03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SA r HA CUMHURİYET 22 HAZİRAN 2008 PAZAR 12 P A Z A R Y A Z I L A R I [email protected] Isveç'te geyik muhabbeti Isveç'te bugünlerde akşam ve sabah saatlerinde yolu ormanhk bir alandan geçenlerin kulağı radyoda olmalı... Çünkü, mayıs, haziran ve temmuz, yabani hayvan sürülerinin, özellikle de yaban geyiklerinin toplu halde dolaştıklan ve sık sık karayollarına çıktıkları aylar. Radyolardan yapılan anonslarla sürücüler yavaş gitmeleri, yollanna aniden bir geyik sürüsü çıktğında neler yapmalan konusunda sürekli uyarıhyorlar... tsveç Yabani Hayvan Kazaları Danışma Merkezi'nin verilerine göre geçen yıl ülkede 34 bin 324 trafık kazası meydana geldi. Bu kazalardan 4 bin 975'ine karayollarına çıkan geyikler neden oldu. 8 kişinin ölümüyle sonuçlanan geyikli trafik kazalannda Erdal Yeşil ve Kenan Bahçeci adlı iki Türk de yaşamlannı yitirdiler. Geçen yıl, geyiklerin neden olduğu trafık kazalannda, bir önceki yıla kıyasla yüzde 25 oranmda artış kaydedildi. Avlanmalan yasak olan geyikler, kazalara en fazla çiftleşme dönemleri olan sonbaharda ve yavrulanyle birlikte dolaştıklan yaz aylannda neden oluyorlar. Mayıs, haziran, temmuz, ekim ve kasım, kazalar açısından en riskli aylar. Trafik kazalannda en tehlikeli zaman dilimi ise geyiklerin dinlenmeye hazırlandıklan akşam saatleriyle topluca yiyecek aramaya çıktıklan sabahın erken saatleri... Araba farlan, karayollanna çıkan geyiklerin gözlerinde körlük etkisi yaratıyor. Işıktan ürken ve önlerini göremeyen, her biri 300-400 kg. ağırlığındaki geyikler, kendilerini ve yavrulannı koruma içgüdüsüyle hızla araba farlanna doğru koşuyor ve ölümcül kazalara yol açıyorlar. Çarpma sonucu havaya savrulan geyiğin ağır bedeni, genellikle araçlann ön camlannın üzerine düşüyor ve sürücülerle ön koltukta oturan yolculann ölümlerine ve yaralanmalanna neden oluyor. Uzmanlar, üzerinde geyik resmi bulunan tabelalann görüldüğü yerlerde saatte 70-80 kilometrelik hız sınırının aşılmamasını, MALMO ALİ HAYDAR NERGtS yola her an bir geyiğin çıkma olasılığının dikkate alınarak frene basmaya hazır olunmasını öneriyorlar. Yolda bir geyik sürüsü ile karşılaşıldığında yapılması gereken ilk şeyler ise far ışıklannın olabildiğince kısılması, mümkünse tamamen söndürülmesi ve araç hızının düşürülmesi... Farlann kısılması ya da tamamen söndürülmesi geyiklerin yolu terk etmelerine ve mutlak bir kazayı önlemeye yardımcı olabiliyor. Yabani Hayvan Kazaları Danışma Merkezi'nin, ormanhk alanlarda otomobille yol alan sürücülere önerilerinden bazılan şunlar: • Kemerlerinizi sürekli bağlı tutun. • Radyonuzun sesini kısın. Her an yolunuza bir geyiğin fırlayabileceğini düşünerek refleİcslerinizi hazır tutun. • Yolunuza geyik sürüsü çıktıysa özellikle hayvanın beyaz deri ile kaplı ve çok sert olan ön ayak kemiklerine çarpmamaya dikkat edin. • Hayvanın, karanlıkta parlayan gözlerini dikkatle izleyin. Eğer panltı büyüyerek üzerinize doğru geliyorsa çarpma olasılığı çok fazla demektir. Bu durumda, yol uygunsa hız keserek yolun kenarma doğru çekilin. • Çarpma kaçınılmaz hale gelmişse, dengenizi ve direksiyon hâkimiyetinizi koruyarak hayvana etli but kısmından vurmaya çalışın. • Kaza yapmadan bir geyik sürüsünü geride bırakmışsanız karşıdan gelen araç sürücülerini sinyalle uyann. • Karşılaşabileceğiniz bir kazayı ufak sıyrıklarla atlatmış olsanız bile bir hastaneye giderek mutlaka doktora görünün. Çarpmadan sonra vücuduıvjzun herhangi bir yerinde iç kanama r.ıeydana gelebilir. Bu haftasonu Isveç'te "yaz ortası bayramı"ydı. Resmi daireler cuma gününden itibaren tatil edildi. Üç günlük boşluktan yararlanmak isteyen Isveçliler, karayollanndaki trafik yoğunluğunu arttırdı. Bayram, geyiklerin hareketli olduğu günlere denk geldiğinden, geyik kazalanyla ilgili endişelere bir de "yaz ortası bayramı"nın telaşı eklendi. Uyanlara haftalar öncesinden başlandı. Yollardaki trafik denetimleri arttınldı. Ne diyelim, Tann îsveçlileri geyik kazalanndan korusun... [email protected] Mozart'ın şehrinde futbol şamatası Küreselleşmiş ayak topu tutkusu, haftalardır milyonlarca insanı televizyonlan başında kilitleyiverdi... Herkesin ortak telaşı ve konuştuğu tek konu Avrupa Futbol Şampiyonası artık... Işte bu küresel futbol aşkı yüzünden sahalarda koşan, didişen sporcu görünrüleriyle yatıp kalkıyoruz günlerdir. Özellikle Türk milli takımının olağanüstü başansmı anlatıyor bütün basın ve yayın organlan... Sevinçten çıldırdık! Ancak bu arada maçlann oynandığı îsviçre ve Avusturya'ya yağmur gibi turist yağdı günlerdir. tşte bu iki ülkede, 8 stadyumda 3 hafta boyunca yapılacak 31 karşılaşmayı 400 milyon seyirci izliyor. Dev maçlann oynandığı kentlerde günlerce önceden oteller kaparıldı, lokantalar tıklım tıklım dolu ve tren istasyonlan ise elleri flamalı, bayraklı genç fanatiklerin hücumuna uğramış gibi... özellikle Avusturya kentlerini 30 yıl önce tanımış, sut çantalı bir gezgin olarak en çok Salzburg'a takılmış, hayran ohnuştum. Bugün de böyle bu! Her köşesinde Mozart'ın damgasını taşıyan bir müze şehirdir burası... Mimarlann, sanat tarihçilerinin ve de klasik müzikten hoşlananlann görmeden yapamadığı Salzburg, bugünlerde kanıksadığı kalabalıklann iki katını ağırlıyor... O yıllardır romantik eskiliğini koruyan kül rengi tren istasyonundan dışan adım atar atmaz kent SALZBURC size âdeta kucak açar... Hele yağmurlu hafta sonlannda ise bu şehir insanı iki kat büyüler... Evet Salzburg farklı, romantik bir kent. Salzach nehrinin ikiye ayırdığı şehrin malum "ruhunu" keşfetmek içinse eski meydanlannı arşınlamak, daracık sokaklannda kaybolmak, meyhanelerine dalmak ve eski güngörmüş kahvelerinde dinlenmek çok hoştur... Barok çeşmeler, durmuş meydan saatleri ve kararmış heykeller ile dolu bu antika şehirde geçen günlerde müthiş bir futbol heyecanı yaşandı. Adeta Mozart bir günlüğüne de olsa rafa kaldınldı. Avrupa şampiyonasına ev sahipliği yapan Salzburg'da trenden iner inmez gelip geçenlere tutulan "Karaborsa maç bileti bulunur"" yazılı kartonlarla karşılaştım. Ellerindeki bayraklarla Yunan ve Rus futbol fanatikleri maçtan saatlerce önceki gerginliği yansıtıyorlardı... Kentin her köşesi milli takımlannı seyretmeye gelmiş ve mavi- beyazlara bürünmüş taraftarlarla doluydu... Aynca Salzburg'un o ünlü 300 yıllık meşhur Tomaselli kahvesini ah bir görecektiniz, şaşardmız? Yapuıın bütün cephesi boydan boya üzerinde "Hellas" yazan bir bez afişle kaplanmıştı.. Bütün bu şamatayı en çok EROL ÖZKAN Japon turistler fotoğraflıyorlardı. Evet bu futbol çılgınhğı Mozart konserlerini soüamıştı resmen. Tomaselli'nin kahvesinden iki adım ötedeki ünlü Dom mcydanında ise dev bir "Fan-Zone" haftalarca önce konduruluvermişti. Şimdi moda bu! Devasa bir sahne ile, iki yanda yine iki büyük dev ckran, 7 Haziran'da başlayıp 29 Haziran'da bitecek maçlann yanı sıra yoğun konser ve gösteriler için bütün meydana çöreklenmiş adeta!.. Kısacası şampiyonanın sonuna kadar her gün etkinlik var burada... Yıllardır bu meydanın gediklisi yoksul müzisyenler şehrin başka köşelerine, özellikle turistlerin kaynadığı "Getreide" sokağına savrulmuşlar... Her yerde bol bol "futbol geyiği"nin yapıldığı Mozart'ın bu şehrinde bu şamatalar da insanı şaşırtmıyor değil hani. Saatlerce yürümekse keyif... Mirabel Parkı'nı dolaşıp, ünlü köprüleri bir bir geçip de Karajan Meydanı'na gelinceye kadar karşılaştığım görüntülerse bir âlem. Şaşkınlık en çok moda dükkânlannın sıralandığı bu Getreide Sokağı'nda artıyor! Her yerde, Rus, Yunan, Ispanyol ve Türk turistler ellerinde bayraklarla iç içe, yan yanalar. Kimse kimseye laf atmıyorsa da polis her köşcde tetikte bekliyor!.. Bir kenarda ise çelimsiz bir kemancı kızın Mozart'ın 5 numaralı keman konçertosu "K 219"u tmgırdatığı bu albenili sokakta gelin de adım atın bakalım. Futbol keyfıni karnavala dönüştürmekte ise Yunanlılann ve bizimkilerin üstüne yok! Hoş komşulann veda maçı olsa da coşku dehşetti!.. Açık göbeklerini ülkelerinin bayrak renklerine boyayıp sokağa fırlayan yeniyetme Yunan kızlan, Salzburg'daki bir günlük şamatadan sadece birkesit... Evet, şimdi gözlerin Viyana'ya çevrildiği günlerin gerilimini yaşıyoruz. lnsanlar Salzburg'dan sonra Viyana'ya akıyor... Bakalım kim kupayı havaya kaldıracak, o da belli değil. Evet, Salzburg Salzburg olalı beri ilk defa böylesine bir futbol şamatasına seyirci oldu. Adma "Sound of Salzburg" denen projeyle müzik ve ışık gösterilerinin yanı sıra Mozart konserleriyle kent ahştığı tınılara kavuşacak. 35 yıllık yaşamına 623 eser sığdıran ve Salzburg'da yoksulluk içinde yaşayan dâhi besteci Mozart'ın meşhur ettiği bu afur tafurlu kent, şimdi onun adını kullanarak adeta para basıyor... Ve her yerde Mozart çikolatalan ve likörleri ile hediyelik ıvır zıvır sıra sıra... Işte bu eski kentin köprüleri üstünde akşam alacalannda düşlcr kuruyorum... Yağmur ıslatıyor kenti... Ve Viyana'ya bir bilet için, tren istasyonuna doğru yürüyorum... erolö[email protected] Olimpik dalma yetenek ister Amerikah Christina Loukas, Indianapolis'te yapılan ABD Olimpik Dalma Denemeleri'nin 3 metrelik tramplen ayağında şansını deneyenler arasındaydı. Denemelerde pek çok ABD'li kadın sporcu, ön turu geçebilmek için kıyasıya rekabet etti. (Fotoğraf: AP) Paris'ten yaklaşık bir saat gecikmeyle kalkan uçağımız üç saat sonra Sicilya'nın ikinci büyük kenti Catania'ya vardığında saat akşam 11 'e yaklaşıyordu. Her türlü telefonlu, fakslı, e- mektuplu uyanyı önceden birkaç kez yinelemiş olmamıza rağmen bizi Taormina'ya götürecek karşılama düzenlenememişti. Dünyanın en eski fılm şenliklerinden Taonnina Film Festivali'nin organizasyonu Fransa'nın en yoksul, en amatör şenliklerini aratacak bir "kalite"de başlıyordu. Son anda Paris Havaalanı'nda uzaktan kumandah ayarladığımız ve festivalin telefonda muhatap olduğumuz tüm ikinci derecede sorumlulanndan daha iyi tngilizce konuşan taksi şoförü Guiseppe kendisi gelemese de yolladığı meslektaşı Giorgio, bizi sevimli bir edayla karşılayıp azıcık içimizi rahatlattı. Ilık bir gecede yaptığımız 46 kilometrelik Catania-Taormina yolculuğu bir başka beklenmedik görüntüyle renklenecekti. Güzergâhımızın eteklerinden geçtiği 3340 metre irtifadaki Etna Yanardağı neredeyse 20. yüzyıl başuıdan beri hareket halindeydi. 1928'de püskürttüğü lavlar denize inen Mascali köyünü, 1971 'de de Etna Gözlemevi'ni yok etmişti. Son 2002 patlaması da çevreyi epeyce endişelendirmişti. Şimdilik uslu uslu akıp turist çekiyor ve arada bir konfeti gibi kül püskürtüyormuş. Taksiyle karanlığı yardığımız 20-25 kilometre boyunca gökyüzünden Taormina günleriakan ateşten bir kızıl nehir inanılması zor etkileyicilikte bir seyir sergiliyordu. 204 metreye kartal yuvası gibi kurulmuş 12 bin nüfuslu antik kente gece yansını aşarken girdiğimizde, hayatın aynı Etna lav nehri gibi kıpır kıpır renkli aktığı gördük. Henüz Ay tam dolununa varmamış olsa bile otelin odasından terasımıza çıktığımızda, Akdeniz'i okşayan efsanevi Naxos kumsallan ve deniz ve adeta ona doğru akan Etna lav nehri soluğumuzu kesen bir manzara oluşturuyordu. Zamanmda Sicilyah beylerin, asilzadelerin Çizme Italyası'nın nüfuzuna kaptırmak istemedikleri ayrıcalıklan anlıyorduk. Sonradan öğrendiğimize göre tanm açısından Sicilya'nın en verimli topraklan da fosfat ve potasyum kanşımı pek zengin Etna Dağı'nın 1000-1300 metreye kadar olan etekleriymiş. Akdeniz'in en büyük adasının Messina'dan kıtaya köprüyle bağlanması veya ltalya Cumhuriyeti'nin kurucu birleştiricisi Guiseppe Garibaldi'nin (1807-1882) vatansever devrimciliği de bugün pek para etmemiş. Değil o kuzeyin Isviçreli gibi Italyanlan'nın güneylilere başka milletten veya sınıftanmış gibi PARİS davranmalan, Napoli ve Sicilya mafyalan bile birbirilerine sıkı rakipler. Petrolü "Tann vergisi" bilen Arap şeyhleri nasıl hüküm sürüyorsa, hizmetlerine Paris kafelerinin iki misli pay biçen Taormina esnafı ve sakinleri de turizmi kendilerine öylesine "Tanrısal" vergi addediyorlar. Nasılsa hem gelen hem de veren var. Ama sanmayın ki, her yerde bir tost bir bira 20 Avro. Ara sokaklanna girerseniz kilosu 10 Avro'ya pizza yiyebilirsiniz. Sokak sözcüğü bile abartılı. Keçiyolu veya patikalann etrafına yaşama mekânlan kurmuşlar adeta. Taormina ortaçağda hatta antik devirlerde kalmış. Üstüne otomobil, vespa, televizyon, futbol, vs. gelmiş. örneğin, kaldınm yok. Neyscki turistik ana caddeyi ticari ve temizlik ihtiyaçlannın giderildiği sabahın erken saatleri dışında trafığe kapatmışlar. Yoksa en dar arabalann sığabildiği geçitler bile cadde olmuş. Abartmaksızın 30 santim genişliğinde ağaç kovuğu kadar arahklar bile sokağa, dar basamakh geçitlere dönüşmüş. Dimdik bir yamaca teraslar ilkesiyle inşa edilmiş kent namını biraz da zamanında askeri açıdan stratejik bir köşe ohnasma borçluymuş. Bu yalçın krater UĞUR HÜKÜM kayalanna tünemiş yuvayı fethetmek olağanüstü zonnuş. MÖ 11. yüzyıl civarında Doğu'dan gelen Sisüller tarafından kurulduğu rivayet edilcn kentten başta Eğriboz Adalı Yunanlılar olmak üzere Romalılar, Bizanshlar, Araplar, Nonnanlar ve benzerleri geçmişler. Hepsinin bir biçimde izi duruyor. tlla velakin Akdeniz'e boğa boynuzu gibi uzanan antik Greko-Romen Tiyatro bir başka güzel. Festivalin tüm gece gösterileri ve önemli törenleri burada düzenleniyor. Telefcrikle inilen güzelim kıyılar Ege'yi, hatta halk plajlan öylesine eski lstanbul'u andınyor ki azıcık içimiz sızlamadı desek, yalan olur. Türk sinemasının onur konuğu olduğu festival, 54 yıllık bir gecmişe sahip. Bir zamanlarki ahlanndan biraz vahlar kalmış olsa da Venedik Mostrası'ndan sonra Italyan'ın en önemli festivali olma özelliğini koruyor. Johann Wolfgang von Goethe Taonnina'yı gördüğünde, "Burası doğanın ve sanatın buluştuğu en güzel eser" tasvirinde bulunmuş. Festivalin ikinci günü Antik Tiyatro'da "14 Kilometre" isimli fılmi gösterilen genç lspanyol yönetnıen Gerardo Olivares ise daha güzel bir benzetme yaptı: "Benim için dünyanın iki merkezi var. tlki Taormina. Annenı babam cvlendiklerinde balayına buraya gelmişler. Annemin rahminc burada düşmüşüm. İkincisi tstanbul..." Niçin mi? Henüz kendisine soramadım... Düş kenti Venedik... Evinizin önündeki sokağı, onu kesen caddeyi, hatta oturduğunuz bütün şehri suyla kaplı hayal edin. Kanallarda nostaljik gondollar. Eski görkemli günlerini özlemle arayan, biraz yorgun, biraz hüzünlü bir şehir: tşte Venedik. Eski püskü, sıvalan dökülmüş, alttan tuğlaları gözüken ve terk edilmiş binalar. Bir kişinin bile yürümekte zorlandığı sokaklar ve bu dar sokaklarda hiç ummadığınız kınk dökük bir • yerde şık, pahalı ve ünlü marka eşyaların; çantaların, ayakkabılann satıldığı dükkânlar. Kanalların kenannda yürürken birden yol bitebiliyor, çünkü yolu bir bina tamamen kapatmış. Aynı yönde devam etmek isterseniz köprüden karşıya geçeceksiniz. Ama karşıdaki yol da bitebilir aynı sebcpten ve bir başka köprü. O eskimeye yüz tutmuş tarihi binalara bakıp kim yaptı acaba diye düşünüyorum. Ne bir plan, ne bir düzen. Dalgın ve sarhoş mimarlar inşa etmiş olmalı Venedik'i. Bir zamanlar 300 bin olan nüfus şimdi 70 bine düşmüş. Belli ki artık "yaşamayan" sadece turistler için ayakta tutulan bir ATtLA BESCELİ VENEDİK "sanayi" Venedik. Işte bu yüzden Venedik intikammı turistlerden alıyor. Her şey ateş pahası. Fiyatlan gören gözler faltaşı. Lokantalarda garsonlar duyarsız. Kafe-barlar var, masaya oturup bir şeyler içmek yerine, ayakta içtiğinizde daha ucuz olan. Bu Italyanlara özgü bir şey olmalı. Rialto Köprüsü'ndeki çanta satıcılan bana memleketimi anımsattı. Sanki Istanbul'dayız. Birtakım adamlar ünlü marka -taklit- çantalan yere serdikleri örtülerde satıyor. Hop, bir uyanyla çabucak örtüler toplanıyor ve adamlar tabana kuvvet kaçışıyor. Sebep? Çünkü zabıta kovalıyor onları. İyi bilirim bu duyguyu. Ben de çocukken sana yağı kutusunda ayçiçeği veya sakız satarken zabıtadan kaçardım. Yakalanıp sermayemi kaybettiğim günler de oldu. Onlar rüyalanmdaki kötü adamlardı hep. Ama bir fark vardı buradaki satıcılarda: Zabıtalara yakalanmamak için kaçışan bu insanlann çoğu siyah derili, şaşılacak denli uzun boylu, atletik yapılı insanlar. Zabıta gözden kaybolunca gene örtüler açılıyor ve gene aynı yerden devam. Venedik gene de bir düş kenti. Biraz sefil olduğu için sevimli. Sefıl olduğu için de hakiki. Venedik Akdenizli. Venedik romantik. Onda kuzey ülkelerinin soğukluğu yok. Venedik bizden...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle