Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10HAZİRAN2008SALI CUMHURİYET SAYFA
17
Diken
Erdal Yücel:
"Türban kararı
üzerine Bülent
Arınç'ın tüyleri diken
diken olmuş. Ne
güzel... Ya kazık gibi
olsaydı!"
Elektronik posta: denlzsom@cumhuriyetcom.tr Tel: 0.212.343 72 74 Faks: 0.212.343 72 60
- AKP toplantı üstüne
toplantı yapıyormuş...
"Beraber toplandık
biz bu masalarda!"
Portekiz
maçını
alırız demiştik.
Ders aldık!
Güdümlü
Necati Cebe:
"Anayasa
Mahkemesi'nin
türban kararına
'cüppeli darbe'
demek, güdümlü
yargı özleminin dışa
vurumudur."
Yorumsal
Mehmet Ünal:
"Devletlünün
yorumu:
Siyasilerin çıkardığı
yasa hukukidir,
hukukçuların kararı
siyasidir."
Hilebaz
Can Tekeli: "Kanuna
karşı hile önererek
yola devam etme
derdindekilerin
kanun yapıcı
olmasından daha
acı ne olabilir!"
LAF olsun torba dolsun türünden bir laf vardır:
Onu öyle demezler, peynir ekmek yemezler! Öyle
dediler; böyle dediler; demediklerini
bırakmadılar. Türbanı üniversiteye sokmak için
Islamcı ve Türk-lslamcı koalisyonu ile yapılan
anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi'nin
iptal etmesi üzerine ağızlarına geleni söylediler.
Yetmedi, demokrasiyi yozlaştırdıkları gibi
"darbe"yi de ayağa düşürmekten kendilerini
alamadılar.
Neymiş, "cüppeli darbe"ymiş; Meclis'in
kararını yok sayan mahkemenin kararı "yok"
hükmündeymiş... Bedava kömür ve erzak
torbalarıyla kazanılmış milletvekili çoğunluğuna
dayanarak bütün gücü kendinde görüyorsan
kürsüye çıkar "Anayasa Mahkemesi'nin kararı
yok hükmünde olduğu için uygulanmayacaktır"
dersin ve hatta yeni bir mahkeme kurup Anayasa
Peynir ekmek
Mahkemesi'nin iptal kararına imza atan hukukçu
dokuz üyesini "darbe" yapmaktan yargılarsın.
Dilin kemiği yok hesabıyla konuşmakla olmuyor.
Çünkü onu öyle demezler, peynir ekmek
yemezler!
Meclis Başkanı Köksal Toptan da bunun
farkına varmış olmalı ki Anayasa Mahkemesi
üyelerine hukuki yaptırım uygulanmasını
isteyenlere karşı "Yok artık, o kadar da değil"
demek gereğini duymuş. Fakat Köksal Toptan'ın
farkında olmadığı başka bir durum var; Meclis
Başkanı sıfatıyla tarafsız olması gerektiği, AKP'Iİ
Müslüman kardeşlerden biri olmadığı! Sen git bu
işin başındaki kişi AKP Genel Başkanı RTE ile
SESSİZ SEDASIZ (!)
baş başa görüş ve sonra basın toplantısı
düzenleyip Anayasa Mahkemesi'nin kararını
"yetki aşımı" olarak tanımla; ardından da
Meclis'teki partilerin genel başkanlarıyla konuyu
görüşeceğini açıkla. Nerede kaldı senin
tarafsızlığın. Cumhurbaşkanı AKP'den,
Başbakan AKP'den, Meclis Başkanı AKP'den.
Bu üç koltuğun bir partide toplanmasının
demokrasiye hayır getirmeyeceği söylenmişti.
Dinlemediler. Dinleme deyince; AKP'liler polis
marifetiyle bütün Türkiye'yi dinliyorlar.
Bu arada, Köksal Toptan'ın Meclis'in yanına
"senato" kurulması düşüncesi de konuyu daha
dramatik bir hale getiriyor. Senato; Demokrat
Parti diktatörlüğüne karşı 27 Mayıs Devrimi'nin
demokratik açılımıydı. Eski bir "darbe"den
medet ummak ne hazin! Görülmekte olduğu gibi;
onu öyle demezler, peynir ekmek yemezler!
Hayvan hakları ve mollanın türban hakkı!
TELEVİZYON kanallarında
düzenlenen "türlü-çeşitli"
programlarla Anayasa
Mahkemesi'nin türban kararı
tartışılırken Sıtkı Ergüney de
uzaktan kumanda aletiyle
kanaldan kanala dolaşıyor:
"Piyasaya yeni çıkan 'Ülke'
diye bir kanalda da türban
konuşuluyor. Konuşmacılardan
Ortadoğu Teknik Üniversitesi'nde
öğretim üyesi bir bayan doçent
'türbana özgürlük kadınlar
tarafından ortaya atılan, talep
edilen bir hak arama konusu
olmamıştır' şeklinde bir görüş
ortaya attı. Vay efendim vay! Molla
kılıklı bir erkek konuşmacı cevap
vermek için söz aldı ve 'hayvan
hakları da hayvanlar tarafından dile
getirilmiştir diyebilir miyiz' dedi.
Evet, aynen böyle dedi ve ben de
'çüş' diyerek başka bir televizyon
kanalına geçtim."
Televizyon kanalları deyince...
Anayasa Mahkemesi'nin kararının
açıklandığı saatten itibaren yüksek
yargıya hararet etmek üzere
ekranlara çıkan "tip'ieri fark etmiş
olmalısınız. O kanal senin bu kanal
benim gezip durdular. Üstlendikleri
"görev"i hakkıyla yerine getirdiler!
Yüksek Yerilim Hattı
erdlncutku@yahoo.com
Korku diktatörlüğü yaratsalar da boşuna:
Korkutmanın ecele faydası yok!
Hakan Şenyuva
Unııtulmadı!
ORHAN TÜLEYLİOĞLU
AÜ Siyasal Bilgiler Fakülte-
si Öğrenci Derneği Başkanı
Hakan Şenyuva'nın pusuya
düşürülerek öldürülmesinden
bu yana 29 yıl geçti.
1957 yılında Istanbul'da
doğan Hakan Şenyuva, 1975
yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi
Dış llişkiler Bölümü'ne girdi.
Devrimci kişiliğiyle kısa sürede
öğrenci arkadaşlarının ve öğ-
retim üyelerinin sevgi ve say-
gısını kazandı. Arkadaşlarına
göre o, alçakgönüllülüğün,
efendiliğin, devrimci dürüst-
lüğün, samimi ve sıcak sevgi-
nin, ülkemiz sorunlarına gönül
verişin timsaliydi.
Hakan Şenyuva, 3 Mayıs
1979 tarihinde SBF-Der Baş-
kanlığı'na seçildi. 10 Haziran
1979 Pazar günü Ankara'da ül-
kücüler tarafından pusuya dü-
şürülerek öldürüldü.
Cebeci, Hocaefendi So-
kak'ta sabah saat 10.20 sıra-
larında göğsünden vurularak
öldürülen Hakan Şenyuva'nın
katil sanıklarının bulunmasına
ilişkin hazırlık soruşturması bir
yıl sürdü. Ankara Sıkıyönetim
Komutanlığı Askeri Savcılığı,
dört kişi hakkında "adam öl-
dürmeye eksik teşebbüs" ve
"ölümle sonuçlanan kavgaya
katılmak" suçlarından dava aç-
tı.
Hakan Şenyuva'nın ölümü-
nün üzerinden 5 yıl geçmiş, an-
cak bütün sanıklar beraat et-
mişti. 1985 yılında Ankara'da
sıkıyönetim kalktı ve Şenyu-
va'nın öldürülmesiyle ilgili dos-
ya Diyarbakır'a gönderildi. Di-
yarbakır Sıkıyönetim Komu-
tanlığı'nda dosyayı inceleyen
bir askeri savcı, sanıkların em-
niyet ifadelerinde adı "silahını
ateşleyen" diye geçen Fehmi
Söylemez adlı MHP'Iİ sanık
hakkında suç duyurusunda
bulununca, dosya tozlu rafla-
ra kaldırılmaktan kurtuldu.
Ankara Cumhuriyet Savcılı-
ğı'na yapılan bu suç duyurusu
üzerine Söylemez hakkında,
Ankara 2. Ağır Ceza Mahke-
mesi'nde Şenyuva'nın katil sa-
nığı olduğu gerekçesiyle
(1986/96 No'lu dosya ile) da-
va açıldı.
Hakan Şenyuva'nın babası
Emekli General I. Hakkı Şen-
yuva, her ipucunu değerlen-
dirmekten geri durmadı. Her yıl
10 Haziran'da Cumhuriyet ga-
zetesindeki anma ilanlarıyla
"Katil zanlısının yakalanması
hususunda duyarlı, vicdan sa-
hibi vatandaşlarımızın da des-
teğini bekliyoruz" dedi. Fakat
katil zanlısı Fehmi Söylemez bir
türlü yakalanamıyordu. Hakkı
Şenyuva 1984 yılından 2004 yı-
lına kadar yüzlerce davaya
girdi çıktı. Karar tutanakları
hep aynı cümleyle bitti: "Gıya-
bi tutuklu Fehmi Söylemez'in
yakalanmasına..."
Dava, 2004 yılının Nisan
ayında "zamanaşımı"na uğra-
dı.
Hakan Şenyuva'nın öldürü-
lüşünün 29. yılında, babası
Hakkı Şenyuva, "Ülkemizin
son 60 yıllık tarihinde pek çok
karanlık olay yaşandı. Pek çok
insan katledildi ve pek çok ai-
lenin, ananın, babanın, karde-
şin derin acılanna tanık olundu.
Bu acıları bir nebze olsun din-
direcek olan adalet, ne yazık ki
tecelli etmedi. Ben de bu ka-
ranlık dönemde mağdur ol-
muş binlerce aileden, babadan
biriyim. Katil zanlısı 29yıldırara-
mızda elini ko 150lunu sallaya-
rakdolaşmaktadır" diyor.
Ülkemizdeki zamanaşımı uy-
gulamalarının kaldırılması için
çok çaba gösterdiğini söyleyen
Hakkı Şenyuva şunları ekli-
yor:
"Bir katil, adam öldürüyor;
sonra kaçırtılıyor, besleniyor,
destekleniyor, para veriliyor.
24 yıl kaçırıldıktan sonra da
mevcut yasalarımızdaki zama-
naşımından dolayı dosyası ta-
kibattan kaldırılıyor, affa uğru-
yor, elini kolunu sallayarak Tür-
kiye'ye geliyor. Ben bu geçen
20 yıl içerisinde, bütün hükü-
metlere ve Meclis başkanları-
na, başbakanlara, muhalefet
parti liderlerine, Meclis adalet
komisyonuna dilekçeler ver-
dim. Bu zamanaşımının kaldı-
nlmasını istedim. Katillerin, hır-
sızların, hortumcuların son ne-
feslerini verinceye kadar kanuni
takibat altında kalmalannı ve bu
cezadan kurtulmamalarının
sağlanmasının çaresinin araş-
tırılmasını istedim. Dilekçeler
yağdırdım, hiçbir yanıt alama-
dım. Pek çok hükümet geldi
geçti, ama hiçbirizamanaşımını
ortadan kaldıramadı."
Hakan Şenyuva, alçakça tu-
zağa düşürülerek öldürüldü-
ğünde 22 yaşındaydı. Unutul-
madı!
O, arkadaşlarının sözleriyle
"Alçakgönüllü, dürüst, çalışkan,
yiğit ve korkusuzdu... Bitmeyen
bir mücadele azmiyle doluydu
sürekli... O, 'Bir devrimci nasıl
olmalıdır' sorusunun yanıtıy-
dı..."
ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACA kamilmasaracl@mynet.com
HARBİ SEMtH POROY
HAYAT EPİK TtYATROSU MVSTAFA BILGIIS hetiyatrosu@mynet.com
HERİKİ
SEÇMEN&EN
BÎRI
PARTÎMtZÎ
bESTEKLEOÎ!..
HER tKİ
ÇALISANOAN
BİRİ
KAYITÖISI.
YANİ
KAÇAKİ..
(ÇOPLUK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAIS www.junkidz. com
TARtHTE BUGÜN MÜMTAZARIKAN 10 Haziran www.mumtaz-arikan. com
İTALYA.ALMANYA'NIN YANINDA
)94O'TA BUGÜN,U.DÜNm SAVAÇl /ÇİUDE,
İ7ALYA, FRANSA VE {NGİLTEGE'YE KARŞI
£AVAŞ İLAN ETTİ. İKİ AY ÖNCE HİTLER OR
OULARJUIN BAŞLAITlğt.BATt AVRÜPA'YI
İŞGAL HAREKATININ FR4HSA BÖLJÜMÜSÜ-
RERKEN, fTALYA'MIM F*Ş/£rLİDERİ MUS-
SOÜSIİ, ALMANLAftlM YANINM SAVAÇMA-
YA KA&UZ V£EİYO£PU. DUCE, ARTIK SA-
VAÇtN BİRtCAÇ HAFmDA BfTBCEGİtJİ HE-
SAPLAMIŞ, GALİBİN YANINOA OLUP GA-
NİMETTBfJ PAY KOPARMAYI OÜfÜMMEM-
7EP//S. ANCAK, BERÜM'PE mPILA&\K GÖ-
RÛŞMBPB, HİTLER, OUA, ZAFERİ PEK
PAYLAŞMAK- MİyETİMDE OLMAOIĞIHI
HİSSETTHZECEK.TİR..
Tel: O216.36O 14 58-386 35 56
www.topcuoglunakliyat.com.tr
Nüfiıs cüzdanımı kaybettim.
Hükünısüzdiir. İLKNUR BAYIR
Nüfus cüzdanımı kaybettim.
Hükümsüzdür. ABTULLAH KOÇAK
T.C. TÎRE ASLİYE HUKUK MAHKEMESl'NDEN
ESAS NO: 2007/96 Esas KARAR NO: 2008/9
Davacı MEHMET CANSEVEN tarafından davalı Seıpil Canseven aleyhine raahkememizde açılan Boşanma davasının yapılan açık yargılaması so-
nuııda; HÜKUM: DAVANIN KABULÜ ile. 1- Izmır ili Riraz ilçesi Çayağzı Köyü Cilt 14, Hane 51, BSN 35'te ııüftısa kayıtlı Ahmet ve Şükrıye oğ-
lu Kiraz 01.5.1973 doğumlu 451S7429022 TC kinılik nolu Melımeı Canseven ile aynı yerde BSN 59'da nüfusa kayıilı Mehmet ve Emine kızı Alaşc-
lıir 15.7.1981 doğumlu 47S24542S04 TC kimlik nolu Serpil Canseven'in TMK. m. 166/1 uyarınca boşanmalanna, 2- Alınnıası gereken 14.-YTL lıarç-
tan peşin alınan 13,10 YTL harcın mahsubu ile bakiye 0.90 YTL harcın davalıdan tahsîline, 3- Davaeı laral'ından yapılan 294.-YTL yargılama gideri-
nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 4- Davacı kendisini vekille leınsıl ettirdiğindeıı 500.-YTL vekâlel ücretinin davalıdan almarak davacıya
verilmesine. dair davacı vekilinin yiizüne karşı davalı tarafin yoklugunda yasa yolıı açık olmak üzere verilen karaıa ilişkin karar davalı Serpil Canse-
ven adresi meçhul olduğundan, karann tirajı 50.000'iıı üzerinde olan ulusal gazetede ilanıııa. 24.01.2008 tarihinde karar verilmiştir. 7201 sayılı Teb-
ligal Kanunu'nun sayılı Tebligal Kanunu'nun 28 ve müteakip maddeleri gereğince karann ilanen lebliğine. hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren
15 giin sonra muhataba tebliği edilmiş sayılacağı lebliğ olunur. 22/04/2008 Basın: 31963
GÖRÜŞ
BEDRİ BAYKAM
DenizGezmiş'ten Mektup Var...
Türkiye'nin gündemi Anayasa Mahkemesi'nin ka-
rarlarıyla sarsılıyor. Bu konuda biz Atatürkçülerin
ne düşündüğünü öğrenmek için herhalde bu ka-
rara ihtiyacınız yoktu. Zaten son dört günde Tür-
kiye'de bu konuda konuşmayan da kalmadı. "fîe-
feranduma götürelim" diyen zırvalardan başlaya-
rak, tüm hazımsızlar, kurtlarını döktü! Çünkü on-
lara göre laik-demokratik Atatürkçü Türkiye'yi sa-
vunmak isteyen herkes "taraf olmuş oluyor ve "ate-
mokrasisuçu" (!) işliyorü Ancak kapanmayı yayan
görüşlere çarpık beyinleri demokrasi diye bakabildiği
için, onları kendi aralarında yapacakları bayramlık,
malum kanallara ve TRT'ye (içiım acıyor) havale et-
mek lazım... Bu karar zaten başka türlü çıkamaz-
dı ve laik-demokratik bir hukuk devletinde Millet
Meclisi'nden bu yasayı geçirmiş olmak, bir AKP çıl-
gınlığı ve MHP oportünizminden başka bir şey de-
ğildi.
Bu nedenle şu aşamada sütunumda, bu boş ye-
re saptırılmaya çalışılan bitmiş kavgaya değil,
başka bir noktaya yer vermek istiyorum. "Bir
Rüzgânn Arkeolojik Kazısı" çalışma atölyesine ge-
tirilen katkılar arasında, Deniz'in, Gemerek'te ya-
kalandıktan sonra Kayseri Cezaevi'nde geçirdiği sü-
rede, kendisiyle mektup arkadaşlığı yapan Tülin
isimli bir genç kıza yazdığı mektupları, bu hanım-
efendinin ablasının getirdiğini daha önce belirt-
miştim. Şimdi bu mektupları olduğu gibi sizlere ve
tarihe aktarmak istiyorum. Deniz'in ağzından ol-
duğunu bildiğimiz kesin cümlelerle... (llk mektubu
Deniz yanlışlıkla "1970" tarihiyle yazmış. Doğrusu
1971 olacak.)
• • •
Birinci mektup:
18-4-970 Kayseri
Tülin Arkadaş,
Mektubunu aldım. Ben şimdi Kayseri cezaevin-
de bulunuyorum. Mektupların elime geçtikçe ce-
vaplandıracağım. Cezaevinde yalnızlığa kapılmış de-
ğilim. Dünya halklarının emperyalizme karşı verdi-
ği mücadele bütün hızıyla devam ederken yalnız-
lık duymak mümkün mü? önemli olan bir insanın
düşüncesinin özgür olması. Eğerdüşünce özgürde-
ğilse, dışanda da olsa özgür sayamaz kimse ken-
dini. Ayrıca devrim savaşı her yerde devam eder,
hapishanede bile. Yeter ki devrimciler başlannı dik
tutmasını ve devrimci ateşlerini korumasını bilsin-
ler. Yazdıklanmı okumakta güçlük çekeceğin mu-
hakkak. Çünkü bulunduğum hücrede yazı yazma-
ya yarayan birmasa veya sıra yok. Ama yine de ya-
zabiliyorum. Yazdıklanma son verirken iyigünlerdi-
lerim.
D. Gezmiş
Ikinci mektup:
6-5-971 Kayseri
Tülin,
Mektubun için teşekkürler. Mektuplann kontrol
edildiği doğru, fakat ben açık zarfta mektup alma-
ya alıştım. Ayrıca fazla da önemli değil. Şimdilik ki-
tap okuyarak vakit geçiriyorum. Günde iki saat ka-
dar da bahçeye çıkmama izin verildi. Yakında An-
kara'ya sıkıyönetim mahkemesine gönderileceği-
mizi tahmin ediyorum. Okulunu bitiımek istemen ye-
rinde bir karar. Ben bitiremedim çünkü fırsat bu-
lamadım. Bir yerde alacağın diploma maddi ba-
kımdan daha da özgür olmanı sağlar. Fakat ne ya-
zık ki ülkemizde iktisat bilimi adı altında ne kadar çağ
dışı düşünce varsa hepsi okutulmaktadır. Çözüm
yolları diye öğretilenler, kapitalist sömürünün de-
vamını amaçlayan tedbirlerden başka şeyler değildir.
