05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 2008 CUMA 4 HABERLER Son günlerde adından sıkça bahse- dilen Şerif Mardin ile ilgili olarak, Sai- di Nursi söylencesiyle ilgili "Meczup Ya- — ratmak"adlı yapıtında, bu sosyoloğu- muzdan sıkça söz eden araştırmacı Ya- zar dostum Mustafa Yıldırım'dan yan- daki başlığı taşıyan bir ileti aldım. Sizinle paylaşmak için olduğu gibi yayımlıyo- rum. Şimdi söz M. Ytldırım'ın: •** "Bilim insanının ayırt edici özelliği, ger- çeği aklın süzgecinden geçirmesi ve önyar- gılardan, üstünkörü değerlendirmelerden kaçınarak önümüzü aydınlatması ve sözüne- yazısına güvenilir olmasıdır; çünkü eksik ya da yanlış bilgilendirmenin yol açtığı olum- suzluklar, toplumsal ortak paydayı güçlen- dirmek yerine parçalanmayı hızlandırıyor. Ünlenmiş bilim insanlarının yanıltıcı yayınla- rını kendi çahşmalarına dayanak olarak alan öteki bilimciler de değerli yıllarını, emekleri- ni boşa harcamış oluyorlar; bir tür yanlışa yön- lendirme zinciri oluşuyor. ABD'de geçirdiği uzun yıllardan sonra ül- kemize dönen bir ünlünün ne türlü yanılgıla- ra neden olabileceğinin güzel bir örneği, onun Saidi Nursi çalışmasıdır. Cemal Kutay, ken- disinin de sonradan açıklayacağı gibi, gör- meden, konuşmadan araştırmadan bir kitap yazar. Nursi sempatizanı bir başka yazar Ku- tay'a güvenir; yanlışla doğruyu, olmuşla ol- rhamışı karıştırıp yüz binlerce gence ulaştı- rır. Yanıltıcı bilgi giderek kitlesel inanca dö- nüşür. Amerika'da yaşayan ünlü toplum bilimci de devreye girer. Kutay'ın ve öteki yazarın ya- yınlarına dayanarak Ingilizce kitabını yazar. Yanıltıcı bilgi, özensiz ya da Türkiye üstüne bir tür hesabı olan bilimciler ve yazarlarca uluşlararası bir yanıltma kaynağına dönüşür. Ünlü toplumbilimci bilimsel dilin olanakla- rını zorlayarak meczup yaratma sürecine önemli katkı sağlar. Yazılanlar ibret belgesi gibidir. "1890'lara gelindiğinde Said Nursi'nin üst düzey okullar için hazırlanmış olan logaritma, telefon, kozmografya, sınai kimya, geomet- DUNYADA BUGUN ALİ SİRMEN 'Yanıltma Ustalığı Bilimsel Olabîlir mi?' ri, evrenin oluşumu, inorganik kimya analizi, beslenme, zooteknoloji, doğa tarihi, fiziki antropoloji gibi kitaplan inceleme imkânına sa- hip...". Ünlü bilimci kitapçılarda ve kitaplıklarda bu- lunan tüm basılı malzemeyi "okuma imkânı- na sahip" olma olasılığını bilimsel bilginin kay- nağı olarak göstermekle kalmaz; Saidi Nur- si'yi padişaha danışman yaptıktan sonra onu fen ve toplum bilimlerini özümsemiş bir eski zamanlar filozofu düzeyine yükseltme- yi şu satırlarla dener: "Bunlann yanı sıra Said Nursi, fizyoloji ko- nusunda yazılmış teknik incelemelerden bi- riolan Insan'da, insan anatomisi konusunda verilen bilgileriya da Beşeradlı kitabı okumuş olabilir... Atomlann Hareketlerinde Meydana Gelen Değişimlerin Kuralları başlıklı bir me- tine de göz atmış olabilir... Dünya tarihine iliş- kin çeşitli kitaplan da okumuş olabilir. Ahmed Rasim'in Araplann Terakkiyat-ı Medeniye- si'nde yer alan ve Islamiyet'in gerileyişini açık- layan tezleri izlemiş olması; ünlü gazeteci Ah- med Midhat Efendi'nin Terakki'ye ilişkin gö- rüşlerine başvurmuş... olması mümkündür." Necmeddin Şahiner Nursi'ye 'matematik' kitabı yazdırırken, ünlü toplumbilimci daha da ileri gider ve 'cebir' kitabı yazdırır. Bunu ya- parken bırakınız tanıklar ve kanıtlar arama- yı, her yerde satılan kitaplarda Said-i Nursi'nin kendisinden söz ederken "burada yalnız, kim- sesiz, garib, yanm ümmf dediğini yani okur ama yazmaz olmasını açıkladığını görmemiş olur. Daha bunlara benzer belgesiz, kanıtsız yüzlerce satır yazan toplumbilimciyi durup du- rurken anmış değiliz. Bu ünlü kişi son gün- lerde "uluşlararası sosyolog" olarak top- lumu, siyasetçileri yönlendirmeye çalı- şıyor. Onun, yoktan var edilen kurum- larıyla, bilim adamlarıyla yüzlerce yıllık - köhnemiş karanlığı yakan Cumhuriyeti- mizi temelsiz göstermesine ve "Mahal- le baskısının iç dinamiklerine tam olarak vâkıf olamadım. Biz Türkiye'yi çok iyi ta- nımıyoruz. En önemli saydığım 'iyi, doğ- ru ve güzel' hakkında Kemalizmin birzaa- fı var" dediğine tanık oluyoruz. "Türkiye'yi çok iyi tanımıyoruz" derken kendisini de işin içine katmış mı bilmek is- terdik; çünkü yukarda Ingilizce kitabından ver- diğimiz örnekler onun tanımaya verdiği de- ğeri göstermektedir. Bilimselliği lekelemek- le suçlanma olasılığını "olabilir" ya da "müm- kündür" ile biten cümlelerle önlemeye çalış- ması da, yurttaşlarımızı en hafif deyişle "saf" yerine koymasından mıdır? "Saf yerine konulmak deyince bu ünlü top- lum bilimci Şerif Mardin'in Amerika'daki "The Abant" toplantısından yıllar önce Army- Navy Club'da (Deniz Kuv. Klübü) ABD Dev- let Araştırma ve Istihbarat Böliimü'nden Henry Barkey'in yönettiği basına kapalı toplantıya katıldığını anımsamamak olmaz- dı. O toplantıda Mark Grossman, Kemal Ki- rişçi (Boğaziçi), Hakan Yavuz, Ahmet Evin (Sabancı Ünv. Dekan), Sabri Sayarı (Sabancı Unv. RAND raportörü). O. Cengiz Çandar gi- bi ünlüleri de Türkiye yakından tanıyor. Umarız ki Hz. Ali soyundan geldiğini özen- le belirten ünlü toplum bilimci Şerif Mardin gün olur bu tür toplantıların bilimselliği hak- kında bizi aydınlatır da, Amerika'daki Türki- ye'yi çok yakından tanırız. Onun Türkiye Bi- limler Akademisi'ne kabul edilmemesi serü- veniyse ulusalı aşan bir başka serüven." Not: "Böylece 'Meczup Yaratmak kitabını keşke 10yılönceyayımlasaydınız. Doktora te- zimde referans göstehrken özenli davranırdım; şimdi endişeliyim' diyen Sosyoloğ'a özür bor- cumu yerine getirmiş oluyorum." [email protected] AKP'nin kapatma davası ardından ilk Kızılcahamam toplantısı yann 'Yol haritası' kampı • AKP'nin yann başlayacak ve 2 gün sürecek Kızılcahamam kam- pında, milletvekilleriyle görüş ahşverişi yapüarak kapatma dava- sı süreciyle ilgili olarak yol harita- sının biçimlenebileceğine dikkat çekiliyor. Başbakan milletveküle- rini "yanlış anlaşılmaya neden olabilecek davranışlardan kaçın- malan" ve basına bilgi vermeme^ leri yönünde de uyardı. rulu (MKYK) üyeleri ve parti ku- rucuları da katılacak. Son dönemde partiye yönelik eleştirileri ve parti kurma çalışmaları ncdeniyle AKP yönetÜTiinin tepkisini çeken MKYK üyesi Abdüllatif Şener'in kampa katılıp katılmayacağı ise netleşme- di. Milletvekilleri, kampa eşleri ve bakım gercktiren anne, baba ve ço- cuklannı da beraberinde getirebi- lecek. Milletvekillerinden kamp sı- rasında başkaca konuk getirmeme- leri ve ziyaretçi kabul etmemeleri- ne özen gösterilmesi istendi. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - AKP'nin kapatma davasının ardından ilk kampı Kızılcaha- nıam'da gerçekleştirilecek. Yann başlayacak ve 2 gün sürecek kamp- ta, kapatma davası süreciyle ilgili olarak yol haritasının biçimlenebi- leceğine dikkat çekiliyor. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, uzun za- mandır yapmadığı milletvekilleriniıı bakanlarla gruplar halinde görüş- mesi uygulamasını yeniden başla- tacak. MİLLETVEKİLLERİNİN GÖRÜŞLERİ ALINACAK AKP'nin 12. lstişare Toplantısı, yarın Kızılcahamam'da gerçekleş- tirilecek. tki gün sürecek kampta, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ka- patma davasıyla ilgili olarak de- ğerlendirmelerde bulunması, mil- letvekillerinin bu konudaki görüş- lerini alnıası bekleniyor. Kampta, bir süredir ara verilen milletvekillerinin bakanlarla gruplar halinde "yu- varlak masa" görüşmelerini ger- çekleştirmeleri de sağlanacak. Bu kapsamda, milletvekilleri 13 gruba aynldı. Her grup, 2 bakan ve 1 parti yö- neticisinin ycr alacağı toplantılarda eleştiri, göriiş ve değerlendirmele- rini bakanlara ve parti yöneticileri- ne iletecek. Kampta, Devlet Baka- nı Mehmet Şinışek, ekonomideki gelişmelerle ilgili olarak nıilletvc- killerine brifing verecek. Kampa, milletvekillerinin yanı sıra Merkez Karar ve Yönetim Ku- BAŞBAKAN'DAN UYARI Başbakan Erdoğan tarafından milletvekillerine gönderilen bilgi no- tunda, milletvekillerine bazı konu- larda uyanlarda bulunuldu. Bilgi no- tunda, "Otel aktivitcleriııden ya- rarlanmada ve genel olarak prog- ranı esnasında kamuoyunun yan- hş anlamasına neden olabilecek davranışlarda buluııulmaması konusunda doğal olarak dikkat- li olunacaktır. I oplantı, genel başkanın sunuş bölümü dışında basına kapalı olacak, uygun za- manlarda sadece parti sözcüsü ta- rafından basına sözlü veya yazı- lı açıklaıııalar yapılacak, parti sözcüsü dışında herhangi bir açık- lanıa yapılmayacaktır" denildi. AKP'Lt ALTINDAĞ BELEDlYESl'NDEKÎ ATAMALAR 'Sahte imza' skandalı ANKARA (ANKA) - AKP'li Al- tındağ Belediyesi'nde, belediyede çahşan bazı memurlann, başka ku- rumlara ataması yapıhrken "sahte imza" kullanıldığı ortaya çıktı. An- kara 2. tdare Mahkemesi atamalarda "sahte imza" kullanıldığını karara bağladı ve bu tür işlemlerin iptaline karar verdi. AKP'de, Cumhurbaşkanhğı se- çimlerinde 367 çoğunluğun sağlan- ması için CHP'li eski Kastamonu mil- letvekili Mehmet Yıldınm'a "rüş- vet" teklif ettigi gerekçesiyle hapis ce- zasına çarptınlan Remzi Gür'ün ar- dından, bir yargı şoku da Alnndağ Be- lediyesi'nde yaşandı. Mahkeme ka- rannın ardından söz konusu iddialar Meclis gündemine taşındı. CHP Ma- nisa Milletvekili Şalıin Mengü, ko- nuyla ilgili olarak îçişleri Bakaru Beşir Atalay'ın yanıtlaması iste- miyle Meclis BaşkanlığVna yazıh so- ru önergesi verdi. Önergesinde söz konusu atamalann îçişleri Bakanlı- ğı'na ve bağlı kurumlanna yapıldığrnı ifade eden Mengü, bakanlığın usul- süzlüklere göz yumduğunu kaydetti. Mengü, sahte imzalı dilekçelerle ya- pılan atamalann belediye başkanmın bilgisi dahilüıde olup olmadığının açıklanmasını istedi. IR N0KTAS1 /ORAL ÇALIŞLAR Dinleme Rezaleti Sürüyor... Sokakta rastladığım tanıdıklar so- ruyoriar: "Ne diyorsun bu dinleme işi- ne?" Ne diyeyim, burası birteleku- lak ülkesi değil miydi? Teknoloji de gelişti ya, şimdi artık daha rahat din- leyecekler. Geçenlerde bir gazete- ci meslektaşımla konuşuyordum; jandarmanın, polisin, MİT'in mah- keme kararı olmaksızın dinleme yapmak istediğini ve bunu meşru ha- le getirmek niyetinde olduklarını söyledi. Yani, uluorta herkes kanu- ni 'dayanağı' hazırlanmış olarak da dinlenebilecekti... İlk dinleme skandalı ya da dinle- me olayı bizlerin ne zaman karşımı- za çıkmıştı? 12 Mart 1971 askeri mü- dahalesinin ardından yargılandığımız Dev-Genç davasında dönemin Fikir Kulüpleri Federasyonu Başkanı Yu- suf KUpeli ve bir grup arkadaşı, ka- çak olarak yaşadıkları evlerinde din- lenmişlerdi. Polisin bu dinleme za- bıtları mahkemede okunmuş ve ar- kadaşlarımız suçlanmışlardı. ••• CHP Genel Merkezi'nin dinlen- mesiyle artık bu dinleme densizliği- nin iktidar kavgasının unsuru haline geldiği anlaşılıyor. Şu anda Türki- ye'de gerçekten kuraldışı sert bir ik- tidar mücadelesi yaşanıyor. AKP, karşılaştığı kapatma davası yüzün- den makul olmayan bir ruh hali içi- ne girmiş durumda. Yüzde 47'ye ya- kın oy aldığı, toplumun büyük des- teğini arkasında gördüğü bir anda yüz yüze geldiği kapatma davasının çaresizliğini yaşıyor. AKP'nin kapatılmasını isteyen çevreler de aslında belli bir çaresizlik içindeler. Çünkü, AKP kapatılsa ve başta Başbakan Erdoğan ve bir kı- sım milletvekili Meclis dışında kal- salar bile, siyasi tablonun değişme- si mümkün görünmüyor. AKP'lilerin Meclis'teki çoğunlukları devam ede- cek. Yine o kesime dayalı bir hükü- met yeniden oluşacaktır. Hatta daha da ileri giderek şunu söyleyebiliriz: Meclis'in yüzde beşi eksildiği zaman anayasa gereği üç ay içinde ara seçimler yapılmak zo- runda. Yani milletvekilliği düşen AKP'liler (bunlara Tayyip Erdoğan da dahildir) kısa sürede Meclis'e geri dönebilecekler. Sonuç olarak AKP'yi siyasetten tasfiye planı o kadar da gerçekçi görünmüyor. 28 Şubat döneminde REFAHYOL hükümeti tasfiye edilirken Meclis içinde Refah Partisi dışında bir se- çenek yaratmak aritmetik olarak mümkündü. Bu kez böyle bir imkân yok. Zorlama daha da arttırılarak sürdürülebilir mi? Bu ne olabilir? AKP'yi parçalamak ve bu parçala- ma yoluyla Meclis'teki dengeleri de- ğiştirmek... Şu ana kadarki manzara bunun da çok mümkün olmadığını gözler önü- ne seriyor. AKP kapatılsa, Başbakan Erdoğan Meclis dışında kalsa bile AKP kökenli Meclis çoğunluğu var- lığını sürdürecek. ••• Işte bu tablo gerginliği arttırıyor. AKP ile sert bir kavga içine giren ke- simler bu iktidarın kendi çevresinde bir ekonomik güç oluşturma faaliyeti içine girdiğini düşünüyorlar. Sabah- atv'nin Çalık grubuna geçmesi de bu çevrelerde tepki yarattı. Medyanın bir bölümünün AKP'nin kontrolü altına girmekte olduğu gözleniyor. Sonuç olarak, AKP merkezli yeni yapılanma ile bu yapılanmayı ken- dileri ve Türkiye için tehlikeli gören çevreler arasındaki kapışma meşru zeminlerin dışına taşarak devam edecek gibi görünüyor. "Içkiyasağı geliyor" yayınları ile yasadışı dinle- me etkinlikleri de bu kavganın bir yansıması olarak okunabilir. ••• Türkiye'nin temel sorunu meş- ruiyet. Demokratik bir ülkede so- runlar meşru zeminler içinde çözü- lür. Türkiye yarı demokratik bir ülke sayılır. Bu nedenle meşru olanla, gayrimeşru olanın iç içe geçtiği bir yaşamımız bulunuyor. Herkes de- mokrasiyi ve insan haklarını kendi- sine istiyor. Başkasının haklan ile de ilgilenmiyor. Gerçek demokrasi, herkesin hak- kının korunduğu hukuki rejimin adı- dır. Ülkemizde siyaset ve yönetim ne yazık ki henüz tamamen hukuk ze- minine oturmuş değil. Böyle olduğu için de demokrasi dışı yol kazalan hiç bitmiyor. CHP Genel Merkezi'nin dinlenmesi rezalettir. Siyasi mücadelenin meşru ze- minde yürütülmesi demokrasinin olgunlaşmasıyla mümkün hale ge- lecektir... !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle