04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 8 MART 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN AKP’den türban ve imam hatip çeşitlemeleri: Kimi hakaret ediyor, kimi rektör azarlıyor ‘Rahmetli Laik Cumhuriyet!’ Bir arkadaşım var. TBMM’de kadrolu memur. Arada görüşürüz, geçenlerde bir yakınını yitirdi. Başsağlığı dileklerimi ilettikten sonra, kendisine sordum: Merhumun cenaze namazı ne zaman? Canım iki gün önce defnettik, dedi. Onu sormuyorum, dedim, öbürününki ne zaman? Öbürü kim? diye sordu, şaşkınlıkla. Merhum Laik Cumhuriyet canım, dedim. Onun vefatından sonra cenaze namazını kıldırmak size düşmez mi? Sen zaten, böylesin dedi, yıllardır tutturmuşsun “Laik rejim tehlikede” diye, şimdi yine aynı şeyleri söylüyorsun. Düzelttim: Yıllardır, “Laik rejim tehlikede” dediğim doğru, ama artık böyle bir iddiam yok. Ardından da ekledim: Tehlike, var olanlar için olası zarardır. Oysa rahmeti rahmana kavuşmuş olanlar için tehlike diye bir şey söz konusu olamaz. Onlar zaten yokturlar ki, kendileri için bir tehlikeden söz edilebilsin. Hiç değişmeyeceksin, kötümserliğinden bir türlü vazgeçmeyeceksin, dedi. Gelişmelerin, öngörülerimden bile daha kötü çıktığını görünce hep düşünüyorum, diye yanıtladım onu.. acaba kötümser miyim, yoksa aşırı iyimser mi? ??? Sevgili Okurlar, Bilmiyorum siz de beni, kadim dostum gibi kötümser mi buluyor, laik Cumhuriyetin rahmeti rahmana kavuştuğu görüşümü abartı olarak mı kabul ediyorsunuz? Bir ülkede, yasaların ya da uygulamalarının nasıl olması gerektiği, yasama ya da yargı yerine ulemaya, yani din bilgini olduğu ileri sürülenlere sorulursa, o ülkede laik bir rejimden söz edilebilir mi? Bakınız Türkiye’de Alevi öğrencilerin din dersi diye Sünni ideolojisini öğrenmek zorunda bırakılmaları uygulamasını kabul etmeyen ve bunların bu tür derslerden muaf tutulmasını öngören Danıştay kararına Diyanet İşleri Başkanı karşı çıkıp eleştirirken, “yargı mensuplarının, kişisel görüşleri yerine bilgi ve metodoloji içinde karar alması gerektiğini” söylüyor. Bilgi ve metodoloji içinde kararı, nasıl alacaklar? Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu bunun yanıtını da veriyor: 23 ilahiyat fakültesi bunun için var, Diyanet İşleri Başkanlığı bunun için var! Yani Bardakoğlu’na göre laik bir ülkede laik yasaların nasıl uygulanması gerektiği konusunda yargı kararı verilmeden önce, Diyanet İşleri Başkanlığı’na sorulması gerek. Başka bir deyişle, laik yasaların uygulanmasının dinen caiz olup olmadığına karar verecek olan makam Diyanet İşleri Başkanlığı’dır. ??? Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, yalnız Danıştay’ı değil, aynı zamanda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ni de eleştiriyor. Anımsayacaksınız, aynı yönde bir eleştiriyi Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da yapmış ve AİHM’nin, türban ile ilgili kararı karşısında, eleştirisini öfke dolu bir şekilde şu sözlerle dile getirmişti: Ulemaya sormuşlar mı? Değil Türkiye Cumhuriyeti’nin, mahkemelerinin aynı zamanda, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin de, toplumsal yasalarla ilgili kararlarında dinsel makamlardan icazet almaları gerektiğini düşünen bir kafanın yönetimindedir Türkiye. Bu zihniyete karşı çıkmak da, Diyanet İşleri Başkanı’na göre dinen caiz değildir. Sayın Bardakoğlu’na göre mahkeme kararlarının geçerliliği, dini otoritenin, yani Diyanet İşleri Başkanlığı’nın fetvasına bağlıdır. Bu duruma gelmiş bir ülkede artık laik rejimden söz etmenin anlamı kalır mı? Cumhuriyet gazetesi, yıllardır bu noktaya gelinmesi tehlikesini bıkmadan, usanmadan sürekli olarak dile getirdi. En sonunda “Tehlikenin Farkında mısınız?” diyerek uyarıyı manşetine taşıdı. Artık tehlike kalmamıştır, çünkü laik rejim gitmiştir. Şimdi arkadaşıma sorduğum soruyu size de sormak isterim: Laik rejimin cenaze namazını kıldırmak kime düşer? Belki de, bu soruyu size değil, Sayın Ali Bardakoğlu’na sormam gerek. AKP saldırganlaşıyor nı belirterek bu kızlarımın başları açık. Türkiden istifa eden ANKARA (Cumhuriyet Büaçıklamayı kıye’nin şeriatçı bir ülke olmasınCüneyd Zaprosu) AKP iktidarı, türban konadığını söyledan korksam, ben korkardım. su: Almannusunda gün geçtikçe daha da di. Pur’a sinirTürkiye asla İran olmaz.. çünya’nın Hannosaldırganlaşıyor. AKP Genel Başlenen Tüzmen, kü bizde öyle bir sınıf yok. Buver kentinden kan Yardımcısı Dengir Fırat, “Herkes kengüne kadar Türkiye’de türban İstanbul’a getürbanı tehlike olarak görenlerin di işine baksın. nedeniyle şişmiş bir balon oluşlen uçakta gapsikiyatra gitmesi gerektiğini Siyaseti bıratu” diye konuştu. zetecilerin sosöylerken bir dönem Başbakan Tüzmen Zapsu kın biz yapaDevlet Bakanı Kürşad Tüzrularını yanıtRecep Tayyip Erdoğan’a en yalım. Siz daha men: Türkiye İhracatçılar Meclayan Zapsu, kın isimlerden birisi olan Cüfazla bilimsel çalışma yapın, lisi (TİM) ve Marmara Üniver“Türban takanların sadece yüzneyd Zapsu, “türbanını çıkar” daha fazla makale yazın... Besitesi’nin Halkalı’da inşa edilecek de 50’si inancı yüzünden takıdemenin “donunu çıkar” denim hedefim de ihracatı daha “Teknopark” projesi için yaptıyor deseniz bile, bu yüzde 50’ye mekle aynı anlama geleceğini sada arttırmak olmalı” dedi. ğı işbirliğinin imza töreninde ko‘türbanını çıkar’ demek, sokakvunuyor. Bazı AKP’liler de, türMilli Eğitim Bakanı Hüseyin nuşan Marmara Üniversitesi Rektaki bir kadına ‘donunu çıkar’ ban konusundaki hassasiyetleriÇelik: Türban yasağına devam törü Prof. Dr. Necla Pur, Dengir demekten farksızdır. Türban ni dile getiren rektörleri azarlıyor. eden rektörleri eleştiren Çelik, Fırat’ın “idam ve rektör sözsorunu özünde insan hakları AKP iktidarının ileri gelenlerinin “Üniversiteler kimsenin babacüklerini” bir arada kullandığıkonusudur. Benim eşimin ve türbanla ilgili açıklamaları parsının malı değildir, miltinin zihniyetini net bir şelete aittir. Hukuk devlekilde ortaya koyuyor. ParMECLİS BAŞKANI TOPTAN’DAN İLGİNÇ BİR ÖNERİ tinde herkes hakkını ve tiden bugüne kadar gelen haddini bilmek zorunbazı açıklamalar şöyle: dadır. Siyaset yapacakGenel Başkan Yardımlarsa cüppelerini çıkacısı Dengir Mir Mehmet rırlar, bir siyasi partinin Fırat: Fırat, Columbia kurmak lazım’’ dedi.Toptan türban ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) çatısının altına girerler” Üniversitesi tarafından dütartışmalarına dikkat çekilerek soru TBMM Başkanı Köksal Toptan, dedi. zenlenen “Türkiye’nin nun çözümü için anayasa değişikliğiyeni, sıfır kilometre bir anayasa yapYeni Anayasa Taslağı” AKP Isparta Milletvene gerek olmadığı yönündeki açıklamak için “anayasa yapımcısı Meckonulu konferansın ardınkili Haydar Kemal Kurt: malarının anımsatılması üzerine de lis’’ kurulmasını önererek bu Mecdan Voice of Anayasa dekendisinin Milli Eğitim Bakanlığı dölis’in 100120 üyesinin seçimle geleAmerica’nın ğişikliği sonneminde de üniversitelerde türban yacek şekilde 150 kişiden oluşabileceTürkçe serrasında Süsağı olmaması gerektiğini sağini söyledi. visine verdileyman Devunduğunu ifade etti. Toptan, TRT 1’de yayımlaği söyleşide mirel ÜniToptan, başka bir soruyu nan “Zirveden Bakış’’ prog“Benim tavversitesi’ne yanıtlarken de Türkiye’de yılramında gazetecilerin sorulasiyem bu (SDÜ) türlardan beri laikantilaik tartışrını yanıtladı. Anayasanın banevi korkubanlı kız öğmaları yapıldığını ifade etti. zı maddelerinin mi yoksa talar ile hayarencilerin Bu tartışmalardan tehlikeler mamının mı değiştirilmesi geFırat tını zehrealınmamasıKurt çıkarmamak gerektiğini, toprektiği yönündeki bir soruya denlerin, na tepki göslumun bu tür reflekslerini sayToptan, “Tercihim, Türkibaşkalarının hayatını teren Kurt, Üniversite Rekgıyla karşıladığını belirten ye’nin yeni bir anayasa yapzehretmelerinin ötesintörü Prof. Dr. Metin LütToptan, “Ben, yapamazdım masıdır. Bu yapılırken anade bir doktora başvurafi Baydar’ın okula türama Cumhuriyet mitingleyasanın başlangıcında yer rak bu fobilerinden kurbanla giremeyen kız öğrinden birine de ben gitsem alan 1, 2, 3 ve 4. maddeleri tulmalarıdır. Yani başını rencilerle konuşmasını Toptan diye içimden geçirmişimgibi maddeler mutlaka koörterek ne rejimin tehliönererek “Bir baksın, sodir’’ dedi. runacaktır, tartışma konukeye gireceğini, ne de yu sopu nedir, nereden TBMM Başkanı Toptan, iki muhasu bile yapmaya gerek yoktur’’ yakendisinin yaşam tarzıgelmiş, uzaydan mı gellefet partisiyle Genelkurmay Başkannıtını verdi. Toptan, ‘’Yeni bir ananın tehlikeye gireceğini, miş, ülkeye ne derece lığı arasında yaşanan tartışmaların hayasa, sıfır kilometre bir anayasa ben inanıyorum ki bir düşman olabilir bu evtırlatılması üzerine, bu tartışmalarda yapmak için hukuk tekniği açısınpsikiyatr kendilerine çok latlarımız. Erkek evlatbir sorumlu aramaya gerek olmadığıdan, bence, siyasi bir yönü yok budaha makul bir şekilde ları asil kandan geliyor nı belirtti. nun, bir anayasa yapımcısı Meclis anlatır” dedi. da kız çocuklarının mı AKP’deki görevlerinkanı bozuk” dedi. DINK DAVASI ‘150 kişilik Meclis kuralım’ Polislerin yargılanması engellendi TRABZON (Cumhuriyet) Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesinde görevi ihmalle suçlanan polis memurları hakkında, Trabzon Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararına yapılan itiraz, Rize Ağır Ceza Mahkemesi’nce reddedildi. Böylelikle polislerin yargılanması engellendi. Dink ailesinin avukatlarının başvurusu üzerine, tanık ifadelerinde adları geçen Trabzon Emniyet Müdürlüğü Eski İstihbarat Müdürü Engin Dinç, eski Terörle Mücadele Şube Müdürü Yahya Öztürk ile 5 istihbarat polis memuru hakkında, “görevi ihmalde bulundukları” iddiasıyla İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı inceleme başlatmıştı. asirmen?cumhuriyet.com.tr DTP Yöneticileriyle Akşam Y emeği DTP Meclis Grup Başkanı Ahmet Türk, DTP Eşbaşkanı Emine Ayna ve DTP Meclis Grup Başkanvekili Selahattin Demirtaş’ın daveti üzerine bir grup gazeteciyle DTP yöneticileriyle birlikte bir akşam yemeğinde buluştuk. Ahmet Türk, Brüksel’de Avrupa Parlamentosu’nda düzenlenen “Kürt Konferansı”ndan yeni dönmüştü. Tabii böyle bir buluşmanın ana konusu da kaçınılmaz olarak “Kürt sorunu”, “kara operasyonu” ve son günlerde tırmanan CHPMHP liderleriyle Genelkurmay arasındaki tartışmaydı. DTP’lilerin söylediklerini şu şekilde özetlemek mümkündü: 1. Kürtlerin ezici bir çoğunluğu içinde silahlı çözüm düşüncesi artık bir çözüm olarak görülmekten çıkmış durumda. 2. Kürtler, çözümün Türkiye’nin bütünlüğü içinde çözülmesi konusunda büyük bir ittifak oluşturmuş durumdalar. Bu iki noktanın altını çizdikten sonra şöyle bir vurgu yapmayı da gerekli gördüler: Kürtler için Araplarla ve İran’la aynı birlik içinde bulunmak kolay değil. Kürtler laikliğe, çağdaş dünya ile birlikteliğe çok önem veriyorlar. Bu nedenle Türkiye, Kürtlerin yalnızca Türkiye’de yaşayanlarına değil dört parçada yaşayanlarının tümüne daha yakın geliyor. ??? Ahmet Türk, “kara harekâtı”na parti olarak karşı çıktıklarını, ancak bugün gelinen nokta açısından bakıldığı zaman şimdi bu konuyu daha sakin bir şekilde ele almak açısından koşulların daha elverişli hale geldiğini de söyledi. “Siyasi çözüm”le neyi kastettiklerini sorduğumuzda ise şunları söylediler: Öncelikle bir güven ortamının yaratılması gerekiyor. Bu konuda bir çözüm iradesinin olduğunun hissedilmesi bile önemli. Her şey bugünden yarına çözülür diye bir beklentimiz yok. Ancak yaratılacak ortam çok önemli. Peki, siyasi talepleriniz neler dediğimizde, öncelikle yeni hazırlanacak anayasaya vurgu yaptılar. Bu anayasada değişik kimlikleri yok saymayan, onları dışlamayan bir yaklaşımın önemli olduğunu ifade ettiler. Sonuç olarak daha önce de sözü edilen “anayasal vatandaşlık” ilkesinin bir şekilde anayasanın ruhunda yer alması gerektiği görüşünde olduklarını belirttiler. Af konusunda ne düşündüklerini sorduk: Yalnız afla konunun çözüleceği gibi bir beklenti içinde değiliz. Af tabii ki psikolojik ortam dikkate alınarak hazırlanmalı. Dağdan ineceklerin topluma adapte olması gerekiyor. Bunun için de hazırlıklar yapılmalı. ??? Görünen o ki, DTP yöneticileri önümüzdeki günlerde, Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Meclis Başkanı ile görüşecekler. Daha sakin ve çözüme uygun bir iklim yaratılması için bir etkinlik içine girecekler. “Deniz Baykal’la görüşecek misiniz” sorumuza Ahmet Türk şu yanıtı verdi: “Neden olmasın, tabii ki onlarla da konuşacağız.” Türk bu arada Baykal’la ilgili sitemlerini de dile getirdi: “Sayın Baykal’la 30 yıllık bir geçmişimiz var. Birlikte yıllarca aynı parti içinde mücadele ettik. 12 Eylül’den sonra Mardin’de Kasrı Kanco’ya geldi. Uzun sohbetler ettik, burada yaşananları anlattığımda gözleri yaşla doldu. Şimdi Meclis’te yan yana, ceketlerimizin birbirine değeceği koşullardayız, neredeyse dönüp selam vermek istemiyor. Üzülüyorum.” ??? DTP’lilere Avrupa Birliği konusunda pek seslerinin çıkmadığını söylediğimizde şu cevabı verdiler: “Haksızlık ediyorsunuz.” Ahmet Türk araya girdi ve iki gün önce Brüksel’de yaptığı konuşmada söylediklerini aktardı: “Fransa ve Almanya, Türkiye’yi dışlayarak ülkemizdeki demokratikleşme çabalarına büyük zarar veriyorlar. Bu tutumlarını onaylamamız mümkün değil.” PKK ile ilişkileri konusunda da şunları söylediler: “PKK ile ortak bir seçmen tabanına sahip olduğumuzu herkes biliyor. Ancak bizim PKK ile birlikteliğimiz olamaz. Çünkü PKK silahlı bir örgüt, biz ise bu sorunun silahla çözüleceğine inanmadığımızı defalarca ifade ettik.” DTP yöneticileri ilginç bir noktaya daha dikkat çektiler: “Eğer özen gösterilmezse Türkler ve Kürtler arasında milliyetçilik giderek artacak ve iki halk arasında bir kopuş tehlikesinden söz edebiliriz. Bir başka taraftan bakarsak, bugün bu konunun silahla çözülemeyeceği düşüncesi Türkler ve Kürtler arasında geçmişe kıyasla artmış durumda. Bunu da olumlu bir nokta olarak ifade edebiliriz.” DTP’liler, önümüzdeki günlerde kamuoyunda diyaloğun önemini ve siyasi çözüm konusundaki düşüncelerini daha etkin bir şekilde anlatmaya hazırlanıyorlar… DANIŞTAY Yargıç yazılı sınavına durdurma ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Danıştay 12. Dairesi, adli yargı yargıç adaylığı sınavında kullanılan puanlama yönteminin gerçek başarıyı yansıtmaktan uzak olduğu yönünde Yargıçlar ve Savcılar Birliği’nin (YARSAV) yaptığı başvuruyu haklı buldu. Danıştay, adli yargı ve yargıç adaylığı yazılı yarışma sınavının yürürlüğünü durdurdu. Adalet Bakanlığı, 3 Kasım 2007 tarihindeki sınavda, adayların gerçek puanlarını yansıtan değil, puanların yüksek olarak açıklanmasına neden olan bir formül uyguladığı iddiasıyla YARSAV tarafından dava konusu edilmişti. YARSAV, Adli Yargı Hâkim ve Savcı Adaylığı Yazılı Sınavı’nın, bu sınavın dayanağını oluşturan ilan duyurusunun 4. bendindeki, standart sapmanın 10 olarak belirlenmesine yönelik kural ile aynı bendin ikinci paragrafındaki ‘ağırlıklı’ sözcüğü ile başlayıp ‘büyüğü’ sözcüğü ile biten bölümünün iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay’a dava açtı. YARSAV’ın başvurusunu görüşen Danıştay 12. Dairesi sınavın yürütmesini durdurdu. YARSAV, karara uyulması için Adalet Bakanlığı’na yazılı başvuruda bulundu. Adalet Bakanlığı da başvuru üzerine yaptığı yazılı açıklamada Danıştay’ın verdiği karara uyacaklarını ve mülakat sınavını kazananların atamalarının yapılmayacağını duyurdu. CUMHURİYET 04 CMYK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle