29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 HAZİRAN 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA HABERLER ö K.ULTUR K O L E J İ "Kalem yazma aracı değil, düşünme aracıdır." Türkçe - 7 - Açıklama Bu tür çalışmalarla hem bildiklerimizi gelen (D, Y, B) imcelerinden birini yaz-pekiştirmiş, unuttuklarımızı anımsamış, hem de bilmediklerimizi öğrenmiş olacağız. Bu çalışmanın amacı sınav değil öğretimdir. Bir insanın kendi kendini denetlemesi kadar yararlı bir değerlendirme yoktur. Eğitimde bu tür çalışmalara "Öğrenirken ölçen, ölçerken öğreten yöntem." denir. Aşağıda, bir soru köküne dayalı yargılardan kimileri doğru, kimileri yanlıştır. Alıştırmayı okuyunca soru kökündeki yargının sonundaki ayraç içine arak yanıtlayın. (D), soru kökünde verilen yargının doğruluğunu; (Y) yargının yanlış olduğunu gösterir. Bölümceden soru kökündeki yargının doğruluğu, yanlışlığı hakkında kesin karar veremediğiniz du- rumlarda da alıştırmayı bilmiyorum anlamına gelen (B) imcesiyle yanıtla- mayın. Bir kişinin bilmediğini bilmesi, doğruya giden yolu bulabileceğini gös- terir. Ayrıca alıştırmanın doğruluğuna, yanlışlığına ilişkin yanıtınızı defterinize kesinlikle kısaca yazın. Kalem yazma "doğru, yanlış, bilmiyorum anlamına aracı olmaktan çok düşünme aracıdır. ürkçe- 7 sevinciyle bağınyorlar, küçükler yüriimekte olduğu gibi, şarkı söylemekte de geri kalıyorlar, eğlenceli bir kanşıklık oluyordu. Tabur sokaklardan geçerken pencereler kapanıyor, kadın başlan sarkıyor, dükkânlardan satıcılar çıkıyordu." 11. Bu bölümcedc öğrencilcrin bayram yerindcn dönüşleri anlatılıyor. ( ) 12. Bölümcenin birinci tümcesinde geçen "diiçüldii" sözcüğünün yerine "girildi" sözcüğü koııabilir. ı. "O sabah, anaokulunun bahçesinde olağanüstü bir ivecenlik (telâş) ve canlıhk vardı. Öğrenci Bayramı günüydü. İlk ve ortaokul öğrencileri küme kiime marşlar söyleyerek sokaklardan geçiyor, kentin uzak eğlence yerlerine gidiyorlardı. En ihtiyar öğrencisi altı yaşında olan bu anaokulunun o kadar uzaklara götürülınesine olanak yoktu. Onlar bayramlannı -kendi minimini ve paytak adımlanyla- yinni dakika çeken bir dere kenannda yapacaklardı." 1. "O sabah anaokulunun bahçesinde büyük bir canlıhk varmış." tömcesi, "bayram gibi" sözcüklcriyle tamamlanabilir. ( ) 2. İlk ve ortaokul öğrencileri bayram yerine gidiyorlar. ( ) 3. Öğrenciler okul bahçesinde marşlar söylüyorlar. ( ) 4. Bölümcenin dördüncü tümcesinde geçen "ihtiyar" sözcüğünün yerine "yaşlı" sözcüğü konabilir. ( ) 5. Bölümcenin son tümcesindeki "onlar" adıhnın yerine "ilk vc ortaokul öğrencileri" sözcûkleri konabilir. ( ) II. "Bahçe renk renk elbiselerle canlı bir çiçek dönınüşrü. Erkek çocuklar yeni potinlerini siliyor, kızlar birbirlerinin saçlarını düzeltiyor, çözülmüş kuşaklannı bağlıyor, düğmelerini ilikliyorlardı. Altı yaşında var yok bir kız, merdivenin basamağına otunnuş, dört yaşuıdaki bir öksüz arkadaşının gömleğindeki söküğii dikmeye çahşıyordu. 