Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
16 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
21
Dîl Derneği'ne
Destek
Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, söze
"Yarın çok geç olabilir!" diye giriyor ve
tam 25 yıllık çabayı bir tümceye
sığdırabiliyor:
"25yıl önce 'Atatürk'ün vasiyetnamesi'
çiğnenirken, kurumlan kapatılırken
tepkisizliği yeğlemedik; yaklaşık dört yıl
bin bir güçlüğü aşarak, 'yasak dernek
kurma' suçlamalarını yargıda çürûterek bir
dernek kurduk. Atatürk'ün açtığı
aydınlanma yolunu bırakmamak için, bu
derneği yaşatmak, aydınlar olarak
boynumuzun borcu dedik."
Gelinen aşarna da iki tümcelik:
"Sözümüzden dönmedik; Türk
devrimine inancımızdan hiç ödün
vermedik; ancak içinde bulunduğumuz
günlerde 21 yıl öncekinden daha büyük
sıkıntılar içine itildik. Gerçekte akıldan,
bilimden, sanattan başka doğru
tanımayan; dogmalan onaylamayan;
ulusal değerleri evrensel bilgiyle
harmanlayan bütün kurum ve kuruluşiar,
içine itildiğimiz karanlığı silmek çabası
içindedir ve hepsi Dil Derneği gibi sıkıntı
içindedir."
Sevgi özel, "kaynağı belirsiz, karanlık
ellerden uzatılan her kuruşu, maskeli
ilgileri reddederek yüzü eğmeden, el etek
öpmeden yürüyebilmek" için dayanışma
gerektiğini söylüyor:
"Derneğimizi yaşatmak için, etkinlik ve
yayınlarımızı çoğaltmak için, sıkışıp
kaldığımız dernek merkezini genişletmek
için... Dil Derneği'ne sahip çıkmanın
zamanıdırl Paranızla, araç gereç
desteğiyle; arsa, daire gibi taşınmazla,
alnmız gibi ak, her türlü bağışınızla bu
çağrımıza yanıt verebilirsiniz!
Bağışlar ve ödentiler Dil Derneği'nin
hesaplarına yatınlabilir:
T. Iş Bankası, Ankara, Mithatpaşa
Şubesi, (4228) 625 744 (YTL), T. Iş
Bankası, Ankara, Mithatpaşa Şubesi,
(4228) 3281487 (Avro); Garanti Bankası,
Ankara, Meşrutiyet Şubesi, (528)
6299783."
ankara kulisi IŞIK KANSU
3nsu@cumhuriyet.com.tr
Nereye Gidiyoruız?
CHP Mersin Milletvekili Isa
Gök, AKP'nin artık gizli
olmaktan çıkmış açık
gündeminin "totaliter bir
devlet yapısı kurma"
olduğunun kanıtlarını alt alta
sıralıyor:
- Polis yasası ile polise
doğrudan silah kullanma,
vurarak durdurma yetkisi
verdiler.
- Dinleme yasasını
geçirdiler, neredeyse tüm
yurttaşları dinliyorlar.
- Türk Ceza Yasası'ndaki
değişiklikle 31 ayrı yerde
basına olağanüstü cezalar
getirdiler.
- Kişisel verilerin korunması
adı altında bir tasarı
getiriyorlar. Yurttaşların
mezhebi, üye olduğu
örgütler, inançları, kısacası
tüm kimliği kayıt altına
alınacak. Üstelik bu kayıtları
tutmak üzere
yetkilendirilecek kurul,
Bakanlar Kurulu tarafından
atanacak.
- Başbakanlık'ta DNA'ların
toplanması ve korunması ile
ilgili bir taslak hazırladılar.
Şimdilik dondurulan bu
taslağa göre, bir kurul
oluşturulacak ve bu kurul
tüm yurttlaşların DNA
çözümlerini alacak, gerekirse
bu bilgileri yurtdışına servis
edebilecek.
- Devlet sırrı tasarısı
hazırladılar. Bazı bakanlar ve
onların müsteşarlarından
oluşan bir kurul, iktidarın
gerçekleştirdiği her türlü
eylem ve işlemlerine "devlet
sırrı" damgası vurarak bunları
75 yıla değin açılamazlık,
açıklanamazlık koruması
altına alacaklar.
Isa Gök'ün saydıklarının
üstüne yargısal denetime
ilişkin saldırıları ekleyin,
nereye varırız?
Faşizme...
Kuddusi Okkır, Haziran
2007'de "Ümraniye
soruşturması" kapsamında
tutuklanır. 8 ay boyunca
Tekirdağ F 1 Tipi Cezaevi'nde bir
kişilik hücrede tutulduktan sonra
"majör depresyon" tanısıyla
Bakırköy Devlet Hastanesine sevk
edilir. Oradan ciğerlerinden rahatsız
olduğu gerekçesiyle Bayrampaşa
Devlet Hastanesi'ne gönderilir. 3
hafta boyunca Bayrampaşa ve
Haseki Devlet Hastaneleri ile
Yedikule Göğüs Hastalıkları
Hastanesi'nde sayısız kez
dolaştırılır. Hastaneler yatışını kabul
etmemiştir. Konuya ilişkin kendisine
bilgi verilmeyen eşi Sabriye Okkır
uzun uğraşlardan sonra Kuddusi
Okkır'ı Bayrampaşa Cezaevi'nde bir
İnsan Hakları Dönemi
koridor köşesinde, yer sedyesinde
tanınmayacak halde bulur.
Konuşamaz, beslenemez ve
kendisini tanıyamaz halde olan
Kuddusi Okkır, Edirne Trakya
Üniversitesi Hastanesi'ne getirilir ve
yoğun bakıma alınır.
Sabriye Okkır ile konuştuk.
Küskündü, "Çok geç kaldık" dedi:
"Eşim, 'Çok kuvvetli delilimiz var'
denerek tutuklandı. Çok kuvvetli
delil olsaydı, şimdiye kadar ortaya
çıkarılmış olması gerekiyordu. Bir
insan savunması alınmadan neden
bir mahkûm hayatı yaşadı. Niçin bu
hale geldi? Eşim kahrından gidiyor."
CHP'li Atilla Kart da soru
önergesi ile konuyu Meclis'e
taşırken durumu özetledi:
"Gelişmeler, Ergenekon
soruşturması kapsamında 'her
ne pahasına olursa olsun delil
bulma, delil yaratma' anlayışıyla
hareket edildiğini göstermektedir. 1
yılı bulan hazırlık soruşturması
sebebiyle, hakkında iddianame dahi
düzenlenmeyen, ne ile suçlandığını
bilemeyen, belki de bilemeyecek
olan, kendisini savunma imkânı
olmayan Kuddusi Okkır; yaşanan ve
devam etmekte olan hak ihlalleri
silsilesi sonucunda hayatını
kaybetmek üzeredir."
Biliyorsunuz AKP bize; insan
hakları, özgürlük ve demokrasi
alanında Türkiye'nin altın çağını
yaşatmaya devam ediyor...
OGün
Davalı
Abdullah Gül,
AKP'ye
kapatılma
davasının
açıldığı 14
Mart'ı
"çalkantıya
girdiğimiz gün"
diye nitelemiş.
28 Ağustos
2007'yi
unutuyor olmalı.
AKP'lilerin
oylarıyla
Çankaya'ya
çıkış tarihini...
ÇALIŞANLARIN
SORULARI/SORUNLARI
YILMAZ ŞtPAL
Sosyal Güveıılikte Yeni Döneııı
SSK Esld Emekli Aylıklan
5510 sayılı Sosyal Sigortalar vc Genel Sağlık Sigorta-
lan Yasası yoğun eleştirilerden sonra, 8 Mayıs 2008 gün-
lü Resmi Gazete'de yayımlanan 5754 sayılı yasa ile de-
ğiştirildi. 5510 sayılı yasada yapılan değişiklıklerin (ba-
zı maddeleri dışında) tümü 1 Ekim 2008'de yürürlüge gi-
recektir.
Yeni düzenlemeler, sosyal güvenlik sisteminde büyük
değişimlere neden olacak boyuttadır. Ancak, yeni uygu-
lamalar yıllardır diğer sosyal güvenlik kurumıı emeklileri
ile SSK emeklileri arasında oluşan emekli aylıklan ara-
sındaki farkhlıkları giderecek bir yenilik getirmemiştir.
Bu gün TC Emekli Sandığı ve Bağ-Kur emeklileri ile
SSK emeklılerinin aylıklan arasında farklılık vardır.
Aynca, yıllardır SSK eski emeklileri arasında gruplaşma
oluşmuştur ve her yıl bu gruplara bir yenisi de eklen-
mektedir.
Bugüne kadar 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nda
yapılan dcğişikliklerde eski emekliler hep göz ardı edil-
miştir.
Sosyal Güvenlik Reformu Yasası olarak kamuoyuna ta-
nıtılan ve 1999 yılında kabul edilen 4447 sayılı yasa, uy-
gulamaya konıılduğu 1 Ocak 2000'den önce emekli olan
SSK'lilerin sorunlarına hiç değinmemiştir.
Bu kez de 5510 sayılı yasa ile sosyal güvenlikte yeni dö-
nem başlarken, 2000 yılından önce emekli olan ve 20'yi
aşkın gruptan oluşan SSK emeklileri durumlannda hiçbir
iyileştirme yapılmaksızın yollanna devam edeeeklerdir.
Oysaki, T.C Emekli Sandığı'nda öngörülen uygulamayla
eski-ycni tüm TC Emekli Sandığı cmcklilerine, "kadro
ve sair kanunlarda yapılacak dcğişiklikler sonunda ay-
lık lıılurlanııdu" oluşacak yükselmeler olduğu gibi
yansıtılacaktır. Aynca, "ayııı rütbe, kadro unvanı ve de-
receden bağlanınış bulunan emekli, adi nıalullük ve va-
/ife malullüğü aylıklan ile dul ve yetim aylıklan
hakkında da" Ekim 2008'den önce olduğu gibi, Ekim
2008'den sonra da uygulanması sürdürülecektir.
Bu uygulama, 5510 sayılı yasanın geçici nıadde 4 ile gii-
venceye alınmıştır.
5434 sayılı yasa kapsamında bağlanacak aylıklar, mc-
mur maaş katsayılarındaki artış.lara göre yükseltilecektir.
Ayrıca, 1 Ekim 2008'den sonra barem, teşkilat, kadro ve
sair kanunlar ile aynı rütbe, kadro vc sair kanunlarda ya-
pılacak değişiklikler sonucunda aylık tutarlarmda meydana
gelecek yükselmeler, aynı rütbe, kadro ımvanı ve dereceden
bağlanmış bulunan emcklilik, malullük ve vazife malul-
lüğü aylıklan ile dul ve yetim aylıklan hakkında da ay-
nen uygulanarak, eski-yeni TC Emekli Sandığı emeklileri
arasında oluşacak farklılıklar da cngellenecektir.
Oysaki, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamın-
da olanlara bağlanan yaşlılık aylıklan, yine eski uygula-
maya göre arttınlacaktır. 1 Ekim 2008'den sonra, aylık bağ-
lanacak sigortalmın yaşlılık aylığı isc, 1 Ekim 2008 tari-
hine kadar "geçen sürelerdeki prinı ödemc gün sayı-
larına veya llili hizmet süresiııe ait aylık; bu kanunun
yürürlüğe girdiği tarilıten önceki kanun hiikünılerine
göre, aylık talep tarihindeki toplam prinı üdeme gün
sayısı veya llili hizmet süresi üzerinden, bu kanunun
yürürlük tarihi itibarıyla lıesaplanacak ayhğmın bu ka-
nunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prinı ödeme
gün sayısı veya fiili hizmet süresi ile orantılı bölüıııü.
aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl ger-
çekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesapla-
ııacaktır."
1 Ekim 2008'de sosyal güvenlikte 506 sayılı "Sosyal Si-
gortalar Yasası" dönemi kapanacak, 5510 sayılı "Sosyal
Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası" dönemi baş-
layacak ve 20'den fazla grupta yer alan eski malul, emek-
li, dul ve yetimlerc durumlannda hiçbir iyileştirme ya-
pılmaksızın sosyal güvenlikteki yollanna "aylıklarında
güncelleme yapılmaksızın'''' devam edeeeklerdir.
KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@yahoo. com. tr
HARBİ SEMtH POIİOY
MK NÛT, AMC\ RAİF DERPi Kİ-. I
ÜÇME&EU V4RDIR; tUZ M%Bl£$\, BUZ
KI2 ESEK
HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BiLGtıs hetiyatrosu @mynet.com
KAFAYA INEN
KAPAK MI A&IR?
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAJS www.junkidz. com
A Nt VAR
BU TAŞDA BU KADAR
HU2UR BULUYO
ANLAMADIM!
TARÎHTE BIJGİJN MÜMTAZAMKAN 16 Huzirıuı www.mumtaz-arikan. com
TÜRK BEYAZPERDES/N/N
GÜA/£f ÇAGPMAS/ SONUCU BEY/N
ÖLPÜ. iSS-f Y/UND/), DEGİ
tiAr/i-£>/G/ Bi/Z S'/A/£M4 y/ f
YAZ P£&Dsy£ tseçMtçr/. /i-K F/LMi "yAvuz sut--
AM SELİM VE YEMİÇEfSl HASAfiJ
n
PI. AYNI Ylt-, LÜTFİ
AKAP'IN YÖAJEr/M/AJPE ÇEVRİLEN "KAMUN NAMlNA"
PA OYNAD1. BU FİLMDEKİ KOLÜ İt~& BÜYÜK ÜN YA-
PAN IŞtK,UZUU VtUAG. SOYUMC4 TİİflK SİNE-
MAStMtM EN SEI/it-EAJ EfSKEtc CYUNÇufU OL-
OU.OOZENLİ YAŞANT7Sf l/£- / f prSİPLİfJryLE
ÇOK TUTUlSHJ. /4Y(44/y /ŞlAC, POPÜl-EfS GU-
MASIAIM ÖTESİMPE, İY/ YÖNETMEMt-EISME
AUŞĞ f
C/r
Ayhan f
ıtiemdah Ün'ün
"AJamusum
fçin " fı/mincte...
SAGNAK
NILGUN CERRAHOGLU
'Allahüekber, Humeyni
Rehber'
"Humeyni hayranı" kızlardan sonra Fatih Altaylı
bulabildiği birkaç Iranlıyı programa almalı diyordum
ya...
öneriyi, önce kendim uyguladım ve vaktiyle Hu-
meyni'ye arka çıkmış bir Iranlıya sordum:
"Türkiye'de tartışma yaratan bu programı nasıl kar-
şıladınız?"
"Ben şahın devrilmesi için başlangıçta mollalara des-
tek vermiş eski solculardan biriyim" diye söze giren
muhatabım; "Geri dönüp baktığımda suçluluk duyu-
yorum" dedi:
"Ülkeme bunu nasıl yapabildim, arkadan gelebile-
cek olanlan nasıl görmedim ? Bu soruların ağırlığından
bugüne dek kurtulabilmiş değilim. Biz o yıllarda dün-
yadan habersizdik. Siyaseten naiftik. Siz Türkiye'de bu-
gün her şeyi konuşup tartışıyorsunuz. Sonradan ola-
bilecekler hakkında en ufak bir fikir sahibi olsaydım,
Humeyni' e kredi açmazdım. Türkiye-lran farkı bu. Bi-
zim önümüzde ders çıkarabileceğimiz somut örnek
yoktu. Bizler tarih dersini kafamızı duvarlara vura vu-
ra öğrendik. Sizin yanı başınızda Iran var. Bir bugün
Türkiye'nin vardığı noktaya, bir Iran'a bakın veyapth
ğımız hataları tekraıiamayın. Başka söze gerek varmı?"
Kıssadan hisse...
Türkiye ileri, Iran geri gitti!'
Iran-Türkiye arasındaki "gelişmişlik uçurumu",
Iranlılann iki ülke projesini karşılaştırmakta kullandıkları
birincil "kıstas". Bizde sıkça yapılan "Yanı başımızdaki
Yunanistan, nasıl aldı başını gitti!" muhabbeti var ya...
Bu muhasebeyi Iranlılar Türkiye üzerinden yapıyor.
Üç yıl önce Iran'a gittiğimde, '70'li yıllarda Anka-
ra'da okumuş bir Iranlı kadın tanımıştım. Türkiye anı-
lannı aktarırken şunları anlatmıştı:
"Başkentiniz, devrim öncesi Tahran'a göre köy gi-
bi biryerdi. Ankara'ya vardığımda şokyaşadım. Ba-
bamın niye beni böyle biryere gönderdiğini hiç an-
lamamıştım. O çalkantılı dönemde Iran'dan beni
uzak tutmak istediğini neden sonra kavradım. Türki-
ye'ye bugün tatile döndüğümde, gördüğüm ilerlemeye
inanamıyorum. Aradan geçen yıllar içinde Türkiye hep
ileriye yürürken, Iran geri gitti. Annem buyüzden Tür-
kiye'ye ayak basmak istemiyor. Türkiye 'den geçtiği her
vesilede ağlamaklı oluyor. Türkiye'nin ulaştığıyerçün-
kü ona Iran'ın rahatlıkla erişebileceği ama kaçırdığı dün-
yavı düşündürüyor."
Iranlı bu kıyaslamayı yaparken: "Ben hem petrol,
hem kültür açısından zengin birülkeden geliyorum!"
diye düşünüyor. Ömer Hayyam'lar, Hafız'lar, tarihi
Pers kültürü şu bu yanında üstüne üstlük bir de "pet-
role" sahipken, vaktiyle "fakir-fukara/azgelişmiş" gö-
züyle baktığı(!) Türkiye tarafından -Humeyni sonra-
sında- sollanmış olmayı kabullenemiyor.
Bir-iki-üç-beş değil, çok sayıda Iranlıdan benzer öy-
küler dinledim. 2000'ler Türkiye'si ile karşılaşan
Iranlılar yalnız burada gördükleri gösterişli alışveriş
merkezleri, kahveler, butikler, multipleks sinema
salonları, restoranlardan değil, yarım buçuk demok-
rasi ile laik düzen sayesinde ayakta duran sayısız rad-
yo, TV kanalı ve gazetelerden; sanat galerileri, mü-
zeler, konserler ve kültür festivallerinden; "çoksesli-
likten" etkileniyor.
Humeyni'nin başmüttefiki: Rüzgâr partisi
Iran sınırını geçtiğiniz anda çünkü; bu "çok sesli"
dünya, yerini "şarkı söyleyen kadın sesinin" dahi ya-
saklandığı, haram sayıldığı bir evrene bırakıyor.
Otuz yılda iki ülke arasında açılan makas, işte böy-
le bir makas...
Kendisini bir zamanlar Batı komşusundan fersah
fersah ileri gören bir ülke nasıl oldu da bu kadar ge-
ri gidebildi peki? "FtehberHumeyni rejimi" böylesi bir
ülkede nasıl yerleşip kök salabildi?
Bu sütunda daha önce Sattareh Farman Far-
manian'ın kalemealdığı"'Daughterof Persia" (Iran'ın
Kızı) isimli bir kitaptan söz etmiştim. Ailesinin hikâ-
yesini konu ettiği kitapta Farmanian, Iran'ın Humey-
ni tarafından nasıl teslim alındığını anlatıyor....
535 sayfayı şimdi buraya sığdıramam. Ama kitaptan
aklımda kalan çarpıcı bir saptama var. O da şu:
"Rüzgârpartisi, Iran'ın en büyük partisinin adıdır.
Iranlılar, ezcümle bu partiye üyedir. Rüzgârpartisi ne-
reden kuvvetle eserse oraya savruluvehrler!"
"Rüzgârpartisini" bir başka yazıda anlatırım.
Şimdilik Türkçe karşılığı ile yetinelim: "Kazanan ata
oynama ihtirası!"
nilgun@cumhuriyet.com.tr
İ
J H
1 2 3 4
SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9
1/ Hamsi, sardalye -|
gibi balıkları avla- „
makta kullanılan kü-^
çük gözlü ağ. 2/ 3
Ağaçlıklı yol... Af- 4
yonkarahisar'ın bir
ilçesi. 3/ Hastane- *->
lcrdc ölülerin ko- 6
nulduğu yer... Türk 7
halk müziğinde.
bağlama ailesinden 8
çalgıların en küçük 9
boylusıı. 4/ Saklanı-
lacak yer. 5/ Aşın olniama
durumu... Lityum elenıcn-
tinin simgesi. 6/ Tann ba-
ğışlamasmdan yoksunluk...
Çanakkale'nin bir ilçesi. II
Müstahkem yer... Tore,
gelenek. 8/ Bir erkeğin ka-
nsı sağken ya da öldükten
sonra baldızıyla evlenme-
si. 9/ Kaygı... Kars'ın do-
ğusundaki ünlü eskıçağ
kenti.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Sinop ılıııde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy. 2/ Te-
lefon sözü... lskambilin atası sayılan desteye ve bu desteyle
bakılan falcıhk yöntemine verilen ad. 3/ Yaprakları yaz kış
ycşil kalan bir ağaç... Radyunı elementınin simgesi. 4/ Kas-
tamonu'nun Cide ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir
koy. 5/ llkel benlik... Kaş-Fcthiye arasında uzanan kum-
sala ve burada kurulmuş önemli bir Likya kentine venlen
ad. 6/ Nicelikle ilgili olan... Suudi Arabistan'm plaka iıtıi.
II lnsanın kendıne karşı duyduğu saygı... Dünyanın en hız-
lı koşan canlısı olan yırtıcı hayvan. 8/ lnce kabuk... Mik-
roskop camı. 9/ Ham petrolün bitmiş ürünlcrc dönüştü-
riildüğü fabrika.