25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2008 PAZAR 14 PAZAR KONUGU leyla.tavsanoglu@cumhuriyet.com.tr Mutfak ürünleri ve Margarin Sanayicüeri Derneği Başkanı Metin Yurdagüly den sitem dolu sözler Margarinehaksızhk etmeyelim!SÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Son günlerdc dikkat çeken bir kampanya var. Margarinin ne olup nc olmadığını kamuoyuna anlatıyor. Bu kampanyayı Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicüeri Derneği (MÜMSAD) sürdüriiyor. MÜMSAD'ın Başkanı, yılların yağ üreticisi Metin Yurdagül. YurdagüPle halk arasında margarinle ilgili yanlış kanıları, algılamaları konuşuyoruz. Yurdagül, son teknolojilerle Türkiyc'de büyük ölçüde margarinin doymıış yağlardan anndırıldığını anlatıyor. Tamamıyla bitkisel bir ürün olduğu için de hiçbir şekilde kolesterol içermediğini vurguluyor; yıllarını üretmek için verdiği margarine haksızhk edildiğini söylüyor. Bir başka dikkat çektiği konu da genetiği değiştirilmiş organiznıalarla ilgili yayılan söylentiler. Yurdagül diyor ki: "Genetiği değiştirilmiş organizmaların üretiminde kesinlikle tarım ilaçları kullamlmaz. Genetiği değiştirilmiş organizmalar hakkında yayılan insan sağhğına zararlı oldukları haberlerinin altında tarım ilaçları lobisi olduğu söyleniyor. Ben de duyduklarımı aktarıyorum" diyor. - MÜMSAD'ın üyelikyapısı nedir? M.Y. - MÜMSAD'da 13 firma ve 31 üye var. 2004 yılında kurulan bir demektir. Margarin üreticisi firmaların yüzde 92'si bizim derneğin üyesidir. - Konunun uzmanı oldukları söylenen kişiler, Türkiye'de margarin üretiminin sağlığa çokyararlı olmadığı görüşünü savunuyorlar. Durum gerçekten bu mu? - Türkiye'yi dış dünyayla karşılaştıracak olursak, Türkiye pek çok sanayi dalında olduğu gibi margarin sanayiinde de bugün dünyadaki benzerleriyle aşık atacak, hatta onları geçccek konumdadır. Margarin sanayiinin çok büyük bir bölümü modern teknolojiyle donanmış ve işini çok iyi yapan bir sektördür. Margarin 139 yıllık bir ürün. Ama her üründe olduğu gibi bu 139 yıllık süreç içinde çeşitli evrelerden geçmiştir. 1970'li yıllara gelene kadar evlerde tüketilen margarinler sadece paket margarindi. Bu, dalıa sert bir margarin türüdür. 1970'lerden sonra yavaş yavaş kâse margarin piyasaya çıkmaya başladı. Böylece de daha yumuşak yapıda margarinler kâseye girdi. 199O'lı yıllarda ise margarinde trans yağ sorunu keşfedildi. O güne kadar iyi olduğu varsayılan trans yağın kardiyovasküler riske yol açtığı ispatlandı. Böylece 1990'lann ikinci yarısında Avrupa ülkeleri ve ABD'de yeni teknolojiler geliştirilerek trans yağ içermcycn margarinler yapılmaya başlandı. Trans yağ tartışması - Trans yağ nedir? - Eski teknolojide margarinler sıvı yağın kısmen sertleştirilmesi metoduyla yapılıyordu. Bu sertlcştimıe sırasında da bir miktar trans yağ oluşuyordu. Bugün margarin sanayii başka teknolojiler kullandığı için margarinde artık trans yağ bulunmuyor. - Peki, Türkiye'de üretilen margarinlerde trans yağ sorunu aşıldı mı? - Türkiye'de Batılı ülkelerde üretilen margarinlerle eşit kalitede üretime başlanması 1999'da oldu. Bazı fırmalar bazı ürünleriyle buna başladı ve giderek de geliştirdiler. Çünkü bu önemli bir yatırımı gerektiriyor. Önce know-how bulunması, teknolojinin değişmesi ve o yatırımın yapılması biraz zaman aldı. 2007 yıhna gelindiğinde MÜMSAD bünyesinde beş margarin firması trans yağsız margarin yapmayı başardılar. Derneğimizin başvurusuyla Tarım Bakanlığı da bir çalışma yapmıştı. Ağustos 2007'de bir tebliğ çıkanldı. Buna göre üretilen üründe trans yağ oranı yüzdc 1 'in altmdaysa etikete "Trans yağ yoktur" yazılabiliyor. Bu, Türkiye'dcki margarin sanayii için çok önemli bir dönüm noktası. - tyi de sıfır oranda trans yağlı margarin üretilmiyor mu? - Sıfırlanamıyor. Aslmda bilime göre trans yağın hiç ahnmaması kaydı yok. Günlük enerjinin yüzde l'inin hatta 2'sinin trans yağdan ahnabileceği belirtiliyor. O yüzde 1 trans yağ düzeyine erişebilmek için günde 550 gram margarin yenmesi gerekiyor ki bu da mümkün değil. - Peki, sıvı yağlarda da trans yağ var mı? - Sıvı yağlarda eser miktarda vardır. Margarinde işlemden ileri gelcn bir miktar vardı. O temizlendi. Bugün artık teknolojimiz o kadar ilerledi ki Batı'nınkinden çok daha üstün. Şu anda AB ülkelerinde bir ortak trans yağ standardı yok. Her ülke kendi standardını kendine göre koymuş. Şu anda AB'deki kabul edilebilir oran yüzde 2. Ama bizde yüzde 1. ABD'de porsiyonda yanm gram deniyor ki bu yüzde 3.5 demektir. Birkaç gün önce bir haber vardı. Temmuz ayından başlayarak ABD'deki restoranlar trans yağlı ürünler kullanamayacaklar. Bizde ise eğer büyük fınnalann ürünlerini alıyorlarsa zaten uzun zamandır trans yağlı ürünler kullanmıyorlar. Ama ABD'yle aramızda bir fark var. Orada yasaklandı. Bizde ise yasak değil. Uygulamayı endüstrinin yapısına bırakıyor. Şu anda az bir miktarda da olsa Türkiye'de trans yağlı margarin üretiliyor. Yedi gerçek kampanyası - Trans yağlı ürünleri kimler üretiyor? - Bizim MÜMSAD'in üyelerinin pazar payının yüzde 92'sini ürettiklerini söylemiştim. Bunların dışındaki yüzde sekizinilı ürünlerinde bir miktar trans yağ var. Onlar da bu yıhn sonunda meseleyi halledecekler. Bazı gazetelerde, "Türkiye'nin tamamında satılan margarinlerde trans yağ yoktur" diye haberler çıkıyor. Oysa biz ısrarla altını çizerek, "Bizim temsil ettiğimiz pazar payı yüzde 92'dir. Bu yüzde 92'nin içinde 17 tane marka var. Bu 17 markada kesinlikle trans yağ yok. Biz bunlardan numune aldık. Ege Üniversitesi laboratuvarlarında analiz ettirdik. Raporları bizde. Böylece bu raporlara dayanarak Türkiye'de trans yağ sorununun yüzde 92 oranında çözüldüğüne kanaat getirdik" diyoruz. - Siz kendi bünyenizdekifirmaların Lobifaaliyeti kuşkusu - Tıp uzntanlarıyla da iletişim kurdunuz mu? - Tıp çevreleriyle ilgili girişimlerde de bulunduk. Önümüze bazı fırsatlar çıktı. Bunlan çok iyi degerlendirdik. Türkiye Kalp Vakfı'nın bir Kardiyoloji Bahar Sempozyumu vardı. Buna katıldık. Orada bir profesör bir sunuın yaptı. Margarinleri anlattı. Kitaplar, bilgiler dağıttık. Pek çok kardiyolog, trans yağ konusunun çözüldüğünü bilmediklerini söyleyerek bize teşekkür ettiler. "Trans yağ uygulamanız çok iyi oldu. Kalp için önemli olan budur" dediler. Aynca bir Uluslararası Beslenme Kongresi oldu. Oraya da gittik ve benzer etkinlikler yaptık. Diyabet Kongresi'ne gittik. 2000 hekime bilgi vermeye çahştık. Bazı kişileri bire bir ziyaret ediyoruz. Televizyon kampanyamız bir buçuk ay kadar sürdü. Şu anda bitti gibi görünüyor ama sadece televizyon ve basın ilanlan bakımmdan bitti. Bu, bizim için hiç bitmeyecek bir süreç. lnsanlara bire bir doğrulan anlatmaya çalışıyoruz. - Yani margarinin insanlara ö'cii gibi gösterilmesine son vermek istiyorsunuz? - Margarine haksızhk etmeyelim, diyoruz. Yazıktır, ayıptır. - Bu iş acaba sıvı yağ lobisinin başmın altmdan çıkıyor olabilir mi? - Bir lobi var mı yok mu? Bu konuda bir şey diyemem. Ama Türkiye'de yemeklik yağcılar kendimizi pek de birbirimizden ayn görmeyiz. Çünkü margarinciler zaten sıvı yağ da ürctiyorlar. Hatta bazı basın mensuplan, "Siz bunu satışlarınızı yükseltmek ve sıvı yağdan pay almak için mi yapıyorsunuz" diye sordular. Ben de "Biz zaten sıvı yağ da üretiyoruz. Böyle bir endişemiz yok. Ama bu bir haksızlıktır. En yakın bir arkadaşımız da olsa çocuğumuza birisi bir haksızhk yaparsa ona tepki gösteririz. Biz uzun süre buna katlandık. Ama özellikle trans yağ vizesini aldıktan sonra sessizliğimizi bozup tüketicileri bilgilendirmek istedik" cevabını verdim. O R T R E METİN YURDAGÜL htanbul, 1938 doğumlu. Yükseköğrenimini tt) Kimya Fakültesi 'nde kimya yüksek mühendisi olarak tamamladl. Meslekyaşamına Sümerbank Konya Ereğli Fabrikası 'nda başladı. Henkel Turyağ'da 25yılı aşhn süre çalıştı. Turset Genel Müdürlüğü görevinde bulundu. 1992 'de Ülker Grubu 'na katıldı. Besler Yağ ve Margarin Fabrikası 'm kurdu. Ûlker Grubu 'nda Besler, Merkez, Eksper ve Pendik Nişasta şirketlerinin genel müdürlüğünüyaptı. Daha sonra Ülker Grubu Başkanlığı ve Grup Sözcülüğü 'nün yanı sıra çeşitli şirketlerin yönetim kurulu başkanlığı veyönetim kurulu üyeliği görevlerinde bulundu. Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği 'nin yediyû başkanhğını yaptı. Bir yıldır da Mutfak Ürünleri ve Margarin Sanayicileri Derneği (MÜMSAD) Başkanı. ürettikleri margarinlerde trans yağ bulunmadığı kampanyasını ne amaçla başlattınız? - Iki-üç yıldan beri basmda ve televizyonlarda margarine karşı kendiliğinden oluşan aleyhtar haberler çıkmaya başladı. Ben buna kampanya diyemeyeceğim. Bunun altında margarini sevmemek var. Vatandaş da sağlığını düşündüğu için heyecan ve korkuyla margarinden uzaklaştı. Biz ise kesinlikle ticari değil, sosyal sorumluluk amacıyla ürünlerimizin kullanıcılarını ve korkarak kullanmayanlan bilinçlendirmek için bu kampanyayı yaptık. Bunu da "Yedi Gerçek Kampanyası" olarak isimlendirdik. Bunlar aslmda bilinen ama yanlış yorumlanan gerçekler. Kolesterol kuşkusuna açıklık getlrlyoruz - Nedir bu gerçekler? - Birincisi, margarin tamamıyla bitkisel yağdır. tnsanlarımız, ambalajlarm üzerinde yazılı olmasına rağmen hâlâ margarinin donyağından yapıldığını sanıyordu. Bunu tespit ettik. Onun için bu gerçeğin altını çiziyorum. Margarinlerimiz kesinlikle donyağı içermez. Ikincisi, margarin tamamıyla bitkisel olduğu için kolesterol içermez. Biliyorsunuz, hiçbir bitkisel ürün kolesterol içermez. Üçüncüsü, margarinlerimizde demin de izah ettiğim gibi trans yağ yoktur. Dördüncüsü, beslenme çeşitliliği ilkesi vardır. Tek bir besin ürünüyle beslenemcdiğimiz gibi uzmanlar tek çeşit yağla da beslenme olamayacağı görüşündeler. Margarin de bu özellikleri nedeniyle kullanılan yağ çeşitliliğinde önemli bir alternatiftir. Beşincisi, omega 3 ve omega 6 gibi yararlı maddeleri içerir. Altıncısı, A ve D vitaminleri gibi sadece yağda çözülen vitaminler margarine eklenmiştir. Yedincisi de margarinin önemli bir enerji kaynağı olduğudur. Ortalama Türk insanmın yağdan aldığı enerjinin oranı yüzde 24. Oysa bilime göre enerjinin üçte biri yağlardan alınmalıdır. Geri kalanı da protein ve karbon hidratlardan alınmalıdır. Ama Türkiye'de alınan enerjinin çoğu karbon hidrata kayıyor, sanınm. Bu yedi gerçek içinde söylemediğimiz ama çok önemli bir gerçek daha var. Bllgllendlrme glrlşlml - Neden söylemediniz ve nedir bu önemli gerçek? - Izah etmesi uzun olur diye kampanyaya yazmadık. Burada size anlatmak istiyorum. însanlar margarini katı yağ sanıyorlar. Ama bugün artık özellikle kâse margarinler çok yumuşak. Kâse margarin içindeki doymuş yağ oranı herhangi bir sıvı yağdakinden pek fazla değil. Bizim derneğin bünyesindeki firmalarm ürettiği 17 marka margarinin doymuş yağ oranı ortalaması yüzde 17. Pakette ise yüzde 30 dolayında. Bunun da nedeni kâğıt içinde daha yumuşak bir yağın korunamamasıdır. Bu kampanyayı hem televizyonlara hem de basına verdik. Basında daha geniş açıklamaları oldu. Ama bir şeyi de ihmal etmedik. örneğin bazı kuruluşları ziyaret ettik. Reklam Özdenetim Kurulu'na, Gıda Mühendisleri Odası'na gittik. Onlara kampanyamızı anlattık. Bir anlamda onaylanm aldık, diyebilirim. Bunun karşısında olanlar da vardı. önemli ölçüde bunlan aşmaya çalışıyoruz ve aştığımızı da sanıyorum. Türkiye 'nin yağ ihtiyacının yüzde 75 7 ithal ediliyor - Türkiye 'de önümüzdeki dönem kuraklığın çok etkili olacağı ve gıda sektörünü fena halde vuracağı söyleniyor. Bu kuraklık üretimi vefiyatları nasıl etkiler? - Türkiye'den öte, kürcsel bir kuraklıktan söz ediliyor. Geçen yıl bu konu yine çok gündemdeydi. Çünkü bütün gıda hammaddelerinin fiyatlan arttı. Örneğin hububat ve bakliyatın dışında bizim kendi konumuz olan yağ hammaddelerinin fıyatlan da yükseldi. Ham yağların fıyatlarının artışı iki yıl öncesine göre yüzde 300'e yaklaştı. Birken dört oldu. Bunda çeşitli etkenler var. Belki kuraklık yağ hammaddesi fıyatlannı etkileyen etkenlerden sadece bir tanesi. - Ya enerjifıyatlarının artması? - Bu çok önemli bir etken. Enerji fıyatlan çok arttığında başka enerji kaynakları bulunabilir ve bunlar bulunup alternatif enerji kaynaklanna gidilecektir de. Ama gıda olayına baktığınızda, pirincin, yağın alternatifıni bulup sanayi bazında uygulamak pek mümkün görünmüyor. Bazı ufak tefek buluşlar var ama endüstriyel bazda uygulanmaları yoktur. Türkiye'ye dönecek olursak, bu yıl, aksine ayçiçeği tohumu üretiminin daha fazla olması bekleniyor. Ürün alınmadan bunu söylcmek belki doğru değil ama ayçiçeğinde hasada iki ay kadar zaman kaldı. Uzmanlar bu yıl geçen yıla kıyasla yüzde 20-25 artış olacağını talunin ediyorlar. Şunu da özellikle beliıimeliyim. Türkiye'de hiçbir zaman yağ üretimi yeterli olmanııştır. Şu anda toplam yemeklik yağ ihtiyacımızın yüzde 75'i ithal edilmektedir. Yağ hammaddesi fiyatlannın yüksek oluşu cazip gelecektir. Çünkü sadece Türkiye'de değil dünyada da kullanılmayan bir sürü tarım arazisi var. Bu fiyatlar cazip gelecek, insanlan teşvik edecektir. Arz fazlası meydana gclince bu fıyatlann biraz da olsa geriye çekilmesine neden olabilir. Ama dünyada iki yıl önceki 500-600 dolarlık yağ ya da çok dalıa ucuz buğday fiyatlannı artık yakalayamayız. Genetiği değiştirilmiş organizmaların zararlı oldukları daha kanıtlanmadı - Bir de genetiği değiştirilmiş organizmalar sorunu var. Bunların insan sağhğına zehir etkisi yaptığı söyleniyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz? - Bu bambaşka bir bilim dalı. Ama gördüklerimden bir değerlendirme yapayım. Bir kere Türkiye'de yiyecek maddelerine zehir denilmesi çok yanlış. Birileri bunu sıkça kullanıyor. Buna çok dikkat etmcliyiz. Bir uzman bunun zehir olduğunu sanıyorsa basına söylemesi önemli değil. Bu gıda maddesinin tahlilini yaptırsın. Böyle bir şey yok. - Peki, ya kullanılan tarım ilaçları? - Genetiği değiştirilmiş tohumlarda tanm ilacı kullanılmıyor. Ben burada sadece duyduklanmı söylüyorum. Genetiği değiştirilmiş ürünlerin bu kadar kötülennıesinde zirai ilaçlar lobisinin de etkisi var, deniyor. Tabii ki bunun doğruluk derecesini bilemem. Ama bildiğim şu: Genetiği değiştirilmiş organizmalar hâlâ bir tartışma konusu. ABD'de örneğin mısır ve soya genetiği değiştirilmiş olarak üretiliyor ve Amerikah bunlan yiyor. Avrupa'da belli bir baz konulmuştu. Ama şimdi Avrupa ülkelerinde de bu konuda kurallar yumuşadı. Yine de genetiği değiştirilmiş organizmalar tartışma konusu olmaktan çıkmadı. Dünyada genetiği değiştirilmiş ürünler zararlıdır, gibi bir yargıya varmak için vakit çok erken. Ama yine kendi sanayi sektörüme dönecek olursam, genetiği değiştirilmiş ürünlerin eğer etkisi varsa proteinlerde oluyor. Ama bu yağlarda olmadığı için geldiği kaynağa bakarak yağlann kendisi için tartışmak çok da doğru olmayabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle