29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 15 AĞUSTOS 2008 CUMA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 7 DÜZ YAZI ORHAN BİRGİT Sözünüz 1 Nisan Şakası mıydı Sayın Başbakan? İstanbul Haber Servisi - İBDA-C terör Ör- gütünün yayõn organõ olan Baran dergisinde Ergenekon operasyonunu savunan yazõlar örnek gösterilerek örgütün Ergenekon yapõ- lanmasõ tarafõndan yönlendirildiği öne sürül- dü. Ancak İBDA-C’nin herhangi bir eylemi ile Ergenekon örgütü arasõnda bağlantõ ku- rulmadõ. İBDA-C terör örgütüne yönelik farklõ illerde yapõlan operasyonlarda ele geçirilen örgütsel dokümanlar, resmi evraklar gizli ibareli bil- gi notu ile iddianamenin deliller bölümünde yer aldõ. Bilgi notunda, İBDA-C’nin çõkardõ- ğõ Baran isimli haftalõk siyasi dergide Erge- nekon yapõlanmasõnõ savunan yazõlar yayõm- landõğõ belirtildi. 31 Ocak 2008 tarihli 56. sa- yõnõn kapağõnda “Antep, Türban, Ergene- kon: Ortak Düşmandan Ortak Operasyon” manşetinin kullanõldõğõ, Oğuz Gürses imza- lõ “El Kaide ve Ergenekon Operasyonları: İstihbarat Paylaşımı Tam Gaz Sürüyor” başlõklõ yazõsõnõn yayõmlandõğõ kaydedildi. Soruşturma kapsamõnda tutuklu bulunan Be- hiç Gürcihan’a ait www.acikistihbarat.com adresinde 30.11.2007 tarihinde yayõmlanan ya- zõnõn söz konusu sayõda kullanõldõğõ belirtil- di. Baran dergisinin 20 Mart 2008, 8 Mayõs 2008, 12 Haziran 2008 tarihli sayõlarõnda Er- genekon’u ve Behiç Gürcihan’õ savunan ya- zõlar yayõmlandõğõ ifade edilerek, İBDA-C’nin Ergenekon yapõlanmasõ tarafõndan yönlendi- rilmeye açõk olduğu savunuldu. Bilgi notuna göre 12 Eylül 1980 darbesiyle faaliyetlerine son verilen “Akıncı Gençlik” içerisinde “Gölge” isimli dergiyi çõkartarak faaliyete baş- layan bir grup 1978 yõlõnda “Akıncı Güç” der- gisi etrafõndan toplanmaya başladõ. Bu grup içinde yer alan Salih İzzet Erdiş, 1978’de “Gönüldaş” adõyla kurduğu yayõnevinin adõ- nõ 1980 yõlõnda “İBDA” olarak değiştirdi ve yazdõğõ kitaplarõ yayõnlayarak kendi radikal fi- kirleri etrafõnda bir grup oluşturdu. ÖRGÜTÜN AMACI İSLAM DEVLETİ KURMAK Örgütün amacõ, bağõmsõz cephelerde ger- çekleştirdiği eylemlerle devlet otoritesini za- yõflatõp kargaşa ortamõndan yararlanarak Or- tadoğu’da “Başyücelik Devleti” adõnda baş- kenti İstanbul olan bir İslam devleti kurmak- tõ. Örgütün liderliğini Salih Mirzabeyoğlu adõ ile tanõnan, örgüt mensuplarõnca “kumandan” olarak isimlendirilen Salih İzzet Erdiş yap- makta. İBDA-C’nin; lideri tarafõndan yazõlan kitaplardan, legal yayõmlardan etkilenen şa- hõslarõn bir araya gelerek aralarõnda herhan- gi bir ilişki bulunmayan legal ve illegal cep- helerin oluşturulmasõyla meydana geldiği anlatõldõ. Bu örgütlenme içinde her cephenin eylem kararõnõ, örgüt liderinin dergiler ve internet si- telerindeki mesajlarõ aracõlõğõyla veya cezaevi görüşmelerindeki yönlendirmeler sonucunda kendilerinin aldõğõ belirtilerek, örgütün buna gereken yerde gerekeni yapma anlamõna ge- len “kendinden zuhur” diyalektiği adõnõ verdiği kaydedildi. Örgüt felsefesini benimseyen şahõslarõn bulunduğu yerleşim birimlerinde İslami Kõ- sas Kõtalarõ, Ülkücü Kõsas Kõtalarõ, Necip Fa- zõl İntikam Tugayõ, Halid Bin Velid İnfaz Kõ- tasõ gibi çok sayõda illegal cephe oluşturdu- ğu vurgulandõ. Örgütün legal faaliyetlerinin ise Taraf, Ak-Doğuş, Tahkim, Ak-Zuhur, Genç Adam, Akademya, Bediat, Furkan, Ba- ran dergileri, Kõvam Hukuk Bürosu, Ref Ref ve İBDA kitapevleri aracõlõğõyla yürüttüğü ifa- de edildi. Günümüzde Aylõk, İki Deniz, Ye- ni Furkan, Baran ve İlma isimli dergilerin ay- nõ çizgide yayõnlarõnõ sürdürdüğü belirtildi. 255 EYLEM Örgütün içkili lokanta, gazinolar, bar, bira- hane, tekel büfeleri, karşõt düşünceye sahip öğ- renci yurtlarõ, ADD, azõnlõklara ait mekânlar, kiliseler, bankalar, sinemalar ve fuarlarõ hedef gösterdiği, son dönemde de internet siteleri ara- cõlõğõyla bazõ tanõnmõş kişileri ve devlet bü- yüklerini de hedef aldõğõ anlatõldõ. İBDA-C’nin günümüze kadar yazõlama, kanunsuz gösteri yürüyüşü, pankart asma, molotof kokteyli at- ma, Atatürk büstünü tahrip etme, bombala- ma, silahlõ saldõrõ ve ideolojik amaçlõ adam öl- dürme eylemleri gerçekleştirdiği kaydedildi. İstanbul Haber Servisi- Sinema sanatçõsõ Kadir İnanır, Ergenekon iddanamesinin eklerinde yer alan bilgilerin gerçeği yansõtmadõğõnõ belirtti. Kadir İnanõr’õn avukatõ Armağan Güner imza- sõyla yapõlan yazõlõ açõklamada, “belge içeriğinde geçen Kadir İnanır’ın MİT içinde kadrolaşan CIA emrinde ajan olarak çalıştığı şeklindeki id- dianın tümüyle gerçek dışı olduğu” kaydedildi. Açõklamada şöyle denildi: “Müvekkil ha- yatını sanata ve sinemaya adamış, 40 yıldır sürdürdüğü sanat haya- tında 184 filmde başrol oynamış ve Türk sinemasına ölmez eserler kazandırmıştır. Müvekkil Kadir İnanır, Türk sinemasına verdiği hizmetler nede- niyle ‘sanatçõ’ kimliğinin sembol isimlerinden bi- ridir ve özel yaşantısını da bu kimliğin saygınlı- ğını koruyacak şekilde sınırlandırarak sürdür- mektedir. Esasen vefekâr milletimizin gönlünde taht kurmasının ve seneler boyu burada kalma- sının da yegane sebebi budur; sanatçı olmak sa- dece sanata hizmet etmek ve sanatçı gibi yaşa- mak.. Belirtilen nedenlerle müvekkilin sanat dı- şında ve sanatçı kimliği ile bağdaşmayan bir ko- nu ile ilişkilendirilmeye çalışılması abesle iştigal- dir. Özellikle; Gladio, CIA ajanları gibi sıfatla- rın, müvekkil ile uzak yakın hiçbir ilişki yoktur, olamaz.” KADİR İNANIR: İDDİALAR GERÇEK DIŞI PKK ile protokol hazırlığı iddiası İstanbul Haber Servisi - Ergenekon dos- yasõnda yer alan bir belgede Abdullah Öcalan ile yakalandõktan bir süre sonra pro- tokol imzalama girişimlerinin olduğu iddia edildi. İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin in- celeme değerlendirme raporuna göre, İşçi Partisi’nin Basõn Bürosu’ndan alõnan bil- gisayar harddiskinde “Prov Mekt Oğuz” isimli bir metin belgesi tespit edildi. İnce- lemede, terör örgütü lideri Abdullah Öca- lan’õn avukatõ ile Oğuz isminde Özel Kuv- vetler Komutanlõğõ mensubu arasõndaki konuşma metni ortaya çõktõ. İncelemeyi ya- pan mahkeme, metnin ülke güvenliği açõ- sõndan çok vahim iddialarla dolu olduğunu kaydetti. Bu görüşmeye ilişkin notlar 11 Ara- lõk 2007’de bilgisayara kaydedilmiş. Metinde, “Oğuz” ve “Avukat” arasõndaki görüşme karşõlõklõ konuşma biçiminde yer alõyor. Oğuz, “Böyle bir girişimin neden bir yıl sonra başlatıldığını sorabilirsiniz. Daha önce görüşmeler oldu” diyor. Avukat ise “Baştan belirteyim ben PKK’yi değil Öcalan’ı temsil ediyorum. Öcalan’ın ka- bul etmesi sorunu çözer” karşõlõğõnõ veri- yor. “Biz Öcalan’a operasyon yapan gü- cüz. Yani Özel Kuvvetler Komutanlığı. Genelkurmay adına bu girişimleri yü- rütmede görevli tek kurum. Size temel po- litikaları okuyacağım” diyen Oğuz, mek- tubun Öcalan’a verildikten sonra, elden gö- türülüp Genelkurmay Başkanõ Kõvrõkoğ- lu’na verileceğini ifade ediyor. ‘ASKERLER SİLAH SATTI’ Oğuz şöyle devam ediyor: “Öcalan ya- kalanmasaydı TSK içinde büyük sorun çı- kacaktı. Çünkü komutanlardan bir grup PKK’ye silah sattı. Uyuşturucu trafiği yönetildi.” Öcalan gözlerini açtõğõnda, uçak- ta ona “memlekete hoş geldin” diyenin pi- lot Necati olduğunu, Öcalan’õn en baştan be- ri girdiği ilişkileri bildiklerini söyleyerek “Ör- güt kursun diye Öcalan’a 10 milyon lira ve- rildi” diyor. Avukata, “Şimdi size metni okuyorum itirazlarınız varsa söyleyin. Siz imza koymaya yetkili misiniz?” diye so- ruyor. Avukata protokolden sonra ÖKK’nin İkinci Başkanõ’na gideceklerini söyleyerek “Onun yanında Özal’dan iyi bir şekilde söz edemezsiniz. Özal’ı indiren güçle konuş- tuğunuzu unutmayacaksınız” diyor. Avukat da Genelkurmay’õn pişmanlõk ya- sasõnõn genişletilmesini istemesinin Öca- lan’õ memnun ettiğini, yasanõn örgüt lider- lerini de kapsamasõnõ istediklerini belirtiyor. Oğuz’un “böyle bir şeye izin verilmeyece- ğini, çıkanların silahlı saldırıya başlaya- cağını” söylemesi üzerine Avukat, “Öcalan, silahlı mücadele olmaz diyor. Kimse silahlı mücadeleye girmez” şeklinde konuşuyor. Öcalan’õn Kuzey Irak’taki PKK’nin silahlõ gü- cünün orada kalõp TC’nin hizmetine girme- sini savunduğunu ifade ederek “Kuzey Irak’taki gücün ABD’nin Barzani’ye yö- nelik hesaplarını boşa çıkarmada kulla- nılmasını öneriyor” diyor. Bunun üzerine Oğuz, “Ne kadar gücün Kuzey Irak’ta kal- masını istiyorsunuz. Bunu rapor halinde bize verin” karşõlõğõnõ veriyor. PKK ile mücadele için Yahudi bankalarõndan büyük kredilerin alõndõğõnõ, bunu karşõlõğõnda GAP topraklarõnõn ipotek edildiğini söylüyor. PROTOKOL DE DELİLLER ARASINDA Şüpheli Hikmet Çiçek’e ait disketler üzerinde yapõlan incelemede Perinçek’in Abdullah Öcalan’a “sayın” diye hitap ede- rek başladõğõ bir mektup ortaya çõktõ. Bir de 6 Haziran 2000 tarihli “Protokol” başlõklõ bir belge bulundu. Delil incelemesini yapan İstanbul 11. Ağõr Ceza Mahkemesi, belge ile içeriğinde Kürt sorununa bazõ çözüm öne- rilerinin getirildiği dikkate alõndõğõnda, 3 Ha- ziran 2000 tarihli Öcalan’õn avukatõ ve bir ÖKK yetkilisinin pazarlõk yaptõğõ konuşma metni arasõnda bağlantõ kurdu. Protokolün, konuşma metniyle arasõnda üç gün olduğu, bunun terör örgütü ile tek taraflõ anlaşma ça- lõşmasõ olarak değerlendirildiği kaydedildi. İstanbul Haber Servisi - Ulusal Sanayici ve İşa- damları Derneği (USİ- AD) Yönetim Kurulu üye- si İbrahim Benli’nin Ça- talca’daki çiftliğinde ver- diği mangal partileri, gizli örgütsel toplantılar ola- rak nitelendi. Benli’nin Ergenekon örgütünün amaçları bakımından benzerlik gösterdiği iddia edilen USİAD’ın üyesi ol- ması da iddianamede suç olarak değerlendirildi. Benli ifadesinde bu dave- tine Doğu Perinçek, Ke- mal Alemdaroğlu, Tolga Yarman, Güler Kömür- cü’nün yanı sıra 25 yılı aşkın bir süredir tanıdığı doktor, kamu görevlisi ve sanatçı arkadaşlarının, çok sayıda işadamının eş- leriyle birlikte katıldığını, bu davete başka bir an- lam yüklenmemesi gerek- tiğini savundu. İddiana- made, şüpheli Benli’nin Çatalca’da bulunan çift- liğinde örgütün üst düzey üyelerinin katıldığı gizli örgütsel toplantılar yapıl- dığı öne sürülerek şüphe- li Tuncay Güney’in beya- nına göre Ergenekon ör- gütü ile irtibatlı olduğu savunulan USİAD’a üye olması nedeniyle Ben- li’nin terör örgütü üyeliği suçundan yargılanması istendi. İBDA-C terör örgütüne yönelik farklõ illerde yapõlan operasyonlarda ele geçirilen örgütsel dokümanlar, resmi evraklar gizli ibareli bilgi notu ile iddianamenin deliller bölümünde yer aldõ. Bilgi notunda, İBDA-C’nin çõkardõğõ Baran isimli haftalõk siyasi dergide Ergenekon yapõlanmasõnõ savunan yazõlar yayõmlandõğõ belirtildi. Ancak İBDA-C’nin herhangi bir eylemi ile Ergenekon örgütü arasõnda bağlantõ kurulmadõ. Ergenekon dosyasõnda yer alan ve İP’de ele geçirildiği öne sürülen belgede Öcalan ile yakalandõktan bir süre sonra protokol imzalama girişimlerinin olduğu iddia edildi. BELGELERDE ÖCALAN’IN İDDİASI Ergenekon’u ABD kurdu İstanbul Haber Servisi - PKK Kongra- Gel terör örgütü ile ilgili gizli bilgi no- tunda terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’õn 14 Mayõs 2008 tarihinde avukatõ ile yaptõğõ görüşmede Türki- ye’nin NATO’ya üye olmasõyla 1951 yõlõnda “Ergenekon”un kurulduğunu, Amerika’nõn her yerde bu tarz teşkilat- lanmalara gittiğini ve bunlara yerel isimler verdiğini söylediği belirtildi. Öcalan’õn “Ergenekonla ilgili Atabey- ler çetesinin başı bir yüzbaşıydı. Ba- sında çıktı kendisi ‘bunun gibi tam 42 hücre var’ dedi” sözlerine yer verildi. Ergenekon iddianamesinin deliller bölümünde 420 no’lu klasörde yer alan gizli bilgi notunda Öcalan’a savcõ tara- fõndan soruşturma kapsamõnda sorular sorulmasõnõn PKK Kongra Gel ile Er- genekon yapõlanmasõ arasõndaki irtibatõ aydõnlatacağõ kaydedildi. Notta, “Er- genekon yapılanması içindeki kişile- rin terör örgütünün strateji ve hare- kât tarzını belirlemeye, örgüt içinde insiyatifi ele geçirmeye çalıştıkları, tabanın gerçekleştirdiği sokak ey- lemlerini kendi çıkar ve amaçları doğrultusunda kullanmak üzere bö- lücü terör örgütü ile işbirliği içerisi- ne girdikleri değerlendirilmektedir” denildi. Operasyonda yakalanan Muhammet Yüce ve Fikri Karadağ arasõnda 01.01.2007 tarihinde gerçekleşen tele- fon görüşmesinde Yüce’nin “...onlara bir düşünce yapacağız komutanım, ben bir şeyler planlıyorum, DTP’yi bombalayacağım” dediği belirtildi. Karadağ’õn da “Yok sakın yapma, ha- berim olmadan bir şey yapma. Onla- ra prim verirsin. Bizim istediğimiz zaman yapacağız onların istediği za- man değil” diye yanõt vermesi üzerine Yüce’nin de Ahmet Türk’e küfür etti- ği kaydedildi. PKK’nin nihai hedefi olan bağõmsõz birleşik Kürdistan’a ülke genelinde Türk-Kürt çatõşmasõ yaparak ulaşmaya çalõştõğõ öne sürülerek, Erge- nekon yapõlanmasõnõn da Türk-Kürt ça- tõşmasõ körükleme stratejisini izlediği belirtildi. İki örgütün de paralellik taşõ- yan bu stratejisi ile Türkiye Cumhuri- yeti’ni bölmeyi ve parçalamayõ amaç- ladõğõ savunuldu. CHP Grup Başkanvekili Kemal Kılıçdaroğ- lu iktidar partisinin 2 numaralı adamlarından bi- risini, İstanbul Milletvekili ve AKP Genel Baş- kan Yardımcısı Şaban Dişli’yi 2006 yılında Si- livri’deki bir arsanın imar değişikliğinin sağlanması karşılığı 1 milyon dolar alacağını belgeleyen protokolün fotokopilerini de göstererek rüşvet al- makla suçluyor ve “milletvekilliğinin onurunu korumak için” istifasını istiyor. Dişli’ye yönelik yolsuzluk suçlamaları, sadece Silivri’deki arsaya imar değişikliği torpilinden iba- ret değil. Eski ortağı olduğu ve daha sonra am- caoğlu Davud Dişli’ye devrettiği “imara kapalı” Sapanca Gölü havzasındaki Sırma Su Tesisle- ri ile ilgili olarak Sakarya Büyükşehir Belediye Meclisi’nde yapılan imar değişikliği ile ilgili id- dialar da var. Tuzla Merkez Mahallesi’nde 6300 metrekarelik arsada İstanbul Büyükşehir Be- lediye Meclisi tarafından 10 Ekim 2007’de alı- nan kararla konut alanının yüzde 65’e yükselti- lerek Şaban Bey’e fazladan 120 konut daha yap- ma avantajının sağlanmasına yönelik suçlama da var. Ama AKP’nin ısrarla değiştirmediği milletve- kili yasama dokunulmazlığının yanı sıra Şaban Dişli’nin iktidar partisinin dişli yöneticilerinden bi- risi olarak hem Genel Başkanı; hem de yandaş medya tarafından çevresinde oluşturulan korunma kalkanı var. Oktay Ekşi dün kendi sütununda Tayyip Er- doğan’ın yolsuzluklarla savaş için yaptığı çeşit- li konuşmalardan derlediği alıntıları, ödenmesi ge- reken bir senet gibi Sayın Başbakan’a hatırlatı- yordu. Hürriyet başyazarı, tarihlerini de belirte- rek bu doğrultuda tam 7 açıklamasını vermiş Baş- bakan’ın. Yerimin elvermemesi nedeni ile sade- ce birisini, hem o konuşmanın sahibi olan Baş- bakan’a, hem iktidar partisinin 2 numaralı ada- mına yönelik bu ağır suçlamaları görmezden gel- mekte ısrarlı AKP medyasına anımsatmak isti- yorum: 1 Nisan 2006’da “Yolsuzluğa bulaşanı dev- letten de partiden de atarım” diyen AKP Ge- nel Başkanı, ya yakın çalışma arkadaşının hak- kındaki bu suçlama zincirini aklamak ya da yu- kardaki sözlerinin bir 1 Nisan şakası olarak söy- lenmediğini kanıtlamak zorundadır. İktidar med- yası, sütunlarını Milli İstihbarat Teşkilatı’nın ısrarla yalanlamasına karşın anlaşılmaz bir şekilde Er- genekon iddianamesinin dayanakları olarak gösterilen Mumcu suikastının sözde yeni versi- yonları; ya da kimin tarafından yapıldığı belirsiz telefon konuşmalarından oluşturulmak istenilen yolsuzluk kanıtları ile dolduracağına, somut hor- tum olaylarına da sütunlarında yer vermeye yö- nelmek için acaba hangi devletlunun izin ver- mesini bekliyor? Edibe Sözen’e taş gibi uyarı AKP’nin bir başka Genel Başkan Yardımcısı olan İstanbul Milletvekili Edibe Sözen, okullar- da ibadethane açılmasına yönelik bir yasa öne- risi hazırladığını söylemiş ve bu öneri ile ilgili ge- niş bilgileri de kamuoyuna yansıtmıştı. Önerinin karşılaştığı tepki sonunda Prof. Sözen geri adım atmak zorunda kaldı; dahası, başta Ge- nel Başkan Erdoğan olmak üzere iktidar partisi- nin en yüksek karar ve yürütme organı olan AKP MKYK’si, bir açıklama ile partili bir parlamante- rin ve özellikle bir genel merkez yöneticisinin ken- di girişimleri ile hazırladıkları yasa önerileri için iz- lenmesi gerekli yöntemi üniversite öğretim üye- liğinden parlamentoya gelen Bayan Sözen’e, üs- telik ders verircesine anımsattılar. Bizim parlamento tarihimizde eşine az rastla- nan bir uyarı ile kamuoyu önünde bu dersi alan Bayan Sözen’in Genel Başkan Yardımcılığı gör- evini bırakacağını bekliyordum. O da, Şaban Bey gibi koltuğunu bırakmayı dü- şünmediğini sergileyen bir tavır içinde, AKP Başkan Yardımcılığı’na sımsıkı sarılmayı sürdü- rüyor. Bir Düzeltme Çarşamba günü yayımlanan Silivri’deki L Ti- pi Atom Bombası başlıklı yazımda “Krimino- loji Doçenti Sayın Mustafa Tören Yücel’’in adı yanlışlıkla dizgide düşmüştür. Hem bu değerli bilim adamından, hem de okurlarımdan özür dilerim. Faks: 0 216 302 82 08 [email protected] İstanbul Haber Servisi - Ergenekon örgütünün DHKP/C’yi de kullandõğõ ileri sürülüyor. Erge- nekon kapsamõnda ifadesi alõnan gizli tanõk Dilo- vasõ, Veli Küçük’ün Dev-Sol’la bağlantõsõnõ örgü- tün Karadeniz kõrsal sorumlusu Hüseyin Özars- lan’õn ağabeyi Zeynel Özarslan’õn sağladõğõnõ öne sürdü. Sorumlu olarak faaliyet gösterdiği dö- nemde gerçekleştirilen MİT mensubu Hiram Ab- bas, emekli asker İsmail Selen’in öldürülmesinin de aralarõnda bulunduğu eylemlerin, istihbaratõ yapõlmadan nokta eylem olarak merkez komite tarafõndan doğrudan ekiplere ulaştõrõldõğõnõ, ey- lemlerin adeta servis edildiğini savundu. DHKP- C’nin Türkiye’yi kargaşa ortamõna sokmak ama- cõyla tetikçi gibi kullanõldõğõnõ öne sürdü. Gizli tanõk İsmet de ifadesinde, uzun yõllar Dev-Sol ve DHKP-C’de çeşitli görevlerde bulunduğunu, Be- kaa kampõnda Suriyeli, Vietnamlõ ve Türkiye Özel Kuvvetleri’nde görevli bir subaydan eğitim aldõ- ğõnõ anlatarak Türkiye’ye döndüğü 1988-1989 yõllarõnda jandarma bünyesinde kurulan A Tipi Özel Kuvvetler Birlikleri’ndeki subaylarla örgü- tün talimatõ ile görüştüğünü, silah, patlayõcõ, is- tihbarat konularõnda bilgi alõşverişi yaptõklarõnõ iddia etti. Büyük operasyonlarda Dursun Kara- taş’õn hep şaibeli bir şekilde son anda kurtuldu- ğu, Doğu Perinçek’in örgütün içerisinde etkin bir görevde olduğu öne sürüldü. ‘ D H K P - C D E K U L L A N I L D I ’ M A N G A L P A R T İ S İ Ö R G Ü T S E L T O P L A N T I O L D U Bitlis’i Amerika öldürdü İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi Ge- nel Başkanvekili Mehmet Bedri Gültekin, “Amerika’nõn düşman gördüğü herkes Er- genekon” dedi. Gültekin, yaptõğõ yazõlõ açõklamada, Ergenekon dava dosyasõndaki MİT raporunda Orgeneral Eşref Bitlis’in Ergenekon üyesi olarak gösterilmesinin dikkat çekici olduğunu ifade etti. Ameri- ka’nõn 1. Körfez Savaşõ sõrasõnda Türki- ye’nin güneydoğusuna Çekiç Güç olarak yerleştiğini, bu dönemde PKK’ye silah ve para yönünden desteklediğini, TSK’nin de bu çalõşmayõ rapor ettiğini ifade etti. Orge- neral Bitlis’in bu tehlikeyi önleme girişim- lerinde bulunduğunu söyleyen Gültekin, Bitlis’in bu nedenle Amerika’nõn suikastõ sonucu öldürüldüğünü, bu gerçeği de İP’nin ortaya çõkardõğõnõ ifade etti. Gülte- kin, o dönemde davaya İP Genel Sekreteri Nusret Senem’in avukat olarak katõldõğõnõ, İP üyesi gazeteci Adnan Akfõrat’õn da bu olayõ kitaplaştõrdõğõnõ anõmsattõ. DÜZELTME Haber Merkezi - Gazetemizde dün 6. say- fada yayõmlanan haberlerde yanlõşlõkla dö- nemin Jandarma Genel Komutanõ Eşref Bitlis’in içinde bulunduğu helikopterin düşmesi sonucu yaşamõnõ yitirdiği bilgisi- ne yer verilmiştir. Bitlis, 17 Şubat 1993’te kendisini taşõyan B-200 tipi askeri uçağõn düşmesi sonucu hayatõnõ kaybetmişti. Dü- zeltir, özür dileriz. İddianamenin deliller bölümünde İBDA-C’nin Ergenekon’a destek verdiği savunuldu ‘Örgüt,İBDA-C’yiyönlendirdi’
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle