24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16 HAZİRAN 2008 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA 21 Dîl Derneği'ne Destek Dil Derneği Başkanı Sevgi Özel, söze "Yarın çok geç olabilir!" diye giriyor ve tam 25 yıllık çabayı bir tümceye sığdırabiliyor: "25yıl önce 'Atatürk'ün vasiyetnamesi' çiğnenirken, kurumlan kapatılırken tepkisizliği yeğlemedik; yaklaşık dört yıl bin bir güçlüğü aşarak, 'yasak dernek kurma' suçlamalarını yargıda çürûterek bir dernek kurduk. Atatürk'ün açtığı aydınlanma yolunu bırakmamak için, bu derneği yaşatmak, aydınlar olarak boynumuzun borcu dedik." Gelinen aşarna da iki tümcelik: "Sözümüzden dönmedik; Türk devrimine inancımızdan hiç ödün vermedik; ancak içinde bulunduğumuz günlerde 21 yıl öncekinden daha büyük sıkıntılar içine itildik. Gerçekte akıldan, bilimden, sanattan başka doğru tanımayan; dogmalan onaylamayan; ulusal değerleri evrensel bilgiyle harmanlayan bütün kurum ve kuruluşiar, içine itildiğimiz karanlığı silmek çabası içindedir ve hepsi Dil Derneği gibi sıkıntı içindedir." Sevgi özel, "kaynağı belirsiz, karanlık ellerden uzatılan her kuruşu, maskeli ilgileri reddederek yüzü eğmeden, el etek öpmeden yürüyebilmek" için dayanışma gerektiğini söylüyor: "Derneğimizi yaşatmak için, etkinlik ve yayınlarımızı çoğaltmak için, sıkışıp kaldığımız dernek merkezini genişletmek için... Dil Derneği'ne sahip çıkmanın zamanıdırl Paranızla, araç gereç desteğiyle; arsa, daire gibi taşınmazla, alnmız gibi ak, her türlü bağışınızla bu çağrımıza yanıt verebilirsiniz! Bağışlar ve ödentiler Dil Derneği'nin hesaplarına yatınlabilir: T. Iş Bankası, Ankara, Mithatpaşa Şubesi, (4228) 625 744 (YTL), T. Iş Bankası, Ankara, Mithatpaşa Şubesi, (4228) 3281487 (Avro); Garanti Bankası, Ankara, Meşrutiyet Şubesi, (528) 6299783." ankara kulisi IŞIK KANSU 3nsu@cumhuriyet.com.tr Nereye Gidiyoruız? CHP Mersin Milletvekili Isa Gök, AKP'nin artık gizli olmaktan çıkmış açık gündeminin "totaliter bir devlet yapısı kurma" olduğunun kanıtlarını alt alta sıralıyor: - Polis yasası ile polise doğrudan silah kullanma, vurarak durdurma yetkisi verdiler. - Dinleme yasasını geçirdiler, neredeyse tüm yurttaşları dinliyorlar. - Türk Ceza Yasası'ndaki değişiklikle 31 ayrı yerde basına olağanüstü cezalar getirdiler. - Kişisel verilerin korunması adı altında bir tasarı getiriyorlar. Yurttaşların mezhebi, üye olduğu örgütler, inançları, kısacası tüm kimliği kayıt altına alınacak. Üstelik bu kayıtları tutmak üzere yetkilendirilecek kurul, Bakanlar Kurulu tarafından atanacak. - Başbakanlık'ta DNA'ların toplanması ve korunması ile ilgili bir taslak hazırladılar. Şimdilik dondurulan bu taslağa göre, bir kurul oluşturulacak ve bu kurul tüm yurttlaşların DNA çözümlerini alacak, gerekirse bu bilgileri yurtdışına servis edebilecek. - Devlet sırrı tasarısı hazırladılar. Bazı bakanlar ve onların müsteşarlarından oluşan bir kurul, iktidarın gerçekleştirdiği her türlü eylem ve işlemlerine "devlet sırrı" damgası vurarak bunları 75 yıla değin açılamazlık, açıklanamazlık koruması altına alacaklar. Isa Gök'ün saydıklarının üstüne yargısal denetime ilişkin saldırıları ekleyin, nereye varırız? Faşizme... Kuddusi Okkır, Haziran 2007'de "Ümraniye soruşturması" kapsamında tutuklanır. 