27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
YABANCI BASIN ‘Şiddet alarm veriyor’LONDRA (ANKA) - Türki- ye’de polis şiddetinin arttõğõ yo- lundaki iddialar ve buna ilişkin İn- san Haklarõ İzleme Örgütü’nün ra- poru, yurtdõşõnda da yankõ bulu- nuyor. The Guardian gazetesi, “Türkiye, polis şiddetinde alarm verici bir artışa tanık oldu” derken BBC, “Türkiye, polis su- iistimali nedeniyle sanık san- dalyesinde” ifadesini kullandõ. İngiltere’nin önde gelen gaze- telerinden The Guardian, İstan- bul muhabiri Robert Tait im- zasõnõ taşõyan haberinde insan haklarõ savuncularõna dayana- rak “Türkiye, ‘cezasõzlõk kültü- rü’nün teşvik ettiği polis şid- detinde alarm verici bir artışa tanık oldu” değerlendirmesini yaptõ. İnsan Haklarõ İzleme Ör- gütü İcra Müdürü Kenneth Roth’un İstanbul’daki açõkla- malarõna geniş yer verildiği ha- berde “polis şiddeti oylarında- ki artışı”ndan kõsmen polis yet- kililerini genişleten yasal dü- zenlemelerden sorumlu tutuldu. BBC ise “Türkiye’de polis, şiddet nedeniyle sanık sandal- yesinde” başlõğõnõ kullandõğõ, Türkiye muhabiri Sarah Rains- ford imzalõ geniş haberinde özel- likle Engin Çeber olayõ üzerin- de duruldu. Çeber’in gözaltõnda- ki ölümünün, tüm dikkatleri ye- niden Türk polisi ve cezaevi gar- diyanlarõnõn davranõşlarõna çe- virdiğini kaydeden BBC, Türki- ye için “şiddet kültürü” ifade- sine de yer verdi. İstatistiklerin, 2003 yõlõndan beri işkence ve kö- tü muamele iddialarõnda büyük bir düşüş göstermesine karşõn Başbakanlõk’a bağlõ İnsan Hak- larõ Başkanlõğõ’na işkence veya kötü muameleye ilişkin başvu- rularõn bu yõlõn ilkyarõsõnda 2006 ve 2007’de yõllõk başvurularõ aş- tõğõna dikkat çekti. Öte yandan, yabancõ basõn, Kenneth Roth’un, İstanbul’da- ki açõklamalarõ sõrasõnda Başba- kan Yardõmcõsõ Cemil Çiçek’e yönelttiği ağõr eleştirileri de yan- sõttõ. Bu çerçevede, The Guardi- an ve BBC, Roth’un, görüştüğü İçişleri Bakanõ Beşir Atalay’õn, değerlendirmeleri ve önerilerine açõk bir tutum sergilerken Baş- bakan Yardõmcõsõ Cemil Çi- çek’in ‘küçümseyici’ bir tavõr ta- kõndõğõnõ, şiddet savlarõnõ kabul etmediğini anlattõğõnõ yazdõ. CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada düşünmeden edemez: Anlaşılan bu ülke ciddi bir kurtuluş savaşı ve- riyor! AKP’nin bu hedeflere ulaşmak için akla gelen gelmeyen her yöntemi denediğini görüyoruz. Makyavel, bunların yanında aklı evvel kalır! Seç- men taşımaktan kömür taşımaya, halkı paketle- mekten para yardımına, kütükleri kütüğe çevir- mekten binbir türlü dolap çevirmeye kadar her yöntem demokratik... Demokrasi tanımlarına ye- nilerini ekledik: Demokrasi, paranın satın alabildiği en iyi rejimdir! Erzak sandığı seçim sandığını belirler! Birey, bi reydir; başka bir kimliği yoktur. İktidarda istikrar; halkın aç ve yardıma muhtaç bırakılmasından geçer. Yukarıda tanınmış kentlerle ilgili AKP hedefle- rini aktardık. Bugün AKP’nin “gözünün” ne kadar her yerde iktidara “döndüğünü” ortaya koyan baş- ka bir örnek verelim... Bahadın, Yozgat’ın Sorgun ilçesine bağlı 5 bin nüfuslu bir kasaba. Amblemi saz, sözü Atatürk... 1100 metre yükseklikte kurulu, Türkiye’nin bütün büyük kentlerinden Avrupa başkentlerine kadar dünyanın dört bir yanına göç vermiş ama hiç ödün vermemiş. Her yıl ağustos ayında Bahadın Kültür Şenliği yaparlar. Türkiye’nin dört bir yanından aydınları çağırırlar. Gurbetçilerle artan nüfusla birlikte se- vinçleri, övünçleri de artar. Bahadın’da bugüne kadar sol partilerin dışın- da hiçbir parti varlık gösteremedi. Yozgat’ın çok büyük bir bölümü zaten sağ partilere oy verdiği için onlar da bunu kabullendiler. Yerel seçimler- de aday bile göstermediler. Ta ki AKP iktidarına dek... AKP’liler düşünmüşler taşınmışlar, Bahadın’da seçimi kazanmak için şu planı yapmışlar: Çevredeki 4 köyü Bahadın’ın mahallesi yapa- lım. O köylerin oylarını blok olarak alalım, Baha- dınlı seçmenleri de olabildiğince azaltalım... Hemen işe koyulmuşlar... Devlet kurumları AKP hükümetine bağlı daireler ya; 4 köyü bir gün- de Bahadın’a bağlatmışlar. Salur, Sungur, Gü- müşkavak ve Tıtlıköy artık Bahadın’ın mahalleleri. Muhtarları da köy muhtarı değil, mahalle muhta- rı. Anadolu’daki kimi köklü yerleşim yerlerinden bü- yük kentlere göçenler, doğdukları yerle bağları- nı kesmezler. Nüfusu az görünmesin diye sayımda, seçimde köylerine giderler. Hile yok hurda yok. Tek oyları var, onu da köylerinde kullanmak is- terler. Bahadın’da da bu tür aileler var. AKP’liler yememiş içmemiş, Yozgat Nüfus Müdürlüğü’nden bu tür ailelerin listesini çıkar- mışlar. 1296 kişinin Bahadın’da oturmadığı hal- de burada oy kullanacağını, bu kişilerin seçmen kartının iptal edilmesi gerektiğini söyleyip itiraz- da bulunmuşlar. İş, Bahadın’da küçük çaplı bir nüfus sayımına kadar gitmiş. AKP’liler bugüne kadar hep sol partilerin be- lediye başkanlığını kazandığı Bahadın için şu slo- ganı kullanıyormuş: “Bölgedeki son kaleyi de fethedeceğiz!” Bu yöntemler demokrasiyse, her türlü hile ser- bestse diyecek bir şey yok! Aklımızdan başka bir yol geçmediğine göre her şeye karşın çare şu: En az AKP kadar cesur olmak! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada MHP’ye göre bir milyon seçmen hareket halinde. Bir orada bir burada. Kütüklerin bu duruma gelmesinde sorumluluk kime ait? Sorumluluk Yüksek Seçim Kurulu’nun mu yoksa İçişleri Bakanlığı’nın mı? Türkiye İstatistik Ku- rumu (TÜİK) tarafından imha edilmeleri emredilen Ad- rese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi’nin mi? Kimin? Sorumluluk oradan buraya, o kurumdan başka bir kuruma gidip geliyor. Muhalefet (CHP ve MHP) 29 Mart 2009 yerel se- çim sonuçlarına itiraz etmeye önemli bir dayanak bul- dular. 2007’den beri rezalete göz kırpan olayları kova- layıp çare arayıp bulacakları veya ilgilileri çözüme zor- layacakları yerde, şimdi kütükler de kütükler diye fer- yat ediyorlar. Böylesine duyarlı bir konuda muhalefetin sesini yükseltmesi, sınırsız tepki göstermesi elbette ola- ğandır. Kuşku yok başlıca görevidir de… İşine geldi mi çözümsüzlük çözüm değildir diye yükseklerde uçan AKP iktidarının sustuğu yerde, bu konuda uzman olan kurumların, muhalefetin soru- na çözüm getirecek olanaklar araması, bulması ve açıklaması gerekmez mi? YSK’den, TÜİK’ten hayır yok. Ortada bir sorun gör- müyorlar. Muhalefet sadece akla, mantığa sığmayan kimi olayları ve sonuçlarını irdelemekle meşgul. Geriye -Tarhan Erdem’in söylediği gibi- soruna TBMM’de çözüm aramak kalıyor. TBMM ise dokuz günlük bayram tatilinde. Her sorunda olduğu gibi bu sorunda da çarşafla- dık. Dert çok, hemdert yok! Muhalefet, kimi listelerde adını bulamayan seç- menler, gelin gibi hem ağlıyorlar hem de çaresizlik içinde sandığa doğru gün sayıyorlar. Radikal bir davranış göstermek akıllarının ucundan geçmiyor. Ama seçmeni tavlamak için şeytanın aklına gel- meyen öğeleri, çarşafı, türbanı, geçmişini inkâr et- meyi gösteri dünyasını imrendirecek biçimsellikte sah- neye sürmeyi pekâlâ biliyorlar. Tabii bu davranışları yaparken eski siyaset baba- larından, onların öğretilerinden cesaret alıyorlar. Örneğin Süleyman Demirel, iki gün önce ana mu- halefetin çarşafı, türbanı sindirmesini, tek partiyi yad- sımasını olağan gösteren gerekçeyi Sabah’taki uzun demecinde açıkladı. CHP’nin çarşaflanmasını, MHP’nin Aleviliğe sahip çıkmasını sürpriz diye nitelemiyor. Diyor ki: “Sandıkta başarıyı isteyen siyasetçiler her şeyi yapar.” Tabii bu saptaması fiili politika yaptığı zamanlar- daki seçim öncesi deneyimlerinden, uygulamala- rından kaynaklanıyor... Sandıkta başarı için her şeyin yapılması gerekti- ğini söyleyen ve bir bilen olarak ün sahibi “baba”; Tür- kiyemizde partilerin seçimde başarıya ulaşmak için Aleviliği, milliyetçiliği.. elbette şeriatın simgesi ka- ra çarşafı, siyasal simge olarak nam kazanan türbanı; dincinin, Cumhuriyet karşıtlarının geçmişi karalamak için yıllardır haklı haksız çaba sarf ettikleri kuruluş yıl- larını bir kalemde yadsıyacak açılımlar yapmak do- ğaldır, gereklidir, hakkıdır demek istiyor. Kılavuzlar böyle olunca demokrasimiz örnek ola- cak öğretilerin ışığında böyle gelişiyor -tabii gelişti ise- böyle gidiyor. Batı demokrasileri bizim neyimize! [email protected] SAYFA 7 ARALIK 2008 PAZARCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul B 17 Edirne B 17 Kocaeli PB 20 Çanakkale B 17 İzmir PB 22 Manisa PB 19 Aydın PB 21 Denizli PB 21 Zonguldak PB 23 Sinop PB 19 Samsun PB 21 Trabzon PB 17 Giresun PB 19 Ankara PB 16 Eskişehir PB 15 Konya PB 17 Sıvas PB 10 Antalya PB 24 Adana PB 24 Mersin PB 24 Diyarbakır PB 15 Şanlıurfa PB 19 Mardin PB 15 Siirt PB 10 Hakkâri PB 11 Van PB 10 Kars PB 8 Oslo PB 0 Helsinki PB 3 Stockholm K 4 Londra PB 7 Amsterdam Y 9 Brüksel Y 7 Paris Y 7 Bonn Y 6 Münih K 2 Berlin Y 6 Budapeşte Y 11 Madrid Y 11 Viyana B 7 Belgrad Y 15 Soyfa Y 15 Roma Y 16 Atina Y 19 Zürih K 6 Moskova PB 8 Aşkabat B 10 Astana K 2 Taşkent PB 15 Bakû A 14 Bişkek B 6 Tiflis A 15 Kahire B 24 Şam B 22 Yurdun kuzeybatı ke- simleri parçalı ve çok bulutlu, akşam ve gece saatlerinde Çanakkale, Edirne ve Kırklareli çev- releri yağmur ve sağanak yağışlı diğer yerler az bulutlu ve açık geçecek. Gece ve sabah saatle- rinde iç ve doğu kesim- lerinde sis görülecek. Hava sıcaklığında önem- li değişiklik olmayacak. AİHM 2007-2008’de işkence ile ilgili 44 davada karar aldõ ‘İşkencecipolisikoruyorlar’ HÜLYA KESKİN Türkiye’de işkencenin önlenememesi ve yargõ sis- teminin işkenceciyi ceza- landõramamasõ mağdurlara Avrupa İnsan Haklarõ Mah- kemesi’ne (AİHM) baş- vurmaktan başka çare bõ- rakmõyor. AİHM’nin de tazminat cezalarõndan baş- ka bir ceza sunamamasõ işkencecinin uluslararasõ hukuk platformunda da ko- runmasõna neden oluyor. AİHM’nin işkencenin, insanlõk dõşõ ve aşağõlayõcõ muamelenin ya- saklanmasõnõ düzenleyen Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesi kapsamõna giren 2007 yõlõnda 35, 2008 yõlõ- nõn ilk 7 ayõnda ise 19 dava olmak üzere toplam 44 dava bulunuyor. Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV) Başkanõ Yavuz Önen, AKP iktidarõnõn Türkiye’de sis- tematik bir hal alan işkenceyi desteklediğini ve koruduğnu söy- ledi. Maltepe Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Ülkü Azrak, “Anayasa- ya şikâyet yolu Almanya, İs- panya, İtalya gibi birçok ülke- de var. Ama Türkiye’de yok. Bu durum olsaydı Anayasa Mah- kemesi yargı ve hukuk konu- sunda bir süzgeç olurdu. Bazı meseleler burada halledilirdi ve AİHM’ye çoğu kişinin baş- vurmasına gerek kalmazdı” de- di. Hapishanede, karakollarda meydana gelen işkence vakalarõnõn “örtbas” edil- diğini vargulayan Azrak, “Türkiye, işkenceci po- lisini koruyor. İki seçe- nek var; ya suçluyu göz ardı edeceksiniz ya da cezasını hukuk yoluyla vereceksiniz. Ne yazık ki Türkiye birinci seçe- neği uyguluyor” dedi. TİHV Başkanõ Yavuz Önen “AİHM sadece pa- ra cezalarına hükmede- biliyor. Bu kararların herhangi bir yaptırım gücü yok. Türkiye tazminat cezalarını ödüyor ama gereken yaptırımı uygulamıyor. Yani bu hukuksal altyapı çatışması sürekli devam ediyor” dedi. Önen, AKP iktida- rõnõn Türkiye’de sistematik bir hal alan işkenceyi desteklediğini ve koruduğnu söyledi. HEP 3. MADDE İHLAL EDİLİYOR Türkiye İnsan Haklarõ Vakfõ (TİHV) Dokümantasyon Merkezi’nin yaptõğõ çalõşmaya göre, AİHM’nin 2007’de Türkiye ile ilgili olarak aldõğõ 35 kararda, sözleşmenin 3. maddesi ih- lal edildi. Bu ihlaller “işkence”, “in- sanlõk dõşõ ve aşağõlayõcõ muamele” ve “muhakeme usulü ihlalleri” olarak sap- tandõ. 2007 yõlõ içinde karara bağlanan 35 davanõn 8’inde söz konusu kötü muamele vakalarõ işkence, 23 kararda ise insanlõk dõşõ veya aşağõlayõcõ mua- mele olarak değerlendirildi. 16 davada ise muhakeme usulü ihlalleri belirlendi. 2008 yõlõnõn ilk 7 ayõnda karara bağla- nan 19 davada da yine 3. madde ihlal- leri saptandõ. 19 davanõn 15’inde in- sanlõk dõşõ veya aşağõlayõcõ muamele ve 8 davada da muhakeme usulü ihlalleri bulundu. Kendilerini polis olarak tanõtõp adam kaçõrdõlar Operasyonlar yoğunlaştõ D İ Y A R B A K I R (Cumhuriyet Bürosu) - Türk Silahlõ Kuvvet- leri (TSK) PKK’nin kõş üslenmelerini önlemek için operasyonlarõnõ yo- ğunlaştõrdõ. Şõrnak’õn Irak sõnõ- rõnda bulunan Beytüş- şebap ilçesi yakõnla- rõndaki Kato Dağõ’nda barõnan teröristlerin et- kisiz hale getirilmeleri amacõyla geniş çaplõ operasyon başlatõldõ. PKK’nin Irak’tan Tür- kiye’ye sõzmada kul- landõğõ Kato Dağõ’nda iki gündür süren ope- rasyonlara havadan da destek verildi. Dağõn stratejik noktalarõna özel eğitimli jandarma komandolar indirilir- ken, alanõ iyi bilen ge- çici köy korucularõ da askerlerle birlikte PKK’lilerin saklanabi- lecekleri mağara ve sõ- ğõnaklarõ aradõ. Eksi 10 derece dondurucu soğukta yürütülen ope- rasyonlar sõrasõnda tes- pit edilen sõğõnaklar ise imha edildi. Kobra he- likopterleri de PKK’li- lerin gizlenme olasõlõ- ğõna karşõlõk Kato Da- ğõ’nõn derin vadilerini zaman zaman bomba- ladõ. Beytüşşebap kõr- salõnda daha önceki ça- tõşmalarda öldüğü be- lirlenen bir PKK’linin cesedi bulundu. Ayrõca teröristlerce tuzaklan- mõş 3 adet patlayõcõ madde düzeneği, 1 adet jeneratör ve muhtelif yaşam malzemesi ele geçirildi. Örgütten kaçan bir kişi ise Şõrnak’õn mer- kez ilçesinde güvenlik güçlerine teslim oldu. Hakkâri’nin Şemdinli ilçesi Bölek köyü böl- gesinde de teröristlere ait 1 adet RPG-7 roke- ti bulunarak imha edil- di. Genelkurmay Baş- kanlõğõ’ndan yapõlan duyuruda Ağrõ’nõn merkez ilçesi Çemçe yaylasõnda, teröristler- ce yerleştirilen mayõnõn önceki gün saat 14.10’da patlamasõ so- nucu 1 kişinin yaşamõ- nõ yitirdiği, 2 kişinin de yaralandõğõ belirtildi. Haber Merkezi - Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba- kanõ Hilmi Güler, bir süre önce çõkartõlan Yenilenebilir Enerji Yasasõ ile güneş enerji- sinden elektrik üreteceklerini açõkladõ. Konya’da konuşan Bakan Güler, güneş enerjisini kullanmak için Türkiye’nin güneş haritasõnõ çõkardõklarõnõ, Türkiye’de güneş tarlalarõ oluşacağõnõ anlattõ. Yurttaşlarõn evin- de kendi elektriğini üreteceğini söyleyen Gü- ler, 500 kilovata kadar izin alõnmadan elek- trik üretimi yapõlabileceğini de belirtti. Vatan gazetesinin haberine göre, Enerji Ba- kanlõğõ’ndaki çalõşmalarda danõşmanlõk ya- pan Fore enerji şirketi yetkilisi Elektrik Mü- hendisi Ufuk Keser, hazõrlanan yasada dev- letin üretilecek elektriğe göre teşvik vereceği- ni söyledi. Güneş pilleriyle yapılacak Marmara Üniversitesi Mühendislik Fakül- tesi Enerji Anabilim Dalõ Başkanõ Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar da elektrik üretiminin na- sõl yapõlacağõnõ şöyle anlattõ: “Güneş pilleri ile yapılır. Binaların çatı- ları ve yüzeyleri yarı iletken tabakalarla kaplanır. Güneşten gelen enerji elektron- lara enerji verir, hareketlenen elektronlar başka bir yarı iletken malzemeye aktarıl- dığında elektrik elde edilir.” Güneş enerjisinden elektrik üretimi dünya- da başta ABD, Almanya, Japonya olmak üze- re endüstrileşmiş ülkelerde üretiliyor. İngilte- re’de 80 bin ev kendi enerjisini üretiyor. Bu ülkede üretilen fazla enerji elektrik şirketleri- ne satõlabiliyor. MANİSA (Cumhuriyet) - Manisa’da bir ki- şi, kendilerini polis olarak tanõtan kişilerce ka- çõrõlarak darp edildi. Mağdurun, kaçõrma ola- yõna karõşan 2 kõz kardeşe daha önce komşu- su ile birlikte bõçak zoruyla tecavüz ettiği id- dia edildi. Alõnan bilgiye göre, kendilerini po- lis olarak tanõtan bir grup, H.Ö.’yü (22) Ut- ku Mahallesi’nden aldõ. “Seni şubeye götü- receğiz, orada yaptıklarının hesabını sora- cağız” diyen kişiler, sivil plakalõ araca bin- dirdiği H.Ö’yü Kenan Evren Sanayi Sitesi’nde bir işyerine götürdü. H.Ö, burada 2’si kadõn 8 kişi tarafõndan darp ve başõna silah dayanarak ölümle tehdit edildiği ve nüfus cüzdanõnõn, 2 bin YTL para getirmesi karşõsõnda alõndõğõ id- dialarõyla polise başvurdu. Kaçõrma olayõna karõştõklarõ iddia edilen H.D. (24), B.K. (25), V.Y. (21), K.D. (21), C.D. (23), Z.Ş. (26), S.Ş. (21) ve K.C’yi (24) Salihli ilçesinde yakalandõ. H.Ö’nün zanlõla- rõ teşhis etmesinin ardõndan sorguya alõnan 8 kişiden B.K, Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nõn talimatõyla serbest bõrakõldõ. Kardeş olan zan- lõ kadõnlar Z.Ş. ve S.Ş. ile diğerleri ise, “po- lis süsü vererek adam kaldırma, hürriyet- ten yoksun bırakma, tabancayla tehdit ve yağmaya teşebbüs” suçlamalarõyla adli ma- kamlara sevk edildi. Mağdur H.Ö.’nün, kendisini kaçõranlar ara- sõnda yer alan 2 kõz kardeşe komşusu H.D. ile birlikte bir süre önce bõçak zoruyla tecavüz et- tiği öne sürüldü. H.Ö. ve komşusu H.D. hak- kõnda Manisa Emniyet Müdürlüğü Ahlak Bü- rosu ekiplerince soruşturma başlatõldõ. ERGENEKON SAVCILARINA YARGITAY’DA TAZMİNAT DAVASI AÇILDI Telefon dinlemeleri özel hayatõn gizliliği ihlal etti HİLAL KÖSE Ergenekon davasõnda tutuklu yargõlanan Halil Behiç Gürcihan’õn nişanlõsõ gazeteci Fat- ma Sibel Yüksek, soruşturma savcõlarõ Ze- keriya Öz, Mehmet Ali Pekgüzel ve Nihat Taşkın’a toplam 30 bin YTL’lik manevi taz- minat davasõ açtõ. Yargõtay 4. Hukuk Daire- si’nde görülecek davanõn ilk oturumu, 20 Ocak’ta yapõlacak. Yüksek’in avukatõ Os- man Seyfi, müvekkilinin telefon görüşmele- rinin iddianame ve eklerine konulmasõyla, özel hayatõnõn gizliliğinin ve haberleşme öz- gürlüğünün ihlal edildiğini belirterek savcõla- ra açõlan davanõn ilk kez Yargõtay’a götürül- düğünü kaydetti. Avukatlar Osman Seyfi, Mehmet Elkatmış ve Atilla Onur Kayan’õn hazõrladõğõ dava di- lekçesinde, Yüksek’in Halil Behiç Gürci- han’õn nişanlõsõ olmasõ nedeniyle telefon ko- nuşmalarõnõn dinlendiği ve tutanak haline ge- tirildiği belirtildi. Yüksek’in bu davanõn ne ta- nõğõ ne de sanõğõ olmadõğõ anõmsatõlarak “Ko- nuşmalar, hem nişanlısı Gürcihan’la, hem de kendi hısım, akraba ve arkadaşlarıyla yaptığı konuşmalardır. Üstelik, hiçbir delil niteliği olmayan, tamamen sohbet niteli- ğindeki konuşmalardır” denildi. Dilekçede hem iddianamede hem de eklerinde Yük- sek’in bu konuşmalarõna yer verildiği kayde- dilerek şöyle devam edildi: “Yüksek’in var- lığı henüz kanıtlanmayan örgütle ilişkili ol- duğu izlenimi oluşturulmuştur. CMK’nin 137. maddesi gereği delil niteliği taşımayan ve sanık olmayan kişilerin konuşmalarının imha edilmesi gerekmektedir. Davalılar, özel sohbet niteliğindeki bu konuşmaları im- ha etmeyerek, olduğu gibi iddianame ve eki- ne koyarak emredici yasa hükmüne aykırı davranmışlardır.” Dilekçede, özel hayatõn korunmasõ ve ha- berleşme hürriyetinin gizliliğinin, anayasa ve Avrupa İnsan Haklarõ Sözleşmesi’nce koruma altõna alõnan en temel haklardan olduğu vur- gulanarak “Bu durum büyük bir kusur, ih- mal ve dikkatsizliktir. Yüksek’in tüm kim- lik bilgileri deşifre edilmiştir. Sanıklardan birisi ile nişanlı olmak, bu ihlallerin sebebi olamaz ve olmamalıdır” ifadelerine yer verildi. BU BİR İLK OLACAK Avukat Osman Seyfi, Türkiye’de savcõla- ra açõlan davanõn ilk kez Yargõtay’a ta- şõndõğõnõ belirterek Yüksek’in anne ve ba- basõndan bile gizli kalmasõ gereken ko- nuşmalarõnõn iddianameyle toplumun aleniyetine sunulduğunu dile getirdi. Sey- fi, bu konuşmalarõ internetten yayõmlayan Zaman ve Sabah gazeteleri aleyhine de tazminat davasõ açtõklarõnõ belirtti. TSK’DEN SIZMALARA ÖNLEM Evdeelektrik üretimineyeşilõşõk BAKAN GÜLER AÇIKLADI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle