Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
2008 yılı sonunda resmi iş-
sizlik oranının 2007 yılı sevi-
yesini aşmayacağı, yüzde 10
civarında olacağı, geçen haf-
ta açıklanan ilk altı aylık istihdam verilerinden
anlaşılıyor. 2007 yılında resmi işsizlik oranı, yüz-
de 9.9 olarak ilan edilmişti. AKP iktidarında bir-
çok sosyal göstergenin en başta da işsizlik ve-
rilerinin doğruluğuna ilişkin şüphelerimiz art-
tı. Bir dizi sosyal olgu, işsizlik rakamlarının tah-
rif edilmiş olduğuna dair kuşku doğuruyor. Ör-
neğin, kırdan kente göçün hızlanması, KİT’le-
rin özelleştirilmesi, kapanan şirket sayısının nis-
peten artması karşısında işsizlik oranının is-
tikrarlı kalmasını kuşkulu kılıyor. Sonra, ista-
tistik hesaplarına dair yöntemsel sorunlar da
var. Resmi İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) iradi
işsizleri, yani “çalışmaya hazır olduğu halde iş
aramayanları” ve mevsimlik olarak (genellikle
yaz sezonu) çalışanları işsiz saymaması iki mil-
yondan fazla kişinin, “işgücü piyasası” dışın-
da tanımlanmasına neden oluyor. Halbuki
bu iki kategori işsiz sayısına dahil edildiğinde
işsiz sayısı ve oranı “daha gerçekçi” bir sevi-
yeye yükseliyor. Örneğin 2007 için işsizlik ora-
nı yüzde 17 oluyor. TÜİK verilerine dayanarak,
yapılan bu hesaplamayı Türkiye’nin işsizlik ve-
risi olarak kullanmak daha doğru.
Türkiye’de, sosyal değişimin ve ekonomik
gelişimin ölçülmesi kronik bir sorun. İktisadi ve-
ya sosyal olguların örneğin, kırdan kente gö-
çün veya işsizlik düzeyinin yahut fiyat artışla-
rına dair rakamların doğru olduğuna dair kuş-
kular eskiden beri sürüp gidiyor. Bürokrasi ve
hükümetler bu kuşkuları giderecek adımlar at-
mıyorlar, tam tersine güvenilirliği zedeleyecek
uygulamaları genişletiyorlar. Kapitalist siste-
min akıl dışı (irrasyonel) yapısal özellikleri
vardır ama istatistik ölçümlerde bu akıl dışılı-
ğın hesaplamalara zemin oluşturması, kaçı-
nılmaz bir gereklilik değil. Türkiye’de özel ve-
ya kamu tekelci firmalar ekonomiye hâkim.
Ama onlar dahi sınırlı ama şiddetli rekabet or-
tamında planlama yaparken sağlam istatis-
tiklere ihtiyaç duymuyor olmalılar ki, güveni-
lir olmayan istatistiklerden şikâyet ettikleri
pek duyulmadı. Geriye güvenilir istatistik (ve-
ri) ihtiyacı içinde olması beklenen iki kurum ka-
lıyor, üniversite ve sendika. Üniversitelerin sağ-
lam istatistik verisi talep etmemesi de gerçeklik
ve bilim bağının çok zayıflamış olmasıyla
açıklanabilir. Geriye sendikalar kalıyor. Onlar
da ücret artışları, sosyal talepler, örgütlenme
vs. için güvenilmez rakamları yeterli görüyor
olmalılar ki, dev bütçelerine rağmen, alterna-
tif “veri üretimi” yapmaya yanaşmıyorlar.
Resmi istatistiklerin güvenilmez hale getiril-
mesinin öznel sorumlularının başında sağ hü-
kümetler geliyor dersem abartmış olmam.
Sağcı hükümetler istatistiklerin, temsil ettikle-
ri sınıfların çıkarları doğrultusunda üretilmesi-
ni alışkanlık haline getirdiler. Hükümetlerin
“başarılarını” rakamlarla kanıtlama gayreti de,
istatistiklerin kaderini etkiledi. Turgut Özal
Başbakan iken enflasyon rakamı, Resmi İsta-
tistik Kurumu’ndan (DİE) daha yüksek çıkıyor
diye Hazine Geçinme Endeksi’nin yayınına
son verdirmişti. Tarım üretim tahminlerindeki
“aşırı iyimserlik” milli gelir rakamının yüksek çık-
ması için kullanılan en kolay yöntemlerden bi-
riydi. AKP iktidarında buna sanayi sektörünün
3 yıldan daha fazla süreyle stokları arttırması ek-
lendi. Bir türlü erimeyen stoklar AKP döne-
mindeki milli gelir artışının temel unsurlarından
birisi oldu. İşsizlik istatistikleri de bir başkası.
Türkiye nüfusu her yıl ortalama 1 milyon ki-
şi ve “Çalışma çağındaki nüfus” ise 850 bin ki-
şi artarken, “işgücü piyasasına” dahil olanla-
rın sayısı nispi olarak azalması, başka olgularla
desteklenmiyor. Ama çalışma çağı nüfusu ar-
tarken, “işgücü piyasasına” dahil olanların
sayısı azalırsa, işte o zaman işsizlik oranının
düşmesi pekâlâ mümkün olabilir.
Yani gerçek sosyal olgulara da-
yanmayan hatalı yöntem kullanıl-
ması ve rakam oyunları ile işsizlik
oranı düşürülebilir. Güvenilir olmayan rakam-
larla, Türkiye’nin sosyal yapısının en önemli
göstergelerinden birisi, yani işsizlik düzeyi ka-
muoyuna hatalı olarak sunulmaktadır. Resmi
istatistik kurumu TÜİK’in bir an önce işgücü-
ne katılma oranının çok küçük de olsa azal-
masının gerçek nedenlerini kamuoyuna açık-
laması gerekmektedir..
Çalışma çağındaki nüfus artarken, işgücü pi-
yasasına dahil olanların sayısının ve işgücüne
katılım oranının azalması, kapitalist bir eko-
nomide teorik olarak mümkün değil. AKP ik-
tidarında bu temel eğilimi yavaşlatacak poli-
tikalar uygulandı mı? Tüketim malları fiyatla-
rında gerileme olduğu için mi satın alma gü-
cü arttı? Çalışma çağı içindeki nüfusun bir kıs-
mını, iş aramaktan veya çalışmaktan geri bı-
raktıracak düzenli gelir garantisi mi sağlandı?
Tarımsal ürün fiyatları, kırdaki gizli işsizlerin iş-
gücü piyasasına dahil olmasını engelleyecek
ölçüde yüksek mi tutuldu? Hane halkı nüfusu
mu azaldı? Çalışma çağı içindeki asker ve öğ-
renci sayısı mı arttı ya da tahsil ve askerlik sü-
resi mi arttı?
Olgular bu sorulara olumlu cevap verilme-
sine engel. O halde ne oldu da çalışma çağı-
na giren nüfus artarken, “işgücü piyasasına”
dahil olanların sayısı azalıyor? Sosyal olgular
bütün bu sorulara olumlu cevap vermemizi
güçleştiriyor. Eğer olumlu cevap verebilsey-
dik, işgücüne dahil olanların sayısındaki azal-
mayı bir eğilim olarak doğru kabul edebilirdik.
Ama olguların gerçekliğini yöntem ve rakam
oyunları ile örtmeye çalışmak, tepkisiz bir or-
tamda pekâlâ mümkün olabilir. AKP’nin eski
sağcı hükümetlerden miras alarak yaptığı da
bundan başka bir şey değil.
İşsizlik Rakamları Ne kadar Doğru?
KSO SANAYİCİNİN
PERFORMANSINI
ÖDÜLLENDİRECEK
Kocaeli Sanayi Odasõ’nca, “2008 Yõ-
lõ Sanayi Kuruluşlarõ Sektörel Per-
formans Değerlendirme Organizasyo-
nu” düzenlendi.
KSO Yönetim Kurulu Başkanõ Yõlmaz
Kanbak, organizasyonun, 10 sektörde
KOBİ ve büyük ölçekli kuruluşlar ka-
tegorisinde yapõlacağõnõ ifade ederek
katõlacak kuruluşlarõn belirlenen sek-
törlerde en az 2 yõldõr faaliyet göster-
mesi gerektiğini bildirdi. Kanbak,
“Amacõmõz, Ar-Ge faaliyetlerine ve
çalõşanlarõnõn gelişimine önem veren,
yüksek verimlilikle çalõşan kuruluşlarõn
performanslarõnõn değerlendirilmesini
sağlamak” dedi.
Mavi mermer
Erzurum’a
umut oldu
Zümrüt Cam atakta
D
enizli’de faaliyet gösteren ve Avrupa
başta olmak üzere birçok yabancõ ülke-
ye ürün satan Zümrüt Cam, her geçen
gün pazarõnõ genişletiyor. Zümrüt Cam Genel
Müdürü Ahmet Gözüaçık, Çin pazarõnõn dün-
yada gösterdiği etkiden bir dönem kendilerinin
de etkilendiğini, ancak daha sonra yabancõ ül-
kelerdeki müşterilerinin kaliteyi yeniden ön pla-
na alarak kendilerini tercih ettiğini söyledi.
Füzyon cam tekniğine 1997 yõlõnda geçtikle-
rini, bu tekniğin en önemli özelliğinin de cam-
larõn üzerlerine atõlan boyanõn iki cam arasõnda
kalmasõ ve fõrõnlarda pişirilmesi olduğunu ifade
eden Gözüaçõk, Zümrüt Cam’õn dünyanõn birçok
ülkesinde 40 satõş noktasõ bulunduğunu vurgu-
ladõ.
1
8 yõl gazetecilik
yaptõktan sonra
maden şirketi ku-
ran Recep Keleş, Erzu-
rum’un Narman ilçe-
sinde doğada nadir bu-
lunan mavi mermer ya-
taklarõ buldu. 2000 yõ-
lõnda Erzurum’da baş-
latõlan araştõrmalar ne-
ticesinde Narman ilçe-
sinde mermer yataklarõ
tespit edildi ve 2007 yõ-
lõnõn sonunda söz ko-
nusu bölgede çalõşma-
lara başlandõ.
Geomar Maden ve Mermer İthalat İhracat
Şirketi sahibi Keleş, yaptõğõ açõklamada, son 1 yõl-
da mermer ocağõna yaklaşõk 1 milyon YTL’lik
yatõrõm yaptõğõnõ söyledi.
Doğada mavi mermerin çok nadir olduğuna dik-
kati çeken Keleş, “Türkiye’de mavi mermeri
ilk biz bulduk. Dünyada da zaten bir iki ülkede
çıkartılıyor. Çıkardığımız mavi mermere İtal-
ya, Arap ülkeleri, Amerika ve Uzakdoğu’dan
ciddi talepler var; fakat biz şu anda mavi mer-
mer için Erzurum’a gelen İtalya’nın bile ta-
leplerini karşılayacak durumda değiliz. Bunun
gramını harcamamak adına burada kompli-
ke tesis kurmak istiyoruz” diye konuştu.
FORTİS
‘Anadolu
250’ ödülleri
Gaziantepli Tunaş Gıda
ihracat ağını büyütüyor
T
unaş Gõda Yönetim Kurulu Baş-
kanõ Mustafa Çelik, yaptõğõ
açõklamada, 45-50 yõldan beri
zahirecilik ve susam ticaretiyle uğ-
raştõktan sonra 1989 yõlõnda Çelikler
Gõda şirketini kurarak helva üretimi-
ne girdiklerini ve şu anda “Tunas”
markasõyla hel-
va, tahin, pekmez
ve reçel, “krel-
va” markasõyla
krem helva,
“marvella” mar-
kasõyla fõndõk
kremasõ ürettik-
lerini söyledi.
Gaziantep Organize Sanayi Bölge-
sinde 17 bin metrekarelik kapalõ alan-
da kurulu fabrikalarõnõn günlük üretim
kapasitesinin 60 ton olduğunu, sek-
törde üretim kapasitesi açõsõndan ilk
5’in içinde yer aldõklarõnõ belirten
Çelik, yõlda yaklaşõk 15 bin ton susam
ithal ederek hem kendilerinin kullan-
dõğõnõ hem de yurtiçine sattõklarõnõ söy-
ledi.
En büyük ihracat pazarõnõn Ortado-
ğu olduğunu; dünya nüfusunun yüzde
20’sinin bildiği
etnik bir ürün
olan helvayõ onu
bilmeyen top-
lumlara tanõtmak
istediğini söyle-
yen Çelik, asõl he-
deflerinin tüketim
potansiyeli yüksek olan Uzakdoğu
olduğunu belirterek sözlerini şöyle
sürdürdü: “2007 yılında ihracatımız
yüzde 20 arttı, hedefimiz bu yıl so-
nuna kadar bu rakamı yüzde 80’e
çıkarmak.”
F
ortis ve Ekonomist dergisi
işbirliği ile bu yõl beşincisi
düzenlenen “Anadolu 250”
ödülleri için başvurularõn başladõğõ
bildirildi. Fortis’ten yapõlan yazõlõ
açõklamaya göre, Anadolu’nun en
başarõlõ şirketlerinin belirlendiği
araştõrmaya İstanbul, Ankara ve
İzmir dõşõnda tüm illerdeki
şirketler tarafõndan yapõlabilecek
başvurular 11 Eylül Perşembe
günü sona erecek.
“www.fortis.com.tr”
adresinde bulunan formun
doldurularak yapõlacak
başvurularda şirketlerden ciro,
vergi öncesi kâr, ihracat tutarõ,
özsermaye, çalõşan sayõsõ gibi
sektör bilgileri isteniyor.
Tunaş Gõda, hem Amerikan ve
Uzakdoğu insanõnõ Türk damak
tadõna uygun ürünlerle
tanõştõracak hem de 40 ülkeye
uzanan ihracatõnõ genişletecek.
1
7 yaşõndan beri sektörün içinde
olduğunu söylüyor Aygül Ke-
merli. Çanakkale’nin Gelibolu
ilçesi ile özleşen sardalya konserve-
ciliğinde kala kala üç markadan bi-
ri olan Selahattin Kõzlõ Sardal-
ya’nõn sahibi. “Bizde sardalya-
cılık 1950 yılından beri bir ai-
le geleneği. Babam Selahattin
Kemerli’nin ölümünden sonra
işleri annem devraldı, sonra da
ben” diye anlatõyor.
Ancak siparişlere yetişemedik-
leri yüzü aşkõn işçi çalõştõr-
dõklarõ o altõn günler çok-
tan sona ermiş. Artõk Ge-
libolu’da bu sektördeki
tüm markalar can çeki-
şiyor. Nedeni ise Avru-
pa Birliği standartlarõ ne-
deniyle kentin içinde kü-
çük binalarda yapõlan üreti-
min sonuna gelinmiş olmasõ. Bu ko-
şullarda ihracat şansõnõn kalmadõğõnõ
söyleyen Aygül Kemerli, Gelibo-
lu’da sardalye konserveciliğinin
ayakta kalmasõ için inanõlmaz bir
mücadele veriyor.
Tek istediği fabrikasõnõn taşõn-
masõ için uygun bir yer gösterilip
kendisine uygun kredi verilmesi.
“Fabrikalar şehrin merkezin-
de kaldıkları için büyüyemediler. Or-
ganize bir sanayi bölgesi olmadığı
için şehrin merkezinde sıkışıp kaldılar.
Kendilerini yenileyemediler. Bu as-
lında Gelibolu’nun bir markalaşma so-
runu olmalı. Sardalya konserveciliği
gibi köklü bir geleneğin yaşatılması
için önemli. Avrupa Birliği eminim ki
böyle bir geleneğe sonuna kadar sahip
çıkardı. Burada ne belediye ilgileniyor
ne de Çanakkale 18 Mart Üniversite-
si Su Ürünleri Dekanlığı...” diyen Ay-
gül Kemerli ile tanõştõğõmõzda da
TOBB’un Kadõn Girişimciler 1. Genel
Kurulu’nda sesini TOBB başkan yar-
dõmcõlarõna duyurmaya çalõşõyordu.
Kemerli bize de “Kredi bile bulamı-
yorum. Çünkü ne esnaf sayılıyoruz ne
de sanayici. Kadın girişimci olarak çal-
madığım kapı kalmadı” diye dert yan-
dõ. Fabrikasõnda halen 20 ton sardal-
ya konservesi, ançuez, çiroz ve la-
kerda üreten Kemerli, siparişe gö-
re işçi çalõştõrdõğõnõ, bu sayõnõn 5
ile 50 arasõnda değiştiğini belir-
tiyor. İhracatõ ise bu koşullarda ya-
pamõyor. Kemerli, “Biliyorum
ki bu işi yapabilecek son kuşağım
ve fabrikamı kapatmak istemiyo-
rum. Dedem bu işi Rumlardan öğ-
rendi. Aslında inanılmaz bir ihracat
potansiyeli var. Fas uzun yıllardan be-
ri sardalya konserveciliği ile geçiniyor.
Biz var olanı öldürüyoruz” diyor. Ay-
gül Kemerli’nin en büyük rüyasõ kentin
biraz dõşõnda tahsis edilecek bir alana ku-
racağõ ‘butik fabrikasını’ olmasõ ve ha-
len Endüstri Mühendisliği’nde öğrenci
olan kõzõnõn yanõnda çalõşmasõ.
“Sahip çõkõlmazsa bir kültür yok olacak” diyen Selahattin Kõzlõ Sardalya’nõn sahibesi Aygün Kemerli
Fabrikamõ kapatmak istemiyorum
G Ö R Ü Ş / E R H A N B İ L G İ N
* İktisatçõ
erankara@hotmail.com*
Gelibolu’nun geleneksel
sardalya konserveciliğinin ayakta
kalmasõ için inanõlmaz bir
mücadele veren Aygün Kemerli’nin
tek istediği fabrikasõnõn taşõnmasõ
için uygun bir yer gösterilip
kendisine uygun kredi verilmesi.
USTKB
30 Ağustos’un 86. Yılı
? 86. yılını kutladığımız, Atatürk’ün önderliğindeki 30 Ağustos Zaferi ile
emperyalizme unutamayacağı bir ders verilmiş, Anadolu işgalden kurtarılmıştır.
? Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması, laik bir yapıya
ulaşması, çağdaşlaşmanın yolunu açan “Devrimler”in
gerçekleşmesi, 30 Ağustos Zaferi’nin başlattığı olağanüstü düzenlemeler ve
yapılanmalardır.
? Ne yazık ki, 2002 yılından bu yana, dünyasal yaşamımız adım adım
dinselleştirilmekte, tarikatlar toplumsal yaşamın her alanında etkili olmakta,
bize dış güçlerce uygun görülen “Ilımlı İslam” giysisi günümüz iktidarı tarafından da
kabul görmektedir.
? Tüm Anayasal Kurumlar’ın, laikliğe bağlı sivil toplum örgütlerinin ve siyasal
partilerin, bu doğrultudaki medyanın, özellikle halkımızın işbirliğiyle, Türkiye’nin “İs-
lam Devleti”ne dönüştürülmesinin yolu kesilmelidir.
? 86 yıl önce, devletimizin, ulusumuzun oluşması uğruna ve şimdi de ülkemizin
bölünüp parçalanmaması için canlarını veren şehitlerimize minnet ve
şükranlarımızı sunar, anıları önünde saygıyla eğiliriz.
ULUSAL SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI BİRLİĞİ
Katılımcı Kuruluşlar:
Atatürk Vakfı, Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Şişli Şb., Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Kadıköy
Şb., Basın Mensupları Der. (Bas-Men, Cumhuriyet Kadınları Derneği İst. Şb., Demokratik Dayanışma Der-
neği, Deniz Yıldızı Eğitim, Kültür ve Dayanışma Derneği, F. Nightingale Hemşirelik Y.O. Mezunlar Derneği,
İst. CUMOK, İst. Eğitimciler Derneği, İst. Ekslibris Akademisi Derneği, İst. Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB-
36 Kadın Kuruluşu), İst. Mülkiyeliler Birliği Vakfı İst.Şb., İst. Üniversitesi Mezunlar Derneği, İst. Üniversite-
si Öğr. Üyeleri Derneği, İst. Yardımseverler Derneği, İtalyan Liseliler Derneği, İTÜ Mezunlar Derneği, Jeo-
fizik Kurumu, Kadın Araştırmaları Derneği, Kadıköy Platformu (32 Dernek), Kadın ve Siyaset Derneği (Kas-
Der) Mersin, Kıbrıs Türk Kültür Derneği, Sertel Gazetecilik Vakfı, SOS Çevre Gönüllüleri Platformu, Sürekli
Gelişim Derneği, T. Asker Çocukları Der. (Taç-Der), TEMA Vakfı, T. Gençlik Birliği (TGB), T. Hekimleri
Dostluk ve Dayanışma Derneği, T. Kadınlar Birliği İst. Şb., T. Kadınlar Birliği Şişli Şb., T. Soroptimist Ku-
lüpleri Federasyonu, T. Üniversiteli Kadınlar Derneği (TÜKD), Truva Folklor Araştırmaları Derneği, Tüm
Öğretim Üyeleri Derneği (TÜMOD), Ulu Önderin Öğrencileri Derneği, Ulusal Sanayici ve İş Adamları Der.
(USİAD), Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD), Uluslararası Lions Kulüpleri Birliği Konferderasyo-
nu, Umut Çocukları Derneği, Yeniden Kuvayi Milliye Derneği, Yurttaşlık Hareketi Derneği (YHD), Yurtsever
Hareket, 68'liler Vakfı, Toplumsal Saydamlık Hareketi Der.,
Avukatlar Dayanışma ve Hukuk Araştırmaları Vakfı.