Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 5 ARALIK 2008 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Aslını İnkâr Eden...
Deniz Baykal kara çarşaf ile başlayan açılım- sa-
çılımlarını sürdürüyor. Şimdi de tek parti dönemini
eleştirmeye başlamış.
Gazeteler haklı olarak soruyorlar:
- Deniz Baykal reddi miras mı yapıyor?
Doğrusu daha önce sorulması gereken şey, De-
niz Bey’in o mirasın anlamını kavrayıp onu bütün so-
nuçlarıyla taşıyıp taşımadığı olmalıydı.
Bugün durum açıktır. Deniz Bey yakın tarihimizi yo-
rumlaması ve olayları algılamasıyla “Numaracı Cum-
huriyetçi” veya “2. Cumhuriyetçi” denen takımın cep-
hesine geçmiş görünmektedir.
Bilmem “Numaracı Cumhuriyetçiler” her “numa-
racı”yı kendi saflarına kabul ediyorlar mı?
Bundan böyle bizim için CHP de artık İkinci
Cumhuriyetçi Halk Partisi olarak okunacaktır, ta ki
tepesindeki Deniz Bey’e güle güle diyene kadar.
İkinci Cumhuriyetçilerin belirleyici nitelikleri, Tür-
kiye’deki sosyal, siyasal, ekonomik, kültürel sorun-
ların, bozuklukların hepsinin kaynağında Cumhuri-
yetin kurucu felsefesinin parmağının olduğunu, bü-
tün bu bozuklukların sorumlusunun o olduğunu ile-
ri sürmeleridir.
Onun içindir ki, Mustafa Kemal’in ceberutluğun-
dan başlayıp “tek parti” yönetiminin baskıcılığına ka-
dar ne varsa Cumhuruyetin kurucu felsefesini eleş-
tirmeye fırsat sağlayan olaylardır.
Deniz Bey’in kılık kıyafeti bozuk olduğu için, Kızı-
lay’a alınmayan köylü öyküsünü, daha doğrusu
söylencesini, daha önce 2. Cumhuriyetçilerden
çokça dinlediğimiz, son zamanlarda Baykalcılık ile
2. Cumhuriyetçilik arasındaki büyük “müşabeheti” (ya-
kınlığı, benzerliği) gördüğümüz için son çıkışını hiç
yadırgamadık.
Doğrusu, “Deniz Bey reddi miras mı yapıyor” so-
rusunu da yersiz bulmadık.
Hiç kuşkusuz, bugünün koşullarında tek parti yön-
temlerini ve onlara dönüşü savunmak ya da tek par-
ti gibi ideallikten uzak bir yönetimde, onda olmayan
erdemleri aramaya kalkmak ne kadar büyük ahmaklık
ise tek partiyi sadece yukarıdan zorla kabul ettirilmiş
koşulların sonucu ortaya çıkmış bir olgu olarak
görmek de o kadar aptalcadır. Başka bir deyişle, tek
parti döneminin Türkiyesi’nde katılımcı, çoğulcu
demokrasinin koşulları vardı da yöneticilerin diret-
meleriyle mi bunun önü tıkanmıştı?
Kökleri taa Müdafaayı Hukuk’çulara dayanan
Cumhuriyetçiler ile 2. Cumhuriyetçiler arasındaki bü-
yük tartışma özeti işte budur.
Cumhuriyetçiler, bugünkü sosyal ekonomik çar-
pıklıklardan doğan yapıyı eleştirirken sorunları do-
ğuran nedenler üzerinde dururlar.
2. Cumhuriyetçiler ise bunu ıskalayarak bütün so-
rumluluğu Cumhuriyetin kurucu felsefesine yükler-
ler.
Cumhuriyetçiler, o kurucu felsefenin başardığı ola-
ğanüstü işleri unutmazlar, hak yenmesine göz yum-
maz ve o dönemin başarılarını kamuoyuna anlatmaya
çalışırlar.
Bu o kadar da güç bir iş değildir izan sahibi insanlar
için.
Yineleyeyim. Tek parti yöntemlerini içinde bulun-
duğu koşullardan soyutlayarak savunmak, hele he-
le bugün onları çare gibi göstermek aklımın ucundan
bile geçmez. Tek partinin bizatihi kendi yapısından
gelen birçok eksiğinin, bozukluğunun bulunduğu da
bir gerçektir.
Ama yaşamın özü değişim, demokrasinin esası öz-
gür değişime açık olanak tanımaksa eğer, rahatlık-
la söyleyebiliriz ki “tek parti” dönemi bu açıdan Tür-
kiye’nin en başarılı dönemidir.
Çünkü o herhangi bir bunalıma, çatışmaya yol aç-
madan kendi tersine, yani çok partililiğe dönüşebil-
miştir.
Ama ondan sonra gelen ve biraz da bizim Yıldı-
rım Gürses’in çoksesli müzik sandığı, çok enstrü-
manlı teksesli müziğine benzer çok partili rejimimiz,
darbelere çatışmalara yol açmadan, çoğulcu, katı-
lımcı, çağdaş bir demokrasiye dönüşebilmiş midir?
İzan sahibi insanlar “tek parti” dönemini yargılar-
ken bunu da görmek durumundadırlar.
Tabii izan sahibi insanlardan söz ediyorum...
Deniz Bey bütün bunları görmüyor, tıpkı 2. Cum-
huriyetçiler gibi...
Bana da sorarsanız, Deniz Bey reddi miras yapı-
yor.
Ancak bir şeyi unutuyor, aile mirasını reddeden ki-
şi aileden miras kalan evde oturmamalıdır ve de otu-
ramaz. Ya çıkar kendi iradesiyle ya da gelip çıkarır-
lar onu.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
Müfettişler yasadõşõ dinleme dosyalarõnõ soruşturan savcõdaki Paksüt ve Eminağaoğlu dosyalarõnõn kopyasõnõ aldõ
Bakanlõğõn telekulak ilgisiİLHAN TAŞCI
ANKARA - Yasadõşõ dinlemeden
şikâyetçi olan YARSAV Başkanõ
Ömer Faruk Eminağaoğlu ile Ana-
yasa Mahkemesi Başkanvekili Os-
man Paksüt ve eşinin şikâyetlerini so-
ruşturan savcõ Vahdet Polatkan’õn
elindeki dosyalarõn, gizli soruşturma
sürerken Adalet Bakanlõğõ müfettiş-
lerince kopyalarõ alõndõ. YARSAV
Başkanõ Eminağaoğlu, Adalet Mü-
fettişi bile olsa kimsenin gizli yürü-
tülen soruşturma sõrasõnda dosyalarõ
inceleyemeyeceğini vurguladõ.
Ergenekon soruşturmasõndaki ya-
sadõşõ dinleme iddialarõ ve yansõma-
larõ sürerken, Adalet Bakanlõğõ’nõn ya-
sadõşõ dinlemelere ilişkin soruştur-
malara yönelik “özel ilgisi” dikkat
çekti. Adalet Bakanlõğõ’nõn resmi ge-
rekçe bildirmediği “savcıya gözdağı”
niteliğindeki olaylar şöyle gelişti:
Bir süredir izlendikleri kuşkusunu
taşõyan Anayasa Mahkemesi Baş-
kanvekili Osman Paksüt ile eşi Fer-
da Paksüt, kendilerini izlediklerinden
şüphelendikleri bir aracõ durdurdu
ve araç emniyete ait çõktõ. Bu geliş-
melerin ardõndan Paksüt ailesi, izin-
siz olarak dinlendikleri iddiasõyla
Cumhuriyet Savcõlõğõ’na suç duyu-
rusunda bulundu. Suç duyurusuyla il-
gili soruşturmaya Savcõ Vahdet Po-
latkan takipsizlik kararõ verdi.
Bu sõrada YARSAV Başkanõ Ömer
Faruk Eminağaoğlu da kendisi ve
başkanõ olduğu derneğe ait telefonlar
ve bilgisayar yazõşmalarõnõn dinle-
nip izlendiği savõyla suç duyurusun-
da bulundu. Eminağaoğlu’nun şikâ-
yetini de inceleyen savcõ Polatkan, bu
konuda da takipsizlik kararõ verdi.
Savcõ Polatkan’õn, her iki şikâyeti in-
celeyip sonuca yaklaştõğõ ekim ayõn-
da Adalet Bakanlõğõ’ndan 2 müfettiş
adliyeye giderek, dosyalarõ incele-
meye aldõ. Savcõ Polatkan’a müfet-
tişlerce soru sorulmadõğõ, yalnõzca
Paksüt ve Eminağaoğlu dosyalarõnõn
incelenip birer fotokopisinin alõndõğõ
öğrenildi. Bu olaylarõn ardõndan sav-
cõ Polatkan’õn her iki dosyada da ta-
kipsizlik kararõ vermesi dikkat çekti.
Müfettiş de bakamaz
Eminağaoğlu, Bilgi Edinme Ka-
nunu kapsamõnda olayla ilgili Adalet
Bakanlõğõ’na başvurdu. Eminağaoğ-
lu başvuruda, “Adalet Müfettişi bi-
le olsa özel bir teftiş sırasında an-
cak haklı ve hukuka uygun, keyfi
olmayan, kabul edilebilir bir ge-
rekçenin varlığı halinde söz konu-
su dosyayı inceleyebilir. Özel gö-
revlendirmenin ise haklı ve huku-
ka uygun gerekçesinin olması şart-
tır. Yasa gereği gizli olarak yürü-
tülen soruşturmayı kapsayacak ve
gizliliği ihlal edecek biçimde yürü-
tülen soruşturmaya müdahale ni-
teliğindeki işlem, soruşturma ma-
kamı dışındaki her kim olursa ol-
sun gizliliği ihlal edici ve hukuksal
güvenliği sarsıcı, soruşturma yö-
nünden vesayet yaratıcı niteliktedir.
Söz konusu hazırlık soruşturma
dosyası, sıfat ve görevi adalet mü-
fettişi de olsa, soruşturma makamı
dışındaki herkes için gizlidir.” Emi-
nağaoğlu, bakanlõğa müfettiş görev-
lendirilmesinin dayanağõnõ ve kendi
dosyasõnõn incelenmesini gerektirip
gerektirmediği ile ilgili araştõrmanõn
sonucunun ne olduğunu sordu.
Savcõ Vahdet Polatkan’õn elindeki dosyalarõn, gizli soruşturma sürerken Adalet Bakanlõğõ
müfettişlerince kopyalarõ alõndõ. YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu, Adalet Müfettişi bile olsa
kimsenin gizli yürütülen soruşturma sõrasõnda dosyalarõ inceleyemeyeceğini vurguladõ.
EskiDEPmilletvekili‘terörörgütüpropagandasõyapmak’ve‘örgütadõnasuçişlemek’tenmahkûmoldu
Zana’ya 10 yıl hapisDİYARBAKIR (Cumhu-
riyet Bürosu) - Kapatõlan
DEP’in eski milletvekili Ley-
la Zana, “terör örgütünün
propagandasını yapmak” ve
“örgüte üye olmamakla bir-
likte örgüt adına suç işlemek
suçlarından” 10 yõl hapse
mahkûm oldu. Zana’nõn siya-
si haklarõ da elinden alõndõ.
Diyarbakõr Cumhuriyet Baş-
savcõlõğõ’nõn Zana’nõn Diyar-
bakõr, Bingöl, Batman ve Av-
rupa Parlamentosu’nda son
bir yõl içerisinde yaptõğõ 9 ay-
rõ konuşma nedeniyle açtõğõ
davaya Diyarbakõr 5’inci Ağõr
Mahkemesi’nde devam edildi.
Duruşmaya 60 yõl hapis iste-
miyle yargõlanan Zana ile ma-
zeret bildiren avukatõ katõl-
madõ. Cumhuriyet savcõsõ, ön-
ceki duruşmada mahkemeye
sunduğu mütalaasõnõ yineledi.
Mahkeme heyeti, verdiği ara-
nõn ardõndan, sanõğõn eylem-
lerinin terör örgütü PKK üye-
liği boyutuna ulaştõğõnõ, bu
nedenle sanõğõn TCY’nin “te-
rör örgütüne üye olmak”
suçunu kapsayan 314/2. mad-
desi uyarõnca 8 yõl hapse çarp-
tõrõlmasõna karar verdi. Zana
hakkõnda verilen ceza, suçun
“terör suçu” olmasõ nede-
niyle arttõrõlarak 12 yõla çõka-
rõldõ. Zana’nõn yargõlama es-
nasõndaki davranõşlarõnõ dik-
kate alan mahkeme heyeti,
verilen cezayõ 10 yõla indirdi.
Mahkeme heyeti ayrõca, Za-
na’ya verilen ceza 2 yõldan
fazla olmasõ nedeniyle,
TCY’nin “Belli hakları kul-
lanmaktan yoksun bırakıl-
ma” hükmünü içeren 53/1.
maddesi uyarõnca seçme ve se-
çilme ehliyetinden ve diğer si-
yasi haklarõ kullanmaktan yok-
sun bõrakõlmasõnõ da karar-
laştõrdõ.
Adliye önünde açõklama ya-
pan avukat Cebbar Leygara
adliye binasõnda hazõr bulun-
malarõna karşõn duruşmaya
alõnmadõklarõnõ belirtti. Ley-
gara, hapis kararõnõn 5 dakika
içerisinde verildiğini ifade
ederek “Savunmamız alın-
madan, apar topar karar
verildi. Zana, 1994 yılında-
ki 2 Mart yerel seçimleri
öncesinde de Meclis’ten çı-
karılarak hapse atılmıştı. 14
yıl sonra yine bir yerel seçim
öncesi vekilin savunma hak-
kı hiçe sayılarak böyle bir ce-
za verildi. Türkiye 1990’lı
yılların demokrasisine dön-
dü” dedi. Leygara, kararõ Yar-
gõtay’a götüreceklerini sözle-
rine ekledi.
Sağlõkçõlardan AKP’ye protesto
TBMM’de görüşülmeye başlanan,
“Kamu Hastaneleri Birlikleri Yasa
Tasarısı”na tepki gösteren sağlık
emekçileri AKP’yi protesto etti. Ta-
sarının geri çekilmesini isteyen sağ-
lıkçılar Çukurova Devlet Hastanesi
önünde eylem yaptı. Hasta yakınla-
rının da destek verdiği eylemde sağ-
lık emekçileri, “Hastaneler halkın-
dır, satılamaz”, “İnsanca yaşamak
istiyoruz”, “Sağlıkta tasarruf ölüm
demektir”, “AKP yasanı al başına
çal”, “AKP istifa” sloganları attı.
Adana Tabip Odası (ATO) ve SES
üyeleriyle Çukurova Üniversitesi
Tıp Fakültesi öğrencilerinin katıldığı
eylemde konuşan ATO Başkanı Dr.
Rıza Mete, sağlığın piyasaya teslim
edilemeyeceğini belirtti. (Fotoğraf:
YUSUF BAŞTUĞ)
Siyasettekadının
ağırlığınıhissettirelim
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Türk kadõnõnõn seçme ve seçilme hak-
kõnõ elde etmesinin 74. yõldönümü ne-
deniyle açõklama yapan Cumhuriyet
Kadõnlarõ Derneği Genel Başkanõ Şe-
nal Sarıhan, kadõnlar olarak tüm yö-
netim alanlarõna talip olduklarõnõn altõ-
nõ çizerek, siyasette kadõnlarõn ağõrlõ-
ğõnõn daha fazla hissedilmesi gerekti-
ğine vurgu yaptõ.
5 Aralõk’õn aynõ zamanda Cumhuri-
yet Kadõnlarõ Derneği’nin kuruluşu-
nun da 12. yõldönümü olduğunu belir-
ten Sarõhan yazõlõ açõklamasõnda,
“Kadınlarımız, 74 yıl önce genç,
zorluklarla boğuşan ama bağımsız
ve başı dik Türkiye Cumhuriye-
ti’nde siyasi haklarını elde ederek,
uygar denilen pek çok Batı ülkesi-
nin kadınlarından önce siyasi hakla-
rını elde etmişlerdi. Sonraki uzun
yıllar boyunca, Türkiye’yi yöneten-
ler, Batı’ya teslimiyetçi politikalar
izlediler. Türkiye Cumhuriyeti’nin
boynu büküldükçe, kadınlarımızın
da boyunları büküldü. Siyasette ka-
dınların temsili ve kadın ağırlığı açı-
sından bugün ülkemize hiç yakış-
mayan bir noktadayız” görüşünü di-
le getirdi.
Açõklamasõnda, vatanõn bugün çok
ciddi sõkõntõlar içinde olduğuna dikkat
çeken Sarõhan, bu sõkõntõyõ alt edebil-
mek için kadõn ve erkeğin birlikte mü-
cadele etmek zorunda olduğunu dile
getirdi. Kadõnlarõn bu mücadelede ak-
tif rol oynamasõ gerektiğine vurgu ya-
pan Sarõhan, şu ifadelere yer verdi:
“Bugüne dek izlenen gerici politi-
kalarla kadınlarımız, toplumsal ya-
şamın dışına itilmeye, kendi bedeni
hakkında dahi söz söyleyemeyecek
ve kendi kararlarını veremeyecek
konuma düşürülmeye çalışılmıştır.
Kadın gücünün ağırlığını yitirmesi
için pek çok oyun oynanmıştır. Din
siyasete alet edilmiş, kadınlarımızın,
analarımızın başının örtüsü, türba-
na dönüştürülerek, irticanın bayra-
ğı olarak kullanılmıştır. Türbanın
halkçı ve ilerici bir karakteri yok-
tur. Bugün türbanla kamusal alan-
da boy gösteren eşlerin, 65 milyarlık
yüzüklerle, en seçkin modacıların
diktiği tesettür kılıkları ve marka
eşarplarla sergiledikleri akıl almaz,
savurganlık ve şatafat bunun en
açık örneğidir. Kadınlarımızı, giyim
kuşamları üzerinden birbirine düş-
man etme siyaseti, bölerek bizi güç-
süzleştirme oyununun bir parçası-
dır.”
CUMHURİYET KADINLARI DERNEĞİ GENEL BAŞKANI:
ESKİ DAVALARA ATIF
STRASBURG
(ANKA) - Avrupa
İnsan Haklarõ
Mahkemesi
(AİHM), iki Türk
göçmen kõzõnõn
Fransa aleyhine
açtõğõ başörtüsü
davasõnõ reddetti. AİHM, 2005 yõ-
lõnda Türkiye’den Leyla Şahin’in
yaptõğõ başvurunun reddedilme ge-
rekçelerini bu davanõn kabul edil-
memesinde de içtihat oluşturduğu-
nu bildirdi. Mahkeme kararõnda,
“Devletin, örneğin bir İslami ba-
şörtüsü kullanarak din inançları-
nı ifade etme özgürlüğünü, bu-
nun diğerlerinin hak ve özgür-
lükleri ile kamu düzeni ve kamu
güvenliğinin korunması amacı ile
ters düşmesi halinde sınırlandı-
rabileceği” belirtildi.
Aynõ zamanda Fransõz vatandaşõ
olan 1987 doğumlu Belgin Doğru
ve 1986 doğumlu Esma Nur Ker-
vancı, derslere başörtüsü takarak
girdikleri için okuldan atõldõklarõ
gerekçesiyle dava açmõşlardõ.
Mahkeme, kararlarõnda Leyla
Şahin, Refah Partisi ve Köse da-
valarõ gibi daha önce sonuçlandõr-
dõğõ birçok davaya ilişkin kararlar-
da yaptõğõ değerlendirmelere de
atõfta bulundu.
Türk kadõnõnõn seçme ve seçilme hakkõnõ elde etmesinin 74.
yõldönümü nedeniyle açõklama yapan Cumhuriyet Kadõnlarõ
Derneği Genel Başkanõ Şenal Sarõhan, “Bugüne dek izlenen gerici
politikalarla kadõnlarõmõz, toplumsal yaşamõn dõşõna itilmeye,
kendi bedeni hakkõnda dahi söz söyleyemeyecek ve kendi
kararlarõnõ veremeyecek konuma düşürülmeye çalõşõlmõştõr” dedi.
AİHM yine
türbana
geçitvermedi
Gül: Diyarbakır kararını vermedim
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, kurban
bayramõnda Diyarbakõr’a gidip gitmeme
konusunda henüz karar vermediğini açõkladõ.
Çankaya Köşkü’ndeki 2008 yõlõ
Cumhurbaşkanlõğõ Kültür ve Sanat Büyük
Ödülü töreninin ardõndan davetlilere
resepsiyon veren Cumhurbaşkanõ Gül’e,
bayramõn birinci günü Diyarbakõr’da olacağõna
ilişkin haberler soruldu. Gül, ziyaretin henüz
netleşmediğini söyledi. Köşk kaynaklarõysa
geziyle ilgili çalõşmalarõn sürdüğünü ve büyük
olasõlõkla gerçekleştirileceğini belirttiler.
CUMOK’lar 13. yaşını kutladı
Haber Merkezi - REFAHYOL
Koalisyonu’nun bunalõmlõ günlerinde
gazetemiz yazarõ Deniz Som’un Vaziyet
köşesinde yayõmladõğõ Erol Geyran’õn
çağrõsõyla kurulan Cumhuriyet Okurlarõ-
CUMOK’lar, 13. yõldönümlerini İstanbul
Fenerbahçe’de bulunan Romantika’da
kutladõlar. Etkinliğe katõlan CUMOK’lar,
Cumhuriyet gazetesinin antiemperyalist,
ulusalcõ, demokrat, laik çizgisini günümüz
koşullarõnda savunulmasõna olan
gereksinimini, yurt genelinde yayma, tüm
okurlarõ ve ulusal payda da buluşanlarõ bir
araya getirme kararlõlõğõ ile mücadeleye devam
edeceklerini dile getirdiler. Etkinliğe, Ankara,
İzmir, Tekirdağ ve Yalova oluşum temsilcileri
ile 200’den fazla CUMOK katõldõ.