04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MART 2008 CUMARTESİ 8 TÜRKİYE İstanbul Edirne Kocaeli Çanakkale İzmir Manisa Aydın Denizli Zonguldak Açık İstanbul HABERLERİN DEVAMI PB PB PB PB PB PB PB PB PB 15 18 20 15 20 20 22 23 18 Sinop Samsun Trabzon Giresun Ankara Eskişehir Konya Sıvas Antalya PB PB B B B B B S B 19 24 23 24 21 21 22 12 24 Adana Mersin Diyarbakır Şanlıurfa Mardin Siirt Hakkâri Van Kars B B B B B B B B B 27 26 22 24 21 21 7 8 6 Trabzon Ankara İzmir Hakkari Antalya Adana Ş.Urfa Erzurum Yurdun batısı ile zamanla iç kesimleri parçalı çok bulutlu, diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Doğu bölgelerde sabah saatlerinde buzlanma ve don olayı, Marmara ile iç ve doğu kesimlerde sis görülecek. Hava sıcaklığı yurt genelinde artacak. Çok bulutlu DIŞ MERKEZLER Oslo Helsinki Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Paris Bonn Münih K 4 K 2 K 8 Y 11 Y 12 Y 9 Y 10 Y 6 Y 8 Yağmurlu Stockholm Berlin Budapeşte Madrid Viyana Belgrad Sofya Roma Atina Zürih Y Y B Y Y Y Y PB Y 11 11 17 8 11 14 14 17 10 Moskova Aşkabat Astana Taşkent Baku Bişkek Tiflis Kahire Şam Karlı K B B B B B B A A 3 17 5 23 10 17 12 27 28 Londra Berlin Moskova Belgrad Madrid Ankara Taşkent Tahran Kahire Sulu kar Gök gürültülü Parçalı bulutlu Sisli Bulutlu GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK ? Baştarafı 1. Sayfada Gelmiş geçmiş en kötü Dışişleri bakanı olan Çankaya’daki AKP’li, madem ki seçilmiş bir cumhurbaşkanıdır, öyleyse ne olursa olsun, ister hain ister düşman, Türkiye’ye davet edeceğini ilan buyurdu. Yukarıdaki, bugünlere değin yaptıkları, gün gelecek yapacaklarının kanıtı olan Kürt aşiret reisini, İngiltere ile Amerika’nın her dem kapıkulu Talabani’yi nihayet Ankara’da ağırlamak onuruna erişti. Talabani öyle bir karakter sahibi ki; herhangi bir ülke devlet başkanına Türkiye’nin uyguladığı resmi protokol dışında bırakılmayı içine sindirdi. Havaalanından adeta mal kaçırılır gibi alınmayı, burada iş ziyareti çerçevesinde kabul görmeyi kabullendi. Ne askeri tören ne de kırmızı halı. Oysa Talabani, uzun yıllar terör örgütünün yanında yer alarak Türkiye’ye (belgeleri Genelkurmay arşivlerinde) ihanetinin karşılığını kırmızı halılar üzerinde yürümeyi, devlet başkanı olarak askerin kendisini selamlamasını bekliyordu, Çankaya’dakinin çabasına karşın düş gerçekleşmedi. ??? Köşk, Talabani’nin ziyaretini “asgari” zararla kapatmak telaşında... Onca devlet adamı gelip gidiyor, üstelik her biri Türkiye’nin ulusal sorunlarıyla ilgili görüşmeler yapıyor. Ama AKP’li Köşk, bir kez olsun, bu ziyaretler sırasında basını bilgilendirmeyi aklının ucundan geçirmiyor. Talabani’nin ziyareti konusunda önceki gün Çankaya’da alelacele bir brifing düzenleyerek basının bu ziyarete karşı bir tavır almamasını sağlamaya girişti. Yok Anıtkabir’i ziyaret edecekmiş de, yok koruyup can ciğer dost olduğu terör örgütünün Türkiye’nin de, ABD’nin de ve Irak’ın da düşmanı olduğunu söyleyecekmiş de… Talabani tabii böyle konuşacak. O bir papağan. Başkan Bush, çok önce terör örgütünün Irak ve Türkiye ile ABD’nin de düşmanı olduğunu açıklamadı mı? Çankaya’daki Bush’un bu sözünü burada yineleyecek olan Talabani’yi neredeyse Türkiye’nin düşmanı karşısında saf tutan büyük bir dost ilan edecek! Talabani ve benzerlerinden dost olmaz! ??? İkinci konuk MA Talat. Güney Kıbrıs’ta Papadopulos gitti, yerine Dimitris Hristofyas geldi. KKTC’nin iç ve dış politikasını tezgâhlayan “bizimkiler” hareketlendi. Hristofyas ikili görüşmelere açık. Kıbrıs sorununu çözmek istediğini söylüyor. Yunanlılar veya Rumlar bir adım atarlarsa, Türkiye bir adım önde olacak dememiş miydi RTE? Kolları sıvadılar “müttefikleri” Talat’la... Hristofyas’ı nasıl kündeye getireceklerini oturup hesapladılar. Yeni Rum lider görüşmeye, birleşmeye karşı değil, velakin ufak tefek koşulları var: Örneğin, seçilir seçilmez soluğu Atina’da alıyor, ama KKTC’nin Türkiye ile ilişkisini kesmesini istiyor. Talat’ın “işgalci” diye tanımladığı Türk askerinin Kıbrıs’ı terk etmesini istiyor. Talat zaten birleşmeye baygın. Türkiye olmazsa çoktaaan Rumların kabul edilmesi olanaksız pek çok koşuluna şapkayı çıkarmıştı. Talat’la Çankaya’da, Başbakanlık’taki görüşmelerde temel koşullarını açıklayan Hristofyas’ın “rengini belli etmesini” beklemeye karar verilmiş. Ama kimi sorular yanıtsız: Bugünlere dek çözümsüzlük çözüm değildir diye bangır bangır bağıran Ankara’dakiler, bakalım nasıl bir adım atacak? Bağımsız bir devlet olmayı ve kalmayı bir türlü içine sindiremeyen MA Talat, birleşme derken Rumların, Türkleri bir azınlık olmanın ötesinde bir konumda gördüğüne inanıyor mu acaba? Güney Kıbrıs’ta yönetime kim gelirse gelsin, Kıbrıs’ta eşit iki toplumlu federatif bir devlet olmayı kabul edemez: İpini çekerler! Bizde ise bağımsızlığı sonuna kadar savunanı (örneğin Rauf Denktaş) indirip yerine bağımsızlık karşıtı birini KKTC’nin başına getirirler. Başlasınlar ikili görüşmelere… Rum Lefkoşa’sı ile Türk Lefkoşa’sı arası git gel beş dakika... Ankara’yı ziyaret eden Talabani’yi hiçbir askeri yetkili karşılamadı GÜNDEM ? Baştarafı 1. Sayfada MUSTAFA BALBAY ‘Teröristi vermem’ ısrarı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani, “çalışma ziyareti” kapsamında geldiği Ankara’da, Türkiye’nin beklentilerine uygun şekilde güçlü mesajlar vermedi. “Kürt kedisi bile vermem” sözüne de açıklık getirmeye çalışan Talabani, “Kedi konusunda yanlış anlama söz konusudur. ‘Kürt kedisi’ değil ‘Irak kedisi’ dedim. Ben Irak Cumhurbaşkanı’yım. Ben Irak’ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı için Kuranıkerim’e ant içtim. Bir Iraklıyı Türkiye gibi dost olan bir ülke olsa bile vermek Irak anayasasına aykırıdır” dedi. Ankara’ya gelişinde Talabani’yi hiçbir askeri yetkili karşılamazken Çankaya Köşkü’nde de askeri tören düzenlenmedi. Beraberinde Maliye Bakanı Bekir Cabir El Zubeydi, Petrol Bakanı Hüseyin El Şehristani, Su Kaynakları Bakanı Abdullatif Raşid Latif, Milli Güvenlik Bakanı Şirvan Vaili ile birlikte Ankara’ya gelen Talabani’yi, Esenboğa Havalimanı’nda Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Irak Özel Temsilcisi Vekili Elçi Murat Özçelik, Ankara Valisi Kemal Önal, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Sertaç Bucak, Katılımcı Demokrasi Partisi Genel Başkanı Şerafettin Elçi ile Arap ülkelerinin Ankara’daki büyükelçileri karşıladı. Mozoleye çıkamadı Esenboğa Havalimanı’ndan Anıtkabir’e geçen Talabani, “Rahatsızlığı nedeniyle” mozoleye çıkamadı. Talabani’nin yerine, I Irak Cumhurbaşkanı Talabani, Çankaya Köşkü’nde Cumhurbaşkanı Gül’le bir araya geldi. (AA) ÜAK, türban ve atamaların durdurulmasını değerlendirdi ‘Baskıya boyun eğmeyiz’ GÜRSU KUNT ANTALYA Üniversitelerarası Kurul (ÜAK) Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Mustafa Akaydın, kurul üyelerinin her türlü baskı ve tehdide karşın onurlu, dik, cumhuriyetçi, Atatürkçü bir duruş sergilediğini söyledi. ÜAK’nin 167. toplantısı Akdeniz Üniversitesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Antalyalı sivil toplum örgütü temsilcileri de rektörleri toplantı salonu girişinde, ellerinde Türk bayrakları ve “Türkiye laiktir, laik kalacak”, “Tayyip türbanı al başına tak” sloganlarıyla karşıladı. Toplantının basına açık bölümünde ko nuşan Akaydın, Türkiye’nin son 1.5 ayda oldukça hareketli gündem yaşadığını belirtti. “Özellikle laik Cumhuriyeti son derece tehdit eden ve üniversiteleri de yakından ilgilendiren, basitçe ‘türbana özgürlük’ diye isimlendirilen hareketli bir süreç yaşıyoruz” dedi. ‘Bizden görüş alınmalı’ Akaydın, son günlerde yaşadıkları baskının sadece türbana endeksli olmadığını belirterek üniversitelere YÖK Genel Kurulu’ndan geçmeksizin 15, 18 ve 22 Şubat’ta üç genelge gönderildiğini söyledi. Bu genelgelerin atama aşamasındaki öğretim üyesi kadro larının atanmasını durdurduğunu anlatan Prof. Akaydın, “Bu uygulamalarla kaliteli eğitimi geliştirmek mümkün değildir” dedi. ÜAK, yaklaşık 3.5 saat süren toplantısının ardından, kadro atamalarının durdurulmasına ilişkin bir bildiri yayımladı. “Doğrudan eğitimle ve üniversitenin görevleriyle ilgili konularda, üniversitelerin görüşleri alınmadan yapılan uygulamaların zarar ve tehlikelerini kamuoyuna duyurmayı ve yetkilileri acil önlem almaya davet etmeyi bir görev sayar” denilen bildiride, uygulamaların hukuka güven, devlete güven ve istikrar ilkeleriyle bağdaşmadığı belirtildi. rak Milli Güvenlik Bakanı El Vaili Atatürk’ün mozolesi önünde saygı duruşunda bulundu ve mozoleye çelenk koydu. Talabani, Anıtkabir Şeref Defteri’ne ise Arapça yazdığı mesajında Atatürk’ten övgüyle söz etti. Talabani, kendisi için tahsis edilmiş tekerlekli sandalye ile Anıtkabir müzesini gezdi. Daha sonra Çankaya Köşkü’ne geçen Talabani Gül ile baş başa görüştü. Görüşmelerden sonra düzenlenen basın toplantısında Gül, “Terör acısını en iyi Irak halkı bilmektedir. Dolayısıyla terör ve terör örgütü PKK ile mücadelemizi en iyi onların anladığını düşünüyorum. Bunu müşterek bir bela olarak görüyorum. Hiçbir ülke, toprakları üzerinde silahla gezen, terör yapan bir örgüte müsamaha etmez” dedi. Talabani de ziyaretinin amacını, “Türkiye’yle stratejik ve sağlam bir ilişki kurmak” olarak ortaya koyduktan sonra “Biz burada siyasi, ticari, güvenlik, kültürel, petrol gibi bütün alanlarda sağlam ilişkiler kurmayı arzu ediyoruz” dedi. Talabani, “PKK’nin Irak’ta terör kampları var.TSK, hava ve kara operasyonu yaptı. İhtiyaç halinde yeniden operasyon yapılacağını da duyurdu. Siyasi çözüm öneriniz hâlâ var mı? İade taleplerini ‘Kürt kedisi vermem’ diye yanıtlamıştınız. Şimdi nasıl değerlendiriyorsunuz?” yönündeki bir soruya karşılık olarak şunları söyledi: “Irak’ın yaklaşımı net ve açıktır. Irak’ın anayasası Irak toprağında hiçbir silahlı grubu barındıramaz. Siyasi çözüm konusu ise Türkiye’nin iç meselesi. Buna müdahale etmeyiz. Kedi konusunda yanlış anlama söz konusudur. ‘Kürt kedisi’ değil ‘Irak kedisi’ dedim. Ben Irak Cumhurbaşkanı’yım. Irak’ın toprak bütünlüğü ve bağımsızlığı için Kuranıkerim’e ant içtim. Bir Iraklıyı Türkiye gibi dost olan bir ülke olsa bile vermek Irak anayasasına aykırıdır.Tabii komşumuza karşı eylemlerde bulunan grupları kabul etmeyiz. PKK’ye karşı silahlarını bırakmalarını ve bölgeyi terk etmelerini istedik.Türk halkına, askerlere ve komutanlara şükranlarımı sunuyorum.” Talabani’nin görüşmede Türkiye’nin Bölgesel Kürt Yönetimi lideri Mesud Barzani’yle de diyolog kurması telkininde bulunduğu öğrenildi. Biz siyasal yanını sütuna yatıralım... Daha ilk günden şu değerlendirmeyi yapmıştık: Anayasada yapılacak değişiklik, türbanı çözmez, düğümler... Sorunun sonu değil, başlangıcıdır! Ne yazık ki süreç böyle işliyor. AKP yönetimi türban kuralını eskisi gibi uygulayan rektörlere haddini bildirme sorumluluğunu Dengir Mir Mehmet Fırat’a vermiş olmalı... Rektörler bir araya geldi, konuyu mu konuştu; Fırat, başlıyor fırlatmaya... Her türlü sözü edip bir de “Biz onlar kadar ceberut olamayız” demiyor mu? Güler misin ağlar mısın? Çözer misin bağlar mısın? Öyle anlaşılıyor ki, Fırat bugünlerde en çok psikiyatrları düşünüyor. Aklında fikrinde onlar olmalı... Amerika’dakilere sunduğu anayasa taslağına ilişkin tartışmaların arasında buna da değindi. Diyor ki: “...Baş örterek rejim tehlikeye girmez... Bir doktora başvurarak korkularını yenebilirler. Ben inanıyorum ki bir psikiyatr kendilerine çok daha makul bir şekilde anlatır...” Bu değerlendirmeyi yapan kişi, AKP’nin Genel Başkan Yardımcısı! Kendisi bir süre önce de CHP Genel Sekreteri Önder Sav’la “beyin fırtınasına” girişmişti! ??? Fırat’ın akışı yeterli gelmemiş olmalı ki Zapsu’yu devreye soktular... AKP’deki tüm görevlerinden istifa eden Zapsu, sonunda başörtüsüne en anlamlı yakıştırmayı yaptı: “Türban takanların sadece yüzde 50’si inancı yüzünden takıyor deseniz bile, bu yüzde 50’ye türban çıkar demek, sokaktaki bir kadına donunu çıkar demekten farksızdır...” Bundan sonra akşamları evinde ailesiyle birlikte televizyon seyredenler ekranda Zapsu’yu gördü mü, hemen zap yapsın, yoksa devamı azap! Bu tarifin neresinden tutabilirsiniz? Laiklikte hassas bir kişi, bu yaklaşımla mantık üretse; AKP tayfası ne dinsizliğini bırakır, ne halka saygısızlığını! Zapsu’ya bizim de “zap”lık yanıtlarımız olur, ama bize yakışmaz! İhracattan sorumlu Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen de tartışmaya katıldı. İhraç fazlası kumaşı türbanda mı kullanacak nedir?.. AKP’nin tutumuna dikkat çeken Marmara Üniversitesi Rektörü Prof. Necla Pur’a “Kendi işinize bakın” diye çıkıştı. Siz, üniversiteyi karıştıracaksınız, rektörünü o işe karıştırmayacaksınız! Olur; bu uyanıklığın patentini alın, ihraç edin! ??? Yukarıdaki tatsız tabloya eklenecek daha çok kişi var. Girişteki vurgumuzu bıkmadan usanmadan yinelemek gerekiyor: Yapılan anayasa değişikliği türban sorununu çözmüyor, başlatıyor! Önü alınmazsa, AKP’lilerin türbana buladıkları karışık kafaları, başka simgeleri de gündeme getirir... Türbana don da bulaştıktan sonra ne diyelim? Sözümüz bugünden dışarı, bakın yüzyıllar önce Mevlana ne demiş: “Kör cehalet çirkefleştirir insanları Suskunluğum asaletimdendir Her lafa verecek bir cevabım var Lakin bir lafa bakarım laf mı diye Bir de söyleyene bakarım adam mı diye...” ankcum?cumhuriyet.com.tr KADINLARA SESLENDİ Hayali Alevi derneklerinin ardından bu kez de tanığı olmadığı konuşmaları çarpıttı Erdoğan: En az üç çocuk doğurun ? Baştarafı 1. Sayfada Zaman, ayıbını örtme telaşında MİYASE İLKNUR 8 Mart Emekçi Kadınlar Günü Turgut ÜNLÜ Eğitimci ? Baştarafı 2. Sayfada göre kadınların Meclis’te temsil oranlarının sıralamasında Türkiye’nin 89. sırada yer almasına; Kadın istihdamı oranının Türkiye’de yüzde 24 (AB ortalaması yüzde 57) olmasına; Türkiye’de 4 kadından 1’inin çalışmasına, her 100 çalışan kadının 75’inin kayıt dışı olmasına, Ücret ortalamasının erkek çalışanlarda 100 YTL, kadında 47 YTL olmasına, 2003 2007 yılları arasında kadın istihda mının yüzde 0.8 azalmasına, Evlilik sonrası edinilen malların yüzde 8’inin kadının üzerinde olmasına, Cinsiyet gelişimi endeksi sıralamasında ülkemizin 92. sırada olmasına, Son bir yılda 248 bin kadının ülkede işsiz kalmasına ve kadınımızın eve kapatılarak, başına “türban” denilen “siyasi simge”nin geçirilmek istenmesine rağmen kadınlarımız inadına 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyor. Yaşasın iş, ekmek, özgürlük mücadelemiz diyor. Türban konusunda AKP’ye destek bulmak için çırpınan Zaman gazetesi, geçen günlerde yayımladığı “Alevi derneklerinden türbana destek” başlıklı haberinde adı geçen dernekler hayali çıkınca, ayıbını örtmek için tanığı olmadığı konuşmaları gerçekmiş gibi yayımladı. Alevionline sitesi, Zaman gazetesinde türbana destek verdiği söylenen dernekleri, bölgelerinde ve İçişleri Bakanlığı kayıtlarında araştırarak bunların hayali olduğunu ortaya çıkarmıştı. Cumhuriyet gazetesi de bu siteden alıntı yaparak “Zaman’dan hayali Alevi dernekleri” başlığıyla aynı habere yer verdi. Ancak söz konusu haber, gazetemizde kısaltma yapılırken teknik bir hata sonucu yanlış anlamaya neden olacak bir şekilde yer aldığından haberin tümünü dün yeniden yayımladık. Bu arada haberle ilgili olarak muhabirimizi arayan Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir’e haberin yazıişlerinde kısaltılırken teknik bir hata nedeniyle hatalı basıldığını ve tümünün ertesi günkü baskıda yer alacağı söylendi. Hayali dernek adları ve hayali başkan adlarının listesini Zaman gazetesi ile siyasi partilere veren Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir, bu konuşmayı Zaman gazetesi ile paylaşmış. Zaman gazetesi de kendi hatalı haberini düzeltmek ve haber kaynağını sorgulamak yerine, tanığı olmadığı bu konuşmayı çarpıtarak haberleştirmiş. Hızını alamayan Zaman gazetesi, Alevionline sitesini de arayarak “Cumhuriyet gazetesi yarın özür dileyecek” diye gazetemiz adına açıklamada bulunmuş. Hayali dernekler Gazetemizin önceki günkü sayısında bu haberle ilgili teknik hata, Zaman gazetesinin yanlış ve hatalı haberini ortadan kaldırmıyor. Zaman’ın haberinde yer alan Çorum Alaca Hamdiköy Alevi Derneği araştırıldığında çok ilginç bulgulara rastlanıyor. Çorum’un Alaca ilçesine bağlı Hamdiköy adını taşıyan bir köy bulunmuyor. Hamdiköy isminde Çorum’da bir mahalle bir de köy var. Ancak bu köy Alaca’ya değil, Osmancık’a bağlı. Alevi değil Sünni köyü. Hamdiköy adını taşıyan merkeze bağlı mahallede de kurulu herhangi bir derneğe rastlanmadı. Zaman gazetesinin haberinde adı geçen bir diğer “Alevi derneği” de Çankırı Şabanözü Alevi Derneği. Bu derneğin başkanı olarak da Akif Karsavuran’ın adına yer verilmiş. KırıkkaleAnkara ve Çankırı Bölgesi’ndeki tüm dernekleri kapsayan Aydost Dernekleri Federasyonu, ÇankırıŞabanözü Alevi Derneği diye bir dernek bulunmadığını,bu derneğin başkanı olarak gösterilen Telekom işçisi Akif Karsavuran’ın da herhangi bir dernekte başkan olmadığını açıkladı. Tüban destekçisi Alevi dernekleri listesinde adı geçen sözde Alevi kurumlarından biri de Kırıkkale Fedarasyonu. Yaptığımız araştırmada Kırıkkale Federasyonu, AleviSünni tüm köylerin bağlı bulunduğu bir üst kurum. Federasyonu’nun üyelerinin üçte ikisi de Sünni. Hayali Çorum Bozköy Alevi Derneği Başkanı olarak gösterilen Faruk Uçan’ın adını “Aleviler Faruk adını koymazlar” diye sorgulamıştık. Bu konuda hayali Alevi dernekleri listesini hazırlayıp Zaman gazetesine ve çeşitli siyasi partilere veren Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir, bu derneğin başkanının adının Faruk değil Tümer olduğunu, yanlışlıkla yazıldığını belirtti. Ancak ortada hayali bir dernek olduğu için başkanın gerçek adını kendisine teyit ettirmek mümkün olamadı. Bu organizasyonun başaktörü olan Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği Başkanı Özdemir Özdemir’den bu derneklerin adlarını, telefonlarını ve başkanlarının adlarını bize vermesini istedik. Özdemir, yarım saat içinde göndereceğini bildirdi. Aradan bir tam gün geçtikten sonra telefon mesajıyla, “Ben şu anda hastayım, derneklerin tam listesini veriyorum: Samsun Vezirköprü İmirli Köyü Derneği, Hacıbektaş Kütükçü Köyü Derneği, AntalyaFinike Hasandede Türkmen Bektaşi Derneği ŞubesiÖzdemir Özdemir” bilgilerini gönderdi. Özdemir, Zaman gazetesine verdiği listede adları bulunmayan bu derneklerin de türbana destek verdiklerinden haberleri yok. Anlaşılan listeyi hazırlayan Özdemir, kamuoyuna “o dernekler olmadı yeni dernekler verelim” demek istiyor. sahip değildir. Katili affetme yetkisi aslında maktulün vârislerine aittir, öyle olması lazım. Bununla ilgili kanun çıkardığın zaman en büyük zulmü yapmış olursun. Katilse cezasını çekecek.’’ Aynı yurttaşın, “Sen de olabilirsin’’ demesi üzerine de Erdoğan, “Ben olamam. Allah’ın yarattığı bir kula asla biz öyle bir zulüm yapamayız, asla” karşılığını verdi. Yeni yasayla belediye olmaktan çıkarılan Karahallı ilçesine bağlı eski Karbasan beldesinden bir grup yurttaş da ellerindeki çeşitli dövizlerle haklarının iadesini istediler. Yurttaşa örgüt sorgusu Erdoğan, otobüsü durdurarak yanına çağırdığı yurttaşlara, “Sizi kim örgütledi, söyleyin bana’’ diye sordu. Erdoğan, “Kimse örgütlemedi, halk olarak geldik’’ yanıtını veren yurttaşlara yeniden “Bırakın şimdi, sizi kim örgütledi?’’ dedi. Atatürk Kültür Merkezi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısıyla düzenlenen etkinlikte de konuşan Erdoğan, kadınlara en az 3 çocuk doğurmaları için çağrıda bulundu. Erdoğan kadınlara şu önerilerde bulundu: “Batı şu anda ağlıyor, sakın bu tuzaklara düşmeyin. Biz genç nüfusumuzu aynen korumalıyız. Bunlar ne yapmak istiyor? Bunlar Türk milletinin kökünü kazımak istiyorlar. Eğer nüfusunuzun azalmasını istemiyorsanız, bir ailenin 3 tane çocuğu olmalı. Çocuk berekettir. Onu da bilmemiz lazım. Benim 4 tane çocuğum var. Memnunum, keşke daha fazla olsaydı. Hepsi de bereketiyle geldi.” Sınır ötesi kara operasyonunu eleştiren CHP ve MHP’ye de yüklenen Erdoğan, “Türk Silahlı Kuvvetlerimizin vermiş olduğu bu başarılı mücadeleyi siz nasıl olur da gölgelemeye gayret edersiniz, bu yetkiyi nereden alıyorsunuz? Kimse bizi ABD’den talimat alan olarak değerlendiremez. Biz de siyaset elbisesini çıkarırız. Bu kadar iddialı konuşuyorum” dedi. CUMHURİYET 08 K
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle