Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
dishab@cumhuriyet.com.tr
CMYB
C M Y B
DEĞİŞEN DÜNYADAN
HÜSEYİN BAŞ
‘Beş Günlük Savaş’ın
Ardından...
Gürcistan savaşı, kısa süren savaşlar arasında
İsrail’in ünlü ‘altı günlük’ savaşının önüne geçe-
rek, ‘beş günle’ birinci sıraya oturmuş görünüyor.
Benzerlik, kuşkusuz, salt süreyle sınırlı.
Gürcistan’ın Güney Osetya ve Abhazya’yı güç
kullanarak topraklarına katma girişimi Rusya’nın
devreye girmesiyle kesin yenilgiyle sonuçlan-
mış, elinde tuttuğu Abhazya’nın Kodori Vadisi’ni
de kaybederek, deyim yerindeyse ‘Dimyata pirince
giderken eldeki bulgurdan olmuştur’.
Kuşkusuz fatura salt bunlarla sınırlı değil. Saa-
kaşvili, 2004’ten bu yana silahlandırdığı ordusunun
belinin kırılması, kentlerinin ağır hasara uğrama-
sı yanı sıra yüzleri aşan asker-sivil kaybı da he-
saba katıldığında, ülkesini kumar masasında
kaybeden bir lider durumuna düşmüştür.
O kadar ki, ‘Ateşkes’ antlaşmasının devreye gi-
rerek savaşın sona erdiğinin açıklanmasına kar-
şın, Rusya, kendi halkının nazarında da önemli
prestij kaybına uğradığı anlaşılan Gürcü lideri mu-
hatap saymamakta ısrar etmektedir.Taraflar ay-
rıca bir ‘saldırmazlık’ anlaşması da imzalayacak-
lardır. Bu ise, özellikle Gürcistan’ın gelecekte ye-
niden güç kullanarak Osetya ve Abhazya’yı top-
raklarına katma düşünün sonu anlamına gel-
mektedir.
Beş günlük savaşın bölgede neden olduğu ağır
yıkım, kuşkusuz, tartışılmaz. Ancak ne kadar as-
ker ve sivilin öldüğü ve yaralandığıyla ilgili rivayet
muhtelif. Moskova ve ayrılıkçılara göre Gürcü sal-
dırıları en az 2000 sivilin canına malolmuş, otuz
bini de yaralanmıştır. Saakaşvili’ye göre bu, pro-
pagandaya yönelik bir yalandan ibarettir. Ona gö-
re savaşta sadece kırkı sivil olmak üzere toplam
yüz elli kişi kaybedilmiştir, yaralı sayısı ise yetmiştir!
Batı basınında çıkan haber ve yorumların ateş-
kesten genellikle ‘şimdilik’ kaydıyla söz etmele-
rine bakılırsa, savaş olasılığı bütünüyle ortadan
kalkmış değil. Saakaşvili’nin ise yenilgiye karşın
savaştan kolay vazgeçmeyeceği anlaşılmaktadır.
Nitekim, Gürcü liderin bir bakanı, sanki hiçbir şey
olmamış gibi Gürcistan’a silah sağlayan ABD, İs-
rail ve Türkiye’den yeniden silah yardımı talep et-
mektedir.
Savaş, Gürcistan’daki gelişmeleri yakından iz-
leyenler için sürpriz değil. Nitekim 1989’dan bu
yana olan gelişmeler bugünün dünden hazırlan-
dığını ortaya koymaktadır, 1989’da Güney Oset-
ya, Sovyetlerden ve Gürcistan’dan ayrıldığını
açıklamış, otonomisini ilan etmiştir. Üç ay süren
çatışmalar 1992’de taraflar arasında oluşturulan
üçlü bir barış gücüyle sona ermiş ve Güney Oset-
ya, bağımsızlığı karşılığında Rusya federasyonu-
na dahil olmuştur. Ocak 2004 bugünkü savaş açı-
sından önemli bir tarihtir. Zira Saakaşvili iktida-
ra gelmiş ve programında Güney Osetya ve Ab-
hazya’nın güç kullanılarak Gürcistan toprakları-
na katılmasına öncelik verdiğini açıkça beyan et-
miştir. Ardından 2008 Nisan ayında Bükreş’te ya-
pılan NATO zirvesine ‘şeref konuğu’ olarak davet
edilmiştir.
Bugün gelinen noktaya bu gelişmelerin ışığın-
da bakıldığında, Saakaşvili’nin Güney Osetya’ya
saldırısını ve uğradığı yenilgiyi salt hırsına, dene-
yimsizliğine ya da yanlış hesabına bağlamak, so-
runu fazlasıyla hafife almakla eşanlamlıdır. Sorun
daha çok ABD ve NATO’nun politikalarıyla öz-
deşleşen AB’nin, Rusya Federasyonu’nun bur-
nunun dibine kadar genişleme, Rusya’nın sını-
rındaki Batı yanlısı ülkelere füze kalkanları yer-
leştirme, onları NATO’ya dahil etme çabası için-
de oldukları kimsenin saklısı değildir. Bu yüzden
Saakaşvili’yi savaşa kimin ittiğini merak edenler
olaya bu açıdan yaklaştıklarında soruyu kolaylıkla
yanıtlayacaklardır. ABD ve NATO’nun bugünkü sa-
vaştaki rolü kesindir. Peki, ABD ve NATO, Saa-
kaşvili’nin Rusya karşısında bozguna uğrayaca-
ğını, üstelik hiçbir ülkenin fiilen onun yanında yer
almayacağını bile bile Gürcü liderin sonu başın-
dan belli bir maceraya atılmasına neden göz yum-
muştur sorusunu yanıtlamak sanırım kolay değil.
Ancak şu söylenebilir: ABD ve NATO, Gürcü liderin
siyasi yaşamının belki de sonlanmasına karşın, sa-
vaşta yalnız kalan Gürcistan halkına ve kuşkusuz
Rusya çevresindeki ülkelere NATO üyeliğinin ne
denli yaşamsal öneme haiz olduğunu gösterme-
yi düşünmüş olmaları pekâlâ mümkündür. ABD
ve NATO’nun güvenlik konusunda yüzde yüz gü-
venilir olduğu da söylenemez. ABD başta olmak
üzere NATO, üyelerine güvenlik sağlama konu-
sunda seçicidir. Bu konuda tek kriterleri zora dü-
şen üyelerinin yardımına koşmanın, onun yanın-
da fiilen yer almanın kendi güvenlikleri ve çıkar-
larıyla ne ölçüde örtüştüğüne endekslidir. Yakın
tarihinde bunun örneklerine rastlamak mümkün-
dür. AKP yönetiminin Gürcistan’a enerji güven-
liği adına silah yardımı ve eğitim sağladığı sa-
vunmasına gelince.. Bunun astarının yüzünden pa-
halıya patlayacağından kuşku yoktur. Türkiye’nin
güvenliği ve dirliği Kafkasya’nın karışmasından de-
ğil, barış içinde birlikte yaşamasına katkı sağ-
lanmasından geçmektedir.
Eski Sovyet cumhuriyetleri, Rusya ile çatõşma durumunda ABD yardõmõnõn laftan ibaret olduğunu biliyor
‘Beş gün savaşõ’nõn sonuçlarõ
ALEKSEY PİLKO
RR
usya Devlet Başkanõ Dimitriy
Medvedev, 12 Ağustos 2008’de,
Gürcistan’õ barõşa zorlama
operasyonunun sona erdiğini açõkladõ.
Böylece, çõkmasõ artõk kaçõnõlmaz hale
gelmiş olan, ama yine de ansõzõn patlak
veren “Beş gün savaşı” sona erdi.
Savaşõn ana sonucu, Rusya’nõn Güney
Osetya’yõ elinde tutabilmesi,
Abhazya’daki konumunu pekiştirmesi ve
Gürcülerin askeri potansiyeline ağõr bir
darbe indirmesidir. Hiç şüphesiz, henüz
uzun vadeli iddialõ yorumlarda bulunmak
için erken. Kafkaslar’da barõş, halen
pamuk ipliğine bağlõ ve her an her şey
değişebilir. Fakat yine de, pek çok
konuda, netlik sağlanmõş durumda olduğu
için, bu konuda bir şeyler söylemek
mümkün.
Öncelikle bu savaşta, Güney Osetya
halkõnõn soykõrõma uğramasõna son verildi.