Neyse! Senin yine de okulunu bitirmen iyi olur. Ki-
taplardan hoşlanmana sevindim. Okumak elbette
ki güzel bir şey. Doğal ki önyargılardan uzak özgür
birkafayla okunursa. özellikle bilimselyapıtlan oku-
maya çalış. Çevrendekilerin sözleri önemli değil.
Mutluluğun insanlığın kurtuluşu için çalışmak ol-
duğunu bilen kişiyi üzmemesi gerek, onların de-
diklerinin.
Hoşça kal. Gözlerinden öperim.
D. Gezmiş
Sonra niye mektuplar kesilmiş biliyor musunuz?
Sivil polisler evine gidip bu olaya müdahale(!) et-
mişler de ondan... Deniz Gezmiş'in kimbilir başka
daha ne yazı ve resimleri ortaya çıkacak! Bu
mektupları isteyenler gelip o ünlü "Parka" ile be-
raber Piramid Sanat'taki sergide en az ay sonuna
kadar görebilirler. Çalışma atölyesinin diğer bölü-
mü bildiğiniz gibi UPSD Galerisi'nde. Türkiye üze-
rine oynanan malum oyunlara ve özellikle artık si-
bopu kaçmış "BOP" hakkında Deniz'in neler dü-
şündüğünü öğrenmek isteyenler, onun ve arka-
daşlarının savunusunu okuyup günümüzü anla-
yabilirler, hatta türban ve "llımlı ıslam" senaryosunu
da daha rahat deşifre edebilirler!
BULMACA SEDATYAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Çekim ve baskı -|
işlemlerini çok ça- o
buk ve otomatik *-
olarak yapan fo- 3
toğraf makinesi. 2/ A
Yararlanılan uy-
gıın koşul... Arit- ^
metikte bir kuvve- 6
tin dereccsini ve- -?
ren sayı. 3/ Kum
falı... Nazilerin po- 8
litikasında Gernıen 9
ırkmdan kımselerc
yakıştırılan ad. 4/ Kara
batmamak için ayağa ta-
kılan bir çeşit örgülü
ayaklık. 5/ Franz Kaf-
ka'nın bir romanı. 6/ An-
talya'nın bir plajı... Fiyat.
II Bir borcu azar azar
ödeyerek kapatnıa... lcra-
at. 8/ " — atına binmiş
çalım satıyor" (Türkü)...
Güven. 9/ Talımin.
6 7 8 9
G
L
T
s
E
M"
T
•A
R
T
F
A
M
T
S
T
N
A
V
_l
•N
A
"K
A
F
A
•L
E
Y
•A
G
F
|
G
A
R
O
Z
|
R
1
rA
P
•N
A
IA
T
E
M
A
S
•H
A
M
[
L
t;
T
T
T
M
•
•
7]
11
•
u|
•R]
Tl
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1/ Intemette, aynı amaçlı web sitelerini tek bir adreste
toplayan site... llave. 2/ lspanyolların sevinç sözü... Su-
larını bir denize ya da göle gönderen bölge. 3/ tri taneli
bir kiraz cinsi. 4/ Kaıs'ın doğusundaki ünlü eskiçağ ken-
ti... Kimi hayvan ve bitki hücrelennde bulunan, iğne bi-
çiminde billur madde. 5/Birtürotomobilyanşı.... Gele-
cek. 6/ Yahya Kcmal'in hece ölçüsüylc yazdığı tek şıı-
ri... Kurnaz, açıkgöz... lran'ın plaka imi. II Yüksekokul.
8/ Adalet... Üzeri kınnızı parafınlc kaplanan bir tür pey-
nir. 9/ Eti lezzetli bir balık.