8 ay boyunca Tekirdağ F 1 Tipi Cezaevi'nde bir kişilik hücrede tutulduktan sonra "majör depresyon" tanısıyla Bakırköy Devlet Hastanesine sevk edilir. Oradan ciğerlerinden rahatsız olduğu gerekçesiyle Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ne gönderilir. 3 hafta boyunca Bayrampaşa ve Haseki Devlet Hastaneleri ile Yedikule Göğüs Hastalıkları Hastanesi'nde sayısız kez dolaştırılır. Hastaneler yatışını kabul etmemiştir. Konuya ilişkin kendisine bilgi verilmeyen eşi Sabriye Okkır uzun uğraşlardan sonra Kuddusi Okkır'ı Bayrampaşa Cezaevi'nde bir İnsan Hakları Dönemi koridor köşesinde, yer sedyesinde tanınmayacak halde bulur. Konuşamaz, beslenemez ve kendisini tanıyamaz halde olan Kuddusi Okkır, Edirne Trakya Üniversitesi Hastanesi'ne getirilir ve yoğun bakıma alınır. Sabriye Okkır ile konuştuk. Küskündü, "Çok geç kaldık" dedi: "Eşim, 'Çok kuvvetli delilimiz var' denerek tutuklandı. Çok kuvvetli delil olsaydı, şimdiye kadar ortaya çıkarılmış olması gerekiyordu. Bir insan savunması alınmadan neden bir mahkûm hayatı yaşadı. Niçin bu hale geldi? Eşim kahrından gidiyor." CHP'li Atilla Kart da soru önergesi ile konuyu Meclis'e taşırken durumu özetledi: "Gelişmeler, Ergenekon soruşturması kapsamında 'her ne pahasına olursa olsun delil bulma, delil yaratma' anlayışıyla hareket edildiğini göstermektedir. 1 yılı bulan hazırlık soruşturması sebebiyle, hakkında iddianame dahi düzenlenmeyen, ne ile suçlandığını bilemeyen, belki de bilemeyecek olan, kendisini savunma imkânı olmayan Kuddusi Okkır; yaşanan ve devam etmekte olan hak ihlalleri silsilesi sonucunda hayatını kaybetmek üzeredir." Biliyorsunuz AKP bize; insan hakları, özgürlük ve demokrasi alanında Türkiye'nin altın çağını yaşatmaya devam ediyor... OGün Davalı Abdullah Gül, AKP'ye kapatılma davasının açıldığı 14 Mart'ı "çalkantıya girdiğimiz gün" diye nitelemiş. 28 Ağustos 2007'yi unutuyor olmalı. AKP'lilerin oylarıyla Çankaya'ya çıkış tarihini... ÇALIŞANLARIN SORULARI/SORUNLARI YILMAZ ŞtPAL Sosyal Güveıılikte Yeni Döneııı SSK Esld Emekli Aylıklan 5510 sayılı Sosyal Sigortalar vc Genel Sağlık Sigorta- lan Yasası yoğun eleştirilerden sonra, 8 Mayıs 2008 gün- lü Resmi Gazete'de yayımlanan 5754 sayılı yasa ile de- ğiştirildi. 5510 sayılı yasada yapılan değişiklıklerin (ba- zı maddeleri dışında) tümü 1 Ekim 2008'de yürürlüge gi- recektir. Yeni düzenlemeler, sosyal güvenlik sisteminde büyük değişimlere neden olacak boyuttadır. Ancak, yeni uygu- lamalar yıllardır diğer sosyal güvenlik kurumıı emeklileri ile SSK emeklileri arasında oluşan emekli aylıklan ara- sındaki farkhlıkları giderecek bir yenilik getirmemiştir. Bu gün TC Emekli Sandığı ve Bağ-Kur emeklileri ile SSK emeklılerinin aylıklan arasında farklılık vardır. Aynca, yıllardır SSK eski emeklileri arasında gruplaşma oluşmuştur ve her yıl bu gruplara bir yenisi de eklen- mektedir. Bugüne kadar 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası'nda yapılan dcğişikliklerde eski emekliler hep göz ardı edil- miştir. Sosyal Güvenlik Reformu Yasası olarak kamuoyuna ta- nıtılan ve 1999 yılında kabul edilen 4447 sayılı yasa, uy- gulamaya konıılduğu 1 Ocak 2000'den önce emekli olan SSK'lilerin sorunlarına hiç değinmemiştir. Bu kez de 5510 sayılı yasa ile sosyal güvenlikte yeni dö- nem başlarken, 2000 yılından önce emekli olan ve 20'yi aşkın gruptan oluşan SSK emeklileri durumlannda hiçbir iyileştirme yapılmaksızın yollanna devam edeeeklerdir. Oysaki, T.C Emekli Sandığı'nda öngörülen uygulamayla eski-ycni tüm TC Emekli Sandığı cmcklilerine, "kadro ve sair kanunlarda yapılacak dcğişiklikler sonunda ay- lık lıılurlanııdu" oluşacak yükselmeler olduğu gibi yansıtılacaktır. Aynca, "ayııı rütbe, kadro unvanı ve de- receden bağlanınış bulunan emekli, adi nıalullük ve va- /ife malullüğü aylıklan ile dul ve yetim aylıklan hakkında da" Ekim 2008'den önce olduğu gibi, Ekim 2008'den sonra da uygulanması sürdürülecektir. Bu uygulama, 5510 sayılı yasanın geçici nıadde 4 ile gii- venceye alınmıştır. 5434 sayılı yasa kapsamında bağlanacak aylıklar, mc- mur maaş katsayılarındaki artış.lara göre yükseltilecektir. Ayrıca, 1 Ekim 2008'den sonra barem, teşkilat, kadro ve sair kanunlar ile aynı rütbe, kadro vc sair kanunlarda ya- pılacak değişiklikler sonucunda aylık tutarlarmda meydana gelecek yükselmeler, aynı rütbe, kadro ımvanı ve dereceden bağlanmış bulunan emcklilik, malullük ve vazife malul- lüğü aylıklan ile dul ve yetim aylıklan hakkında da ay- nen uygulanarak, eski-yeni TC Emekli Sandığı emeklileri arasında oluşacak farklılıklar da cngellenecektir. Oysaki, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası kapsamın- da olanlara bağlanan yaşlılık aylıklan, yine eski uygula- maya göre arttınlacaktır. 1 Ekim 2008'den sonra, aylık bağ- lanacak sigortalmın yaşlılık aylığı isc, 1 Ekim 2008 tari- hine kadar "geçen sürelerdeki prinı ödemc gün sayı- larına veya llili hizmet süresiııe ait aylık; bu kanunun yürürlüğe girdiği tarilıten önceki kanun hiikünılerine göre, aylık talep tarihindeki toplam prinı üdeme gün sayısı veya llili hizmet süresi üzerinden, bu kanunun yürürlük tarihi itibarıyla lıesaplanacak ayhğmın bu ka- nunun yürürlüğe girdiği tarihe kadarki prinı ödeme gün sayısı veya fiili hizmet süresi ile orantılı bölüıııü. aylık talep tarihine kadar geçen yıllar için, her yıl ger- çekleşen güncelleme katsayısı ile çarpılarak hesapla- ııacaktır." 1 Ekim 2008'de sosyal güvenlikte 506 sayılı "Sosyal Si- gortalar Yasası" dönemi kapanacak, 5510 sayılı "Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası" dönemi baş- layacak ve 20'den fazla grupta yer alan eski malul, emek- li, dul ve yetimlerc durumlannda hiçbir iyileştirme ya- pılmaksızın sosyal güvenlikteki yollanna "aylıklarında güncelleme yapılmaksızın'''' devam edeeeklerdir. KİM KİME DUM DUMA BEHÎÇAK behicak@yahoo. com. tr HARBİ SEMtH POIİOY MK NÛT, AMC\ RAİF DERPi Kİ-. I ÜÇME&EU V4RDIR; tUZ M%Bl£$\, BUZ KI2 ESEK HAYAT EPİK TİYATROSU MUSTAFA BiLGtıs hetiyatrosu @mynet.com KAFAYA INEN KAPAK MI A&IR? (ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAJS www.junkidz. com A Nt VAR BU TAŞDA BU KADAR HU2UR BULUYO ANLAMADIM! TARÎHTE BIJGİJN MÜMTAZAMKAN 16 Huzirıuı www.mumtaz-arikan. com TÜRK BEYAZPERDES/N/N GÜA/£f ÇAGPMAS/ SONUCU BEY/N ÖLPÜ. iSS-f Y/UND/), DEGİ tiAr/i-£>/G/ Bi/Z S'/A/£M4 y/ f YAZ P£&Dsy£ tseçMtçr/. /i-K F/LMi "yAvuz sut-- AM SELİM VE YEMİÇEfSl HASAfiJ n PI. AYNI Ylt-, LÜTFİ AKAP'IN YÖAJEr/M/AJPE ÇEVRİLEN "KAMUN NAMlNA" PA OYNAD1. BU FİLMDEKİ KOLÜ İt~& BÜYÜK ÜN YA- PAN IŞtK,UZUU VtUAG. SOYUMC4 TİİflK SİNE- MAStMtM EN SEI/it-EAJ EfSKEtc CYUNÇufU OL- OU.OOZENLİ YAŞANT7Sf l/£- / f prSİPLİfJryLE ÇOK TUTUlSHJ. /4Y(44/y /ŞlAC, POPÜl-EfS GU- MASIAIM ÖTESİMPE, İY/ YÖNETMEMt-EISME AUŞĞ f C/r Ayhan f ıtiemdah Ün'ün "AJamusum fçin " fı/mincte... SAGNAK NILGUN CERRAHOGLU 'Allahüekber, Humeyni Rehber' "Humeyni hayranı" kızlardan sonra Fatih Altaylı bulabildiği birkaç Iranlıyı programa almalı diyordum ya... öneriyi, önce kendim uyguladım ve vaktiyle Hu- meyni'ye arka çıkmış bir Iranlıya sordum: "Türkiye'de tartışma yaratan bu programı nasıl kar- şıladınız?" "Ben şahın devrilmesi için başlangıçta mollalara des- tek vermiş eski solculardan biriyim" diye söze giren muhatabım; "Geri dönüp baktığımda suçluluk duyu- yorum" dedi: "Ülkeme bunu nasıl yapabildim, arkadan gelebile- cek olanlan nasıl görmedim ? Bu soruların ağırlığından bugüne dek kurtulabilmiş değilim. Biz o yıllarda dün- yadan habersizdik. Siyaseten naiftik. Siz Türkiye'de bu- gün her şeyi konuşup tartışıyorsunuz. Sonradan ola- bilecekler hakkında en ufak bir fikir sahibi olsaydım, Humeyni' e kredi açmazdım. Türkiye-lran farkı bu. Bi- zim önümüzde ders çıkarabileceğimiz somut örnek yoktu. Bizler tarih dersini kafamızı duvarlara vura vu- ra öğrendik. Sizin yanı başınızda Iran var. Bir bugün Türkiye'nin vardığı noktaya, bir Iran'a bakın veyapth ğımız hataları tekraıiamayın. Başka söze gerek varmı?" Kıssadan hisse... Türkiye ileri, Iran geri gitti!' Iran-Türkiye arasındaki "gelişmişlik uçurumu", Iranlılann iki ülke projesini karşılaştırmakta kullandıkları birincil "kıstas". Bizde sıkça yapılan "Yanı başımızdaki Yunanistan, nasıl aldı başını gitti!" muhabbeti var ya... Bu muhasebeyi Iranlılar Türkiye üzerinden yapıyor. Üç yıl önce Iran'a gittiğimde, '70'li yıllarda Anka- ra'da okumuş bir Iranlı kadın tanımıştım. Türkiye anı- lannı aktarırken şunları anlatmıştı: "Başkentiniz, devrim öncesi Tahran'a göre köy gi- bi biryerdi. Ankara'ya vardığımda şokyaşadım. Ba- bamın niye beni böyle biryere gönderdiğini hiç an- lamamıştım. O çalkantılı dönemde Iran'dan beni uzak tutmak istediğini neden sonra kavradım. Türki- ye'ye bugün tatile döndüğümde, gördüğüm ilerlemeye inanamıyorum. Aradan geçen yıllar içinde Türkiye hep ileriye yürürken, Iran geri gitti. Annem buyüzden Tür- kiye'ye ayak basmak istemiyor. Türkiye 'den geçtiği her vesilede ağlamaklı oluyor. Türkiye'nin ulaştığıyerçün- kü ona Iran'ın rahatlıkla erişebileceği ama kaçırdığı dün- yavı düşündürüyor." Iranlı bu kıyaslamayı yaparken: "Ben hem petrol, hem kültür açısından zengin birülkeden geliyorum!" diye düşünüyor. Ömer Hayyam'lar, Hafız'lar, tarihi Pers kültürü şu bu yanında üstüne üstlük bir de "pet- role" sahipken, vaktiyle "fakir-fukara/azgelişmiş" gö- züyle baktığı(!) Türkiye tarafından -Humeyni sonra- sında- sollanmış olmayı kabullenemiyor. Bir-iki-üç-beş değil, çok sayıda Iranlıdan benzer öy- küler dinledim. 2000'ler Türkiye'si ile karşılaşan Iranlılar yalnız burada gördükleri gösterişli alışveriş merkezleri, kahveler, butikler, multipleks sinema salonları, restoranlardan değil, yarım buçuk demok- rasi ile laik düzen sayesinde ayakta duran sayısız rad- yo, TV kanalı ve gazetelerden; sanat galerileri, mü- zeler, konserler ve kültür festivallerinden; "çoksesli- likten" etkileniyor. Humeyni'nin başmüttefiki: Rüzgâr partisi Iran sınırını geçtiğiniz anda çünkü; bu "çok sesli" dünya, yerini "şarkı söyleyen kadın sesinin" dahi ya- saklandığı, haram sayıldığı bir evrene bırakıyor. Otuz yılda iki ülke arasında açılan makas, işte böy- le bir makas... Kendisini bir zamanlar Batı komşusundan fersah fersah ileri gören bir ülke nasıl oldu da bu kadar ge- ri gidebildi peki? "FtehberHumeyni rejimi" böylesi bir ülkede nasıl yerleşip kök salabildi? Bu sütunda daha önce Sattareh Farman Far- manian'ın kalemealdığı"'Daughterof Persia" (Iran'ın Kızı) isimli bir kitaptan söz etmiştim. Ailesinin hikâ- yesini konu ettiği kitapta Farmanian, Iran'ın Humey- ni tarafından nasıl teslim alındığını anlatıyor.... 535 sayfayı şimdi buraya sığdıramam. Ama kitaptan aklımda kalan çarpıcı bir saptama var. O da şu: "Rüzgârpartisi, Iran'ın en büyük partisinin adıdır. Iranlılar, ezcümle bu partiye üyedir. Rüzgârpartisi ne- reden kuvvetle eserse oraya savruluvehrler!" "Rüzgârpartisini" bir başka yazıda anlatırım. Şimdilik Türkçe karşılığı ile yetinelim: "Kazanan ata oynama ihtirası!" nilgun@cumhuriyet.com.tr İ J H 1 2 3 4 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1/ Hamsi, sardalye -| gibi balıkları avla- „ makta kullanılan kü-^ çük gözlü ağ. 2/ 3 Ağaçlıklı yol... Af- 4 yonkarahisar'ın bir ilçesi. 3/ Hastane- *-> lcrdc ölülerin ko- 6 nulduğu yer... Türk 7 halk müziğinde. bağlama ailesinden 8 çalgıların en küçük 9 boylusıı. 4/ Saklanı- lacak yer. 5/ Aşın olniama durumu... Lityum elenıcn- tinin simgesi. 6/ Tann ba- ğışlamasmdan yoksunluk... Çanakkale'nin bir ilçesi. II Müstahkem yer... Tore, gelenek. 8/ Bir erkeğin ka- nsı sağken ya da öldükten sonra baldızıyla evlenme- si. 9/ Kaygı... Kars'ın do- ğusundaki ünlü eskıçağ kenti. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Sinop ılıııde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy. 2/ Te- lefon sözü... lskambilin atası sayılan desteye ve bu desteyle bakılan falcıhk yöntemine verilen ad. 3/ Yaprakları yaz kış ycşil kalan bir ağaç... Radyunı elementınin simgesi. 4/ Kas- tamonu'nun Cide ilçesinde, doğal güzelliğiyle tanınmış bir koy. 5/ llkel benlik... Kaş-Fcthiye arasında uzanan kum- sala ve burada kurulmuş önemli bir Likya kentine venlen ad. 6/ Nicelikle ilgili olan... Suudi Arabistan'm plaka iıtıi. II lnsanın kendıne karşı duyduğu saygı... Dünyanın en hız- lı koşan canlısı olan yırtıcı hayvan. 8/ lnce kabuk... Mik- roskop camı. 9/ Ham petrolün bitmiş ürünlcrc dönüştü- riildüğü fabrika.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle