03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 TEMMUZ 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI [email protected] 13 Birleşik Metal-Iş'e göre asgari ücret, temel harcama kalemlerinde yüzde 20 ile 30 arasında alım gücü kaybetti Ucretli enflasyona yineyenikEkonomi Servisi - DİSK'e bağ- lı Birleşik Metal-İş Sendikası'nın araştirmasma göre asgari ücret te- mel harcama kalemleri karşısında yüzde 30 aluıı gücünü kayberti. Bir- leşik Metal-Iş Sendikası, temmuz zamlan yapılırken asgari ücretin alım gücüııde yaşanan kaybın dik- kate ahnmadığını belirterek ek zam yapılmasını istedi. Sendikanın Araştırma Dairesi Uzmanı F. Serkan Öngel tara- fından TÜİK madde fıyatlan ve- rileri ve Çalışma ve Sosyal Gü- venlik Bakanlığı istatistikleri esas alınarak yapılan araştırmarun so- nuçlan şöyle: • Birleşik Metal-lş Sendikası, temmuz zamlan yapılırken asgari ücretin alım gücünde yaşanan kaybın dikkate alınmadığını belirterek ek zam yapılmasını istedi. • Asgari ücretli temel harcama kalemleri karşısında temmuz ayı ücret artışına rağmen yüzde 3O'a varan erime yaşadı. • Asgari geçim indirimi dışa- nda bırakıldığmda asgari ücretli Aralık 2007 tarihinde aldığı net 419 YTL'lik ücreti ile, 129 kilo pi- rinç alabilirken bugün net 456 YTL'lik ücreti ile 89 kilo rMrinç alabiliyor. Bu hesaba göre pi- rinçte alım gücü kaybı 40 kiloyıı bulurken asgari ücretlinin oransal olarak reel kaybı yüzde 33 düze- yine ulaşıyor. • Asgari ücretlinin kayıp ya- şadığı tek ürün pirinç dcğil, Ara- lık 2007'ye göre asgari ücretli maaşı ile 65 kilo bulgur, 250 gramlık 135 ekmek, 27 kilo ayci- çeği, 25 kilo mısırözü yağı daha az alabiliyor. Kuru fasulyede kayıp 25, mercimekte 20 kilo. Söz ko- nusu ürünler karşısında asgari üc- retlinin yaşadığı reel kayıp yüzde 20 ile 30 arasında değişiyor. • Enerjifiyatlanndakiarnşlarda reel olarak ciddi alım gücü kay- bına neden oluyor. Elektrik ve do- ğalgazda yaşanan fıyat artışlan mutfakta canı yanan asgari ücret- liye ikinci bir eziyet haline geliyor. •/ Asgari ücret açlık vc yok- sulluk sının altında belirlenirken temmuz ayında yapılan günlük 66 kuruşluk zamla asgari ücret- li, 130 gr pirinç, 1 ekmek, 130 gram kuru fasulye, 96 gram mı- sırözü alabiliyor. Alım gücündeki trajik düşüşe karşın, asgari üc- retliye yapılan günlük 66 kuruş- luk artış, asgari ücretlinin sıkın- tısını ve kayıplannı gidermedi. MADDE FİYATYTL Hayret, bütün suç 'dava 'da imiş • Devlet Bakanı Şimşek, ekonomideki bütün olumsuz gelişmeleri AKP'ye kapatma davasına bağlayıp 100 milyar dolarlık fatura kesti. Ekonomi Servisi - Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, son dönemde Türkiye eko- nomsinde yaşanan tüm olum- suzluklann faturasını AKP'ye açılan kapatma davasına kes- ti. Anadolu Ajansı'na bir de- meç veren Şimşek, "Eğer bu iç siyasi belirsizlik olıııa- saydı, Türkiye dışarıdald krizden eıı az etkilenen ül- keler arasında yer alacak- tı, çünkü ekonomimiz nor- malleşme sürecine girmiş- ti" dedi. Şimşek, özetle şunlan söy- ledi: *^ Türkiye'de faizler mart ayı itibanyla yüzde 17 düze- yinde idi. Kapatma davasırun ardından yükselerek bugün yüzde 22.5 civanna çıktı. Yani kapatma davasının ar- dından faizler 5.5 puan artış gösterdi. Faizlerdeki bir pu- anltk artışın Hazine'ye ge- tirdiği ilave yük 3.5-4 milyar YTL, öyleyse, iç siyasi be- lirsizliğin, risk primi artışı ve faizlerdeki yükselişle Hazi- ne'ye getirdiği ilave yük yak- laşık 20 milyar YTL düze- yindedir. • Siyasi belirsizlikler ne- deniyle ÎMKB'de kote edilen şirketlerin değeri 80 milyar dolar düştü. Tahvil piyasa- srnda çok ciddi yabancı çıkı- şı yaşandı. Siyasi belirsiz- likler nedeniyle inşaat sektö- riinde, tüketimde ve yatınm- larda bir yavaşlama ortaya çıktı. • Eğer bundan sonra, si- yasi belirsizlik azalırsa, fa- izler yeniden Türkiye'nin hak ettiği gerçek sevıyelere gerileyecek, ertelenmiş rü- ketim ve yatınm harcamala- n yeniden başlayacak ve eko- nomik büyüme canlanacak. Biz dış gelişmelerden o kadar çok olumsuz etkilenmeyiz, asıl olumsuz etki iç gelişme- lerden kaynaklanıyor. • Ekonomik büyüme ilk çeyrekte iyi çıktı. Aııcak iç si- yasi gelişmeler ve belirli orandaki dış gelişmeler ne- deniyle, ikinci çeyrekte bü- yüme yavaşlayabilecek. Yi- ne de ilk çeyrekteki ekono- mik büyümenin, tüm yıla olumlu etkisi olacak. Pirinç Bulgur Ekmek Ayçiçekyağı Mısırüzü ya{ı Kunı(uOİ>V Merclmsk Br» Dojjaigu ASBARIÛCRET Aralık 2007 3.24 1.69 1.69 4.13 4.61 3.63 3.35 405 00 0.61 419,00 Tımmuz 2008 5.15 2.50 2.13 6.11 6.93 5.02 4.32 429.71 0.7 ? 456.00 ARTIŞ ORANI % 58.83 47.93 26.04 47.94 50.33 38.29 28.9(5 6.10 18.07 OYAKBANK ÎSMİ TARÎH OLDU ING ordudan çekiliyor I YENİISIM YENİ SLOGAN - Türkiye'de bundan son- » ' raki dönemde ING olarak yola devam edeceklerini ve ye~ ni sloganlarını u Gücünüze güç katar" olarak belirledik- lerini ifade eden Hakan Eminsoy, "Beş yıl içinde pazar pa- \ ıın iki katına, şube sayısını 600'ün üzerine çıkarmayı ve 2 bin 500 kişiye istihdam sağlamayı hedefliyoruz" dedi. BANK Ekonomi Servisi - Oyakbank'ı satm alarak Türk bankacılık sektörü- ne giren Hollanda kökenli ING grubu, Türkiye'deki faaliyetlerine ING Bank ismiyle dün itibanyla baş- ladı. ING Bank Türkiye Genel Müdürü Hakan Eminsoy, duzenlenen basın toplantı- smda yaptığı konuşmada, Oyakbank isminin artık ING Bank olarak devam edeceğini söyledi. Türk Si- lahlı Kuvvetleri mensup- larının maaşlarının öden- mesiyle ilgili sözleşmelerin yılbaşından itibaren bit- meye başladığını belirten Eminsoy, "Bizdeki maaş- ların yüzde 6O'ı başka bankalar tarafından alın- dı. Geri kalan yüzde 40'ın da önümüzdeki aylarda başka bankalar tarafın- dan alınacağını düşünü- yoruııı. Askeri birlikler- deki uydu şubelerimizin yarısını kapattık" dedi. Toplam mevcut 352 şu- bede bankanın kimliğinin ING Bank olarak değişti- ğini kaydeden Eminsoy, tabcla değişikliğinin arka- sındaki kurumsal değişim ve dönüşümün 6 ay gibi bir sürede tamamlandığını kaydetti. Eminsoy, bundan sonra yeni bir sayfa açıldı- ğını ve çok daha büyük bir güçle Türkiye'ye ve müştcrilcre hizınet etmeyc devam edeceklerini aktar- dı. Global çalkantılara da işaret eden Eminsoy, bunun Türkiye'ye olası muhte- mel etkilerine karşı ING Grubu'nun bankacılık gü- cünü arkalanna aldıklarını ve buna yönelik hazırlık yaptıklannı söyledi. Böyle bir ortamda bile ING Gru- bu'nun Türkiye'ye güven- diğini ve buradaki yatın- mını genişletmek istediği- ni belirten Eminsoy, "Tür- kiye ING Grubu için ya- lırını yapmayı planla- dıkları ülkelerin başın- da yer alıyor" diye ko- nuştu. 2 3 i. 5 7 8 9 10 55 Tiırkıye 55. sırada Kişi başına Ülkeler GSYH (Dolar) Liiksemburg Norveç Katar Irlanda Isvlçre Danimarka Izlanda Isveç Finlandiya Hollanda Türkiye 1 117.231 97.808 95167 66.815 64^636 63.898 62.153 54.500 51.807 51.657 (7*10738 Gelirşişti, Türkiye listeyegirdi Ekonomi Servisi - Türkiye lstatistik Kurumu'nun (TU- ÎK) milli gelir rakamlannı he- saplama yöntemi ve kapsamda güncelleme yapmasının ar- dından Türkiye, kişi başına yurtiçi gelirde 10 bin doları aşan ülkeler listesinde 55. sı- rada yer aldı. AA'nın haberine göre kişi başı gelir açısından zengin ül- kelerin çoğu Avrupa kıtasmda bulunuyor. Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) 2008 yılı tah- minine göre, kişi başına yurti- çi geliri 10 bin doları aşan 57 ülkedcn 31'i Avrupa'da. Kişi başına gayri safı yurtiçi hasıla (GSYH) açısından en zengin ülkeler sıralamasında 117 bin 231 dolar gelirle başı Liik- semburg yer alıyor. Dünyanın en büyük ekono- misi olan ABD ise kişi başına zenginlikte 46 bin 541 dolarla ancak 16. sırada yer alıyor. Di- ğer G-8 (gclişmiş 8) ülkele- rinden Kanada 15., lngiltere 17. olabildi. Rusya isc 51. sı- raya yerleşebildi. Afrika'nın en zengin ülkesi Libya ise 12 bin 703 dolarla kişi başına gelir ba- kımından dünyada ancak 50. sırada yer alıyor. Tek ürün tek ntarka satma dönemi bitti Ekonomi Servisi - Rekabet Kuru- mu'nun "Dikey Anlaşmalara İlişkin Grup Muafiyeti Tebliği"nin geçiş süre- si olan bir yılın dolmasıyla, temmuz ayı iti- banyla hâkim durumdaki teşcbbüsler için yeni dönem başladı. Bundan sonraki süreçte firmalann sadece kendi ürünlerinin satılmasını şart koşan sözleşmelerin yanı sıra indirim, bedelsiz ürün, kota getirmek gibi uygulamalar da artık yasak. Dikey anlaşmalara yönelik po- litikada yeni dönemde, pazar payı yüzde 40'ın üzerinde olan fınnalann rekabeti sı- nırlayıcı dikey anlaşmalannın otomatik ola- rak muafiyetten yararlanmalannın önüne geçilmiş olacak. Dikey anlaşmalara yönelik yeni politika döneminden öncelikle hak- lannda karar alınan bira, yüksek alkollü iç- kiler, gazlı içecekler, dondurma ve hazır cips pazarlarında faaliyet gösteren teşeb- büsler etkilenecek. MALİYE YAŞAMINDAN / MUSTAFA PAMUKOĞLU [email protected] Yabancılara mülk satışına belirli şartlarla izin veren Tapu Kanunu'nda değişiklik yapan kanun Meclis'ten geçti. Cumhurbaşkanı'nın onayı ile yürürlüğe girecek. Bu yasa ile ya- bancı gerçek kişiler ve tüzel kişiler, ka- nunun öngördüğü şekilde Türkiye'de gayrimenkul ve sınırlı ayni hak sahibi olabilecekler. Yabancıya mülk satışına taraf olan- lardan başı çekenler bankalar, gayri- menkul yatırım ortaklıkları, TOKİ gibi kuruluşlar bundan korkmamamızı be- lirterek Ispanya'da yabancıya satılan 2.5 milyon villayı örnek gösteriyorlar. Kalıcı yatırımlar için bu şart diyorlar ve şu hesabı yapıyorlar; "700 milyar do- lar/100.000 usd=1 milyon birim gayri- menkul demektir. Bunu satarsak alsa- na gayhsafi milli hasılanın beşte biri. Eğer gayrimenkul birim sayısı veya fi- yatı anarsa Ispanya'nın elde ettiği ge- liri biz niye etmeyeiim?" TOKİ, Çanakkale'den Hatay'a ka- darki sahil bandında yabancılara öz gü villa kentler projesine başlıyor. Milli Emlak'a ait yerlerde bu projeleri gerçekleştirecek. Yabancıya mülk satışının serbestli- Yabancıya Satmadığımız Sadece Toprağımız Kalmıştı ğini öteden beri savunanlar Avru- pa'daki Türklerin sahip oldukları gay- rimekulleri örnek veriyorlar. Alman- ya'daki Türkiye Araştırmalar Merke- zi'nin (TAM) 2004 araştırmasına göre Avrupa ülkelerindeki 3 milyon 830 bin gurbetçinin yüzde 20'si mülk sa- hibi olmuş ve hiçbir engelle karşılaş- mamış. AB ülkelerinde Türk kökenli- lerin oturduğu toplam 955 bin hane- nin 190 bini gurbetçilerin kendilerine ait olduğunu, savunmalarına dayanak yapıyorlar. Ayrıca Bayındırlık ve Iskân Bakanı'nın tespiti de ilginç: "Siz Al- manya'ya gideceksiniz.. 2 bin camiya- pacaksınız.. 100 bin de ev alacaksınız; adam gelip Türkiye'de konut yapacak. Korkmamak lazım. Bizim korkacak bir şeyimiz yok. Türkiye büyük bir ülkedir. Mütekabiliyet esaslanna göre yapılıyor." Bu yasaya karşı çıkanlar da şu ge- rekçeleri ileri sürüyor: - Bu, istismara yol açar. Yap-işlet- devret modeli ile bu yasanın boşlu- ğundan yararlanılarak çok yer yaban- cılara peşkeş çekilir. - Askeri yasak bölgelerle ilgili karar yetkisinde asker by-pass edilmekte- dir. Askeri alan olabilecek yerler ya- bancıya satılabilecektir.. ki bu vahim birdurumdur. - Satılmayan hiçbir şey kalmamıştı. Toprak satışı ile ekonomik işgal, fizi- ki işgalle anlam kazanıyor. Peki yasa neler getiriyor? Ona bir bakalım. Yabancı şirketlerin durumu Yabancı yatırımcı tüzel kişiliğe sahip şirketlerin Türkiye'de kurdukları veya iştirak ettikleri şirketler, anasözleş- melerindeki faaliyet konularını yürüt- mek için gayrimenkul satın alabile- cekler ve sınırlı ayni hak temin edebi- lecekler ve kullanabilecekler. Burada herhangi bir sınırlama yoktur. Burada faaliyette bulunma ve yabancı sermaye getirme şartı aranmaktadır. Ayrıca yabancı tüzel kişiliğe sahip şirket Tür- kiye'de şirket kurmadan veya iştirak et- meden gayrimenkul edinemeyecektir. Ancak faaliyette kullanılmayan gayri- menkuller ne olacak, belli değildir. Bu nedenle, çıkarılacak yönetmelikte bu tür esasların net biçimde ortaya kon- ması gerekir. Yabancı gerçek ve tüzel kişilerin mülk edinmesi Yabancı uyruklu gerçek kişiler ile kendi ülkesi kanunlanna göre kurulu tü- zel kişi şirketler merkez ilçe ve ilçeler bazında, uygulama imar planı ve mev- zii imar plan sınırları içerisinde kalan toplam alanların yüzölçümünün yüz- de onuna kadar kısmında taşınmaz ile bağımsız ve sürekli nitelikte sınırlı ay- ni hak edinebilirler. Yabancılann satın alamayacakları alanlar Yabancı gerçek kişiler ile kendi ül- ke mevzuatına göre kurulmuş tüzel ki- şi şirketlerin taşınmaz mal satın ala- mayacakları alanları belirleme yetkisi Bakanlar Kurulu'na aittir. Enerji, tarım, maden, sit, inanç ve kültürel özellikleri nedeniyle korun- ması gereken alanlar, özel koruma alanları ile flora ve fauna özelliği ne- deniyle korunması gereken hassas alanlarda ve stratejik yerlerde kamu ya- rarı ve ülke güvenliği bakımından ta- şınmaz ve sınırlı ayni hak edinemeye- cekleri alanlan, ilgili kamu kurum ve ku- ruluşlarının tescile esas koordinatlı harita ve planları içeren teklifi üzerine Bakanlar Kurulu belirleme yapacaktır. Askeri yasak bölgeler ile özel gü- venlik alanlarında taşınmaz satışı Yabancı sermayeli Türk şirketlerinin bu bölgelerde taşınmaz mal alımları iz- ne tabi olacaktır. Sevgili okuyucular, yasanın derin- lemesine incelenmesi sonucunda bir- çok boşluk içerdiğini görüyorsu- nuz.Yap-işlet-devret modeli ile yasa- nın sınırlayıcı hükümleri bertaraf edi- lebilecektir. Alan sınırlaması hesapla- rı nasıl yapılacaktır, denetimi nasıl olacaktır, bunlar belirsizdir. Üstelik TOKİ Başkanı'nın dediği gibi Ege ve Akdeniz sahil bandı yabancılann vil- lalarıyla dolacak ve bu bize milyar do- larlar kazandıracak mı, bu da belir- sizdir. Satacağımız yüzde 10 alan ile beklediğimiz milyar dolarlar gelmezse ne olacak? Acaba ekonomik bağım- lılık toprak satışı ile pekişmiş olmaya- cak mı? İŞÇİNİN EYRENİNDEN ŞÜKRAN SONER İnsanlık Sınavı Insanların, siyasal, toplumsal örgütlenmelerin, insanlık, ilke sınavından otomatik geçtikleri kimi ge- lişmeler vardır... Yaşamım boyunca Alman Naziz- minin soykırımından geçmiş kimi Yahudi kökenli si- yasi liderler ve bireylerin, ayni türden soykırımı eği- limi, yetmedi eylemleri içinde olmalarını sorgulayıp durmuş, bu çarpıcı çifte standardın ötesinde ikile- mi kendi kendime açıklayamamışımdır... Lübnan'da Hamas'ı hedef almış olsa da atılacak bombaların Is- railli çocuklara imzalatılmasını gösteren fotoğraf ka- releri bu nedenle beni farklı incitiyor. Hele de yanında, adı geçen bombardımanda ölmüş Lübnanlı çocuk cesetlerinin görüntüleri yer almışsa... Insanın, onun biryansıması olan örgütlenmeleri- nin, gerçekten ilkeli, insan hakları, evrensel hukuk, insanca paylaşım kriterlerine bağlı kalmaları, şu ağız- lara sakız yapılmış insan hakları, demokrasi, öz- gürlükler savunuculuğunda sorumluluklarının gereğini yerine getirebilmeleri sanılandan zor bir zanaat. İn- sanlık tarihi hem bireyler, hem de örgütlenmeler öl- çeğinde onur verici, bir o kadar da yüz kızartıcı ör- neklerle doludur. Yanlış anlaşılmasın, bireyin, örgütlenmelerin, zor- lu günlerde kahramanlık sınavını başarı ile aşmak zo- runda oldukları gibi bir savla karşınıza çıkmıyorum; en kestirmeden işkenceye dayanamayıp konuşan, arkadaşlarına, ülkesine, davasına ihanetle suçla- nanları hiç ayıplamaya, yargılamaya kalkışmadım. Korkmak bireyler ve toplumlar için zaaf sayılsa da insanca, yaşama güdüsüyle beslenen bir duygu. Ancak 12 Eylül DİSK davası yargılamasında mahkeme güvenliğinden sorumlu bir yargıcın, ta- mamen sadistçe bir duygu ile, çok soğuk duruşma salonunda, tuvalete gitmek zorunda olan, yaşını ba- şını almış insanların izin isteyen, çekinerek kalkmış parmaklarına saatlerle yanıt vermemesini hiç anla- yamamışımdır. Hele de bir duruşma sonrası ayni yar- gıcın besbelli çok otoriter, kendisinden epeyce iri- ce karısının kullandığı araçta iki elinin arasında be- beğini tutuşunu gördükten sonra, "özelyaşamında- ki ezikliğin acısını mı çıkanyor?" sorusunu sormak- tan kendimi alıkoyamamışımdır. ••• Şimdilerde Ergenekon davası bağlantılı tartış- malarda, insanlık sınavından geçiş halleri çok canımı acıtıyor; Türkiye'ye sivil darbe ile ılımlı Islam donu biçmeye çalışan emperyal çıkar odağı ekseninde misyon üstlenmişler canımı acıtamaz. Ancak geç- mişinde aydınlanmacı, insan hakları, demokrasi, sol kriterlerle toplumsal yaşamın içinde yer almış, be- deller ödemiş insanların, değerleri olduğuna inan- dığım insanların son hallerini gerçekten açıklaya- mıyorum. Demokrasinin, insan haklarının evrensel değer- lerinde hep çamura yatmış, emperyal çıkarların ni- metlerinden çok fazla pay aidıkları için de sözde sa- vundukları insan hakları kriterlerine yamuk bakmış, algılama, bilinç eksikliği içinde kalmış, gelişmiş bi- reyci, çıkarcı egolarına teslim, emperyal kültürün hiz- metlisi, ABD emperyal kültürünün hizmetlisi aydın- lar, siyasiler, gazeteciler zaten gündemimizin dı- şındalar. AB'nin insan hakları, paylaşım kriterlerine bağlı geçinen siyasileri, aydınları, gazetecilerinde- ki 1980'ler sonrası hızlı yamulma üzücü ve düşün- dürücü.. Sosyalist Entemasyonal'e biçimsel olarak üye AB'nin sol partileri ve siyasilerinin, öne çıkan ay- dınlarının, emperyal çıkarlar adına, piyasa ekono- milerine biyat etmiş olarak insanlığa, dünyanın do- ğal dengelerinin yok edilişine, sosyal devlet, pay- laşımdan tümden sapılmasına, sosyal dampinge, sa- vaş suçlarına, emperyal işgallere başrollerde suç or- taklığı yapmalarını sorguluyorum. Türkiye'ye dönük olarak da çifte standartlı, ikiyüzlü çıkışlarının hesabını vermek zorunda olduklarını düşünüyorum. En çok da kendi ülkemin, geçmişini bildiğim ay- dınları ve örgütlerindeki yamulmanın, gerçek insan hakları, demokrasi kriterleri, yaşadığı, bireyi olduğu ülkesinin insanına, çıkarlarına bağlılığında.. satış çiz- gisinin ötesinde yer alışın artık deşifre edilmesi, sor- gulanması zorunluluğuna inanıyorum... Hemen al- tını çizmeli, elbette pek çok insan Ergenekon davası üzerinden yapılan spekülasyonlar karşısında, Su- surluk benzeri, darbeler için set çekici, ders verici bir dava ve operasyonla karşı karşıya olduğumuza inanabilir. Buna inanmak, bu türden bir çetenin çö- kertilmesini istemek başka, suçunu bilmeden, id- dianamesini öğrenemeden bir yılın üstünde hapis- te kalıp kanserden ölen insanın insan hakları ihlali- ne, hukukun çiğnenmesine karşı durmamak başka. Hele de AKP'nin kapatma davasında savcının söz- lü açıklamasını yaptığı günle çakıştırılmış, gizli örgüt operasyonu mantığı ile çatışmalı, iktidar karşıtlan için intikam, siyaset, kasıt kokan, yine hukuk, insan hak- ları ihlalleri zinciri oluşturan yeni tutuklamalar için, "nihayet" sözcüklü sevinç çıkışları utanç verici. 12 Mart'İar, 12 Eylül'ler sürecinde darbeler hukukunun mağduru olmuş aydın gibi aydın bildiğimiz insanların, hukuk katliamı içerikli operasyon için "geç kalmmış " sözcüğü ile yorum yapmaya kalkışmaiarı çok baş- ka. Gerçekten utandırıyor, can acıtıyor... [email protected] AnadoluJet: Rötarlar bizden kaynaklanmıyor ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Hava- yollan'nın yan kuruluşu olarak geçen 23 Ni- san'da Ankara merkezli sefeıierine başlayan Ana- doluJet'te son günlerde yaşanan rötarlann Antal- ya hava trafığinde yaşanan yoğunluktan kaynak- landığını söyleyen AnadoluJet Bölgesel Uçuşlar Başkanı Sami Alan, "Rötar ortalamamız 18 da- kikadır. Elimizde olmayan nedenlerle yaşanan aksakhğın giderilmesi için de çabalıyoruz" de- di. Alan, "THY'nin Ankara merkezli Anado- luJet proejesinde başarı yakalandı" diye konuşfu. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle