Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 4 OCAK 2009 PAZAR
6 HABERLER
Türkiye,‘Çevre-bağımlı ülkeler’ ara-
sõnda 2008 global krizinden en fazla etkilenme ris-
kine sahip olan ve bunu fiilen yaşamaya başlayan
ülkelerden biri olarak dikkat çekiyor. Türki-
ye’nin dõş krizden etkilenme riski, son yõllarda ar-
tan ekonomik entegrasyon nedeniyle daha da art-
tõ. Dünya ekonomisiyle bütünleşme dõş ticaret, dõş
yatõrõm yoluyla katlandõ. 2000-2007 arasõ ihracatõn
milli gelire oranõ yüzde 10’dan yüzde 16’ya çõ-
karken ithalatõn payõ da yüzde 20’den yüzde 25’e
çõktõ. İhracatõn ithalatõ karşõlama oranõ da yüzde
51’den yüzde 63’e çõktõ. Bütünleşmenin bir diğer
ayağõ olan dõş borç stokunun, milli gelire oranõ da
yüzde 50’ye yaklaşõyor.
Dünya krizi karşõsõnda Türkiye ekonomisinin
hasarõnõn büyüklüğünü belirleyecek en önemli un-
sur, en zayõf halka durumuna gelen cari açõk. Tür-
kiye’nin döviz açõğõ 2002’de 1 milyar dolar bile
değilken dõş kaynağa dayalõ büyüme sonucu
2007 sonunda 39 milyar dolara çõktõ. Global kriz
dalgalarõnõn Türkiye’yi vurmaya başladõğõ 2008
Ağustosu’na gelindiğindeyse döviz açõğõ 49 mil-
yar dolara yaklaştõ.
Yeni milli gelir serisiyle makyajlansa da Tür-
kiye, cari açõk/milli gelir oranõ yüksek birkaç ül-
keden biri. 2006’da büyüme yüzde 6.1, cari
açõk/milli gelir oranõ yüzde 6.1 olarak açõklandõ.
2007’de büyüme oranõ yüzde 4.5’e düşmesine kar-
şõn, cari açõğõn milli gelire oranõnõn yüzde 5.7’de
kalmasõ dikkat çekti. Bu, daha düşük büyümeye
karşõn döviz ihtiyacõ azalmamõş anlamõna geli-
yordu. 2008’de büyüme oranõnõn düşmesi, cari açõ-
ğõnsa 50 milyar dolara yaklaşmasõyla cari açõk-
GSMH oranõ dolayõsõyla risk de arttõ. 2009’da bü-
yüme negatife düşüp dõş açõk azalsa da Türkiye’nin
cari açõk sorunu gündemdeki yerini koruyacak. Za-
ten bunun için IMF kapõsõ yeniden aşõndõrõlõr ol-
du. Durum 2009’da daha zorlaşacak.
Asyalaşma kırılganlaştırdı...
Türkiye’yi global kriz karşõsõnda en büyük ha-
sarlardan birine uğratacak etken, 2001 krizi son-
rasõ izlenen sağlõksõz “Asyalaşma” büyüme pa-
tikasõ oldu.
ABD’de başgösteren, tüm dünyaya yayõlan ve
depresyona giren küresel krizden önce, Türkiye
kapitalizmi 2002-2006 döneminin ucuz emeğe da-
yalõ büyümesinin ardõndan, 2007’de zaten inişe
geçmişti zaten. 2007’nin başõndan itibaren büyüme
yavaşladõ, enflasyon iki haneye sõçradõ,
işsizlik kemikleşti, cari açõk hõzla tõr-
mandõ. Kõrõlganlõklar arttõ. Dolayõsõyla
bugünkü krizi sadece dõşarõya bağla-
mak doğru değil.
Türkiye 2001 krizinin travmasõnõ
aşamadan 2008’de yeni bir krize gir-
di. 2001 krizi sonrasõ girilen patikada,
Türkiye kapitalizmi, ihracatçõ Asya ül-
keleriyle yarõşmaya çalõşan, kaba bir
ucuz emeğe dayalõ büyümeyi denedi.
Ancak bu “Asyalaşma”da da kõsa sü-
rede nefesi tõkandõ. Sõra dõşõ ve şanslõ
bir dünya konjonktürüyle iktidarõ ça-
kõşan AKP’nin, Kemal Derviş’in alt-
yapõsõnõ hazõrladõğõ bu Asyalaşmanõn
2006’da sonuna gelindi ve ekonomi-
nin büyüme temposu düştü, patinaj
başladõ. 2008 ikinci çeyreği büyüme
oranõ yüzde 2’lere, üçüncü çeyrekte
yüzde 0.5’e indi.
2001 krizinden sonra daha az işçi ça-
lõştõrõp onlardan daha çok üretmeleri, ama daha
az ücreti kabul etmeleri dayatõldõ. Bu insafsõz sö-
mürü sayesinde 2001 krizi geçiştirildi. Ancak, ça-
lõşanlarõn krizi hiç azalmadõ. 2001-2008 arasõnda
verimlilik, yani çalõşan başõna üretim yüzde 45 ar-
tarken reel ücretler yüzde 10 geriledi. Yine aynõ
dönemde çalõşan sayõsõ, ancak yüzde 5 artarken
kişi başõna üretim yüzde 45 yükseldi. 2007 son-
rasõnda bu “Asyalaşma-Çinlileşme” bile yeter-
li gelmemeye başladõ ve işverenler, “mikropoli-
tikalar” adõ altõnda taleplerde bulunmaya başla-
dõlar. 2008 kriziyle birlikte ayakta kalmak için bu-
nu yeniden dayatõyor, “esnekleşme” adõ altõnda
emeği daha da ucuzlatmaya çalõşõyorlar.
Merkez Bankasõ’nõn aylõk beklentileri ölçtüğü
beklenti anketleri 2007’den itibaren iyi sinyaller
vermiyor, beklentilerin kötüleştiğini ortaya ko-
yuyordu. Buna göre, reel kesim güven endeksi
2007 ortalarõnda aşağõ seyrettikten sonra yeniden
iyileşmedi, 2008’in ikinci yarõsõndan sonra daha
da kötüleşti. Tüketicilerin geleceğe dair güven-
leriyse azalõyor.
Vurgun sanayiden…
Kõsa adõ TÜİK olan Türkiye İstatistik Kuru-
mu’nun 2008’in üçüncü çeyreğine ilişkin büyü-
me ve eylül ayõ işsizlik verileri, krizin etkilerinin
dalga dalga gelmeye başladõğõnõ ve ciddi bir yok-
sullaşma ve işsizlik konjonktürüne girildiğini
ortaya koydu.
Uzun süre, “2001 krizinde finansal yapımı-
zı tahkim ettik” avuntusuyla yaklaşan global kri-
zi umursamaz görünen AKP yönetimi, krizi fi-
nansta değil, sanayide yaşamaya başladõ. İmalat
sanayii üretimi, hõzla geriledi ve 2008 Ağusto-
su’ndan itibaren negatife döndü. Eylül ayõnday-
sa imalat sanayiinde yüzde 5.2’lik
bir gerileme yaşandõ. Bunun da
etkisiyle 2008 üçüncü çeyrek
büyümesi yüzde 0.5’e düştü.
TÜİK, ikinci çeyrek için önceden yüzde 1.9 ola-
rak açõklanan veriyi bu kez yükselterek düzeltmiş
ve yüzde 2.3’e çõkardõ. Böyle olunca 9 ayõn bü-
yüme oranõ da yüzde 3 olarak gerçekleşti. Ancak,
üçüncü çeyrekte hasat dönemi olmasõ nedeniyle
tarõmõn pozitif etkisiyle olduğundan daha düşük
görünen ekonomik daralmanõn, son çeyrekte
ağõrlaşmasõ ve 2006’ya kadar yüzde 7’lerde bü-
yüyen ekonominin 2007’deki yüzde 4.5’ten son-
ra 2008’i yüzde 2 dolayõnda kapatacağõ söylene-
bilir. Ekimde sanayi üretiminin yüzde 8.5 düşüş
göstermesi, son çeyreğin negatif büyümeye dö-
nüşün başlangõcõ olacağõnõ gösteriyor.
Dünya Bankasõ’nõn son tahminlerine göre,
dünya ekonomisi 2009’da yüzde 0.9 büyüyecek
ve Türkiye’nin 2008 büyüme hõzõ yüzde 3, 2009
büyümesiyse yüzde 1.7 olacak... 2008’in 9 ayõn-
da yüzde 3 büyüyen Türkiye’nin iyice daralma ya-
şanan son çeyrek sonuçlarõyla büyümesini yüzde
2’de ancak tutabilmesi, DB’nin tahminlerini faz-
la iyimser yapõyor. DB’nin 2009 için öngörülen
yüzde 1.7 büyüme tahmini de yine çok pembe bir
senaryoya dayanõyor.
İhracat ve iç talepte daralma
Sanayideki gerilemeyi getiren iki önemli etken
ihracat ve iç talepteki daralmalar oldu. Yüzde 60’a
yakõn oranda AB pazarõna odaklanan Türkiye ih-
racatõnõn Kasõm 2008 verileri dramatik ihracat dü-
şüşünü yeterince göstermektedir. Türkiye’nin
kasõm ihracatõ, 2007’nin kasõm ayõna göre yüzde
17.5 azalõrken AB’ye olan ihracat yüzde 32 ge-
rileme göstererek 6.3 milyar dolardan 4.3 milyar
dolara yani bir ayda 2 milyar dolar azalmaya uğ-
ramõştõr.
İhracattaki daralma, iç talepteki gerilemeyle at
başõ gidiyor. Hane halkõ tüketimi hõzla azalõyor.
Hane halkõnõn harcamalarõnõn milli gelire oranõ
2008’in üçüncü çeyreğinde yüzde 65.7’ye kadar
inmiş durumda. Hem krizin etkisiyle yaşanan ka-
sõlma hem de bankalarõn tüketici kredilerini kõs-
malarõ, yanõ sõra işten çõkarmalarla haneye giren
gelirlerin azalmasõ iç talebi de daralttõ. Hane hal-
kõ borç stoku 115 milyar YTL’nin üstüne çõktõ. Ai-
leler, krize borçta yakalandõ. Özellikle beyaz eş-
ya, otomotiv, ev elektroniğindeki
talep daralmalarõ, bu sektörleri cid-
di sõkõntõya soktu. Otomotivdeki kri-
zi, sektörün sözcüsü Ali İhsan İlk-
bahar 28 Aralõk tarihli gazetelerde
şöyle ifade ediyordu: “1 milyon 300
binlik bir pazardan 800 binlik bir
pazara doğru gideceğiz. O da 400-
450 binlik bir üretim kaybı de-
mektir. Bu üretim kaybı da 50-60
bin insana, istihdama tekabül eder.
2 yıl geri gideceğiz...”
Sıcak para çıkışı...
Büyümenin lokomotif olan ya-
bancõ kaynak, Ekim 2008’den itiba-
ren Türkiye’yi terk etmeye başladõ.
Artõk, batma riski altõndaki türlü-çeşitli fonlar, fi-
nansal kuruluşlar, gerekirse kazançlarõndan vaz-
geçerek çõkmaya başladõlar. Özellikle büyük ca-
ri açõk, astronomik dõş borç yüküyle kõrõlganlaş-
mõş olan Türkiye kapitalizminde borsaya yaptõk-
larõ yatõrõmlarõ kapatõp açtõklarõ kredileri, faizi-
anaparasõyla birlikte toparlamaya, geri çağõrma-
ya başladõlar. Yabancõlarõn borsa bakiyesi 2007
sonunda 70 milyar dolarken Kasõm 2008’de 27.5
milyar dolara kadar indi.
Döviz kurunda yukarõ doğru bir ani sõçrama ol-
mayacağõna güvenen ve dõş piyasalardaki faizle-
rin içeriye göre düşüklüğünü fõrsat sayan sanayi
ve hizmet kesimi, dõşarõdan hõzla borçlandõ. 2008
ortasõnda 284 milyar dolarõ bulan dõş borç stokunda
banka ve özel firmalarõn payõ yüzde 67’ye ulaş-
tõ. 140 milyar dolarõ bulan borçlu reel sektörün,
artan kurla birlikte yaşayabilecekleri ödeme güç-
lükleri, hõzla banka sistemini de etkisine alabile-
cek riski taşõyor.
IMF, 2008 ve 2009 için büyüme
tahminlerini tam 4 kez revize etti ve daha
8 Ekim’de, 2009 için dünya ekonomisi
büyüme tahminini yüzde 3 olarak
öngörmüşken, 6 Kasõm’da bunu yüzde
2.2’ye çekti. Daha da önemlisi bütün
merkez ülkeleri için sõfõrõn altõ, negatif
büyüme öngörüsünde bulundu. IMF’ye
göre, gelişmiş ülkeler, yani nüfusun yüzde
15’inin yaşadõğõ ama dünya gelirinin
yüzde 56’sõnõn yaratõldõğõ merkez ülkeler,
2008’de yüzde 1.4’lük büyümeden
2009’da yüzde -0.3 küçülmeye gidecek.
Dünya Bankasõ ise 2009 için IMF’den
daha kötümser. 2009’da dünya
ekonomisinde ancak yüzde 0.9 büyüme
öngören Dünya Bankasõ, Merkez
ülkelerde yüzde 0.1’lik küçülme
öngörüyor. ABD’de küçülme yüzde 0.5,
Avro alanõnda yüzde 0.6, Japonya’da
yüzde 0.1 olacak. Bu, merkez ülkelerde,
1929 krizinden bu yana ilk kez yaşanacak.
Küçülme ile birlikte yaşanabilecek en
önemli felaket işsizlik. Uluslararasõ
Çalõşma Örgütü (ILO), mali krizin küresel
ekonomi üzerindeki etkisinin, 2009
sonuna kadar 20 milyon kişinin işini
kaybetmesiyle sonuçlanacağõ uyarõsõnda
bulundu. ILO’nun, IMF tahminlerine
dayanarak verdiği rakamlara göre, halen
dünya genelinde 190 milyonu bulan işsiz
sayõsõ 20 milyon kişinin eklenmesiyle 210
milyona ulaşacak. Bu krizden muhtemelen
en çok inşaat, emlak, mali hizmetler ve
otomotiv sektörü etkilenecek. ILO
Başkanõ Juan Somavia da ülke
liderlerinin, kurtarma planlarõnõ
yaparken yalnõzca mali kurumlar değil,
bireyler üzerindeki etkilerine de
odaklanmalarõ gerektiğini belirtiyordu.
2009, 2008’in ikinci yarõsõnda başlayan
iflaslarõn, el değiştirmelerin, devlet
kurtarmalarõnõn 2009’da her ülkede, her
sektörde daha da artacağõ bir yõl olacak.
Krizde yaralananlar, görece diri olanlara
yem olurken bazõlarõ birleşme ile krizi
atlatmaya çalõşacak, devletin, kamu
kaynaklarõ ile şirket kurtarmasõ ise her
ülkede çok ciddi vergi mükellefi halkõn
itirazlarõna yol açabilecek. Emeğin
üstünden yapõlan tasarruflar toplumsal
dokularda çok ciddi sarsõntõlara, genel
greve uzanan sendikal mücadelelere,
sokak çatõşmalarõna yol açabilecek.
YARIN: IMF İLE ANLAŞMA
KAN KAYBI, ZAMAN KAYBI
2009 KÜÇÜLME, İŞSİZLİK, YAPRAK DÖKÜMÜ
İŞSİZLİKTE ÜRPERTEN TIRMANIŞ
Ekonomide başlayan daralma işsizliğin tõrmanmasõyla paralel seyrediyor.
Mayõs ayõndan bu yana işsiz sayõsõ 385 bin kişi artmõş durumda. TÜİK’in ey-
lül işgücü anketi sonuçlarõna göre, Türkiye genelinde işsiz sayõsõ geçen ey-
lüle göre 295 bin kişi arttõ ve 2 milyon 548 bin kişiye yükseldi. Böylece iş-
sizlik oranõ da 1 puanlõk artõş ile yüzde 10.3’e çõktõ. Kentsel yerlerde işsiz-
lik oranõ 0.5 puanlõk artõşla yüzde 12.3, kõrsal yerlerdeyse 1.5 puanlõk ar-
tõşla yüzde 7.1 oldu. Yine eylül itibarõyla tarõm dõşõ işsizlik oranõ geçen yõ-
lõn aynõ dönemine göre 1.3 puanlõk artõşla yüzde 13.3 seviyesinde gerçek-
leşti... İşsizlik, bekleneceği gibi kadõnlar arasõnda daha yüksek. Erkeklerde
yüzde 11.8 olan tarõm dõşõ işsizlik, kadõnlarda yüzde 19.2 olarak gerçekleşti.
İşsizlerde okumuş işsizliği de yüksek. Toplam işsizlerin yüzde 45’i lise ve üni-
versite mezunu. İşsizlerin yüzde 28’i bir yõldan uzun süredir işsizler...
Türkiye en çok etkilenen
ülkelerden biri olacak
G
lobal krize büyük cari açõk, yüksek dõş borç stoku, ithalata dayalõ-AB’ye bağõmlõ yoksullaştõrõcõ bir ihra-
cat yapõsõyla yakalanan Türkiye, IMF’ye sõğõnarak krizi aşmaya çalõştõkça derin bir küçülme yaşayacak.
Reel sektörden, imalat sanayiinden başlayan küçülme, tensikatlarõ en önemli sorun olarak yaşatõyor.
Krize borçlu yakalanan hane halklarõ, şimdi işten çõkarmalarla derin bir yoksulluğa sürükleniyor.
RAKAMLAR
ÜRKÜTÜCÜ
Kriz Türkiye’yi vurdu-vur-
madı tartışması yapıladur-
sun, 2008 Ocak-Ağustos dö-
neminde, 2007’nin aynı dö-
nemine göre, kapanan şirket
sayısı yüzde 48, protestolu se-
net tutarı kasım sonunda 6
milyar YTL’yi aştı ve banka
bildirimli karşılıksız çek sa-
yısı 8 milyon 50 bini aştı. Se-
net protestolarının yüzde
25’inin İstanbul, yüzde
14’ünün Ankara, yüzde
6’ya yakınının İzmir’de ger-
çekleştiği görülüyor.
Ata yadigârına ziyaretçi akını
YALOVA (AA) - Yalova’da Büyük Ön-
der Atatürk tarafõndan 1929 yõlõnda yaptõrõ-
lan, bir çõnar ağacõ dalõnõn kesilmesinin ön-
lenmesi için temelinden kaydõrõlan, bu neden-
le Yürüyen Köşk adõ verilen tarihi binayõ ge-
çen yõl 18 bin 356’sõ biletli olmak üzere yak-
laşõk 25 bin kişi ziyaret etti.
‘Herkes üslubuna dikkat etsin’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - İçişleri
Bakanõ Beşir Atalay, CHP lideri Deniz Bay-
kal’õn “Polise güvenmiyoruz” açõklamasõyla il-
gili olarak “Deniz Baykal’õn teşkilatõmõz men-
suplarõnõ derinden yaralayan talihsiz sözleri,
devlet terbiyesine ters düşüyor. CHP liderini,
talihsiz çõkõşõ üzerinde bir daha düşünmeye da-
vet ediyorum” dedi. Atalay, Baykal’õn, “durduk
yerde devletin polis teşkilatõna güvenmediği”
gibi talihsiz bir beyanda bulunduğunu belirtti.
Dişli’nin kuzenine 7 yıl
Haber Merkezi - AKP Genel Başkan Yar-
dõmcõlõğõ görevinden rüşvet iddialarõ nedeniyle
ayrõlan Sakarya Milletvekili Şaban Dişli ile
Adapazarõ Belediye Başkanõ Süleyman Diş-
li’nin amcasõnõn oğlu Dursun Dişli(42), Sakar-
ya’nõn Geyve ilçesinde 2007 yõlõnda 19 yaşõn-
daki kõza bõçak tehdidi ile cinsel saldõrõ suçun-
dan 7 yõl hapis cezasõ verildi.
‘Oylar bölünmesin sözü bölücülük’
KIRIKKALE (AA) - DSP Genel Başkanõ
Zeki Sezer, partisinin il, ilçe ve belde belediye
başkan adaylarõnõ açõklamak üzere gittiği Kõ-
rõkkale’de, CHP’nin yüzde 20’nin üstünde oy
almasõnõn mümkün olmadõğõnõ belirtti. Sezer,
“Şimdi oylarõ bölmeyin demek ayrõ bir bölü-
cülüktür. Türkiye’yi AKP karşõsõnda, alterna-
tifsiz bõrakmaktõr” diye konuştu.
Albay Öz davasında görevsizlik
TRABZON (Cumhuriyet) - Gazeteci Hrant
Dink’in öldürülmesinde ihmalleri bulunduğu
gerekçesiyle aralarõnda dönemin Jandarma Alay
Komutanõ Albay Ali Öz’ün de bulunduğu 8 as-
ker hakkõnda açõlan davada, Trabzon 2. Sulh
Ceza Mahkemesi görevsizlik kararõ aldõ. Cum-
huriyet savcõsõ yargõlamanõn mahkemenin gö-
revsizlik kararõna üst mahkeme olan nöbetçi
Asliye Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Görev-
sizlik kararõnõn suç kapsamõnõn 1-3 yõla kadar
hapis gerektirdiği için alõndõğõ bildirildi.
14 yaşında kıza tecavüz
BODRUM (AA) - Antalya’daki evinden ka-
çarak Bodrum’a gelen kõz çocuğuna tecavüz et-
tikleri gerekçesiyle gözaltõna alõnan 5 kişi, em-
niyetteki ifadelerinin ardõndan adliyeye sevk
edildi. Zanlõlardan 4’ü tutuklanõrken bir kişi tu-
tuksuz yargõlanmak üzere serbest bõrakõldõ. An-
talya’da üvey annesiyle birlikte yaşayan, öz ba-
basõnõn da tecavüzüne uğradõğõnõ iddia eden kõz
çocuğu ise Muğla Sosyal Hizmetler İl Müdürlü-
ğü’ne bağlõ çocuk yuvasõna gönderildi.
Bayrampaşa’da yangın korkuttu
İstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Al-
tõntepsi Mahallesi’nde 5 katlõ bir binada çõkan
yangõnda, aralarõnda bir bebek, çocuklar ve ka-
dõnlarõn da olduğu 20 kişi dumandan etkilendi.
Dumanõn merdiven boşluğunu doldurmasõ yü-
zünden üst katlarda oturan ve mahsur kalan
çok sayõda kişi, itfaiye görevlileri ve çevrede-
ki vatandaşlarõn yardõmõ ile tahliye edildi.
Deve ısırması ölümü oldu
KEMALPAŞA (AA) - İzmir’in Kemalpaşa
ilçesinde bir kişi, güreşlere hazõrladõğõ devenin
õsõrmasõ sonucu yaşamõnõ yitirdi. İhbar üzerine
olay yerine giden jandarma ekipleri, Ahmet
Durmaz’õn (44) sahibi olduğu deve tarafõndan
başõndan ve vücudunun farklõ yerlerinden õsõrõl-
masõ sonucu öldüğünü belirledi. Durmaz’õn ce-
sedi otopsi için Adli Tõp Kurumu’na gönderildi.
İkinci talihli ortaya çıktı
Haber Merkezi - Milli Piyango İdare-
si’nin yõlbaşõ özel çekilişinde 25 milyon
TL’lik büyük ikramiyenin ikinci talihlisi Lef-
koşa’da oturan Bülent ve Fatoş G. çifti oldu.
Aslen Trabzonlu olan 35 yaşõndaki Bülent G.
KKTC Polis Genel Müdürlüğü’ne bağlõ özel
timde görev yaparken eşi Fatoş G’nin orta de-
receli okulda öğretmenlik yaptõğõ belirtildi.
Genelge eğitimcileri kızdırdı
ANKARA (ANKA) - Milli Eğitim Bakanlõ-
ğõ’nõn öğretmenlerin öğretmenevlerinden uygun
fiyata yararlanmasõ için bandrol alma zorunlu-
luğu getirmesi üzerine Eğitim-İş, bir imza kam-
panyasõ başlattõ. Eğitim-İş Genel Başkanõ Yük-
sel Adõbelli, “MEB’in kendi evimizde bizi kira-
cõ yapmasõna izin vermeyeceğiz” dedi.