24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 3 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA 6 HABERLER AVRUPA GÜRAY ÖZ Krizin Almanya’dan Görünüşü FRANKFURT- Almanya’ya krizi görmeye geldim. Bakıyorum, bizdeki gibi midir bunların krizi diye. Ne yapıyorlar? Krize karşı tutumları nedir? “Got sei dank” “Hamdolsun” mu diyorlar, kahrede- ni, küfredeni var mı? Doğrusu anlayamadım. Her zamanki ser verip sır vermez yüzleriyle öyle bakıyorlar. Konuştuk- larımdan bir şey çıkaramadım kısacası. Gazete- lere baktım, TV kanallarında gezindim. Kriz yok. Tıpkı bizdeki gibi “vur patlasın çal oynasın” ha- lindeler. Ama sonra işin sırrını çözdüm. Fabrikalarda, belediyelerde, kamu kurumların- da listeler dolaşıyormuş. Nerede ne kadar işçi çıkartılacak, kaç memur emekli edilecek, kaçı işsizlik parası için Arbeit- samt’ın -Çalışma Dairesi’nin- kapısına dizilecek, büyük bir düzen ve disiplin içinde hazırlık sürü- yor. Bazı işletmelerde ise uygulama çoktan baş- lamış. Kısacası Almanya krizde. Yok yok, bu ifade doğru olmadı. “Almanya kriz- de” demek gerçeği tam yansıtmıyor. Almanya de- yince işçisi var, memuru var, köylüsü var, mena- jeri, patronu, bankacısı, alçak yüksek bürokratı var. Kriz herkese aynı görünmüyor, herkese aynı bi- çimde, tarzda dokunmuyor. Bizdeki gibi, “ham- dolsun” diyeni de var, “Allah kahretsin” diyeni de. Genel olarak Alman ekonomisi krizde. Serbest piyasa düzeni sarsılmış. Yaklaşık 20-25 yıldır ege- menliğini sürdüren finans piyasası ağırlıklı ekonomi ecel terleri döküyor. Ama yine de politikacılarda, düzenin ekonomistlerinde yeni bir düzen arayışı henüz yoktur. Finans dünyasının yaralarını sara- cağına güvenleri henüz sürüyor. Keynesçi eko- nomistler daha piyasaya çıkmış değiller. Alman halkı ise tıpkı bizim memlekette olduğu gibi Obama ile idare ediyor şimdilik. Obama ne yapacak? Pazartesi akşamı Obama’nın kabinesini açık- ladığı saatlerde bir Alman dostumla birlikteydim. O da hayata soldan bakanlardan, ama yine de için- de bir umut, “Obama farklı olabilir, Obama si- yahtır, bak kabinede de siyahlar var, kadınlar var” diye gözleri parlıyordu. Savunma bakanı açık- lanınca birden bire hüzünlendi. “Ne oldu?” diye biraz müstehzi, biraz da uka- la bir tavırla sordum. “O, dedi, o gene kalmış”. “Kim?” diye üste- ledim. “Savaş bakanı, savaş bakanı” diye hır- çınlaştı. Böyledir bu işler. Kriz Almanya’yı sarıp sarmalamış. Almanlar bü- yük bir düzen içinde tasfiyelere girişmişler. Topun ağzındaki işçiler, memurlar hesap yapıyor, sen- dikalar az zararla sıkıntıyı atlatmayı, patronlarla “kaçınılmaz uzlaşmadan” sonra kaç üye yitire- ceklerini düşünüyor, hükümet krizin politikada iş- leri bozmasını önlemeye çabalıyor. İktidarın muhalefet kanadı -burada sosyal de- mokratlara böyle diyorlar- büyük bir özveri ile memleket ekonomisi, yani neoliberal finans dü- zeni için kendini vatan aşkıyla dizginliyor. Öteki muhalefet partilerinden Yeşiller de siyasetin neo- liberal kanadında nöbette. Bir tek Sol Parti var, “böyle gitmez bu iş” diyen. Kuşkusuz Almanya raporunda Almanya’da ya- şayan Türklerin durumuna da değinmek gerekir. Büyük bir kısmı “Deniz Feneri” için üzülüyor. “Almanya’nın nerelerine yeni cami yapılabilir, minare dikilebilir?” onu düşünüyor. TV kanalla- rındaki sonsuz eğlencenin içinde göbek atıyor. Kriz mi? Kriz onlara dokunmuyor sanıyorum. Sordum soruşturdum. Çoğunluk “hamdolsun” diyor. e-posta: guray@cumhuriyet.com.tr İSTANBUL TİCARET ODASI ORGAN SEÇİMLERİNE İLİŞKİN DUYURU 1 Mart 2008 tarihli Resmi Gazete'de yayõmlanarak yürürlüğe giren 2008/13299 sa- yõlõ Bakanlar Kurulu Kararõ uyarõnca Ocak-Şubat 2009’da yapõlacak seçimlerde: 5174 sayõlõ TOBB Kanunu’nun 83. maddesi uyarõnca Oda Meslek Komiteleri ve Meclis seçimlerine seçmen olarak katõlabilmek, Meslek Komiteleri ve Meclise üye seçilebilmek için vergi mükellefi olma şartõ arandõğõndan, üyelerimizin vergi ka- yõtlarõnõ kontrol ederek, hatalõ kayõtlarõnõ düzeltmeleri zorunludur. Üyelerimizin vergi mükellefiyetlerine ilişkin Oda kayõtlarõ 31 Aralõk 2008 Çarşamba günü mesai saati bitimine kadar hafta içi 9.00-17.00 saatleri arasõnda Oda Mali İş- ler Şubesinde incelemeye açõk olup, hatalõ kayõtlarõn düzeltilmesi için başvurula- rõn firmanõn antetli kâğõdõna yazõlmõş dilekçe ile yapõlmasõ gerekmektedir. Bu düzeltme işlemi çerçevesinde Oda'mõza daha önce hiç vergi hesap nu- marasõ bildirmemiş üyelerimizin de öngörülen süre içinde Oda’mõza vergi hesap numaralarõnõ bildirmeleri, vergiden muaf olan üyelerimizin (kooperatifler, serbest bölgede faaliyet gösteren firmalar vb.) vergiden muaf olduklarõna ilişkin muafi- yet belgelerini seçme ve seçilme haklarõnõn kaybolmamasõ için 31 Aralõk 2008 Çar- şamba günü mesai saati bitimine kadar ibraz etmeleri gerekmektedir. Kayõtlarõnõ düzeltmeyen üyelerin Oda kayõtlarõnõn doğruluğu kabul edilmiş sayõ- lacaktõr. Önemle duyurulur. Basõn: 65456 GİZLİ TANIĞI DİKKATE ALMADI Yargõtay’õn kararõ Ergenekon’u etkileyecek ANKARA (ANKA) - Yargõtay “gizli tanık” konusunda emsal bir karara imza attõ. Yargõtay 10. Ceza Dairesi verdiği kararda, “Kovuşturma aşamasında yöntemine uygun biçimde dinlemediği halde, kolluk tarafından soruşturma aşamasında gizli tanık olarak dinlenen muhbirlerin beyanlarının hükme esas alınamayacağı dikkate alınarak, mevcut diğer delillere göre sanığın hukuki durumu belirlenmelidir” görüşünü dile getirdi. Bu karar Ergenekon davasõnda dinlenecek olan gizli tanõklarõn verecekleri ifadelerin hükme esas alõnõp alõnamayacağõ tartõşmalarõna yeni bir boyut kazandõrdõ. Ergenekon davasõnda soruşturmanõn temelini oluşturan 20 gizli tanõğõn ifadelerinin İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde nasõl alõnacağõ tartõşõlõrken, Yargõtay 10. Ceza Dairesi, “Teşekkül halinde uyuşturucu madde imal etmek” suçundan sanõk olanlar hakkõnda gizli tanõklarõn verdiği ifadeleri, hükme esas almadõ. İstanbul 10. Ağõr Ceza Mahkemesi’nin verdiği kararõ bozan Yargõtay 10. Ceza Dairesi, gizli tanõklarõn kovuşturma aşamasõnda uygun biçimde dinlenmediğini gerekçe göstererek bu tanõklarõn beyanlarõnõn hükme esas alõnamayacağõna karar verdi. Yargõtay 10. Ceza Dairesi, verdiği bu kararla, gizli tanõklarõn kovuşturma sõrasõnda yöntemine uygun biçimde dinlenmemesi halinde verecekleri beyanlarõn hükme esas alõnmamasõ gerektiğine ve mevcut delillerin dikkate alõnarak sanõklarõn hukuki durumunun yeniden belirlenmesi gerektiğine dikkat çekti. Yargõtay’õn kararõ Ergenekon davasõnda dinlenecek olan gizli tanõklarõn verecekleri ifadelerin hükme esas alõnõp alõnamayacağõ tartõşmalarõna yeni bir boyut kazandõrdõ. 9. CUMHURBAŞKANI DEMİREL: MGK’de af konuşulmamıştı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - 9. Cumhurbaşkanõ Süleyman Demirel, Erge- nekon’un henüz daha ne olduğu, ne yaptõğõ, neyi yapmak istediği, yapmak istediği şeyi nasõl yapacağõ konusunda net olmayan bir imaja sahip olduğunu belirtti. DYP Genel Başkanõ Çetin Özaçıkgöz ve ge- nel idare kurulu (GİK) üyeleri, 28 Kasõm 1964 yõlõnda Adalet Partisi (AP) Genel Başkanlõ- ğõ’na seçilmesinin yõldönümü dolayõsõyla dün Demirel’i ziyaret etti. Kabulde gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Demirel, 1993 yõlõnda Bin- göl’de 33 askerin terör örgütü üyelerince şehit edilmesi anõmsatõlarak “Bu dönemde Milli Güvenlik Kurulu’nda (MGK) genel affın konuşulduğu, ancak olayın ardından rafa kalktığı söyleniyor. Bu konuda değerlendir- meniz nedir?” sorusu üzerine şunlarõ söyledi: “MGK af müessesesi değildir. Af, TBMM’ye aittir. Böyle bir teklif düşünülmüş de değil- dir, hazırlanmış da değildir. Bu fevkalade acı hadisenin ne evvelinde ne sonrasında af söz konusu olmamıştır. Esasen cinayetleri, ülkenin askerine, polisine silah çekmeyi, ma- sum insanları katleden, şehit edenleri affe- derek önlenebileceğine dair dünyada tek bir örnek yoktur. Öyle bir şey olmamıştır. 15 se- ne sonra bazı mihrakların kamuoyu önüne bazı konuları getirerek zihin karıştırmasın- dan başka bir işe yaramaz.” Demirel, “Ergenekon-PKK ilişkisi” iddiala- rõna ilişkin soruyuysa şöyle yanõtladõ: “Erge- nekon bugün henüz daha ne olduğu, ne yap- tığı, neyi yapmak istediği, yapmak istediği şeyi nasıl yapacağı konusunda net olmayan bir imaja sahip bir olaydır. Mahkemede bir olaydır, mahkeme bunların hepsini aydınlı- ğa kavuşturacaktır.” Fikret Emek, evinde bulunan mühimmatõ Kuzey Irak’taki operasyon bölgelerinden aldõğõnõ anlattõ: Silah ve patlayõcõlarõ unuttumHATİCE TUNCER/ HİLAL KÖSE Eskişehir’de annesine ait evde 11 ki- lo C-4 ve çeşitli silahlar ele geçirilen emekli binbaşõ Fikret Emek, bu silah ve mühimmatlarõ doğuda ve Kuzey Irak’taki operasyon bölgelerinden al- dõğõnõ söyledi. Bu silahlarõn kendisinde olduğunu unuttuğunu söyleyen Emek, evinde bulunan bilgi ve belgelerde adõ geçen kişilerden deşifre olmalarõna ne- den olduğu için de özür diledi. İstanbul 13. Ağõr Ceza Mahkeme- si’nin 23. oturumunda savunma yapan Fikret Emek, doğuda terörün en yoğun olduğu dönemde zaman zaman inisi- yatif kullandõğõnõ, operasyonlarda bu- lunan silahlarõ yeniden kullanmak üzere aldõklarõnõ anlattõ. Güneydo- ğu’da 1991 ile 1993 yõllarõ arasõnda gö- rev yaptõğõ birliğinde Kanas ve Ka- laşnikof marka silahõn olmadõğõnõ söyleyen Emek, “Bu silahlara birli- ğimin ihtiyacı vardı. Kanas silahı ne- deniyle birliğim şehit veriyordu. Terör örgütüne yönelik olarak ya- pılan operasyonlarda ele geçirilen bu tür silahları kayıt altına alıyor- duk. Kanas’ı teröristleri etkisiz ha- le getirmek için eğitimlerde kul- landım” dedi. ‘El bombasını yanıma aldım’ Eskişehir’de bulunan el bombalarõ- nõn 1977-1978-1984 yõllarõna ait, TNT’nin ise 1950 üretimi olduğunu belirten Emek, “İzinlere gidip gelir- ken, can güvenliğim için Kalaşnikof ve birkaç el bombasını kendi özel aracıma alıyordum” dedi. Özel Kuv- vetler Komutanlõğõ’na (ÖKK) atan- dõktan sonra, sõcak temaslarda kaçan teröristlerden ele geçirdiği silahlarõ Es- kişehir’e getirdiğini, sonra da Anka- ra’ya götürdüğünü belirten Emek, “Sonrasında da operasyon bölgele- rine götürerek birer ikişer kullan- dım” diye konuştu. Kuzey Irak’ta 1995 yõlõnda katõl- dõğõ bir operasyonda Cudi’de göğ- sünden vurulduğunu söyleyen Emek, şöyle devam etti: “Uzun bir tedavi döneminden sonra hâlâ pankreasımda diren var. Fiziki ve ruhsal değişimler geçirdim. Aldığım ağır ilaçlar nedeniyle ha- tırlamada zorluk yaşıyordum. Bu süreçte bendeki silah ve mühim- matları birliğime teslim etmek ak- lıma gelmedi.” Terör örgütü suçla- masõyla yargõlanõyor olmasõnõn aldõ- ğõ yaradan daha ağõr olduğunu söyle- yen Emek, bu suçlamanõn yakõnlarõ- nõ da rencide ettiğini söyledi. ÖKK’den ayrõlõp Genelkurmay Se- ferberlik Dairesi’ne geçtiğini anlatan Emek, kendisindeki mühimmatlarõn Kuzey Irak’a 2002 yõlõnda yapõlan ope- rasyonda aklõna geldiğini söyledi. Aradan geçen zamanda, silahlarõn patlayõcõ vasõflarõnõ kaybettiğini dü- şünerek, malzemeleri teslim etmedi- ğini söyleyen Emek, “15 yıla yakın bir süredir kullanılmadan, bakımı yapılmadan, hatıra askeri eşyaları- mın olduğu odada kaldılar. Bu tür mühimmatların depolama şartları ayrıdır. Bendekiler uygun şartlar- da korunmamış, raf ömrü çoktan bitmiştir” diye konuştu. Emek, mal- zemelerin durumlarõna ilişkin bilirki- şi raporu alõnmasõnõ istedi. Bu dosyada kõsa bir süre ticari faa- liyette bulunduğu ve kõrgõn ayrõldõğõ Muzaffer Şenocak ve 1984 yõlõnda devre arkadaşõ olan Zekeriya Öz- türk’ten başka kimseyi tanõmadõğõnõ söyleyen Emek, 14 Haziran 2007’de umreye gittiğini, Ümraniye’de bulu- nan bombalarõ radyodan duyduğunu söyledi. Emek, 26 Haziran’da gözal- tõna alõndõğõnõ söyledi. Emek, şöyle de- vam etti: “Eğer ben örgüt üyesi ol- saydım, operasyon sonrası Eskişe- hir’deki daimi adresimde unuttu- ğum silahlar ile Ankara’daki evin- de olan belgeleri yok eder, bulun- durmazdım. Bu bile örgüt üyesi olmadığımın açık kanıtıdır” diye ko- nuştu. Örgüt üyelerinin böyle hata yap- mayacağõnõ, patlayõcõlarõ ailesinin evinde değil hücre evinde saklayaca- ğõnõ söyleyen Emek, Danõştay saldõ- rõsõ ve Cumhuriyet gazetesine atõlan bombalara ilişkin kendisi aleyhine hiçbir delil bulunmadõğõnõ belirtti. Senem’in talebi İşçi Partisi Genel Sekreteri Nusret Senem, Kutlu Savaş’õn Başbakanlõk Teftiş Kurulu Başkanõ olarak hazõrla- dõğõ 119 sayfalõk “Susurluk Raporu” ve eklerinin Başbakanlõk’tan isten- mesini talep etti. Senem, 17 Aralõk 1996 tarihli olan ve liderler zirvesi- ne sunulan MİT raporunun da mah- kemeye gönderilmesini istedi. Tutuklu sanõk Vedat Yenerer’in avukatõ Vural Ergül de soruşturma dosyasõndaki sahte ihbarlarla ope- rasyonun yönlendirildiğini savundu. Ergül, mahkemeye verdiği dilek- çede, dijital imzasõnda Mehmet Ey- mür yazan bilgisayar çõktõsõnõn, so- ruşturma savcõlarõna CD içerisinde di- jital bir belge olarak geldiğini belirt- ti. Belgenin daha sonra kâğõda basõl- dõğõnõ söyleyen Ergül, savcõlarõn ise önceki günkü oturumda, bu belgenin zarf içinde geldiğini belirterek kendi- si hakkõnda suç duyurusunda bulun- duklarõnõ anõmsattõ. Ergül, “CD’nin içinde yer aldığı mektup zarfının ne- rede olduğunun ve niçin dosyaya su- nulmadığının açıklığa kavuşturul- masını talep ediyorum. Savcılık kendilerine gönderilen ihbar mek- tubuna ilişkin evrak kayıt tarih ve sayısını tarafımıza sunmalı” dedi. Süfyan ailesinden ‘Yeşil’ tepkisi LATİF SANSÜR KUŞADASI- PKK’yle 1995’te girdiği bir çatõşma so- nucunda şehit düştüğü açõklanan Mardin Alay Komu- tanõ Albay Rıdvan Özden’in eşi Tomris Özden’le, Er- genekon soruşturmasõnõn kilit ismi Tuncay Güney’in, Ebu Süfyan Aydın’õn “Yeşil” kod adlõ Mahmut Yıldırım olduğu savlarõna, Ebu Süfyan’õn ailesi tepki gösterdi. Eniştesi Cemil Altan’la kardeşi Mecit Aydın, Ebu Süfyan’õn Kuşadasõ’ndaki mezarõnõ göstererek, “Ebu Süfyan Aydın Yeşil olsaydı tüm ailesi sefalet içinde olmazdı” dediler. Savlarõ yalanlayan kardeşi ve eniştesi, Ebu Süfyan’õn Yeşil’i tanõmadõğõnõ belirterek, “Öncelikle Yeşil olsa tüm ailesi sefalet içinde olmazdı. Yeşil kod adlı Mah- mut Yıldırım’ın fotoğraflarını gazetelerde görüyo- ruz, zayıf ve uzun boylu birine benziyor. Ebu Süf- yan ise 1.55 boylarında hastalıklı bir adamdı” dediler. Tomris Özden’in iddialarını yalanlayan Süfyan’ın ailesi, Ebu Süfyan’ın yattığı mezarı gösterdiler. Ebu Süfyan Aydın.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle