Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ANKARA (Cumhuriyet Bü-
rosu) - Başbakanlõk Küçükleri
Muzõr Neşriyattan Koruma Kuru-
lu, “BOXER” adlõ erkek dergisi-
ne sansür getirdi. Kurul, dergide
yer alan bazõ fotoğraflar ve yazõ-
larõn 18 yaşõndan küçük çocukla-
rõn, “maneviyatı üzerinde muzır
tesir yapacak” nitelikte olduğu
sonucuna vardõ. Bu nedenle der-
ginin kapağõna “küçüklere za-
rarlıdır” damgasõ basõlacak, der-
gi açõk sergilerde satõlamayacak ve
dükkânlarda teşhir edilemeyecek.
Başbakanlõk Küçükleri Muzõr
Neşriyattan Koruma Kurulu’nun
konuya ilişkin ilanõ, Resmi Gaze-
te’nin dünkü sayõsõnda yayõmlan-
dõ. Kurul, “BOXER” adlõ derginin
Temmuz 2008 tarihli 49. sayõsõnõ
ve “X Large” adlõ ilavesini ince-
lemeye aldõ. Dergide yer alan ya-
zõ ve fotoğraflarõn 18 yaşõndan
küçük çocuklarõn “maneviyatı
üzerinde muzır tesir yapacak”
nitelikte olduğu sonucuna varan
kurul, bu nedenle söz konusu der-
ginin 1117 sayõlõ Yasa’nõn 3266 sa-
yõlõ Yasa ile değişik 4. maddesin-
deki sõnõrlamalara tabi olmasõna
oybirliği ile karar verdi.
Yasanõn söz konusu maddesine
göre, kurulca tetkik edilerek kü-
çükler için muzõr olduğuna karar
verilmiş basõlmõş eserlerin sahip-
lerine, sorumlu müdürlerine ve
telif hakkõ sahiplerine, basõlmõş
eserlerin küçüklerin maneviyatõna
muzõr olduğu tebliğ edilecek. Ya-
saya göre, tebligat üzerine eser sa-
hipleri, telif hakkõ sahipleri ve
sorumlu müdürler, ellerinde mev-
cut eserlerin ön kapaklarõna “kü-
çüklere zararlıdır” damga veya
işaretini basmak zorunda olacak.
“küçüklere zararlıdır” ibaresinin
herkesin kolayca görüp okuyabi-
leceği şekil ve büyüklükte yazõl-
masõ gerekecek.
Bu suretle damgalanan eserler;
açõk sergilerde ve seyyar dağõtõcõ-
lar tarafõndan satõlama-
yacak, dükkânlarda, ca-
mekânlarda ve benzeri
yerlerde teşhir edileme-
yecek, bir yerden bir ye-
re teşhir maksadõyla açõk
bir surette nakledileme-
yecek ve dağõtõcõlar tara-
fõndan bunlar için sipariş
kabul edilemeyecek. Söz
konusu dergi, ilan edile-
meyecek, satõşõ için rek-
lam ve propaganda yapõ-
lamayacak. Hiçbir suret-
le okul ve benzeri yerle-
re sokulamayacak.
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 15 AĞUSTOS 2008 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kaza Kader mi?
35 yıl olmuş. Gecikmiş askerliğimi, yedek subay
olarak, yaptığım Bayburt’tan, 12 Mart dönemin-
den kalma bir davadan yargılanmak için sıkıyö-
netim mahkemesi duruşmalarına katılmak üzere
otobüs ile İstanbul’a gidiyordum.
Yedek subay olarak, sürüldüğüm Bayburt’taki
zırhlı tugaya, Erzurum üzerinden gitmiştim. Ziga-
nalar’ı ilk kez tırmanacağım için heyecanlıydım. Gü-
zergâh, hem çok vahşi ve güzel, hem de derin uçu-
rumların kıyısındaki keskin ve dar virajları yüzün-
den ürkütücüydü.
Otobüs şirketi, hemen şoförün arkasındaki im-
tiyazlı koltuğu vermişti bana.
Bir yandan dışarıdaki nefes kesici manzarayı sey-
rediyor, bir yandan da, sürücü, muavin ve onla-
rın yanına tünemiş yolcunun sohbetlerine kulak mi-
safiri oluyordum.
Konu kazalarla ilgiliydi.
Çok bilmiş sürücümüz kestirdi attı:
- Sonradan şöyle olsaydı böyle olsaydı demek
boş, kaza kaderdir arkadaş!
Sonra da, geçmişte bir yolcuyla giriştikleri tar-
tışmayı anlatmaya koyuldu. Yolculardan biri, sü-
rücünün bu görüşüne karşı çıkmış, kazaların ön-
lenebileceğini, “kaza kaderdir” demenin anlam-
sızlığını dile getirmiş ve belli ki, bizim bıçkın deli-
kanlıyı iyice kızdırmış.
Anlatırken, olayı anımsadıkça yeniden öfkelenen
sürücümüz lafın bir yerinde,
- Anlatıyorum, anlatıyorum, bir türlü anlamıyor
adam, Abi en sonunda, çektim arabayı sağa ve “in
aşağı arkadaş” dedim. Şimdi gör bakalım kaza ka-
der miymiş, değil miymiş!
Sonra da konuşmayı gülümseyerek dinleyen ba-
na döndü ve
- Allah aşkına söyle Teğmenim, dedi kaza ka-
der değil mi?
Siz olsaydınız bu durumda ne yanıt verirdiniz?
Hiç kuşkunuz olmasın ki, Türkiye’de 35 yılda, bu
alanda çok değişiklik olmadı ve ülkedeki insanların
çoğunluğu da, bizim bıçkın Bayburtlu sürücüden
daha değişik kafada değiller hâlâ...
Geçen gün, “ölüm tersanelerinin” mekânı Tuz-
la’da üç kişinin yaşamını yitirdiği olayı tüylerim ür-
pererek okudum. Artık buna kaza demek de
mümkün değil. Ortada resmen bir cinayet var.
Hep dikkatimi çekmiştir. Diğer azgelişmiş ül-
kelerde olduğu gibi, biz de, çok kurbanlı kazalar,
gelişmiş ülkelerle kıyaslanmayacak kadar yüksek
düzeydedir.
Hatta kazaların haber olabilmesi, kurban sayı-
sının yüksekliğine bağlıdır. Münferit kazalar birer
ikişer ölümle sonuçlanmışsa haber bile olmazlar.
Nitekim 13 Ağustos’ta, Hürriyet’in 4. sayfasın-
da yayımlanan haber öbür gazetelerde yer bile al-
mamıştı. Hürriyet’in haberine göre, 4-11 Ağustos
arasındaki bir haftada, ülkemizde trafik kazalarında
can verenlerin sayısı 122’yi buluyordu. Evet yan-
lış okumadınız bir haftada 122 kişi trafik kazala-
rında can vermişti, yaralı sayısı ise 700’ü geçiyordu
ve olay biri dışında gazetelere haber olacak ka-
dar önemli bile görülmemişti.
Ne zaman bir kaza haberini, nedenleriyle anla-
tan ayrıntısıyla birlikte okusam, aklıma hep Bay-
burt-İstanbul yolundaki bıçkın sürücü gelir.
Çünkü bütün kazalarımızın asıl ortak nedeni o
bıçkın sürücünün zihniyetidir.
Bu zihniyet, amiyane deyişle “bi şiiiy olmaz abi-
cim”, mütevekkil tabiriyle “Allah kerim” sözcük-
lerinde ifadesini bulur.
Bu iki deyiş, özünde sebep sonuç ilişkisinin yad-
sınmasından başka bir anlam taşımaz.
Kaderde sebep sonuç ilişkisi yoktur. Oysa ka-
zalar sebep sonuç ilişkisine bağlı olarak gelişirler.
Kazaya kader dediğiniz anda, kazaya yol açan ne-
denleri ortadan kaldıracak veya engelleyecek
önlemleri almak gereği kalmaz. Eğer kazayı iradeyi
külliye ile açıklarsanız, ona karşı gerçekten de ya-
pacak bir şey olamaz.
Eğer kazayı kader olarak yorumlarsanız, Kon-
ya’daki kaçak Kuran kursundaki öğrencilerden,
Tuzla’da kum torbası yerine kobay olarak kulla-
nılan işçilere, oradan da, son bir hafta içinde, yur-
dun dört bir yanında trafik kazasında can veren 122
kişiye kadar herkesin ölüm nedeni birdir ve bun-
ların önlenmesi de mümkün değildir.
Kazanın kader olmadığını anlatmak kimi yerde çok
zordur. Neden–sonuç ilişkisini ileri sürmek kimile-
rine göre Allah’ın işine karışmak anlamına gelir ki,
yerine göre, çok vahim sonuçlar doğurabilir.
Son zamanlarda böyle bir ülkede yaşadığımız
için, elimde olmadan kendi kendime soruyorum:
- Ahmaklık kader midir?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Hakkõnda her gün yeni bir yolsuzluk iddiasõ gündeme gelen parti yöneticisi hakkõndaki sessizlik sürüyor
AKP,ŞabanDişli’yikoruyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - AKP Genel Başkan Yardõm-
cõsõ Şaban Dişli ile ilgili yeni yol-
suzluk iddialarõ ortaya çõkarken
Dişli ve AKP yönetimi sessizliğini
sürdürüyor. Dişli, kuzenine devret-
tiği Sapanca’da dere yatağõna ya-
põlan fabrikayõ imar değişikliği ya-
põlarak yõkõlmaktan kurtardõğõna
ilişkin iddialara yanõt vermekten ka-
çõyor. CHP’li Hüseyin Ünsal, ko-
nuyu TBMM gündemine taşõyarak
“Yasal olmayan inşaata göz yu-
marak görevini kötüye kullanan
belediye yetkilileri hakkında so-
ruşturma başlatıldı mı” diye sor-
du.
AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ
Şaban Dişli, hakkõnda ortaya çõkan
yeni iddialarla ilgili olarak açõkla-
ma yapmaktan kaçõyor. AKP yö-
netimi ise yolsuzluk iddialarõna
ilişkin olarak Dişli hakkõnda her-
hangi bir inceleme ya da araştõrma
yapõlmasõna dönük bir girişimde bu-
lunmazken bu konuda bir açõklama
da yapõlmõyor.
Dişli, CHP Grup Başkanvekili
Kemal Kılıçdaroğlu’nun hafta ba-
şõnda açõkladõğõ imar değişikliği
karşõlõğõnda 1 milyon dolar rüşvet al-
dõğõna ilişkin iddiasõyla ilgili kõsa bir
yazõlõ açõklama yaptõ. Bu açõkla-
masõyla soru işaretlerini daha da art-
tõran Dişli, Kõlõçdaroğlu’nun açõk-
ladõğõ belgede imar değişikliği ya-
põlacağõ yönünde ifade olmasõna
karşõn kendisinin böyle bir deği-
şiklikten haberinin olmadõğõnõ sa-
vundu.
Bu açõklamanõn hemen ardõndan
Dişli ile ilgili yeni iddialar ortaya
atõldõ. Dişli’nin, kuzenine devretti-
ği Sapanca’da dere yatağõna yapõlan
fabrikanõn mühürlenmesi üzerine
imar planõnõ değiştirttiği ve fabri-
kanõn yõkõlmasõnõ önlediği ileri sü-
rüldü. Dişli, bu iddialara ilişkin
herhangi bir açõklama yapamadõ.
Dişli ve ortaklarõnõn, Silivri’deki ar-
sayõ TESCO Kipa’ya satmadan ön-
ce şirketle arsanõn ortasõndan geçen
yolun kaldõrõlmasõ, E-5 karayolu ile
bağlantõ kurulmasõ, imar değişikli-
ği yapõlmasõ yönünde protokol im-
zaladõğõ, bunlarõn gerçekleşmesi
durumunda arsanõn Kipa tarafõndan
8.4 milyon dolara alõnmasõnõn ta-
ahhüt edildiği ortaya çõktõ. Dişli, bu
iddiayla ilgili olarak da bir açõkla-
mada bulunmadõ. CHP’li Hüseyin
Ünsal, Dişli ile ilgili iddialarõ
TBMM gündemine taşõdõ. Ünsal,
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn yanõtlamasõ istemiyle
TBMM Başkanlõğõ’na sunduğu so-
ru önergesinde, Sapanca’daki soda
fabrikasõnõn inşaasõna geçen yõl
başlandõğõnõ ve daha sonra yapõlan
imar değişikliği ile yasal olmayan
duruma kõlõf hazõrlandõğõnõ kay-
detti. Ünsal, şu sorularõ yöneltti:
“İmarsız alanda fabrika satışı-
na ne kadar süre göz yumulmuş-
tur? İmarsız olarak devam eden
inşaata hiç ceza kesilmiş midir?
Yasal olmayan inşaata göz yu-
marak görevini kötüye kullanan
belediye yetkilileri hakkında bir
soruşturma başlatıldı mı?”
Dişli, CHP’li Kemal Kõlõçdaroğlu’nun hafta başõnda açõkladõğõ imar
değişikliği karşõlõğõnda 1 milyon dolar rüşvet aldõğõna ilişkin iddiasõyla
ilgili kõsa bir yazõlõ açõklama yaptõ; fakat açõklamasõ soru işaretlerini
daha da artõrdõ. Bu açõklamanõn hemen ardõndan Dişli ile ilgili yeni
iddialar ortaya atõldõ. Dişli’nin, kuzenine devrettiği Sapanca’da dere
yatağõna yapõlan fabrikanõn mühürlenmesi üzerine imar planõnõ
değiştirttiği ve fabrikanõn yõkõlmasõnõ önlediği ileri sürüldü. Dişli, bu iddialara ilişkin herhangi bir
açõklama yapamadõ. AKP yönetimi ise sürecin başõndan beri sessizliğini koruyor.
İzmir’de Attilâ
İlhan Kültür
Merkezi’nde
düzenlenen
toplantıda
konuşan TGB
İzmir Şube
Başkanı Hasan Ali
Kızılırmak,
“Cumhuriyet
köylülerini
yürekten
destekliyoruz. 17
Temmuz’da
Cumhuriyet
Köyü’nün
önderlerinden
Muhyettin Öksüz
ve Ömer Öksüz,
ağanın
adamlarınca
öldürüldü” dedi.
(Fotoğraf:
EFEKAN
GÖKHAN)
Ağa zulmüne karşı dayanışma
İZMİR/ADANA (Cumhuriyet) - Tür-
kiye Gençlik Birliği (TGB), “Yıkılsın
ağalık, yaşasın Cumhuriyet” sloganõyla
adõnõ “Cumhuriyet Köyü” olarak değiş-
tiren Diyarbakõr’a bağlõ Bismil ilçesinin As-
lanoğlu köylülerine destek verdi. İşçi Par-
tisi (İP) üyeleri de, 17 Ağustos’ta Ada-
na’dan Diyarbakõr’a gidiyor. Bismil’e
bağlõ Aslanoğlu köyünde ağalõk sistemine
karşõ verdiği mücadeleyle tanõnan Muh-
yettin Öksüz ve yeğeni Ömer Öksüz’ün
öldürülmesini protesto edecek olan İP’li-
ler, köylerinin adõnõ “Cumhuriyet Köyü”
olarak değiştiren köylülere destek verecek.
İzmir’de Attilâ İlhan Kültür Merkezi’nde
düzenlenen toplantõda konuşan TGB İzmir
Şube Başkanõ Hasan Ali Kızılırmak,
“Cumhuriyet köylülerini yürekten des-
tekliyoruz. Diyarbakır 2. İdare Mahke-
mesi’nin ‘Hazine arazilerinin ağalardan
alõnarak köylülere dağõtõlmasõ’ yönündeki
kararı büyük sevinçle karşılanmıştı. An-
cak 17 Temmuz’da Cumhuriyet Kö-
yü’nün önderlerinden Muhyettin Ök-
süz ve Ömer Öksüz, ağanın adamların-
ca öldürüldü. Bu, Başbakan Recep Tay-
yip Erdoğan’ın, yurttaşlarını savunma
iradesinden yoksun olduğunun da kanı-
tıdır” dedi.
Parti binasõnda basõn toplantõsõ düzenle-
yen İP Adana İl Başkanõ İsmail Hakkı Sa-
vaşer, Aslanoğlu köylülerinin Hazine top-
raklarõnõ işgal eden ağa Nevaf Kahra-
man‘a karşõ mücadele ettiklerini anõmsat-
tõ. Köylülerin, ‘Yıkılsın ağalık, yaşasın
cumhuriyet’ şiarõnõ benimsediğini aktaran
Savaşer, “Ortaçağ karanlığına karşı Cum-
huriyete sahip çıkan köylülerin toprak
mücadelesi kanla bastırılmaya çalışılıyor”
dedi. Bu mücadelede ön saflarda yer alan
Muhyettin Öksüz ve yeğeninin, ağanõn
adamlarõ tarafõndan öldürüldüğünü belirten
Savaşer, “Köylülere destek vermek ve
ölümleri protesto etmek için 17 Ağustos’ta
Aslanoğlu köyünü ziyaret edeceğiz. ‘Köy-
lüye toprak, millete birlik ve vatana bütün-
lük’ isteyen köylülerin mücadelesini yük-
selteceğiz” diye konuştu.
6 AYDA 156 MİLYON YTL HARCADI
Erdoğan’a
örtülü ödenek
dayanmıyor
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakanlõk bütçesinden 6 ayda 156 milyon
YTL’lik örtülü ödenek harcamasõ yapõldõğõ
ortaya çõktõ. NTV’nin haberine göre,
Başbakanlõk bütçesine bağlõ Özel Kalem
Müdürlüğü’nün yõlõn ilk 6 ayõndaki harcamalarõ
başlangõç ödeneğinin 5.5 katõna ulaşõrken bu
kalem içinde yer alan örtülü ödenek ise
başlangõç ödeneğine göre 781.5 kat arttõ. Genel
yönetim kapsamõndaki tüm kurumlar, yõlõn ilk 6
ayõndaki bütçe uygulama sonuçlarõyla ikinci
yarõ yõla ilişkin beklentilerini yasa gereği
kamuoyuna açõklõyor. Başbakanlõk da “2008
kurumsal mali durumu ve beklentileri
raporu” ile ilk 6 aydaki harcamalarõnõn
detayõnõ açõkladõ. Rapora göre, 1 milyar 666
milyon YTL’lik Başbakanlõk bütçesinin yüzde
50.9’una denk gelen 847.2 milyon YTL ilk yarõ
yõlda harcandõ.
Raporda, muhalefetin eleştirilerine neden
olan örtülü ödenek harcamalarõyla ilgili detaylar
da yer aldõ. Başbakanlõk bütçesinde oran olarak
en yüksek gerçekleşme, başlangõç ödeneğinin
yüzde 549.9 üstüne çõkan özel kalem
müdürlüğü harcamalarõnda oldu. Bu kalemdeki
artõşõn kaynağõnõn ise örtülü ödenek olduğu
ortaya çõktõ. Bütçeleme tekniği gereği
yõlbaşõnda sembolik olarak 200 bin YTL’lik
“gizli ödenek” konulan örtülü ödenekte 6 aylõk
harcama 156.3 milyon YTL oldu. Böylece ilk 6
ayda örtülü ödenekten başlangõç ödeneğine göre
781.5 kat fazla ödeme yapõldõ.
5018 sayõlõ yasanõn 24’üncü maddesine göre
örtülü ödenek, kapalõ istihbarat ve kapalõ
savunma hizmetleri, devletin milli güvenliği ve
yüksek menfaatleri ile devlet itibarõnõn
gerekleri, siyasi, sosyal ve kültürel amaçlar için
kullanõlõyor. Örtülü ödenekten yapõlan
harcamalar yasa gereği açõklanmõyor.
Başbakanlõk Küçükleri Muzõr Neşriyattan Koruma Kurulu derginin ‘zararlõ’ damgasõyla satõlmasõna karar verdi
‘BOXER’ dergisine yasak geldi
ENSAR VAKFI ÇORUM ŞUBE BAŞKANI
Tecavüz zanlõsõ Zekai İşler
daha önce de tacizle suçlanmõş
SEYFETTİN METE /AHMET KURT
ÇORUM/İZMİT- Tecavüzden
tutuklanan Ensar Vakfõ Çorum Şu-
be Başkanõ Zekai İşler’in (52), da-
ha önce de Kocaeli’nin Karamürsel
ilçesinde görev yaptõğõ sõrada kõz öğ-
rencileri taciz ettiği idddiasõyla Göl-
cük’e sürüldüğü ortaya çõktõ. İşler,
kaldõğõ koğuşta diğer mahkûmlar ta-
rafõndan dövüldü.
Çorum’da babalarõ imam olan 3
kõzdan birine tecavüz, 2’sini de ta-
ciz ettiği iddiasõyla tutuklanan
Mehmetçik Lisesi Din Kültür ve
Ahlak Bilgisi öğretmeni ve Ensar
Vakfõ Çorum Şube Başkanõ Zekai
İşler’in 1990’lõ yõllarda Karamür-
sel İmam Hatip Lisesi’nde görev
yaptõğõ sõrada kõz öğrencileri taciz
ettiği iddiasõyla hakkõnda soruş-
turma açõldõğõ belirtildi. İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, öğ-
rencilerin şikâyeti üzerine başlatõ-
lan soruşturma sonrasõ İşler’in Göl-
cük’te başka bir okulda görevlen-
dirildiğini ifade ettiler. Burada kõ-
sa süre görev yapan İşler daha
sonra Çorum’a tayin edildi. Çorum
L Tipi Cezaevi’nde memurlar ko-
ğuşu olarak bilinen yere konulan İş-
ler, diğer tutuklular tarafõndan darp
edildi. Gardiyanlar tarafõndan kur-
tarõlan İşler, güvenlik gerekçesiy-
le başka bir koğuşa konuldu.
Çorum Ağõr Ceza Mahkemesi,
İşler’in tutuklanmasõna yapõlan iti-
razõ reddetti. Ensar Vakfõ yetkilileri
ise geçtiğimiz günlerde yaptõklarõ
açõklamada, İşler’in 13 Mayõs’ta
görevinden istifa ettiğini belirttiler.
Ancak yapõlan araştõrmada İşler’in
bu tarihten sonra pek çok kez En-
sar Vakfõ Çorum Şube Başkanõ
sõfatõyla çeşitli toplantõlara katõldõ-
ğõ ortaya çõktõ.
HARUN KARADENİZ’İ ANMA
ETKİNLİĞİ
TOPRAĞA VERİLİŞİNİN 33. YILINDA
68 KUŞAĞI’NIN SOYLU VE
YİĞİT ÖNDERİ
HARUN KARADENİZ’İ
MEZARBAŞI TOPLANTISI İLE
ANIYORUZ.
15 Ağustos 2008 Cuma günü saat 12.30’da
Karacaahmet Mezarlõğõ, Kadõköy-Üsküdar
Caddesi üzerinde solda duvar
dibi tarafõnda yapõlacak anma etkinliğine
tüm devrimci ve yurtseverleri bekliyoruz.
İletişim: 0532 325 85 90
İstanbul Üniversitesi’nden almış olduğum
öğrenci kimliğimi kaybettim. Hükümsüzdür.
EMRAH ÇETİN
İstanbul Üniversitesi’nden aldığım öğrenci
kimliğimi, pasomu kaybettim. Hükümsüzdür.
SEVİLAY TAN