Rusya, kendi amaçlarõnõn ne olduğunu net
biçimde belirledi ve hedefi sõnõrlõ tuttu;
bunlara ulaştõğõ anda da operasyona son
verdi. Fakat, bu sõnõrlõ konuma rağmen
kendisini en aktif şekilde ortaya koydu. Zira
Gürcistan’õn tekrar saldõrmasõ durumunda
Rusya ona aynõ şekilde karşõlõk verecek.
Dolayõsõyla, net biçimde görülüyor ki Tiflis
yönetimi, Güney Osetya veya Abhazya’ya
yeni bir müdahaleyi kafasõndan tamamen
çõkarsa kendisi için daha iyi olacak.
Bunun dõşõnda, Viladimir Putin’in de
söylediği gibi, Gürcistan’õn toprak
bütünlüğüne “ölümcül bir darbe”
indirilmiş durumda. Artõk Abhazya ve
Güney Osetya’nõn Gürcistan’a iadesi
mümkün değil. Diplomatlarõn bugünkü
görevi, Abhaz ve Güney Osetya
yönetimlerinin bağõmsõzlõğõnõn tanõnmasõnõn
formülünü bulmaktõr.
Nihayet, rahatlõkla dile getirebiliriz ki bu
savaş, Mihail Saakaşvili’nin kariyerine de
noktayõ koydu. Eski Sovyet coğrafyasõnõn
bu en Batõ yanlõsõ liderinin koltuktaki
günleri artõk
sayõlõ.
Saakaşvili,
Güney
Osetya’da
katliamlar
organize ederek
aslõnda kendi
halkõna zarar
verdi. Kendi
halkõ da bunu
ona en kõsa
sürede
hatõrlatacaktõr.
Rusya,
savaştan sonra,
kendinden gayet
emin görünüyor.
Zira Moskova,
gerek siyasi,
gerekse askeri açõdan Kafkasya’daki
geleneksel rolünü (bölgede barõş ve
sükûnetin garantörü rolü) yürütecek
imkânlara sahip olduğunu ispatladõ. Şayet
bu konuda kararlõ davranmasaydõ,
Kafkasya’da Rusya’ya bağlõ özerk
cumhuriyetlerde Moskova’ya ne kadar
bağlõlõk hissi kalõrdõ, bunu söylemek bile
gereksiz.
AB’nin tavrı net değil
Şüphesiz, Gürcistan’õn yanõ sõra savaşõ
kaybedenlerden biri de ABD. Zira,
Gürcistan liderinin ABD’den onay almadan
bu işe girişemeyeceği ortada. Gürcistan,
Hõrvatistan’õn 1995’te Krayina’ya yaptõğõ
saldõrõyõ (Hõrvatistan’õn Yugoslavya’dan
ayrõlmasõ sõrasõnda Krayina bölgesindeki
Sõrplar da Hõrvatistan’dan ayrõldõklarõnõ ilan
etmişler ve üç yõl sürecek bir yönetim ilan
etmişlerdi – çn) taklit etmeye kalktõ.
Krayina’ya saldõrmak ve oradaki Sõrplarõ
katletmek, Wehrmacht’õn (Nazi Alman
Genelkurmayõ – çn) Hõrvatlara sunduğu bir
plandõ. Fakat bu sefer dünya, Güney
Osetya’ya seyirci kalan bir Rusya yerine,
müttefiki Gürcistan’õ ateşe atõp sonra da
yüzüstü bõrakan bir Amerika gördü.
Böylelikle ABD, eski Sovyet
coğrafyasõndaki Batõ yanlõsõ rejimlerin
nazarõnda da bütün itibarõnõ kaybetti. Zira
artõk bütün eski Sovyet cumhuriyetleri
biliyor ki, Rusya ile çatõşma durumunda
Amerikan yardõmõ, sadece laftan ibaret.
Savaşta ABD’nin bütün yaptõğõ, telefonla
tepkisini iletmek oldu.
AB’nin tavrõ ise net değil. Zira burada
farklõ ülkeler, farklõ politikalar izliyorlar.
Peki sonuç ne? Henüz hiçbir şey belli
değil. Evet, Saakaşvili’nin rejiminin
çöktüğünü artõk herkes görüyor ama
Saakaşvili’nin dõş destekçileri bundan sonra
Rusya’dan ya askeri ya da başka bir açõdan
mutlaka bunun hesabõnõ sormaya
çalõşacaklar. Bu nedenle, şimdi sonuç olarak
söylediklerimizi gelecekteki bir çatõşmanõn
da nedenleri sayabiliriz.
Rusçadan çeviren: Deniz Berktay, Rus
Resmi Haber Ajansı RİA Novosti, 14
Ağustos 2008
MICHEL COLLON*
BB
olivya değişiyor. La Paz’da Küba
elçiliğinin düzenlediği bir
toplantõya katõldõm. Mojito,
yiyecekler ve dans. Neredeyiz dersiniz,
Bolivya ordusuna ait bir tören
salonundayõz. Evet, bu ordu vaktiyle Che
Guevara’yõ öldürmüştü.
Bolivya değişiyor. Buraya farklõ
ülkelerin aydõnlarõyla birlikte bilgilenmek
için geldim. Aydõnlar, sanatçõlar ve
uluslararasõ yerli topluluklarõnõn
temsilcileriyle
toplantõlar yaptõk. Çok
kritik bir dönemde
buradayõz. Sağcõ
partiler özerkliği
kõşkõrtarak ülkenin
zengin batõsõnõn
ayrõlmasõnõ istiyor. Bu
manevrayõ bozmak için
Evo Morales, görev
süresinin ortasõnda
“geri çağırma”
referandumuna giderek
bir tür güvenoyu istedi.
Şimdi yalnõzca kendi
başkanlõğõnõ değil aynõ
zamanda tüm eyalet
yöneticilerinin siyasi
geleceğini de (ki
içlerinde ayrõlõkçõ
muhalif valiler de var)
ortaya koydu.
Muhalefet liderleri bu
referandumu sabote
etmeye çalõşõyor.
Çatõşmalar
çõkmasõndan
korkuluyor. Bu
olaylarõn arkasõnda
kimler var: ABD ve
CIA’nõn, çok meraklõ ABD elçisinin ve
tabii Avrupa’nõn rolü ne? Bakalõm...
Göç Bolivyalıların kaderi
Bolivya Latin Amerika’nõn en yoksul
ikinci ülkesi ve her dört evladõndan biri
göçmek zorunda. Neden? Yüzyõllar
boyunca bu topraklar İspanyol
sömürgesiydi. O dönemde zengin maden
yataklarõnda insanlõk dõşõ koşullarda yarõ
köle olarak çalõşmõşlardõ. Yõllarca gaz ve
petrolden edinilen zenginlik bir avuç
azõnlõğõn ve özellikle Avrupalõ şirketlerin
kasalarõna akmõştõ. Kuzey güneyi sömürmüş
ve geriye derin bir yoksulluk bõrakmõştõ.
Evo Morales 2.5 yõldõr başkan. Gökten
düşmedi; yõllarõn köylü ve işçi direnişinin
bir ürünü. Yerli toplumu yõllardõr ABD ve
Avrupa ile birlikte beyaz ve õrkçõ elit
tarafõndan sömürülüyor, dõşlanõyor ve
aşağõlanõyor.
Evo neleri değiştirdi?
İlk 2.5 yõlõnda Evo petrol ve gazõ
devletleştirdi. Avrupa basõnõnda Kolombiya
Devlet Başkanõ Alvaro Uribe övülürken
neden Evo Morales kötülenir? Çok basit.
Uribe çokuluslu şirketlerin vergisini yüzde
14’ten yüzde 0.4’e düşürmüştür. Bu
şirketlerin yerleşmesini sağlamak için
paramiliter güçler 4 milyon köylüyü
topraklarõndan sürmüştü. Evo ise doğal
zenginlikleri, yoksulluğu sonlandõrmak için
asõl sahibi olan Bolivya ulusuna geri verme
cüretinde bulunmuştur.
Evo, petrol ve gazõ kamulaştõrarak
devletin gelirini 5 katõna çõkarmõştõr. Okur
yazarlõk oranõ yükselmiş, sokaklarda çalõşan
çocuklar okullara dönmüş; yerli dillerinde
eğitim başlatõlmõş, Bolivya halkõnõn
yarõsõnõn yararlandõğõ parasõz sağlõk hizmeti
sunumu geliştirilmiş, 60 yaş üzeri için
onurlu bir emeklilik ücreti sağlanmõş, mõsõr,
buğday, soya ve pirinç ekicilerine sõfõr faizli
krediler verilmiştir. Venezüella’nõn yardõmõ
ile okullara bilgisayar verilmiş, Küba’nõn
parasõz sağladõğõ göz operasyonlarõyla
binlerce insan yeniden görmeye başlamõştõr.
Ekonominin gelişmesini sağlayacak kamu
yatõrõmlarõ artmõştõr. Bolivya bütçe açõğõnõ
kapatmõş, dõş borçlarõnõ 5 milyar dolardan
2.2 milyar dolara indirmiştir. Rezervini
arttõrmõş, maden ve metalurji alanlarõnda
istihdamõ 4 katõna çõkarmõş ve bu dallarda
üretimi 2 katõna yükseltmiştir. Üç yõlda
GSMH 4.1 milyar dolardan 7.1 milyar
dolara çõkmõştõr. Köylülere 1000 kadar
traktör dağõtõlmõş, yeni yollar yapõlmõştõr.
Özetle Bolivya ilerliyor, yeterince hõzlõ
değil belki. Bazõlarõ Evo’yu sağcõlara ve
toprak sahiplerine karşõ yeterince sert
olmamakla suçluyor. Bu tartõşmayõ ancak
orada yaşayanlar, durumu ve koşullarõ,
tehlikeleri bilenler yapabilir. “Bir ülkeyi
yoksulluktan ve bağımlılıktan kurtarmak
için şunları yapmalılar” demek yetmez.
Ülkenin sağcõlarõnõn gücünü ve silahlõ
kuvvetleri de hesaba katmak gerek.
La Paz’da üst düzey bir yetkilinin
ifadesine göre bir başka olumsuz etmen de
bütünüyle yolsuzluğa bulaşmõş yargõ
sistemi. “Zenginlerin çıkarını koruyan
eski bir kast, gerçek bir pazar.” Ben
oradayken yargõnõn referandumu önlemek
için yüzsüzce sağa nasõl yardõm ettiğini
gördüm. Ama yargõdan öte daha büyük bir
tehlike var: Sağõn arkasõnda yer alan ABD
bir iç savaşõ körüklüyor. Bir ülkeyi işgal
etmenin zorluğunu gören ABD dolaylõ
savaşa yöneldi. Bunun için seçilen yol doğal
kaynaklardan zengin ve çokuluslu tarõm
şirketleriyle bağlantõlõ zengin toprak
sahiplerinin olduğu doğu eyaletlerinde
ayrõlõkçõ politikayõ kõşkõrtmak.
Bunun bileşenleri 1) CIA’nõn yatõrõmlarõ,
2) İstikrarsõzlaştõrmada uzmanlaşmõş bir
ABD büyükelçisi, 3) Deneyimli faşistler. Bu
bileşenlerle bir darbe ya da iç savaş ya da
her ikisi birden
tezgâhlanmak
isteniyor.
Venezüella’da
olduğu gibi burada
da CIA’nõn pek çok
yatõrõmõ var.
USAID, NED gibi
görünürdeki örgütler
aracõlõğõyla ayrõlõkçõ
Bolivya sağõnõ
parasal olarak
destekliyor.
Milyonlarca dolar
bu örgütlere, öğrenci
derneklerine,
gazetecilere,
öğretmenlere,
işadamlarõna
aktarõldõ.
İkinci bileşen:
ABD’nin Bolivya
elçisi Philip
Goldberg nereden
geldi?
Yugoslavya’dan. Bir
ülkeyi parçalama
konusunda epeyce
deneyim kazanmõş.
Goldberg niçin
Balkanlar’dan
Bolivya’ya transfer edildi? Yeni bir
Yugoslavya yaratmak için olduğuna eminim.
Üçüncü bileşen: Deneyimli faşistler.
Bolivya’da Goldberg, Hõrvat işadamlarõyla
açõk bir ilişki içindedir. Branko Marinkovic
gibi işadamlarõ Santa Cruz bölgesinde
otonomiyi destekliyorlar. Bu adamlar ne
zaman Hõrvatistan’dan buraya geldiler?
İkinci Dünya Savaşõ’nda Hitler’in
kurdurduğu Büyük Hõrvatistan projesine
katõlan faşistler bölge halklarõna karşõ
soykõrõm uygulamõşlar, savaştan sonra da
çoğunlukla Latin Amerika’ya kaçmõşlardõ.
Tüm bileşenler Bolivya’yõ parçalamak için
hazõr. Bir iç savaş çokuluslu şirketlerin
çõkarõna olacak.
Referandum sonrasõ Evo Morales hâlâ
aynõ sorunla karşõ karşõya olacak. Solcu
hükümet ne ekonomiyi ne de basõnõ kontrol
edebilmiş durumda. Ülkedeki gazete ve
televizyonlarõn sahibi İspanyol Prisa grubu
gibi büyük şirketler. Üniversiteler ve kilise
oligarşiden yana. İki buçuk yõlda her şeyi
yapmak kolay değil. Bundan sonra Evo
kitleleri sürece daha çok katmak zorunda.
Sahip olduğu tek güç onu destekleyen halk.
Ülkenin kaynaklarõ zenginlere ve çokuluslu
şirketlere mi, yoksa yoksulluğu
sonlandõrmak için ülkenin gelişimine hizmet
edecek? Bu sorunun yanõtõ önemli.
*10 Ağustos referandumu öncesinde Evo
Morales’i desteklemek üzere La Paz’a giden
Latin Amerikalõ ve Avrupalõ aydõnlar
grubundan Belçikalõ yazar-çn.
İspanyolcadan çeviren: Engin Demiriz
(BOLPRESS - Bolivya haber ajansı, 8
Ağustos 2008)
Bolivya hükümetine karşõ dolaylõ savaş başlatan ABD, iç savaşõ kõşkõrtõyor
Evo Morales tehlikede mi?
ABD’nin Bolivya’ya karşõ
başlattõğõ dolaylõ savaşõn
bileşenlerini 1) CIA’nõn
yatõrõmlarõ, 2)
İstikrarsõzlaştõrmada uzmanlaşmõş
bir ABD büyükelçisi, 3)
Deneyimli faşistler oluşturuyor.
Dünya,
müttefiki
Gürcistan’õ ateşe
atõp sonra yüzüstü
bõrakan bir ABD
gördü. Böylelikle
ABD, eski Sovyet
coğrafyasõndaki
Batõ yanlõsõ
rejimlerin
nazarõnda da
bütün itibarõnõ
kaybetti.
Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales, referandumda halkın yüzde 60’ının desteğini aldı.
11 Ağustos 2008, Independent
SAYFA CUMHURİYET 18 AĞUSTOS 2008 PAZARTESİ
10 DIŞ BASIN
TC ELAZIĞ 1. İCRA
MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN
TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA
İLANI
Dosya No: 2007/4505
TAŞINIRIN AÇIK ARTTIRMA İLANI
Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve de-
ğerleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõş olup; Birinci artõr-
manõn 18.09.2008 günü, Saat 14:00-14:05, Gazi Cad. Öğ-
retmenevi karşõsõ. Yerlikaya Oto Parkõ -ELAZIĞ yapõla-
cağõ ve o gün kõymetlerinin %60'õna istekli bulunmadõğõ
takdirde 23.09.2008 günü, aynõ yer ve saatte 2. artõrma-
nõn yapõlarak satõlacağõ; şu kadar ki, artõrma bedelinin ma-
lõn tahmin edilen değerinin %40'õnõ bulmasõnõn ve satõş is-
teyenin alacağõna rüçhanõ olan alacaklarõn toplamõndan
fazla olmasõnõn ve bundan başka paraya çevirme ve pay-
larõn paylaştõrma giderlerini geçmesinin şart olduğu; mah-
cuzun satõş bedeli üzerinden K.D.V.'nin alõcõya ait olaca-
ğõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõndan görülebileceği;
gideri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteye-
ne gönderilebileceği; fazla bilgi almak isteyenlerin yuka-
rõda yazõlõ dosya numarasõnla dairemize başvurmalarõ ilan
olunur. 28.07.2008 S.No Bedeli (YTL) Adedi
Cinsi 1 - 300.000,00 1 Adet DAE-
WOO 400 LC-V DEMİR PALETLİ EKSKAVATÖR.
2003 MODEL, 1232 SERİ NOLU. ŞOFÖR MAHALLİ-
NİN ÖN ALK CAMI YOK, İŞ MAKİNESİNİN DÖNEN
ÜST KISMININ KÖŞESİNDE DARBE İZLERİ MEV-
CUT, PALETLER SAĞLAM. Toplam: 300.000,00 YTL
(Basõn: 44635)