23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 29 MAYIS 2008 PERŞEMBE OLAYLAR VE GORUŞLER EVET / HAYIR OKTAY AKBAL Tek Başına Mutlu Olmak! "Mutlu değiliz, öyleyse mutluluk diye birşeyyok- tur, onu ancak özleyebiliriz." Anton Çehov, Üç Kız Kardeş adlı oyununda kahramanlarından birine böyle söyletir. Rusya taşrasının kasvetli gecelerinden birinde üç kız kardeş pencereden yağan kara bakar, biranlam ararlar yaşamda, bir güzellik, bir değer... Bula- mazlar, bulamayacaklardır da! Yalnız üç kız kardeş değil, Çehov'un bu oyunundan başka yaprt- larındaki kişiler de, "Tüm sanatçılar, düşünürler mutluluk diye bir şey ararlar, ararlar... Bulduklan anda yitirirler. Daha doğrusu bir sis, bir düş olduğunu anlarlar sonunda. Mutluluk, bir arayış, bir özleyiş olmalı derler kendi kendilerine." Gazetede okumuştum, Amerikalı ünlü araştır- macı Dr. Gallup, "insan mutluluğunun nedenleri- ni" bulmak amacıyla geniş bir soruşturmaya gi- rişmiş. Ben, böyle soruşturmalardan bir sonuç alı- nacağına inananlardan değilim. Diyelim, bin kişiye, yüz bin kişiye, bir milyon kişiye sordular: "Mutlu- luğun nedenini anlatır mısın?" Alacakları yanıtlar şunlar olabilir: Mutluluk, zenginliktir, sağlıktır, aşktır, uzun yaşamdır, ünlü olmaktır, vb. vb.. Ya da hepsini birden kendi kişiliğinde toplamaktır, hem zengin, hem sağlam, hem sevmiş sevilmiş, hem de uzun yaşamış, ün kazanmış olmaktır. Başka ne diyecekler? Hani, ünlü masalda tek gömlekli çobanın mut- luluğunu ödemesi gibi padişahın... Yitirilecek bir şeyi olmamak da bir mutluluk nedeni olabilir. Zen- gin, param çalınacak diye, güzel sevgilisi olan, bir gün onu başkası elimden alacak diye, sağlam kişi, ya hastalanırsam diye, ünlü biri, günü gelir tanınmaz olursam diye üzülecek, korkacak, yaşadığı anlann tadı, kısacası mutluluk saydığı şey de yitip gidecek elinden... Dr. Gallup, diyor ki: "Insanlann mutluluğunun ne dereceye kadar onların maddi koşullanna bağlı olduğunu ortaya çıkarmaya çalışacağız? Kişilerin korku ve umutlan, dinsel inançlan, kadının dünyada- kiyeri hakkındaki düşüncelerinden hareket ederek onları nelerin mutlu ettiğini bulmalı." ••• Mutluluk nedir? Bir Çin şairi, Li Ta-Po'ya göre şudur: "Bana, mutluluk nedir diye mi sorvyorsunuz siz? Size yolu sorduktan sonra şarkı mınldanarak yürüyüp giden küçük bir kız." Hafız'a göre ise: "Dostlar, bir şarap testisi, boş zaman, bir kitap, çiçekler arasında bir köşecik." Felicien Marceau'ya göre: "Ne istediğini bilmek ve onu olanca gücüyle istemek." Jokai'ye göre: "En azla yetinmek." Tolstoy'a göre: "Bende olanları sevmek, olmayanların üzerine düşmemek." Eflatun'a göre: "Bilge ve iyi olmak." Aisklos'a göre: "Dengini bulmak." Bakın, bunca ünlü kişi kendilerine göre an- lamışlar mutluluğu. Biraz da kuşkuyla, inanma- zlıkla... Var mıdır öyle bir şey, diyerek. An, olsay- dı, ne güzel olurdu, diye iç çekerek? Kimi de kesin mi' kesifl, örneğin Napolyon, "Mutluluğa asla inâhmaüım" demiş, kesmiş... Maugham ise TKıfıyada herkese yetecek kadar mutluluk yoktur" buyurmuş. Ingiliz yazarı ekmek, su, hava gibi bir şey sayıyor mutluluğu. Yetmiyor o zaman da!.. Dünyada açlık çeken milyonlar, milyonlar var. Kamı aç. Kişi mutluluk nedir arar mı, düşünür mü? Bir dilim ekmek bulduğunda mutludur. Başka biri ise sabah akşam üç öğün yer, gezer, tozar, akşamüstü ufka bakar, "An canım çoksıkılıyor, çokmutsuzum" diye iç geçirir. Kendi açılarından ikisi de haklıdır mutsuzluğunda?.. ••• Mutluluk bir düş, bir hayal, bir insan icadı!.. Elle tutulmayan şeylerden her zaman