23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
18TEMMUZ2008CUMA CUMHURİYET SAYFA 17 EcevitMuhsin Salman: "Bülent Ecevit adı Ergenekon iddiasındaymış. Haberi var mı dersiniz!" D E N İ Z S O M Elektronik posta: denizsom@cumhuriyetcom.tr www.denizsom.com Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60 - Ergenekon yargıyı da kapsayacakmış... "Devir ulema devri olunca inşallah!" NATO'yu eski Coca Cola'cı tanıtacakmış... Demek ki bütün dünya NATO bağımlısı olacak! Çeliş Ayşe Dural: "Bir parti kurduğu hükümetle devletin rejimini değiştirmek; bir örgüt ise devleti yıkmakla suçlanan hükümeti devirmeye kalkışmakla suçlanıyor!" İSLAMCI iktidarla akrabalık bağı veya ahbaplık ilişkisi olup da en kirli bilgileri bile hiç utanmadan gizli belge kılıfı içinde gündeme taşıyan gazetelerin değerli kalemleri karşısında Kemal Oncü de okuryazar olmanın dayanılmaz keyfi içinde bir "sızrna haber" kaynağına ulaşmış bulunuyor sayın seyirciler! Yasemin Çongar ve Şamil Tayyar gibi destan yazarlarının topuklu topuksuz bütün pabuçlarını dama atmak üzere kolları sıvayan okuryazar Kemal Öncü bildiriyor: "Fena haber almayan özel kaynakların özenle sızdırdığı haberlere göre, 600 yıllık örgütün yüzyıllar boyunca gizli kalmış birçok bağlantısı ve müsebbibi olduğu olaylar, bu olayları bizzat yaşamış gizli tanıkların samimi itiraf ve ifadeleri ile aydınlanmaya başladı. Sızma haberBu gerçekten çok ciddi araştırma ve daha da ciddi soruşturma kapsarnında, tarih kitaplarında 1730 yılında Patrona Halil'in isyanı sırasında damdan düşüp öldüğü yazılan Şair Nedim'in aslında damdaki kırık bir kiremide basma sonucu kayıp düşmediği ve örgütün kurbanı olduğu güvenilir bir gizli tanık sayesinde kanıtlandı. Yine bir sızma haber olarak; bu altı asırlık örgütün harf, kılık kıyafet, saltanatın ve halifeliğin kaldırılması, öğretim birliği, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi gibi ümmette travma yaratan yasaların çıkmasında rolü olup olmadığının da araştırıldığı ve bu yöndeki kuşkuları doğrular nitelikte bazı 'ci- di'lere ulaşmanın an meselesi olduğu bildirildi. Bugün sızan son bir habere göre ise; Derviş Mehmet'in çok yakını olduğu bildirilen bir itirafçı gizli tanığın, Kubilay'ın infaz emrini örgütün verdiğini yemin billah ederek gözyaşları arasında anlattığı ve kendisine tahsis edilen gizli köşkte Cem Sultan olayı hakkında itiraflarda bulunmaya hazırlandığı öğrenildi. Şu sıralar giderek genişleyen ve daha da genleşen araştırma kapsamında Deli İbrahime neden deli dendiği, Yavuz Selim'in hangi ev sahibini bastırdığı, Genç Osman'ın kemik yaşının kaç olduğu ve Baltacı Mehmet Paşa'nın baltayı hangi taşa vurduğu konularının da çok yakında sızdırılacağı bildirildi." Gibi Aydın Türkaydın: "Mirim, AKP kapatılmayacak diye buyurmuş. Kapatılırsa ne gibi bağıracak acaba!" Hazin JJ Nuriddin W Erdoğan: "Nazlı »$> llıcak'ın hazin T kaderi; El- Ahram'ın sahibesiydi, El-Sabah'ta ücretli yazar oldu!" SESSİZ SEDASIZ (!) ZXV-t//2t çaşaNCı 54 Y3 r? Türk Hava Yolları nasıl uçuyor! TÜRK Islam büyüklerinden bir grup AKP'liyi derhal uçağa almadığı gerekçesiyle THY'deki işine son verilen işyeri temsilcisi kaptan pilot Bahadır Altan olayına bir de THY çalışanları gözüyle bakalım: "Kaptan pilotun, THY'nin yabancılara peşkeş çekilmesine karşı durmak, AB-D ve IMF eksenli politikalara karşı çıkmak, ADD yöneticiliği yapmış olmak, tersane işçilerinin ölümüne sendikal dayanışma ile çözüm bulunacağına inanmak gibi çok ciddi suçları vardı. Oysa şu çatlak sesler de olmasa ne güzel devam ediyorlardı yollarına. THY'nin döviz kaynağı teknik bölümü kopar bünyeden, sonra sat yüzde 51'ini Pratt-VVhitney'e hem de kamu arazisi ile beraber, ardından tören yap batık Amerikan şirketini millet parasıyla kurtardık diye. Oraya buraya sefer açıyoruz diye bulduğun her uçağı al. Bizim dönemimizde 6 bin kişi işe alındı diye kadrolaşmanın itirafını yap, ama THY'de çalışan sayısının azaldığını ve deneyimli personelin işine son verdiğini söyleme. Anadolu Jet diye daha önceleri denenmiş kepazeliklerle milleti ve personeli perişan et, kalk ondan sonra beş yıldızh havayolu olacağız diye caka sat. Daha neler, neler. Yemezler beyefendiler yemezler; medyaya dağıttığınız reklam maması payı var ya o olmasa onlar da yemeyecekler ama ne dersin!" Bir Taşla İki Vurus TSK ve ADD MERİÇ VELİDEDEOĞLU Şu günlerde bilgisayara "Atatürkçü Düşünce Derneği" yazıp ararsanız karşınıza: "ADD için üç buçuk milyon sonuçtur. 1-10 arası sonuçlar" başlığı çıkar. Türkiye'nin Atatürkçü doğ- rultudaki en yaygın, en çok üyesi ve yandaşı bulunan bir si- vil toplum örgütü olan ADD'nin soluk alıp verişi hep gözler önündedlr. ADD'nin doğuşu bilinir. Ama yine de kısa bir anımsatmanın dokuncası (zararı) olmaz sanı- rım. ADD'nin kurulduğu 1989 yı- lı ve öncesi, "türban" da için- de olmak üzere, günümüzde- ki sorunların büyük bir bölü- münün tezgâhlandığı, yer yer de dokunduğu bir dönemdir. Prof. Dr. Muammer Aksoy, ANAP iktidarının Başbakanı Turgut Özal'ın "yaptığım yap- tık" yönetiminin rejim için ne denli tehlikeli olduğunun ayrı- mında olan ve çözüm arayan- lardandır. Hele muhalefeti "hiç"e sa- yan "çoğunluk"tak\ ANAP gru- bunun, Özal'ı cumhurbaşkanı seçmesiyle doğacak sorunla- rı düşündükçe adeta irkilmek- tedir. O sıralarda yaşamsal bir ameliyat geçirmiş olan Hıfzı Veldet Velidedeoğlu 85 ya- şındadır. Cumhuriyet'teki uya- rıcı pazar yazılarını sürdür- mektedir. Aksoy, hocası ama "ağa- bey" dediği Velidedeoğlu'nu sık sık ziyaret etmekte, duru- mu onunla birlikte enine bo- yuna tartışmaktaydı. Olup bitene, 1923 Devri- mi'nin kazanımlarının kemiril- mesine karşı çıkıp, iktidarı et- kin bir biçimde uyaracak bir "sivil toplum örgütü"r\ün ku- rulması gerektiğini Velidede- oğlu'na söyler ve ondan des- tek ister. Velidedeoğlu, Aksoy'a ya- nında olacağını ve destekle- yeceğini bildirir. Anımsanacağı gibi çok an- lamlı bir günde, 1989'un 19 Mayıs'ında"yADD" kurulur. El- li seçkin kurucu arasında Ve- lidedeoğlu "onursal başkan", Aksoy da "kurucu başkan" olarak yer alır. Kurulan derneğin amacı adıyla belirtilmiş: "Atatürkçü Düşünce". Bunu günümüzde yaşanan bir örnekten hare- ketle daha da açımlayabiliriz. AKP yönetimi Türkiye'nin Başbakanfnın ABD tarafından gözden çıkarılmayıp, tepe te- pe "kullanılması" için "yalvarya- kar" olmuş, AKP milletvekille- ri de partilerinin kapatılmama- sı için AB ülkelerinde kapı ka- pı dolaşıp, acındırarak adeta yardım dilenmişlerdir. Bir devletin "onur"unu yerle bir eden bu tutuma karşı "Ata- türkçü Düşünce" şöyle der: "Adalet dilenmekle ve başka- lannı kendine acındırmakla ulus işleri, devlet işleri görülemez. Adalet dilenmek ve acındır- mak gibi bir ilke yoktur" (Söy- lev, Cilt I). ADD kurulur kurulmaz çok büyük bir ilgi görür. Ama bu il- gi kimi çevreleri rahatsız eder. Sekiz ay sonra Aksoy vurulur. Demek, yeri doldurulamaz bu kaybın ardından bir süre sonra toparlanır; geliştikçe ge- lişir. Büyüdükçe büyür. 1923 Devrimi'ni gömmek isteyenlerin karşısına dikilir, ağırlığını koyar. 2006 yılına gelindiğinde der- neğin başında emekli bir or- general vardır. Eruygur Pa- şa'nın seçilmesini kimi çevre- ler irileşen gözlerle izlerler. Çünkü hem "ADD"ye, hem "7~SK"ye, Eruygur Paşa üze- rinden saldırmanın keyfini ya- şar gibidirler. Nitekim senaryo yazılmaya başlar; adım adım sahneye koyuş düzenlenir; günü geldi- ğinde perde açılır. ADD Merkezi basılır. Eruygur Paşa götürülür. "Oyun" an an medyaya "servis" edilir. Böy- lece ADD Merkezi'ne düzen- lenen baskın, derneğin ne ol- duğunu anlatan yeni bir "tanı- tım" olarak sunulur. Kadıköy Şubesi'nin onca emniyet görevlisince abartılı bir biçimde basılması ise, çev- re sakinlerine ve TV'de izle- yenlere "Işte görün!" mesajını da iletir... Paşa'ların tutuklanması ve Özkök Paşa'nın bununla "bü- tünleşen" açıklamaları, bu "oyun"da, "TSK" için oluştu- rulmuş özel bir "sahne"ü\r. Ne var ki gerek ADD'yi erit- me, gerekse TSK'yi halkın gö- zünde küçük düşürme hesap- larından bir sonuç alma şansı hiç yoktur. TSK halkın katındaki yerini hep koruyacak ve "görei'"ini yapacaktır. ADD de etkinliğini, "laik Tür- /c/ye"yi geri getirme savaşımı- nı daha da yoğunlaştırarak, saflarını sıklaştırarak sürdüre- cektir. Yarın Kadıköy iskele alanın- da saat 11.00'de ADD mitin- ginde buluşmak üzere. m.velidedeoglu@hotmail.com KİM KİME DUM DIJMA BEHİÇAK behicak@yahoo.com.tr HAYAT EPtK TİYATROSU MVSTAFA BtLGtıs GİZLİ TANIKLAR NEÖtR ABÎ?.. hetiyatrosu@mynet.com ONLARA "GLOCK ADAM OENİR VE "SOFBEN ARKASINDA" YAŞARLAR!.. 1 1 I \ , t .t ı OTOBÜSTEKİLER KEMAL URGENÇ k_urgenc@yahoo.com h'o» önce ik kr,i m je.rkeA^cek P«ntar yüzsüz (ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com /^ SENİN Pİ?LERİN ÇOK SİVRİ İNSANLARI RENK VE ŞEKİLLERİNE CÖRE AYIRMAK IRKÇIL1KI \R A H H I £ h BAJIMPAN t l OBUIt KIRMI7I IM-lill I I.V.h Sl Nlll" TARİHTE BUGUN MÜMTAZAMKAN 18 Temnmz www.mumtaz-arikan.com Ülkemizde heryıl 5 ycişına kadar 2OOO bebek ve çocuk yanlarında sigara içildigi için ölmektedlr. bırakmanız için kaç bin bebek ve çocuk ölmeli? Türklye Slgarayla Savaş Dernegl Tel: O21 2.21 2 5O 6O 1832'DE 8U6ÜN ÜNLÜ İNSİLİ2 İŞADAMI TVOMAS COOK, 84 >M- ŞIMDA ÖLDU. ArEMPİSI, DÜNYA/V/A/ //-K TUKİSTİK GEZİ DÜ- ZEtJLEYİClSİ OLARAK TANIMMIŞTTIR. 184-1 'DE ILtC KE2. LEICESTE/e(2.ESTEK) İL.E LOUGHRoROUGH(L0K8RÖ)A&)- SINOA ÖZEL TKEM SEFEftLEfl/ DÜZENLlYElekK İŞE B/>?LA MtÇf ÜÇ Y/l /ÇİAIDE SUNU GEHİŞLETMİŞTİ. 18SS'TSK/ PAftİS SERGİSI IÇİfJ İ^E, LEIC&STSfZ-CALAIS AftAStN- DA TURLARA SAfCAM/fT/. COOK, GİDEfZEK At/- R.UPA GE2İLERİ YAPTJRMAyA KOYULMUŞ, 18CO ' TAM SO/JRA, OENİZAÇIRI Tll/ZLARA YÖNEİ,- MÎŞTI..ÖLÜAICE, YEfZ/ME OĞLU GEÇ£C£tCTİIS.. 77/OMAS COOK ANt> SON" KURULUŞU NALEN • DE OÜSlYANIfJ £A/ ö/VPE GELEM TURİSTİK '<%// "a-.^. • «V. ~ GEZİ PÜZEUL£YİCİL£fSİ GÖRÜŞ DENIZ BANOGLU Biz Ergenekon'la uğraşırken, Avrupa'da neler oluyor ? Türkiye'de gündem, sanırım başka hiçbir batı ül- kesinde olmadığı kadar sık değişiyor. Belki de bu ne- denle medya, dünyada olup bitenlerden çok çoğunluk iç sorunlara eğiliyor. Özellikle de yazılı basın, dün- ya konjoktürünü doğrudan ilgilendiren, Türkiye'yi de etkileyebilecek ekonomik ve siyasal içerikli küresel haberlere yer verirken, küçük ölçekli diyebileceğimiz olayları belki de zorunlu olarak (iç olayların yoğun- luğu ve önemi nedeniyle) gözardı ediyor. Oysa bu kü- çük ölçekli ama çıkış kaynağı ülkeler için önemli olan bu haberler de aslında ve temelde Türkiye'yi yakın- dan ilgilendiriyor. Basını ve kamuoyunu, birkaç aydır hararetle uğ- raştıran AKP'nin kapatılma davası derken, yeniden ısıtılıp kotarılan Ergenekon operasyonu ve soruş- turmasına ilişkin gelişmeleri bu nedenle konunun uz- manlarına bırakıp, (zaten konuşulmadık, yazılmadık, tartışılmadık bir yanı kalmadı) Avrupa basınında çı- kan bu küçük haberleri, okurlarla paylaşmak istedim. Bu haberler bakın bizi nasıl ve neden ilgilendiriyor? -Almanya yabancı sermayeden korkuyor: Al manya'daki yabancı yatırımcıların daha sıkı kontrol edilmesine ilişkin Federal Ekonomi Bakanlığının meclise sunduğu yasa tasarısı uzun ve sert tartış- maların sonunda kabul edildi. Yerli kuruluşların ya- bancılara devredilmesinde, bundan böyle eskisi gi- bi sadece birkaç bakanlığın değil, bütün kabinenin onayı alınacak. Yeni uygulamaya göre, Federal Hü- kümet, ulusal güvenliği ve kamusal düzeni tehdit et- mesi halinde, (bu noktaya dikkat!) Alman şirketle- rindeki yabancı yatırımcıların payının yüzde 25'i aş- masını engelleyebilecek yasa özellikle finans yatı- rımcılarıyla, yabancı devletlerin hükümetlerince iş- letilen şirketlerle yatırım fonlarını hedef alıyor (Sö- zün özü Alman kuruluşlarında yabancı yatırımlann pa- yı yüzde 25'i geçmeyecek. Bize gelince, Cumhur- başkanı Gül, yabancılara mülk satışını yeniden dü- zenleyen yasayı onayladı.). -Her dört Almandan biri yoksul: Federal Alman hükümetinin açıkladığı yoksulluk ve zenginlik rapo- runa göre, her dört Alman'dan biri yoksul ya da dev- let güvencesinin koruması altında. Sonuç, Alman- ya'da yoksullarla zenginler arasındaki uçurumun da- ha da derinleştiğini ortaya koyuyor. Toplam nüfusun yüzde 13'ü yoksul, yüzde 13'ü de işsizlik ve çocuk parası alıyor. Zenginlerin gelir hanesi kabarırken, aşa- ğı tabakanın gelir oranı düşüyor, orta tabakanın ise aynı düzeyde kalıyor (Vahşi kapitalizmin sonucu, Tür- kiye'yi anımsatıyor sanki. Tek farkla euroya geçtik- ten sonra Alman ekonomisi bocalıyor. Bizse AB'ye girip Euroya geçmek için çırpınıyoruz.). -Göçmen politikasını sertleştiren Fransız hü- kümeti sonuçtan memnun: Cumhurbaşkanı Sar- kozy'nin Mayıs 2007'de görevi devralmasından bu yana Fransa'ya kaçak giren göçmen sayısında Fransa tarihinde ilk kez görülür bir azalma oldu. Fran- sız hükümeti bir yıl içinde oturma izni olmayan 28 bin 778 kişiyi sınır dışı etti. Ancak hükümet Avrupa iş pi- yasasının gereksinimi ölçüsünde işgücü almayı he- defliyor (Türkiye'deki işsizler için umut mu dersiniz?). -AB ülkelerindeki gıda maddeleri fiyatlarında görülmemiş bir artış oldu: 1996'da yapılan zam- lardan bu yana AB ülkelerindeki gıda fiyatlarındaki artış bir önceki yıla oranla yüzde 7.7 ile rekor düze- ye ulaştı. Artıştan en çok etkilenen ülke ise, gıda mad- deleri, Nisan ayında bir önceki yıla kıyasla yüzde 25.4 daha pahalılaşan Bulgaristan oldu. En çok artış ise süt ürünlerinde saptandı. (EURO uğurlu gelmedi) -Zürih halkı kongre merkezine geçit vermedi: Zürih Belediye Meclisinin, Leman gölü kenarında ye- ni bir kongre merkezi yapma planına, kent halkı oy çoğunluğu ile "hayır" deyince, proje başladığı yer- de bitti. Belediye şimdi yeni bir alan arıyor. (yedi mil- yonluk Isviçre'nin her kantonundaki belediyenin, böl- gesinde uygulayacağı her yeni proje için yerel hal- kın onayını alması gerekiyor, halk "hayır" deyince hiç- bir proje gerçekleşmiyor. Nasıl da bize benziyor değil mi?) Zürih kantonunda, hem sol hem sağ partinin seçim bölgeleri, Ispan- ya'nın bir numaralı mimarı Rafael Moneo'nun şeh- re yepyeni bir imaj getireceği iddia edilen modern kongre merkezi için yapılan halk oylamasında bir- lik olup "hayır" dedi (Bizim Muhsin Ertuğrul Tiyat- rosu'nda yapamadığımızı küçük Zürih kenti başar- dı. Kutlarız). BULMACA SEDATYAŞAYÂN SOLDAN SAĞA: 1/ Cezalan ve -\ cezalann uygu- _ lama hiçımleri- <- ni inceleyen bi- 3 lim dalı. 2/ ls- A kambildc bir kâğıt... Dört te- 5 kerleklı vc üstü 6 kapalı bir at j arabası. 3/ Eski Yunan mimar- 8 lığında, üzeri 9 kapalı sütun di- zisi... Haberci. 4/ lnce softan yapılan, hafif ve dar bir üstlük. 5/ Satrançta bir taş... tl- kel bcıılik... Toryum elementinin simgesi. 6/ Dokıı teli... Pey- gamberleri Hud'ıı dinlemedikleri için Tanrı tarafından yok edilen kavim... Birgı- 1 2 3 4 2 3 4 5 6 7 8 9 M U "NT T E H i R • U / E R L T K •T P I •0 •I 0 r A I U R K M A N T • b K E •A T 1N | 7 A c İ0 •M ı- IE Y | Ş N 0 P L T D A K T •B y •n E R T S T I da maddesi. II Diyarbakır ilinde bir baraj. 8/ Vcrme, ödeme... Evcil bir geyik. 9/ Rıze ilindeki aynı adlı yaylada elde edilen, çok değerli birbal. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ lnsanı güldürüp eğlendiren kimse... Tantal ele- mentinin simgesi. 2/ Güzelin ve güzel sanatların do- ğasını inceleyen felsefe dalı. 3/ Siper, hendek... Bir duvarın üst bölümünde yapılan süsleme kuşağı. 4/ "Denizayısı" da denilen fok cinsi... Tanrıtanımaz. 5/ Bir nota... lstanbul'un bir ilçesi. 6/ Üst yanı açık bo- ru... Danimarka'nın plaka imi. II Tıraş bıçağı... Ka- raktcr. 8/ Yapma, etme... Divan edebiyatmda, bir şai- ri yermek amacıyla yazılan şiir türü. 9/ Işık kaynağı- nın 1 saniycde çevresine yaydığı ışık cnerjisi... Tür- lü miizik araçlanmn verdiği sesleri birbirinden ayırt ctmeyi sağlayan ses özellikleri. i
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle