22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 20 MART 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 75 dosyanın dönem sonuna bırakılması kararlaştırıldı DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Zamanı mıydı? “Tam da bütün dünyayı etkileyen ekonomik kriz boy göstermeye başlamıştı. Başlangıçta AKP’yi destekleyen bazı liberaller de, Tayyip Bey’in ve partisinin son zamanlardaki tutumlarından rahatsızlık duyuyorlar, ayıyorlardı. KONDA anketleri 22 Temmuz’dan bu yana geçen süre içinde ve özellikle son aylarda AKP’nin oy yitirmekte olduğunu, yüzde 40’ların altına indiğini, trendin sürebileceğini gösteriyordu. Kaçınılmaz ekonomik bunalım, halkta zaten var olmakta olan hoşnutsuzluğu arttıracaktı. Emekçiler sosyal güvenlik reformu olarak sunulan düzenlemeyle kaybedecekleri hakların farkına varmış sokaklara inmiş, AKP’nin geri adım atmasına neden olacak kadar sert bir tepki koymuşlardı. Her şey doğal seyrinde gidiyordu. Tam bu sırada AKP için kapatma davası geldi. Zamanı mıydı? Şimdi yine her şey ters dönecek, AKP bir kez daha mağduru oynayacak, halkı derinden etkileyecek olan krizin faturası bile, onlara kesilmeyecek. Bu dava çok kötü oldu, AKP’nin ve Tayyip Erdoğan’ın ekmeğine yağ sürdü. Laik güçler yine hata yaptılar.” ??? Yukarıdaki görüşler AKP’nin tavrından son zamanlarda iyice rahatsız olanlar tarafından da dile getiriliyor. Tayyip Bey ile partisinin, 22 Temmuz sonuçlarından da ilham alarak, böyle bir gelişme üzerine “mağduru” oynamaya soyunmaları şaşırtıcı olmadı. 22 Temmuz seçimleri, AKP’nin 17 Mart emuhtırası sonrasındaki taktiğinin çok iyi sonuç verdiğini gösterdi. Çok iyi anımsıyorum. Sky Türk Genel Yayın Yönetmeni gazeteci yazar Serdar Akinan, çıktığı seçim gezisinde şaşkına dönmüştü ve Karadeniz bölgesinin son durağı Trabzon’da gözlemlerini şöyle anlatıyordu: Kime sorsanız herkes AKP’den şikâyetçi, ama Genelkurmay’ın bildirisi o kadar kötü etki yapmış ki herkes “Oyum inadına AKP”ye yanıtını veriyor. Sivil demokratik, laik tepkinin gayet düzenli, herhangi bir taşkınlık olmaksızın kendisini milyonlarla meydanlarda ifade ettiği Cumhuriyet Mitingleri’nin başladığı bir ortamda, onlara da gölge düşürmüş olan o garip muhtıranın gerekçesini anlamak gerçekten güçtü. Şimdi AKP’nin aynı taktiği izleyerek, mağduru oynamasının kendisine yeniden destek sağlayacağı savı, bu partinin karşıtları tarafından da, öyle kolay kolay yabana atılmıyor. Onlar da şu anda gelişmelerden ciddi kaygı duyuyorlar. ??? Ama kaygılardan yola çıkarak, şunu söylemek ne derecede doğrudur: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı hata etti, AKP’nin ekmeğine yağ sürdü. Bu soruya verilecek doğru yanıtı bulmak için önce başka sorulara açıklık getirmek gerekir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın laiklik ve demokrasi karşıtı eylemler karşısında dava açması, onun hakkı mıdır, yoksa görevi mi? Yargı organları, hukuksal yükümlülüklerini yerine getirirlerken, siyasi mülahazalarla mı hareket etmeliler, yoksa salt hukukun emrettiğini mi yapmalılar? Herhalde, hukukun gereğini yerine getirmekle yükümlü olan yargı organları, siyasi mülahazalarla hareket etmezler, hiç değilse demokratik hukuk devletinin egemen olduğu rejimlerde durum budur. Anayasanın 69. maddesi Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na dilediği gibi kullanmakta serbest olduğu bir hak vermemekte, rejimin korunmasıyla ilgili bir görev yüklemektedir. Peki bu görevin yerine getirilmesinin zamanlaması doğru muydu? Dilerseniz bu sorunun yanıtını da Mehmet Tezkan’ın dünkü Vatan’da yayımlanan çok önemli yazısında yaptığı gibi iddianameden bir alıntıyla yanıtlayalım. İddianamenin ilgili bölümünde şunlar yazılı: “Bir tehlikenin var olduğu ve tehlikenin de yeterince yakın olduğu, davalı partinin eylemlerinin öngördüğü toplum modelini oluşturmaya elverişli bulunduğu, iktidarları süresince her geçen gün riskin arttığı görülmektedir.” Sanırım “zamanı mıydı?” sorusu yeterince yanıtlanmış olmakta. Dokunulmazlıklar yine rafta ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu’nda CHP ve MHP’li üyeler dokunulmazlıkların kaldırılması yönünde oy kullanırken, AKP’lilerin oylarıyla 75 dokunulmazlık dosyası dönem sonuna bırakıldı. AKP’liler “yargının siyasallaştığı” gerekçesiyle dokunulmazlıkların korunmasını savunurken, CHP’li üyeler bu tavrın “çoğunluk diktası” anlamına geleceğini belirterek tepki gösterdiler. TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu 75 dosyayla ilgili, 3 ayrı hazırlık komisyonunun verdiği “milletvekili dokunulmazlığının dönem sonuna bırakılması” yönündeki raporlarını görüşerek dönem sonuna bırakılmasını kararlaştırdı. TBMM İçtüzüğü gereği, Karma Komisyon’un verdiği “erteleme’’ kararları, genel kurulda okunacak. Komisyonun yaklaşık 3.5 saat süren toplantısında CHP ve MHP’liler milletvekili dokunulmazlıkları ? TBMM’deki görüşmelerde AKP’liler “yargının siyasallaştığı” gerekçesiyle dokunulmazlıkların korunmasını savunurken, CHP’li üyeler bu tavrın “çoğunluk diktası” anlamına geleceğini belirttiler. nın kaldırılmasını istedi. CHP’li komisyon üyesi Atilla Kart, komisyonun hükümetin talimatı ile toplanıp erteleme kararı verdiğini belirterek “Buna çoğunluk diktası denir. TBMM, kanun kaçaklarının sığınma yeri haline geldi” dedi. AKP’li milletvekili, eski Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Necat Birinci hakkında 20 dosya olduğuna dikkat çeken Kart, “30 tane de arkadan gelecek gibi görünüyor. Ama milletvekili olduğu için yargılanamıyor” diye konuştu. halde dokunulmazlığı bulunduğu için suçu üstlendiğinin söylendiğini, bu dosyanın da önümüzdeki günlerde dönem sonuna erteleneceğine dikkat çekti. Yeni komisyonlar Aralarında Mevlüt Akgün’ün de bulunduğu bazı AKP’li üyeler ise dokunulmazlık dosyalarının dönem sonuna ertelenmesine “yargının siyasallaşmasını” gerekçe gösterdiler. AKP’liler “yargıya güvenmediklerini” ima edince CHP’li Turgut Dibek “Yargıya güvenmiyorsunuz çünkü suçlusunuz. Yargılanmaktan korkuyorsunuz” diyerek tepki gösterdi. Karma Komisyon Başkanı Burhan Kuzu, Batılı birçok ülkede dokunulmazlık bulunduğunu belirtti. Kuzu, dokunulmazlığın kaldırılması halinde milletvekillerinin parla ‘Suçlusunuz’ DTP’li milletvekilleri ile ilgili dosyaların anayasanın 14. maddesi nedeniyle iade edilmesini de eleştiren Kart, bu konuda kararı savcının değil, Meclis’in vermesi gerektiğini söyledi. Kart, AKP’li Ali Er’in, oğlu kaza yapıp birini öldürdüğü mentoda çalışmalarının önünün kesilmesi gibi bir sürecin başlayacağını öne sürdü. Kuzu Meclis’e yeni gelen 67 dokunulmazlık fezlekesiyle ilgili de yeni hazırlık komisyonu kuracaklarını bildirdi. MHP’liler ise en azından milletvekili olmaya engel suçlar için dokunulmazlığın kaldırılmasını önerdi. Daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtlayan CHP’li Atilla Kart, dokunulmazlık konusunda anayasanın “milletvekili seçilme yeterliliğini’’ düzenleyen 76. maddesinin esas alınması gerektiğini belirterek bu maddede sayılan suçlardan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi halinde milletvekili sıfatının sona ermesinin söz konusu olduğunu anlattı. Karma Komisyon’un erteleme kararı verdiği 61 milletvekiliyle ilgili 75 dokunulmazlık dosyası arasında sahte faturadan evrakta sahteciliğe, ihaleye fesat karıştırmadan tedbirsizlik sonucu adam öldürmeye kadar birçok suç dosyası yer alıyor. . TOPLANTI İPTAL Gülen’e PKK tehdidi ? Abant Platformu, Diyarbakır’da yapacağı Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak konulu toplantısını iptal etti. FIRAT KOZOK ANKARA Fethullah Gülen’e yakınlığıyla bilinen Abant Platformu’nun Diyarbakır’da düzenlemeyi planladığı “Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak” konulu toplantı PKK’nin tehditleri sonucu iptal edildi. Toplantının temmuz ayında Abant’ta yapılması planlanıyor. Toplantı, Gülen cematine yakın isimlerin yönetim kurulunda bulunduğu Abant Platformu tarafından 2829 Mart tarihlerinde yapılacaktı. Toplantının açılış konuşmasını Prof. Dr. Mete Tunçay, oturum başkanlıklarını ise Prof. Dr. Kenan Gürsoy, Prof. Dr. Eser Karakaş, Prof. Dr. Mehmet Altan ve Star Medya Grubu Başkanı Mustafa Karaalioğlu’nun yapması planlanıyordu. Toplantıya katılacaklarını bildiren isimler arasında Urfa Helsinki Yurttaşlar Derneği’nden Ali Fuat Bucak, DTP Diyarbakır Milletvekili Aysel Tuğluk, eski MİT Müsteşar Yardımcısı Cevat Öneş, gazeteci Cüneyt Ülsever, TESEV’den Dilek Kurban, köşe yazarı Emre Aköz, Fethullah Gülen’in onursal başkanı olduğu Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı’nın Başkanı Harun Tokak, gazeteci Sefa Kaplan, Hak ve Özgürlükler Partisi Genel Başkanı Sertaç Bucak, Güneydoğu Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı İsmail Bedirhanoğlu, Yeni Şafak yazarı Ali Bayramoğlu, köşe yazarı Mahmut Övür ve Prof. Dr. Naci Bostancı gibi isimler bulunuyordu. Ancak toplantı girişimine PKK’ den tepki geldi. PKK’ye yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’na açıklama yapan Fethullah Gülen sözde Kürdistan Demokratik Halk İnisiyatifi yetkilisi, “Hiçbir onurlu Kürt’ün Abant Platformu benzeri tartışmalara katılmaması gerektiğini belirtiyoruz. Bu platformu organize eden kesimleri de uyarıyor ve Diyarbakır’a gelmemeleri gerektiğini hatırlatıyoruz” dedi. CHP LİDERİ BAYKAL ‘Yargıçları rahat bırakın’ ? CHP kurultayının 2627 Nisan’da yapılması için parti meclisine önerge sunulacak. Genel Başkan Baykal ise AKP hakkındaki davayı düşürme girişimlerine tepki gösterdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, anayasa değişikliği yaparak AKP hakkındaki kapatma davasını düşürme girişimlerine “Herkes yargıçları rahat bırakmalıdır. Mini paket gibi girişimlerle sürecin önü kesilmeye çalışılırsa, buna karşı her türlü mücadeleyi yapacağız. Gerekirse konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşırız” diye tepki gösterdi. CHP Merkez Yönetim Kurulu toplantısında son gelişmeler ve kurultay tarihi ele alındı. CHP’nin yarın toplanacak parti meclisine CHP kurultayının 2627 Nisan’da Atatürk Spor Salonu’nda yapılması için öneri sunulması kararlaştırıldı. Kurultayın ilk gününde başkanlık seçimi yapılacak. CHP lideri Baykal, toplantıda AKP hakkında açılan kapatma davası ve sonrasındaki gelişmelerle ilgili değerlendirmeler yaptı. Siyasi partilerin kapatılmasından “samimi olarak üzüntü duyduğunu” vurgulayan Baykal, hukuki sürecin başlamasıyla birlikte, yargıçları, başsavcıyı yıpratma harekâtına girişildiğini savunarak, “Herkes yargıçları rahat bırakmalıdır. Her türlü insaf ölçülerinin ötesinde suçlamalar yapılmıştır. Hem AKP sözcüleri bu suçlamaları yapmıştır, hem de bazı medya kuruluşlarında bu suçlamalar yapılmıştır. Gerek başsavcı gerek Yargıtay buna karşı vakur bir duruş sergilemişler, tartışmaları tırmandıracak konuşmalardan kaçınmışlardır” dedi. Dinci ya da hükümet yanlısı gazeteler çarpıtmayı sürdürüyor Hedefleri yine Yalçınkaya ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya, AKP hakkında açtığı kapatma davası sonrası, hükümet yanlısı ve dinci gazetelerin “boy hedefi” haline geldi. Yalçınkaya’nın köyüne kadar gidilirken, Başsavcı’ya çeşitli suçlamalar yöneltildi. Dinci ya da hükümet yanlısı çizgisiyle bilinen gazetelerin, dünkü ilk sayfalarında yer alan kapatma davasına ilişkin haberler şöyleydi: Yeni Şafak: “Gül’ün adı bile davayı düşürür” manşetiyle “hukukçuların, kapatma davasının düşeceği görüşünde olduğu” savunuldu. Çeşitli hukukçulardan görüş alınarak, Anayasa Mahkemesi’nin şekil aykırılığı, usul hatası gibi gerekçelerle davayı geri çevirebileceği öne sürüldü. Anadolu’da Vakit: Gazete, “Abisinin cenazesine bile gitmemiş” sürmanşetiyle çıktı ve Yalçınkaya’nın cüppeli bir fotoğrafını büyükçe kullandı. Vakit Ankara Temsilcisi Serdar Arseven, Yalçınkaya’nın köyüne kadar giderken; Başsavcı’ya “abisini hastayken ziyaret etmediği, cenazesine gitmediği, ailesiyle ilişkisini kestiği, ancak babasından kalan araziden pay aldığı” suçlamalarını yöneltti. Star:“Savcının delili Ergenekon’da” manşetiyle “Yargıtay Başsavcısı’nın kapatma davasında delil gösterdiği olaylar bir bir Ergenekon terör örgütünün ele geçen belgelerinden çıkıyor” savunusu yapıldı. Milli Gazete: İlk sayfada Yalçınkaya’nın fotoğrafı eşliğinde, “Genç sivillerden suç duyurusu” başlıklı habere yer verildi. Hemen yayında ise “Dava ekonomiyi etkiler” başlığıyla Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın açıklamaları aktarıldı. Zaman: “İş dünyası kriz yıllarına geri dönmek istemiyor” manşetini atan gazete, “AKP’nin kapatılması girişimi ile birlikte ekonomide oluşan belirsizlik ortamı şirketlerin yatırım kârlarını dondurması ile sonuçlandı” yorumunu yaptı. “AB seçmene saygı bekliyor” başlıklı bir başka haberde ise Avrupa’da kapatma davasına ilişkin şaşkınlığın sürdüğü savunuldu. Bugün: Kapatma davasına ilişkin, ilk sayfada manşet dahil 4 haber kullanılırken, “piyasaların dava şokunu atlatarak rahat nefes aldığı” belirtildi. Taraf: “Abdurrahman hukuku” manşetini kullanan gazetede, “AKP aleyhinde hukuksuz delil tesis eden Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya yalnız değil. Taraf yazarları da dün, olmayan suçu övmekten ifade vermeye çağrıldı” denildi. asirmen?cumhuriyet.com.tr LAİKANTİLAİK TARTIŞMASI AKP hükümeti iş dünyasını da böldü İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) AKP hükümetinin ayrımcı politikaları, işadamı örgütlerini de laikantilaik tartışmalarıyla böldü. Hazim Sesli başkanlığındaki Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu’nun (TÜGİK) uygulamalarının laik Türkiye Cumhuriyeti ilkeleriyle bağdaşmadığını vurgulayan Ege Genç İşadamları Federasyonu (EGİFED), TÜGİK’ten ayrılmak için harekete geçti. Ülkedeki tüm genç işadamları derneklerinin kurduğu Türkiye Genç İşadamları Konfederasyonu (TÜGİK) yol ayrımına geldi. EGİFED Başkanı Fatih Dalan ve aralarında Ege Genç İşadamları Derneği Başkanı Cemal Elmasoğlu’nun da bulunduğu bazı dernek yöneticileri, TÜGİK’ten ayrı bir konfederasyon kurmak için harekete geçti. Dalan, Sesli başkanlığındaki TÜGİK’in düşünce yapısının kuruluş amaçlarından saptırıldığını ve laik Türkiye Cumhuriyeti gençliği ilkeleriyle bağdaşmayan tutumlar sergilendiğini söyledi. Dalan, “Bizler EGİFED olarak konfederasyonun içinde bulunduğu bu durumu ayrılmak ve üzüntüyle seyretmekle kalmadık. Öncüsü ve üst kuruluşu olduğumuz Ege’deki derneklerden başlayarak tüm Türkiye’deki dernek ve üst kuruluşlarla bir araya gelerek bu konfederasyonun tek alternatif olmadığını tüm kamuoyuna gösterme kararlılığındayız” dedi. Platform geri adım attı Uyarılar üzerine Platform, Diyarbakır planından vazgeçti. Platformun yönetim kurulundan yapılan açıklamada, toplantıyla ilgili hazırlıkların belli bir aşamaya geldiği günlerde gerek bölgenin, gerekse siyasi gelişmelerin ve yaşanan sürecin yakından takibi sonucunda yeni bir değerlendirme yapma gereksinimi doğduğu belirtildi. Açıklamada, “Yönetim Kurulumuz, şimdi gördüğü lüzum üzerine, Abant Platformu’nun ‘Kürt Sorunu: Barışı ve Geleceği Birlikte Aramak’ konulu toplantısının, Abant’ta ve 2008 Temmuz’unun ilk yarısında yapılmasına karar vermiş bulunmaktadır” denildi. Abant Platformu Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Mete Tunçay’ın da aralarında bulunduğu bir heyet hafta başında Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü ziyaret etmiş, platform hakkında Cumhurbaşkanı’na bilgi verilmişti. Gül, “Konuyla ilgili sorunların konuşulması gerekir. Konuşulmayan, üzeri kapatılan her şey kokuşarak geri geliyor; ya çözüm zorlaşıyor ya da çözüm imkânsız hale geliyor” diyerek toplantıya destek vermişti. ‘Anayasa Mahkemesi’ne gideriz’ “Partiler, kişiler geçicidir, kalıcı olan hukuktur” diyen Baykal’ın anayasa değişikliği girişimlerine karşı mücadele edileceği mesajını verdiği aktarıldı. “Görülmekte olan bir davayı etkisizleştirecek, düşürecek her türlü düzenlemeye karşıyız” diyen Baykal, “Mini paket, mini anayasa değişikliği gibi girişimlerle sürecin önü kesilmeye çalışılırsa bunlara karşı her türlü mücadeleyi yapacağız. Gerekirse konuyu Anayasa Mahkemesi’ne taşırız. Hukukla oynayarak bu davayı ortadan kaldırma girişimleri kabul edilemez. Güç kullanarak, çoğunluğa dayanarak bir yere varmak mümkün değildir” dedi. AKP Disiplin Kurulu Tuna için karar çıkmadı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) AKP Merkez Disiplin Kurulu, Çubuk Belediye Başkanı Adem Tuğluca’yı partiden ihraç ederken, türbanın kamuda serbest bırakılmasını savunan AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna hakkında “dosya eksikliği” gerekçesiyle herhangi bir karar vermedi. AKP Merkez Disiplin Kurulu, dün yaptığı toplantıda, hakkında “görevi kötüye kullandığı” id diaları nedeniyle Tuğluca’nın partiden ihracına karar verdi. Tuğluca, partiden ihraç istemiyle disipline sevk edilmişti. Öte yandan, AKP Müşterek Disiplin Kurulu, türbanın kamuda serbest olmasını savunan ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın açtığı kapatma davasında siyasi yasak istenen 71 kişi arasında yer alan AKP Konya Milletvekili Hüsnü Tuna ile ilgili ka rarını, “dosyanın eksikliği” nedeniyle veremedi. AKP Müşterek Disiplin Kurulu Başkanı Hakkı Köylü, Tuna ile ilgili olarak 3 ayrı gazete haberinde farklı ifadelerin yer aldığını belirterek, bunlar arasında çelişki bulunduğunu söyledi. Köylü, Konya Gazeteciler Cemiyeti’nden, Tuna’nın disipline sevkine neden olan konuşmasının kaydını istedi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle