Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
“Daha fazla bastırma!”
1991’de Sovyetler’in çöküşünün ardından, bağım-
sızlığını ilan eden Ukrayna, o gün dünyanın 3. büyük nük-
leer gücü oluvermişti. Rusya ve Batı, Ukrayna’nın bu güç-
te durmasına izin vermedi. Kiev yönetimi bütün nükle-
er olanaklarını Moskova’ya aktardı.
Elde kaldı doğalgaz... Sovyetler Birliği döneminde Uk-
rayna’nın işlevi şuydu:
Bütün Sovyetler’in doğalgaz merkez üssü.
Dağıtım borularından, üretim merkezlerine kadar her
şey Ukrayna’daydı. Dağılmanın ardından Rusya, Uk-
rayna’nın elindeki bu olanakları hemen kendine çevire-
medi. 2006’ya kadar uzanan uzun süreli bir doğalgaz an-
laşması yaptı. Buna göre, Ukrayna’nın işlevi devam ede-
cek, Rusya da Ukrayna’ya çok ucuza 1000 metreküpü
100 doların da altında doğalgaz verecekti.
2006 geldi, Rusya yeni bir bölüşüm anlaşması istedi.
Yılbaşından bu yana, Rusya, Ukrayna ve AB arasın-
daki doğalgaz anlaşmazlığının özünde yatan bu.
Rusya, Ukrayna’yı eski Sovyet döneminde olmasa bi-
le, her konuda kendine danışarak karar alması gereken
bir ülke olarak görüyor. Ukrayna yönetiminin amacı ise,
bir an önce AB’ye ve NATO’ya kapağı atmak. Rusya bu-
na izin vermiyor.
Ukrayna’nın iç yapısı da, Rusya’nın elini güçlü tutan
unsurlar içeriyor. 50 milyon nüfuslu ülkenin yüzde 15’i
Ruslardan oluşuyor. Rusya’nın ağırlığı ise, yüzde 15’in
en az 3 katı...
Buna karşın Ukrayna da alttan almıyor, “Rusya’nın ta-
rihi Ukrayna ile başlar. Biz ayrı bir ulusuz, kararları da ken-
dimiz vermek istiyoruz” diyor.
Ukrayna’nın sesini yükseltebilmesi için, arkasında AB
ve NATO desteğini görmesi gerekiyor. AB ise bütün do-
ğalgaz gereksiniminin neredeyse yüzde 50’sini Ukray-
na üzerinden, Rusya’dan karşılıyor. Bu nedenle Rusya’ya
da, Ukrayna’nın başını dik tutmasını sağlayacak kadar
kafa tutamıyor.
Kuzeyimizdeki bu gerilim, ister istemez Türkiye’yi de
doğrudan ilgilendiriyor. Enerji Bakanı Hilmi Güler, haf-
ta içinde Moskova’ya gitti. Güler, Türkiye’nin durumu-
nu sağlamlaştırıp dönmek istiyordu. Ancak Bakan’ın Mos-
kova dönüşü yaptığı açıklama, ancak fındık kabuğunu
dolduracak cinstendi:
“Doğalgaz ve kömür yenmez ama fındık yenir. Fındı-
ğı yiyince de üşüme derdiniz olmaz. Bunun dışında bi-
liyorsunuz başka avantajları da var.”
Yukarıdaki sözlerin tümü Bakan Güler’e ait. Bakana
Rusya’da “nanik” yapmış olacaklar ki, Bakan da İstan-
bul’da “aganigi” yaptı!
Kara mizah bir yana, Türkiye’nin enerji politikasızlığı
bundan daha güzel anlatılamazdı.
Enerjide kaynak ülke kadar geçiş ülkesi olmak da çok
önemli, Türkiye’nin bu konuda, pek çok olanağı var. Ba-
kû-Tiflis-Ceyhan bir dizi engele karşın yaşama geçti. Şim-
di Nabucco gündemde... Türkiye, Bulgaristan, Maca-
ristan, Avusturya ve Almanya Ortak Boru Hattı Projesi,
Avrupa’ya Rusya’nın yanı sıra Türkiye’nin üzerinden de
bir enerji koridoru sunuyor.
Gelin görün ki, bu projeye ayak sürüyen ülkelerden bi-
ri Türkiye...
21. yüzyılın stratejik konularından biri enerji...
Rusya, Batı’yı tümüyle kontrolünde tutmak için doğuyu
içine alıp 14 ülkeli “Doğalgaz OPEC”ini kurma girişimi-
ne çoktan başladı.
Kuzey’de soğuk savaş...
Güneyde, her şey yavaş!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
rak iki emekli orgeneralle kimi yüksek rütbeli subayların göz-
altına alınmasından, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker
Başbuğ’un Başbakan’ı ve Çankaya’yı saatler süren ziya-
retinden sonra böyle bir uyarıda bulunmak gereğini mi duy-
du? Ya da Orgeneral Başbuğ’u dinledikten sonra böyle bir
açıklama ile suskunluğuna son vermek zorunda kaldı!
Genelkurmay’dan görüşmeyi izleyen 7 gün herhangi bir
açıklama yapılmadı.
Fakat Genelkurmay İletişim Daire Başkanı Tuğgeneral Me-
tin Gürak, önceki gün basını bilgilendirme toplantısında Er-
genekon soruşturmasına askerin bakış açısını açıkladı:
Temel insan haklarının.. anayasanın 38. maddesinde yer
alan, suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimsenin suç-
lu sayılmayacağı hükmünün.. masumiyet karinesinin.. adil yar-
gılama hakkı gibi temel hukuk ilkelerinin ihlal edildiğini söy-
ledi.
Tuğgeneral Gürak’ın söyledikleri, kuşku yok, Orgeneral Baş-
buğ’un yaptığı ikili görüşmelerdeki söylemlerin özünü açıklıyor.
Ne ki, Orgeneral’in Başbakan’a ve Çankaya’dakine; ordu
içinde bu temel ilkelerin ihlalinin, şüpheli gibi gösterilip, su-
çu ne olduğu açıklanmadan gözaltına alınmaların, tutukla-
maların nasıl karşılandığını...
...Ordu ile Ergenekon örgütü arasında bir bağ kurulması-
na çalışıldığını, bu yöntemle TSK’nin yıpratılma sürecine gi-
rildiğini söyleyip söylemediği bilinmiyor.
Bu nedenle askerin Ergenekon’a bakış açısını irdelerken
Genelkurmay başkanları; İsmail Hakkı Karadayı ile Hüse-
yin Kıvrıkoğlu’nun soruşturmanın amacında TSK’nin yıp-
ratılması olgusunun yattığını saptayan açıklamalarına özen-
le yer vermek gerekiyor.
Kıvrıkoğlu, özellikle ABD’nin Irak müdahalesinden sonra
“adım adım TSK’yi hedef alan yıpratma kampanyasının baş-
latıldığını” söylüyor.
Buna karşın gerçek şu: AB’nin TSK’nin etkinliğini hedef
alan sürekli açıklamalarına zamanın Dışişleri Bakanı, bugün
Çankaya’da ikamet eden AKP’li ile Başbakan RTE, karşı bir
davranış göstermediler, onaylar gibi sustular.
İçimizdeki ikinci Cumhuriyetçiler, Soros’un dolarlarıyla bes-
lenenler, AKP ve AB yalakaları, Cumhuriyet düşmanları ile
dışımızdaki güçler -hâlâ- her vesile ile asker düşmanlığı ser-
giliyorlar.
Yıllardır yaşadığımız bu süreç gelişti, gelişti.. sonunda han-
gi amaçlar peşinde olduğu bilinen AKP döneminde Ergenekon
soruşturmasına geldi, dayandı.
İki saygın orgeneral; Karadayı ile Kıvrıkoğlu onca yıllık as-
ker. Yıllarca görev yaptıkları Genelkurmay Başkanlığı’nda Er-
genekon adında hükümeti devirmeyi amaç edinen bir terör
örgütünün adını bile duymadıklarını, varlığıyla ilgili bilgileri
olmadığını söylüyor.
Her iki orgeneral darbeler döneminin kapandığını yineli-
yorlar. Üstelik, Ergenekon örgütünün varlığından haberleri
olsa derhal gerekeni yapacaklarını da sözlerine ekliyorlar.
Bu açıklamaların tarihsel bir dayanağı var:
27 Mayıs 1960 ihtilali, komuta zincirine karşın yapıldı. 27
Mayıs’tan sonra gelen 12 Mart 1971 ve 12 Eylül 1980 dar-
beleri ise Genelkurmay Başkanı ile dört kuvvet komutanı ta-
rafından gerçekleştirildi.
Bugünkü disiplinli bünyesi ile TSK içinde komuta zinciri
dışında kimi subayların çete kurmaları, darbe yapmaya ha-
zırlanmaları, bu hazırlıklardan komuta düzeyinin haberi ol-
maması olanaksız.
Kimi subayların emekli olduktan sonraki davranışlarıyla ey-
lemlerini TSK’ye bağlamak da abesle iştigal!
Ama bugün Türkiye’de elmalarla armutlar birbirine karış-
tırıldı, karıştırılıyor.
Genel kanı: İktidar, siyasal amaçlarına malzeme arıyor.
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA18 OCAK 2009 PAZAR CUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul B 8
Edirne PB 6
Kocaeli B 9
Çanakkale B 9
İzmir PB 11
Manisa PB 8
Aydın PB 12
Denizli PB 11
Zonguldak B 11
Sinop B 9
Samsun B 9
Trabzon Y 10
Giresun Y 9
Ankara B 0
Eskişehir S 4
Konya S - 1
Sıvas K - 3
Antalya PB 16
Adana S 15
Mersin PB 13
Diyarbakır S 10
Şanlıurfa B 12
Mardin B 10
Siirt B 7
Hakkâri B - 2
Van S 0
Kars K - 5
Oslo K - 2
Helsinki K - 3
Stockholm K 1
Londra Y 8
Amsterdam Y 8
Brüksel Y 6
Paris Y 9
Bonn Y 4
Münih Y 9
Berlin Y 6
Budapeşte Y 5
Madrid B 10
Viyana Y 5
Belgrad B 8
Soyfa B 10
Roma Y 16
Atina PB 16
Zürih Y 8
Moskova K - 4
Aşkabat B 15
Astana B - 7
Taşkent B 12
Bakû B 7
Bişkek PB 7
Tiflis B 4
Kahire PB 17
Şam B 17
Yurt geneli parçalı
çok bulutlu, Orta Ka-
radeniz’in doğusu,
Doğu Karadeniz, Do-
ğu Anadolu’nun ku-
zeyi ile Sıvas çevre-
leri yağışlı geçecek.
Yağışlar; kıyılarda
yağmur ve sağanak,
iç kesimlerde karla
karışık yağmur ve kar
şeklinde olacak.
da Genel Kurul’da da ele alõna-
maz, ama Gazze olayõ gündem
başlõğõ biraz değiştirilerek Genel
Kurul’da karara bağlanabilir. An-
cak, bu kurulun yetkisi yalnõz
(bağlayõcõ olmayan) tavsiye ka-
rarlarõyla sõnõrlõdõr.
Arap Devletleri Örgütü, çoğu
kez olduğu gibi, bu olayda da kõ-
lõnõ kõpõrdatmõyor. Ayrõca, Mõsõr
Arap Cumhuriyeti’nin de özel
sorumluluğu var. Mõsõr, İsrail ku-
şatmasõnõ kendi sõnõrõnda uygula-
yõp Filistinlileri daha da zor du-
rumda bõrakan komşu Arap dev-
letidir. Mõsõr’õn bu tavrõ 1949 Ce-
nevre Antlaşmalarõna ve Arap
Birliği Örgütü’ne aykõrõdõr. Av-
rupa Birliği de çözüm üretmiyor.
2002’de kurulmuş olan Uluslar-
arasõ Ceza Mahkemesi de (ve
onun Statüsünde M. 13/b) var,
ama ABD vetosu bu mahkemeyi
de devre dõşõ bõrakacak. İsrail
yargõ organlarõ da suskunluklarõ-
nõ koruyor.
Bu durumda, yasal çözümün
sahnesi, vetolarõn olmadõğõ ve
dünya kamuoyunu yansõtacak
olan BM Genel Kurulu’dur. Bu
kurul, ayrõca, M. 22’ye dayanarak
“Gazze’ye ilişkin bir savaş suç-
ları komitesi” de oluşturup tüm
İsrail suçlarõnõn dizelgesini yapa-
rak dünya kamuoyunu daha sağ-
lõklõ bilgilendirebilir.
Uzun erimli ikinci çözüm ge-
leneksel Filistin topraklarõ üstün-
de biri Yahudiler biri de Araplar
için iki ayrõ devlet yerine, “tek bir
devlet” kurmaktõr. Bu yola en baş-
ta İsrail karşõ çõkacak ve engelle-
nemezse nükleer savaş başlõklõ fü-
zelerini devreye sokacaktõr. An-
cak, iki ayrõ devletin uygulamada
yürümeyeceğini, ayrõca sõk sõk
kan dökümüne, ardõndan savaşlara
yol açacağõnõ 1930’larõn kimi ün-
lü Yahudi düşünürleri belirtmiş-
lerdi. Türkler Filistin’den 1917’de
çõkarõldõktan sonra, oradaki Müs-
lüman ve Hõristiyan Arap toplu-
luğu haklarõnõ bir daha kazanma-
mak üzere hemen yitirdiler ve o
günden bugüne köprülerin altõn-
dan çok sular, daha doğrusu çok
kan aktõ, ama uzun erimli çözüm
birçok Yahudi aydõnõnõn da öner-
miş olduğu tek devletti. Bu seçe-
neğin geçmiş birikimi ve bugünü
için ayrõ yazõ gerekir.
Baştarafı 2. Sayfada
Filistin’de Çözüm
Prof. Dr. Türkkaya ATAÖV
Vakfımızın Kurucu Üyesi,
Mimarlık Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı,
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi II. Başkanı,
Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) Türkiye Temsilcisi,
Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Konsey Üyesi,
Boğaziçi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi Öğretim Üyesi,
sevgili ve değerli dostumuz,
hocamız,
Prof. Dr. Mimar
H. H. Günhan
Danışman’ı
kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.
Tüm meslektaşlarımızın,
dostlarının ve ailesinin başı sağ olsun.
MİMARLIK VAKFI
ACI KAYBIMIZ
Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi II. Başkanı,
Mimarlık Vakfı Kurucu Üyesi,
Mimarlık Müzesi Yönetim Kurulu Başkanı,
Avrupa Mimarlar Konseyi (ACE) Türkiye Temsilcisi,
Uluslararası Mimarlar Birliği (UIA) Konsey Üyesi,
Boğaziçi Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi
Öğretim Üyesi, değerli hocamız,
Prof. Dr. Mimar
H. H. Günhan
Danışman’ı
kaybetmenin derin üzüntüsü içindeyiz.
Tüm meslektaşlarımızın,
dostlarının ve ailesinin başı sağ olsun.
MİMARLAR ODASI GENEL MERKEZİ
VE
MİMARLAR ODASI ŞUBELERİ
ACI KAYBIMIZ Pişmanım!
Bu Uras’õn meselesi sa-
dece ömür boyu para ve Ci-
hangir sosyetesiymiş. Ne
sosyete ama, Türkiye va-
tandaşlarõ işsizlikten kõrõ-
lõrken sendikal haklar ayak-
lar altõna alõnõrken, binler-
ce genç işsiz kendini uyuş-
turucuya vururken, ülke-
nin en önemli meselesi Er-
menilerden özür dilemek
olduğunu düşünen bir sos-
yete. Atladõm bir de ikide
bir Cumhurbaşkanõmõz Ab-
dullah Gül’e yaranmaya
çalõşan bir sosyete. Onlarõn
içinde çok sevdiklerim de
var. Ama şunu anladõm ve
korktum, savaştan on yõl
sonra Saraybosna’da dola-
şõrken hep aynõ soruyu sor-
muştum. “İnsan nasıl kırk
yıllık dostunu öldürebi-
lir?”
Bunu soran ben, şimdi bu
yazõyõ yazõyorum, trajik ve
korku verici. Kendimi suç-
luyorum “Işõl sen çok kö-
tü oldun” diye ama F tipi
cezaevlerinden gelen mek-
tuplar masamõn üstünde ve
anlaşõlan o ki, Türkiye bir
iç savaştan geçecek, tõpkõ
Yunanistan ya da İspan-
ya’da olduğu gibi. Gazete-
miz çok ölüm gördü ve an-
laşõlan o ki, daha çok ölüm
görecek. Fazlasõyla karam-
sar bir yazõ bu. Ama ne ya-
palõm bu köşenin yazarõ
bir süredir şaşkõn, siz onun
sizi güldürmesini seversiniz
ama yazarõn içinden gül-
mek gelmiyor.
isilozgenturk gmail.com
Baştarafı Arka Sayfada
Yılmaz Çimen’le birlikte Ay-
dõn’a gelen Birden, ülkede ya-
şanan hukuk tartõşmalarõ ko-
nusunda üstü kapalõ mesajlar
verdi. Birden, “Yargı bağım-
sızlığının temel amacı va-
tandaşa adaletin her türlü et-
kiden uzak, kendi kurum ve
kuralları içerisinde gerçek-
leşeceği güven ve inancı ver-
mek, verebilmektir” diye ko-
nuştu.
Birden, anayasal ve yasal
hükümlerin yoruma gereksi-
nim duyulmayacak kadar açõk
olmasõna karşõn, idarenin yar-
gõ kararlarõnõ yerine getirme-
mesinin hâlâ bilimsel toplan-
tõlarõn konusu olduğuna da
dikkat çekti. Aydõn Baro Baş-
kanõ Sümer Germen , Tür-
kiye’nin ümmet toplumun-
dan Cumhuriyete geçiş süre-
cini henüz tamamlayamadõ-
ğõnõ belirterek “Yaşadığımız
sıkıntılar da bunun birer
kanıtıdır. Umuyoruz ki en
kısa sürede her şeye rağmen
hukuk içerisinde hukukun
üstünlüğü ilkesine inanıla-
rak, evrensel hukuk ilkele-
rine uygun olarak sorunla-
rın çözülür” dedi.
ADANA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Adana Barosu’nca
gerçekleştirilen “AİHM Ka-
rarlarında Adil Yargılama”
konulu konferansta, Ergenekon
konusunda gelinen noktada bu
durumun yeniden tartõşõlmaya
başlandõğõnõ kaydedenTürki-
ye Barolar Birliği Başkanõ Öz-
demir Özok şunlarõ söyledi:
“Ergenekon davası artık bir
pehlivan tefrikası haline ge-
tirilmiştir. Her gün yeni şey-
lerin yazılması, yeni şeylerin
tartışmaya açılıp konuşul-
ması, birçok kurum ve kav-
ramı yaralamakta, yıprat-
maktadır.” Özok: “Hiçbiri-
mizin gideceği yer yok, tek sı-
ğınacağımız adalettir. Bunu
makul bir süre içerisinde
yapmak zorundasınız.
2001’de başlamış bir soruş-
turma, 2007’de açılmış, sonu
ne zaman açıklanacağı belli
olmayan bir dava, ne zaman
temyizden döneceği belli ol-
mayan bir dava ve siz bunu
‘adil yargõlama’ diye tanım-
layamazsınız. Bunu söyleye-
bilirsiniz ama, çağdaş huku-
kun egemen olduğu bir ül-
kede böyle olmadığını da
herkes size söyler” dedi.
Baştarafı 1. Sayfada
‘Gül’e haber verildi’ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Eski Genelkurmay
başkanlarõndan emekli Orge-
neral Hüseyin Kıvrıkoğlu,
“Encümen-i Daniş” toplantõ-
larõndan Abdullah Gül’ün de,
başbakanlõğõ döneminde ha-
berdar edildiğini söyledi. Tür-
kiye’de darbeler döneminin
bittiğini belirten Kõvrõkoğlu,
“Benim için Ergenekon’un
bir numarasıdır diyorlar, şa-
şırdım. Bu kadar yıl hizmet
yaptım, Ergenekon’u bu ope-
rasyondan sonra öğrendim”
dedi.
Emekli Orgeneral Kõvrõkoğ-
lu, Hürriyet gazetesine Erge-
nekon soruşturmasõna ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Ergenekon soruşturmasõnõn
“başlamasına neden olduğu”
iddia edilen Tuncay Güney’in
konuşmalarõnõ yorumlayan
Kõvrõkoğlu, “Türkiye’nin
enerjisini, gücünü, her şeyi al-
dı götürdü. Herkes buraya
dikkat kesildi, bu son derece
kötü oldu. Bu ifadeleri veren
kişi kim; akli dengesi kay-
bolmuş, hayal gücü son de-
rece geniş, daldan dala konan
biri. İfadelerini okudum. Ku-
laktan dolma, sanki empoze
edilmiş şeyleri söylüyor” de-
ğerlendirmesini yaptõ.
Kendisi için “Ergenekon’un
çekirdeğidir, 1 numarasıdır”
dendiğini anõmsatan Kõvrõkoğ-
lu, “Ergenekon adını bu ope-
rasyonlardan sonra öğren-
dim. Genelkurmay Başkanı
olarak hiç duymadım. Birçok
değerli komutan bu işlere
bulaştırıldı. İsmail Hakkı Ka-
radayı Paşa, 19 yıl önce
emekli olmuş Necip Torum-
tay Paşa, Teoman Koman,
birçok arkadaş. Saçma sapan
açıklamalar; ama maalesef
Türk halkını televizyonlara
kilitlediler. İstenen; herke-
sin aklını o yöne yöneltmek,
kargaşa yaratmaktır. Bu ki-
şinin Türkiye’den kaçıp git-
tiği, bir daha dönmediği dik-
kate alınırsa, arkasında Tür-
kiye dışı bazı güçler olduğu-
nu kabul etmek gerek” diye
konuştu.
Daha önce gözaltõna alõnan
emekli orgeneraller Şener
Eruygur ve Hurşit Tolon’un
eşleriyle görüştüklerini, moral
verdiklerini belirten Kõvrõkoğ-
lu, “Bu arkadaşlarımın ko-
mutanlığını yaptım. Son de-
rece başarılı işler yapmışlar.
Böylesi olaylarla bir ilişkile-
ri olacakları kanısında deği-
lim. Zaten uzun zamandır
TSK’ye karşı yıpratma kam-
panyası var. Özellikle Irak’a
ABD müdahalesinden sonra
başlatılmıştır. İşte çuval ge-
çirme falan. Adım adım TSK
hedef alınıyor” diye konuştu.
Türkiye’de darbeler döne-
minin kapandõğõnõ belirten Kõv-
rõkoğlu, buna gerek olmadõğõ-
nõ, sõkõntõlõ durumlarda her haf-
ta Başbakan ve Cumhurbaşka-
nõ ile görüşmeler yapõldõğõnõ
söyledi.
‘Yargı yansız olmalı’ ‘Kurumlar yıpratılıyor’