6. Bölümcenin ilk tümcesindeki boşluğa "bahçesine" sözcüğü konabilir. ( ) 7. Bölümcenin son tümcesinde bütün çocukların büyük bir bayram hazırlığı içinde olduklan anlaşıhyor. ( ) 8. Bölümcenin son tümcesindeki iki sözcük "kesin olmayan" anlamında kullanılmış. ( ) 9. Bu bölümcede sevincin, neşenin yanında yardımseverlik anlamı da var. ( ) 10. Bu bölümceden şu dört görüş çıkarılabilir: 1. bayram scvinci; 2. bayram hazırlığı; 3. yardımlaşma, 4. üzüntü. ( ) III. "Sonunda hazırlık bitti, topluca yola düşüldii. Bir elleriyle taburda arkadaşlarının ellerini tutuyorlar, ötekileriyle de renkli paketler, küçücük sepetler içinde yiyeceklerini, oyuncaklarını taşıyorlardı. Sokaklarda fazla gürültü olmasın ve düzen bozulmasm diye öğretmenler çocuklara marş söyletmeye başlamışlardı. Büyükler, gö'ğüslerinin bütün kuvveti, kalplerinin bütün 13. Bölümcenin ikinci tümcesinde geçen "clleriylc" sözcüğüyle aynı anlanıa gelen iki sözcük daha kullanılmış. ( ) 14. Küçük öğrcnciler, iki bakımdan büyüklerden ayrılıyorlar. ( ) 15. Bölümcenin son tümcesinde bir sözcük yerinde kullanılniamış, o sözcüğün yerinde tanı tersi anlamında bir sözcük kullanılmalıydı. ( ) YANITLAR 1. (D) Doğru. Gerçekten burası bugün bir bayram yerine benzetilebilir. 2. (Y) Kentin uzak eğlence yerlerine gidfyorlar. 3. (Y) Marşlar okul bahçesinde değil, sokaklarda söyleniyor. 4. (D) Yaşlı ihtiyar sözcûkleri aynı anlama gelir. 5. (Y) Konamaz, çünkii "onlar" burada anaokulu öğrencilerinin yerine kullanılmış. (D) Bu lu'mcedeki boşluğa "bahçesine " sözcüğü konabilir. (Y) Yanlış, bütün çocukların bayram hazırlığı içinde olduklarmı son tümceden değil, ikinci tümceden anhyoruz. 8. (D) Bu tümcedeki "varyok" sözcûkleri kesin olmayan anlamında kullanılmıştır. 9. (D) Doğru, bunu son tümceden anhyoruz. 10. (Y) Bu bölümceden ilk üç görüş çıkarılabilir, "üzüntü" çıkarılamaz. 11. (Y) Bayram yerinden dönüşleri değil, bayram yerine gidişleri anlatılıyor. 12. (D) Düşüldii sözcüğü ile girildi sözcüğü bu tümcede aynı anlama geldikleri için konabilir. 13. (Y) İki sözcük değil, "elleriyle" sözcüğüyle aynı anlama gelen sadece bir sözcük, "ötekileriyle " sözcüğü kullanılmış. 14. (D) Küçükler, büyüklerden yüriimekte de, şarkı söylemekte deyeterince beceri gösteremiyorlar. 15. (D) Son tümcedeki "kapanıyor" sözcüğünün yerine "açılıyor" sözcüğü kullanılmalıydı. b. 7. [email protected] ÎKEK İSTANBUL KÜLTÜR EĞİTİM KURUMLARI Alevi örgütleri, Erdoğan 'ın danışmanhğından istifasını 'Malumun ilanı' olarak değerlendirdi 'Çamuroğlu kullanıldı'ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP'nin "sözde Alevi açılımı"nm öncüsü Reha Çamuroğlu'nun, açılı- mın sonuçsıız kaldığını belirterek Baş- bakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da- nışmanhğından istifa etmesi, Alevi örgütlerince "Malumun ilanı" olarak değerlendirildi. Çamuroğlu'nun "AKP tarafından kullanıldı- ğını" belirten Alevi ör- gütleri temsilcileri, "Re- ha Çamuroğlu, AKP'ye gitmekle, Alevi toplu- mundaki kredisini bi- tirdi. Bundan sonra ya- pacağı, düşkünler oca- «ıııııı kapısını çalmak olur" dedi. Alevi toplu- munun önde gelen kuru- luşlannın başkanlannın konuyla ilgili yorumlan şöyle: gitti oradaki iklimi gördü... Aslında en başından beri beyhude bir çabaydı, bu- nu anladı. Ama Reha gibi birikimli bir arkadaşımızın ne olacağını çok daha önceden görmesi gerekiyordu. Şimdi bu Alevi açılımı iflas etti. Zaten en ba- şrndan beri iflas edeceği de belliydi. Ya- şananlar, hem Reha hem AKP hem de Aleviler açısından önemli bir deneyim ol- du. Bu yollar, çıkmaz yollar görüldü... Bun- dan sonra Reha'nın ya- pacağı da, eğer yolu dü- şerse, bizim bazı ocak- lanmız vardır, bunlardan "düşkünler ocağı"nın kapısını çalmak olur. i A KP'DEN MALEVILERE HAYıR GELME2' FEVZİ CÜMÜŞ (Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkam): Biz baştan beri AKP'nin sa- mimi olmadığını, onlann inanç özgürlüğünün tür- banla sınırlı olduğunu söyledik. Reha Çamu- roğlu aracıhğıyla, Alevi- leri AKP'ye devşirmek istediler, ama işe yara- madı. Gelinen nokta ma- lumun ilanı. AKP'den Alevilere hayır gelmez. Reha Çamuroğlu, AKP'ye gitmekle, Alevi toplumundaki ve Alevi örgütlenmesindeki kre- disini bitirdi. Pişmanlığı ya da istifası, bu kredile- ri ona tekrar vermez. • Alevi örgütleri Re- ha Çamuroğlu'nun, Başbakan Erdo- ğan 'ın danışmanh- ğından istifa etmesi- ni 'Malumun ilanı" olarak değerlendirdi AKP'nin 'sözde açılı- mının, sonuçsuz kal- dığını belirten Alevi örgütleri, "Reha Ça- muroğlu, AKP tara- fından kullanıldı. AKP'ye gitmekle, Al- evi toplumundaki kredisini bitirdl Bundan sonra yapa- cağı, düşkünler oca- ğının kapısını çal- mak olur" dedi. £ AÇILIMI İFLAS ETTİ' ALİ BALKIZ (Alevi Bektaşi Fede- rasyonu Başkam) : Reha Çamuroğlu, «DİATETMEYİ DÖĞRENİR' ERCAN CEÇMEZ (HacıBektaş VeliAna- dolu Kültür Vakfı Baş- kam) : Reha Çamuroğ- lu kullanıldı, karşılıklı bir ahşveriş yaptılar AKP'yle... AKP'nin Alevi açüımının tutma- yacağı bir gerçekti; bu- nu Reha Çamuroğlu'nun kendisi de biliyordu. Başbakan Tayyip Erdo- ğan'ı ve yanındakiler için suçlamaları sadece bahane. AKP içindeki misyonunu tamamladı ve kendisini Alevi top- lumuna affettirmeye ça- hşıyor. Ama böyle bir şey asla olamaz, işe de yaramaz. Alevi toplu- munun ondan zaten bir beklentisi yoktu, bun- dan sonra da yok. İstifa edip gelse, "Sizin için gittim, uğraştım, ama olmadı" dese de artık bir işe yaramaz. Alevi toplu- munun dokusuna aykırı işler yaptığı- nı kendisi de biliyordu. Şimdi AKP'ye hizmet etmekten başka çaresi yok. Bi- at partisinde biat etmeyi öğrenecektir. TÜRKSAT 3A BAŞARIYLA FIRLATILDI ANKARA (ANKA) - Türkiye'nin 5. uydusu TürksatSA uydu- sıı Fransız Guyanası 'ınlaki Kourou Uzay Merkezi'nden başany- lct fırhıtıldı. 200 nıilyon dolara mololan Tiirksat 3A uydusu dtıluı küçük çanaklaiia hizmet alnuı iıııkânı sağlayaaık ve tclevî:yon ya- yincilığının yani sını internet, ses ve veri akuırıınhın da daha hiz- lı olııcak. 20yü boyıınca hizmet vermesi beklenen Tiirksat 3A uy- dusu UebirlikteAvrııpa, Ortadoğu, Kıızey Afrika, Orta Asya veÇin kapsama alanıııa girecek, Tiirksat 3A uydusu 30 Mayıs 'ta ııydıı- ııuıı yazılıınında yaşanan sorıuı ııedeııiylefırlatılamamısU. Fırlatına I • sonrası açıklaıııalar- da hıılıııiiin L lustınna Bakaıtı Biııali Yıldı- rım, "2014'e ıızaya sönderilecek olan Türkvtıt 5.4 'nııı proje- si ve yapınıı Ue tuına- men Türkiye 'deyapıU ınasını hedefliyoruz * dedi. TUNCELÎ BELEDÎYE BAŞKANISONGÜL EROL ABDlL 'Doktor, hâkim yerine korucu kadrosu aymazhk' TUNCELİ (Cumhu- riyet) - Tunceli Belediye Başkaru Songül Erol Ab- dil, lçişleri Bakanlığı'nca kente 1400 korucu kad- rosu verilmesine tepki gösterdi. Abdil, "Tunce- lili gençler hâkimlik, sav- cılık, doktorluk, mü- hendislik kadrosu bek- lerken korucu kadrosu verilmesi aymazlıktır" dedi. Tunceli Belediyesi Konferans Salonu'nda dü- zenlenen basın toplantı- sına birçok siyasi parti ve sivil toplum örgütünün temsilcisi ile 200 kadar vurttaş katıldı. DTP'li Be- lediye Başkanı Abdil, ko- ruculuk sistemini "kar- I deşi kardeşe vurdurma politikası" olarak tarum- layarak "Bu sistem Tun- celi'de tutmayacak ve Aleviler silah almaya- cak" diye konuştu. Abdil, şunları söyledi: "Üniversite mezunu gençlerimiz, eğitimci, mühendis, sağhkçı, hâ- kim, savcı gibi uzmanuk kadroları beklerken, kardeşini öldürmek için silah teklif edenler sizle- ri gözden çıkarnııştır. 1400 korucu kadrosu- nu sizlere uygun gör- müşler. Okuryazar ora- nı Türkiye'nin en yük- sek bölgesine boğaz tok- luğuna silah teklif et- mek aymazlıktır. Biz Aleviler ve demokrat- lar, kanı ve katliamı Çorum'da, Maraş'ta, lıele hele diri diri yakıl- ma vahşetini Sıvas'ta yaşadık. Gücünü bu zih- niyetten alan bugünkü iktidar, birlikte ölme- miz için koruculuk adı altında oyun tezgâhla- maktadır." Abdil, Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdo- ğan'a da, "Benim iıısa- mma silah teklif edenler! Siz evlat acısı nedir bilir misiniz? Bilemezsiniz! Çünkü; sizin çocukla- rımz ABD'de okur, ko- lcjlerde okur ve en kısa zamanda da tacir olur" diye seslendi. GEÇMİŞTEN GELECEGE ORHAN Tersaneler n Hali... "Kapıldım gidiyorum zesiyle başlayan şarkı, ni ve AKP'nin durumun Itiraf edeyim ki şu anda tecisini, ne de makamın Ama makamı için bir ül Ervah" olmalı. Türkç llği" olarak çevirebiliriz. Anayasa Mahkemesi tılması davası konusund tamamen duygusal(l) yazma hakları olduğu tartışmaya dayalı AKP' sanların yaşama haklar masına örtü çekilme "Ruhlann dinginliği" dem ahtımın rüzgârına" di- on günlerin Türkiye'si- özetlemeye yetiyor. - ne söz yazannı, ne bes- anımsıyorum. ahminim var. "Rahat- e de "Ruhlann dingin- ararı ve AKP'nin kapa,- gönül(!) birliği içinde ve- arak akıllarına geleni inananların yarattığı yaşatma çabaları, irir n ellerinden alınmış ol-. çin yetip de artıyor. kle yanlış nitelemiş ola- bilirim. Görüntüye baka'sanız galiba "Ruhsuz- luğun dinginliği" demeliydim. Sevgili meslektaşlarım UmurTalu ile Güngör Uras olmasa, yaygın medya kapsamındaki okurlann, tersanelerde olup bitenlerden, yiten ya- şamlardan ve çevrilen dolaplardan bilgilenme şansı sanırım olmayacaktı. Özelleştirmecilerin, kamunun yıllarla oluştur- duğu birikimleri eşe dosta peşkeş çekerek pa- lazlanmasına katkı sağlacığı "acımasız liberal eko- nomi" sonunda iş kazalainı ve dolayısıyla ölüm- leri de tepe noktalarına laşıdı. Tuzla'daki tersanelerdon nerdeyse her gün bif iş kazası ve ölüm haberi geliyor. Istanbul'da gemi yapmı ve bakımı için oluş- turulmuş kurumların tarihi neredeyse fetihle başlıyor. ,• Cumhuriyet dönemince de önce Deniz Bank, ardından da Denizcilik B înkası olarak görev ya- pan ulusal kuruluşun şemsiyesi altında örgüt- lenmiş olan tersaneler, özelleştirmecilerin "tu-ka- ka" ilan etmelerinden bı dönüş-tü. Tersanelerin kamu kurıi uşu olduğu dönemden ölümle sonuçlanAn kaza lamalarıma karşın anım: çok az ve seyrek olduğı Deniz Kuvvetleri Komu' haberlerini, bütün zor- ayamıyorum. Belki de için. anlığı Tersanesi'nde de benzer kazalaryaşanmıyor. Çünkü, disiplin ve iş güvenliği yok sayılmıyor Ama özel tersaneleri olan "önce iş güvenliği" dan işe başlama" gibi sö de kalıveriyor. Yasa ve duvarlarına yazılmış ya da "Baretini takma- lemler ne yazık ki söz- mevzuatın zorunlu kıl- dıklarının tümü de bu y.ızılarla sınırlı. Siparişleri bir an önce düşürme hırsının cereme ödüyorlar. İş güvenliği önl tim çalışmaları da insanlar gibi üretim giderlerl- ni azaltma isteğinin kurfcanları arasında. teslim ederek maliyeti ini çalışanlar canlarıyla smleri ve meslek içi Tersaneleri yasalar ve yönünden denetlemekl Sosyal Güvenlik Bakanlıgı'nın ne yaptığı ise bl- linemiyor. "Denetlenseydi böyle mi olurdul" sorusu da bu nedenle y< * • • Sayıları taşeronlarda çalışanlarla 35 bin dola- yında olduğu belirtilen tersane işçilerinden, sa- yıca az olan bir başka ça maş taşlayıcılan". Moda değişikliklerine üretimini artık bilgisayar miyor. Bu cümlenin üretim yönünden tercüme- si şöyle: Dalgalı üretimi ancak işçiler yapabiliyor. Bunun sonucu da şu: Işç kullanılan kumları yutacal ciğerlerine çekecekler. Meslek hastalıkları da Ölüm doğal karşılanacal • • • Yaşama ve işçi sağlığ le önem verilmeyen bir ü müş olmamız pek az kiş lendirilen milletvekillerinin saneciliğin sanayiciliğe d ne yaptıklarını öğrenme Oysa, Uluslararası Ça uyulmasını zorunlu kıldığı kurallar ortada. Bilgi- sayar devrinin söylemiy Parayı, çalışanları sömürmeden kazanmanın yolu ise sadece insanlıktan geçiyor. [email protected] yana ölüm işyerlerine <endi koyduğu kurallar görevli Çalışma ve nıtsız kalıyor. şma grubu da "kotku- uygun taşlanmış kot makineler de becere- ler yeniden taşlamada lar ve nefes alırken ak- yeniden hortlayacak. bir sonuç olacak. na, para hırsı nedeniy- ke durumuna düşürül- nin içini acıtıyor. Tersanelerin durumunu araştırmakla görev- aklına ilk gelen de, ter- jnüştüğü ülkelere gidip oluyor. şma örgütü'nün (ILO) a "Bir tık kadar yakın".: SENLIK MERKE2LERDEN OTOBÜSLER KALDIRILACAKTIR. Bilgl: 0212.251 68 61 - 0537.856 05 69 .
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle