Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHÜRİYET 25 HAZİRAN 2008 ÇARŞAMBA
14 KULTUR kultur@cumhuriyet.com.tr
Kremer'in üstün tekniğiyle Beethoven'e özgü karşıtlıklan yansıtmadaki ustalığı övgülere değer
Baltica ve Italiano...
EVİN ILYASOGLU
Kremerata Baltica gencccik, pınl pırıl, eş-
solukta çalan bir topluluk. Gerek tempolar-
da, gerek ses yüksekliğinde böyle bir bir-
liktelik çok az bulunur. 1997'de çağımızın
büyük kemancısı Letonyalı Gidon Kre-
mer tarafından kurulmuş. Ncredeyse ku-
rulduğundan beri lstanbullulann birkaç kez
konuğu olmuş, lıer dinletisinde büyük ilgi
uyandırmıştı. Çağdaş muziğin soluğuyla ta-
rihi değerleri birleştirebilen, konserlerinde ve
kayıtlannda çok değişik, yepyeni bir ortam
yaratabilen bir topluluk. Daha doğrusu bi-
legeldiğimiz nice yapıtın Kremerata bünye-
sindeki yorumu, dinleyicinin imge gücünü
genişletiyor. Müziksel yenilikler bir yana, Gi-
don Kremer bir de toplumsal işlev yerine ge-
tiriyor bu toplulukJa: Baltık ülkelerinden Es-
tonya, Letonya ve Litvanya'nın genç yete-
neklerini dünyanın en önemli sahnelerine, en
büyük festivallcrine sunuyor. Konseıiıı ilk bö-
lümündeki yapıtlan şefsiz çalan topluluk,
ikinci bölümde Kremer'e eşlik ederken de
olağanüstü başanhydı.
Program düzenlemek ayn bir hüncrdir.
Dinleyici salondan çıktığmda kulağmda ka-
lan nedir, bunu önceden düşüıımek gerekir.
Yapıtlar arasında bir düşün bütünlüğü ara-
nır. Kremerata'nın lstanbul Festivali'ndeki
programı, 21. yüzyılda yıldızı iyice parlayan
Ingiliz besteci Arvö Part'ın yine îngiliz bes-
teci Benjamin Britten'ın anısma yazdığı gi-
zemli yapıtı Cantus ile başladı. Onu, Brit-
ten'ın neo-klasik tarzdaki Frank Bridge Çe-
şitlemeleri izledi. Gidon Kremer, tasarladı-
ğı programda bir diğerinin anısına yazılmış
• Kremerata Baltica gencecik, pınl pırıl, eşsolukta çalan bir topluluk.
Gerek tempolarda, gerek ses yüksekliğinde böyle bir birliktelik çok az
bulunur. 1997'de çağımızın büyük kemancısı Letonyalı Gidon Kremer
tarafından kurulmuş. Neredeyse kurulduğundan beri lstanbullulann birkaç
kez konuğu olmuş, her dinletisinde büyük ilgi uyandırmıştı.
müzikleri scçcrek, düşün birliği yarattığı ka-
dar ilginç bir ses bütünlüğü de yakalamıştı:
îkinci yarıdaki klasik-romantik besteci Be-
ethoven'i öncekilerlc bağdaştınnak için 20.
yüzyıl sonunun büyük bestecisi Alfred
Shnittke'nin kadanzlarını kullanıyordu. Gi-
don Kramer'in Beethovcn konçertosu yo-
rumunu ne denli heyecanla beklediğinıi da-
ha önceleri de yazmıştım. Çünkü elimde yıl-
larca öncesinden yapılmış ve zamanına gö-
re çok yenilikçi sayılan Shnittkc kadanzla-
nyla çalınmış konçertoyu canlı dinlemek için
sabırsızlanıyordum. Kremer ilk bölümde
aynı Shnittke kadanzlannı uyguladı. Son bö-
lümde ise bir başka vcrsiyon çıktı karşımı-
za. öğrendiğimize göre Shnittkc, Kremer ile
yaptığı ortak çahşmalarda başka versiyonlar
da üretmiş. Bu kez kemanlar da bir fırtına gi-
bi kadanza girerek son derece etkileyici bir
ortam yarattılar. Aynca Kremer'in üstün tek-
niğiyle Beethoven'e özgü karşıtlıklan yan-
sıtmadaki ustalığı büyük övgülere değer.
Vlvaldl'yl nasıl blllrslnlz?
Barok müzik deyince hemen Vivaldi
deyiveririz. Nice konçertonun, operanm, sin-
fonia'nın üstadı olarak biliriz onu. Dört
Mevsim'ini her müziksever ıslıkla çalar.
Bestecinin bilegeldiğimiz yapıtlan dışında
pek çok çalışması ölümünden çok sonra bu-
îunmuş ve uzmanlan tarafından değerlen-
dirilmiştir. Işte şef Rinaldo Alcssandrini
de bu uzmanlardan birisi. Bugüne dek gün
yüzüne çıkmamış ya da çok az duyulmuş
Vivaldi yapıtlarını araştırıyor, konserleri-
ne taşıyor. Concerto Italiana adlı topluluğu
ile kaydettiği Vivaldi'nin Vesper'leri (ak-
şanı duaları) ve oda konçertolan dünyanın
en ünlü kayıt ödüllerinc değer bulunmuş.
Geçen hafta tstanbul Festivali'nin konuğu
olan Alessandrini yönetimindeki Concerto
Italiano, bizlere de Vivaldi'nin bilinmedik
yapıtlarını sundu. Barok tarza özgü vibra-
tosuz çalma tekniğiyle (titreşimsiz, düz yay-
larla), büyük dinamiklerden (ses yüksek-
liklerinden) uzak durarak, zamanın sesle-
rini yansıttı. Kısacık sinfonialar, obua
konçertolarında solo ve topluluk arasında-
ki karşıtlıklar ve yaylı çalgılar konçertola-
n, zamana özgü yapılannıalardı. Konserin
solisti kontralto Sara Mingardo, bu festi-
valin merakla beklediğimiz sanatçılanndan
birisiydi. Vivaldi'nin çok az seslendirilen
iki kantatını dinletti bizlere. Kantat, 17. yüz-
yılda küçük opera niteliğinde bir türdür.
Dinsel ve din dışı içeriğiyle soyluların
malikânelerinde ya da kilisede seslendiril-
mek üzere yazılmıştır. Mingardo'nun ses-
lendirdiği ilk kantat da (RV 684) dünya-
sal konulu olup, dramatik bir nitelikteydi.
Sanatçının zamana uygun, duıu yorumu, gi-
zcmli tavrı ve bir üfleme çalgı akışındaki
sesi şiirseldi. Bütün dünya sahneleıinde ara-
nan, ünlü şeflerle çalışan Mingardo'nun da-
ğarcığı barok müzikle sınırlı değil. Her mü-
zik çağından önıekleri içeriyor ve de 20.
yüzyılın ünlü besteci leri Debussy, Ravel,
Stravinsky, Schönberg'e dek uzanıyor.
Önümüzdeki yıllarda festivalde bu yapıt-
lardan birinde, bir konsertant operayla Sa-
ra Mingardo'yu yeniden dinlemek isteriz.
Vivaldi konseri ahşageldiğimiz "Vivaldi
coşkusunda" olmasa da bestecinin az ta-
nınan yapıtlannı duyurdu bizlere.
www.evinilyasoglu.cora
'PERGE'DE DE GÖSTERİ YAPMAK İSTERİZ'
« * * • - . ! • • . ' . . ( * • . , • . • . • . . • ' . • : : . - • • - • . ' , . ;
'AnadoluAteşi'Aspendos
Arena 'dayanacak
GÜRSU KUNT
ANTALYA - Ge-
çen mevsimde tüm
gösterilerini Aspen-
dos Antik Tiyatıo'da
yapan Anadolu Ate-
şi, bu yıl tiyatroya
sadece 700 metre
uzaklıktaki mısır tar-
lasını mekân olarak
seçti. Önlenı alınma-
ması durumunda yer
yer çökme tehlike-
siyle karşı karşıya
olan antik tiyatroyu
kullanmayan Ana-
dolu Ateşi Genel Sa-
nat Yönetmeni Mus-
Aspendos Arena'nın 15 Temmuz'da ta-
mamlanması ve 18 Temımız'da da Truva ile
tafa Erdoğan, 10 yıl- açılması planlanıyor.
lığına kiraladığı top-
bölümler, otopark, özel mimariyelam 25 bin metrekarelik mısır tar-
lasında, bir göstcri merkezi yapı-
mma başladı. Aspendos Arena
adı verilen merkezin, 15 Tem-
muz'da tamamlanması ve 18 Tem-
muz'da da Truva ile açılması
planlanıyor.
1300 metrekarelik sahnesiyle
dünyanın en büyük tiyatro sahne-
sine sahip olan Aspendos Are-
na'da, haftanın 2 günü Truva, 2
günü de Anadolu Ateşi sahnele-
necek ve kalan günlerde kirala-
nabilecek. Aspendos Arena, Ulus-
lararası Aspendos Opera ve Bale
Festivali için de kullanılacak.
Mustafa Erdoğan, ağaçlandırıl-
mış açık alanlar, VIP konuklar için
uygun dükkânlann da yer alacağını
belirtti. Daha önce Aspendos An-
tik Tiyatro önündeki otoparkta
gösteri merkezini yapmak iste-
diklerini ve bunu bakanhğa öner-
diklerini söyleyen Erdoğan, "An-
cak orası birinci derece sit alaıı-
da kaldığı için, tiyatroya sadece
700 metre uzaklıkta olan bu
bölgeyi bulduk. Belkıs halkı da
bize çok destek veriyor" diye ko-
nuştu. Erdoğan, Perge'de de res-
torasyona gidilebilirse, orada da
gösteri yapmak istediklerini, ancak
bunun için 8-9 milyon dolar ve
yaklaşık 2 yıllık bir çalışma ge-
rektiğini sözlerine ekledi.
BUGÜN ANKARA'DA SON YOLCULUĞUNA UĞURLANIYOR
Ali Püsküllüoğluyaşamını yitirdi
Kültür Servisi - Türk şair ve söz-
bilimci Ali Püsküllüoğlu düıı sabalı sa-
at 11 .OO'de tedavi gördüğü Ankara Tıp
Fakültesi Göğiis Hastalıklan bölü-
münde solununı yetmczliği sonucu
velat etti. Püsküllüoğlu'nun cenazesi
bugün Ankara Küçükesat Camii'nde
kılınacak öğle namazından sonra Göl-
başı Mezarlığı'nda toprağa verilecek.
Ali Püsküllüoğlu, bir şair ve sözbi-
lirnci olarak iz bırakan işlere imza at-
ö. Dil Demeği ve Edebiyatçılar Dernegi
kurucu üyelerinden olan Püsküllüoğ-
lu, eski TDK'deki çalışmalannın yaıu
sıra, kurduğu yaymevleri ve çıkardığı
dergilerle de Türkçe için çalıştı.
Adnan Blnyazar
Ali Püsküllüoğlu ilk kez Türki-
ye'nin kavramsal ve düşünsel geliş-
mesinin sözlüğünü hazırladı: Öztürk-
çe Sözlük. Bu sözlük tıpkı bir çocuk gi-
bi doğdu, delikanlılığını yaşadı ve ol-
gunluğa erdi. Bütün bilim-teknik, sa-
nat-edebiyat düşünce alanlannın yeni
sözcüklerini biraraya getirdi. Bunun-
la da yetinmedi, Türkçe'nin en büyük
sözlüklerinden birini hazırladı. Türk şii-
rinin en yalın şairlerinden biriydi. Öy-
lesine çalışkan bir kişiydi ki bir sani-
yesini bile kendisi için kullanmadı.
Emln özdemlr
Ali Püsküllüoğlu kendi kendini ya-
ratıruş bir dil işçisiydi. Türkçeyi bütün
boyutlanyla kuşatan deyimler, ata-
sözleri sözlükleri hazırladı. Bunun ya-
nı sıra dil devriminin dilimize kazan-
dırdığı yeni söz değerlerini Öztüıkçe
Sözcükler Sözlüğu'ndc toplayarak dil
devriminin yaşama geçirilmesinde
önemli bir işlcvi oldu. Ali Püsküllüoğlu
dilci ve sözlükçülüğünün yanı sıra bir
ozandı. Püsküllüoğlu Türkçenin top-
rağına gömüldü. Işıklar içinde yatsın.
Sevgl Özel
Ali Püsküllüoğlu ile Atatürk'ün
kurdugu Türk Dil Kuı-umu'ndabirlikte
çalıştım. Bu kurum kapatıldıktan son-
ra da aynı ilkelere, Türk devrimine
inandığımız için el ele olduk. Ali Püs-
külliioğlu'na adına yaraşır bir şekildc
'An Püsküllüoğlu' derdim ben. Ço-
cuk yaştan bu yana an gibi çalışan, ya-
şaının tüm zorluklannı, sağlık sorun-
lannı göğilsleyen, dev gibi sözlükler ya-
ratan, güzel şiirler yazan bir ustaydı. Bir
eksildik yine. Ama devrimci yanımız
değilfizikselyanımız bireksildi. Onu,
düşünceleriyle yapıtlannın öncmini
unuttumıayarak geleceğe aktaracağız.
Konur Ertop
Ali Püsküllüoğlu'nu Dil Kuru-
mu'nda görevli bulunduğu sırada ta-
nıdım. Kurumdaki etkinliklerinin ya-
nı sıra şiirle de yakından ilgiliydi.
Yaşar Kemal'in hemşerisi, Kadirlili
idi. Şürinde halk edebiyatından gelen
bir yan, doğa ve İkinci Yeni deneyinin
çabalan birleşti. Dille ilgili çalışmala-
rında eski Türk Dili dergisinin,
1960'larn en önemli ürünü olmasını
sağlaması anılabilir. Eski TDK kapa-
tıldıktan sonra çalışmalannı sözlük
alanında yoğunlaştuxlı. Püsküllüoğlu di-
limizin yazı diline gcçmemiş yanlan
üzerinde de geniş ölçüde durarak ta-
nımlamalan teker teker kendisi üretti.
Onun sözlüklerinde bir ozanın özenli
dil mimarisi, kuyumculuğu andıran bir
işçilik dikkati çeker.
Ataol Behramoğlu
Şair olarak Ali Püsküllüoğlu İkin-
ci Yeni anlayışı içinde ölçülü ve den-
geli ürünler verdikten sonra Orhan Ve-
li'ce bir yahnlıkta ve halk rürküsü ta-
dındatoplumcubir şiire yöneldi. İlk dö-
nem şiirlerinden, şair olarak adını du-
yurduğu "Uzun Atlar Deıüzi" adlı şii-
ri, bir kasaba ortamının gerçeküstücü
dcnebilecek imgelerle bctimlenişi ile
çağdaş şiirimizin unutulamayacak ör-
nekleri arasında yer almıştır. Dilci
olarak da çok değerli ürünler veren bu
çalışkan ve alçakgönüllü yazı emck-
çisinin erken ölümünden derin bir
üzüntii duydunı. Sıcak, scvcccn kişiliği,
dostlannın kalbindeki yerini her zanıan
koruyacaktır.
satınesi
YAZAN: Uğur MUMCU
OYUNLAŞTIRAN: Ugur MUMCU- Rutkny AZİZ
YÖNETEN: Mehnıel ULAY
MÜZİK: Timur SELÇUK
HAREKET DÜZENİ: Gizem ERDEN
1Ş1K TASAR1M: Yükscl AYMAZ
DEKOR-KOSTÜM: M. Ziya ÜLKENCİLER
FİLM TASARIM: Önder ÖNSAL
GENEL SANAT YÖNETMENİ: Orhan AYDIN
OYNAYAH1.AB
ÜLAT .Orhan AYDIK
. Eecep YElîpH .Mustafa KIKAHTEPE
.Tamer ÖZCEVİZ .Denia ATAM
Cansu FIHINCI .Bamazan ATBAŞ
v« Oğuz TUKTÇ
27 Haziran Cunun Saat 2 1.00
ESENKENT RIFAT ILGAZ AÇIK HAVA SAHNESİ
28 Haziran Cumartesi Saat 21.00
KADIKÖY NÂZIM HİKİMET KÜLTÜR MERKEZt
Talt O216 414 22 3»
^ I L j - •< v, *. k ~- -'
T
HASAN HÜSEYİN KORKMAZGİL
ACIYI BAL EYLEDİK
(JZtiİMİI.ÜHi;, TÜTSAKI.1HA \'E SEVDAVA DAİR
ŞİİR, MÜZİK \'lî BELSG FİLHLERLE IİİH SAHNE CİÖSTCRİSİ
ŞİtRLERİ YbRUMUkVANLAS;
SÖLSKN TUNCÖ? ENDBli VlfiİT NEJMİ A^'KAR
MiizİK : İI.KAV AKKAYA - KIZ1L1RMAK
UYARLAVAN VI: YÖKETEN : EBKAL HMIIT
02 Temmuz ( .n•..ımb.ı s.\.ıc 21.00
Rıfat llg«7 AçıkhavA Tiyalrosu [SENKENT
Tel: 0212.500 33 55ü72 557 77
11 Temmuz Cuma Saat: 21.00
N../II» Hikınet KultUr Merkeri KADIKÖY
Tcl: 021(1.414 22 30
lletlşlm İçin GSM; 0535.600 30 66
DİVRİĞİ
KÜLTÜR DERNEGİ
24. PİLAV VE
KÜLTÜR ŞENLİĞİ
PROGRAM
Sunum: HUsniye ÇINAR
Orhan AYDIIM
•EDİP AKBAYRAM
• PINAR SAĞ
• TUNCAY BALCI
• CRUP VARDİYA
• HELESA
• NURETTİN GÜLEÇ
• ALİ YALÇIIM
• DKD HALKOYUNLARI EKİBİ
• DKD KADIN KOROSU
• DKD MÜZİK GRUBU
• DKD TİYATRO
BEI C ; R A O c^n/vt/xrsjı A K I
1'İKrsJİk /VL/vrvil ÇAYIRBA
TEL: DIU12) JS«>^ 1»O'-^O - -
V* KRSOY
O(21 2) ^«»ü 1 «» St9
^- O t o b U s l e r K.ıiı>.ı<
DEFNE GÖLGESt
TURGAY FİŞEKÇt
Nâzım Hikmet Küba'da
Neler Söyledi?
ölümünden önceki son üç yıl, Nâzım Hikmet'in ha-
yatında ve şürinde "son güıiük" olarak nitelenebilecek
büyük bir değişim ve gelişimin yaşandığı mutlu yıllardır.
Şair bir yandan olanaklı ile olanaksızın bir arada ol-
duğu büyük bir aşk duygusu içinde yaşarken öte yan-
dan da bütün ömrünü adadığı sosyalizm mücadelesi ye-
ni bir zafer kazanmış, dünyanın öte ucunda bir yerde,
Küba'da devrim gerçekleşmiştir.
Bu coşkun ruh durumu, şaire "Saman Sansı", "Se-
vermişim Meğer" gibi şiirlerle simgeleşen; düşle gerçeğin,
şimdiyle geçmişin iç içe anlatıldığı, özgür çağnşımlarla
gerçekleşen, masalsı, lirik söyleyişli, zengin imgeli ben-
zersiz bir şiir dünyası armağan etti.
•••
Bu dönemde şairi etkileyen en önemli olaylardan bi-
ri de 1961 'de gerçekleştirdiği Küba ziyareti oldu. Ziya-
retin nedeni Dünya Banş Komitesi adına Fıdel Castro'ya
Banş ödülü vermekti.
Küba'da gördükleri şairde öyle bir coşku yaratmıştı
ki, "Keşke ben de memleketimde kalıp dağlara çıksay-
dım" diyecek kadar coşmuştu.
Küba'da aydınlarla sık sık bir araya geldi Nâzım. On-
larla sanat, şiir, devrim, ülke ve dünya sorunlarını tartıştı.
Geçenlerde ilk gösterimi yapılan Çağn Kınıkoğlu ile
Gloria Rolando'nun yönettikleri, Nâzım'ın Küba Seya-
hati adlı belgesel filmde, bu gezinin tanıklannın günü-
müze dek silinmemiş heyecanlarını gördük.
•••
Geçen nisan ayında ülkemizi ziyaret eden Kübalı
şair Pablo Armando Fernândez, Nâzım Hikmet'in zi-
yareti sırasında, on bir Kübalı yazarın katıldığı bir otu-
rumda onunla yaptıklan uzun bir söyleşinin yer aldığı der-
ginin birfotokopisini yayımlamamız için Sözcükler der-
gisine verdi.
Söyleşi, ik iyüz elli bin basılan Revoluciön (Devrim) ga-
zetesinin pazartesi günleri çıkan kitap ekinin 11 Hazi-
ran 1961 tarihli 109. sayısında 'Türk Ozan Nâzım Hik-
met ile Söyleşi" başlığıyla yayımlanmış.
Bu "değerli kâğıtla?'\, Ayşe Nihal Akbulut, kısa sü-
rede çevirdi. Yanı sıra, söyleşiye katılan şairlerden şiir
örnekleri de ekledi.
Yann yayımlanacak Sözcükler dergisinin yeni sayısında
bu söyleşinin tamamını okuyabileceksiniz.
•••
Kübalılar sonjyor, Nâzım yanıtlıyor; Nâzım soruyor, Kü-
balılar yanıtlıyor.
Söyleşide yeni devrim yapılmış bir ülkede sanatın ve
sanatçının sorumluluklarından başlayıp klasik yapıtların
değerlendirilmesine, sanatın güncel sorunlanndan ge-
lenek-yenilik ilişkilerine, her dönem için geçerli ve tar-
tışma yaratacak yaklaşımlar bulacaksınız. Yesenin'den
Picasso'ya, Shakespeare'den Şarlo'ya geniş bir gö-
rünümde değerlendirilen çağdaş sanatın yanı sıra, sa-
natçıların tek tek kişisel deneyimleri de bu söyleşide yer
buluyor.
Nâzım Hikmet'in mektuplarında, konuşmalarında
yer bulmuş sanat ve siyaset üstüne görüşleri ülkemiz ay-
dınlan ve okurlar üzerinde her zaman etkili oldu.
Küba'da söyledikleri, düşüncelerini sakınmakzorunda
kalmadan doğrudan söyleyebildiği bir ortamda ger-
çekleşmiş olmasıyla, açık sözlülüğüyle ayrı ve özel bir
anlam taşıyor.
turgay@fisekci.com
Hiiseyin Cöntürk anılıyor
• Kültür Servisi - TMMOB tnşaat Mühendisleri
Odası Ankara Şubesi'nin düzenlediği Hüseyin
Cöntürk'ü anma etkinliği yann saat 18.30'da
Ankara Kızılay'da, şubenin kongre vc kültür
merkezinde yapılacak. 'Cöntürk Versus Cöntürk'
başlıklı etkinlik Abidin Emre, Ahmet Bülent Erişti,
Haluk Aker, Hasan Akyar, M. Bülent Kılıç,
Mehmet Ali Alizade Nûrâniyan, Sabahattin Yalkın,
Semih Tezcan'ın katılımıyla gerçckleşecek.
Fazıl Say'a ödiil
• Kültür Servisi - Lions 118-T Yönetim Çevresi
Federasyonu tarafından Fazıl Say'a Melvin Jones
Ödülü verildi. Uluslararası Lions Kulüpleri
Birliği'nin en büyük ödülü olan Melvin Jones
Ödülü, Say'a Türkıye'nin uluslararası planda
tanıtımına yaptığı büyük katkı gerekçesiyle
sunuldu. Törende Say'ın kızı küçük piyanist
Kumru da bir resital verdi.
Türk kadm yazarlar Berlinde
• ANKARA (AA) - Kültür ve Turizm
Bakanlığı'nca, Frankfurt Kitap Fuan Onur Konuğu
Türkiye programı kapsamında, bugün ve yann,
Berlin'deki 'Urania Housc'da, "Türk Edebiyatında
Kültürel Tartışmalann Odağında Kadın" başlıklı
sempozyum düzenlenecek. Açılışını Kadın ve
Aileden Sorumlu Devlet Bakanı Ninıet
Çubukçu'nun yapması beklenen sempozyumda,
aralannda Oya Baydar, Ayfer Tunç, Ayşe Kulin,
Buket Uzuner, Nazan Bekiroğlu, Sevinç Çokum,
Ayşe Böhürler ve Aksu Bora'nm da bulunduğu
önde gelen kadın yazarlan ile akademisyenler,
Türk kadınının toplumsal konumunu ve sorunlarını
Alman okuyuculara anlatacak.
Yaşanıı boyunca Türk dilinin arılaşması
ve gelişmesi için uğnış veren
clil ustası ve şair
ALİ PÜSKÜLLÜOĞLU m,
yitirdik.
Ailesi ve Türk yazınının
başı sağolsun.