kuşku duymalı. Dünyamızın korkudan, açlıktan, ezilmişlikten kur- tulmasıdır her şeyden önce önemli olan. "Biryan- da ölüler, bir yanda diriler I gel keyfim gel" demişti Anday bir şiirinde. Onun gibi bir yanda açlar, bir yanda toklar, bu durum ortadan kalk- madan tüm insanlık belirli bireşitlik düzeyine, bir kurtuluşa, çıkışa ulaşmadan "mutluluk arayıcılan" havanda su döven, renkli kelebekler avlayan kimseler olmaktan ileri gidemeyeceklerdir. Ama, "Ben mutluyum" diyenler de vardır elbet: Parası var diye, karısı güzel diye, evi rahat diye, yarını güvenli diye, en iyi yemekleri yiyorum diye!.. Bunun adı mutluluk olmamalı derim ben. En güzel sözü, Albert Camus söylüyor Veba'sında: "Birinsanın tek başına mutlu olması utanılacak bir şeydir." KMRAD10HNZ İŞTE İNSAN Saldırganlığın Doğası Uzerine insam kendi gerçek "tarihi" ile barıpaya çagıran davramşbflimin kurucularından Konrad Lorenz, barış"ın yolunun da tiirlerin evrim tarihindeki yerini kabul edip kavramaklan ğeçligini anlaüyor. fnsanın saldırganlık dıirfiisii, Lorenz'fn manilestosuna dönüşuyor. Of Cumhuriyet V Kitapları www.cumhuriyetkitaplari.com Markaz: Prot Nureltin MazharÖktel Sokak No: 2 Şişli Tel: 0 212 343 72 74 Ankara Şobe: Atatürk Bulvan No. 125 Kal 4 Bakanlıklaı Tel 0 312 419 50 20 lımlr Şube: H /iya Bulvan 1352 Sokak No 2/3 Pasaport Tol- 0 232 441 12 20 AiKİA Yayın Oaorlım ALFA DAĞIT1M ITOS11BI3 AKP'nin 'Hukuk Reformu Strateji Planı' "Hukuk Reformu Strateji Planı"nda, yargıçlann ilerleme ve gelişmesini, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin görevleriyle ilgili sorumluluklannı yönetimin buyruğu altına almayı amaçlayan daha başka tasarımlar da bulunmaktadır. Avrupa Birliği'nin Gelişmeden Sorumlu Komiseri Rehn'in ne diyeceğini bilemeyiz ama, değil AB üyesi, Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin hiçbirinde, yeri geldiğinde kendilerini ve işlemlerini yargılayacak olan yargıçları yürütme ve yasama organlarına bağımlı kılan düzenlemeler yapılamaz. Güney DİNÇ A KP, demokratik hukuk dev- letini yok etmek için başla- dığı koşuyu döludizgin sür- dürüyor. Son girişimi de yar- gı bağımsızlığını tümüyle ortadan kaldırrnayı amaçlı- yor. "Hukuk Reformu Strateji Planı" adı- nı taşiyan orta boy kitap büyüklüğündeki bir dizi yasa değişikliğini içeren taslak, 6 Mayıs 2008 günü Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından Ankara'ya gelen Olli Rehn'e tn- gilizce olarak sunulmuştur. Türkiye'yi ka- ranlığa gömecek olan bu girişim için şimdi Avrupa Birliği'nin onayını bekliyorlar. "Hukuk Reformu Strateji Planı" gibi abartılı bir görününıle sergilenen bclge, ger- çekte belli bir bilimsel tutarhlık içermiyor. Ge- rckli gereksiz pek çok konu, belli bir düzeni olmaksızın birkaç yerde yinelenen başhklar- la, karmakarışık biçinıde derlenmiş. Bu içeriğiyle tasannın AB'ye verilen bir "ev ödevi" niteliğinde olduğu kolayhkla görül- mektedir. Ancak söz yargıya gelince, onca laf kalabalığı arasında gizlenınek istenen korkunç gerçek bütün çıplaklığı ile ojtaya çıkıyor. AKP'nin yargıyı da kendi buyruğu altına al- maya hazırlandığı, gerekçeleriyle birlikte or- taya konuluyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun günümüzdeki yapılanmasında "demokra (i k meşruiyet ilkesine yeterince riayct edil- mediği" ileri sürülen rapordaj yargı bağım- sızlığını sağlamak gerekçesiyle Kurul'un na- sıl oluşturulacağı aşağıdaki tümcelerle açık- lanıyor: "Anayasanın 9'uncu ınaddesiiHİe de be- lirtildiği gibi yargı yctkisi, cgemenlik hak- kının doğal bir sonucu ve özel bir tezahür şekli olup, hâkimler bu yetkiyi egemenliğin sahibi olan nıillet adına kullanmaktadırlar. Bu sebeple yargı yetkisinin kendisine meş- ruiyet ka/andırabilmesi için doğrudan ve- ya dolaylı olarak cııilli iradeden kaynak- İunnıası gcrekir. Nitekim bunun gcreğine ve adaletin halka daha yakııı olmasımn sağ- layacağı büyük yarara inanan bazı dev- letlerde, yasama ve yürütme organları temsilcileri gibi hâkimler de doğrudan doğruya halk tarafından seçilmektedir. Halk tarafından seçim sisteıninin teknik ve diğer nedenlerle mümkün olmadığı dev- letlerde ise atama işlemi temsili demokra- si ilkelerine uygun olarak yasama vc ço- ğunlukla yürütme organlarınca yapıl- maktadır. Diğer bazı devletlerde de ata- malarda hâkimlere söz hakkı tanınmakta veya bu işler için milletin temsilcileri olan yasama ve yürütme organlarının temsilci- leri ile birlikte hâkimlerin de katıldığı özel kurullar oluşturulmaktadır. 1982 Anayasası'mn 159'uncu maddesi ile kurulan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Ku- rulu'nda, yürütme organı da temsil edilmek suretiyle, ıııilli hâkimiyet ilkesine yönelik önemli bir adım atılmıştır. Ancak, mcvcut düzenlemcye göre gerek Kurul üyelerinin, gerekse bir bütün olarak Kurul'un yasa- ma organına karşı hcrhangi bir sorumlu- luğu söz konusu değildir. Bununla birlik- te, Kurul'un başkanı olan Adalet Baka- nı'nın, hâkim ve savcıların özlük işlerinin görülmesi ve dolayısıyla yargı hizmetinin gereği gibi yapılması konusunda yasama or- ganına karşı sorumluluğu vardır. Adalet Bakanı'nın Kurul'da yer alması demokratik meşruiyet ilkesi açısından önemli olmakla birlikte Yasama orgamnın Kurul'a üye seçimi için yetkisinin olmaması bir eksiklik olarak görülmektedir. Yapı- lacak çalışmada ülkemizde de Yasama ve Yürütme organı (Cumhurbaşkanı) tara- fından Kurul'a hâkim ve savcılar arasın- dan üye seçimi konusunda görev ve yetki verilmesi planlanmaktadır." lşte tasarlanan büyük oyun, yukandaki tüm- celerde açıkça ve yüzsüzcc ortaya konulmak- tadır. AKP'nin Adalet Bakanı, Türkiye'dcki yargı orgamnın "meşruiyetten" yoksun bu- lunduğunu ileri sürmektedir. Yargı'ya, varol- mayan "meşruiyetinin kazandırılabilmesi için" ise, doğrudan yürütmenin emrine veril- mesini öngörmektedir. Böylece Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun yargıçlar üze- rindeki tüm yetkileri, Cumhurbaşkaııı eliyle yü- rütmenin denetimine bırakılmaktadır. Parla- mento'da çoğunluğu ele geçiren, yargıya da egcmcn olacaktır. Kuvvetler aynlığı ilkesiy- lc birlikte, özellikle Türkiye Cumlıııriyeti'nin gelcneksel yapısını yok etmek amacıyla ta- sarladıklan bu kıskaca, AB'den destek ara- maktadırlar. Eğer böyle bir "olur" alırlarsa, ha- zırlayacaklan yasada, hiç kuşku yok ki, daha nice tuzaklar bulunacaktır. "Hukuk Reformu Strateji Planı"nda, yargıçlann ilerleme ve gelişmesini, Yargıtay, Danıştay, Anayasa Mahkemesi başkan ve üye- lerinin görevleriyle ilgili sorumluluklarını yönetimin buyruğu altına almayı amaçlayan daha başka tasanmlar da bulunmaktadır. Av- rupa Birliği'nin Gelişmeden Sorumlu Komi- seri Rehn'in ne diyeceğini bilemeyiz ama, de- ğil AB üyesi, Avrupa Konseyi'ne üye ülke- lerin hiçbirinde, ycri geldiğinde kendilerini ve işlemlerini yargılayacak olan yargıçları yü- rütme ve yasama organlarına bağımlı kılan dü- zenlemeler yapılamaz. Aksini düşünenlerin, Avrupa tnsan Hakları Mahkemesi'nin Söz- leşme'nin 6. maddesiyle ilgili olarak adil yar- gılanma hakkı bağlamında verdiği yüzlerce ka- ran okuyup anlamalan gerek ir. Hemen her soruna tek tümcede değinip ge- çen "Hukuk Reformu Strateji Planı"nda, konu yargıçlarla ilgili olunca, aynntılı, ge- rekçeli öneriler geliştirilmiştir. Bu göriişleri üretenlerin neler amaçladığı da yazdıkların- dan kolayhkla anlaşılmaktadır. Her işlem ve eylemi ile hukuk dışına çıkan bir siyasal ik- tidarın yargıdan övgüyle söz etmesini bekle- miyoruz. Ancak Türkiye tarihinde yargıdan gelen çok haklı eleştiri ve uyanlan "dam üs- tünde saksağan" saygısızhğı ile değerlen- direbilen bir başka adalet bakanı da görül- memiştir. Demokrasi karşıtı tutumunu yaşa- nan her olayda açıkça ortaya koyan siyasal ik- tidarın artık yalan dolanın ötesinde söylene- cek bir sözü kalmamıştır. Bu gerçeği hepimiz görnıeliyiz. BEN BİR CEVİZ AGACIYDIM LİKÖR FABRİKASI'NDA • ; * . Adı : Ceviz; Yaşı : 77 : Şişli'deki son yeşil alanda olmak Cezası: Testere ile kesilmek Şişli Mecidiyeköy'deki son y<>:; ;il alan l iköı I abrikası Arsası, 25 Nisan 2008'de yolsuz- lukUır abidosi TOKİ tarafından AKP'li Kiler'in tek başına katıldığı ihalede muhammen be del üzerinden (295.7 milyon Yll) "havale" edilmişti. Şişli halkı bu arsanın kültür, sanal vr; spoı alanı olarak düzenlenmesini istemelerine rağmen, kiioı bu son yeşil alana alışveriş merkezleri ve rezidanslaı yapmak üzere harekete geçmişti. CHP olarak rekabei koşullan- nııı oluş(turul)madığı bu ihalenin i[)tali için güçlü delillerie çeşitli mecralara başvurmuştuk. Bunun ıı/< v ıııı<' POKİ Yönetimi muhtemelen iptal edilecek olan bu ihaleyi "yavuz hırsız ev sa- hibini bastırır" misali 30 Mayıs 2008 tarihinde yeniden düzenliyor. Göroceksinizcsiniz, i)iı d©fa birkaç paravan şirketle birlikte düzenlenecel Birilori yn ı< > bazı iş adamlanna "Sabah-Atv'de olduğu gibi" "havale"ye kanşma " edecek. Davalanmız sona erdiğinde plan değişikliği iptal ödilirss bu döfa konut/iş yeri alacak üçüncü şahıslar zarar görecek. Şişli'ye son yeşil alanı da çok görenleri uyarıyoruz ( ). Bu konu klasik muhalefei anlayışının ötesindedir. Çünkü burada yalnızca CHP'lilerin çocukları oynamaya- caklar. Biraz vicdanı olan herkesi bu mücadeleye sahip çtkmaya çağınyoruz. Ağaçlanmızın çığlığına kulak veriyoruz. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkıyor, TO 'e karşı dire- niyoruz... Dursun Çaltı CHP Sisli llce Baskj TOKİ'yi Protesto için: : 0312J266 7G H0 F.ıx: Q312.266 77 48 www.loki.ç|ov.tr. CHPŞişli İIIIANTJŞII BABAN SAĞ OLSDN flltan Taşcı, en küçüğii 12 yaşmda olan "girişimci çocuklar"ın öykfisOnii yazdı. Ancak yazdıkları öykü değil gerçek; Recep Tayyip Erdoğan'dan Abdullah Gül'e, Kemal Unakılan'dan Bfnali YUdırım'a "Duyfikler"imizin çocuklarının inanılmaz servetini belgeledi. BtlENT TANÜR KURTIILIŞ KllREBŞ Bu kitabm konusu ve amacı olaysal tarlhin hikâye edilmesi değil, bunların arka planmdakî "ğiziî mantık" bağlarmın b'ne çıkarılmasıdır. ADNAN BİNYAZAR KITIPI1İ Adnan Binyazar'm eleştiri imbiğinden geçen kimi ozanlar, kimi yazarlar ve kimi kitaplarda kuşaksal kümeleşmeyle sınırlı olmaksızın edebiyahn özgür yarahmı ile tanışıyoı; biçimsel kalıplara bağlı kalmaksızın, özgürce diişünmenin (adına varıyorsunuz. AlKlAv«ın« n* ı A L F A rıyıo-Daiıtım D A Û , T I M 02122724548 c<Cumhuriyet Kitapları www.cumhuriyetkitaplari.com Markaz: Prol. Nurettin MazharÖktel Sokak No: 2 Sisli Tel: 0 212 343 72 74 Ankara Şube: Atatürk Bulvarı No: 125 Kat 4 Bakanlıklar Tel: 0 312 419 50 20 Izmir Şube: H /iya Bulvarı 1352 Sokak Up: 2/3 Pasaport Tel: 0 232 441 12 20 I-
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle