28 Nisan 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 15 HAZİRAN 2008 PAZAR 14 PAZAR KONUGU [email protected] Almanya 'nın Ankara Büyükelçisi Dr. Cuntz'dan türban kararı, Anayasy Mahkemesi 'ndeki dava süreci ve ikili üişkiler yorurnu: AKP davası Türkiye'nin içişiSÖYLEŞİ LEYLA TAVŞANOĞLU Almanya Federal Cumhuriyeti'nin Ankara Bü- yükelçisi Dr. Eckart Cuntz'la konuşuyoruz. An- İcara'daki Alman Büyükelçiliği'nin salonlanndan birindeyiz. Dr. Cuntz, Anayasa Mahkemesi'nin türbanla ilgili kararına ilişkin olarak, AKP'nin ka- patılması davasıyla bu karar arasında bir bağ gör- mediğini belirterek, türban kararının Türkiye'nin bir iç işi olduğunun altını çiziyor. Dr. Cuntz, "Türkiye'deki liinı kurumların demokratik, hukuk devletine bağlı ve laik bir devlet için ta- şıdıkları sorumluluğun bilincinde olmasını di- lerim" diyor. Başbakan Erdoğan'ın Bati'dan ah- laksızlıktan başka bir şey almadığımız sözlerine ise Cuntz'un yorumu şöyle oluyor: "Farklı dinle- rin ahlak anlayışları da farklı olabilir." - Anayasa Mahkemesi'nin, türbanı üniversite- lerde serbest bırakan anayasa değişikliğini iptal etntesine ilişkin tutumunuz nedir? CUNTZ - Din özgürlüğü konusu Avrupa değer- ler sistemi içinde önemli bir unsurdur. Ancak ki- min nerede başörtüsü takıp takmayacağına ilişkin somut soru AB'ye iiye ülkelerde farklı farklı yanıt bulmaktadır ve hatta Almanya Federal Cumhuri- yeti'nin kendi içinde de federe eyaletler bu konu- da farklı uygulamalar yapmaktadırlar. Dolayısıyla hiç kimse bu konudaki şu ya da bu kararın AB kri- terlerine uygun olduğunu ya da onlarla çcliştiğini söyleyemez. Bu açıdan, diğer iiye ülkelerde oldu- ğu gibi Türkiye Anayasa Mahkemesi'nin karan da ülkenin iç işlerini ilgilendiren bir konudur. Ancak görüldüğü kadanyla bu konu Türk kamuoyunda çok daha etraflı olarak tartışılmaktadır. Bu neden- le belirtmek isterim ki bu somut kararla Anayasa Mahkemesi'nin AKP'yle ilgili kapatma davasında vereceği karar arasında doğrudan bir bağ görün- mediğini düşünüyorum. Bu konuda ise sadece da- ha önce söylediklerimi tekrarlayabilirim. Demo- kratik bir partiniıı yasaklanması pek tabii ki temel Avrupa değerlerini ilgilendirir, ki bu nedenle AB bu davayı büyük bir dikkatle ve aynı zamanda en- dişeylc izlemektedir. Türkiye'deki tüm kuruınla- nn demokratik, hukuk devletine bağlı ve laik bir devlet için taşıdıklan sorumluluğun bilincinde ol- masını dilerim. son karar içtihat - Almanya Başbakanı Angela Merkel herfır- satta Türkiye'nin AB'ye iiye olamayacağını, ama imtiyazlı ortaklık veriİebileceğini söyledi. Öte yandan son AB raporunda da Türkiye'yle müza- kerelerin hedefinin tam üyelik olduğu vurgulan- dı. Siz bu çelişkiyi nasıl izah ediyorsunuz? - Burada bir çelişki görmüyorum. AB'nin çok açık bir karan var. AB Konseyi çok açık bir bi- çimde Türkiye'yle tam üyelik görüşmclerinin baş- latılmasına karar verdi. Ondan önce de birtakım hazırhklar yapmak gerekiyordu. Bu hazırhkların sonunda 3 Ekim 2005'te Türkiye'yle tam üyelik görüşmeleri başladı. 3 Ekim aynı zamanda Al- manya'nın birleşmesinin de milli günü. Müzake- relerin başlaması karan AB için olduğu kadar Al- manya için de geçerlidir. Merkel, Almanya'daki seçimlerden önce de seçildikten sonra da "Benim partim ve benim bu konuda ne düşündüğümü- zün dışında biz Almanya olarak imzalanan ııluslaı anısı sözleşmelere sadığız. Bu sözleşme- lerin de gereğini yerine getireceğiz. Ahde vefa- mız vardır" (Bu son cümleyi Türkçe söylüyor.) diye de vurguladı. Hükümetteki koalisyon ortakla- rı arasında da bu konuda çok açık bir sözleşme var. Almanya Türkiye'nin üyelik görüşmelerini desteklemektedir. Tabii ki ileriye dönük olarak so- nucun ne olacağı şu an için bilincmcz. Almanya bu sürecin başta gelen destekçilerinden birisidir. Bugün sizin onurunuza da Almanya'nın AB dö- nem başkanlığı sırasında yaptırdığımız kravatı taktım. Bakın, hilal içinde Almanya bayrağı var. - Bu desen acaba hilalin Alman bayrağını yııt- ması gibi de algüanabilir mi? (Kahkahalarla gülüyor) - Ben tam aksini söyle- yeceğim. Bu şöylc de algılanabilir: Türkiye Al- manya'yı kalbine sokmuş gibi de yonımlanabilir. Hatta hilali C gibi de algılarsak Cumhuriyet Al- manya'yı kalbine sokmuş da diyebiliriz. 'Almanya Türkiye'nin ortağı' - Almanya Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı. Ayrıca ülkelerimiz arasında tarihten gelen de bir dostluk var. Siz Türkiye-Almanya ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsunuz? - Türkiye-Almanya ilişkilerinin tarihsel bir dostluğa dayandığını söylediniz. Hatta bu ilişkiler neredeyse yüzyıllar öncesine kadar uzanıyor. Bi- rinci Dünya Savaşı'ndaki silah arkadaşhğımızdan da söz ediliyor. Birlikte o savaşı kaybetmiş iki ül- keyiz. Geçenlerde Bcrlin'e gittiğimde Türkiye Bü- yükelçiliği'ni ziyaret ettim. Orada 1763 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun Almanya'ya ilk tem- silcisini gönderdiğini öğrendim. Temsilcinin ismi Ahmet Efendi'ymiş. Dolayısıyla bu ilişkilerin nc uzun bir tarihsel boyutu olduğu da ortaya çıkıyor. Bugüne gelecek olursak... Almanya sadece ticaret alanında Türkiye'nin bir numaralı ortağı değil. Pek çok alanlarda da yani Türkiye'nin en büyük ortağı. Örneğin turizm sektörüne bakacak olursak, geçen yıl dört milyondan fazla Alman turistin Türkiye'ye gelmiş olduğunu görüyoruz. Bu yıl bu rakamın daha da yükseleceği tahmin ediliyor. Ay- nca, Türkiye'deki yabancı yatınmlar içinde Al- man şirketleri en üst düzeyde yer alıyorlar. Belki bu şirketler Türkiye'ye çok yüksek miktarlarda para getimıiyorlar. Ama bu şirketlerin çok sayıda Türkiye şubeleri açılıyor. Bu istihdamı arttınyor. 'Önemli olan ortak değerler' - Türkiye'nin Başbakanı Erdoğan bir süre ön- ce, "Biz Batı 'dan ahlaksızlıktan başka bir şey al- ınadık"gibi bir söz söylemiştL Siz bunu nasıl de- ğerlendirdiniz? - Ben bu açıklamayı çok fazla aynntısıyla bil- miyorum. Ama bizler için cn önemli olan ortak dcğerlerimizdir. Bunlar Batılı ve Avrupalı değer- lerdir. Yani bu değerler, demokrasi, hukuk devleti, laiklik, kadın-erkek eşitliği, inanç özgürlüğüdür. Ülkelerimizdeki çoğunluklann dinlerinin farklı olduğu bir gerçektir. Dolayısıyla farklı dinlerin DR. ECKART CUNTZ Mannheim, 1950 doğumlu. Heidelberg ve Freiburg üniversitelerinde hukuk öğrenimi gördü, Hannover Üniversitesi 'nde hukuk doktorasım aldı. 1975'te Batı Almanya Federal Cumhuriyeti Dışişleri Bakanhğı 'na girdi. Bakanlığın çeşitli kademelerinde ve yurtdışı misyonlarda görev aldı. 2006'dan beri Almanya Federal Cumhuriyeti 'nin Ankara Büyükelçisi. ahlak anlayışlan da farklı olabilir. Ama yineliyo- rum. Bizleri birleştirecek olan ortak değerlerimiz- dir. Bu hem Avrupa hem AB için geçerlidir. -Avrupa İnsan Haklan Mahkemesi'nin (AİHM) türbanlı iki öğretmenin açtığı davayla ilgili kararım biliyoruz. AİHM AB'nin en üst yargı organı. AlHM'nin verdiği bu kararla aca- ba AKP Hükümeti'nin türbana üniversitelerde özgürlük için yaptığı anayasa değişikliği nasıl bağdaşır? - Bana göre ikisi ayn konu. AlHM'nin karannı basından izledim. İki öğretmenle ilgili karan, daha önceki (Leyla Şahin davası) karanna atıfta bulu- narak verdi. Mahkemenin Türkiye'deki türban ya- sağıyla ilgili yaptığı bir değerlendirme yok. AlHM'nin ilgi alanına giren, davacı kişinin in- san haklan açısından zarara uğrayıp uğramadığı- dır. Dolayısıyla daha önceki karannda bunun in- san haklanna aykırı olmadığına hükmettiği için bu seferki kararda sadece ona atıfta bulundu. - Almanya 'da bir skandalpatlak vermişti. Milli Görüş'e bağlı birtakım dini vakıfların, din adı al- tında Almanya'da yaşayan Tiirkleri milyonlarca Avro dolandırdığmdan haberiniz var mı? - Almanya'da büyük bir din özgürlüğü var. Farklı inançlardan farklı gruplar dini gereklerini yerine getiriyorlar. Örneğin Aleviler de büyük bir gruptur. Bütün bunlar Almanya'da anayasal koru- ma altındadır. Öte yandan yasal olmayan hayır amaçlı işler yasal takibe alınır. Yasadışı bulunan- lar cezalandırılır. Vizeyi kaldırma karan siyasi - PKK'nin AB ülkelerinde terör örgütii olarak kabul edildiğini biliyoruz. Ancak hâlâ PKK'nin bu ülkelerde birtakım siyasifaaliyetleri olduğu haberleri var. Buna nasıl göz yumulabiliyor? - Almanya İçişleri Bakanı Schauble Türkiye'yi ziyaretinde de söylemişti. Türkiye'de nasıl hâlâ PKK sempatizanlan varsa Almanya'da da var. De- mek ki bu ortak bir sorunumuz. Anıa terör konusu- nu sadece PKK'yle smırlamamak gerekiyor. Aynı zamanda sağ, sol, lslanıi terör de var. - Aylar önce tngiltere'dekibazı Türk vatandaş- larının açtıkları bir davada mahkeme, 1963 An- kara Antlaşması'ndan Türk vatandaşlarına ser- best dolaşım hakkı doğması gerektiğini belirtmiş- tl AB projesinde acaba neden Türk vatandaşları- nın insani hakkı olan serbest dolaşım hakkı göz ardı edilir? - Öncelikle vize uygulamasının insan haklan ih- lali olmadığını söylemeliyim. Ülkeler arasında işa- damlan, turistler ve öğıenciler için olsun dolaşım koşullannın dalıa kolaylaştınlmasını tabii ki istiyo- ruz. Büyükelçi olarak bu benim içtenlikle ilgi duy- duğum bir konu. Aynca şunu da belirtmem gerekir ki en çok Alman vizesini buradaki Almanya tenısil- cilikleri veriyor. lngiltere'deki davaya gelince. Biz bunu araştırdık ve münferit bir konu olduğunu öğ- rendik. Bunun tcmcl teşkil edecek bir yani olmadı- ğı tespit edildi. Ama AB Komisyonu'yla birlikte bu konu üzerinde çalışmalar yapılabilir. Türkiye'den AB ülkelerine yasadışı yollardan ginnek isteyen pek çok kişi var. Bunlann Türkiye'ye döndürülme- leri konusunda Türkiye'nin sıkı işbirliğine gereksi- nim duyuyoruz. - Türkiye 1963'ten beri kapıda beklerken Sır- bistan vatandaşlarına vizenin kaldırılması ne ka- dar hakça bir davranış olur? - Sırbistan'a ciddi olarak ağır koşullann uygu- landığı zamanlar da oldu. Ama şimdi durum farklı. Vize koşullannın kolaylaştınlması konusunda Bal- kan ülkelerinin kendilerinin de yapmaları gereken pek çok şey var. Biraz önce Türkiye ve AB Komis- yonu arasında birtakım işlerin yapılabileceğini söy- ledim. Ama bunun için de iki tarafın da yerine ge- tinnesi gereken çalışmalar bulunuyor. Bu konu, de- diğim gibi, AB Komisyonu'nun alanına giriyor. - Bu konuda siyasi bir karar mı gerekiyor? - Bu tabii ki siyasi bir karar. Ama bu Türkiye'yi şu kategoriye koyuyoruz anlamında siyasi bir karar değil. Bunun ortak bir çahşmayla yapılması gereki- yor. Schcngen vizesi sadece Almanya'ya özgü bir uygulama olmadığı için AB Komisyonu'nda cözül- mesi gereken bir konu. Bu da ancak Türkiye'yle birlikte çalışarak gerçekleştirilebilir. - Birlikte çalışma derken neyi kastediyorsunuz? - Örneğin güvenlik konusu, kaçak göçün durdu- nılması için almacak önlemler hepimizin yaranna olacaktır. Aramızda çok sıkı bir işbirliği olduğu için bu sorunlar çözülmelidir. Karan beklemekzorundayız - Siz AKP'ye kapatılma davası açılmasını na- sıl karşıladınız? Ayrıca bu davaya karşı özellikle AB 'de çok sert tepkiler gelirken AKP'nin selefi sayılan RP, FP kapatılırken cılız sesler çıkmış ama sert tepkiler gelmemişti. Ayrıca Anayasa Mahkemesi'nde DTP için de kapatılma davası var ve buna da çok önemli tepkiler gelmiyor. Neden? - RP ve FP kapatıldığı yıllarda ben Ankara'da büyükelçi olmadığım için bu konuda herhangi bir şey söylemem mümkün değil. Hep söylediğim gibi bizim için önemli olan ortak Avrupa değerle- ridir. Bunlar da demokrasi, hukuk devleti, din ve devlet işlerinin birbirinden aynlması, yani laik- liktir. Önemli olan Türkiye ve Almanya'nın bu değerlere sahip çıkmalandır ki çıkıyorlar. Ölçü bu değcrleri yerine getirmektir. DPT konusunda yanılıyorsunuz sanıyorum. Ben bunu doğru bul- madığımı söylemiştim. Ahmet Türk olsun, Ay- sel Tuğluk olsun, her seferinde DTP yöneticileri- ne terorizmden uzak durulması gerektiğini belir- miştim. Ama partinin yasaklanmasınııı da doğru bir yol olmadığını belirttim. Tabii ki mahkeme- nin ne yolda bir karar vereceğüıi beklememiz ge- rekeceİc. AKP konusunda da mahkemenin karan- nı beklemek durumundayız. Şimdiye kadar yaptı- ğımız, davamn açılış sürecindeki açıklamalardı. Ben Türkiye'deki bütün kurumlann biraz önce saymış olduğum değerleri esas alarak davrana- caklannı düşünüyorum. Türkiye'de neler olup bittiğine biz kayıtsız kalamayız. Türkiye dostu- muz olan bir ülke. Dostumuz olan bu ülkenin güçlü ve istikrarlı ohnasını diliyoruz. Bay La- gendijk da tıpkı benim gibi DTP konusunda gö- rüş bildirmişti. - Özellikle AB şahsiyetlerince AKP'ye kapat- ma davası "yargı darbesi" olarak nitelendi Bu garip deyim acaba ne anlama geliyor? - Ben bu sözün Batı basınından daha çok Türk basınında kullanıldığını gördüm. Özellikle de admı vernıek istemediğim bir gazetede bunu oku- dum. Dolayısıyla ben yargı darbesinin ne anlama geldiğini Türk basınma sormak zorundayım. - Lagendijk da yargı darbesinden söz etti... - Muhtemelen Türk basınından alıntı yaparak bundan söz etti. Çünkü bu Türk basınından gelen bir tabir. Tabii ki adalet çok önemli bir alan. Ül- kcyi de yöneten hükümettir. Buıada karşımıza erkler ayrılığı ilkesi çıkıyor. Böyle bir durumda darbe kelimesini kullanmak çok yanlıştır. Her erk kendi alanında, kendi gücü- ne sahiptir. Kendi alanında kalmak durumunda- dır. Hiçbiri birbirinin sorumluluk alanına gire- mez. Biz tabii ki Türkiye'nin hiçbir şekilde krize girmemesini istiyor ve umuyoruz. Bir kriz olu- şursa bile bunun demokratik yöntemlerle çözül- mesinden yanayız. Avrupa'da geçcrli olan değer- leri burada da görmek isteriz. 681İLER ÇAĞRISI 16 HAZİRAN 2008 SAAT: 10.00 "16 HAZİRAN'IN YILDÖNÜMÜNDE DİSK VE LİMTER-İŞ'Lİ EMEKÇİLERLE BİRLİKTE YAPILAN GREVİ DESTEKLEMEK İÇİN TUZLA TERSANELERİNDEYİZ. Yer: TERSANELER BÖLGESİ TUZLA GEMİ TERSANESİ ÖNÜ İletişim: 0532 325 85 90 - 0532 281 54 54 BİRLİĞI VAKFI BİRLİĞI VAKFI I ANMA Vakfumzın değerli üyesi, avcılık dünyasının sevgili ağabeyi Cumhuriyet gazetesinin ycri dolduralamamış "Rasgele" köşe yazan RAİF ERTEM ölümünün 8. yılında Terkos Gölü kıyısındaki Balaban Köyü'nde anılıyor. Anma töreni 16 Haziran 2008 Pazartesi günü öğleden sonra başlayacaktır. 68'liler ve tüm dostları davetlidir. İletişim: 0537 705 79 81-0535 737 15 49 TÜRKİYE ZIRAATCILAR DERNEGI GÖKOVA AKYAKA ZİRAATÇILAR OTELDE LİMON VE PORTAKAL AĞAÇLARIİLE BEZENMİŞ 6ÖK0VANIN KOYNUNDA, DOĞANIN TARİHLE BÜTÜNLEŞTİĞİ BİR ORTAMDA, BU ÜLKENİN ÇAĞDAŞ İNSANLARINI KENDİ EVLERİNDE AĞIRLAMAK İSTİYORUZ. "AKYAKA ŞİMDİ DAHA GÜZEL" SABAH KAHVALTISI +AKŞAM YEMEGİ+KONAKLAMA AÇIK BÜFE BİR KİŞİ 1 GÜN HAZİRAN EYLÜL 2008 AYLARI İÇİN 37YTL TEMMUZ AĞUSTOS AYLARI İÇİN 45 YTL'DİR NOT: ODALARIMEDA KÜMA, MİNİBAR, THfFON VE 24 SAAT SICAK SU MEVCUTTUR BİLGİ VE REZERVASYON TÜRKİYE ZİRAATÇILAR DERNEĞİ TAŞKENT CAD. 7 / 6 BAHÇELİEVLER / ANKARA TEL: (0312) 213 94 17 213 84 35 FAKS: (0312) 213 22 52 ZİRAATÇILAR OTEL AKYAKA TEL: (0252) 243 44 02 FAKS: (0252) 243 59 90 TAM PANSIYON AÇIK BUFE KİSİ BASI Haziran 40 YTL Temmuz - Ağustos 55 YTL. Eylül 40 YTL Cumhuriyet okurlarına özel %10 indirim. Gazeteniz hersabah kahvaltı masanızda. 0-6 Yaş Ücretsiz 6-12 Yaş %5O indirimli. Odalarımızda; Klima, Tv uydu yayını, 24 saat sıcak su, kablosuz internet mevcuttur. Otelimiz denize 75 m. mesafededir. Tel : 0252.532 28 44 Fax : 0252.532 28 43 GSM : 0532.650 68 68 0542.609 98 98 0505.535 70 95 www.oteldenizyildizi.net TOPÇUOGLU EVDEN EVE NAKLİYAT Tel: 0216.3«014 51-386 35 56 Ehliyetimi kaybettim. Hükümsüzdür. GûnayKARAÇAM Fidan Dikim Hattı Tel: 0212 284 80 00 T. Iş Bankası Levent Şb. 822350 www.tema.org.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle