18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 23 OCAK 2009 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Tarikatın Kolları... Hukukun üstünlüğünü ve yargının bağımsız- lığını savunurum... Bir hukuk devletinde bireyler eğer suç işle- diyse kimliklerine bakılmaksızın gözaltına alınır- lar ve sorgulanırlar. Bu kişilerin meslekleri ne olursa olsun bir ayrım yapılmaz, bir başka deyişle “ayrıcalıklı kişi” olarak görülmez. Olaya bu açıdan bakıp Türkiye’de olup bi- tenleri irdelemeye çalışalım: Ergenekon davasının birinci ayağının iddiana- mesi 2500 sayfa ve 450 klasörden oluşuyor... İddianamenin önemli bir bölümü telefon din- lemeleri. Pek çok kişinin adı bu telefon konuş- malarında yer alıyor. Hukuk devletinin ilkeleri bellidir... İnsanlar ev, kahve sohbetlerinde, telefon ko- nuşmalarında “siyasal iktidarın ülkeyi nereye gö- türdüğü” konusunda düşüncelerini söyleyebilir- ler. 2008’de yurtdışında toplantıda konuşurken bir izleyici şu soruyu yöneltti: “AKP iktidarından kurtulmanın yolu TSK’nin dar- be yapmasından geçer, siz bu konuda ne düşü- nüyorsunuz?” Verdiğim yanıt çok kısa oldu: “Ben 12 Mart’ları, 12 Eylül’leri, 28 Şubat sü- recini yaşamış bir gazeteciyim... En kötü sivil ik- tidar en iyi askeri rejimden iyidir. Bir askeri dar- be, demokrasi ve özgürlükleri ortadan kaldırır ve bugünleri arar duruma geliriz...” Soruyu soran kişi çok kızdı benim yanıtıma ve salondan ayrıldı... Bana o soruyu soran kişi suç mu işlemişti? Bence hayır! Bireyler siyasal yanlışlar yapabilir, değerlen- dirmeleri de farklı olabilir... Devlet içinde “başına buyruk silahlı güç odakları” faili meçhul cinayetlere karışmadı mı? Karıştı! Pek çok arkadaşımızı, meslektaşımızı bu cinayetlerde yitirmedik mi? Yitirdik! TBMM Faili Meçhul Siyasi Cinayetleri Araştır- ma Komisyonu’nun 1994 yılında hazırladığı ra- por da ortada, Susurluk raporu da... Toprak altından çıkan silahlar, mermiler, bom- balar polisin elinde... Peki kimin bu silahlar, bombalar, mermiler? An- kara “Zir Vadisi”nde 800 mermi bulundu ama si- lahlar yok. Bu konuda dün değindiğim gibi açık- lama yapan da yok... Kimi gazeteciler “komplo teorileri” kuruyor... Ergenekon’da kim suçlu, kim suçsuz ayırt edi- lemiyor! Hele işin içine “Fethullahçı örgütlenme” gir- diğinde, tarikat şeyhinin müritleri ortalığı ayağa kal- dırıyor... Doç. Dr. Hakan Yavuz’un açıklamalarının bir bö- lümünü dün aktardım. Cemaatlere pek uzak durmayan Yavuz bile Fethullahçıların yarattığı “Korku İmparatorluğu”ndan söz edip ekliyordu: “Cemaat 28 Şubat’ın rövanşını alıyor. Gözal- tı dalgaları sürecektir. 28 Şubat’ın simge isim- leri de alınacaktır.” Hakan Yavuz ne Atatürkçü Düşünce Derne- ği’nin ne de Çağdaş Yaşamı Destekleme Der- neği’nin genel başkanı! Cemaatlere karşı olan bir ad değil... Bir bilim in- sanı olarak yaşananları değerlendirip göz- lemlerini aktarıyor. Dün kaldığım yerden devam edersem, bir önemli noktanın altını çizmekte yarar var. Hakan Yavuz ne diyordu: “Cemaat içine sızdığı ve ele geçirdiği es- trümanlarla bir korku imparatorluğu yaratmış.” Konuyu açmakta yarar var: Hakan Yavuz’un “Enstrüman” dediği şey ne- dir? Özellikle istihbarat birimleri ve yargı... Çünkü Fethullahçılar “duyarlı kurumlara” sız- mışlar... Kamuoyu bunun adını “F Tipi” olarak bi- liyor... Hakan Yavuz’un Sky Türk’te yaptığı bir başka saptaması da şöyleydi: “Cemaat 28 Şubat’ın rövanşını alıyor.” Ve ekliyordu Hakan Yavuz: “28 Şubat’ın bir ayağı da medya idi. Kanadoğ- lu’nun maruz kaldığı muamele 28 Şubat’ın en önemli enstrümanı olan bir büyük medya patro- nu için de hazırlanıyor olabilir.” Soner Yalçın Hürriyet’te (18 Ocak 2009) ben- ce çok önemli bir yazı yazdı ve ilişkiler zincirinin halkalarını ortaya döktü... Soner Yalçın soruyordu: “Türkiye’nin en güvenilir kurumuna karşı ya- pılan bu sistematik psikolojik savaşın amacı ne- dir? TSK bir karşı darbenin saldırılarına mı ma- ruzdur?” [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART ‘Gökçek rol çalıyor’ ANKARA (AN- KA) - CHP’nin Büyük- şehir Belediye başkan adayõ Murat Karayalçõn, kendisinin seçim vaadi olarak kamuoyuna du- yurmasõnõn ardõndan, Büyükşehir Belediye Başkanõ Melih Gök- çek’in şubat ayõnda su faturalarõnõn 30 gün üze- rinden hesaplanacağõnõ açõklamasõnõ “rol çal- mak” olarak nitelendirdi. Karayalçõn, çok kõsa sü- re önce hemşerilerine bir müjde verdiğini ve yöne- time geldikten sonra su faturalarõnõn 30 günlük su tüketimi üzerinden hesaplanacağõnõ açõkla- dõğõnõ hatõrlatarak “An- laşõlan Sayõn Gökçek bir proje üretmekten çok, benim sözlerimi kopya etmeye dayalõ yeni bir seçim stratejisi geliştir- miş” dedi. Sözleşmeliye kötü haber ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Milli Eğitim Bakanõ Hüseyin Çelik’in geçen aralõk ayõnda sözleşmeli öğret- menlere verdiği “asker öğretmenlik” müjdesi gerçekleşmedi. Milli Eğitim Bakanlõğõ ile MSB arasõnda bir süredir sözleşmeli öğretmenlerin de askerlik hizmetlerini kadrolu öğretmenler gibi asker öğretmen olarak yapmasõ konusundaki görüşmelerden sonuç alõnamadõ. MSB Genel Sekreterliği’nden yapõ- lan yazõlõ açõklamada “Bakanlõğõmõzca yapõlan çalõşmalar sonucunda, sözleşmeli öğretmenlerin bugünkü hukuki statüleri karşõsõnda kadrolu öğret- menlerin tabi olduğu re- jime intibak ettirileme- yecekleri anlaşõlmõştõr” denildi. Öğrencilerle polis çatıştı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - Anka- ra Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakülte- si’nde protesto gösterisi düzenlemek isteyen “Öğ- renci Kolektifi” üyesi bir grupla polis arasõnda ar- bede çõktõ, bir polis ile çok sayõda öğrenci yara- landõ. Fakülte bahçesinde toplanan öğrenciler pro- testo eylemine izin veril- memesi üzerine kaldõ- rõmdan söktükleri taşlarõ polislere fõrlattõ. Taşlarla polise saldõran gruba, po- lis biber gazõ ve tazyikli su kullanarak müdahale etti. Olaylarda bir polis memuru ve çok sayõda öğrenci yaralandõ. Ayrõca güvenlik güçlerine ait iki aracõn camlarõ kõrõldõ. Sicil affı yasalaştı ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - TBMM Genel Kuru- lu’nda, kamuoyunda “sicil affõ” olarak bili- nen “Karşõlõksõz Çek ve Protestolu Senetler ile Kredi ve Kredi Kartlarõ Borçlarõna İlişkin Ka- yõtlarõn Dikkate Alõn- mamasõ Hakkõnda Tasa- rõ”, kabul edilerek yasa- laştõ. Yasaya göre, kar- şõlõksõz çek, protesto edilmiş senet ve kredi borcu nedeniyle kara listeye alõnanlar borçla- rõnõ 6 içinde ödedikleri ya da yeniden yapõlan- dõrdõklarõ takdirde Mer- kez Bankasõ’nda tutulan kayõtlardan silinecek. TBMM Başkanõ, yemekte Ergenekon soruşturmasõnõn da gündeme geldiğini söyledi Toptan, Gül’ü yalanladõANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, önce- ki gün yasama, yürütme ve yargõ or- ganlarõnõn başkanlarõna verdiği yeni yõl yemeğinde Ergenekon soruşturmasõnõn gündeme gelmediğini belirterek “Gö- rülen davayla ilgili konuşulur mu; mahkeme başkanları, Cumhurbaş- kanı, Başbakan hukuku çiğner mi?” diye sorarken, toplantõya katõlan TBMM Başkanõ Köksal Toptan, “Türki- ye’nin sorunları konuşulurken, temel ilkeler çerçevesinde, bu konuya da te- mas edildi” dedi. Cumhurbaşkanõ Gül, Afrika ülkele- rinin Ankara’daki büyükelçilerini ka- bulünde, gazetecilerin Ergenekon so- ruşturmasõna atõfta bulunarak önceki gün verdiği yemeğin yankõlarõnõ nasõl değerlendirdiğini sormalarõ üzerine, “Bazılarınızın manşetlerine bak- tım, hayretler içinde kaldım doğru- su. Görülen bir davayla ilgili orada konuşulur mu, mahkemelerin baş- kanları, Cumhurbaşkanı, Başba- kan, Meclis Başkanı hukuku çiğner mi? Her şey çok magazinel. Konu- şulan şeyler, söylenen şeyler zaten güzelce açıklanmış. ‘Hukukun temel ilkeleri’ denmiş, ‘demokrasi’ den- miş.” karşõlõğõnõ verdi. TBMM Baş- kanõ Toptan ise dün gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlarken, Ergenekon so- ruşturmasõnda sorumluluk bilinciyle hareket edilmesini isteyerek “Dile- ğim, bu sürecin bir an önce sona er- mesidir. Varsa suçluların hak et- tikleri cezayı görmeleri, suçsuzların ise bir an önce bu işten aklanıp çıkmalarıdır” dedi. Toptan, Cum- hurbaşkanõ Gül’ün yemekli toplantõsõna ilişkin sorulara dikkat çekici yanõtlar verdi. Toptan, “Yemekte bu konula- rın konuşulduğu yorumları yapıldı, arkasından böyle bir operasyon gerçekleşti” diyen gazeteciye “Bun- lar arasında bağlantı kurmanın mantığı yok. Daha önce planlanmış, ancak dün yapılabilen bir yemek. Hepimizin Ankara’da bulunduğu gün, düne denk geldi. Dünkü yemek ile bugün yapılan operasyonların hiçbir bağlantısı yok” karşõlõğõnõ verdi. Toptan, “Bu konular konu- şuldu mu” sorusuna da “Çok ayrın- tılı şekilde konuşulmadı ama Tür- kiye’nin sorunları konuşulurken, temel ilkeler çerçevesinde, bu ko- nuya da temas edildi. Bildiri dikkatle okunursa, bu konuda devletin zir- vesinin ne düşündüğü ortaya çı- kar” karşõlõğõnõ verdi. Cumhurbaşkanõ Gül, önceki gün verdiği yemekte Ergenekon soruşturmasõnõn gündeme gelmediğini belirtirken TBMM Başkanõ Toptan, “Türkiye’nin sorunlarõ konuşulurken, temel ilkeler çerçevesinde, bu konuya da temas edildi” dedi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhurbaş- kanõ Abdullah Gül’ün önceki gün yasama, yürüt- me ve yargõ organlarõnõn başkanlarõyla bir araya geldiği yemekten sonra yapõlan usul uyarõsõ dünkü gözaltõlarla “sözde” kaldõ. Çankaya Köşkü’nün açõklamasõnõn daha mürekkebi kurumadan dün sa- bah yine evler basõldõ, aramalar yapõldõ. Ergenekon soruşturmasõndaki tartõşmalõ gözal- tõlarõn kamuoyunda rahatsõzlõğõn en üst noktaya çõkmasõ ve tepkilere neden olmasõnõn ardõndan Cumhurbaşkanõ Gül, yasama, yürütme ve yargõ organlarõ başkanlarõyla önceki gün öğle yemeğin- de bir araya gelmişti. Yemekte “memleket mese- leleri” konuşulurken her şeyin hukuka uygun yü- rütülmesi konusunda duyarlõ davranõlmasõ için tüm katõlõmcõlar görüş birliğine varmõştõ. Henüz, toplantõnõn ardõndan işaret edilen usul uyarõsõnõn nasõl yankõ bulacağõ sorusuna yanõt aranõrken Er- genekon soruşturmasõnda 11. dalga olarak adlandõ- rõlan yeni gözaltõlar geldi. Kişinin savcõlõğa çağrõ- larak ifadesi alõnmasõ yerine, yine sabah evler ba- sõldõ, aramalar yapõldõ. Bir anlamda açõklama ve uyarõ da “sözde kalmış” oldu. Gözaltõ kararlarõnõn savcõlõk talebi ve mahkeme kararõyla gerçekleşti- rildiği de dikkate alõndõğõnda, dünkü gözaltõ karar- larõnõn Çankaya Köşkü’ndeki öğle yemeğinin biti- minin hemen ardõndan alõndõğõ da anlaşõldõ. AÇIKLAMANIN MÜREKKEBİ KURUMAMIŞTI Köşk’ünuyarısı ‘sözde’ kaldı Ergenekon’da gecikmeli usul ‘İsterlersekapõmõzçalõnõr’ İstanbul Haber Servisi - Erge- nekon operasyonunun 11. dalga- sõnõn hemen ardõndan dün öğle saatlerinde eski asker, bürokrat ve büyükelçiler Kadõköy’deki Moda Deniz Kulübü’nde bir araya geldi. Kamuoyuna Ergenekon’un üst kurulu olduğu iddialarõyla günde- me gelen Encümen’i Dâniş’in dünkü toplantõsõna emekli Orge- neral Hüseyin Kıvrıkoğlu, eski TBMM Başkanõ Necmettin Ka- raduman, emekli Orgeneral İs- mail Hakkı Karadayı, eski Dõş- işleri Bakanõ İlter Türkmen, es- ki MİT Müsteşarõ Köksal Sönmez, Cahit Arel, Sefa Reisoğlu, eski Kara Kuvvetleri Komutanõ emek- li Orgeneral Aytaç Yalman, Em- re Gönensay, Nahit Özgür, İlhan Evliyaoğlu katõldõ. Toplantõ ön- cesinde açõklama yapan eski Ge- nelkurmay Başkanõ Kõvrõkoğlu, bir önceki Ergenekon operasyonunda gözaltõna alõnan emekli Orgeneral Kõlõnç’õn iddialarõyla Encümen-i Dâniş’in gündeme geldiğini anõm- satarak “Kılınç, Encümen-i Dâ- niş’in üyesi değildir. Ankara’da katıldığı bir toplantı, burada ka- tılmış gibi gösteriliyor” dedi. Er- genekon adõnõ, dava açõlõnca duy- duğunu belirten Kõvrõkoğlu, “Ka- pınızın çalınacağını düşünüyor musunuz?” sorusuna “Bilemi- yoruz neye göre kapı çalıyorlar. Birilerinin düşüncesi kapımızı çalmayı gerektirirse çalarlar” yanõtõnõ verdi. Encümen-i Dâniş’in dünkü toplantõsõna katõlan emekli Orgeneral Kõvrõkoğlu, Ergenekon adõnõ dava açõlõnca duyduğunu belirtti İstanbul Haber Servisi - Gözaltõ- na alõnan Verso Siyasal Araştõrmalar Merkezi sahibi Erhan Göksel, An- kara’da 1959 yõlõnda doğdu. 1976’da Hacettepe Ü. Tõp Fakültesi’ne girdi. Ardõndan ekonomi doktorasõnõ yap- tõ. Politik psikoloji üzerine çalõştõ. 1987’de Ankara Numune Hastane- si’ndeki görevinden istifa etti. 1983- 87 arasõnda Türkiye’nin yurtdõşõndaki lobi faaliyetlerini yürüttü. Politik da- nõşmanlõk hizmetlerine, 1989’da Ver- so Siyasal Araştõrmalar Merkezi’ni kurarak Adnan Kahveci ile birlikte başladõ. Sõrasõyla Turgut Özal, Sü- leyman Demirel, Tansu Çiller, Ay- dın Güven Gürkan, Hikmet Çetin, Deniz Baykal ve Mesut Yılmaz’a si- yasi danõşmanlõk yaptõ. Yõlmaz’la yollarõ 1999 seçimleri öncesinde ay- rõldõ. Ayrõca 1996’da Bulgar Başba- kanõ Kostov’un, 1999’da Kazakistan Devlet Başkanõ Nazarbayev’in baş- kanlõk kampanyalarõ- nõ yürüttü. 1998- 2000 arasõnda ABD’de Başkan Yardõmcõsõ Al Gore’a Ortado- ğu danõşmanlõ- ğõ yaptõ. Göksel, 11 Ocak’ta SKY Türk’te 10’uncu dalga operasyo- nuyla gelinen süreci “Er- genekon’da, adeta kirli ça- maşırlarla temizler bir ara- da yıkanıyor. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ile eski Özel Ha- rekât Dairesi Başkanveki- li İbrahim Şahin’in aynı ke- feye konulmasının, huku- kun siyasallaştığı kuşku- sunu yarattığını” şeklinde değerlendirmişti. İstanbul Haber Servisi - Gözaltõna alõnan gazeteci Ünal İnanç’õn www.ay- kõrõhaber.net internet sitesinde 3 gün önce kaleme aldõğõ “Konu- yu Adalete Bıraka- lım” başlõklõ yazõsõn- da 10’uncu dalga göz- altõlarla ilgili “Benim satılmışlarımın, entelleri- min, servis edilen medyamın sayesinde herkes korkuyor, ben de dahil” değerlendirme- sinde bulunmuştu. İnanç, “Son 20 yıl içinde Türkiye’de Ergenekon’dan çı- kan silahların on katı yaka- landı. Hiç kimsenin aklına bu silahları yakalatanların baş- taki hükümeti devirmek için kurduğu gelmedi” yorumunda bu- lundu. İnanç, şunlarõ dile getirmişti: “Çocukları Suç ve Suçlardan Ko- ruma Vakfı ile Güvenlik ve Yargı Muhabirleri Derneği’nce verilen ‘Yurttaşlõk ödülleri’ verdiklerimiz arasında Hikmet Çiçek, Hurşit To- lon, Sabih Kanadoğlu, Mustafa Bal- bay, Tuncay Mollaveisoğlu da var- dı. İkisi tutuklu yatıyor, birini ser- best bıraktılar, öbürünü gözaltına almadılar. ...Hiram Abas’ın nasıl bir faili meçhule kurban gittiği konu- su tartışılsın. Gladyonun kasası İs- viçreli Rochildbank Genel Müdü- rü Jurkher’in Abdullah Çatlõ ile ça- tışan akıbeti araştırılsın. TNT ka- lıplarıyla 30 yıl önce yakalanan esrarengiz Yüzbaşı Mehmet Ali Çevikel olayı irdelensin. 7 TİP’li gencin ölümüne katkıda bulun- duktan sonra İstanbul’da barınan Abdullah Çatlı’nın akıbeti araştı- rılsın. Onu kimler himaye etmiş?” ‘Kirli çamaşırlarla temizler bir arada yıkanıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ergenekon soruşturmasõnda en çok tartõşõlan konularõn başõnda bilgisayar kayõtlarõna el koyma usulünün delil topla- ma yöntemine uygun yapõlmamasõ geliyordu. Polis son operasyonlarda bilgisayarlarõn hafõzasõnõ kopya- layarak bir örneğini de şüpheliye verme yoluna gitti. Ergenekon soruşturmasõ kapsamõnda gözaltõna alõnan pek çok kişinin bilgisayarõna kopyalanmak yerine olduğu gibi el konulmasõ yöntemi izleniyor- du. Ancak son dönemde polisin kopyalama yerine el koyma yönteminden vazgeçtiği gözleniyor. Son ola- rak Türk Metal Sendikasõ Genel Merkezi’nde yapõ- lan aramada bilgisayarlarõn hafõzasõ polislerce kop- yalanarak alõndõ. Yargõlama aşamasõnda usulüne uy- gun elde edilmeyen delillerin hukuki nitelikli olma- yacağõ kaygõsõ bu yöntemde etkili oldu. BİLGİSAYARLARDA KOPYALAMA YAPILDI Ü Ç G Ü N Ö N C E K A L E M E A L D I Ğ I Y A Z I S I Gazeteci İnanç: Herkes gibi ben de korkuyorum musakart yahoo.com Erhan Göksel. ARAŞTIRMACI GÖKSEL 10. DALGAYI DEĞERLENDİRMİŞTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle