Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
yatanda...”
Tüm Orta Asya’yı da içine alan bir mantıkla bakınca,
Ramiz abi Adriyatik’ten Çin Seddi’ne kadar haklı!
Her büyük felaketten sonra yaptığımız şu sapta-
mayı ne yazık ki kalıcılaştırdık:
Türkiye’de meydana gelen bir felaketin sonrasın-
da yaşananlar, o felaketten daha büyük bir felaket-
tir!
Bilkent’li 7 gencin hazin ölümünün etrafındaki duy-
gu çemberini kalbimize gömüp gerçeklere baktığı-
mızda ortaya şu çıkıyor:
Uygarlıklar çizelgesinde Türkiye, 2008’den 2009’a
girmedi; 1008’den 1009’a girdi. Ortaçağ karanlığı-
nın o vazgeçilmez yöneticileri bile kentin göbeğin-
de 7 genç çıra sıçramasından ölse; iki çift söz edip,
üzüntüsünü dile getirmeden yapamaz. 3 gündür ül-
keyi ve başkenti yönetenlerin kalbi, ağzı mühürlü!
Türkiye’nin genel görünümüne baktığımızda, tam
bir medeniyetler çatışmasının göbeğinde olduğumuzu
görüyoruz.
Kentler çatışma halinde; bir tarafta bütün kişiliği-
ni paketlere endekslemiş, gözünü tüm gerçeklere ka-
patmış yığınlar. Bir tarafta her şeye karşın demok-
rasi oyununu oynamak gerektiğini düşünen çaresiz
insanlar...
Bir tarafta kendisine aydın süsü verip; küresel-
leşmenin uşaklığını ilerleme sayanlar. Bir tarafta ko-
nuşursam başıma iş gelir diye korkan sorumluluk yor-
gunu insanlar...
İsviçre tipi yaşamla Bangladeş tipi yaşam iç içe...
Yıllar önce Anadolu’nun uzak köşelerinden gelip kent-
lerin yanı başına gecekondu kuran insanlar, 1 mil-
yon dolarlık villalarla burun buruna yaşıyor.
Bir yanda dünya ile yarışmaya aday üniversitele-
rimiz... Bir yanda kurulduğu kenti gericileştiren kad-
ro üniversiteleri...
Bir yanda dünyanın dört bucağında iş alan müte-
ahhitlerimiz... Bir yanda inşa ettiği evin altyapısında
hiçbir kurala uymamayı “işi çabuk bitirme” sayan in-
şaatçılarımız...
Öylesine aptalca kentleşiyoruz ki...
Önce kentin uzak bir köşesindeki tarlayı belediye
meclisinin yardım ve yataklığıyla imara açıyoruz. Ora-
daki “süper lüks” yaşamı medya eliyle bir güzel pa-
zarlayıp yüzlerce kişilik kent kuruyoruz... Buradan ev
alanlar çamurlu tarlaların arasından geçip lüks ko-
nutuna ulaşıyor... Çevre yerler de rant yapınca be-
lediye devreye giriyor, bölge imara açılıyor. Sonra yol-
lar yapılıyor... Ardından yollar kazılıp elektrik, doğalgaz
götürülüyor...
Doğalgazı seçtim derseniz; soruyorlar:
Bacadan çıkmalı mı olsun, balkondan çıkmalı mı?
Hangisini isterseniz seçin... Avrupa’da bile böyle
demokrasi yoktur. Avrupa bu gelişmelerin o kadar
uzağında ki; Türkiye’de kullanılan kombileri onlar üre-
tiyor ama, kullanmıyorlar!
Onlarda demokrasi ileri değil. Isınmanın kuralı var,
uymak zorundasınız!
Her şeyimizle, dünyadaki tüm medeniyetlerin ge-
lip düğüm olduğu, ölme hakkından lüks yaşama ka-
dar sınırsız seçeneğin bulunduğu bir ülkeyiz...
Dili de bütün bu düğümlerin ortasına koyduk...
Arapça dua ediyoruz...
Farsça âşık oluyoruz...
Türkçe birbirimize giriyoruz...
İngilizce Erovizyon’da puan arıyoruz...
Kürtçe demokratikleşiyoruz...
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
başlayan İsrail saldırısıyla birlikte kendini adeta al-
datılmış hissettiğini söyledi.
Arap ülkeleri RTE kadar Hamas yanlısı bir davra-
nış sergilemediler.
Batı ülkeleri de dramatik sonuçlar veren İsrail sal-
dırılarını kınamak, ateşkes çağrıları yapmakla yetin-
diler.
Uluslararası pek çok sorunda daha sert, kalıcı ön-
lemler alan dünya devletleri yüzlerce masum insa-
nın ölümüne neden olan saldırıları sadece kınamak
ve ateşkes çağrısında bulunmakla karşıladı.
İsrail yetkilileri “yanlış anlaşılmaktan” yakınan
açıklamalar yapıyor.
Bu açıklamalara göre saldırının gizli kapaklı hiçbir
yanı yoktu.
Örneğin İsrail’in İstanbul Başkonsolosu Mordehai
Amihai:
“...Bir hafta öncesine kadar açıkça Hamas (füze) sal-
dırıları sona erdirmediği takdirde karşı harekete
geçmek zorunda kalacağımızı herkese açıkça söy-
ledik...” diyor.
Başkonsolos RTE’nin söylemlerine ve davranış-
larına bu kapsamda değinirken kamuoyunu ilgilen-
direcek bir açıklama yapıyor:
“...Olmert, RTE ile görüşmesinde de -herkese ay-
nı bilgileri verdiğine göre- Hamas füze saldırılarına de-
vam ederse karşı harekete geçmek zorunda kala-
caklarını söyledi...”
Bu açıklamalardan çıkan sonuç ne olabilir:
İsrail Başbakanı diplomatik bir dil kullandı. RTE’ye,
günü ve saatini elbette söylemedi ama Hamas sal-
dırıları devam ederse sessiz kalamayacaklarını du-
yurdu.
RTE ya Olmert’in söylediğini anlamadı ya da an-
lamazlıktan geldi ve İsrail’e karşı Hamas yanlısı bir
tutum izlemeyi yeğledi.
Bu gelişmelerden sonra yanıtlanması zorunlu bir
soru gündeme geliyor:
İsrail; RTE’ye, üstelik başbakan düzeyinde günü
saati dışında Hamas saldırılarına yanıt vermek zo-
runda kalacaklarını söyledi mi söylemedi mi?
Soru yanıtlanırsa: Ya İsrail’in yalan açıklamalar yap-
tığı ya da RTE’nin Olmert’in söylediklerini anlama-
dığı veya anlaşılmaz bir nedenle anlamazlıktan gel-
diği ortaya çıkacak...
Her iki durumda; takke düşecek kel görünecek!
İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, aylar-
dır Çankaya’daki AKP’linin Dışişleri Bakanı iken 2 Ni-
san 2003 günü buluştuğu ABD Dışişleri Bakanı Po-
well ile 2 sayfa 9 maddelik gizli bir anlaşma yaptı-
ğını ve Dışişleri Bakanı olarak 24 Mayıs 2003 günü
Vatan gazetesinde Sedat Sertoğlu’na verdiği de-
meçte gizli anlaşmayı imzaladığını kabul ettiğini söy-
lüyor, yazıyor.
Çankaya’daki, Dışişleri Bakanı olarak bugüne
dek yalanlamadığı demecinde gazeteciye şunları söy-
lemiş: “Şimdi senin oturduğun koltukta ABD Dışiş-
leri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9
maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yap-
tığımı kalkıp açıklayamam ki...”
Oysa, Perinçek’in açıkladığı, Aydınlık dergisinde
yayımlanan gizli görüşme özeti çok önemli öğeler içe-
riyor:
Türk askerinin K.Irak’tan çekilmesi... Türkiye
TSK’nin ABD makamlarına haber vermeden K.Irak’ta
harekete geçer, Kürt halkına karşı şiddet kullanırsa
ABD’nin “uyarı” hakkını kullanacağı... ABD’nin İran
ve Ortadoğu harekâtlarına destek ve katılım... Asker
gücünde indirme... K.Irak’ta kurulan kukla devleti Tür-
kiye’nin tanıması... Güneydoğu belediyelerine özerk-
lik... Ermenistan’a yönelik kısıtlamaların kaldırılma-
sı gibi...
Anlaşmanın kimi maddeleri yavaş yavaş, şu veya
bu biçimde yürürlüğe giriyor.
Örneğin Çankaya’dakinin Ermenistan atağı gibi...
Bu yayınlar karşısında Çankaya’daki bugüne dek
sustu.
Çankaya’daki ABD ile bu gizli anlaşmayı 2003 ta-
rihinde yaptı mı, yapmadı mı?
Bu sorunun artık yanıtlanması gerekiyor.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
IŞIL ÖZGENTÜRK / isilozgenturk gmail.com
Utanç İçinde Yaşamak
İstemiyorum!
Baştarafı Arka Sayfada
çaktõrmadan söylüyorsunuz. Yüreğiniz hiç mi acõmõ-
yor, çocuklarõnõz, torunlarõnõz olduğunu söylüyorsu-
nuz, bir an sadece bir an çocuklarõ ölen o analarõn, ba-
balarõn yerine kendinizi koyun. Çocuklar yarõ çõplak
değil, çõplak olsalar bile böyle bir imayõ hak etmiyorlar.
Hiç kimse hak etmiyor!
Geçenlerde arkadaşlarla konuşuyorduk, bu iş bil-
mezlerin iktidarõndan bizi kim kurtaracak? Son dere-
ce umutsuz bir halimiz vardõ, hatta bir arkadaşõmõz
Amerika’nõn attõğõ bir bombayla hepimizin zehirlen-
diğini ve tümüyle tepkisiz bir hale getirildiğimizi söy-
ledi. O zaman gülmüştük, şimdi ciddi ciddi düşünü-
yorum, gerçekten böyle bir bomba atõldõ mõ?
Her zaman meselenin ekonomik olduğunu iddia eden
bir başka arkadaşõmõz, “Tüm yüreğimle diliyorum,
devlet öylesine yoksullaşsın ki, emekli ve memur ma-
aşlarını ödeyemeyecek bir duruma gelsin, işte o za-
man insanlar sokağa dökülür,” demişti. Bence
haklõ, bunca ölüme, bunca haksõzlõğa, bunca eşitsiz-
liğe karşõ kõlõnõ kõpõrdatmayan beyaz yakalõlar, emek-
liler, memurlar belki mesele kendilerine dokunduğunda
sokaklara çõkarlar. Bir teselli...
Beni bunca karamsar kõlan ne? Sanõrõm bu müthiş
sessizlik. Ama bu sessizlik sadece bu güzelim yurtta
değil, bütün dünyada geçerli. Yõlõn ilk günleri ve bü-
tün dünya Müslüman kardeşlerin müthiş dayanõşma-
sõnõ ibretle izliyor. Ne dayanõşma ama Mõsõr sõnõrlarõ-
nõ kapatõp, can havliyle sõnõra doğru koşan Filistinli-
lere (onlar da Müslüman) ateş ediyor. Arap dünyasõ-
nõn emirleri, krallarõ bir türlü haremlerinden çõkõp Fi-
listin’deki Müslüman kardeşlerine el uzatmõyorlar.
Batõlõlar mõ? Onlar çoktan kendi dertlerine düşmüş.
Krize hiç alõşõk olmadõklarõndan sürekli psikologlara
gidip günü geçirmeye çalõşõyorlar. Amerika mõ? Oba-
ma tatilde, Bush giderayak silah tacirlerine ne denli
sadõk bir adam olduğunu kanõtlamaya çalõşõyor.
Filistin’de ölen çocuklar mõ? Onlar hep ölürler. Çün-
kü babalarõ tekbir getirerek bağõrmanõn hiçbir işe ya-
ramadõğõnõ öğrenemediler. Tanrõ mõ? O sadece şaşkõn,
bir zamanlar insanoğlundan umudu vardõ, uzun za-
mandõr sadece olup biteni seyrediyor ve sayõlarõ giderek
artan çocuk meleklerine hiç olmazsa öteki dünyada kol
kanat germeye çalõşõyor.
SAYFA4 OCAK 2009 PAZAR CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul K 7
Edirne K 2
Kocaeli Y 8
Çanakkale Y 8
İzmir Y 12
Manisa Y 11
Aydın Y 12
Denizli Y 10
Zonguldak K 6
Sinop K 8
Samsun Y 10
Trabzon Y 12
Giresun Y 12
Ankara K 3
Eskişehir K 2
Konya K 0
Sıvas K 0
Antalya Y 15
Adana Y 12
Mersin Y 13
Diyarbakır PB 1
Şanlıurfa PB 5
Mardin PB 3
Siirt PB 1
Hakkâri B - 7
Van B 0
Kars B - 7
Oslo K -9
Helsinki K -6
Stockholm K -11
Londra PB 1
Amsterdam PB 5
Brüksel K 1
Paris PB 0
Bonn K -1
Münih K -3
Berlin K 1
Budapeşte B 2
Madrid Y 12
Viyana B 2
Belgrad PB -1
Soyfa K -2
Roma Y 11
Atina Y 16
Zürih PB 2
Moskova PB -9
Aşkabat A 13
Astana K -11
Taşkent K 2
Bakû PB 1
Bişkek K -3
Tiflis K 4
Kahire B 16
Şam B 13
Yurt geneli parçalı çok
bulutlu, Marmara, Ege,
Karadeniz, İç Anadolu,
Akdeniz, Doğu Anado-
lu’nun batısı yağışlı ge-
çecek. Yağışlar Marma-
ra’nın doğusu, Batı Ka-
radeniz ile Batı Akdeniz
kıyılarında kuvvetli ol-
mak üzere kıyılarda sa-
ğanak ve yağmur, diğer
yerler karla karışık yağ-
mur şeklinde olacak.
Kar yağõşõ
şiddetleniyor
Haber Merkezi - Türkiye Balkanlar ve Orta Ak-
deniz üzerinden gelen yeni bir soğuk ve yağõşlõ
havanõn etkisine girerken; yurtta etkili olan kar
yağõşõ hayatõ olumsuz etkiliyor.
Van merkez ve ilçelerinde dört gün önce et-
kili olan kar yağõşõnõn ardõndan kapanan 239
köy yolu, 25 greyder, 24 dozer, 12 loder ve 6
kar savurma aracõ ile 140 kişilik 18 ekibin ara-
lõksõz yürüttüğü çalõşma sonucu açõlõyor. Böl-
gede en düşük hava sõcaklõğõnõn eksi 15 derece
olarak tahmin edildiğini kaydetti. Ankara’nõn
Beypazarõ ilçesinde gece başlayan kar yağõşõ,
aralõklarla devam ediyor. Trafikte aksamalar
yaşanõrken, belediye yetkilileri, ilçedeki ana
yollarda tuzlama çalõşmasõ yapõyor. Edirne’de
hava sõcaklõğõnõn sõfõrõn altõnda seyretmesi so-
nucu karayollarõ ekipleri gece boyunca Kapõ-
kule Sõnõr Kapõsõ ve Lüleburgaz otoyolunda
tuzlama çalõşmasõ yaptõ. Soğuk hava ve kar ya-
ğõşõ nedeniyle Samsun, Ordu, Sinop, Sõvas ve
Kastamonu’da 687 köy yolu kapandõ.
Bir kişi donarak öldü
Giresun’da Merkez Camili köyü Camiyanõ
mevkisinde ailesi ile yaşayan ve kendisinden 3
gündür haber alõnamayan Ahmet Çoban’õn
(70) anteni ayarlamak için çõktõğõ çatõda dona-
rak yaşamõnõ yitirdiği ortaya çõktõ. Çoban’õn
anteni ayarlamak için çõktõğõ çatõda düşmesi
sonucu bayõldõğõ cesedinin, kar altõnda kaldõğõ
için 3 gündür bulunamadõğõ kaydedildi.
AKP örgütüne dağõtõlan ajandada hiç bilinmeyen ‘önemli günler’ yer aldõ
Bazõ günler ‘unutuldu’
nü, 31 Mayõs Hostesler Günü, 31
Mayõs Ruh Sağlõğõ Günü, 1 Ha-
ziran Ayasofya’da ilk cuma na-
mazõnõn kõlõnmasõ, 4 Ocak Has-
talõk ve Analõk Sigortasõ Kanu-
nu’nun kabulü, 25-31 Ocak Dün-
ya Cüzzam Günü ve Haftasõ, 26
Ocak Tüketici Ödülleri Yönet-
meliği’nin kabulü, 16 Şubat Fatih
Sultan Mehmet’in hocasõ Ak-
şemsettin’in vefatõ, 22 Mart Dün-
ya Su Günü, 20-26 Nisan Kutlu
Doğum Haftasõ, 1 Mayõs Bahar
Bayramõ, 3 Mayõs Dünya Astõm
Günü, 5 Mayõs Ahmet Necdet Se-
zer’in 10. Cumhurbaşkanõ Seçil-
mesi, 17 Mayõs Telekomünikas-
yon Günü, 25 Mayõs Necip Fazõl
Kõsakürek’in ölüm yõldönümü,
28 Mayõs Tarihi Türk Evlerini Ko-
ruma Haftasõ, 13 Eylül Avcõlar
Günü, 1 Ekim Camiler Haftasõ, 1-
7 Ekim Dünya Konut Günü, 21
Aralõk Dünya Kooperatifçilik Gü-
nü, 27 Aralõk Mehmet Akif Er-
soy’u Anma Günü.
Atsız’dan alıntılar
Bu yõlki ajandada Atatürk’ün
yanõ sõra Mehmet Akif Ersoy,
Hacı Bektaş-ı Veli, Mevlana
Celaleddin-i Rumi, Şeyh Ede-
bali, Hüseyin Nihal Atsız ve
Yunus Emre’nin sözlerinden
alõntõlar yer alõyor.
Atatürk’ün “Çalışmadan, öğ-
renmeden, yorulmadan, rahat
yaşama yollarını aramayı alış-
kanlık haline getirmiş olan bir
millet, önce onurunu, sonra
hürriyetini, daha sonra da ge-
leceğini kaybetmeye mecbur-
dur” sözüne yer verilen ajandada,
Ersoy’un “Cehennem olsa gelen,
göğsümüzde söndürürüz. Bu
yol ki Hak yoludur, dönme bil-
meyiz, yürürüz”, Hacõ Bektaş’õn
“İmanın kemali ahlak güzelli-
ğiyledir”, Mevlana’nõn “Nice in-
sanlar gördüm, üzerinde elbisesi
yok. Nice elbiseler gördüm, için-
de insan yok”, Atsız’õn da “Tür-
kiye Cumhuriyeti, aşağı yuka-
rı 3 bin yıllık bir milletin 22 yüz-
yıldan beri aralıksız var olan
devletinin bugünkü adıdır” söz-
leri dikkat çekti.
FIRAT KOZOK
ANKARA - 2008
yõlõ ajandasõnda Cum-
huriyet tarihinin en
önemli günlerini
“görmezden gelen”
AKP; Medeni Ka-
nun’un kabulü,
Şer’iye ve Evkaf Ve-
kâleti’nin kaldõrõl-
masõ, tekke ve zavi-
yelerin kapatõlmasõ-
nõ 2009 ajandasõnda da “unuttu”. 1 Mayõs İş-
çi Bayramõ’nõn “bahar bayramı” olarak ta-
nõmlandõğõ ajandada makarna günü, ishalde
ağõzdan sõvõ alma haftasõ ve kaynanalar günü,
Fatih Sultan Mehmet’in hocasõ Akşemset-
tin’in vefatõ ve dünya konut günü gibi gün-
ler ise es geçilmedi.
AKP’nin yeni yõl için bastõrdõğõ ve parti ör-
gütüne dağõttõğõ “Nice Ak Yıllara” adlõ ajan-
dada yurttaşlar tarafõndan neredeyse hiç bi-
linmeyen “önemli günlere” yer verilirken,
Cumhuriyet tarihinde dönüm noktalarõ ara-
sõnda yer alan birçok olay yine görmezden ge-
lindi. 2008 ajandasõnda unutulan 3 Mart Hi-
lafetin Kaldõrõlmasõ, 1 Kasõm Saltanatõn Kal-
dõrõlmasõ, 28 Kasõm Şapka Devrimi, bu yõl
anõmsandõ. Ancak Cumhuriyet tarihi açõsõn-
dan önem taşõyan, Medeni Kanun’un kabulü
(17 Şubat), Şer’iye ve Evkaf Vekâletinin
Kaldõrõlmasõ (3 Mart), Tekke ve Zaviyelerin
Kapatõlmasõ (30 Kasõm) ve Latin Alfabesine
Geçiş (3 Kasõm) 2009 ajandasõnda da unu-
tuldu. 1 Mayõs İşçi Bayramõ’nõn “Bahar
Bayramı” olarak sunulduğu ajandada, geçen
yõl olduğu gibi, makarna günü, kaynanalar gü-
nü, komşular günü, ishalde ağõzdan sõvõ te-
davisi haftasõ, Fatih Sultan Mehmet’in hoca-
sõ Akşemsettin’in vefatõ gibi günler unutul-
madõ. Ajandada yer alan bazõ önemli günler
şöyle:
15 Haziran Kaynanalar Günü, 26 Ekim Ni-
neler Günü, 17 Kasõm Komşular Günü, 1-7
Temmuz İshalde Ağõzdan Sõvõ Tedavisi Haf-
tasõ, 25 Ekim Makarna Günü, 22-28 Nisan Tel-
evizyon İzlememe Haftasõ, 21 Kasõm Tel-
evizyon Günü, 15 Nisan Büyümenin İzlenmesi
Günü, 1 Nisan Mizah (Şaka) Günü, 4 Nisan
NATO Günü, 31 Mayõs Sigara İçmeme Gü-
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları, yurt
genelinde çeşitli meslek ve sivil toplum ör-
gütlerince protesto edildi. İstanbul’da çeşitli
sivil toplum örgütleri, İsrail’in Gazze kenti-
ne yaptığı saldırıları protesto ederek İsra-
il’in İstanbul Başkonsolosluğu’na yumurta
attı, siyah çelenk ve kanlı bebek bıraktılar.
Bazı gruplar da Filistin bayraklarıyla Boğaz
Köprüsü’nde konvoy oluşturdular. İsrail,
Ankara’da Abdi İpekçi Parkı’nda düzenle-
nen “Gazze Halkıyla Dayanışma
Mitingi”nde protesto edilirken; İzmir, Sa-
karya, Van, Ağrı, Şanlıurfa, Samsun, Muş,
Yalova, Muğla, Sıvas, Çanakkale, Kastamo-
nu’da gösteriler düzenlendi. Osmaniye’de
düzenlenen “Filistin’e destek” mitingine,
Hamas’ın Suriye’de sürgündeki siyasi büro
şefi Halid Meşal telefonla katıldı. Meşal, cep
telefonunun hoparlöre yaklaştırılmasıyla
seslendiği Osmaniyelilerden maddi ve ma-
nevi yardım isteyerek, “Türkiye’den Gaz-
ze’ye doktor, hemşire, ambulans, ilaç gön-
dermesini bekliyoruz. Bizlerden dualarınızı
eksik etmeyin. İsrail mallarını boykot edin.
Zafer yakındır. Türkiye, İsrail ile silah an-
laşmasını da bir an önce iptal etmeli” dedi.
Meşal telefonla yardım istedi
‘Bilgi verdik’ karmaşası
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan’õn İsrail Başbakanõ Ehud
Olmert ile görüşmelerinde Gaz-
ze’ye yönelik operasyonun gün-
deme gelmediğini belirtmesine
karşõn İsrail’in İstanbul Başkon-
solosu Mordehai Amihai’nin Er-
doğan’a “İsrail’in sonunda ha-
rekete geçeceği yönünde bilgi
verildiğini” söylemesi dikkat çek-
ti. Emekli diplomatlar Erdoğan’õn
görüşmede konunun gündeme gelip gelme-
diğini açõklamasõ gerektiğini söylediler.
Başbakan Erdoğan, operasyonun ardõndan
yaptõğõ açõklamada, İsrail Başbakanõ Ehud Ol-
mert’i aramaktan vazgeçtiğini belirterek,
“Çünkü, bu bize karşı da yapılmış saygı-
sızlıktır” demişti. Erdoğan, 31 Aralõk Çar-
şamba günü Suriye’ye hareketinden önce
konuyla ilgili olarak “Bizim görüşmelerimiz
tamamıyla İsrail-Suriye olaylarına yönelik,
bunun 5. raundunun yapılabilmesine yö-
nelik görüşmelerdir” diye konuşmuştu.
Amihai ise dün gazetemizde yer alan değer-
lendirmesinde şu görüşleri dile getirdi: “Ola-
yın gizli hiçbir yanı yoktu. Olmert’in Sayın
Erdoğan’la görüşmesinde hazır değildim.
Ama Olmert herkese aynı bilgileri verdiğine
göre Sayın Erdoğan’a da aynı şeyleri söy-
lemiştir. Tabii ki şu gün şu saatte vuraca-
ğız demedi. Ama verdiği bilgiler İsrail’in so-
nunda harekete geçeceği yönündeydi.”
Emekli büyükelçiler ise Erdoğan’õn bir an ön-
ce konu hakkõnda açõklama yapmasõ gerekti-
ğini belirterek şunlarõ söylediler
Nüzhet Kandemir: Başbakan’õn ope-
rasyon başlamasõnõn hemen ardõndan mutla-
ka kamuoyuna açõklama yapmasõ ve konuy-
la ilgili bilgi vermesi gerekiyordu. Anlaşõldõ-
ğõ kadarõyla Sayõn Erdoğan’õn de-
diği gibi bir saygõsõzlõktan ziyade
Türk tarafõna sadece operasyonun
detaylarõyla ilgili bilgi vermemek
söz konusudur. Bu da normal bir
durumdur.
İnal Batu: Olmert ile Erdo-
ğan’õn buluşmalarõnda, Gazze ve
Filistin’den söz etmemiş olmalarõ
mümkün değil. Başbakan Ortado-
ğu ülkelerini gezeceğine o günlerde
Hamas üzerinde eğer var ise etki-
sini kullanmalõydõ. Ateşkes için Hamas’õ ik-
naya çalõşmalõydõ. Tabii İsrail’in bilgi verdi-
ğini savunmasõ, bu kadar orantõsõz güç kul-
lanmasõ insanlõk suçu işlemesinin mazereti de-
ğil. Erdoğan’õn bu Ortadoğu misyonunun da
gecikmiş bir misyon olduğu ortaya çõktõ.
Emin Gündüz: Başkonsolosun Tel
Aviv’den direktif almadan böyle bir açõklama
yapmasõ olanaksõz. Biz tabii ki görüşmenin
içinde tam olarak ne konuşulduğunu bileme-
yiz. Olmert’in Türkiye’de gelip, ben Filistin’i
kucaklayacağõm demesi de beklenecek bir şey
değil. Başbakan’õn kamuoyuna yönelik bir me-
saj vermesi lazõm.
Erdoğan’õn, Gazze saldõrõsõ öncesi İsrail’in kendilerine bilgi vermediğini söylemesine
karşõn İsrailli diplomat Amihai’nin ‘bilgi verdik’ açõklamasõ soru işaretleri yarattõ
GÜRCİSTAN BENZETMESİ
Başbakan Tayyip Erdoğan, Ortadoğu turu
çerçevesinde dün Riyad’da Kral Abdul-
lah’la görüşmesinin ardından soruları ya-
nıtladı. Erdoğan Gazze’deki savunmasız
çocuk ve kadınları vurmanın zulümden
başka bir şey olmadığını belirterek dünya-
ya Gürcistan’da gösterilen hassasiyetin Gaz-
ze’ye de gösterilmesi çağrısında bulundu.