30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 14 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ 8 HABERLERIN DEVAMI T U R K I Y E Istanbul Edirne Kocaeli Çanakkale Izmir Manisa Aydın Denizli B Y B B PB PB PB PB 27 27 31 28 29 30 31 32 Sinop B 26 Adana PB 32 Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas B B B Y Y B Y 28 27 27 30 29 29 25 Zonguldak B 27 Antalya PB 32 Kars 0Açık f**\ Parçalı bulutlu Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van PB B B B B PB PB 29 34 36 32 32 26 23 Yurdun kuzey ve iç ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, Batı ve Orta Ka- radeniz'in iç kesimleri ile İç Anadolu'nun kuzey- dogusu sağanak ve gök gürültülü sağanak ya- ğışlı diğer yerler az bu- lutlu ve açtk geçecek. Hava sıcaklığı iç ve do- ğu bölgelerde 2-4 dere- ce artacak, kuzey, batı kesimlerde ise 2-4 de~ rece azalacak. DIS MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm I ondra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Y Y Y Y Y Y Y Y 16 16 19 17 16 15 18 17 Berlin 19 Münih Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Soyfa Roma Atina Y B B Y Y Y B 26 30 20 26 21 25 29 21 Zürih Y 19 Şam Moskova Aşkabat Astana Taşkent Bakû Bişkek Tiflis Kahire Y A PB A B A B A 24 33 28 42 24 36 30 35 t Çok bulutlu Yaömurtu «"*" -^flU' Sulukar , Gök gürültülü G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafı 1. Sayfada ba gösteren bugünkü siyasal kadrolar yeni bir adla yoilarına devam edebilirler. Evet ama, Milli Nizam'dan MSP'ye, oradan Refah'a ve sonra Saadet Partisi'ne dek oluşan gerici zincir, AKP'nin kapatılmasıyla laiklik önünde bir kez daha yenilgiye uğramış olmayacak mı? Gazetecilerle Dubrovnik'te könuşurken üstünü kapamaya gayret etmesine karşın söylemleriyle AKP'yi Çankaya'ya taşıdığını kanıtlıyor. RTE son grup toplantısında neler söylediyse, dersine iyi çalışan bir öğrenci gibi, Çankaya'daki AKP'li de aynı görüşleri değişik bir üslup içinde yineliyor. RTE türban yasağını delmeye çalışan anayasa de- ğişikliğini iptal eden Yüksek Mahkeme'nin karar gerekçesinin bir an önce açıklanmasını istiyor. Çankaya'daki de "öncelikle Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesinin görülmesi gerektiğini" söylüyor. RTE, Anayasa Mahkemesi'nin görev sınırını aştı- ğını ve davayı şeklen inceleyeceği yerde esasa girerek yeni bir anayasa hükmü yarattığını öne sürüyor. Çankaya'daki RTE'nin bu kanısına "Anayasada, anayasa nasıl değiştirilir, bunun kurallan, usulleriya- zılı" diyerek katılıyor. Yok bunların birbirinden farkı, yukarıdaki aşağıdaki kan kırmızı AKP'li ve dinci bir partinin son halkası. ••• RTE de, Çankaya'daki AKP'li de gerekçenin ya- yımlanmasını bekliyor. Görünen köy kılavuz istemez; AKP kadrolan ge- rekçedeki hukuksal ve mantıksız nedenlerin hiçbiri- ni kabul etmeyecek ve yeni bir kampanya ile Anayasa Mahkemesi'ni karalamaya devam edecek. Ne yapsam yeridir ve gereklidir diye düşünen bir kafadan başka türlü hareket beklenir mi? Gerekçeyi bir an önce görmeyi istemelerinin bir ne- deni olmalı. AKP gerekçeyle birlikte yeni bir bunalıma, gergin- liğe yol açacak kimi öneriler ortaya koyabilir. Anayasa Mahkemesi'nin görev sınırını daraltmaya... kapatma davasını etkilemeyi içeren kimi yeni girişimlere baş- vurabilir. AKP (RTE) kafasıyla her şey olanaklıdır ve Çanka- ya'dan Başbakanlık a uzanan aynı çizgide buluşan- lar, yasamayı, yargıyı zorlayacak kimi önlemleri kur- gulayabilirler. ••• Son araştırmaların birinde (Amerikan The Interna- tional Republican Institute) bu pazar seçim yapılsa AKP'nin alacağı oyu yüzde 35.3 gösteriyor. 22 Temmuz'da yüzde 47 ve... on ay sonra yüzde 35! RTE'nin başarıdan başarıya koştuğunu ilan ettiği AKP iktidarı on ay içinde yüzde 12 erimiş. Bu, RTE açısından müthiş bir başarı ve bir rekor! Daha gerilere, yüzde 30'lann altına düşmesi temenni edilir ve fakat aynı zamanda bu sonuç bile kuşkusuz laik Cumhuriyet adına, toplum adına sevindirici bir ge- lişmedir. AKP oylanndaki geriye kayışa şaşmamak gerek. Bu memlekette enflasyon yine başını kaldırırsa, bu memlekette bir başbakan sürekli rejimsel bunalım- lar yaratan girişimlerde bulunursa, çiftçisi köylüsü, kentlisi, memuru yaşam sıkıntısı içinde yaşıyor ve her gün daha düşük düzeye kayıyorsa, tarikat, cemaat saltanatına bir de Sünni-Alevi ayrımı ekliyorsa... o memlekette böyle bir iktidarın işbaşında kalması za- ten eşyanın tabiatına aykırıdır ve bir an önce yöne- timden def olup gitmelidir. 14 Mart'ı çalkantıların başlangıç günü ilan eden Çankaya'daki AKP'li, herhalde AKP ilk seçimde tek başına iktidar olamazsa, hiç kuşkusuz o günü ma- tem günü ilan edecektir. Öteki Dünya Diktatoryası İllıaıı tREM • Baştarafı 2. Sayfada dönüştürenler...Sergilerden kaldınlan 'nü' resim- ler... Dünya tarihinin en onurlu özgürlük savaşını ve aydınlanma devrimini görmezden gelip,fetih kutla- malanna kilitlenenler... Kabadayılann arapsaçma döndürdüğü gündem... Emperyalistlere peşkeş çekilen, dağlar, kıyılar, ta- rih... Cehaletin ve ahlaksızhklann tavan yaptığı bu gü- zelim ülke, Takunya Cumhuriyeti'ne dönüşmüştür. Daha da kötüsü, gözler loşluğa ahşmış, tepki ölmüştür... Yeryüzü, değişikfrekaııslarda,tapon an- layışlann ve küresel ortaçağ oyuncularauıı eline gcç- miştir. Yaşatılmak istenen, softalann çıkarları için uydurduğu, Öteki Dünya Diktatoryasrdır. Biçare- lerden çağdaş bir gelecek kurmalannı beklemek ya- nılgılann en büyüğüdür. Dünya, bu külüstür sistemi atraosferindcn atnıa- lıdır.lnsan, güzelliklerle güzelleşen, kendi ışığı ile ay- dmlanan, sevgiyle sevgi çoğaltabilen... Yanlışa düştüğü kadar, doğrayu da anlayabilen, ke- netlenen, dönüşebilen bir Tann zerresi... Aydınlık yürekli canlann ülkeleri için yaşadıkla- nüzüntübiryana... Kâinat, bu gezegendeki karaltılan derinden his- setmektedir. Açılan sayfa, içinde yaşayanlarca ye- niden mavileşmezse, yırtılır. Işıkve sevgiyle... Ortadogu danışmanlığına Hürmüzlü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Cumhur- başkanı Abdullah Gül, Ortadogu bölgesi ve ülke- leriyle ilgili danışmanlığına Irak Türkmenlerin- den Erşat Hürmüzlü'yü atadı. Cumhurbaşkanlığı Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, 1943 yılmda Kerkük'te doğan Hürmüzlü, Bağdat Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden mezun oldu, aynca işletmecilik diploması aldı. Hürmüzlü'nün muhtelif gazete ve dergilerde Ortadogu bölgesi üzerine araştırma ve makaleleri yayımlandı. Anayasa Mahkemesi, süren davalarla ilgili yapılan açıklama ve yayınlara tepki gösterdi Savcılara görev çağmsı ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkemesi, türban karan nedeniyle başta AKP olmak üzere çeşitli ke- simlerden gelen sözlü saldınla- ra sert yanıt verdi. Yüksek nıah- keme, kararlanna karşı "insani ve ahlaki hiçbir değer tanı- madan pervasızca yapılan eleştiri ve açıklamaları" kı- nadı. Siyasal sorunlarda yargının çözüme zorunlu bırakılmasının çağdaş dünyada tercih edileme- yeceğine işaret eden mahkeme, "Görülmekte olan davalar hakkında yapılan ve söyle- nenlerin Türk Ceza Yasası kapsamında suç olduğu açık ve belli iken bu konuda yetld- li ve sorumlu olanların hare- ketsiz kalması düşündürücü- dür" açıklamasını yaptı. 'Vicdani kanaat esas' Açıklamanın tam metni şöyle: "Anayasa Mahkemesi'nde görülen ve görülmekte olan davalar hakkında, yazılı ve görsel basın yanında çeşitli ku- rum ve kuruluşlarca son gün- lerde yapılan açıklama, haber, yorum, açık oturum ve köşe ya- zılarında bilimsel bakış ya da eleştiri sınırları içerisinde asla değerlendirilmeyecek şekilde Anayasa Mahkemesi başkanı ve üyeleri hakkında yapılan yayımlar nedeniyle aşağıdaki açıklamanın yapüması zorun- lu hale gelmiştir. Türkiye Cumhuriyeti Ana- yasa Mahkemesi kendisine ya- pılan başvurularda her türlü si- yasi düşüncenin ve çekişme- nin dışında kalarak anayasa ve yasalarda belirtilen hukukun üstünlüğüne dayalı tam bir ba- ğımsızhk ve tarafsızlık içinde vicdani kanaatlerine göre karar vermektedir. Anayasanın 6. maddesinde egemenliğin ka- yıtsız şartsız milletin olduğu, Türk milletinin egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara PASTAN1N KESİLMESİNEİZİN VERMEDlLER - MuğkTda Dumlupınar llköğretim Okulu'nda düzenlenen karne töreninde, üzerinde "Atatürk ve Türk bayrağı" fotoğraflarımn yer aldığı pas- tanın kesilmesine öğrenciler "Atatürk'e dokunmayın" sözleri ile karşı çıkarak izin vermedi. Kitaplarda Cumhuriyettarihi yerini Osmanlılıkvurgusunabırakıyor Atatürk'ü 'öğretmiyorlar' ZEYNEP ŞAHİN ANKARA - AKP'nin ders kitaplan ve müfre- datta "adım adım yaptığı değişiklikler", eğitim sistemini giderek ulusal bilinçten ve bilimsellik- ten uzaklaştırıp dinciliğe teslim ediyor. Ata- türk'ü tanımayan, Cumhuriyet tarihini bilmeyen nesiller yetiştirilirken, ders kitaplannın içeriği Damat Ferit'i, Araplan, Osmanlı'yı olumlayacak şekilde değiştirildi. Diğer taraftan ise "zincirin di- ğer halkaları tamamlanarak" ulusal bayramlar "kutlama yerine geçiştiriliyor", okullarda mes- citler açıhyor, derslerde cami maiketi yapılıyor. Okullarda, Cumhuriyet tarihinden ziyade Os- manhlık vurgusu giderek hâkim olurken, birçok so- mut örnek bunlan kanıtlıyor. En önemli değişim devrim tarihinin anlaülmasında görülüyor. Lise son sınıflarda okutulan Inkılap Tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında, değiştirilen anlatımlardan bazı ör- nekler şöyle: - "Damat Ferit, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının vatan haini olduklnrım. padişah ve halifeye başkaldırdıklannı, bu davranışlann dinsizlik olduğunu ileri sürerek geniş halk yı- ğınlarını etkilemeyc çahşmıştır" yerine, "Ön- celikle TBMM'yi toplatmamak için Damat Ferit Paşa tngilizlerin baskısıyla Şeyhülislam Dürrizade Efendi'den 10 Nisan 1920'de bir fet- va aldı. Bu fetva ile Mustafa Kemal ve arka- daşlarını vatan haini ilan etmiş; Anadolu'dan başlayan MiUi Mücadele'yi Osmanh devleti ve padişaha karşı bir isyan olarak göstermiş, hal- kı ayaklanmaya çağırmıştı." - Kitaptan, "Genç subaylar, öğretmenler, yö- neticiler şehit ediliyordu" cümlesi, Delibaş Meh- met tsyanı, Lozan Antlaşması'nın başansı, hilafetin kaldınlmasınm önemi, Şeyh Sait'in tarikat lideri olduğu gibi konu ve ifadeler çıkanldı. - "23 Nisan 1920'de TBMM'nin açılmasıyla yeni Türk devleti kurulmuştu. Bu yeni devle- tiıı kurulmasında ve Milli Mücadele'nin kaza- nılmasında Osmanh saltanatının etkin bir ro- lü olmamıştır" denerek, öğrencilere, Kurtuluş Sa- vaşı'nın başansında saltanatın rolü olduğu ancak etkin olmadığı anlatıhyor. Okullarda dini vurgu yaygınlaşıyor Devrim tarihinin anlatılmasındaki bu dikkat çe- kici dönüşümü adeta "tamamlayıcı" nitelik taşı- yan eğitimde dinci vurgu ise giderek yaygınlaşı- yor. Anadolu ve öğretmen liseleri de dahil olmak üzere eğitim kurumlannda birbiri ardına mescit açı- hyor ve kullanılıyor. Ulusal bayramlar için "ge- çiştirme kutlamalar" hazırlanırken, öğrenciler ulus için önemli günleri kavramaktan, özümsemekten uzaklaşıyor. llköğretim sosyal bilgiler dersi müf- redah ise "Osmanh Tarihi" dersi içeriğine bü- rünürken, çocuklar Cumlıuriyet tarihi yerine Os- manh tarihi ağırlıklı bir eğitim alıyor, Islam bil- ginlerini öğreniyor.Diğer yanda ise sınıflarda ya da okullarda "dini köşeler" hazırlanıyor, j göre yetkili organları eliyle kullanacağı ve 9. maddesinde ise yargı yetkisinin Türk milleli adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı izahtan vareste- dir. Mahkememiz belirtilen bu sınırlar çerçevesinde yetkisini kullanarak büyük bir özveri içinde görevini yerine getir- meye çahşmaktadır. 'Sınır tanımadan saldırı' Esasen toplumu ilgilendiren önemli siyasal sorunlar hak- kında ilgili ve yetkili organlar- ca demokratik bir ortamda çö- züm aranması, demokratik parlamenter sürece daha uygun iken yargı organlarmca çözü- me zorunlu bırakılması çağdaş dünyada hiç arzu edilmeyen bir tercihtir. Bu sonuca rağmen mahkememiz görevini yerine getirmekte bir an olsun tered- düt göstermemiştir. Çağdaş demokrasilerde tüm kurumların yetki ve sorumlu- lukları belirlenmiş olup bun- ların birbirleriyle rekabet içe- risinde ve husumet güdüleriy- le çahşmaları arzu edilmediği gibi kabul de edilemez. Verilen kararlar bilimsel ve hukuksal düzeyde elbette eleştirilebüir. Ancak mahkememizin man- evi şahsiyeti, başkan ve üyele- rin de özel hayatları dahil her türlü değerlerin hiçbir sınır tanımadan saldınya uğraması, mahkeme mensuplarının hedef gösterilmesi, devam etmekte olan davaların sonuçları hak- kında senaryolar üretilerek mahkemenin etki altma ahnma girişimleri eleştiri olarak nite- lendirilemez. 'Yasada suç oldu«u açık' Mahkemenin bu görevini ye- rine getirirken verdiği karar- lara karşı insani ve ahlaki hiç- bir değer tanımadan pervasız- ca yapılan eleştiri ve açıkla- maları kımyoruz. Görülmekte olan davalar hakkında yapılan ve söylenenlerin Türk Ceza Kanunu kapsamında suç ol- duğu açık ve belli iken bu ko- nuda yetkili ve sorumlu olan- ların hareketsiz kalması dü- şündürücüdür. Mahkeme ka- rarlanna ilişkin görüş ve eleş- tiri açıklama hakkını kulla- nan tüm kurum, kuruluş basın ve yayın organları ile bireyle- rin bu hakkını kullamrken if- tira ve şiddete dayanmayan, toplumun kin ve nefret duy- gularını tahrik etmeyen so- rumlu, düzeyli ve hukuka say- gılı davranmaları toplumsal barışın vazgeçilmez koşulu- dur. Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi geçmişte olduğu gibi bundan sonra da tam bir bağımsızhk ve taraf- sızlık içinde, Türk milleti adı- na karar veren ve yüksek yar- gı organına yakışır şekilde vic- dani kanaatine göre davrana- cak, anayasa ve hukuk devleti ilkeleri doğrultusunda çalış- malarını sürdürmeye devam edecektir. Mahkeme heyetinin bu duygu ve düşünceleri ka- muoyunun bilgisine saygı ile su- nulur." Anayasa Mahkemesi'nin türban düzenlemesinin yürürlüğünü durdurma karan yayınlandı karan sonuçsuz kalınaıııalı' ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Anayasa Mahkeme- si'nin, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasuıa ilişkin ana- yasa değişikliğinin yürürlüğünün oybirliğiyle durdurulması kara- n dünkü Resmi Gazete'de ya- yımlandı. Karar, yasanın uygu- lanmasından doğacak sonradan giderilmesi güç veya olanaksız durumlann önlenmesi ve iptal karannın sonuçsuz kalmaması gerekçesine dayandınldı. CHP ve DSP milletvekilleri ile Tunccli Bağımsız Milletve- kili Kamer Genç, türbanın üni- versitelerde serbest bırakılma- sına ilişkin anayasa değişikli- ğinin "iptali veya yok hük- münde kabul edilmesi ve yü- rürlüğünün durdurulması" istemiyle dava açmıştı. Yüksek mahkeme, anayasanın 10. ve 42. maddelerinde yapılan değişik- likleri, laiklik ilkesini de içeren 2., değiştirilmesi teklif dahi edi- lemeyecek hükümleri ile 4. ve Anayasa Mahkemesi'nin gö- revlerini düzenleyen 148. mad- desi uyannca iptal etmiş ve yü- rürlüğünü durdurmuştu. Yürür- lüğün durdurulmasına ilişkin karar dünkü Resmi Gazete'de yayımlandı. Kararda, yasanın Anayasa Mahkemesi'nin 5 Haziran 2008 tarihli karanyla iptal edildiği belirtilerek "Bu kanunun uy- gulanmasından doğacak son- radan giderilmesi güç veya olanaksız durum ve zararların önlenmesi ve iptal karannın sonuçsuz kalmaması için ka- rarın Resmi Gazete'de ya- yımlanacağı güne kadar yü- rürlüğünün durdurulmasına" oybirliğiyle karar verildiği be- lirtildi. Türbana ilişkin anayasa deği- şikliğinin iptal karan 2'ye karşı 9 üyenin oyuyla alınırken yü- rürlüğü durdurma karannın oy- birliğiyle verihnesi dikkat çekti. Mahkeme öncelikle iptal karannı verdi, ardından da yürürlüğü durdurmaya hükmetti. Iptalden sonraki yürürlüğü durdurma ka- ran Başkan Haşim Kıhç ve üye Sacit Adalı'mn da desteğiyle oy- birliğiyle altndı. GUNDEM MUSTAFA BALBAY • Baştarafı 1. Sayfada nemesine girişmişti. 2007 Kasım sonunda AKP'pin şu açılımları ya- pacağı duyurulmuştu: 1 - Cem evleri ibadethane s:atüsünde olacak. kendilerini kandırmaya yönelih bir dille eleştirmişti. Çamuroğlu 2- Gül'ün himayesinde bir Z^levi enstitüsü ku- rulacak. 3- Alevi Islamının din hizme^leri kurumlaştırıla- cak. 4- Alevi dedelerine maaş bağlanacak. Bu önerilerin samimi olmacMjını, yapılanın Alevi açılımı değil, Alevileri AKP safl ırına çekme girişi- mi olduğunu vurguladığımızdii Çamuroğlu fena halde sinirlenmişti. Kimi köklü ıMevi kuruluşları da bu girişimleri ağır eleştirilere şu kar- şılığı vermişti: "Onlar problemlerin sürmes'ni ister. Rant elde ediyorlar. Alevilik konusunda acınacak haldeler. Oyuncaklannı ellerinden alıyoruz. Ondan telaşla- nıyorlar." Aradan 7 ay geçti, anlaşılan kçılım; sadece Ça- muroğlu'nun gözünü yumup Jiğzını açmasından ibaretmiş! • • • Hafta ortasında okuduk ki, (fcamuroğlu Başba- kan katına çıkmış. Bugüne kadar verilen sözlerin hiçbirinin tutulmadığını anlatnıış. Ardından Baş- bakanlık Dantşmanlığı'ndan i: tifasını vermiş. Başbakan istifayı durdurmak istemiş ama, Ça- muroğlu kararlı bir şekilde, ge(ri adım atmayaca- ğını söylemiş. Bunun üzerine biz de arşivi karıştırıp arkadaşı- mızın 2007 sonunda hangi vaatleri müjdelediği- ni çıkardık... özeti yukarıda alrtardık... O açılımlardan hangisi gerçskleşti? Hiçbiri... Bu zaman dilimi içinde AKP özellikle din adına ne yaptı? Türban tartışması başlattı pa'ya şikâyet etti... Gazetecilikte "daha önce dbmiştik" ifadesi iti- cidir ama, işin bu noktaya gelîceğini görmemek için insanın gözünü vekillik biirümüş olması ge- rekirdi! Çamuroğlu, AKP'nin Alevileıfle ilgili hiçbir açılım yapamayacağını düşünüyor. Ar cak trenden inmeyi düşünmüyor! Yani AKP'de kalacak... Karan elbette kendisi verir âma, durumu şu: Türkiye'yi Avru- Trenin kendi istediği yöne g tmediğini görüyor, biliyor, ilan ediyor... Ve trende kalma karan alıyor! Durum daha çok Aziz Nesin'lik • • • Alevi açılımının tümüyle düimece olmasından yola çıkıp, AKP projesinin dur jmuna baktığımız- da ortaya şu çıkıyor: Proje iflas etti... Daha önce sola bulaşmış biıjkaç kişiyi vitrine çı- kardılar; sola açılım olmadı... AB katlarında kabul görenleri listelerine aldılar; AB treni usul usul geri gitmeye başladı... Merkez sağın önde gelenlerin içlerinde eritip tüm sağın sahibi olmak istediler; ancak ANAVATAN ve DP'nin "Bizden hiçbir şey olrraz" diyen duruşla- rı sayesinde başarı sağlayabildiler. Seçenek bul- sa, merkez sağ seçmen AKP'ıpen elini çekecek... Türbansız kadınları Meclis'e taşıyıp onian da kul- lanarak türban açılımı yapmak istediler; olmadı... Sandık gücünü kullanıp devlet kurumlarını tü- müyle sindirme harekâtına giriştiler; dün Anaya- sa Mahkemesi'nin açıklamasında da olduğu gibi bu kurumları tümüyle karşılarlna aldılar... Bu aşamadan sonra AKP n3 yapacak? Köşeye sıkışan bir kedinin yaptığını... Rastgele saldıracak! [email protected] CHP'DEN SORU ÖÎJERGESt 'Koyıp tıilyon * Meclis'e taşındı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Konya Milletvekili Atilla Kart, Cumhurbaşka- nı Abdullah Gül'ü de kapsaj'an "kayıp trilyon" dosyasının yaklaşık 6 ay Adalet Bakanlığı'nda bekletilmesini Meclis güncemine taşıdı. Kart, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'e, dosyanın "kimin talimatıyla, ne anıaçla gizlendiğini, dosyanın cumhurbaşkanıııı korumak için mi sümenaltı edildiği"ni sordu. Kart, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in ya- nıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı'na sun- duğu soru önergesinde, Adal< t Bakanhğı'nın, An- kara Cumhuriyet Başsavcıl ğı'nın 7 Ocak tari- hinde gönderdiği kayıp trilyon dosyasını, 12 Ha- ziran'a kadar beklettiğine dikkat çekti. Dosya- nm bu dönemde, Başbakanlık ya da Adalet Ba- kanlığı'nda olduğunun anlaşıldığını ifade eden Kart, "Türkiye Cumhuriyeti yönetimi adına ibret verici bir süreç yaşanmıştır. Siyasi ikti- darın nelere tenezzül edebileceğini gösteren bir vahim olay söz konusudur" dedi. 'Bakanhk sümenaltı edemedi Atilla Kart, bakanlığın, Mart'ta verdiği soru önerge ğına da işaret ederek, "Bug kalan ve bu şekilde keyfi dosyayla ilgili 24 sinin yanıtlanmadı- üne kadar suskun iavranışla sorum- suzluk örneği gösteren Adalet Bakanhğı, ola- yın tarafımızdan ısrarla t na mal olması karşısında sümenaltı edememiştir" d kibi ve kamuoyu- osyayı daha fazla ye konuştu.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle