03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 19 HAZİRAN 2008 PERŞEMBE HABERLER Askerden Türkçe seferberligi • ANKARA (ANKA) - Genelkunnay Başkanhğı, Türkçe konusunda afişler hazırladı. Tüm askeri kururn ve kuruluşlara asılan afışlerde "Önce Türkçe" denilerek, "Q, W, X" harflerinin üzeri çizildi. Afişte, "Tabelalarda, ilanlarda, reklamlarda önce Türkçe" yazısı yer alırken askeri kurumlara gönderilen yazılarda yabancı isim ve harflerin kullanılınamasının istendiği öğrenildi. Genelkurmay Başkanhğı'ndaki tesislerde kullanılan yabancı isimler için uzmanlar Türkçe karşılıklar buldıı. CHP'den isral eleştirisi • ANKARA (ANKA) - Ankara Büyükşehir Belediyesi'nin çevre düzenlemesi için 2003- 2008 yıllan arasında toplam 33 milyon 111 bin 432 YTL para harcaması tartışma konusu oldu. CHP Bursa Milletvekili Kemal Demirel, Ankara Büyükşehir Belediyesi'ni Ankarahlann parasını "çarçur" etmekle suçladı. Belediye yönetiminin çevre düzenlemesi için son 5 yılda 33 milyon YTL harcadığını hatrrlatan Demirel, "Kaynaklar israf edilmemeli, ciddi sorunlanna çözümler üretihneli" dedi. 'Katkı parası' soruşturması • BURSA (AA) - Balıkesir'in Burhaniye ilçesindeki Cumhuriyet llköğretim Okulu'nda "katkı parası" vermeyen öğrencileri bir sınıfa kapatarak psikolojik baskıya maruz bıraktığı öne sürülen okul müdürü hakkrnda açılan soruşturma sürüyor. Müfettişlerin, okul müdürü V.K. ile iddialan gündeme getiren velilerin ifadelerine başvurduğu belirtildi. V.K'nin, hakkrndaki suçlamalan kabul etmediği bildirildi. 16 üniversitede rektörlük seçimleri yapıldı. Kritik atamalarda son sözü Gül söyleyecek Akaydın'a güvenoyuHaber Merkezi- Üniversitelerde gö- rev süresi dolan rektörlerin yerine se- çilecck olan rektörler için dün 16 üni- versitede seçime gidildi. Çocuğunluğu 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in atadığı rektörlerin yerine se- çilecek olan rektörleri Cumhurbaşkanı Abdullah Gül belirleyecek. Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversiteler Arası Kurul Başkanı Prof. Dr. Musta- fa Akaydın en yüksek oyu aldı. Üniversitelerde laik eğitimin devamı için en kritik makam olan rcktörlük se- çimleri dün 16 üniversitede gerçekleş- tirildi. Üniversitelerde yapılan seçim- de en yüksek oyu alan 6 aday YÖK Ge- nel Kurulu tarafından 3'c indirilerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e gön- derilecek. Laiklik konusundaki hassa- siyetiyle ön plana çıkan Akdeniz Üni- versitesi Rektörü Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, Akdeniz Üniversi- tesi'nde dün yapılan seçimde en yüksek oyu aldı. Sonuçlan değerlendiren Akay- dın, "atanmayı beklemeye hakkı ol- • Akdeniz Üniversitesi Rektörü ve Üniversiteler Arası Kurul (ÜAK) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Akaydın, "atanmayı beklemeye hakkı olduğunu" belirterek bundan sonraki iki aşamanm üniversite dışında olacağını, dolayısıyla üniversitenin rolünün bittiğini söyledi. duğunu" belirterek bundan sonraki iki aşamanın üniversite dışında olacağını, dolayısıyla üniversitenin rolünün bitti- ğini söyledi. Ankara Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Nusret Aras ile ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, iki dö- nem rektörlük yaptıklan için aday ola- madılar. Beş üniversitedeki rektörlük se- çimleri de bugün gerçekleştirilecek. Rektörlük seçimi yapılan üniversi- telerde ilk üç aday ve aldıklan oylar şöyle: "Akdeniz Üniversitesi; Prof. Dr. Mustafa Akaydın (293), Prof. Dr. İsrafıl Kurtcephe (207), Prof. Dr. Mehmet Baykara (83). Gazi Üniver- sitesi; Prof. Dr. Kadri Yamaç (732), Prof. Dr. Rıza Ayhan (384), Prof. Dr. Hasan Biri (358), Prof. Dr. Eyüp Be- dir (107). ODTÜ; Prof. Dr. Ahmct Acar (134), Prof. Dr. Türker Gürkan (125), Prof. Dr. Mustafa Tokyay (115). Ankara Üniversitesi; Prof. Dr. Cemal Taluğ (372), Prof. Dr. Tümer Çorapçıoğlu (336), Prof. Dr. Erkan Ibiş (329). Erciyes Üniversitesi; Prof. Dr. 1ahıettin Keleştemur (180), Prof. Dr. tsmail Kayar (141), Prof. Dr. Ad- nan Öztürk (130). Çukurova Üni- versitesi; Prof. Dr. Alper Akınoğlu (225), Prof. Dr. Mustafa Kibar (158), Prof. Dr. Yalçın Kekcç (132), Prof. Dr. tbrahim Ortaş (117). Ege Üni- versitesi; Prof. Dr. Candeğer Yılnıaz (505), Prof. Dr. Ata Erdener (496), Prof. Dr. Isa Durmaz (159). Dokuz Eylül Üniversitesi; Prof. Dr. Sedef Gi- dener (564), Prof. Dr. Mehmet Füzûn (181), Prof. Dr. Halil Köse (165). Dic- le Üniversitesi; Prof. Dr. Naime Ca- noruç (148), Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem (136), Prof. Dr. Ayşegül Ja- le Saraç (112). Cumhuriyet Üniversi- tesi; Rektör Prof. Dr. Mehmet Bakır (205), Prof. Dr. tlyas Dökmetaş (139), Prof. Dr. Faruk Kocacık (112). Ka- radeniz Teknik Üniversitesi; Prof. Dr. tbrahim Özen (464), Prof. Dr. Aydın Dumanoğlu (153), Prof. Dr. Tahsin Yomrauoğlu (22). lnönü Üniversitesi; Prof. Dr. Cemil Çelik (183), Prof. Dr. Sezai Yılmaz (170), Prof. Dr. tbrahim Keleş (21). ÎTÜ; Prof. Dr. Hüseyin Faruk Karadoğan (362), Prof. Dr. Muhammed Şahin (209), Prof. Dr. Hasancan Okutan (141). Yıldız Tek- nik Üniversitesi; Prof. Dr. Durul Ören (211), Prof. Dr. tsmail Yüksek (137), Prof. Dr. Murat Demircioğlu (120). Boğaziçi Üniversitesi; Prof. Dr. Kadri Özçaldıran (170), Prof. Dr. Ayşe Soysal (146), Prof. Dr. Ash Tolun (4). Trakya Üniversitesi; Prof. Dr. Enver Duran (233), Prof. Dr. Muhsin Koten (87), Prof. Dr. Ar- mağan Altun (49). ATATÜRK'ÜN MİRASINA 'HAREM-SELAMLIK' TESİS YALOVA -Atatürk'ün 1929'da sıitm alıp mttlete bağışladığı Ya- lova Atatürk Tanm IşletmesiZi- rai Donatım Kampı'nı kirala- yan eski AKPKüçükçekmece İl- çe Başkanı Mevlüt Uysal, tesisi harem- selamlık yiizme havuzu yaparak, muhafazakâr tatil kö- yiiıte çevirdi. Uysal, Başbakan Erdoğan 'ın tstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olduğu dö- nemlerde kurucu başkanlığım yaptığı Sıcak Yuva Vakfı 'nm da kuruculanndan. Tanm tşletme- leri Genel Müdürlüğü (TİGEM) tarafından 2003 'teihaleye çıka- rılan Zirai Donatım Kampı, Mevlüt Uysal tarafından yülık 50 binYTUyelOyıl- lığına kjralandu 60 bungalov tipi evin bulunduğu, 200 yatak kapasite- li tatil köyünde erkekler havuzu deniz kenarmda bulunurken, "bayanlara ö'zel" tabelasıyla dik- kat çeken ikinci havuzun çevre- siyaklaşık 2 metre yüksekliğin- de brandayla çevrildL TBMMGenelKurukı AKPLİ TUNA ATATÜRKÜ SEVMEYEN' CENÇ KIZI SAVUNDU ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Genel Kurulu'nda yeni kurulan üniversitelere rektör atanmasıyla ilgili ta- san görüşülürken kürsüye çıkan CHP Is- tanbul Milletvekili Necla Arat bir TV programında "Atatürk'ü seviyor mu- sun?" sorusuna "Atatürkü sevmeme hakkı var mı? Başıma bir iş gelmeye- cekse ben sevmiyorum" karşılığını ve- ren Nuray Bezirgan'ın sözlerini gün- deme getirdi. Arat, "Bu olay, küçük yaş- lardan itibaren alınan çarpık bir eği- timin ne denli sapkın bir bilinç oluş- turduğuna çarpıcı bir örnektir. 'Bu bi- reyseldir, küçük aynntıdır' denemez. Bu örnek, çağdaş eğitim sistemini din ho- calarına, dinsel eğitime ve yasadışı Kuran kurslarına bıraktığımız za- man, ne trajik sonuçlarla karşılaşa- cağımızın göstergesidir" diye konuştu. AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna, "() söylediğin bayan, polis coplarıyla çocuğunu düşürdü. Evet, polis copla- rıyla çocuğunu düşüren bir bayan- dan birilerini sevmesini bekleyemez- siniz" diye laf attı. CHP'liler kendisine tepki gösterirken Tuna, "Sözlerinize dikkat etmeniz la/.ım. " diye konuşma- smı sürdürdü. Kabul edilen yasaya göre, YÖK Genel Kurulu, yeni kurulan üniversitelere rek- tör adayı olarak başvuran profesörlerin arasından seçeceği 3 adayı Cumhurbaş- kanı'na sunacak. Cumhurbaşkanı bun- lardan birini rektör olarak atayacak. Ya- saya göre öğretim üyelerinin 67 olan emeklilik yaşı yeni üniversitelerde görev almalan şartıyla 72'ye yükseltilecek. YÖK BAŞKANI ÖZCAN İHL 'lere zıkkım benzetmesi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM'de muhalefet kulisinde CHP Ya- lova Milletvekili Muharrem tnce ile soh- bet eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan'm katsayı tartışmalanyla ilgi- li olarak "Yüzde 5 için yüzde 95'i yak- mayalım. Herkes istediği bölümde oku- sun. Benim imam hatiple ilgim yok. Ge- rekirse bu zıkkımları da kapatalım, ama bu sorunu çözelim" demcsi dikkat çekti. Özcan üniversitelere gönderdiği ge- nelgede bir tek kez bile "türban" lafı geç- mediğini savundu. Prof. Özcan, TBMM Genel Kurulu'nda yeni kurulan üniversitelere rektör atanma- sıyla ilgili tasannın görüşmeleri nedeniyle dün TBMM'ye geldi. özcan, muhalefet kulisinde CHP'li Muharrem înce ve gaze- tecilerle sohbet etti. YÖK Başkam özcan, üniversitelerde türbanın serbest bırakılma- sına ilişkin anayasa değişikliğinden sonra üniversitelere gönderdiği genclgenin eleş- tirilmesi üzerine "Rektörler 'Kaos yaşa- nacak' dediği için genelge göndermemi istediler. Ben de gönderdim. Bugün de o genelgenin arkasındayım" dedi. Özcan, katsayı tartışmalanyla ilgili ola- rak "Biraz daha fazla dini eğitim almış çocuğu, şu alanlara gidemezsin diye bi- zim sınırlama hakkımız yok. Eski baş- kan Kemal Gürüz, katsayıları oturup kendi başına belirlemiş. Bunu yapnıaya hakkı var mıydı" görüşünü dile getirdi. Ince'nin "Yani hadis okuyan kayma- kam, doktor, öğretmen mi olsun" sorusu üzerine Özcan, "Tabii. Bunu biz sınırla- yamayız." dedi. Prof. Dr. Celal Şen- gör'ün YÖK üyeliğine seçilmesine karşın neden göreve başlatılmadığının sorulması üzerine Özcan, "Seçildiğini gösteren tu- tanakta hesap hatası var. İıısaf, topla- ma yapmayı bilmiyorlar" diye konuştu. SATIR ARALARINA SIKIŞMAYACAĞIZ. Türklye'de medya arkek egemenllğlnde... Karar alma, Ulke slyasatlne katkıda bulunabllecek yorum yapabllme, güıtdem oluşturabllecek haber yapabllme sansı çoğu zaman kadınlara tanınmıyor. Medya yönetlcllerlnlrt tamamına yakını erk«k... Kadınlar medyada, ya arka sayfa güzell, ya üçüncü sayfa kurbanı, ya da türban tartışmasının konu mankenl olarak yer alıyor. Bu gldlş değlşene kadar gözumüz medyanın üzerlndel AP'DE KONUŞAN YTLMAZ TÜRKÎYE'DE ÎKl TEHLÎKENİN SÜRDÜĞÜNÜ SÖYLEDÎ 'Asker kışlaya dönemez' Bu ktmpanya Avrupa Birliğı laralından desteklanmokiedir. ÇİMEN TURUNÇ BATURALP STRASBOURG - Avrupa Par- lamentosu'nda (AP) bir konfe- ransta konuşan eski başbakanlardan Bağımsız Rize Milletvekili Mesut Yılmaz, Türkiye'nin gündemindc bölünme ve dine dayalı devlet mo- deline dönme tehlikesi bulundu- ğunu belirterek, "Bu iki tehlike söz konusu olduğu sürece askerlerin kışlasına dönmesi beklenemez. Bu askerlere has bir şey değil, bu duyarlılık sivil toplum örgütle- rinde de var. Yargıda da var. Toplumun büyük kesnıiııdc de var" dedi. Yılmaz, AKP hakkında açılan kapatma davasınm ardın- dan AB yetkililerinden gelen açık- lamalara da tepki gösterdi. AP Yeşil Grup Başkanı Daniel Cohn Bendit vc TBMM ve AP ara- sında faaliyet gösteren Karma Paı- lamento Komisyonu Eşbaşkanı Jo- os Lagendijk'in girişimiyle dü- zenlenen, "Türidye'de neler olu- yor?" konulu konferansta konuşan Yılmaz çarpıcı açıklamalarda bu- lundu. Yılmaz, AKP hakkında Ana- yasa Mahkemesi'nde açılan kapat- ma davasına yönelik AB Komis- yonu yetkililerinden gelen açıkla- malann yargı sürecine müdahele an- lamuıa geldiğini ve AB ilkelerine ters düştüğünü söyledi. Yargı ku- rumlanna saygı gereği yetkililerin daha ihtiyatlı davranması gerektiğini • Yılmaz, AKP hakkında Anayasa Mahkemesi 'nde açılan kapatma davasına yönelik AB Komisyonu yet- kililerinden gelen açıkla- maların yargı sürecine müdahale anlamına geldi- ğini ve AB ilkelerine ters düştüğünü söyledi. anlatan Yılmaz, türban davasıyla il- gili olarak AİHM'nin Leyla Şahin davasında verdiği karan, AP'li par- lamenterlerin okumasını tavsiye et- tiğini söyledi. Din ve devlet ilişki- leri konusunda Türkiye'de kimi sorunlar yaşandığını kabul ettiğini ifade eden Yılmaz, "Türkiye'de tam tersine sürekli uyanık olma- mızı gerektiren koşullar söz ko- nusu. Bugün Türkiye'de dini öz- gürlükler alanının yeterli olma- dığını savunanlar vardır ve bun- lar dini kamusal alana taşımak is- teyenlerdir. Küçümsenemeyecek sayıda din devleti özlemi içinde olan bir kitle söz konusudur. Şu anda hükümet yargıyla, silahlı kuvvetlerle, üniversitelerle ve si- vil toplum örgütlerinin büyük bir bölümüyle uyumsuzluk ve çatışma halindedir" dedi. Türkiye gündeminde iki önemli hassasiyet olduğunu vurgulayan Yılmaz, "Bi- ri ülkenin bölünmesi tehlikesi, diğeri dine dayalı bir devlet ıııo- deline yeniden dönülmesi tehli- kesi. Bu iki tehlike söz konusu ol- duğu sürece askerlerin kışlasına dönmesi beklenemez. Bu asker- lere has bir şey değil, bu duyar- lılık sivil toplum örgütlerinde de var, yargıda da var. Toplumun büyük kesminde de var" diye ko- nuştu. Aynı konferansta konuşan ÖDP lstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise 1980 anayasasının mutla- ka değiştirilmesi gerektiğini, ancak AKP'nin perakendereformlarlaye- tindiğini söyledi. PERŞEMBE ORHAIV BURSALI KPÎZZZZ Vaaaar! (Kerizlere Duyuru!) Türkiye ekonomisinin nasıl dış girdilere, dış ser- mayeye, dış hammadde-yarı mamul madde, makine ve elektronik aksam alımına mahkûm ol- duğunu bilmeyen var mı? Ekonominin onmaz has- talığı, dışsatım-dışalım açığı... özellikle "büyüme zamanlarında" bu açığı mutlaka dışarıdan içeri- ye büyük sermaye transferiyle kapatmak zorun- luluğu... AKP iktidara geldiğinden, 2002'den bu yana "ca- riaçık" büyüyor. önümdeki grafiğe bakıyoaım, ka- baca, 2003 sonunda 10 milyar, 2004'de 15 mil- yar... 2005'te 25 milyar... 30 milyar... 37 milyar ve son 12 ay içindeki açık 42.5 milyar dolar... Şüphesiz: Petrol bu açığı büyütüyor. Ancak pet- rol ortalama bir sabitlikte kalsaydı bile, Türkiye'nin yüzde 7'lik ekonomik "başarımı" da, başlı başına cari açığın sürekli büyümesinde başlıca etken. AKP'nin şansı, yardakçılara göre "ekonomik mucizesi", büyüyen açığı, dışarıdan gelen sıcak para ve özvarlık satışlarıyla, 6 yıl için en azından "zararsız hale getirme" becerisidir. Şüphesiz, YTL'ye yüksek faiz vererek döviz fi- yatını düşük tutması gibi, "kadim" politikaları uy- gulamak da bu sürecin dayanağıydı. Paralar gel- di, açık önemsizleşti... Şimdi ise musluktan "dış para" sadece damlıyor, dahası geri gidiyor, mil- yar dolar kârlarla birlikte... Veee açık büyük önem kazandı! TV'lerde halka, üniversitelerde öğrenci ve ho- calara "ekonomi dersleri" verenlerden pek ço- ğu şunu diyordu: Bu büyük dışalımın sonu gele- cek, makine parklan yenileniyor; bir ikiyıl sonra dış- satım patlayacak ve dışalım gerileyecek, böylece cari açık da giderek kapanacak... Bunları söyleyenler, hâlâ saygın akademisyen olarak öğrencilerine ders veriyor, köşelerinde yazı yazıyor ve halka ekonomi öğretimini sürdü- rüyor! Kredilerinin, saygınlıklarının, dahası gelirle- rinin arttığını düşünebiliriz! Burası Türkiye! Liyakatın, emeğin, gerçeğin geçerli olmadığı bir "ütopik" ülke! • • • Türkiye ekonomisi, ekonominin büyümesi için gerekli ana girdileri dışarıdan satın almak zorun- da. Otomobil satışı kadar, neredeyse, sektörün dı- şalımı söz konusu. Kimyasal maddelerin dışalım toplam rakamları, dudaklannızı uçuklatır! Elektronik sektör de öyle. Her sektörün dışalım-dışsatım rakamlarını ko- yun önünüze, tabloyu görün! Elektronik ana gir- dileri tamamen dışalımla karşılanan örneğin elek- tronik sanayi üretimi, bizi Avrupa'nın TV vb. te- darikçisi yapmasına rağmen, salt dışalım-dışsa- tım olarak, ekside mi artıda mı? Şüphesiz, nereden nereye geldik; 17. büyük eko- nomi olduk... Ama bu büyüme hep dışalım, dış pa- ra akışı sayesinde... Bu girdileri dengeleyecek bir iç "varlık satışı"nı kotardığınızda, pek sorun çıkmıyor gibi. Ama iç var- lık satışı azaldığında, ödediğiniz büyük faizlerle büt- çe açığınız büyüdüğünde, "cari açık" alıp başını gittiğinde, "durumu sürdüremez" oluyorsunuz ve kriz patlak veriyor! Türkiye'nin, ebedi veezeli "krizsarmah'nın te- melinde hep aynı benzer "değişmez" öğeler ya- tıyor! • * • Değişmez mi gerçekten? Değişmez! Inanın ki değişmez! Bu ülke başbakanı bunu açıkça ilan edeli çok oldu! Dedik ki, ulusal semaye mi kaldı küresel çağda; ekonomi, sermaye küreselleşti, hangi para kimin belli değil! Bu "u/usa/c/"lara yanıttı! Ulusal sermaye kalmadıysa, "ulusal pazar" da yoktur! "Ulusal üretim" de zırvalıktır! Ulusal ekonomiyi geliştirme de palavradır! Ulusal üreti- ci güçler diye bir mesele de yoktur! (Bazı "ulu- sa/c/"larda, ülkemizde neredeyse herkesi işbirlikçi ilan ederek, bu değirmene su taşıyor!) Bu sarmal, kırılmaz ve değişmez! "Küreselleşme"y\, "küreselpazar olmak" sanan, mal alımı-satımı, alım satım komisyonculuğu sa- nan, her şeyi dışandan ithal etmeyi ülkeye hizmet, kalkınma ve büyüme sanan, Erdoğan ve benzer kafalar ülkenin yazgısını ellerinde turtukları sü- rece.... değişmez! "Her şeyipiyasaya" bırakan, piyasanın kendi me- kanizmalanyla ülkeyi kalkındıracağı masallannı 'tek geçerli iktisat" tanrısı olarak bu ülkeye vaaz eden ulema takımı her şeyi belirlediği sürece... bu zin- cir kırılmaz. Biz, krizlerle yaşamayı daha çooook sürdürürüz. Şimdi yenisinin sinyalini veriyorlar: Cari açı- ğı kapatacak tek şey, büyük bir devalüasyon- dur, yani YTL'nin büyük değer kaybetmesi ve dövizin pahalanmasıdır! Aptallarım, pamuk eller cebe! Kriiiiz vaaaar! [email protected] DTP'DEN 'KAPATMA' ÖNLEMİ Yedekpartiyk deyam ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP'nin ül- kenin bölünmez bütünlüğüne yönelik eylemleri nedeniyle kapatılması istemli davada, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yal- çınkaya, 24 Haziran Salı günü sözlü açıklama, DTP yetkilileri de 26 Haziran'da sözlü savun- malannı yapacaklar. 20 Temmuz'da 2. Olağan Kongresi'ni toplayıp yeni yönetimi belirleme hazırlığı yapan DTP'liler, kongre öncesinde ka- patma karan çıkması durumunda "Barış ve De- mokrasi Partisi" ile yollanna devam edecek- ler. Kapatma davası sonucunun AKP davasın- dan sonraya kalacağı beklentisi içine giren DTP, Anayasa Mahkemesi'nin takvimini netleştir- mesinden sonra, planlannı yeni parti oluşumuna göre yaptı. Sözlü savunmaların ardından DTP'nin ek delil veya yazılı ek savunma yap- ma hakkı bulunuyor. Ancak DTP'nin bu ek sü- reyi kullanmayı düşünmediği öğrenildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle