18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 17 OCAK 2009 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Tetikçi Bugün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin anasa- yal kuruluşu olan TRT’de, Kanada’da yaşayan “zı- pır”ın nasıl boy gösterdiğine, tetikçilik yaptığına değinip, Fethullahçı Akın İpek’in gazetesinin ve televizyonunun “çevrecileri” hangi amaçla kara- layıp “linç” girişiminde bulunduğunu anlatacağım. Türkiye’de ipin ucu kaçmış!.. Zıpır, devlet televizyonundan eski Genel Kurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karada- yı’ya saldırıyor, onu “çete” olarak suçluyor, ar- dından Ertuğrul Özkök’ü tehdit ediyor. Zıpır önemseniyor!.. Önemsendiği için bir eski milletvekili, bir eski ba- kan “zıpır”a soru soruyor... Bunlar halkın vergileriyle yayın yapan devlet televizyonunda oluyor... Yazıklar olsun!.. Gazeteleri yetmemiş, şimdi devlet televizyo- nunda insanlar çetecilikle suçlanıyor... Fethullahçı Akın İpek’in gazetesi ve televizyo- nu da çevrecileri hedef gösteriyor. Hep söylüyorum, Türkiye ilginç bir dönemden geçiyor... Akın İpek, on yıl önce Ankara’da zarfçılık ya- pıyordu, birdenbire zengin oldu... Her neyse! İpek’in “Koza Altın” şirketi zor günlerde... Gazetesi ve televizyonu, CHP Grup Başkanve- kili Kemal Anadol, avukat Senih Özay, turizm- ci Birsel Lemke’ye savaş açtı... Çünkü Danıştay, Ovacık altın madeninde ÇED raporu süresini doldurduğu için madeni kapat- ma kararı aldı. Madenin yasal olarak ay sonun- da kapatılması gerekecek. Kemal Anadol da bir soru önergesiyle olayın peşinde olduğunu belirt- ti. Akın İpek panikledi... Haber ve yazılarıyla Senih Özay ve Birsel Lemke’ye savaş açtı. Ne Alman ajanlıklarını bıraktı ne de vergi kaçakçılığı yaptık- larını. Bu bir yargısız infaz değil midir? Çevrecileri kendi çıkarları için karalama kam- panyası yürütenlere yanıtı Senih Özay ve Arif Ali Cangı veriyor... Yıllar önce yargılanan ve aklanan bu insanları “Al- man ajanı” diye suçlayan Fethullahçıları da tanı- rım... İşleri budur.. Çamur at izi kalsın... Bir yurtseverin görevi yağmalanan dağlarımıza, göllerimize, ovalarımıza sahip çıkmaktır... Çokuluslu “altın avcıları”yla hukuk savaşımı ver- mek, bir hukuk devletinde suç öğesi oluşturur mu? Kaz Dağları, Madran Dağları, Kaçkarlar, Tun- celi Ovacık, Erzincan, Toroslar “çokuluslu altın avcıları”na teslim edildi... Çevreci kuruluşlar bunun üzerine ayağa kalktı... Akın İpek şimdi Danıştay’ın verdiği “durdurma ka- rarı”nı içine sindiremediği için gazetesi ve televiz- yonuyla çevrecilere akıl mantık dışı saldırıda bulun- ma cesaretini kimden buluyor? Akın İpek, çıkardığı altından ne kadar kazandı, devlete ne ödedi?.. Açıklasın! Çevreci insanları Alman ajanı, PKK militanı gi- bi suçlamalarla sindirmeye çalışan Akın İpek, Da- nıştay’ın verdiği karara uymak zorunda kalacak... Sıkıntısı bu! Yargı tarafından aklanmış insanlar, elbet Akın İpek’in gazetesi ve televizyonuna karşı dava aça- caklardır... Bergama Ovacık’taki “altın madeni” kapatıla- cak. Akın İpek’in para musluğu kesilecek! Bilirkişi heyetini karalayan “Koza”, bilirkişi Prof. Dr. Sezai Göksu’yu da hedef gösteriyor... Tarikat şeyhlerinin müritleri hükümeti arkaları- na alıp Danıştay’ın verdiği “madenin işletilmesini durdurma” kararına meydan okuyor! Avukat Senih Özay’ı kırk yıldır tanırım... Öyle ko- lay kolay pes etmez... Bakın, Efemçukuru’ndaki “altın madeni” İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından “Tahtalı Bara- jı”nı kirlettiği için kapatıldı... Ben burada bir ipucu vereyim Akın İpek’e... Al- manya’nın eski SPD’li Başbakanı Schröder “ço- kuluslu altın avcıları”nın koordinatörü... Türki- ye’ye bu nedenle çok sık gelip gidiyor... Onun için “Alman ajanı” masalınızı kimse ye- miyor. Ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tep- kisi... Ne diyor yazılı açıklamada: “Bazı gazetelerde, siyasi partileri soruşturmak- la görevli Cumhuriyet Savcıları’nın ad ve so- yadları, görevlendirildikleri siyasi partiler açıklanarak yazılmakla hedef haline getirilmişlerdir.” Peki kamu düzenini ve kamu güvenliğini “ihlal eden” bu kişiler kime güvenerek yapıyorlar he- def göstermeyi? Hukuk devleti neredesin, yanıt ver! [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Toptan: Yargıya güvenmek lazım ANKARA (Cum- huriyet Bürosu) - TBMM Başkanõ Köksal Toptan, Ergenekon so- ruşturmasõna ilişkin ge- lişmeleri değerlendirir- ken “Yargõya güvenmek lazõm” dedi. TBMM’de, Ergenekon soruşturmasõ- na ilişkin gazetecilerin sorularõnõ yanõtlayan Toptan, yargõ sürecini, sakin şekilde beklemek gerektiğini söyledi. Top- tan, yargõlama sürecinin başõnda bulunulduğuna işaret ederek mahkeme ve Yargõtay aşamalarõ da olacağõnõ belirtti. Bu sü- recin sonucunun bekle- nilmesi gerektiğini ifade eden Toptan, “Sabõrla beklemek ve yargõya gü- venmek lazõm” diye ko- nuştu. Atalay ayrıntıya girmek istemedi PRAG (AA) - AB İçişleri Bakanlarõ gayri resmi toplantõsõna katõl- mak üzere Çek Cumhu- riyeti’nin başkenti Prag’da bulunan İçişleri Bakanõ Beşir Atalay, emekli Tuğgeneral Le- vent Ersöz’ün yakalan- masõna ilişkin bir soru üzerine, Ersöz’ün yargõ- nõn daha önceki bir kara- rõ üzerine yakalandõğõnõ belirterek “yargõnõn elin- de yürüyen bir süreç” hakkõnda ayrõntõya gir- mek istemediğini söyle- di. Bir süre önce yaptõğõ bir açõklamada, “yeni kazõlarõn yapõlacağõnõ beyan ettiği” hatõrlatõlan Atalay, “Kazõlar yapõla- cak demedim, olabilir dedim” diyerek “Bu da yargõnõn bileceği bir iş- tir. Ellerine yeni belge- ler, yeni haritalar veya krokiler geçer ve yeni unsurlar çõkarsa güven- lik birimlerimizden talep edebilirler. Şu anda bize ulaşan yeni bir talep yoktur” diye konuştu. İP’in Ergenekon açıklaması ANKARA (AA) - İşçi Partisi (İP) Genel Başkan Vekili Mehmet Bedri Gültekin, “Bugün Ergenekon tertibinde gö- rev alanlar ve tertibi sa- vunanlar, 1990’larda Su- surluk’la ortaya çõkan çe- tenin savunuculuğunu yapmõşlardõr” dedi. Gül- tekin, parti genel merke- zinde düzenlediği basõn toplantõsõnda, basõnda “Ergenekon” soruşturma- sõnõn Susurluk’un devamõ olduğu yönünde bazõ ha- berler yer aldõğõnõ belir- terek bunun gerçekleri yansõtmadõğõnõ söyledi. Gültekin, “Susurluk’un savunucusu çete bugün de iş başõndadõr. Ameri- ka, Türkiye’de işlediği bütün suçlarõ, bütün kirli işlerini yurtseverlerin üs- tüne yõkarak bir taşla iki kuş vurmak istemekte- dir” dedi. Sıvas’ta gözaltılar SIVAS (AA) - Sõ- vas Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, kent merkezi, ilçeler ve çevre illerde eşzamanlõ yapõlan operasyonlarda, 25’i üniversite öğrencisi 26 kişi gözaltõna alõndõ. Yasa dõşõ sol örgütler TİKKO, TKP-ML/MA- OİST VE TKİP bünye- sinde faaliyet gösterdik- leri iddia edilen bu kişile- rin evlerinde yapõlan ara- malarda çok sayõda ör- gütsel doküman, örgüt- lerle ilgili bilgiler ele ge- çirildi. CHP lideri Baykal, iktidarõn soruşturmanõn her aşamasõnda devrede olduğunu söyledi ‘Hükümet savcõ olamaz’İstanbul Haber Servisi - CHP Ge- nel Başkanõ Deniz Baykal, Ergenekon soruşturmasõnõn tüm aşamasõnda ikti- darõn devrede olduğunu ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “Ben bu davanın savcısıyım” diyerek bunu açõkça ifade ettiğini belirterek “Baş- bakan kamu adına yapılan bir tah- kikatın tarafı olarak ortaya çıka- maz” dedi. Star TV ana haber bültenine önceki akşam katõlan Baykal, Ergenekon so- ruşturmasõyla ilgili gazeteci Uğur Dün- dar’õn sorularõnõ yanõtladõ. İktidarõn ve iktidara yakõn çevrelerin soruşturmanõn seyrini önceden bildiklerini belirten Deniz Baykal, “Yürütme ve yargı el ele birlikte çalışıyor. Böyle bir şey yok. Pek çok aşamada bu olaylarla il- gili peşin hüküm veriyor. Sen ne sı- fatla bunu söylüyorsun? Birisi per- de arkasında bu işleri biliyor. Bu da- vaların siyasallaşması için bir siya- setçinin avukat veya savcı olduğunu söylemesine gerek yok. Burada yan- lış olan bir davanın lehinde veya alay- hinde her insanın siyasetçi olsa da ik- tidar ve devlet adına temsilcilik gör- evi yok zaten. İcrai bir yetki kullan- mıyorsa yürütme organının bir par- çası değilse bugün parlamentodaki milletvekilleri avukatlık yapabilirler. Ama hükümet savcı olamaz. Savcı- lık ayrı bir olaydır. Savcı olması hü- kümetin taraf olması demektir. Baş- bakan ‘ben bu davanõn savcõsõyõm’ de- diği anda çok vahim bir şey söylemiş olur” dedi. ‘DERHAL ORTAYA ÇIKARILSIN’ Susurluk olayõndan önce de Türki- ye’de bu tür örgütlenmelerin olduğunu ifade eden Baykal, devlet içinde yuva- lanmõş güçlerle mücadeleyi her zaman desteklediklerini ve bu mücadelenin kararlõlõkla yürütülmesinden yana ol- duklarõnõ vurguladõ. “Orada o silah- ların bulunması bir suç feryadıdır” ifadesini kullanan Baykal, şunlarõ söy- ledi: “Orada bu varsa suç var de- mektir. Eğer cebinizde ruhsatsız bir silah varsa bu suçtur. Hemen hesabını verirsiniz. Burada bu kadar silah bulunduysa kime aittir, nasıl gelmiş- tir, bunun derhal ortaya çıkarılması lazımdır. Bunu şunun için söylüyo- rum, hem çok önemli bir suç hem de Ergenekon diye bilinen davanın siyasi amaçlara eklemlenmiş unsurlarını gerçek konularıyla ortaya çıkarabil- mek için buna ihtiyaç var. Bununla hiç ilgisi olmayan bir insanın Sabih Ka- nadoğlu’nun şimdi ‘burada bomba çõk- tõ, gel Kanadoğlu; burada bomba çõktõ gel YÖK Başkanõ.’ E niye? ‘E canõm yok. YÖK Başkanõ da bizden hoşlanmõyor.’ Bu ayrımı yapmak zorundayız.” İstanbul Haber Servisi - Ankara’da 2 Eylül 1994’te gözaltõna alõndõktan sonra kaybedilen Ke- nan Bilgin’in ailesi Ergenekon soruşturmasõnõ yü- rüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ‘na başvur- du. Ağabeyi Kenan Bilgin’in Terörle Mücadele Şu- besi ekiplerince, yasadõşõ örgüt üyesi olduğu gerek- çesiyle gözaltõna alõndõğõnõ anõmsatan İrfan Bilgin, Gölbaşõ‘nda ceset aramasõ yapõlmasõnõ istedi. Beşiktaş‘taki İstanbul Adliyesi önünde, EMEP üyeleri ile birlikte basõn açõklamasõ yapan İrfan Bilgin, ağabeyi Kenan Bilgin’in kaybedilmesiyle ilgili Avrupa İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin (AİHM) Türkiye’yi yaşam hakkõnõn ihlalinden 270 bin Fransõz Frangõ tazminata mahkûm ettiğini söy- ledi. AİHM’de dinlenen 20 tanõğõn Kenan Bilgin’i Ankara Terörle Mücadele Şubesi’nde gördüklerini söylediklerini ifade eden Bilgin, “Olayla ilgili ola- rak kendisini polis olarak tanıtan bir kişi, bizi telefonla aradı. Ağabeyimin ağır işkence gördü- ğünü, hayatını kaybedince Ankara Gölbaşı‘ndaki araziye gömüldüğünü söyledi. O dönemde Gölbaşı‘nda kazı yapılmasını istedik. Ancak bu talebimiz reddedildi” diye konuştu. Dilekçesini Ergenekon savcõlarõndan Murat Yön- der’e ileten İrfan Bilgin, “Savcı, yetkili makamın Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı olduğunu ve dilekçemi oraya vermemi söyledi” dedi. EMEP İstanbul İl Sekreteri Metil İlgün ise Ergenekon so- ruşturmasõnõn tam olarak yapõlabilmesi için döne- min Başbakanõ Tansu Çiller, İçişleri Bakanõ Meh- met Ağar ve Genelkurmay Başkanõ Doğan Gü- reş’in de ifadesinin alõnmasõ gerektiğini ifade etti. ‘Gölbaşı’nda ceset aransın’ Ankara’da gözaltõndayken kaybolan Kenan Bilgin’in ailesi Ergenekon soruşturmasõnõ yürüten İstanbul Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’na başvurdu ANKARA / İSTAN- BUL (Cumhuriyet) - Er- genekon soruşturmasõ kapsamõnda önceki gün yakalanan emekli Tuğge- neral Levent Ersöz’ün evinde yapõlan aramada, eski Genelkurmay Baş- kanõ emekli Orgeneral Hilmi Özkök’ün telefon dinleme kayõtlarõnõn da ele geçirildiği savlandõ. Emekli Tuğgeneral Er- söz savcõlõk ifadesinin ardõndan tutuklanma is- temiyle İstanbul Nöbet- çi 13. Ağõr Ceza Mah- kemesine gönderildi. Damadõ Baran Kayral ise savcõlõkça serbest bõ- rakõldõ. 1 Temmuz 2008 tari- hinde yakalama kararõ çõkartõl- masõndan bir gün önce Rusya’ya gittiği anlaşõlan emekli Tuğgene- ral Levent Ersöz, yaklaşõk 7 ay sonra önceki gün başkentte yakalanmõştõ. ÖZKÖK’E AİT DİN- LEME KAYITLARI Ersöz’e ait evlerde ya- põlan aramada çok sayõda CD ile belgelere el ko- nulmuştu. NTV’nin ha- berine göre Ersöz’ün evinde yapõlan aramada bulunan dokümanlarõn içerikleri de netleşmeye başladõ. Firari olduğu dö- nemde Ersöz hakkõndaki en önemli suçlama, Jan- darma İstihbarat Daire Başkanlõğõ döneminde üstlerini dinlettirdiği id- diasõydõ. Ersöz’ün evinde eski Genelkurmay Baş- kanõ Özkök’ün telefon konuşmalarõna ait dinle- me kayõtlarõnõn da bu- lunduğu savlandõ. Erge- nekon soruşturmasõnda gözaltõna alõnan diğer zanlõlardan ele geçirilen belgelerin incelenmesin- de de polis iki krokiye da- ha ulaştõ. Krokilerle ilgi- li çalõşmalar sürüyor. İTALYA’DA EĞİTİM Ersöz’ün İtalya’da is- tihbarat ve terör konu- sunda özel eğitim aldõğõ ortaya çõktõ. Edinilen bil- giye göre teknik takip, istihbarat ve terör konu- sunda uzman olan Ersöz, bu eğitimini İtalya’da al- dõ. 1990’lõ yõllarõn başõn- da İtalya’da askeri ataşe olarak da görev yapan Ersöz, Türkiye ile İtalya arasõndaki jandarma eğitim programõ çerçe- vesinde bu ülkede özel eğitim kur- suna katõldõ. Gü- neydoğu’daki te- rörün en şiddetli döneminde bu kursu ta- mamlayarak Türkiye’ye gelen Ersöz, terör olayla- rõnõn yoğun yaşandõğõ Si- lopi ve Şõrnak’ta görev yaptõ. Ersöz’ün evlerinde ya- põlan aramada ele geçiri- len bilgi, belge, CD ve doküman İstanbul’a gön- derildi. Resimlerde Er- söz’ün tutuklanan Albay Atilla Uğur’la birlikte çekilmiş fotoğraflarõnõn da bulunduğu öğrenildi. Ersöz’ün “Eldiven” adõ verilen darbe planõnõn ha- zõrlayõcõsõ olduğu savla- nõrken; adõ eski Deniz Kuvvetleri Komutanõ Öz- den Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde de geçiyor. EMEKLİ TUĞGENERAL ERSÖZ İstanbul’a getirildi Adalet Bakanlõğõ Şahin raporunu verenleri savundu. İstanbul Tabip Odasõ inceleme başlattõ ‘Adli Tıp’ın uygulamaları kuşkulu’ ANKARA/İSTANBUL (Cumhu- riyet) - Adalet Bakanlõğõ, Susurluk da- vasõ hükümlüsü ve Ergenekon soruş- turmasõnda tutuklanan İbrahim Şahin hakkõnda af raporunu veren kurulun başkanõ Nur Birgen ve üyelerinin yar- gõ kararõyla aklandõklarõnõ bildirdi. İs- tanbul Tabip Odasõ, Adli Tõp Kuru- mu’nun (ATK) İbrahim Şahin’e ver- diği rapora yönelik inceleme başlattõ. Adalet Bakanlõğõ’ndan yapõlan yazõlõ açõklamada, Susurluk davasõ kapsa- mõnda verilen 6 yõllõk hapis cezasõnõn Yargõtay 8. Ceza Dairesi’nin 15 Ocak 2002 tarihli kararõyla kesinleşmesinin ardõndan Şahin’in sürekli hastalõğõ se- bebiyle cezasõnõn affedilmesi için Cum- hurbaşkanlõğõ makamõna başvurduğu anõmsatõldõ. Şahin’in af için gerekli şart- larõ taşõyõp taşõmadõğõnõn tespiti için Pendik Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca in- celeme başlatõldõğõ, bu kapsamda çeşitli sağlõk kuruluşlarõnca verilen 9 ayrõ ra- porun yer aldõğõ dosyanõn Adli Tõp Ku- rumu’na gönderilerek yeni bir incele- me yapõlmasõnõn istendiği belirtildi. Ad- li Tõp Kurumu 3. İhtisas Kurulu’nun yaptõğõ muayene sonucunda, 27 Hazi- ran 2003 tarihinde Şahin’in “post kon- tüzyonel sendrom sonucu oluşmuş demans” arõzasõnõn anayasanõn 140/2- b maddesinde belirtilen sürekli hasta- lõk kapsamõnda olduğunun anlaşõlma- sõ ile Şahin’in Cumhurbaşkanlõğõ ma- kamõ tarafõndan 14 Temmuz 2003 ta- rihinde affedildiği anõmsatõldõ. 3. İhtisas Kurulu Başkanõ uzman doktor Nur Birgen hakkõnda 1995 yõ- lõnda Adli Tõp Şube Müdürü olarak ça- lõştõğõ sõrada gözaltõna alõnan 7 kişiye “işkenceye maruz kaldıkları halde haklarında sağlam raporu düzenle- diği” iddiasõ ile İstanbul Tabip Odasõ Onur Kurulu’nca 6 ay meslekten men cezasõ verildiği, kararõn Türk Tabiple- ri Birliği Yüksek Onur Kurulu tarafõn- dan onandõğõ ancak bu kararõn Ankara 5. İdare Mahkemesi tarafõndan iptal edil- diği, Danõştay 8. Dairesi’nin de iptal ka- rarõnõ onadõğõ kaydedildi. ŞAHİN RAPORUNA İNCELEME İstanbul Tabip Odasõ tarafõndan ya- põlan açõklamada, 3. İhtisas Kurulu’nun birçok üyesinin geçmişte çelişkili ra- porlara imza attõklarõ ve meslekten men cezalarõ aldõklarõnõ ancak ATK’nin söz konusu cezalarõ uygulamadõğõ, bu- nun da kuşkularõ derinleştirdiği ifade edildi. Açõklamada, “3. İhtisas Kuru- lu basında yer aldığı gibi Şahin hak- kında ‘sürekli hastalõk’ tanısıyla rapor düzenlediyse ve eğer bu rapor gerçeği yansıtıyorsa Şahin’in aynı rapora dayanarak bir kez daha tahliye edil- mesi gündeme gelebilecektir. Yok eğer rapor gerçekleri yansıtmıyor ise bilimsel ve hukuki hiçbir geçerliliği olmayacaktır” denildi. Adalet Bakanlõğõ, Şahin’e af raporunu veren kurulun başkanõ Birgen ve üyelerinin yargõ kararõyla aklandõklarõnõ belirtti. İstanbul Tabip Odasõ, “Bu rapor gerçeği yansõtõyorsa Şahin’in aynõ rapora dayanarak bir kez daha tahliye edilmesi gündeme gelebilecektir. Yok eğer rapor gerçekleri yansõtmõyor ise hiçbir geçerliliği olmayacaktõr” açõklamasõnõ yaptõ. İktidarõn ve iktidara yakõn çevrelerin soruştur- manõn seyrini önceden bildiklerini belirten Baykal “Başbakan kamu adõna yapõlan bir tahkikatõn tara- fõ olarak ortaya çõkamaz. Pek çok aşamada bu olaylarla ilgili peşin hüküm veriyor. Başbakan ‘ben bu davanõn savcõsõyõm’ dediği anda çok va- him bir şey söylemiş olur” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle