03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 31 AĞUSTOS 2008 PAZAR 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN İzlenmesi Gereken Bir Program Sevgili, Bugün el değiştirip, Fethullahçı grubun egemen- liğine geçmiş olan, Kanaltürk’te anlaşma gereği hâ- lâ sürmekte olan bir programın son bölümü yayım- lanacak. Saat 17’de yayımlanacak olan bu programın adı “Kiosk”, yöneticisi ise Mine Kırıkkanat. Bugün programda, Mine Kırıkkanat, yine program ekibin- den olan Prof. Süheyl Batum ile son noktayı koya- caklar. Biliyorsun, bizim televizyon programlarının, dizi- lerinin formatları çoğu zaman özgün değil. Avrupa ya da Amerikan programlarından alınıyor. Mine Kı- rıkkanat’ın Kiosk’u da (kiosk Türkçe “köşk”ten ge- len ve gazete satılan kulübeleri anlatan Fransızca bir sözcük) Fransız TV 5 Europe kanalında 1995’ten bu yana yayımlanan Kiosque programının Türkiye’ye uyarlanmış biçimi. Sylvie Braibant’ın, buluşu olan Fransız TV 5 Eu- rope’da her pazar yerel saat ile 17’de, (Türkiye saa- tiyle 18’de) yayımlanan Kiosque programında her haf- ta ülkedeki ve dünyadaki güncel olaylar ele alınıyor. Bu arada geçmişin önemli ya da ilginç bir olayı- na da gönderme yapılıyor. Bütün bunlar, enternasyonal çerçevede işleniyor. Zaten program sırasında da, söz konusu olayların dünya basınının çeşitli organlarındaki yansımaları da veriliyor. Bir saatlik programın her hafta genelde dört, ba- zen de beş yabancı gazeteci konuğu oluyor. Onlar, olayların kendi ülkelerinde nasıl karşılandığını, nasıl yorumlandığını kısaca anlatıyorlar, ele alınan konu hakkında kendi görüşlerini açıklıyorlar. Bir saatlik program, hiçbir zaman çerçeveyi aş- mıyor, bunda gazeteciliğe öğretmenlikten geçiş yapmış olan (iyi ki de yapmış) tecrübeli sunucu ve televizyoncu Phillipe Dessaint’in büyük katkısı var. Genelde dört beş konunun bir saat gibi bir süre- de dört kişi tarafından ele alınıp tartışılması, büyük hızı gerektiriyor, bu yüzden de program son dere- cede akıcı ve izlenmesi kolay. Hemen belirteyim, Kiosque Türkiye’den de izlenen bir program. Üç yıl önce Galatasaray pilavında bir ar- kadaşım, beni izlediğini söylediğinde, diğer arka- daşların da Kiosque’u kaçırmadıkları belli oldu. Bir keresinde de, oldukça ilginç bir olay yaşadım. Meyve almakta olduğum İstanbul’daki seyyar satı- cı, yüzüme dikkatlice baktı ve sonra da: - Abi dedi, seni geçen hafta Fransız televizyonunda gördüm çok hoşuma gitti. Sonra da ekledi: - Ne dediğini anlamıyorum tabii, ama, yine de iyi konuştun, bravo! Programın ilginç yönü, kısa sürede, çok ülkenin gazetecisinin bakış açısını dinlemek olanağı sunması. Kiosque programına, dostum Mine Kırıkkanat sıklıkla katılıyor, yılda bir iki kez de Fransa’da bu- lunduğumda beni çağırıyorlar. Türkiye’nin dünya basınında, hele hele Batı’nın ka- lıplaşmış düşüncelerine ters düşen görüşlerini dile getirebilmesinin güçlüğü göz önünde bulundurulursa, bizler için, bu programın ne büyük bir fırsat olduğu kolayca anlaşılır. Hele hele Türkiye’nin güzel Fran- sızca konuşan zarif bir kadının ağzından konuşma- sı (tabii ki, hükümet ya da devlet görüşlerinin tem- silcisi değil Mine) şu sırada imajımız açısından ne den- li yararlı bir düşün! Mine Kırıkkanat, dostu Sylvie Braibant’ın yarattı- ğı programı Türkiye’ye uygularken, ülkemizdeki bir eksikliği gideriyordu. Artık ülkemizde de, dünya basınının temsilcileri var. Türkiye’yi büyük gazetelerinin Atina muhabirlerinin yansıttığı dönemler geride kaldı. Kiosk, işte buradaki muhabirlerin bakış açısını, haftanın önemli iç ve dış olayları konusundaki görüşlerini yansıtıyordu bir saatlik bir zaman dilimi içinde ve bir de Türk uz- manların da katılımıyla Türkiye – AB ilişkilerini irde- lemekteydi. Bu program ne yazık ki, bu hafta bitiyor, umarım ileride başka kanallardan birinde yeniden başlar. Ama sen o günleri beklerken, Digitürk’ün 102. ka- nalında da olan TV 5’teki Kiosque’u her pazar Tür- kiye saatiyle 18’de izleyebilirsin. (Bugün yok, çün- kü temmuzun 2. haftasıyla eylül başı arası yaz tati- line giriyor.) Hem başarılı bir program izlemiş, hem de Türki- ye’nin sesini duymuş olursun. Başarı deyince aklıma geldi. Kiosqueprogramı bu yıl Avrupa Yayın Ödülü’nü aldı. [email protected] YURTTAŞLAR TEPKİLİ 9 ildeki vakõflar müdürlüğükapatõldõ CAN HACIOĞLU ESKİŞEHİR - Vakõflar Genel Müdürü Yu- suf Beyazıt’õn emri ile Eskişehir, Siirt, Ela- zõğ, Amasya, Zonguldak, Çanakkale, Afyon- karahisar, Manisa ve Bilecik’teki Vakõflar il müdürlükleri kapatõldõ. Eskişehir’de 500 yõl- lõk Kurşunlu Külliyesi içinde, Kütahya Va- kõflar Bölge Müdürlüğü’ne bağlõ olarak faali- yet gösteren Eskişehir Vakõflar İl Müdürlü- ğü, 28 Ağustos’ta Vakõflar Genel Müdürlü- ğü’nden gönderilen yazõyla kapatõldõ. İl Mü- dürlüğü’nde görevli personelin bir kõsmõnõn bölge müdürlüğüne, diğerlerinin de genel müdürlük emrine verildiği belirtildi. Bundan sonra, Eskişehir bölgesindeki 6 bin 500 vakõf gayrimenkulü ile 222 bin dekar vakõf arazi- sinde kiracõ durumundaki yurttaşlarõn, her- hangi bir sorunla karşõlaştõklarõnda, Kütah- ya’daki Bölge Müdürlüğü’ne başvuracaklarõ bildirildi. Vakõflar İl Müdürlüğü’nden gün- lük yemek alan yoksul yurttaşlarõn ise bu ye- meklerini nasõl ve nereden alacaklarõ henüz bir netlik kazanmadõ. Eskişehir bölgesinde vakõf eserinin çok bulunduğu ilçelerin köyle- rinde yaşayan yurttaşlarõn, Vakõflar Eskişehir İl Müdürlüğü’nün kapanma kararõnõ protesto etmek için imza topladõklarõ ifade edildi. Ergenekon dava dosyasõnda, olayla ilgisi olmayan birçok kişinin özel telefon görüşmeleri yer alõyor Mağdurlar dava açabilirİstanbul Haber Servisi - Ergenekon dava dosyasõnda, olayla ilgisi olmayan birçok kişinin özel telefon görüşmele- ri, işlendiği iddia edilen suçla il- gisiz pek çok ayrõntõ yer alõyor. Bahçeşehir Üniversitesi Öğre- tim Üyesi Prof. Dr. Süheyl Batum, anayasal hak olan özel yaşamõn gizliliğinin, haberleş- me özgürlüğünün ihlal edildi- ğine dikkat çekiyor. Mağdurlar, ortaya çõkan bu durumun so- rumlularõ hakkõnda tazminat davasõ açabilecek ya da suç duyurusunda bulunabilecek. Batum, telefonlarõn ‘önleme dinleme’ şeklinde yani tedbir amaçlõ dinlenebileceğini veya bir suç işlendiği şüphesiyle, mahkeme kararõyla belirlenen kişilerin telefonlarõnõn kayõt al- tõna alõnabildiğini anõmsattõ. Batum “Bizim hukukumuzda telefon dinlemeleri son dere- ce ayrıntılı olarak düzenlen- miş vaziyette. Çünkü tele- fonların dinlenmesi, normal hallerde haberleşmenin gizli- liğine ve özel yaşamın gizlili- ğine son derece ağır ihlaller oluşturur” dedi. İki tür dinle- menin de Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) ve Polis Vazi- fe ve Selahiyetleri Kanunu’yla belirlendiğini ifade eden Batum, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ise iletişimin dinlenmesinin kö- tüye kullanõlmasõ durumunu bir suç olarak düzenlediğini vurguladõ. ‘Hukuksal yaptırım’ Kişilerin özel yaşamlarõnõn gizliliğinin ve haberleşme öz- gürlüğünün korunmasõ ama- cõyla hukuksal yaptõrõmõn ön- görüldüğünü kaydeden Batum, “Bugünkü uygulamaya bak- tığımızda inanılmaz büyük ihlaller görüyoruz. Kişilerin özel telefonları dinleniyor. Kesinlikle bir suç ile doğru- dan ilişkilendirilemeyecek ko- nuşmalar, konu ile ilgisi ol- mayan kişilerin konuşmaları iddianamede ve gazetelerde de çarşaf çarşaf yer alıyor” di- ye konuştu. Anayasa Mahkemesi Baş- kanvekili Osman Paksüt’ün eşi Ferda Paksüt’ün gazete- lerde yer alan telefon görüş- melerinin kayda alõnmasõnõn bu ihlale örnek oluşturduğunu dile getiren Süheyl Batum, şöy- le devam etti: “Bunlara karşı şikâyet yol- ları ve hukuki yaptırımlar yasalarda yer alıyor. Ancak daha iddianame bile yokken, gizli soruşturmaya ilişkin bil- giler, belli yayın organları tarafından tamamen beyin yıkama amacıyla, bir psiko- lojik savaşın unsurları olarak kullanıldı. Bu konu da ceza kanununda suç iken bu suçu işleyenlere karşı hangi işlem yapıldı? Sonuç ne oldu?” ‘Korku salmak istiyorlar’ Batum, Ergenekon soruştur- masõnda gözaltõna alma, tutuk- lama, tahliye talebinin reddi gibi işlemlerde de hukuka ay- kõrõlõğõn olduğuna, bu kararla- rõn birçoğunun Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’ne aykõrõ ol- duğuna dikkat çekti. Batum, şunlarõ söyledi: “Evrensel hukuk ilkeleri var. Hani bazı liberal aydın- lar çok sık sözünü ediyor. O evrensel hukukun temel ku- rumlarından biri olan Avru- pa İnsan Hakları Mahkeme- si’nin bu yöndeki içtihatları- na baksınlar.” Prof. Dr. Batum, anayasal hak olan özel yaşamõn gizliliğinin, haberleşme özgürlüğünün ihlal edildiğine dikkat çekiyor. Mağdurlar, ortaya çõkan bu durumun sorumlularõ hakkõnda dava açabilecek. ERGENEKON DAVASI Hâkim ve savcıyı satın alma iddiası Devlet Bakanõ Hayati Yazõcõ’nõn, 1998’deki şiir davasõnda avukatlõğõnõ yaptõğõ Erdoğan’õn mahkûm olmasõnõ önlemek için, iki hâkim ile bir savcõyõ satõn aldõğõ iddia ediliyor. İstanbul Haber Servisi - Ergenekon id- dianamesinin ek dosyalarõnda yer alan AKP’den Genç Parti’ye geçen eski mil- letvekili Emin Şirin ile Milli Gazete mu- habiri Şaban Kalafat’õn telefon tutanak- larõnda, Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı’nõn 1998’deki şiir davasõnda avukatlõğõnõ yaptõğõ Erdoğan’õn mahkûm olmasõnõ önlemek için, iki hâkim ile bir savcõyõ sa- tõn aldõğõ iddia ediliyor. Kalafat, Başba- kan Erdoğan’õn “bağırsağının nasıl yat- tığını” bildiğini anlatarak çeşitli iddialarõ Şirin’e aktarõyor. Geçen yõl haziran ayõnda Ümraniye’de bir gecekonduda bulunan bombalarla ilgi- li olarak başlatõlan Ergenekon soruştur- masõ kapsamõnda gözaltõna alõnan ve da- ha sonra serbest bõrakõlan Emin Şirin ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a İstan- bul Büyükşehir Belediye Başkanlõğõ dö- neminde yakõn isimlerden olan Şaban Ka- lafat’õn telefon görüşme kayõtlarõ iddiana- menin 429. klasöründe yer alõyor. Teknik takibe takõlan görüşmede gazeteci Kala- fat, Emin Şirin’e, Recep Tayyip Erdo- ğan’õn 1998’deki şiir davasõnda mahkûm olmasõnõ önlemek için o dönemde avukat- lõğõnõ yapan Devlet Bakanõ Hayati Yazıcı’nõn iki hâkim ve bir savcõyõ satõn aldõğõ iddiasõnõ dile getiriyor. Kalafat, Şi- rin’e söz konusu paranõn da “Kalyon İn- şaat” adlõ müteahhitlik firmasõ tarafõndan verildiğini anlatõyor. Görüşmeden... ŞABAN KALAFAT: Adam (Erdoğan) o kadar akõllõ ki, bak Abdülkadir Aksu’yu tasfiye ediyor, tasfiye ederken Aksu’nun otuz yõllõk arkadaşõ olan Cemil Çiçek’e birinci başbakan yardõmcõlõğõ vererek sus payõ veriyor ve Abdülkadir Aksu’yu sat- masõna vesile oluyor. EMİN ŞİRİN: Cemil Çiçek’e sattõrdõlar Aksu’yu... ŞABAN KALAFAT: Satõldõ ama Kalyon İnşaat dik durdu. Halbuki o Hasan Kal- yoncu, ki parasõnõ kendi cebinden verdi, Recep Tayyip Erdoğan minareler süngü şiirinden yargõlanõrken... ŞİRİN: Biliyorum, biliyorum... KALAFAT: O zaman Hayati Yazõcõ avu- katõydõ, üç hâkimden iki hâkimi ve savcõ- yõ satõn aldõ Kalyon’un verdiği parayla ama Abdülkadir Aksu’yu bakan yapmadõ diye Kalyon İnşaat bütün işlerden çekildi, mesela Büyükşehir Belediyesi’nin yaptõğõ işlerden metrobüs işini bõraktõ falan... ŞİRİN: Helal olsun... KALAFAT: Ya adam böyle de tavõr koydu, niye çünkü Kalyon’un büyük or- tağõ Abdülkadir’di... ŞİRİN: Abdülkadir ne yapacak şimdi? KALAFAT: Abdülkadir Abi şu anda hiçbir şey yapmayacak, bekle gör... Çalõ- şõrlarsa Melih’le (Ankara Büyükşehir Be- lediye Başkanõ Melih Gökçek) beraber çalõşabilir, çünkü Melih’in bir daha aday olma şansõ yok. ŞİRİN: Onlar Melih’le ekip yapacaklar... KALAFAT: Evet Melih’le birlikte, çün- kü Melih dikkatinizi çekiyorsa etrafõnõ hep boşaltõyor, bürokratlarõnõn hepsini tasfiye ediyor, kendisine yeni bir ekip oluşturmaya çalõşõyor, çünkü başõna gele- ceği biliyor. ŞİRİN: Evet... KALAFAT: Bütün eski ekibi Tayyip’e yakõn, Abdullah’a yakõn ne kadar ekip varsa onlarõ boşaltõyor, şirket genel mü- dürlerini, yok işte orda bilmem ne su işle- ri genel müdürü kimse onu, ASKİ’yi, EGO’yu megoyu hepsini boşaltõyor... ŞİRİN: Ama kongrede bir şey yapamaz, Tayyip çok kuvvetli... KALAFAT: Ben bu Tayyip denilen ada- mõ da çok iyi tanõrõm yani. Mesela Erhan Göksel, Mesut Yılmaz’õn danõşmanõydõ ama 94 öncesi parayõ bastõrõyordu VER- SO’ya, Erhan Göksel’e... Seçimlerde hep Refah Partisi’ni birinci gösteriyordu, ve- yahut ikinci, üçüncü gösteriyordu ki pota- ya girsin diye... ŞİRİN: Parayõ veren de Ahmet Ergün... KALAFAT: Ahmet Ergün bond çantayla veriyordu, bende resimleri var. ŞİRİN: Biliyorum canõm, hepsini biliyo- rum. CHP’Lİ BAŞKAN Saruhan görevden alındı NURPERİ DEĞİRMENCİ Bodrum (Cumhuriyet Ege Büro- su) - Bodrum’un Yalõkavak Belde Be- lediye Başkanõ Mustafa Saruhan dün İçişleri Bakanlõğõ’nõn talimatõyla görevden alõndõ. Karara tepki gösteren Yalõkavaklõlar belediye binasõ önün- de toplanarak AKP’yi protesto etti. Yalõkavak Belediyesi’nin CHP’li Belediye Başkanõ Saruhan, dün İçiş- leri Bakanlõğõ’nõn talimatõyla göre- vinden alõndõ. Saruhan, “İmar plan ve tadilatları nedeniyle hakkımda açı- lan davaların ve soruşturmaların se- lameti açısından görevimden alın- dığımı sanıyorum. Ancak şu ana ka- dar hiçbir kesinleşen cezam veya su- çum yok. İşten el çektirme kararı- nın seçimler öncesinde politik olarak alındığını düşünüyorum, sonucu bekleyip göreceğiz” dedi. Yurttaşlardan tepki Saruhan’õn görevden alõnmasõna tepki gösteren Yalõkavaklõlar, beledi- ye binasõnõn önünde toplanarak AKP aleyhinde slogan attõlar. Gösteriye CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz ve Bodrum Yarõmadasõ’nõn CHP’li tüm belediye başkanlarõ da katõldõ. To- puz, gerekçesiz görevden almayõ AKP’nin siyasi tavrõ olarak yorumla- dõ. Topuz, “Seçimlere 7 ay gibi bir süre kala bunların yaşanması, bir siyasi tavır olduğu izlenimi veriyor. Saruhan ve CHP Yalıkavak’ta ba- şarıya ulaşacaktır” diye konuştu. AKP hükümeti döneminde SGK’nin özel hastanelere aktardığı kaynak 14 kat arttı. SGK’nin özel hastanelere yaptõğõ ödeme 6 yõlda 14 kat arttõ Sağlõkta AKP dönüşümü MAHMUT ILICALI ANKARA - AKP hükümetin iktidara geldikten sonra uygulamaya koyduğu “Sağlıkta Dönüşüm Programı” kapsa- mõnda Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) özel hastanelere yaptõğõ ödeme 6 yõl- da 14 kat arttõ. AKP döneminde 2.5 kat ar- tan ilaç harcamalarõnõn büyük bir kõsmõ da yurtdõşõndaki ilaç firmalarõnõn kasasõna giriyor. Tõp Kurumu’nun hazõrladõğõ rapor, SGK sağlõk harcamalarõnõn AKP hükümetinin iş- başõna geldiği 2002 yõlõndan bugüne kadar hõzlõ bir artõş gösterdiğini ortaya koydu. Ra- porda, 2002 yõlõnda 7.6 milyar YTL olan toplam SGK (SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandõğõ) sağlõk harcamalarõnõn 2007’de 20 milyar YTL’ye yükseldiği belirtilirken söz konusu harcamalarõn 2008 yõlõnda ise 25 milyar YTL’yi bulmasõnõn tahmin edil- diği belirtildi. Raporda, 2002 yõlõnda 4.3 milyar YTL olan ilaç harcamalarõnõn 2007’de 8.6 mil- yar YTL’ye çõktõğõ, 2008 yõlõnda ise ilaç harcamalarõnõn 10.5 milyar YTL’yi bula- cağõ kaydedildi. SGK hastane ödemeleri içerisinde özel hastanelerdeki çok hõzlõ ar- tõşõn Sağlõkta Dönüşüm Programõ’nõn ka- çõnõlmaz sonucu olduğu vurgulanan ra- porda, 2002 yõlõnda 0.4 milyar YTL olan SGK özel hastane ödemelerinin 2007 yõ- lõnda 2.35 milyar YTL’ye, 2008’de de bir önceki yõla göre katlanarak 5.5 milyar YTL’ye yükselmesinin beklendiği dile ge- tirildi. Raporda, AKP hükümeti dönemin- de SGK’nin özel hastanelere aktardõğõ kaynağõn 14 kat arttõğõna dikkat çekildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle