22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 MART 2008 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA EKONOMİ ekonomi?cumhuriyet.com.tr Hazar Bölgesi ve komşu ülkeler gazını Avrupa’ya taşıyacak gaz boru hattının inşaatı 2010’a sarktı ŞÜKRAN SONER 13 İŞÇİNİN EVRENİNDEN Nabucco’ da rötar başladı ? Toplam 3 bin 300 km’lik dev boru hattının 5 milyar Avro’ya mal olacağını söyleyen Nabucco Genel Müdürü Mitschek, “Hattın 2 bin km’si Türkiye’den geçecek. 2 milyon ton çeliğin kullanılacağı bu bölümün operatörlüğü Botaş’ta olacak” dedi. Ekonomi Servisi Hazar Bölgesi gazını Orta Avrupa’ya taşıyacak olan dev Nabucco gaz boru hattı projesi rötar yapmaya başladı. Nabucco Genel Müdürü Reinhard Mitschek, inşaata 2010’da başlanacağını ve ilk gazın Avrupa’ya 2013’te ulaştırılacağını söyledi. Mitschek inşaata ve gaz taşınmasına bir yıl geç başlanmasının temel nedenini “teknik ve mühendislik gerekleri ile inşaatta gereken 2 milyon ton çeliğin temin sorunu” olarak açıkladı. Reuters’ın haberine göre, toplam 3.300 km. uzunluğunda olacak ve 5 milyar Avro’ya mal olması beklenen Nabucco projesinde inşaatın başlaması için daha önce 2009, ilk gaz akımı için ise 2010 yılları öngörülüyordu. Nabucco projesinde Botaş ve RWE’nin dışında, Avusturya’dan OMV , Macaristan’dan Mol, Bulgaristan’dan Bulgargaz ve Romanya’dan transgaz şirketlerinin payı bulunuyor. Mitschek Ankara’da düzenlenen 7. Uluslararası Petrol ve Gaz Konferansı’ndaki konuşmasında özetle şunları vurguladı: ? Nabucco hattının yarısı Türkiye topraklarından geçecek. Burada 2 milyon ton çelik kullanılacak. 2 bin km’lik hattın operatörlüğünü Botaş yapacak. Ortaya çıkacak iş hacmi, istihdam dahil Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacak. ? Azerbaycan, Türkmenistan, Kazakistan, İran ve Irak’tan gaz alınabilecek. İran’dan gaz alınması konusundaki kararı Avrupalı alıcılar verecek. ? Başlangıçta yılda 8 milyar metreküp gaz taşınacak. Bu miktar ileride yılda 31 milyar metreküpe yükseltilecek. ? Bu yılın başında Alman enerji şirketi RWE altıncı ortak olarak alındı. Yedinci ortak olmak için pek çok firma istekli. Hissedarlar yedinci ortaklık için pek istekli olmayabilir ama bana göre bu yararlı. Türkiye’nin yakın çevresinden Avrupa’ya doğal gaz taşımak üzere planlanan Nabucco projesi gerçekleşirse, 2 bin km’lik boru hattı döşenmesi işi Botaş’ın koordinatörlüğünde gerçekleşecek. Emperyal Misyonerlik Batı medyasından, Türkiye’de olup bitenlere 12 Mart12 Eylül süreçlerinde bile gösterilmeyen duyarlılık söz konusu. Türban tartışmaları ile öne çıkan, siyasal gelişmelere ilgi, gelen gazeteci, yayımlanan yazılar ile ortada... Amerikalı, New York Times’ın Türkiye temsilcisi, insan hakları, demokrasi adına inatla türbanın savunulmasında kullanılabilecek cümleler yakalama çabasında. Görüşmesini saatlerle uzattıktan sonra sinirli ses tonu ile “Siyasi simge, bayrak, laiklik kaygılarınız bir yana, çok az sayıda da olsa inancı gereği türban takmak isteyen öğrencilerin haklarını savunmak zorunda değil misiniz” diyerek ısrarcılığını sürdürüyor. Kanadalı televizyoncu daha bir anlayışlı gibi, “Ama herhalde Diyanet İşleri Başkanlığınızın İslamda reform çalışmalarını takdirle karşılıyorsunuzdur. İslamda reform hareketine de itirazınız var mı” sorusunu yöneltiyor. Bozuk plak gibi takıldıkları bireyin özgürlük haklarından çıktıkları yolda, Türkiye’nin ılımlı İslama kaymasını, ırklar ekseninde ayrımcı, çatışmacı gelişmelerin batağına çekilmesini, Türkiye için tehdit algılamalarını umursamıyorlar. Amerikalılarla değil ama Avrupalılarla özellikle 1980’li yıllarda da iç içeydik. Türkiye’nin insan hakları, demokratik, sendikal haklar gelişmelerine yönelik çok duyarlı idiler. AB üyesi olmaya aday bir Türkiye’nin olmazları ile kendi olmazları arasında ayrım yapmıyorlardı. Açıkçası, Türkiye’yi ılımlı İslam, bölünebilir bir arka bahçe ülkesi olarak görmüyor, AB standartlarına ulaşılmasının koşullarının arayışı içine giriyorlardı. Siyasetçiden çok daha bağımsız, insan hakları, demokrasi kriterlerinde duyarlı olması gereken gazetecilik, profesyonellik yaklaşımlarında, sorgulamalarında bu uçurum ne anlama geliyor? ... Yanıtları ABD, AB medyasında, Türkiye’ye ilişkin tartışmalarda, Türkiye’ye siyasetin biçtiği rol vurgulamalarında yeterince açık olarak var. Türkiye’nin kimliğinden söz edilirken, Atatürk devrimlerinin yaşandığı laik Cumhuriyet vurgulamasını yapan yok. AB siyasileri, gazetecilerinin vurgulamalarına, algılamalarına bakarsak, halen yürürlükte olan anayasal hukuk düzeni, laik Türkiye Cumhuriyeti tarihe karışmış bulunuyor. Başbakan Erdoğan başta AKP kadrolarının son türban, haklarında açılan dava ile de bağlantılı, durmadan vurguladıkları yüzde 99’u Müslüman ülke kavramından, Batılıların okudukları, görmek, algılamak istedikleri sanki ılımlı İslam cumhuriyeti olgusu var. Bu kavramı öylesine çok kullanıyorlar ki, bu kez ben inatla, öfkeyle “Biz ılımlı İslam ülkesi değiliz, hâlâ Atatürk devrimlerinin çerçevesinde çizilmiş, laik hukuk düzeni içinde çağdaş bir Cumhuriyet rejimi yönetimindeyiz...” dediğimde biraz şaşkın susuyorlar. Batı medyasında artık çok sık yer alan, başta Fethullah Gülen ismi ve hareketi ile dünyaya ılımlı İslamı yayma; Türkiye Diyaneti’nin radikal İslamcı akımlara karşı İslamda aydınlanma hareketini başlatma vizyonu; türbanın, AKP iktidarının tam da bu anlamlarda Ortadoğu BOP vizyonuna da uygun olarak ılımlı İslamda dünyaya öncülük yapması; emperyal çıkarların kültürler çatışması üzerinden yürütülmesinin tıkanması, terörün hızlı tırmanışı aşamasında gökten zembille gibi inen, kültürler yakınlaşması stratejilerinde Erdoğan’ın, Türkiye’nin taraf olarak öne çıkarılması... tezlerinin emperyal çıkarlar adına İslamda misyonerlik arayışlarının gerçeklikle ilişkisi olmadığı görüşleri, aslında Batı medyasında da var. Ancak oralarda aykırı görüşler daha çok emperyal işgaller bataklığında, kullanılan haksız, eşitsiz güç, insan hakları ihlalleri, yaratılan iç savaşların boyutları, petrol çıkarları uğruna evrensel hukukun ayaklar altında olması olgusu üzerinden geliştiriliyor. Afganistan, Irak, İran, Pakistan gerçeklerinin, radikal İslamcı terörün önlenemez yükselişinin altı çizilerek, Türkiye’den yürütülecek bir ılımlı İslam projesi ile bu işin altından kalkılamayacağı savlanıyor. Kimseler laik Türkiye Cumhuriyeti’ne, Atatürk devrimlerinin kazanımlarına borçlu oldukları Türkiye birikiminin ayaklar altına alınmasını sorgulamıyor. Dahası kimseler Türkiye’nin Batı kriterlerinde insan hakları, demokrasi arayışları gelişiminden, birikiminden söz etmiyor. En kötüsü de Türkiye’nin geçerli rejimi, hukuk düzeni yokmuş, önemsizmiş gibi davranılıyor... Neymiş efendim?.. Onların emperyal çıkar düzeni içinde, kendi yarattıkları canavarlar, yoksullaşma, yoksunlaşma ile patlamanın yaşandığı ırklar, dinler ayrımcılığında, kültürler çatışmalarında, öncelikle petrol yatakları üzerinde hortlayan radikal İslami akımlar, terör tehditleri karşısında, ılımlı İslamla durmak ihtiyacı içindeymiş. Atatürk devrimlerinin eseri laik Türkiye Cumhuriyeti’ne, İslam dünyası dinsize bakar gibi uzaktan bakıyormuş. Türkiye ılımlı İslama uygun bir rejime geçerse onlara yaklaşabilir, onları ehlileştirebilirmiş... Türkiye’ye, bize ne olacağı kimin umurunda? soner@cumhuriyet.com.tr İsrail’e çoklu boru hattı İsrail Enerji ve Altyapı Bakanı Binyamin Beneliezer, Türkiye ile görüşmelerine başlanan çoklu boru hattı projesinin 2 5 milyar dolar arasında mal olabileceğini söyledi. Ülkesindeki gelişmeler nedeniyle Ankara’da yapılan enerji konferansına katılamadığını belirten Beneliezer, İsrail Büyükelçisi Gabby Levy tarafından okunan konuşma metninde, Türkiye ve İsrail’in üzerinde çalıştığı iki ülke arasında petrol, doğalgaz, elektrik, su ve fiber optik hatların tek boru hattından geçirilmesine ilişkin projeye ilişkin fizibilite çalışmalarının 2009 yılında sona ereceğini bildirdi. Söz konusu proje, İsrail’in iki önemli projesinden biri sayılıyor. Botaş Uluslararası Projeler Dairesi Başkanı Emre Engür, 7. Uluslararası Petrol ve Gaz Konferansı’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin uzun süredir Irak’ta enerji alanında bazı projeleri bulunduğunu, ancak bununla ilgili henüz sözleşme imzalanmadığını ifade ederek “Gazın Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması konusunda görüşmeler üst düzeyde devam ediyor. Irak yılda 1012 milyar metreküp gazı petrol üretmek için yakıyor. Bu gazın Avrupa’ya ulaştırılmasını hedefliyoruz” dedi. Reuters’a göre Türkiye ve Irak’tan yetkililer bir süredir Irak hidrokarbonunun dünya pazarlarına açılması için müzakere yürütüyor. 2009’DA AÇILACAK Sanayi Bakanlığı hazırladığı yeni düzenleme ile kredi masraflarını azaltmayı amaçlıyor İlk Hilton Garden Inn Diyarbakır’a Ekonomi Servisi İşadamlarının, iş için gittikleri her şehirde aynı hizmeti bulmalarını sağlamak amacıyla yola çıkan Amplio şirketi, Türkiye’nin 81 iline otel yapmayı planlıyor. Hilton Oteller Şirketi ile Hilton Garden Inn otellerini Türkiye’ye getirmek için stratejik ortaklık kuran Amplio, ilk Hilton Garden Inn’in temelini bir ay içinde Diyarbakır’da atacak. Otelin açılışının 2009’da yapılacağını söyleyen Amplio Yönetim Kurulu Başkanı Alaeddin Babaoğlu “Bursa, Manisa, Gebze, Konya ve Malatya’da otel yapmak için arsa sahipleriyle görüşüyoruz. 20082009 döneminde yatırım planladığımız 20 otel için 300 milyon dolarlık harcama ile 10 bin kişiye istihdam yaratacağız” dedi. Babaoğlu, Almanya’da kişi başına 34 otel odası düşerken, Türkiye’de 4 otel odası düştüğünü belirterek Türkiye’de iş otelciliği alanında ve özellikle büyükşehirler dışında ciddi bir açık olduğunu vurguladı. Mortgage’da maliyet düşecek ? Konut kredisi verilmesi, hayat sigortası ve konut gibi sigortaların yaptırılması şartına bağlanamayacak. ANKARA (ANKA) Sanayi Bakanlığı, mortgage kredilerinde tüketicinin üzerindeki yükü azaltacak yeni bir düzenleme hazırladı. Düzenlemeye göre, konut kredisi verilmesi, hayat ve konut sigortası gibi isteğe bağlı sigortaların yaptırılması şartına bağlanamayacak. Böylece kredi masrafı azalacak. Örneğin 10 yıl vade ile 100 bin YTL mortgage kredisi kullanan bir tüketici, 56 bin YTL civarında tutan sigortayı yaptırmak zorunda olmayacak. Sabit faizli mortgage kredisinin geri ödemesini vadesinden önce ödemek isteyen müşterilere yüzde 2 değil, binde 5 oranında azami erken ödeme ücreti uygulanabilecek. Görüşe açılan ve yaz tatilinden önce yasalaştırılması tasarlanan düzenlemeye göre; konut finansmanı kuruluşu tarafından kredi verilmesi, hayat sigortası, konut sigortası gibi yapılması isteğe bağlı sigortaların yaptırılması şartına bağlanamayacak. Akaretler Sıraevler imaj yeniledi Ekonomi Servisi Uzun yıllar bakımsız kalan tarihi evlerin de yer aldığı Akaretler Sıraevler’in restorasyonu tamamlandı. Nisan ayında faaliyete geçecek W İstanbul Otel’in de bulunduğu Akaretler Sıraevler’in restorasyonu Akaretler Turizm Yatırımları AŞ tarafından yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla yapılan açılış töreninde konuşan Akaretler Turizm Yatırımları AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Serdar Bilgili, 19. yüzyıl Osmanlı mimarisinin en önemli anıtsal projesi olan Akaretler Sıraevler’i, tarihi ve kişiliğini koruyarak yeni bir kültürel doku yaratacak şekilde restore ettiklerini söyledi. Akaretler Sıraevler’in İstanbul’un uluslararası bir marka ve çekim merkezi haline gelmesine katkı sağlayacağını vurgulayan Bilgili, projeyi İstanbul’un mimari ve kültürel çehresini değiştiren bir çalışma olarak nitelendirdi. KASTAMONU 1. İCRA MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN TAŞINMAZIN AÇIK ARTIRMA İLANI Dosya No: 2006/3233 Esas Bir borçtan dolayı, satılmasına karar verilen taşınmazın; TAPU KAYDI: Kastamonu İli, Merkez İlçesi, Beyçelebi Mahallesi, Atatürk Caddesinde kain, Tapuda: 228 Ada, 41 Parselde kayıtlı, 646,09 m2 miktarlı arsa üzerinde, 4/130 Arsa paylı Kargir Apartmanın, teras kat 20 numaralı bağımsız bölümde bulunan mesken. İMAR DURUMU: B6 Bitişik nizam altı katlı konut alanıdır. ÖZELLİKLERİ: Taşınmaz 1 bodrum kat, 1 zemin kat, 5 normal kat ve 1 çatı katlı yapının, çatı katındaki 20 numaralı bağımsız bölümüdür. Bina 10 yıllık olup kalorifer ve asansörü mevcuttur. Daire 125 m2 büyüklüğündedir. 1 oturma odası, 2 yatak odası, 1 salon, mutfak, banyo, lavabo ve WC den oluşmaktadır. Kapı ve Pencere aksamı ahşaptır. Elektrik ve suyu mevcuttur. Zemini dökme mozaikle kaplıdır. Boya ve badanası plastiktir. Çatısı Marsilya tipi kiremitle kaplıdır, taşınmaz hakkında detaylı bilgi dosyasındadır. DEĞERİ: 66.174,30YTL Satılarak paraya çevrilecektir. Satış Şartları: 1 Satış 13.05.2008 Salı günü, saat 14.3014.45 arasında, Kastamonu 1. İcra Müdürlüğü Önü adresinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetinin %60’ını ve rüçhanlı alacaklılar varsa alacakları mecmuunu ve satış masraflarını geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü baki kalmak şartıyla 23.05.2008 Cuma günü, saat 14.30 14.45 arasında, Kastamonu 1. İcra Müdürlüğü Önü adresinde, ikinci artırmaya çıkarılacaktır. Bu artırmada da bu miktar elde edilememişse, taşınmaz en çok arttıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilecektir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin %40’ını bulması ve satış isteyeninin alacağına rüçhanı olan alacaklarının toplamından fazla ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşecektir. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin, tahmin edilen kıymetinin %20’si nispetinde pey akçesi (Yeni Türk Lirası ve devlet tahvili dışındaki döviz kabul edilmeyecektir) veya bu miktar milli bir bankanın teminat mektubunu vermeleri lazımdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tellaliye resmi, tapu satım harcı satış bedelinden ödenecek, damga resmi, tahliye ve teslim masrafları ile %1 KDV , tapu alım harcı alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 İpotek sahibi alacaklılarla diğer ilgililerin (*) bu gayrimenkül üzerindeki haklarını, hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını, dayanağı belgeler ile on beş gün içinde dairemize bildirmeleri lazımdır, aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm alıcılar ve kefilleri, teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farktan ve diğer zararlardan ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardır. İhale farkı ve temerrüt faizi, ayrıca hükme hacet kalmaksızın, dairemizce tahsil olunacak, bu fark,varsa öncelikle teminat bedelinden alınacaktır. 5 Şartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açık olup, masrafı verildiği takdirde isteyen alıcıya bir örneği gönderilebilir 6 Satışa iştirak edenlerin, şartnameyi görmüş ve münderecatını kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin yukarıda yazılı dosya numarası ile müdürlüğümüze başvurmaları ile satış ilanının tebliğ edilemeyen alakadarlara ilanen tebliğ verine kaim olacağı ilan olunur. (*) İlgililer tabirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir. Basın: 14833 Yargıdan Petkim özelleştirmesine vize Özelleştirme İdaresi, Petkim’in yüzde 51 kamu payının özelleştirilmesine ilişkin ihale oluru ve şartnamesinin iptali için Danıştay 13. Dairesi’nde açılan davada esas hakkında kararını verdiğini ve oybirliğiyle reddettiğini açıkladı. 5 Temmuz 2007’de gerçekleşen ihalede en yüksek teklifi 2 milyar 50 milyon dolar ile RusKazak ortaklığı, Trans Central Asia Petrochemical Holding Ortak Girişim Grubu (OGG) vermişti. İhalede, ikinci en yüksek teklif ise 2 milyar 40 milyon dolar ile Azeri konsorsiyum, SocarTurcasInjaz OGG’den verilmişti. Ancak en yüksek teklifi veren konsorsiyumun ana ortağı Troyka Dialog’un Ermeni asıllı sahibinin diaspora ile bağlantısı ortaya çıkınca, ihale ikinci sıradaki Azeri konsorsiyuma verilmişti Dünya Bankası: Türkiye ileri gidiyor Dünya Bankası’nın “Türkiye’de Kalkınmanın Sonuçları” başlıklı çalışmasına göre ekonomi, sağlık, doğal alanların korunması alanlarındaki çalışmalar değerlendirildi ve “Ülke genel olarak ileri gitmekte ve sonuçlarını da görmektedir” denildi. C MY B C MY B
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle