03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Tarım devrimi insanın yaşam biçiminden dev- let biçimine kadar her şeyini etkiledi. Ta ki sana- yi devrimine dek. Bu süreç de yeni bir dünya kur- du. Bugün içinde yaşadığımız döneme birkaç de- ğişik ad denemesi yapıldı, sonunda şunda karar kılındı: Bilişim devrimi... Bilgiye sahip olmak, ona ulaşma yollarını bilmek ve onu kullanabilmek çok büyük zenginlik. Kimi- leri, yüzyıllardır gelenekselleşmiş “Emek en yüce değerdir” sözü yerine “Bilgi en yüce değerdir” di- yecek kadar ileri gidiyor. Bütün bu bilişim-gelişim güzel de; küresel ısın- manın getirdiği sorunlardan nüfus artışına, dün- yanın kirlenmesinden gelir dengesinin bozulma- sına kadar bir dizi olumsuzlukla birlikte büyüyen bir başka sorun var: Gıda... Stratejistlerin üzerinde birleştiği gerçek şu: 21. yüzyılda temiz ve güvenilir gıda üretimi sa- nayi üretiminden daha önemli hale geldi... Türkiye bu alanda ne durumda? Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) ağustos ayı başında yayımlanan tarım istatistikleri günlük gürültünün gölgesinde kaldı. Rakamları paylaşalım: - 2008 yılı ocak-haziran döneminde tarım ürün- leri ithalatı 2007 yılının aynı dönemine göre yüz- de 54 arttı; 2 milyar 348 milyon dolardan 3 mil- yar 602 milyon dolara yükseldi. - Aynı dönemde tarım ürünleri ihracatı ise sa- dece yüzde 12 arttı. 1 milyar 610 milyon dolardan 1 milyar 800 milyon dolara çıktı. - 2007 yılında toplam tarımsal dış ticaret açığı 900 milyon dolardı. Görünen rakamlarla tahmin yü- rütüldüğünde, açık 2008’de 3.6 milyar dolara çı- kacak. Bu tablo, AKP iktidarının tarıma bakışının ra- kamsal gerçekleri. Yazıyı rakamlara boğmak is- temiyoruz ama, AKP öncesindeki tabloyu özet- lediğimizde hükümete yüklediğimiz sorumluluğun boşuna olmadığı ortaya çıkacak: - 1999’da tarımsal dış ticaret 409 milyon dolar fazla veriyordu. - AKP iktidarının birinci yılında fazlalık, açığa dön- üştü; 414 milyon dolar... - 2005 ve 2006’da durum yine dengelendi ve 500’er milyon dolar ticaret fazlası oluştu. Ancak son iki yıldır ipin ucu kaçtı. AKP’de tatil anlayışından tarıma bakışa yer yer izini bulduğumuz Özal da gıda üretimini küçüm- semiş, “Nerede ucuzsa oradan getiririz” demişti. Oysa ABD ve AB başta olmak üzere gelişmiş ül- keler tarıma öyle bakmıyor. Yerine göre olağan- üstü teşvikler uygulayıp üreticinin tarlada kalma- sı için her şeyi yapıyor. Bunun başlıca 2 nedeni var: 1- Tarımdaki nüfusu dengede tutmak. 2- Gıda üretiminde dışarıya muhtaç olmamak. Hatta tam tersine, fiyatından üretimine kadar be- lirleyici olmak. Girişte de vurguladığımız gibi tarım artık sana- yi üretiminden daha önemli, daha stratejik hale ge- liyor. Bunu gören zengin ülkeler, toprakları verimli, yöneticileri verimsiz devletlerle kendi çıkarları doğrultusunda daha derin bağlar kurmaya baş- ladılar. Bizde ise ekonomi deyince akla borsa-döviz- faiz üçgeninden başka bir şey gelmiyor. Tarımsal üretimin düşmesinde kuraklık, yani su kıtlığı büyük etken diyenlere de yanıtımız şu: Hayır, su kıtlığından çok akıl kıtlığı var! [email protected] SAYFA 18 AĞUSTOS 2008 PAZARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU 2008 EYLÜL DÖNEMİ TIPTA UZMANLIK EĞİTİMİ GİRİŞ SINAVINA KATILMAK İSTEYENLERİN DİKKATİNE! Sağlõk Bakanlõğõ eğitim hastanelerine, üniversitelerin tõp fakültelerine ve Gülhane Askeri Tõp Akademisine Taba- bet Uzmanlõk Tüzüğü, Tõpta Uzmanlõk Tüzüğü, Yükseköğretim Kanunu, ilgili yönetmelik ve protokol hükümleri çer- çevesinde tõpta uzmanlõk eğitimi görmek üzere alõnacak adaylarõn seçme sõnavõ Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Mer- kezi tarafõndan yapõlacaktõr. 1. Sõnavõn adõ 2008 Eylül Dönemi Tõpta Uzmanlõk Eğitimi Giriş Sõnavõdõr (TUS). Sõnavõn birinci basamağõnõ teşkil eden Yabancõ Dil Sõnavõ 13 Eylül 2008 Cumartesi günü saat 09.30'da uygulanacak ve 120 dakika sürecektir. Bu sõnavda başarõlõ olan adaylar ile 9 Eylül 2006, 7 Nisan 2007, 15 Eylül 2007 veya 12 Nisan 2008 tarihlerinde yapõlan yabancõ dil sõnavlarõndan en az birinde başarõlõ olup Sağlõk Bakanlõğõ eğitim hastanelerinde ve tõp fakültelerinde uzmanlõk eği- timi görmek isteyen adaylar 14 Eylül 2008 Pazar günü saat 13.30'da yapõlacak olan Bilim Sõnavõna alõnacaklardõr. Bi- lim Sõnavõ 210 dakika sürecektir. 2. 2008-TUS Eylül Dönemine başvuru süresi 18 - 22 Ağustos 2008 tarihleri arasõndadõr. Sõnava başvuru sõrasõnda mezun olmak şarttõr. 3. Bu sõnava başvurma, sõnavõn uygulanmasõ ve değerlendirilmesi ile yerleştirme işlemlerine ilişkin bilgiler, 2008- TUS Eylül Dönemi Kõlavuzu'nda (TUS Kõlavuzu) yer alacaktõr. Başvurular elektronik ortamda alõnacaktõr. Kõlavuz da- ğõtõmõ yapõlmayacaktõr. 2008-TUS Eylül Dönemine başvuracak adaylar, 18 Ağustos 2008 tarihinden itibaren, 2008- TUS Eylül Dönemi Kõlavuzu ile başvuru merkezleri adres bilgilerine ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr internet ad- resinden ulaşabilirler. 4. Tõp fakültesi mezunlarõ ve sõnav tarihine kadar stajyerliğini tamamlamõş teğmen, üsteğmen veya yüzbaşõ rütbe- sindeki askeri sağlõk personelinin yanõ sõra Sağlõk Bakanlõğõ eğitim hastanelerinde Tababet Uzmanlõk Tüzüğü’nün 6. maddesinin B bendinde belirtilen dallarda uzmanlõk eğitimi görmek isteyen veteriner ve eczacõlõk fakülteleri ile fen fa- kültesi ve dengi fakültelerin biyoloji ve kimya bölümü mezunlarõ ile Tõpta Uzmanlõk Tüzüğü’nün 19. maddesine gö- re üniversitelerdeki tõpta uzmanlõk programlarõnda aylõksõz olarak eğitim görmek isteyen tõp fakültesi mezunu yaban- cõ uyruklu adaylar da 2008-TUS Eylül Dönemine başvurabilirler. ÖSYM BAŞKANLIĞI Basõn: 45376 T.C. YÜKSEKÖĞRETİM KURULU ÖĞRENCİ SEÇME VE YERLEŞTİRME MERKEZİ BAŞKANLIĞI’NDAN DUYURU YURTDIŞINA LİSANSÜSTÜ ÖĞRENİM GÖRMEK ÜZERE GÖNDERİLECEK ADAYLARI SEÇME VE YERLEŞTİRME (YLSY) İŞLEMİNE BAŞVURACAK ADAYLARIN DİKKATİNE 2008 yõlõnda 1416 Sayõlõ Kanun kapsamõnda yurtdõşõna lisansüstü öğrenim görmek amacõyla gönderilecek öğrencilerin yerleştirme işlemleri için hazõrlanan 2008-YLSY Kõlavuzu ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden 25 Ağustos 2008 ta- rihinden itibaren yayõnlanacaktõr. Yurtdõşõnda lisansüstü öğrenimi görmek üzere baş- vuracak adaylar, başvurularõnõ 25 Ağustos - 05 Eylül 2008 tarihleri arasõnda http://vlsv.osym.gov.tr adresinden yapacaklardõr. Adaylarõn, yerleştirme işlemine alõ- nabilmeleri için, yerleştirme ücretini ilgili banka şubesine yatõrmõş, başvuru ve tercih işlemlerini elektronik ortamda yapmõş olmalarõ gerekmektedir. ÖSYM BAŞKANLIĞI Basõn: 45358 CAN Unutulanlar hatõrlanõrmõş.. Ben seni hiç hatõrlamõyorum... 18 Ağustos... Apo’n KEMALİYE SULH HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Esas No: 2006/80 Karar No: 2008/32 Davacõ Fatma Ayten SOYSAL vekili Av. Mehmet ÇETİN- KAYA tarafõndan davalõ Nejla SOYSAL ve arkadaşlarõ aley- hine açõlan İzalei Şüyu davasõnõn yapõlan açõk duruşmalarõ so- nucunda dosya karara bağlanmõştõr. Dava konusu olan Erzin- can ili, Kemaliye ilçesi, Naip mahallesi, İncidüzü Mevkiinde kain Cilt No: 1, Sayfa No: 94, 25 ada, 39 parsel sayõlõ taşõn- mazõn, ortaklõğõnõn satõş suretiyle giderilmesine karar veril- miş olup, hissedarlardan Nevin UNSAL, Sevim GENİŞSIRT ve Şükran YILDIRIM'õn adresleri tespit e dilemediğinden, ka- rar tebliğinin ilanen yapõlmasõna karar verildiğinden; yukarõ- da isimleri yazõlõ bulunan davalõlarõn, iş bu ilanõn yayõmõndan itibaren 8 gün içerisinde temyiz etmedikleri taktirde, kararõn kesinleşeceği tebligat yerine geçerli olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 08.08.2008 (Basõn: 45282) C Baştarafı 1. Sayfada Güven ve Huzur?.. gerekir; çoğu gazete ve televizyonun Ameri- ka’dan Katar’a kadar uzanan dinci sermaye- nin eline geçtiği de bir gerçektir. Bu süreç basın-ya- yın özgürlüğünü fiilen ortadan kaldıran bir sonuç doğurmaktadır. Bu koşullara sürük- lenen laik Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en muhataralı bölge- sinde kendi kendisini savunmak zorundadır. Savunabilecek mi- dir? Her gün geniş katı- lımlı törenlerle kaldı- rılan ve tepkilere neden olan şehit cenazeleri böylece sürüp gidecek midir? Amerikan güdümü altında olduğu dünya medyasında sık sık di- le getirilen iktidar bu konuda ne düşünmek- tedir? Geleceğe yöne- lik bir planlaması var mıdır? İyi kötü, dışarıya borçlu harçlı bir eko- nomisi olan Türkiye’de huzursuzluk ve güven- sizlik, bu yoğunlukla daha ne kadar yaşa- nabilir? Bölgemiz süper güç- lerin rekabeti altında- dır. Irak ve Gürcistan olayları çelişkilerin de- rinleştiğini vurgulu- yor. Kendi içindeki soru işaretlerini gün geç- tikçe büyüten bir Tür- kiye’de geleceğe gü- venle bakabilmek ola- sı mıdır? İstanbul B 34 Edirne B 37 Kocaeli B 35 Çanakkale B 34 İzmir B 37 Manisa B 38 Aydın B 39 Denizli B 37 Zonguldak B 26 Sinop B 30 Samsun B 31 Trabzon PB 31 Giresun PB 30 Ankara B 33 Eskişehir B 33 Konya B 33 Sıvas PB 31 Antalya B 33 Adana PB 34 Mersin Y 33 Diyarbakır B 38 Şanlıurfa B 38 Mardin B 36 Siirt B 37 Hakkâri PB 33 Van PB 31 Kars Y 29 Oslo Y 20 Helsinki Y 20 Stockholm Y 19 Londra Y 20 Amsterdam Y 23 Brüksel Y 22 Paris Y 23 Bonn B 22 Münih Y 25 Berlin Y 22 Budapeşte PB 24 Madrid B 31 Viyana B 22 Belgrad B 27 Soyfa B 31 Roma A 27 Atina A 32 Zürih B 23 Moskova Y 32 Aşkabat A 34 Astana B 27 Taşkent B 37 Bakû PB 31 Bişkek Y 32 Tiflis PB 26 Kahire A 35 Şam A 36 Yurdun kuzey ve doğu kesimleri ile Doğu Akde- niz parçalı ve çok bulutlu Doğu Karadeniz’in iç ke- simleri Doğu Anadolu’nun kuzeyi ile Mersin ve Os- maniye çevreleri kısa sü- reli sağanak ve gök gü- rültülü sağanak yağışlı di- ğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Hava sı- caklığı kuzey bölgelerde 2-4 derece artacak. Özel Çevre Kurumu’nun imar planõnda tarihi köyü tarihsel yoldaşõ olan ‘ova’sõndan ayõrdõlar Kayaköyü’ne imar kuşatması GÜRSU KUNT ANTALYA - Akdeniz Üniversi- tesi Rektörü Prof. İsrafil Kurtcep- he, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül tarafõndan atamasõ yapõldõktan son- ra, üniversite bünyesinde başlayan istifalarõn, bir tepki göstergesi ol- madõğõnõ, etik kurallar çerçevesin- de işleyen, bir geleneğin sonucu ol- duğunu söyledi. Prof. Kurtcephe, bu istifalardan ikisini de kabul etme- diğini belirterek “Benim döne- mimde, kimse haksızlığa uğra- mayacak” dedi. Turizm Otelcilik Meslek Yük- sekokulu Müdürü ve müdür yar- dõmcõlarõ ile Manavgat Meslek Yük- sekokulu müdürlerinin istifa dilek- çelerini kabul etmediğini, çalõşma- larõndan memnun olduğunu anlatan Kurtcephe, “Ancak genel olarak üniversite içinde bir değişim ol- duğunu düşünüyorum” diye ko- nuştu. En son istifa edenler arasõn- da yer alan eski Organ Nakli Mer- kezi Müdürü Prof. Alper Demir- baş’a ilişkin sorulara da yanõt veren Prof. Kurtcephe, “İnsanlar bazı mevkilerde uzun süreler görev yaptıklarında tıkanabilirler. Ben de Prof. Demirbaş’ın istifasını kabul ettim. Ancak eğer kendisi üniversitemiz bünyesinde öğretim üyesi olarak kalmayı kabul eder- se, çok büyük katkıları olacağına inanıyorum” dedi. Kurtcephe, Prof. Demirbaş’õn bir cerrah olduğunu ve cerrahlarõn me- sailerini yöneticilik yerine ameli- yatlarda harcamasõnõn çok daha ya- rarlõ olduğunu ifade etti. ANKARA (AA) - Türkiye Esnaf ve Sa- natkârlarõ Konfederasyonu (TESK) Genel Başkanõ Bendevi Palandöken, kredi kartõ sa- yõsõnõn 40 milyona dayandõğõnõ belirterek “Veresiye defterini rafa kaldıran küçük plastik kartlar hayatımızı kuşattı. Bir gün bu harcamaların bedelinin isteneceği unutulmamalı” dedi. Palandöken, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, 2002 yõlõnda 15.7 milyon olan kredi kartõ sayõsõnõn 2008 yõlõnõn ilk altõ ayõnda 40 mil- yona ulaştõğõnõ ve böylece 2.6 kat artõş gös- terdiğini ifade etti. Kredi kartõnõn doğru kullanõldõğõnda ha- yatõ kolaylaştõrdõğõnõ bu nedenle prensipte karşõ olmadõklarõnõ kaydeden Palandöken, ancak dar gelirli vatandaşlarõn ödeme gü- cü yokken yüksek limitli kartlarõn bu kadar kolay dağõtõlmasõnõn sorun yarattõğõnõ be- lirtti. Altõ yõl içinde 2.6 kat artan kredi kar- tõ sayõsõnõn içinde borcunu ödeyemeyenlerin oranõnõn yüzde 6.18 olduğunu ifade eden Palandöken, şunlarõ kaydetti: “Vatandaşımızın 2002 yılında borcu- nun gelirine oranı yüzde 4.7 iken bu oran 2007 yılında 29.5’e çıkmış durumda. Yani 6 yılda 6 kat büyümüş. Bu küre- selleşmenin ve tüketim toplumuna dö- nüşme eğiliminin bir sonucudur. Ban- kalar, devlet tahvilinden elde ettikleri ge- lirlerinin azalması nedeni ve yeni kaynak temini amacıyla vatandaşa kredi kartı pompalıyorlar. Bu da bankaların pera- kende sektörüne giren büyük sermaye ile birlikte tüketimi körüklemesinden baş- ka bir şey değildir.” OKTAY EKİNCİ Yaklaşõk 20 yõldõr “Barış ve Dostluk Köyü” olarak yaşama dönmeyi bekle- yen Fethiye’nin ünlü Kayaköyü’nü, ta- rihsel yoldaşõ olan “Kaya Çuku- ru”ndan ayõrdõlar. Çevre ve Orman Bakanlõğõ’na bağlõ Özel Çevre Koruma Kurumu Başkan- lõğõ (ÖÇKK) tarafõndan özel bir şehir- cilik bürosuna yaptõrõlan imar planla- rõnda, eski adõ “Levissi” olan tarihsel köy ile aynõ köyün yaşam kaynağõnõ oluşturan “ova” kesimi “ayrı ayrı” de- ğerlendiriliyor! Böylece, antik köye de adõnõ veren “Kaya Çukuru” ovasõ ile Kayaköyü arasõndaki çağlar boyu süregelen “bir- liktelik” yok edilirken, ovaya önerilen yapõlaşma olanaklarõyla tarihsel merkez adeta “imar kuşatması” altõna alõnõ- yor... ‘BİLGE GEÇMİŞ’İN ANILARI Nadir Nadi’leri yetiştiren, Sami Ka- raören’lerin anõlarõnõ barõndõran, Ana- dolu Rumlarõyla Türk halkõnõn yüzler- ce yõl bir arada dostluk içinde yaşadõk- larõ Kayaköyü, aynõ “bilge geçmiş”ini geleceğe de taşõmak için Mimarlar Odasõ tarafõndan 1980’lerde “Barış ve Dostluk Köyü” ilan edilmişti. İlerleyen yõllarda kimi firmalarca “tatil köyü” yapõlmak istenmesine rağmen, 1920’lerdeki mübadelede terk edilmiş özgün