25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2008 CUMA HABERLER CHP'li Canan Antman, kamuoyuna yansıyanlann buzdağının görünen yüzü olduğunu belirtti Çocuk istisman arüyorANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP îzmir Millctvekili Canan Antman, çocuklann "fiziksel ve cin- sel istismarına" karşı Meclis araş- tırması açılması içiıı önerge verdi. CHP'li Antman, dün TBMM Baş- kanlığı'na sunduğu araştırma öner- gesinde, çocuklara yönelik cinsel is- tismar fiilinin kamuoyuna yansıyan boyutunun "buzdağının görünen ucu" olarak nitelcndirildiğine dikkat çekti. l lstismann boyutu konusunda Tür- kiye'de yeterli bir veri tabanı olma- dığını belirten Antmaıı, genel kültü- rel yaklaşımın olayı "saklama, giz- li tutma" şeklinde olduğuna işaret et- ti. Antman, önergesinin gerekçesin- de şu görüşlere yer verdi: "Eskiden bu kadar duyulmayan bu olgunun şimdi sıkukla karşınuza çıkmasında sivil toplum örgütleri- nin, sağlık kuruluşlarının, üniver- • Canan Arıtman TBMM Başkanhğı'na sunduğu araştırma önergesinde Türkiye'de coçuklann cinsel istismanna yönelik yeterli veri tabanı olmadığını vurguladı. Cinsel istismara maruz kalan çocuklann yüzde 70'inin 10 yaşın altında olduğunu belirten Antman, "Sanılanın aksine erkek çocuklann da cinsel istismar mağduru olma oranlan kız çocuklannınkine yakındır. Son yıllarda dünyada çocuk seks işçiliğinin arttığı, buna paralel olarak Türkiye'de de gün ışığına çıkamayan ciddi bir problem haline dönüşmeye başladığı görülmektedir" dedi. siteter ve barolann kurduğu çocuk koruma birimlerinin ihmal ve is- tismar konusundaki çabşmalan, farkındalık yaratmaları etken ol- maktadır. Bu örgütlerin yaptığı araştırmalar sonucu çocuklann yüzde 4 ila yüzde 30 arasında cinsel istismara uğradığı tespit edilmiştir. Cinsel istismara maruz kalan çocuklann yüzde 70'i 10 ya- şın altındadır. Sanılanın aksine er- kek çocuklann da cinsel istismar mağduru olma oranlan kız ço- cuklannınkine yakındır. Son yıl- larda dünyada çocuk seks işçiliği- nin arttığı, buna paralel olarak Türkiye'de de gün ışığına çıka- mayan ciddi bir problem haline dö- nüşmeye başladığı görülmektedir. Yapılan araştırmalara göre ticari seks mağduru çocuklann yüzde 77'sinin aile yapılan çeşitli neden- lerle kopuktur. Yüzde 23'ü annc- babasıyla yaşamasına karşın aile içi şiddet olayının varlığı dikkat çek- mektedir. Evden kaçarak sokakta yaşamaya başlayan çocuk için so- kak yaşamındaki risklerin en teh- likelisi cinsel sömürülme olayıdır." Güneydoğu'dan kaçırılan fuhuşa zorlanıyor Antman, çocuklara yönelik cinsel sömürü ve istismara yönelik çalış- malann, çocuklann fuhuşa zorlandı- ğı iller sıralamasında îstanbul ve Di- yarbakır'm başta geldiğini ortaya koyduğunu belirterek, Güneydoğu il- lerinde kaçınlan çocuklann Istan- bul'da fuhuşa zorlandığını bildirdi. Antman, "Bugün net olarak Tür- kiye'de ticari amaçb cinsel istis- mara uğrayan ne kadar çocuk ol- duğu da bilinmemektedir. Yine yapılan araştırmalar, emniyete in- tikal eden vakalann gerçek raka- mın ancak yüzde 15'i olduğu şek- lindedir" göriişünü dile getirdi. Çocuklara dönük sömürü yaşının bebeklik çağına kadar düştüğüne işa- ret eden Antman, SHÇEK verilerine göre ensest ve aile dışı cinsel istismar nedeniyle koruma altına alınan çocuk oranlannın da arttığını vurguladı. Türkiye nüfusunun 27 milyonunun çocuk olduğunu belirten Antman, böylesine bir nüfus yapısına sahip ül- kede çocuklara yönelik cinsel istis- marrn, nedenlerinin araştınlarak ge- rekli önlemlerin alınması için Meclis araştırması açıknası isteminde bu- lundu. Topuz, 'nü' resimleri sordu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Muğla Milletvekili Fevzi Topuz, ressam Sema Sanal'ın öncülüğünde Cayyolu Platformu Gönüllüleri'nin karma resim sergisinden nü resimlerin kaldınlmasını, soru önergesiyle Meclis gündemine taşıdı. CHP'li Topuz, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergede, 27 Mayıs'ta Başbakanhk Hazine Müsteşarhğı'nın sanat galerisinde açılan sergideki nü resimlerle ilgili olarak, "Söz konusu nü eserler, Hazine Müsteşarhğı'nın sanat galerisinin sözleşmesinde yer aldığı ifade edilen kurallar da dahil olmak üzere, hangi sanatsal değerlendirmeyle sergiden kaldınlmıştır? " diye sordu. Erdoğan'dan • İstanbul Haber Servisi - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bazı ülkeleri, Türkiye'nin AB sürecinde siyasi engel yaratmakla eleştirerek "Verilen sözlerin tutulmasmı istiyoruz. Başka bir şey istemiyoruz, lütuf beklemiyoruz" dedi. Avrupa Vakıflar Merkezi'nin Svvissotel'de yapılan 19. genel kurul toplantısında konuşan Erdoğan, "Özellikle son dönemlerde birçok fasıllarda oturup konuştuğumuz Avrupah dostlanmız ne yazık ki kendilerini savunamaz duruma geliyor. Çünkü tezleri sağlam temellere dayanmıyor, siyasi nedenlere dayanıyor" dedi. Tatlıses'e ağır suçlama • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Kamuoyunda "Sauna çetesi" olarak bilinen ve şarkıcı lbrahim Tatlıses'in de aralannda bulunduğu 18 sanığm yargılandığı davada ifade veren mağdur Hüseyin Bozan, "Bu davada ifade vermemem için lbrahim Tathses bizzat ya da adamlannı göndererek beni duraşmaya girdiğim takdirde öldürmekle tehdit etmişlerdir" dedi. Ankara ll.AğırCeza Mahkemesi'ndeki davanın dünkü duruşmasında, 2001-2002 yıllan arasında Tatlıses'in korumalığını yapan Bozan, "Tatlıses'in, 14 Ekim 2002 tarihinde, kendisinden Derya Tuna'yı öldürmesini istediğini" ileri sürdü. DTP'LI EMİNE AYNA: Egeliler niye dağaçıkmiyor? • Erdoğan'ın GAP Eylem Planı'na tepki gösteren Ayna, "Başbakan paketler açarak Amed'i (Diyarbakır) fethedeceğini sanıyordu. Sorun sadece ekonomikse aynı sorunu yaşayan Egeliler niye dağa çıkmıyor? Kızları, oğullan dağda olan bu lıalk kuru ekmeğe kanar mı?" dedi. D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Başkanve- kili Emine Ayna, Di- yarbakır'da yaptığı ko- nuşmada üç gün önce GAP Eylem Planı'nı açıklayan Başbakan Re- cep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi. Diyarbakır Büyükşe- hir Belediyesi'nin dü- zenlediği Kültür ve Sa- nat Festivali'nin, "festi- val yürüyüşü"ne katı- lan Emine Ayna'ya, DTP Diyarbakır millet- vekilleri Aysel Tuğluk, Akın Birdal, Hakkâri Milletvekili Hamit Gey- lani, eski DEP millet- vekili Hatip Dicle, Di- yarbakır Büyükşehir Be- İediye Başkanı Osman Baydemir ve kentteki diğer belcdiye başkanlan eşlik etti. Urfakapı'dan başlayan ve Dağkapı'da sona cren yürüyüş sıra- smda PKK ve Öcalan le- lıine sloganlar ahlması üzerine polis tarafindan uyan yapıldı. Dağkapı Meydanı'nda bir ko- nuşma yapan Emine Ay- na, 'Savaşta şahin, ba- rışta güvercin' anon- suyla kürsüye çağnldı. Kürt dili ve kültürü- nün baskı altında oldu- ğunu belirten Ayna, eko- nomik paketlerin Kürt sorununa çare olamaya- cağmı söyledi. Ayna, şöyle konuştu: "Başbakan Amed'i (Diyarbakır) paketler- le fethedeceğini sanı- yor. Sorun sadece eko- nomikse aynı sorunu yaşayan Egeliler niye dağa çıkmıyor? Kız- ları, oğullan dağda olan bu halk bu kuru ekmeğe kanar mı? Yanhş hesap Diyarba- kır'dan döner. Elbette, tek vatan, tek bayrak ama bir ülkede Kürt, Türk, Arap, Rum, Er- meni birlikte yaşıyorsa nasıl tek millet ve tek dil olur? Hür ve eşit değiliz. Kürt dili ve kültürü baskı altında- dır. Hangi özgürlükten bahsediyorsunuz? Bu halk korkunç bedeller ödedi ve halen ödeme- ye hazırdır. Bu halk yeteri kadar size kredi verdi. Halk sizden ala- caklıdır. Çocuklannu- zı öldüren imha politi- kalanna 'artık yeter' diyoruz. Biz, 'Sorun si- yasaldır' diyoruz. Eko- nomik paketler, yara- ya pansuman bile ola- maz." "Barış için Istanbul'a" çağrısı Türkiye Barış Meclisi'nce 1 Haziran'da İstan- bul'da yapılacak olan, "Kürt sorununda demo- kratik çözüm istiyoruz" mitingine katüım için çağn yapıldı. Adana Banş Meclisi Sözcüsü Meh- met Antmen, "Kürt sorununun demokratik çö- zümünü isteyen herkesi tstanbul'da olmaya ça- ğırıyoruz" dedi. Çeşitli sivil toplum kuruluşla- rından temsilcilerin de katıldığı tnönü Par- kı'ndaki toplantıda açıklama yapan Antmen, Kürtlerin demokratik haklarının sağlanması gerektiğini söyledi. Antmen, "AKP iktidan Kürt sorununun banşçıl ve demokratik yöntemlerle çö- züleceğini vaat etmişti. Görüldü ki, sözlerini ye- rine getirmedi. Bu soruna çözüm üretilmesi için lstanbul'da olacağız" diye konuştu. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) PKK kamplamıa bomba yağdı Genelkurmay 'danyapılan açıldamada dün savaş uçaUarının K. Irak'taM Hakurk bölgesinde 16 hedefi vurduğu belirtildi ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Hava Kuvvetleri Komu- tanlığı'na bağh uçaklar, Irak'm ku- zeyinde belirlenen 16 adet terör ör- gütü hedefıni bombaladı. Genelkurmay, Irak'ın kuzeyine yönelik dün gerçekleştirilen hava operasyonuyla ilgili açıklama yap- tı. Açıklamada şöyle denildi: "Irak'ın kuzeyinde Hakurk bölgesinde tespit edilen PKK/KONGRA-GEL terör ör- gütüne ait 16 adet hedef, Türk Hava Kuvvetleri savaş uçakla- rınca 29 Mayıs 2008 günü saat 11.00'den itibaren icra edilen ha- va harekâtı ile etkili olarak vu- rulmuştur. Söz konusu hedefler, her zaman olduğu gibi titiz ve ayrıntılı bir aııaiiz sonucu be- lirlenmiş; sivil halk ve yerel un- surların olumsuz etkilenmeme- leri için gereken hassasiyet gös- terilmiştir. Başarıyla tamamla- nan harekât sonucu hedeflerde oluşan hasar ve zayiatın tespiti çalışmalan devam etmektedir." CHP'li Koçal, "BOTAŞ'taki yolsuzluklar nedeniyle bütün yöneticiler hapiste" dedi 'Dışarda bürokrat kalmamış' ALİ AYAROĞLU ZONGULDAK - CHP Zon- guldak Milletvekili Ali Ko- çal, devletin tüm kurum ve kuruluşlannda büyük yolsuz- luklar yaşandığını belirterek "tki yıldır KİT Komisyonu olarak BOTAŞ'ı denetleye- medik. Çünkü denetleyecek bürokrat, memur, görevli bulamadık. Hepsi hapiste, suç işlemişler. Hükümet ka- muyu nasıl tarikatlara ve ce- maatlere peşkeş çekeriz, onıın hesabını yapıyor" dedi. Türkiye 16. Kömür Kongre- si kapsamında, Zonguldak Ka- raelmas Üniversitesi (ZKÜ) Konferans Salonu'nda "Ener- ji Yatırımları İçinde Kömü- rün Yeri ve Batı Karadeniz Bölgesi'nin Önemi" konulu bir panel düzenlendi. Panelde ko- • Enerji Bakanhğı'nın yolsuzluk bakanlığı haline geldiğini belirten CHP Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, "Siyasi iktidar Türk ulusunun çıkarlannı değil yabancı seraıaye gruplannın çıkarlannı koruyor. Îki yıldır KİT Komisyonu olarak BOTAŞ'ı denetleyemedik. Çünkü denetleyecek bürokrat, memur, görevli bulamadık. Hepsi hapiste, suç işlemişler" dedi. nuşan CHP Zonguldak Mil- letvekili Koçal, Türkiye'de pet- rol ve doğalgaz politikalarının yabancılann eline geçtiğini ifa- de ederek "Siyasi iktidar Türk ulusunun çıkarlannı değil yabancı sermaya gruplan- nın çıkarlannı koruyor. Enerji Bakanlığı, yolsuzluk bakanlığı olmuş. Iki yıldır KİT Komisyonu olarak BO- TAŞ'ı denetleyemedik. Çün- kü denetleyecek bürokrat, memur, görevli bulamadık. Hepsi hapiste, suç işlemiş- ler. Petrol ve doğalgaz poli- tikalan yabancılann eline geçmiştir" diye konuştu. Makine Mühcndisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, Türki- ye'nin gelecekte büyük bir enerji krizi yaşayacağına dikkat çekerek "Ulusal enerji politi- kamızın olmayışı, gelecekte büyük krizlere neden ola- caktır" dedi. Kaynaklar değerlendirilmiyor Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi Yönetim Kurulu Üyesi Necdet Pamir Türki- ye'nin yeterli enerji kaynağı bu- lunduğunu fakat bunu değer- lendirmediğini vurgularken, Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Mehmet To- run, "1942'de çıkanlan taş kömürü 1.8 milyon tonken, 2007 yılında 1.5 milyon ton kömür çıkarılmıştır. Yani 1940'h yıllardaki üretimin altına inilmiş" dedi. Türkiye 16. Kömür Kongre- si'nin sonuç bildirgesinde ise yıllardır ihmal edilen taşkö- mürü madenciliği için gere- ken yatmmlann vakit kaybet- meden gerçekleştirilmesi is- tendi. Türkiye'de işletilebilir düzeylcrde linyit ve taş kö- mürü rezervi varken enerji üre- timinin ithal doğalgaz ve kö- müre muhtaç duruma getiril- mesinin nedeninin izah edile- meyeceği iddia edilerek şöyle denildi: "Küresel ölçekte artış gös- teren enerji ihtiyacı, petrol ve doğalgaz fiyatlarındaki artı- şı da beraberinde getirmiştir. Enerji sektöründe yaşanan darboğaz, kömürün hem sa- nayinin hem de elektrik üre- timinin vazgeçilmez enerji kaynağı olduğu gerçeğini gös- termiştir. Bu olumsuz gidişe son verebilmek için, linyit ve taş kömürü rezervlerimizin arttınlabilmesi amacıyla iil- ke bazında kömür aramala- rına hız kesmeden devam edilmelidir. Enerjide linyit- lerin kullanımının ağırhkb olduğu, çevreyle banşık yeni termik santrallar kurulma- sına hız verilmelidir..." BÎR BAKIMA SERVER TANİLLt Mustafa Ekmekçi'ye Mektup Sevgili Ekmekçi, 3 Kasım 2002 seçimlerini izleyen mektuplarım kaygılarla doludur. Bizlerden ayrılıp gittiğin tari- he rastlayan anma mektuplarımda, yurtseverliği- ni bildiğim için, Türkiye'ye bakarken endişelerim pek belirir. Bu yılki mektupta söyleyeceklerim ise, seni daha da çok kaygılara götürecek. 9O'lı yılların yamalı bohçalara benzeyen hükü- metlerinden bizar olan halk, 3 Kasım 2002 se- çîmlerinde, yeni kurulmuş bir partiye, Adalet ve Kalkınma Partisi'ne (AKP) büyük bir çoğunluk sağ- layarak, onu iktidara getirmişti. Böyle bir iltifatla karşılaşmış bir parti ne yap- malıydı? Ciddi bir planla yola çıkıp, yurdun başta eko- nomisi ve eğitiminde çığır açmalı değil mi?.. Ne acıdır, AKP'nin programı şu oldu: Türban, imam hatipler, Kuran kursları. Bir de, devlet kurumlarında kadrolaşma! Zavallı ve bir başka açıdan tehlikeli görünüşü- ne karşın, bu program sürdü gitti. Avrupa Insan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2005'te verdiği bir kararla, Türkiye'nin üniversi- telerde koyduğu türban yasağını desteklerken, Başbakan Erdoğan haykırdı: "Ulema neden din- lenmiyor?" "Ulema" dediği de dindi. Oysa, Türkiye laikti ve AİHM, Avrupa Birliği'nde yer alıyordu; AKP de, üstelik o birliğe girmek ar- zusundaydı. AKP, din uğruna, işte böylesi çelişmeler içinde çırpındı. Ve laik Cumhuriyet'in başta eğitim ilke ve ku- rumlarıyla zıtlaştı. özellikle, üniversitelerle kavgaya tutuştu. Bitmedi: Türkiye'nin ekonomisini kalkındırma adına, -zarar ediyor etmiyor bakmadan- devlet elindeki kurumları tasfiyeye başladı; yok pahası- na sattı. Ve yurdu, üretim yapsın yapmasın, yabancı ser- mayeye açtı. Bunun bir sonu şu oldu: Ülke, gırtlağina değin dışarıya borçlandı ve işsizlik başını alıp gitti. Bu hengâmede, AKP, kendi sınıfını da yarattı. Türkiye, bugün emperyalizmin kucağında bir ül- kedir ve bağımsızlığını yitirmiştir. Sevgili Ekmekçi, bunları söylerken, kemikleri- ni sızlattığımı biliyorum. Ne yapayım, gerçek bu! • Bu delicesine yürüyüş, partiyi, bir yerde ana- yasayla burun buruna getirdi: AKP, anayasanın la- ik ilkesini çiğnediği nedeniyle, kapanmak isteni- yor: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın açtığı da- va Anayasa Mahkemesi'nde. Keşke birkaç yıl önce açılsaydı bu dava. Oldu bir kere; ama bağımsız Yüksek Mahkeme hükmünü verecek ve bir tehlikeyi bertaraf eder- ken bir çığır da açacak. Yeni bir dönemine girecektir Cumhuriyet. Ne var ki, AKP, haftalardır, bir savunma hazır- lamak yerine, Başsavcı ve Anayasa Makkemesi'yle boğuşuyor. öte yandan, yargının bu yüksek temsilcilerini aşağılamaya karşı harekete geçen yüksek mahkemelere saldırıyor. Yetmedi, AKP, AB'yi yardımına çağınyor: AB'de kimi görevliler de, "demokrat" olduğu gerekçe- leriyle geliyor ve AKP'yi savunuyorlar; oysa AKP, olsa olsa "kendine demokrat" oldu; üstelik dincidir. Avrupa'dan gelenler, laiklik adına da -"demokratik laiklik" gibi- kavramı yozlaştıracak söyleşiler ya- pıyorlar. Gelişmenin bu noktasında söylemeliyiz: AB'nin laiklikle, giderek çağdaş Türkiye'yle bilgi- sizliği utanç vericidir. AB'yi bir de bu vesileyle gördük ve tanıdık! Deden Frenk Mustaa Bey yaşasa kimbilir ne- ler söylerdi! Düşüncem de şudur: AB'ye girmekle neler ka- zanacağımız ve kaybedeceklerimiz ayrı bir ko- nudur. Ama o kapıdan girdiğimizde, öyle görülüyor ki, en başta laikliğimizi, Cumhuriyet'in şu en baş- taki kazancımızı yok edecek bu şaşkınlar, ya da kasıtlılar... • Sevgili Ekmekçi, bunlar olurken, son birkaç ay- da, Cumhuriyetçiler olarak, büyük üzüntülerimiz de oldu: llhan Selçuk, sağlığı bakımından so- runlarla karşılaştı. Ne var ki, Ağabey sonunda, bu sorunlan aştı çok şükür. Yakınlarda yazılarına başlayacak, yani müca- delesine yeniden başlayacak... Mektubumda, yazdıklanmla seni çok üzdüm kuşkusuz. Ancak, llhan Selçuk'la ilgili şu son ha- ber, seni kabrinde çok rahatlatmıştır. Müsterih ol savgili Ekmekçi, nurlar içinde yat... ANAYASA MAHKEMESİ 'Mektupla' oy kullanmaya iptal ANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Anaya- sa Mahkemesi, Seçim- lerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Yasada De- ğişiklik Yapılmasına Dair Yasa'nın, yurtdı- şında yaşayan seçmen- lerin "mektup" ile oy kullanmasını düzenle- yen hükümlerini iptal etti. CHP, 5749 sayıh ya- sanın 10. maddesiyle 298 sayıh Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hak- kında Yasa'ya 94. mad- deden sonra gelmek üzere eklenen, 94/a maddesinin birinci fık- rasında yer alan "...mektup..." sözcüğü ile 94/b maddesinin ip- talleri ve yürürlüklerinin durduruhnası istemiyle Yüksek Mahkeme'de dava açmıştı. Davayı dün esastan görüşen Yüksek Mahkeme, yurt- dışında yaşayan y\ut- taşların mektupla oy kullanmasına olanak ta- myan yasa hükümlerinin iptaline karar verdi. Mahkeme, söz konusu düzenlemenin anayasa- nın "Seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bu- lunma hakları" başlık- h 67. maddesindeki il- keleri karşılamadığına hükmetti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle