krediler” gi-
bi sıfatlar bu dönemin ürünü oldu.
Kapitalizmi bu kriz sonrasında neler beklemekte-
dir? Biraz geniş bir perspektifle küresel kapitalizmin
önünde olası iki gelişme olacağını görmekteyiz. Bi-
rinci olarak, finansal değerler sisteminin çöktüğü böy-
lesi bir ortamda dünya ticaret dengelerinin yeniden
tesisi “zor” kullanarak gerçekleştirilebilir. Güney ve
Uzakdoğu Asya’nın ucuz emek maliyetli fabrikala-
rında yaratılan iktisadi artığın yakılması gerekmektedir.
Eğer bu üretim fazlasının “değersiz kâğıtlarla” dün-
ya pazarlarında satışı gerçekleştirilemezse, iktisat dı-
şı yöntemlere bakılması gerekecektir. Kapitalizmin
belli aşamalarında bu tür “aşırı üretim - eksik talep”
döngüleri yaşanmış ve her defasında da bu tür kriz-
ler bir savaş konjonktürü ile atlatılmıştır. Rosa
Luxemburg, kapitalizmin bu tür küresel krizleri at-
latmak için gereğinde düzeltici bir savaşa başvur-
masının kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır. Gü-
nümüzde Ortadoğu ve Balkanlar’da başlayan, Irak’la
devam eden ve Pakistan ve Afganistan’da “terörle
savaş”la sürdürülmesi planlanan bölgesel savaşla-
rın böylesi bir düzeltici savaşın öncülleri olduğu sık-
ça vurgulanmaktadır.
İkinci almaşık ise kapitalizmin küresel merkezle-
rinin giderek Asya’ya kayması ve bir tür üçüncü dün-
ya kapitalizminin dünya sahnesine çıkmasıdır. Ancak
bir yandan emeğin acımasız sömürüsüne, diğer yan-
dan da gezegenimizin çevresel kaynaklarının acımasız
tahribatına dayalı böylesi bir vahşi kapitalizmin in-
sanlığın geleceği açısından yarattığı tehditler kabul
edilebilir olmayacaktır. Kaldı ki böylesi bir olasılığa
karşı kendi hegemonyasını yitirme durumunda ka-
lan ABD, bu sürece açık müdahalede bulunmaktan
geri kalmayacaktır. Dolayısıyla düzeltici savaş bu al-
maşık altında da karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizin söz konusu “düzeltici savaş” hesapla-
rının çok uzağında olmadığını görmemiz gerek-
mektedir. Nitekim, Türkiye’nin de bulunduğu coğ-
rafyada, neoliberal yeni-emperyalist küreselleşme-
nin önünde aşması gereken iki engel durmaktadır:
Laiklik ve bölünmezlik. Bu anlamda, bazı neoliberal
sol kesimlerin dudak bükmelerine hiç aldanmadan
bir vurguyu çok açıkça yapmalıyız: laiklik ve ulusal
bütünlüğün korunması günümüzde antiemperyalist
mücadelenin temel taşlarını oluşturmaktadır.
Mensubu bulunduğum Bilkent Üniversitesi’nde öğ-
renim gören yedi öğrencimizi geçen hafta acımasız
ve sorumsuz bir ihmal neticesinde kaybettik. Aile-
lerinin ve tüm arkadaşlarının derin acısını sizlerin hu-
zurunda bir kere daha paylaşmayı bir borç biliyorum.
EKONOMİ POLİTİK
ERİNÇ YELDAN
2009 ve Sonrası
Üzerine Düşünceler
Ukrayna her yõl olduğu gibi Batõ hattõnda vanayõ kapattõ. Türkiye krize yine hazõrlõksõz yakalandõ
ozlem.yuzak@cumhuriyet.com.tr
TÜSİAD, Türk Girişim ve İş Dünyası Kon-
federasyonu (TÜRKONFED), TÜSİAD-Sa-
bancı Üniversitesi Rekabet Forumu (REF) ve
Ulusal İnovasyon Girişimi (UİG) tarafından baş-
latılan ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araş-
tırma Kurumu (TÜBİTAK) tarafından destek-
lenen önemli bir projeden bahsetmek istiyo-
rum:
“Bölgesel İnovasyon Merkezleri” (T-BİM)
projesi.
Proje dün İstanbul’da ana hatları ile açık-
landı ve bölgesel inovasyon merkezlerinin Tür-
kiye için önemli bir model olacağı üzerinde du-
ruldu.
Bilgi Toplumuna Doğru adlı bu köşede
inovasyon ve yenilikçilik konusu sıklıkla yer alır.
Çünkü bilim ve teknolojiyi, ekonomik ve top-
lumsal faydaya dönüştürmek artık uluslararası
rekabetin olmazsa olmazlarından biri. Bunun
için de diğer birçok ülkenin yaptığı gibi ino-
vasyon politikalarının belirlenmesi, etkin ve
mümkün olduğunca hızlı bir şekilde uygulan-
ması, ekonomik büyüme, istihdam ve rekabet
gücü artışı açısından yaşamsal.
Türkiye’de hemen hemen her kesim bunun
farkında. Bu yüzden gerek Ar-Ge ve inovas-
yon politikalarına gerekse kalkınma strateji-
lerine yönelik bugüne kadar birbirinden değerli
onlarca rapor hazırlandı, tartışma platformla-
rı düzenlendi. Ancak hemen hemen hepsi de
tozlu raflardaki yerini aldı ve ülkeyi bir üst kul-
vara taşıyacak atılım gerçekleştirilemedi.
Bu projeye biraz daha umutlu bakmamı sağ-
layan unsur ise sahiplenen paydaşların çok da-
ha geniş bir kitleyi oluşturuyor olması. Bün-
yesinde dokuz federasyon, 95 dernek ve
9600 iş insanıyla Türkiye’nin en büyük sivil top-
lum örgütlerinden birisi olan TÜRKONFED’in
konuyu sahiplenmesi ve hemen uygulama gi-
rişimlerine başlaması önemli. TÜRKONFED
Başkanı Celal Beysel’in “Türkiye’deki üretim
sektörünün önemli bir zaafları olduğunu he-
pimiz kabul etmeliyiz. Resmin bütününe bak-
tığımız zaman görürüz ki ürünlerimizde farklı-
laşma düşük. Nitelik düşük. Katma değeri yük-
sek üretimlerde zorlanıyoruz. İnovasyon ve Ar-
Ge’nin KOBİ’ler arasında yaygınlaşmasının böl-
gesel kalkınmamıza ve uluslararası rekabette
adım atabilmemize ciddi etkileri olacaktır. Bu
nedenle Bölgesel İnovasyon Merkezleri pro-
jesinin önemli bir sıçrama etkisi yaratacağını
düşünüyorum” sözleri iş dünyası-
nın artık inovasyonu “havada öyle
asılı duran bir sözcük” olarak gör-
menin ötesine geçtiğini gösterme-
si açısından anlamlı.
Gelelim bu merkezler hakkında
diğer bilgilere... Bölgesel inovasyon merkez-
lerinin, TÜRKONFED’e bağlı federasyonların
koordinasyonunda, Türkiye’nin yedi bölge-
sinde kurulması planlanıyor.
Bölgesel İnovasyon Merkezleri Projesi ile he-
deflenen, özel sektör-üniversite-sivil toplum-
kamu işbirliği ekseninde, rekabetçi kümelen-
me modellerinin dikkate alınması ve seçilen
sektörlere yönelik Bölgesel İnovasyon Mer-
kezleri’nin oluşturularak uluslararası merkez-
lerle eşleştirmelerinin sağlanması.
T-BİM merkezlerinin temel amacı ise bölge-
de odaklanılan sektörlerin küresel düzeyde re-
kabet edebilir hale gelmesi için inovasyona
ilişkin fırsatları yaratmak ve bu amaçla bölgedeki
inovasyon potansiyelini harekete geçirmek.
TÜRKONFED federasyonları tarafından or-
ganize edilen ve bölgesel paydaşların katılı-
mıyla Kasım 2007-Ocak 2008 tarihleri arasında
gerçekleştirilen bölgesel çalıştaylarda, ilk
aşamada kurulması planlanan T-BİM mer-
kezleri için tespit edilen sektörler yukarıdaki
tabloda.
Projenin başarı ile uygulanabilmesi ancak ku-
rulacak merkezlere doğru kişilerin yerleştiril-
mesi, başarılı bir yönetim ve geniş katılımlı sa-
hiplenme ile mümkün. Zaten bu konu rapor-
da etraflıca dile getiriliyor.
Türkiye’de iş dünyasının en önemli sorun-
larından biri ortak çalışma kültürünün bir tür-
lü oluşturulamamış olması. Bu da büyük he-
vesle başlanan birçok projenin kısa sürede as-
kıya alınmasına yol açıyor. Umarız bu projeyi
yaşama geçirmeye çalışanlar bu önemli ger-
çeğin de farkındadırlar ve ona göre eskisinden
farklı politikaları yaşama geçirmeye hazırdırlar.
7 Bölgeye İnovasyon Merkezi
ANKARA / İSTANBUL (Cum-
huriyet) - Rusya’nõn Ukrayna’ya ver-
diği gazõ kesmesiyle başlayan kriz,
2006’da yaşandõğõ gibi Türkiye’yi
de etkilemeye başladõ. Enerji Bakanõ
Hilmi Güler, dün erken saatlerde
Rusya’nõn Ukrayna üzerinden gelen
Batõ hattõndan alõnan gazõn tamamen
kesildiğini, Mavi Akõm’dan çekişin ise
arttõrõldõğõnõ söyledi.
Ankara’da gazetecilerin sorularõnõ
yanõtlayan Güler Rusya’dan Mavi
Akõm üzerinden alõnan gaz miktarõnõn
da günlük 40 milyon metreküpten
48 milyon metreküpe çõkarõldõğõnõ
kaydetti ve “Şu anda önlemleri
alıyoruz. Alacağımız başka ön-
lemler de var. Doğalgazda yeral-
tı deposu ve LNG kaynaklarını
kullanmaya başladık. Santral-
larda ikincil kaynakları kullanı-
yoruz” şeklinde konuştu.
Güler, konuyu Rus enerji şirketi
Gazprom ile görüşeceğini ve Ukray-
na Büyükelçisi’ni konuyu değerlen-
dirmek üzere çağõrdõğõnõ bildirdi.
İran’dan alõnan gazõn günlük 18 mil-
yon metreküp düzeyinde bulundu-
ğunu ifade eden Güler, “İran’dan gaz
akışında bir sorun yok” dedi.
İran Büyükelçiliği, Rusya’dan olu-
şan gaz açõğõnõ kapatmak için Türki-
ye’ye gaz arzõnõ arttõrabileceklerini
açõkladõ. Türkiye, İran’dan günde 15
milyon metreküp gaz alõyor.
Türkiye doğalgazõnõn yüzde
65’ten fazlasõnõ Rusya’dan alõyor.
Rusya’dan Türkiye’ye gaz akõşõ
sağlayan iki hat bulunuyor. Bunlar
Batõ Hattõ ve Mavi Akõm.
Bakan Güler, Türkiye’ye Ukrayna üzerinden gelen Rus doğalgazõnõn tamamen kesildiğini açõkladõ.
Uzmanlar, hükümeti “yumurta kapõya dayanõncaya kadar” önlem almamakla suçlarken kesintinin 10
gün sürmesi halinde İstanbul ve Kocaeli için sõkõntõ olabileceği belirtildi. BOTAŞ, LNG için arayõşta.
42 milyon m3
açık var
MAHMUT GÜRER
ANKARA - Ukrayna
üzerinden Türkiye’ye ge-
len Rus doğalgazõnõn ke-
silmesi, doğalgaz arzõnda
günlük 42 milyon m³’lük
açõğa neden olurken, farkõn
kapatõlmasõ zor görünü-
yor. Mavi Akõm’dan gelen
doğalgazõn günlük 8 mil-
yon, İran’dan gelen do-
ğalgazõn günlük 1-3 mil-
yon m³ arttõrõlacağõ belir-
tilirken, BOTAŞ depola-
rõndan da günlük 16 mil-
yon m³’lük takviyenin ya-
põlmaya başlandõğõ vur-
gulanõyor. Ancak bunlar
devreye sokulsa bile 15
milyon m³’lük doğalgaz
açõğõ bulunuyor. Türkiye
bunu ise fiyatõ oldukça
pahalõ olan sõvõlaştõrõlmõş
doğalgaz (LNG) alarak
kapatmaya çalõşacak.
Batõ Hattõ’ndan gelen
Rus Doğalgazõ’nõn Uk-
rayna tarafõndan kesilme-
si, doğalgaz kullanõmõnda
önemli sorunlara neden
olacak. Türkiye’nin top-
lam 42-45 milyon m³’lük
doğalgaz açõğõ için toplam
27 milyon m³’lük bir do-
ğalgaz sağlayabildiğini or-
taya koyuyor. Ancak or-
tada yine de günlük 15-17
milyon m³ seviyesinde do-
ğalgaz açõğõ bulunuyor.
LNG alınacak
BOTAŞ bu sõkõntõyõ,
LNG alarak çözmeyi ön-
görüyor. Ancak kõş şartla-
rõnda bu kadar fazla mik-
tarlarda LNG’yi bulmak
hem fiyat hem de Bulga-
ristan, Arnavutluk, Ma-
kedonya, Romanya da da-
hil olmak üzere çok sayõ-
daki ülkenin bu krizden et-
kilenmiş olmasõ nedeniy-
le ayrõ bir kriz olarak or-
taya çõkõyor. Buna karşõn
BOTAŞ’õn dünyanõn en
önemli LNG sağlayõcõla-
rõ olan Nijerya ve Cezayir
ile bağlantõ kurduğu be-
lirtiliyor.
Kesinti 10 gün
sürerse İstanbul ve
Kocaeli’ne yansır
BOTAŞ’a göre krizin
uzun sürmesi durumunda
bundan ilk etkilenecek il-
lerin İstanbul ve Kocaeli
olacağõ belirtiliyor. İstan-
bul’un gaz dağõtõm şirke-
ti İGDAŞ şimdilik İstan-
bul’da doğalgaz kesintisi-
nin gündeminde olmadõ-
ğõnõ belirtirken BOTAŞ
uzmanlarõ kesintinin 10
günü aşmasõ durumunda
meydana gelebileceğini
ifade ediyorlar.
Bu bölgeye verilen do-
ğalgazõn yetersiz kalmasõ
durumunda ise Türkiye,
Ukrayna’nõn yaptõğõ gibi
Yunanistan’a verdiği do-
ğalgazõ keserek İstanbul-
Kocaeli bölgesine dağõt-
mak zorunda kalacak.
Azerbaycan’dan Yuna-
nistan’a uzanan bu hattan
günlük yaklaşõk 3.5 mil-
yon m³ doğalgaz geçiyor.
B OTAŞ ARAYIŞ TA
Dış Haberler Servisi - Rus-
ya’dan Ukrayna üzerinden
gelen doğalgazõn Avus-
turya, Polonya, Romanya,
Hõrvatistan’da azalmasõ
ve Türkiye, Bulgaristan,
Yunanistan ve Bulgaris-
tan’da ise tamamen dur-
masõ, Kiev üzerindeki si-
yasi baskõyõ önümüzdeki
günlerde arttõracak gibi
duruyor. Ukrayna’nõn
Gazprom’la 2009 doğal-
gaz fiyatõ üzerine anlaşa-
mamasõ üzerine çõkan kri-
zin sadece ekonomik te-
melli mi olduğu, yoksa
Moskova’nõn doğalgazõ
kesmesinin altõnda siyasi
bir amaç mõ olduğu da
tartõşma konusu.
Doğalgazõ hep siyasi bir
araç olarak kullandõğõ dü-
şünülen Moskova, bazõ
analizcilere göre Ukray-
na’yõ zor durumda bõra-
karak ve muhtemel yeni
boru hattõ planlarõnõn dõ-
şõnda bõrakarak, 2004’te-
ki Turuncu Devrim’in li-
deri Cumhurbaşkanõ Vik-
tor Yuşçenko’yu cezalan-
dõrmaya çalõşõyor. Rus-
ya’ya karşõ bir türlü ortak
bir tutum takõnamayan
Brüksel, şimdilik fazla ka-
rõşmamayõ tercih ediyor.
Krizin etkilediği ülkeler-
deki son durum şöyle:
Ukrayna üzerinden Bul-
garistan, Yunanistan ve
Makedonya’ya da sevkõyat
kesildi. Slovakya gazõn
yüzde 70 oranõnda azal-
tõlmasõ üzerine olağanüs-
tü hal ilan edilebileceğini
açõkladõ. Romanya’nõn do-
ğalgaz operatörü Trans-
gaz, Rusya’dan Roman-
ya’ya doğalgaz sevkõyatõ-
nõn yüzde 75 azaldõğõnõ be-
lirtti. Avusturya petrol ve
doğalgaz dağõtõm grubu
OMV de Rus doğalgazõnõn
yüzde 90 oranõnda azal-
dõğõnõ ve doğalgaz depo-
larõnõn kullanõlmaya baş-
landõğõnõ açõkladõ.
Doğalgazdaki krizi değerlendiren uzmanlar AKP’yi suçladõ:
Yumurta kapıya dayanınca
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Enerji uzmanlarõ Ukray-
na’nõn Batõ Hattõ’ndan Türki-
ye’ye gelen doğalgazõ kesme-
siyle ortaya çõkan doğalgaz kri-
zinin tek sorumlusunun hükümet
olduğuna dikkat çekiyor.
AKP’nin gündelik politi-
kalar izlediğini ve kadro-
laşmaya ağõrlõk verdiğini
belirten uzmanlar, yõllardõr
gündeme getirilen kaynak
çeşitlendirmesi, doğalgaz
deposunun inşasõ ve öz
kaynaklarõn kullanõmõ ko-
nusunda hiçbir ilerleme
olmadõğõna işaret ettiler.
Uzmanlarõn konuyla ilgili de-
ğerlendirmeleri şöyle:
Enerji Uzmanı Necdet Pa-
mir: Hükümet her yõl bir kriz ola-
cağõnõ, net bir biçimde görün-
mesine karşõn reddediyor. Sonra
da ‘yumurta kapıya gelince ön-
lem alma’ yoluna gidiyor.
AKP’nin kaç yõldan beri hükümet
olduğuna bakalõm: 6.5 yõl... Ve ne
yazõk ki, bakan ilk geldiğinde ne
söylüyorsa, yine aynõ şeyleri söy-
lüyor.
Genel geçer çözümler buluyor.
Yatõrõmõn önü kapatõlõyor. Yeni-
lenebilir enerjiyi teşvik etmiyor.
Bunun tam adõ da ‘yamalı boh-
çadır.’ Gazõn kesilmesi hafife
alõnmamalõ. “Her şey yolunda”
demek doğru değil. Bu kõş için
risk var.
Eski BOTAŞ Genel Müdürü
Mete Göknel: Benzeri olaylar
daha önceki kõşlarda da yaşan-
mõştõ. İran’dan gelen doğalgazda
da bir sõkõntõ yaşanõrsa, o zaman
sorun olur. Ne yazõk ki krizden bu
şekilde etkilenmemize neden
olan şeyler sürekli söyleniyor.
Ancak bir türlü önlem alõnmõyor.
Gündelik söylemlerin öne çõktõ-
ğõnõ görüyoruz. Bunlardan en
önemlisi kaynak çeşitlendir-
mek, örneğin Azerbaycan’dan
alacağõmõz doğalgazõn mik-
tarõnõn mutlaka arttõrõlmasõ
gerekiyor.
Enerji Uzmanı Necil
Kurtkaya: Ukrayna krizi bi-
zim için büyük bir sürpriz de-
ğil. Doğalgazõn kesileceği
başõndan beri bilinen bir şey...
Ancak bu kez kesilen miktar çok
fazla. Bu nedenle doğalgaz açõ-
ğõ mutlaka olacak. Türkiye de
mecburen spot LNG alõmõna gi-
decek. Eğer kesinti uzun süre de-
vam ederse Türkiye için sõkõntõ
yaratõr. Bu krizin de tek nedeni,
doğru dürüst bir enerji politika-
sõ olmamasõna bağlõyorum.
Enerji
uzmanlarõ
hükümeti her yõl
tekrarlandõğõ
halde krize önlem
almamakla
suçluyor.
KAPANAN ŞİRKET SAYISI ARTIYOR
Ekonomi Servisi - 2008’de
özellikle son çeyrekte şiddet-
lenen küresel krizin de etkisiy-
le reel sektördeki kapanan şir-
ket sayõsõ arttõ. 2008 boyunca
kapanan veya tasfiyeye tabi tu-
tulan şirket, kooperatif ve tica-
ri işletmelerin toplam sayõsõ, ön-
ceki yõla göre yüzde 25.6 arta-
rak 64 bin 292’ye ulaştõ.
Özellikle kapanan ticari iş-
letme sayõsõnda yõllõk artõş yüz-
de 51.2’yle rekor bir düzeye
ulaştõ.
Türkiye Odalar ve Borsalar
Birliği (TOBB) kurulan kapa-
nan şirket verilerine göre, geçen
yõl kurulan kooperatif sayõsõ
bir önceki yõla göre yüzde 23.63
gerileyerek 1718’den 1312’ye,
gerçek kişiler tarafõndan kuru-
lan ticari işletme sayõsõ da yüz-
de 4.30 azalõşla 49 bin 720’den
47 bin 582’ye düştü.
RUSYA İHRACATI TEHDİT EDİYOR
Ekonomi Servisi - İstanbul Hazõrgiyim ve Konfeksiyon İhracatçõlarõ Bir-
liği (İHKİB) Başkanõ Hikmet Tanrıverdi, Rusya’nõn ‘tam sayım’ uygu-
lamasõna geçmesiyle birlikte bu ülkeye yapõlan hazõr giyim ihracatõnda yüz-
de 70’lere varan gerilemeler yaşandõğõnõ söyleyerek “Rusya’nın Kırmızı Hat
inadı, 6.6 milyar dolarlık ihracatımızı tehdit ediyor” dedi. Tanrõver-
di, Rusya pazarõnda yaşanan krizi aşmak için Başbakan Erdoğan’õn sü-
rece müdahale etmesini beklediklerini aktardõ. Tan-
rõverdi, “Son dönemde Rusya pazarı Avrupa’ya
göre çok daha hareketli bir seyir izliyor.
Ancak tam sayım yüzünden firmalarımız
yeni sezon ürünlerini gönderemediler. Bu-
nun yarattığı güvensiz ortam nedeniyle gelecek dö-
neme ilişkin sipariş alamadılar” dedi.
B‹LG‹ TOPLUMUNA DO/RU / ÖZLEM YÜZAK
Küresel Ekonominin Üretim ve Ticaret Kalıpları
Top. GSYİH Dünya Toplamına Top. İhracat Dünya Top.
Trilyon Dolar Oran Olarak (%) Trilyon (%) Oran Olarak (%)
Kuzey Amerika 12.4 34.1 1.2 15.9
Avrupa 11.5 31.6 3.3 45.7
Güney ve Doğu Asya 7.4 20.2 1.8 23.9
ABD’de oto satışları dibe vurdu
Ekonomi Servisi - ABD’de devlerin aralõk ayõ
otomobil satõşlarõ yüzde 30’dan fazla geriledi.
ABD’li Chrysler, satõşlarõnõn durgunluk ve filo
satõşlarõnõn azalmasõ nedeniyle yüzde 53
düştüğünü açõkladõ. Japon otomotiv şirketi
Toyota’nõn satõşlarõ yüzde 37 ve Honda’nõn yüzde
35 düşerken ABD’li Ford’un satõşlarõ yüzde 32
geriledi. General Motors (GM) ile Nissan’õn
aralõk ayõ satõşlarõ da yüzde 31’er düştü.
Doğalgazda bile bile lades
KRİZDE SON BİLANÇO
Bulgaristan’ın doğalgaz operatorü Bulgargaz, yaptığı açıklamada gazın tamamen kesildiğini
duyururken Bulgarlara alternatif enerjilere yönelmeleri çağrısı yaptı. (AP)
Bölge Sektörler
Batõ Anadolu Elektronik ve Yazõlõm; Tarõma Dayalõ Teknolojiler;
Eko-teknolojiler
Marmara ve Kuzey And. Süt ve Süt Hayvancõlõğõ; Seramik
Doğu Akdeniz Tarõm-gõda; Lojistik; Tekstil
Doğu ve Güneydoğu And. Tarõm-gõda; Doğal Taş; Turizm
Orta Karadeniz Tarõm-gõda; İnşaat Malzemeleri
Doğu Karadeniz Gemi Sanayii
İstanbul Ambalaj; Asansör ve Yürüyen Merdiven; Lojistik;
Kimya/çevre
İç Anadolu Makine ve Alet Sanayii; Yaşam Bilim ve Teknolojileri
Pamir