taş evleriyle oluşan “gi- zemli peyzaj”õnõn da korunmasõ temel ilke kabul edildi. Böylece, “SİT” niteliğindeki metruk köyün, çevresinde oluşturulacak doğal- kültürel dokuyla uyumlu ve kültür-sa- nat etkinliklerine yönelik hizmet tesis- leriyle “barışa adanması” hedeflendi. Aynõ amaçla bütünleşecek bir kültür ve doğa turizminin öncelikli konaklama olanaklarõnõn ise Kaya Çukuru çevre- sindeki Kınalı, Belen, Gökçeburun, Keçiler, Değirmentepe, Ebuhora köy- lerindeki köy evlerinde “pansiyoncu- luğun teşviki”yle karşõlanmasõ, ovada da tarõmsal üretimle bütünleşecek bir “ekolojik turizm” modelinin gelişti- rilmesi benimsendi... Bütün bu ilkeler, Muğla Koruma Kurulu’nun 2002 ve 2004 yõllarõnda al- dõğõ “Kayaköyü ve Kayaçukuru ortak SİT alanları” kararlarõnda da uygun gö- rüldüğü gibi, her ölçekteki planlamada “Barış ve Dostluk Köyü” hedeflerinin gözetilmesi koşulu getirildi... OVADA ‘KARAYOLU’! ÖÇKK’nin yaptõrdõğõ 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarõnda ise ya- kõn geçmişin yukarda özetlenen ilke ka- rarlarõ hemen hiç gözetilmediği gibi, Ka- ya Çukuru Kayaköyü’nden tamamen ayrõ olarak planlanmõş. Bölge SİT alanõ olduğundan, yasa gereğince Muğla Koruma Kuru- lu’ndan alõnmasõ gereken uygun görüş bile olmadan yürürlüğe sokulan plan- larda en çok “kuşku” yaratan düzen- leme ise bölgenin ihtiyacõ olmayan ge- niş bir karayolunun ovayõ parçalaya- rak geçmesi. Plandaki bu yol güzergâhõyla birlik- te devamõndaki tüm alanlar doğal ve ar- keolojik SİT’ler olduğundan, böylesi- ne geniş bir karayolunun “hangi gele- ceği” hedeflediği de merak konusu. Özellikle aynõ yöndeki mavi yolculuk duraklarõndan “Gemiler Koyu”na hiç gereği yokken “karadan” da yol git- mesi demek, buranõn da yapõlaşmaya açõlacağõ kaygõsõnõ yaratõyor... KURUL ONAYLAMADI Kayaköyü’nde son durum işte böy- leyken, Muğla Koruma Kurulu 30 Tem- muz 2008 tarihindeki toplantõsõnda al- dõğõ 4190 sayõlõ kararla, kendi onayõ alõnmayan imar planlarõnõn “geçersiz” olduğunu belirtti. Planlarõ kurula “görüş almak” için değil, 30 Haziran 2008 tarih ve 3372 sa- yõlõ yazõsõyla sadece “bilgi” için gön- deren ÖÇKK ise kendi yasasõnõ baha- ne ederek, 2863 sayõlõ Kültür ve Tabi- at Varlõklarõnõ Koruma Yasasõ’nõ “yok” sayõyor; Orman Bakanlõğõ’nõ Kültür ve Turizm Bakanlõğõ’nõn “üstünde” gö- rüyor! Bakalõm, hukuk devletindeki bu “de- rebeylik” tavrõnõ ilgili bakanlar ne za- man engelleyecek... Bu sorunun yanõ- tõ, Kayaköyü’nün geleceği için de be- lirleyici olacak... Tepki değil etikmiş İşte Gül’ün rektörü sorunlarõna ilişkin kararlarõn alõn- dõğõ yönetim kurulu toplantõsõnda dekanlara sert ifadelerle gözdağõ veren Ayhan’õn şunlarõ söylediği belirtildi: “Biz devlet yönetiyoruz, dernek yönetmiyoruz. Kedi Sevenler Derneği’ne sadece kedi sevenler girer, kediden nefret edenler gi- remez. Bunu anlamayan de- kanlara bunu anlatmasını bili- riz. Bir sarı zarf gönderir, so- ruşturma açar, o dekanın bur- nunu sürteriz. Hani bir söz vardır: Nush ile uslanmayanın hakkı kötektir.” Gazi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rõza Ayhan’õn başkanlõk et- tiği ilk yönetim kurulu toplantõ- sõnda tehdit içeren bir konuşma yapmasõ, dekanlar arasõnda şaş- kõnlõk yarattõ. İstifa etmesi için baskõ gören Gazi Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanõ Prof. Dr. İbrahim Ethem Anar, Ayhan’õn toplantõya katõlan bütün dekan ve dekan temsilcilerini tehdit ettiğini söyledi. Ortada hiçbir şey yokken Ay- han’õn neden bu konuşmayõ yap- tõğõna anlam veremediğini belir- ten Anar, “Rektör Bey’in bana karşı olan tavrı gayet belli. Be- nim istifamı istedi. Ben red- dettim” diye konuştu. Yükseköğretim Yasasõ mevzu- atlarõ içerisinde görevini yaptõğõ- nõ belirten Anar, şunlarõ söyledi: “Kimsenin kimseyi tehdit et- mesine gerek yok. Kendisi üni- versitenin en yetkili kişisidir. Tabii ki kusurumuz olursa so- ruşturma da açılır, ceza da ve- rilir. Ama ortada henüz bir şey yokken, rektörün bu tavrı ta- mamen tehditten başka bir şey değil.” Prof. Dr. Ayhan dekanlara göz- dağõ verdiği toplatõdan bir gün sonra düzenlediği kahvaltõlõ basõn toplantõsõnda ise gazetecilere üni- versite yönetimiyle birlik ve da- yanõşma içerisinde çalõşacağõnõ, hiçbir ayrõm yapmayacağõnõ açõk- lamõştõ. Ayhan, “Bana oy verdi, ver- medi” ayrõmõ yapmadan herkes- le birlik içinde olacağõnõ söyle- mişti. Üniversitelerin, kavgayla ha- yatlarõnõ sürdüremeyeceklerini belirten Ayhan, “Artık ben yok, biz varız. Ağaç dallarıyla gür- ler. Biz de dallarımız olan öğ- retim üyelerimiz, öğrencilerimiz ve diğer çalışanlarımızla gür- leyeceğiz” demişti. Baştarafı 1. Sayfada Palandöken: Kredi kartları hayatımızı kuşattı İstanbul Haber Servisi - Dayanõşmaevleri, AKP hükümetinin su, ekmek, yağ, elektrik, doğalgaz, ulaşõma yaptõğõ zamlarõ, Eminönü’nde boş tencere ve tavalarõ birbirine çarparak protesto etti. Grubun Mõsõr Çar- şõsõ önünde dün düzenlediği eylemde “Ampul pahalıya patladı”, “Sus- ma sustukça yeni zamlar gelecek”, “Tayyip Allah seni asgari ücretli yapsın” yazõlõ pankart ve dövizler açõldõ, “İş, ekmek, adalet”, “Her- kese ekmek herkese iş”, “AKP elini ekmeğimden çek” sloganlarõ atõl- dõ. Grup adõna bir basõn açõklamasõ yapan Dayanõşmaevleri üyesi Ca- nan Arı, zaten ağõr koşullar altõnda yaşamõnõ sürdürmeye çalõşan emek- çilerin son birkaç ayda temel ihtiyaç maddelerine gelen zamlarla bitme noktasõna geldiğini ifade etti. (Fotoğraf: MELTEM YILMAZ) Tencereli tavalõ zam eylemi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle