Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
TERÖR VE TOPLUM / MEHMET FARAÇ
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2008 CUMA
6 HABERLER
BİR BAKIMA
SERVER TANİLLİ
‘6 Ay’ın Gerçekleri...
13 Kasım 1918’de, Mustafa Kemal’in, Mon-
dros Ateşkes Antlaşması’ndan iki hafta sonra
İstanbul’a geldiği tarihte, işgal güçlerini İstan-
bul’a taşımış gemilerin namlularını Saray’a çe-
virdikleri bir ortamda, Haydarpaşa’dan karşıya
geçerken işgalcilere bakıp “Geldikleri gibi gi-
decekler bir gün” dediği ünlüdür.
Yenilgiye daha o gün karşı çıkıyordu.
Ne var ki, “düşman kavi talih zebun” idi o sı-
ralar. Yurt kurtarılacaksa, onu örgütlemek ge-
rekiyordu. Nitekim, o tarihten bir 6 ay sonra,
Mustafa Kemal, 16 Mayıs 1919’da Bandırma va-
puru ile Samsun’a doğru İstanbul’dan ayrılı-
yordu.
Ne olmuştu bu 6 ay içinde?
Çağdaş tarihimiz üstüne değerli çalışmalar
yapmış olan Alev Coşkun, Cumhuriyet Kitap-
ları arasında çıkan dev bir eserle bu konuda da
gerçekten aydınlatıcıdır.
Söz konusu dönemde, İstanbul, olağanüstü
koşullar içindedir.
Başta, bir düşman işgali vardır.
İngiliz, Fransız ve İtalyan güçleri kuş uçurt-
mazlar. Bir yanda işgal güçlerine omuz veren
azınlıklar, her tarafta cirit atan casuslar, İngiliz
işbirlikçileri; öte yanda, işgal edilmiş bir payitahtın
üzgün, bitkin ve yorgun Türkleri... Bellidir ki, Os-
manlı devleti “yüreğinden vurulmuş”tur; bir
imparatorluğun son demleridir yaşanan. Ne var
ki, tarih “diyalektik” gelişir, o yaşanacaktır ge-
cikmeden.
Umut, ordudadır. Çünkü, her şeye karşın, “mil-
li” odur ve disiplin ondadır. Büyük bir değişik-
lik de vardır: Enver, Cemal ve Talat’lar, korkunç
yanılgılarının sonucu yurttan kaçmışlardır. Göz-
ler, yeni bir kuşaktadır: Mustafa Kemal, Kâzım
Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Paşalar; ve
Genelkurmay’da ve Harbiye Bakanlığı’nda da-
ha gençler...
Hepsi ilişki içindedirler.
Hepsinde yıldız olarak görülen de, Mustafa Ke-
mal Paşa’dır. Niçin öyle? Çünkü, bütün başa-
rıları bir yana, “Anafartalar Kahramanı”dır o!
Yenilmemiş bir Çanakkale’den geliyordu...
Bir düşünceden ötekine geçilir ve siyasal gi-
rişimde bulunur: Birinde, Mustafa Kemal Har-
biye Bakanı olmak ister. İkinci bir aşamada, ba-
rışçı yollardan ihtilalci yöntemlere geçilir. Üçün-
cü aşamada, Anadolu’ya geçiş kararına varılır.
Bir gün de, gökten inen bir müjde gibi, İngi-
lizler bir nota verirler. Anadolu’ya geçilecektir.
Mustafa Kemal’in ağır basan kişiliğine bakınız:
Yetki kararnamesini bizzat yazdıracaktır...
Bütün bu süreçte bir görülen de, ast-üst iliş-
kisinden önce askerdeki yurtseverliktir: Nitekim,
Anadolu’ya geçildiğinde, çok sürmez Mustafa
Kemal’in görevine son verildiğinde, Ali Fuat Pa-
şa’nın ilk yaptığı, İstanbul’un kararını suratlara
çarpar, başkaldırmıştır. Ve Karabekir Paşa da,
bizzat gelir Mustafa Kemal’in önünde hazır olup
-bugün de duygulandırıp ağlatan- o ünlü sela-
mını verir: “Emrinizdeyim!”
Samsun’dan önce kurtuluş için çare arayan
Mustafa Kemal ve arkadaşlarının öyküsü bir des-
tandır.
Alev Coşkun’un “6 Ay”ı bunu anlatıyor...
Samsun’dan önce bilinmeyeni tarihin aydın-
lığına çıkararak...
Peki, gerçekleri bir yana atıp yalanlara ve uy-
durmalara da sapmak neden?
Yok Vahdettin, Mustafa Kemal’i Anadolu’ya
göndermişmiş. Peki, aynı sultan, nasıl olmuş da
kararından sonra dönmüştür? Daha da utanç ve-
rici olanı, Vahdettin’in, düşmanla işbirliği yapıp
sonunda gidip onlara sığınması neden?
Yok, Mustafa Kemal Paşa “saraya damat” ol-
mak istemiş, olamayınca da Hanedan’a düşman
kesilmişmiş...
Tarihe böyle bakılır mı? Böyle bakanlara da
ne denir?
Alev Coşkun, “6 Ay” adlı eseriyle, tarihe na-
sıl bakılacağının dersini de veriyor ve bunu ya-
parken, bugün de aramızda dolaşan ifritleri teş-
hir ediyor...
DİYARBAKIR - PKK yöneticilerinden Ce-
mil Bayık’ın geçen hafta Fethullahçıları hedef
alan açıklamalarından ilk mesajı DTP’lilerin al-
dığı anlaşılıyor! DTP Mardin Milletvekili Emi-
ne Ayna’nın Şırnak’taki konuşması, Kürt si-
yasetinin, cemaate yönelik tavrını yerel seçimler
öncesi giderek daha da sertleştireceğini gös-
teriyor!
1991 seçimlerinin ardından DEP milletve-
kilerinin TBMM’deki yemin töreninde yaşat-
tığı kriz Türkiye’de büyük şaşkınlık yaratmış-
tı!.. Kürsüde “Bu yemini Türk ve Kürt
halklarının kardeşliği için yapıyorum” di-
yen Diyarbakır Milletvekili Leyla Zana
büyük tepki çekmişti.
Aslında bu çıkış Kürt kökenlilerin ile-
ride dayatacağı şahin siyaset anlayı-
şının da dönüm noktasıydı! Gerginlik
ileriki dönemde daha da büyümüş, Za-
na, Hatip Dicle, Orhan Doğan ve Se-
lim Sadak’la birlikte ayrımcı politika-
nın cezasını on yıl hapis yatarak ödemişti!..
Sosyal demokrat siyaset çizgisiyle yollarını ayı-
ran Güneydoğu milletvekilleri, Cumhuriyeti ku-
ran bir partiden kopunca devletin diğer yüzüyle
karşılaşmışlardı!
Köprülerin altından çok sular geçti. 22
Temmuz 2007 seçimleriyle Fırat’ın öbür ya-
kasından TBMM’ye gelenlerin uslanacağı sa-
nılıyordu!. Oysa öyle olmadı, artık 17 yıl ön-
cesinin sözlerini tartarak konuşan Güneydo-
ğu milletvekilleri yoktu! Konuşmaları, davra-
nışları ve eylemleri onların artık kendi irade-
leriyle hareket etmediğini de gösteriyordu. Eşi
dağda olan ya da cezaevinden çıkarılan mil-
letvekilleri ve “Koca ordu üç beş gencin üze-
rine gidiyor” diyerek TSK’nin terörle mücadele
stratejisini sorgulayan yöneticileri DTP’nin
PKK’yle entegrasyonunu da dışa vuruyordu!
Bu anlayış, PKK liderine “Sayın Öcalan” di-
yen, örgütün “edi besse” (yeter artık) sloga-
nıyla yürüttüğü başkaldırı ve sivil itaatsizlik ey-
lemini sahiplenen, teröristlerin cenazelerinde
ön saflarda yürüyen milletvekillerinin davra-
nışları ve Güneydoğu’dan artık ra-
hatlıkla “Kürdistan” diye söz eden DTP
yöneticilerinin çıkışlarıyla giderek sert-
leşiyor!
DTP’liler Öcalan’ı artık açıkça sa-
hipleniyor, İmralı’daki cezaevi koşul-
larının düzeltilmesini hatta PKK lide-
rinin özgürlüğe kavuşmasını dillendi-
rebiliyor! Yani milletvekili ve parti yö-
neticilerinin son 1.5 yıldaki eylemle-
ri, DTP ile PKK arasındaki mesafenin giderek
kapandığını göstermeye yetiyor!..
Bu entegrasyonun, toplumun terörden yıl-
mış katmanları üzerinde nasıl bir etki ya da trav-
ma yaratacağını şimdiden kestirmek zor gö-
rünüyor. Oysa son bir hafta içinde yapılan iki
açıklama da gösteriyor ki, Kürt siyasal hare-
ketinin legal ve illegal unsurları, Güneydo-
ğu’nun karanlık, karmaşık ve gergin siyasal at-
mosferi içersinde kendine yol bulmaya çalışan
İslamcı bir yapılanmaya karşı giderek öfkele-
niyor. Bu sertlik politikasında kimin kimden et-
kilendiği ya da kimin kimi yönlendirdiği soru-
larına yanıt bulabilmek için eylem ve tepkile-
rin kronolojisine bakmak yetiyor!..
Fethullahçılar 1994 yılından bu yana Kuzey
Irak’ta, kurdukları on kolejle etkin olmaya ça-
lışıyor. İki üniversitede ise geleceğin “Kürdis-
tan”ının misyonerleri yetiştiriliyor! Cemaatin
başta Diyarbakır olmak üzere Güneydo-
ğu’daki eğitim kurumlarının sayısının 80’e
ulaştığı tahmin ediliyor. Hem PKK hem de
DTP’ye göre Fethullahçılar bölgede Kürtlüğü
reddeden bir nesil yetiştirmek, eko-
nomiyi ve dini kullanarak gençliği
kendi saflarına çekmek istiyor! Böl-
gedeki ikinci radikal güç olan Hizbul-
lah’ın da PKK ve DTP ile aynı kaygı-
ları yaşıyor olması ise bir paradoks için-
de hem şaşırtıyor hem de düşündü-
rüyor!
PKK üçüncü bir grubun bölgedeki
örgütlemelerde erozyon yaratmama-
sı için zaman zaman şiddete başvurmaktan da
çekinmiyor. Hem Diyarbakır hem de Alman-
ya ve İsviçre gibi Avrupa ülkelerindeki cema-
at merkezleri zaman zaman PKK’lilerin mo-
lotoflarına hedef oluyor!
Sertlik politikasında lokomotif görevi üstle-
nene gelince... PKK yöneticilerinden Cemil Ba-
yık 23 Kasım’da yaptığı açıklamada ilk kez
“Fethullahçıları etkisiz kılmalıyız” çağrısı yap-
mıştı. Bayık, “AKP ve Fethullahçılar Müslü-
manlığı kullanarak tamamen siyasi ve ekono-
mik çıkarlar elde etmek istiyorlar. Bunun için
halkımızın AKP’yi etkisizleştirmesi gerekiyor.
Onun da yolunun Fethullahçıları etkisizleştir-
mekten geçtiği bilinmelidir” demişti!..
Bayık’ın bu sözleri nerede mi yankı buldu?..
Tabii ki DTP’de!..
DTP’nin “eşbaşkanı” ve Mardin Milletveki-
li Emine Ayna çarşamba günü Nakşiliğin ve
Nurculuğun önemli merkezlerinden Siirt’teki
parti mitinginde yandaşlarına seslendi. Ayna,
burada ilk kez Fethullahçıları hedef aldı. Kul-
landığı cümlelerdeki benzerlikler, DTP millet-
vekilinin salt Cemil Bayık’tan esinlendiğini de-
ğil, DTP’nin, PKK’nin politikaları ve bölgesel
stratejilerinden nasıl etkilendiğini de dışa vu-
ruyordu! Ayna, sözü Fethullahçılara
getirerek şöyle demişti:
“AKP, Fethullah Gülen’e dayanan bir
oluşum ve Gülen de ABD’nin güdü-
münde olan bir yapılanmadır. Bu
Müslümanlık değildir. Müslüman olan
savaşmaz, barış için mücadele eder.”
PKK’nin yayın organları DTP mil-
letvekilinin bu çıkışını, “Emine Ayna
Gülen tarikatına yüklendi” diye du-
yurdu.
Güneydoğu, Said Nursi’nin Kürtçülüğü ile
ümmetçiliğini sahiplenenlerin kavgasına sah-
ne oluyor! Kürt kökenlilere “Türk- İslam” sen-
tezini dayatmaya çalışan bir cemaatin, arka-
sına bürokrasi ve ekonomik gücü alarak ne ka-
dar yol alabileceği şimdilik net olarak bilinmi-
yor! Ancak PKK’li Bayık’la DTP’li Ayna’nın son
6 gün içersinde aynı jargonu kullanarak üçün-
cü ve belki de birinci güç olmaya çalışan bu
grubu hedef alması salt DTP’nin, PKK’nin po-
litikalarıyla artık daha fazla yönlendirildiğini gös-
termiyor! Fethullahçıların Kürt siyaseti üzerinde
yarattığı rahatsızlığın yerel seçimler öncesin-
de giderek arttığını da kanıtlıyor!..
Güneydoğu’da kan dava-
larının “bedel” ödenerek biti-
rilmesi de töresel gelenekler-
den biridir. Yüzyılın başında ci-
nayet işleyenlerin mallarını
mülklerini yağmalamak feo-
dalitenin yasasıydı!.. Bu dağ
kanununa, “kan tuzu” denili-
yordu!. Yani yağma, kan da-
vasının açtığı yaraya tuz ni-
yetineydi!
Cumhuriyetin kuruluşunun
ardından mağdur tarafa at, si-
lah ya da kız vererek çatış-
maları sonlandıran mekaniz-
ma, ekonominin tarım devri-
miyle önem kazandığı süreç-
te bağ, bahçe, tarla bağışla-
yarak kan akmasını önledi!
Vahşi kapitalizm günümüz-
de ise kanın bedelini dolar ya
da YTL üzerinden hesaplıyor!
10 yıl öncesine kadar aşiret
yapılanmasını gelenekleri ve
güçleri uğruna ayakta tutanlar,
Güneydoğu kentlerinde artık
ekonomik dayanışma ve si-
yasal çıkar uğruna dernekle-
şiyor. Motosikletli aşiret vez-
nedarları kapı kapı dolaşıp
öldürülenlerin ailelerine veril-
mek üzere kendi yandaşla-
rından para topluyor!
Peki bunları niye mi yaz-
dık?..
Aslan Çakan adlı Urfalı bir
yurttaş üç yıl önce bir kadına
tecavüz etmiş. Aşiret olayı
örtbas edince tecavüze uğra-
yan kadın canına kıymış! Bu-
nun üzerine kadının ailesi kan
bedeli alarak Çakan’ın kenti
terk etmesini istemiş. Ancak
Çakan İstanbul’a kaçmasına
karşın öldürülmüş!
Olayla ilgili Erdem ailesinden
iki kişi tutuklanmış. Erdemler
olay kan davasına dönüşme-
sin diye Çakanlar’a 65 bin
YTL kan bedeli ödemiş. Ancak
buna rağmen Çakanlar da bir
süre sonra Halil Erdem’i öl-
dürmüş!
7 çocuklu Erdem’in en bü-
yük oğlu 16 yaşındaki V. E.’nin
çığlığı pazartesi günkü gaze-
telere yansımıştı. Babasının
kan parası verilmesine karşın
öldürülmesine öfkelenen genç,
“Devlet baba başımı öne eğ-
me, babamın katilini bul. Tö-
re uğruna katil olmak istemi-
yorum” diye isyan etmişti!
Görülüyor ki, “kan parası”
bile o coğrafyada artık çözüm
olamıyor!..
mfarac@cumhuriyet.com.tr - www.mehmetfarac.com
DTP Cemaate Niçin Yöneldi?.. Kan Parası!
Leyla Zana Emine Ayna
İstanbul’da ilk belediye başkan adayõ Sultanahmet Camisi eski imamõ Bedir oldu
‘CHP için mücadele edeceğiz’
İstanbul Haber Servisi - CHP,
İstanbul belediye başkan adaylarõ-
nõ açõklamaya Sultanbeyli ilçesin-
den başladõ. CHP Genel Sekreter
Yardõmcõsõ Mehmet Sevigen,
CHP’nin Sultanbeyli belediye baş-
kan adayõnõn Sultanahmet Camisi
eski imamõ Osman Nuri Bedir ol-
duğunu açõkladõ. AKP’li yönetici-
lerin Sultanbeyli’de yaşayanlarõ 3.
sõnõf yurttaş olarak gördüğünü be-
lirten Bedir, “İnanan-inanma-
yan, Alevi-Sünni, Kürt-Laz, tür-
banlı-başı açık, omuz omuza
CHP için mücadele edeceğiz”
dedi. CHP, 29 Mart yerel seçimle-
ri için İstanbul ilçe belediye başkan
adaylarõnõ açõklamaya başladõ. Sul-
tanbeyli İlçe Başkanlõğõ’nda dün
düzenlenen toplantõda konuşan
CHP Genel Sekreter Yardõmcõsõ
Sevigen, başõ açõk ya da kapalõ,
inançlarõ farklõ olduğu için CHP’nin
kimseyi reddetmeyeceğini belirte-
rek Sultanbeyli’nin tüm sorunlarõ-
nõ çözeceklerini söyledi. CHP İs-
tanbul İl Başkanõ Gürsel Tekin,
belediye başkanlõğõ döneminde
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan’õn “İstanbul’u dönüştüre-
ceğim” sözlerini anõmsatarak “15
yıl aralıksız İstanbul’u yöneten
zihniyetin sözleri havada kal-
mıştır” dedi.
Başbakan Erdoğan’õn yolsuz-
luk, yoksulluk ve yasaklar ile mü-
cadele vaatlerine karşõn, yolsuzluk
hortumlarõnõn AKP’nin genel mer-
kezine uzandõğõnõ söyledi. Tekin,
AKP’li Sultanbeyli Belediyesi’nin
ilçede hiçbir sosyal proje gerçek-
leştiremediğini de kaydede-
rek,“Sultanbeyli’de oturan yurt-
taşlara söz veriyorum. Kadı-
köy’de, Beşiktaş’ta ne varsa,
Sultanbeyli’de de aynısı olacak”
dedi. Bedir, 2 yõldan bu yana İl Baş-
kanõ Tekin ile birlikte yoğun bir ça-
lõşma içinde olduklarõnõ belirterek,
bu süre içinde Sultanbeyli halkõnõn
sorunlarõnõ dinleyerek çözüm pro-
jeleri geliştirdiğini söyledi. İmar ve
tapu sorunlarõnõn ilçede kangren ha-
line geldiğini belirten Bedir, “Ya-
şanabilir bir Sultanbeyli” yarata-
cağõ sözü verdi. İlçedeki yurttaşla-
rõn AKP iktidarõ ve AKP’li yerel yö-
neticiler tarafõndan dõşlandõğõnõ da
söyleyen Bedir, “Sultanbeylileri
onurlu, başı dik insanlar yapma
noktasında çalışacağız. 4 ay son-
ra CHP bayrağını Sultanbeyli’ye
dikeceğiz. İnanan, inanmayan;
açık gezen, çarşaflı ve türbanlı
olan, Alevisiyle, Sünnisiyle;
Kürt’üyle, Lazıyla, Çerkeziyle
herkesi birleştirerek omuz omu-
za mücadele edeceğiz” dedi.
CHP Genel Sekreter
Yardõmcõsõ Mehmet
Sevigen’in tanõttõğõ Bedir,
“İnanan-inanmayan, Alevi-
Sünni, Kürt-Laz,
türbanlõ-başõ açõk, omuz
omuza CHP için mücadele
edeceğiz” dedi.
‘Ecevit’in adõnõ kullanmasõnlar’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DSP’nin
Kurucu Genel Başkanõ Rahşan Ecevit, “Demo-
kratik Sol Parti ya adını değiştirmeli ya da Bü-
lent Ecevit’in adını kullanmaktan vazgeçmeli-
dir” açõklamasõnõ yaptõ.
Rahşan Ecevit, bir süre önce “Partiyi büyüt-
müyor” dediği DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer’le
köprüleri atmõştõ. Rahşan Ecevit açõklamasõnda şu
görüşlere yer verdi: “Kurucusu Bülent Ecevit’in
düşünce, inanç ve ilkelerinden koparılmış olan
DSP’nin, ‘Atatürk’ün yolunda Ecevit’in õşõğõnda’
tekerlemeleriyle hayatını sürdürmeye çalıştığı
görülüyor. Bülent Ecevit’in 1986 yılında özen-
le kurduğu bu parti, artık varlığının nedeni an-
laşılamayan, söylemleri ve eylemleriyle neyi
amaçladığı bilinmeyen bir kuruluş haline gel-
miştir. Demokratik Sol Parti’yi bu duruma ge-
tiren parti yönetiminin bu tutumu, parti taba-
nının önemli bir kesiminde huzursuzluğa neden
olmuştur. Bu nedenle Demokratik Sol Parti ya
adını değiştirmeli ya da Bülent Ecevit’in adını
kullanmaktan vazgeçmelidir.”
A D A Y İ S İ M L E R İ
ARTIYOR
Yerelseçimlere 4 ay kala hareketlenen se-
çim kulislerinde aday isimleri netleşmeye baş-
ladõ. CHP Esenler’de ilahiyatçõ Prof. Dr. Ze-
keriya Beyaz adaylõğõnõ açõkladõ. Esenler ilçe-
sini ayağa kaldõracağõnõ kaydeden Prof. Dr. Be-
yaz, “Ben cami imamlarõ gibi dünyadan habersiz
değilim” diye konuştu. CHP’nin Adalar Bele-
diye Başkanlõğõ için eski Adalar Kaymakamõ
Mustafa Farsakoğlu, Adalar Belediyesi meclis
üyesi Cengiz Karataş, DSP eski İl Başkanõ De-
niz Tüfekçi ve eski İlçe Başkanõ Uluç Yurtduru
adaylõğõnõ açõkladõ. CHP Adalar İlçe Başkanõ
Ercan Akpolat ile ilçe yöneticilerinden Ali
Tokdemir, Güzel Aydõn ve Mustafa Karşõn ise
il genel meclisi üyeliği için partideki görevle-
rinden istifa etti. AKP’nin ise Adalar’da mev-
cut belediye başkanõ Coşkun Özden ile yola de-
vam etmesi bekleniyor. CHP’nin Eyüp Beledi-
ye Başkanlõğõ için CHP Eyüp İlçe Başkanõ Ali
Galip Mamal ismi öne çõkõyor. Eyüp için aday-
lõğõnõ açõklayan diğer isimler ise işadamõ Emin
Atmaca, CHP Eyüp İlçe Örgütü üyelerinden
Turhan Luş ve Zeki Yalazay bulunuyor. İstan-
bul’un yeni ilçelerinden Beylikdüzü’nde ise
CHP’den Dr. Ali Sarõtepe aday adaylõğõnõ
açõkladõ. Sancaktepe’de ise Dr. Hakkõ Sağlam
ile eski Belediye Başkanõ Fikret Yõlmaz CHP’den
adaylõğõnõ açõkladõ. AKP ise CHP’nin Büyük-
çekmece Belediye Başkan adayõ Hasan Ak-
gün’ün karşõsõna Orman Bakanlõğõ Ağaçlan-
dõrma ve Erozyon Kontrol Genel Müdür Yar-
dõmcõsõ Faruk Çebi ile çõkmaya hazõrlanõyor.
ESENYURT
Çapan gönüllüleri
ÇANKAYA
Taşdelen sürprizi
SAMSUN
Eğilim yoklamasõ
Haber Merkezi - AKP Çankaya’yõ almak için sürpriz
isim peşinde. CHP’de ise Çankaya’da aday bolluğu yaşanõ-
yor. Mevcut Belediye Başkanõ Muzaffer Eryõlmaz, eski Ür-
güp Belediye Başkanõ Bekir Ödemiş ve Ankara İl Başkanõ
Yaşar Çatak öne çõkan isimler. Ancak siyasete bir süre ara
verdikten sonra CHP ile yeniden yakõnlaşan eski Çankaya
Belediye Başkanõ Doğan Taşdelen’in yapõlan anketlerde
açõk ara önde çõkmasõ bir sürprize neden olabilir. SONAR
tarafõndan yapõlan ankette, “Doğan Taşdelen yüzde 30.9,
Haydar Yõlmaz yüzde 15.6, İbrahim Tez yüzde 14.7, Muzaf-
fer Eryõlmaz yüzde 13.7, fark etmez yüzde 15.8, fikri yok
yüzde 9.3” oy aldõ. Deneklere bu isimlerden hangisinin
başkan adayõ olmasõ durumunda oy verecekleri de soruldu.
Deneklerden yüzde 71.3’ü Taşdelen, yüzde 60.8’i Haydar
Yõlmaz, yüzde 58.2’si İbrahim Tez, yüzde 53.4’ü de Eryõl-
maz yanõtõnõ verdi. Yine bu soruya, deneklerden yüzde 49.2
fark etmez, yüzde 17.9’u da cevap yok yanõtõ verdi.
İstanbul Haber Servisi - Ergenekon operasyonu kapsamõn-
da tutuklanan Esenyurt Kurucu Belediye Başkanõ Dr. Gürbüz
Çapan Silivri Cezaevi’nde ek iddianamenin hazõrlanarak mah-
kemeye çõkacağõ günü beklerken seçim kampanyasõ tüm hõzõy-
la sürüyor. 3 dönem belediye başkanlõğõnõ yaptõğõ Esenyurt’ta ye-
niden seçilmeyi hedefleyen Dr. Çapan’õn kampanyasõnõ yakla-
şõk 10 bin kişilik gönüllü bir ekip yürütüyor. 20 mahallede se-
çim irtibat bürolarõ oluşturan gönüllüler 2 bin 126 sokağõn ta-
mamõnda aktif olarak propaganda faaliyetlerini yürütüyorlar. Her
sokakta 4 sokak temsilcisi ev ev dolaşarak seçmenlere ulaşõyor.
CHP Genel Sekreter Yardõmcõsõ Mehmet Sevigen, İstanbul Mil-
letvekilleri Esfender Korkmaz, Çetin Soysal ile Ardahan
Milletvekili Ensar Öğüt’ün Dr. Çapan’õn aday gösterilmesi için
yoğun çaba harcadõklarõ belirtiliyor. İstanbul İl Başkanõ Gürsel
Tekin’in de Esenyurt’ta seçimi kazanmanõn Çapan’õ aday gös-
termekten geçtiğini yakõn çevresine ifade ettiği kaydediliyor.
CEMİL CİĞERİM
SAMSUN - AKP Samsun Büyükşehir Belediye Baş-
kanõ Yusuf Ziya Yılmaz ile diğer ilçe belediye baş-
kanlarõ için eğilim yoklamasõ yaptõ. Yõlmaz’õn
AKP’den aday olup olmayacağõnõn bugün belli olacağõ
belirtildi.
Atakum Belediyesi Kongre ve Kültür Merkezi’nde
gerçekleştirilen eğilim yoklamasõ ile ilgili olarak konuşan
AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ ve Tokat Milletvekili
Şükrü Ayalan, tabanõn düşüncelerine her zaman ön-
celik tanõdõklarõnõ, yapõlan oylamayla birlikte belediye
başkanlarõ hakkõnda fikir edinileceğini söyledi. Yaklaşõk
1500 kişinin katõldõğõ oylamada, AKP il yönetim ku-
rulu, kadõn kollarõ, gençlik kollarõ, il genel meclisi, be-
lediye meclis üyeleri ve belediye başkanlarõ oy kullandõ.
Toplantıya
katılan çok
sayıda türbanlı
kadın Bedir’e
destek verdi.
Rahşan Ecevit, Sezer’le yap-
tığı görüşmeden sonra “tek
taraflı sözlü saldırı olarak
geçen görüşmede Sezer’in is-
tifa ettiğini söylediğini” be-
lirtmişti. Ancak Sezer istifa
etmeyeceğini açıklamıştı.
KÖPRÜLERİ
ATMIŞLARDI