18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3 OCAK 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA İnatçı ve Dingin... Yazı masamın başına oturdum dün sabah... Ha- va İstanbul’da yine buz kesiyor... Güneş bir görü- nüp bir kayboluyor. Karşımda Ermeni mezarlığı, göğe doğru yük- selen selviler, kırmızı kiremitli iki bina. Baktım siyahlar giyinmiş kadın mezarlıkta... Ay- lardır görmüyordum. Elindeki çiçekleri bıraktı mermer mezarın üze- rine. Bir süre öylece kaldı... Sonra başını gökyüzüne çevirdi. Uzun uzun baktı... Ağır adımlarla mezarlığın Mecidiyeköy yönüne doğru yürümeye başladı. Bir yıl önceye değin her hafta gelirdi mezarlığa o kadın... Elinde renk renk çiçekler olurdu. Bir yıldır gelmiyordu ve ben de merak içinde ne- den gelmediğini sorguluyordum kendi kendime... 2009’un üçüncü günü bugün! Yıllar hızla geçip gidiyor... Artık önümüzde kaç yeni yıl kaldı, diye düşünme mevsimindeyiz. Delişmen yıllarım çok gerilerde kaldı ama çocuksu yüreğim yerli yerinde duruyor. Bugün ılık, insanın içini ısıtan, umutlarını yeşerten bir yazı yazmak için geçtim bilgisayarın başına. Ne yazabilirdim? Sabah sabah TV kanallarında dolaşırken, Be- yoğlu’nu mesken tutan takkeli, sakallı, şalvarlı “teb- liğci”leri gördüm Haber-Türk’te... Yılbaşı için Beyoğlu’na çıkmışlardı. Önüne ge- lene yeni yıl kutlamalarının kâfirlerin işi olduğunu söy- leyip, alkol satanları uyarıyorlardı. Bu bir Türkiye fotoğrafıydı... O görüntüleri gördükten sonra “ılık” bir yazı yaz- mak zordu... Kendi sessizliğimin içine gömüldüm... Bu arada kendi kendime sordum: “Tehlikenin farkında mıydık?” Hiç sanmıyorum!.. Ankara’da doğalgazdan zehirlenerek ölen yedi üniversiteli genç!.. Bu bir “ihmal” miydi yoksa “boşvermişlik” miydi? Ne derseniz deyin!.. İçimden “buz” gib bir soğuk geçti. Titredim!.. Başbakan Tayyip Bey, Ankara Büyükşehir be- lediye başkan adayını önceki gün açıkladı: “Kardeşim Melih Gökçek’le yola devam edece- ğiz!” Melih Gökçek’in Doğalgaz Genel Müdürü tele- vizyonlarda konuşuyordu o sırada: “Doğalgaz borusunu (zehirlenmemek için) rüzgâra göre ayarlamak gerekir!” Ne demiştik? Türkiye fotoğrafı!.. İlkelliğin tam orta yerindeydik toplum olarak. Hâlâ yazı masamda düşünüyorum... “Ilık bir yazı yazabilir miyim?” Olanaksız!.. O zaman ne yapmalıyım? İnsan yüreğinin derinliğinden, delik deşik edil- miş yaşamlardan söz etmek değil bugün amacım. Bireyin tutkuları, özlemleri vardır... Aşkları, hüzünleri! Yaşamımız boyunca kendi düşlerimizle avun- duk... Oynaşan dağları, gümüşten kuşları, kıyısız apak engin denizleri sevdik... Hep ama hep kaçak düşleri kovaladık. Acımasızlığın rüzgârında hiç ama hiç düşün- celerimizden ödün vermedik, sınıfsal mücadele- yi bırakmadık... Sovyetler Birliği yıkıldığında “Yaşasın liberalizm ve küreselleşme, kahrolsun sosyalizm” diyenlerle aynı saflarda yer almadık, fırıldak gibi dönmedik. Hep Aydınlanma Devrimi’ni savunduk! Emek düşmanlarına, gericiliğe, yobazlığa karşı mücadele ettik!.. Gökyüzünün soğuktan buz kestiği bir günde “ılık” bir yazı yazamıyor insan! Başımı dumanlar içinde mavi olmayı çoktan unutmuş göğe çeviriyorum yeniden... Ermeni mezarlığı, kırmızı kiremitli ev, selvi ağaç- ları... Siyahlar giymiş o kadın çoktan gitti. Ürkek çocuklar ve yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi. 2009 yılında Türkiye fotoğraflarına iyi bakın! Türkiye çağın neresinde? Bense yıllardır alev dudaklarıyla yanan bir ge- ce lambasının ışığının altında düşlerimin peşin- deyim hâlâ. Hayat fırtınalarının dalgalarında geçmişle gele- ceğin hesabını yapmaya hiç niyetim yok. Hiç gitmediğim bir yerde, en ince kımıltısında seslerin kendi sessizliğini dinliyorum. Fırlatılmış bir taş gibi göğe, inatçı ve dingin! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ‘AKP Müslüman Kardeşlere benziyor’ Mõsõr doğumlu olan ve Paris’te eğitim gören Samir Amin, kalkõnma teorileri, kapitalizm, küreselleşme ve sistem karşõtõ hareketler üzerine görüşleriyle tanõnõyor Haber Merkezi - Mõsõrlõ Marksist iktisatçõ Samir Amin, “Türkiye’de iktidarda olan İslamiyet değil, ik- tidarda olan İslamcı olduğunu sa- vunan bir siyasi partidir. Mı- sır’daki Müslüman Kardeşler de böyledir” dedi. 2008 yõlõnõ “Tari- hin sonu geldiği mitinin ve kapi- talizmin ebedi olduğuna dair mit- lerin sonunun geldiği bir yıl” ola- rak tanõmlayan Amin, Amerikan askeri müdahaleciliğinin sistemin devamõ için Obama tarafõndan da sürdürüleceğini söyledi. BBC Türkçe servisinden Güney Yıldız’õn sorularõnõ yanõtlayan ünlü düşünür Amin, ekonomik kriz, dün- yadaki askeri müdahaleler, siyasal İs- lam ve 2008 yõlõna dair değerlen- dirmelerde bulundu. ‘Terorizmi icad ettiler’ Ekonomik krizin temel nedeni aranõrken kapitalist gelişmenin ile- ri derecede oligopolleşmiş olmasõna yoğunlaşõlmasõ gerektiğini belirten Amin, Yõldõz’õn “Sizce Keynesçilik, sistemin krizine çözüm getirecek bir alternatif olabilir mi?” sorusuna “Oligopollerin süper kâr elde et- melerini mümkün kılmak için ça- balıyorlar, bunun da Keynesçilikle bir ilgisi yok” yanõtõnõ verdi. Amin, Afganistan ve Irak’ta mut- lak bir zafer ya da mutlak bir mağ- lubiyetin yaşanmadõğõ bir kriz du- rumuna ilişkin gelecek öngörülerini ise şöyle aktardõ: “ABD, Avrupa ve Japonya, bu doğal kaynaklara diğer toplum- ların erişimini engellemek zorun- da olduklarını görüyorlar. Bunu sağlayabilmelerinin de gezegen üzerinde askeri kontrol kurmak- tan başka bir yolu olmadığını bi- liyorlar. Bu nedenle de ‘terorizm’ dedikleri şeyi icat edip, bunu ken- di yararlarına kullanmaya başla- dılar. Bu sayede de, tümüyle suç olan ve uluslararası hukukta yeri olmayan ‘önleyici savaş’ kavramını geliştirdiler. Ve ilk vuruşlarını da Ortadoğu’ya gerçekleştirdiler an- cak bu daha yalnızca ilk adım sa- yılır.” Obama yönetiminin askeri kontrol ve müdahalecilik doktrininin de herhangi bir değişiklik yapacağõnõ düşünüyor musunuz? Sorusuna ise “Hayır, gezegen üzerinde askeri kontrol sağlanması planı yalnızca Bush’un aklıyla üretilmiş bir plan değildir. Planın ortaya atılması da- hi, Clinton dönemindedir. 21. yüz- yılda gezegenden bir askeri kont- rol sağlanmasına dair Pentagon belgeleri bulunmaktadır. Tabii, Bush planını büyük bir küstahlıkla ve şiddetli bir şekilde uygulama- ya çalışmıştır, ancak Obama da belki en azından müttefiklerine karşı benzer bir küstahlıkta ol- masa da başka bir dil kullanarak bu planı uygulamaya devam ede- cektir” yanõtõnõ verdi. “Siyasal İslamın emperyaliz- min kör bir müttefiki olduğunu” söyleyen Amin, Türkiye’nin siyasal İslam tartõşmalarõnda ismi geçen, de- ğinilen bir ülke olduğunu belirten BBC muhabirinin “Yaklaşık 80 yıl- lık laik cumhuriyetçiliğe rağmen siyasal İslamın Türkiye’de yük- selişte olduğu” yönündeki sorusu- na ise şu karşõlõğõ verdi: ‘Türkiye’de siyasal İslam farklı’ “Türkiye’deki siyasal İslamın, başka ülkelerdekinden çok da farklı olduğunu düşünmüyorum. Özellikle de Arap ülkelerini kas- tediyorum. Mısır’daki Müslü- man Kardeşler hareketinden çok da farklı değil kanımca. Türki- ye’de iktidarda bulunan siyasal İslam, Avrupa Birliği’yle bütün- leşmeye karşı değil ve birçok ko- nuda da bütünleşmeye karşı de- ğil. Dolayısıyla bu hareketler de, diğer tüm gerici hareketlerin ol- duğu türden bir gericiliğe sa- hipler.” ‘AKP İslamcı bir partidir’ Özellikle, Türkiye gibi ülkeler söz konusu olduğunda, İslamõn õlõm- lõ biçimine örnek oluşturduğu yo- rumlarõ ve “ılımlı İslam” kavramõ- nõ da değerlendiren Amin “İslami- yet bir dindir. Ben siyasal İslam- dan söz ediyorum. Türkiye’de ik- tidarda olan da İslamiyet değil, ik- tidarda olan İslamcı olduğunu savunan bir siyasi partidir. Mı- sır’daki Müslüman Kardeşler de böyledir” dedi. Ilõmlõ İslam ifadesinin ise tü- müyle yanõltõcõ bir ifade olduğunun altõnõ çizen Amin, “Bu hareketler iktidarda oldukları zaman ılımlı olarak tanımlanabilirken, ikti- darda olmadıklarında ise radi- kalleşebilirler” diye konuştu. Amin, 2008 yõlõnõ ise “Tarihin so- nu geldiği mitinin ve neoliberal ve- ya liberal denen kapitalizmin ebe- di olduğuna dair mitlerin sonunun geldiği bir yıl” olarak tanõmladõ. Zana’ya 55 yıl hapis istemi DİYARBAKIR (Cumhuriyet) - Diyarbakõr Özel Yetkili Cumhuriyet Savcõsõ, kapatõlan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana’ya “terör örgütü üyesi olmak” suçundan verilen 10 yõllõk hapis cezasõnõ az bularak Yargõtay’a temyiz başvurusunda bulundu. Başvuruda Zana’nõn “terör örgütü üyesi olmak” suçundan 10 yõllõk hapis cezasõnõn yanõ sõra Terörle Mücadele Kanunu’nun “terör örgütünün propagandasõnõ yapmak” suçunu kapsayan 7/2. maddesi uyarõnca da 9 kez 5’er yõl hapisle cezalandõrõlmasõ istendi. DP’li belediye başkanına gözaltı ISPARTA (Cumhuriyet) - Isparta Emniyet Müdürlüğü’nün Isparta, İstanbul, Konya ve Denizli’de yaptõğõ eşzamanlõ operasyonda DP’li Çarõksaraylar Belde Belediye Başkanõ Halil Toprak’õn da aralarõnda bulunduğu 25 kişi gözaltõna alõndõ. Zanlõlarõn çek- senet tahsilatõ, kurşunlama ve nitelikli yağma olaylarõna karõştõğõ ileri sürüldü. Toprak 2007 yõlõnda da bir zimmet davasõ nedeniyle tutuklanmõş, 8 ay cezaevinde kaldõktan sonra kefaletle serbest bõrakõlmõştõ. Toprak, DP’nin Çarõksaraylar beldesi belediye başkan adayõydõ. Çömez’in adı caddeye verildi Haber Merkezi - Ergenekon operasyonu kapsamõnda şüpheli olarak aranan Opr. Dr. Turhan Çömez’in adõ, milletvekilliği yaparken “518 konuttan oluşan TOKİ evlerinin yapõlmasõndaki katkõlarõndan ve hizmete soktuğu çim saha nedeniyle” Balõkesir’in Manyas ilçesinde caddeye verildi. Bu kararõn 5 AKP’li, 3 ANAVATAN’lõ ve 1 CHP’li üyenin bulunduğu belediye meclisi tarafõndan oybirliğiyle alõndõğõnõ belirten ANAVATAN’lõ Belediye Başkanõ Necmi Çetin, Çömez’in aranmasõndan daha ziyade verdiği hizmetlerin önemli olduğunu açõkladõ. Bu konudaki eleştirilere kulaklarõnõ kapattõğõnõ belirten Çetin, “Ben ve belediye meclisi üyesi arkadaşlarõmõz, hizmet yapan kişileri unutmayõz” dedi. AKP, BM GÜVENLİK KONSEYİ’NDE İLKİN’LE DEVAM ETMEYE KARARLI Büyükelçi İlkin’le yola devam ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AKP hükümeti BM Güvenlik Konseyi seçimlerinden önce, yaş haddinden dolayõ emekli olan ancak “Cumhurbaşkanlığı Başdanış- manı” sõfatõ verip Newyork’ta kal- masõnõ sağladõğõ Türkiye’nin BM’deki Daimi Temsilcisi Büyük- elçi Baki İlkin’le yola devam etme kararõ aldõ. AKP, BM Güvenlik Konseyi Ge- çici Üyeliği için seçim sürecinde Ba- ki İlkin’in yaş haddinden emekli ol- masõ gündeme geldiğinde, seçimler yapõlana kadar görevine devam et- mesi için formül aramõş ve kendisi- ne bir kararname ile Cumhurbaşka- nõ Başdanõşmanõ sõfatõ verilmişti. Ba- ki İlkin için öngörülen bu formülün, seçimlere kadar devrede olmasõ gündeme gelmişti. Bu durum, Dõş- işleri Bakanlõğõ bürokrasisinde önemli rahatsõzlõğa neden oldu. Çünkü aynõ dönemde Yeni Zelan- da, İrlanda, Yemen, Meksika gibi merkezlerde görevli büyükelçiler yaş haddinden emekliye ayrõlmõş- lardõ. Baki İlkin’in, başdanõşman for- mülü ile görevine devam edecek ol- masõ, Dõşişleri Bakanlõğõ gelenek- lerine aykõrõ olarak değerlendiril- mişti. Bunun yanõ sõra yurtdõşõndan dönen ve görev bekleyen büyükel- çilerin Bakan Ali Babacan tarafõn- dan görmezden gelinmesi de Dõşiş- leri Bakanlõğõ’ndaki rahatsõzlõğõ art- tõrmõştõ. Diplomasi kulislerinde, Ba- ki İlkin’in, Türkiye’nin BM Gü- venlik Konseyi geçici üyeliğini res- men devralmadan önce bu görevin- den ayrõlõp Türkiye’ye döneceği ve yerine, merkezden deneyimli bir büyükelçinin New York’a gönderi- leceği beklentisi ortaya çõkmõştõ. Hatta bu konuda bazõ isimler bile te- laffuz edilmeye başlanmõştõ. Ancak Dõşişleri Bakanõ Ali Babacan ve Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, 1 Ocak sonrasõnda da İlkin’in New- york’ta kalmasõnõ istedi. Baki İlkin de “hayır” demeyince, Türkiye’yi BM Güvenlik Konseyi’nde 2 yõl bo- yunca temsil edecek isim kesinleş- ti. Böylece, ilk kez emekli bir bü- yükelçi başdanõşman sõfatõ ile önem- li bir görev üstlenmiş oldu. Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Siyaset Bilimci Prof. Dr. Binnaz Toprak: AKP kaldıkça baskı sürecek MELTEM YILMAZ Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Siyaset Bilimci Prof. Dr. Binnaz Toprak, AKP’nin ikti- darda kalmasõ ve kendine bağlõ yerel yönetimleri uyarma yoluna gitmemesi halinde toplumu ikiye bölen “mahalle baskısı”nõn sü- receğini belirtti. Prof. Toprak, İstanbul Üniver- sitesi (İÜ) Rektörlüğü’ne Başba- kan Recep Tayyip Erdoğan’õn aile doktoru olan Prof. Dr. Yunus Söylet’in atanmasõnõ “Kadro- laşmanın bu denli had safhaya çıktığı bir dönemde farklı bir adım atılarak birinci seçilen kişi rektör ilan edilebilirdi. Bu, AKP’nin kadrolaşma iddiala- rından sıyrılması için güzel bir yöntem olurdu. Ancak yine bi- linen uygulandı” diye değerlen- dirdi. “Türkiye’de Farklı Olmak- Din ve Muhafazakârlık Ekse- ninde Ötekileştirilenler” baş- lõklõ raporun proje sorumluluğu- nu yürüten Prof. Dr. Toprak, bir süre önce gerçekleştirdikleri araş- tõrma ve bu konudaki tartõşmala- ra yönelik yaptõğõ değerlendir- mede, AKP de dahil olmak üze- re “Türkiye’deki siyasi partile- rin kendi tabanına hâkim ola- madığını” söyledi. Prof. Top- rak, AKP’nin iktidarda kalmaya devam etmesi ve bu süreçte yerel yönetimleri uyarma yoluna git- memesi durumunda özellikle Anadolu’da kendini gösteren bas- kõ unsurunun artarak devam ede- ceğine dikkat çekti. ABD’de 1960’larda zencileri aşağõlamak için “nigger” denil- diğini, zencilerin beyazlarõn ya- şadõğõ mahallelere dahi alõnma- dõğõnõ anlatan Prof. Toprak, “An- cak ABD ortak akıl ve siyasi ik- tidarların mücadelesiyle bu- gün siyahi bir başkan seçebili- yor. Türkiye’nin de aynı şekil- de sanat, eğitim, siyasi mücadele ile medyanın katkısıyla farklı kültürlerle yaşamaya alıştırıl- ması gerekiyor. Tabii Türki- ye’de ayrımcılıkla mücadele edecek eğitmen ile siyasi kal- dıysa, ondan da emin değilim” diye konuştu. Raporda yer alan baskõ unsu- runun “tepki” yoluyla çözülece- ğine inandõğõnõ belirten Prof. Toprak, “Türkiye, tepki meka- nizması gelişmiş bir ülke oldu- ğu için demokrasiyle yönetili- yor. Burada, İslam coğrafyası- nın geri kalan birçok bölge- sinde olduğu gibi ellerinde si- lahlı birtakım adamlar ülkeyi yönetmiyor. Diyalektik alışve- rişle Türkiye bir yerlere vardı” dedi. ‘Seçimlerde AKP kadro- laşması kendini gösterdi’ İstanbul Üniversitesi rektörlük seçiminde yaşananlarõn, AKP ik- tidarõnõn kadrolaşma iddiasõndan etkilenmediğinin bir göstergesi ol- duğunu ifade eden Prof. Toprak, özetle şunlarõ kaydetti: “İstanbul Üniversitesi rek- törlük seçimleri gösterdi ki, üniversitenin birinci seçtiği aday hiçbir şekilde göz önünde bulundurulmadan Başbakan Erdoğan’ın doktoru olan kişi rektör seçildi. Bu sonuç, Tür- kiye’de her alanda kendisini gösteren kadrolaşma iddiaları- nın kulak arkası edildiğinin ciddi bir işareti. Ben isterdim ki Sayın Cumhurbaşkanı, seçim- lerde oy kullanan üniversite yönetiminin fikrine saygı gös- terip onların seçtiği kişiyi ata- saydı. Cumhurbaşkanı ‘Ben rektör atamalarõnda devre dõşõ kalmak istiyorum’ diyor ancak devreye girdiğinde de kendi tarafında olanı seçiyor.”  Türkiye’nin siyasal İslam tartışmaların- da ismi geçen, değinilen bir ülke olduğu- nu söyleyen Samir Amin, “Türkiye’deki si- yasal İslam’ın, başka ülkelerdekinden çok fark- lı olduğunu düşündüğünü” söyledi. CMYB C M Y B TÜRKİYE 47 YILDIR TEMSİL EDİLMİYORDU BM Güvenlik Konseyi’nde 1951-1952, 1954-1955 dönem- lerinde ve son olarak da 1961 yõ- lõnda Polonya ile paylaştõğõ 1 yõl- lõk yarõ dönemde yer alan Tür- kiye, 47 yõldõr konseyde temsil edilmiyordu. Türkiye en son 1972’de Büyükelçi Vahap Aşi- roğlu ile BM’de Finansman Ko- misyonu üyeliği yapmõştõ. O ta- rihten bu yana hiçbir Türk dip- lomat komisyona başkan veya üye olamamõş, genel kurula hiç- bir öneri de sunamamõştõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle