24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 3 ARALIK 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Oyun Sürer mi? hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 Deniz Feneri açıklaması BERLİN (AA) - Frankfurt Savcõlõğõ sözcüsü Doris Möller- Scheu, Deniz Feneri davasõyla ilgili dosyalarõ hazõrladõklarõnõ, bu işlemin gelecek yõlõn ocak ayõnda tamamlanmasõnõ beklediklerini belirterek “Türkiye’nin istediği dosyalarõ hukuki kanallardan göndereceğiz” dedi. Dosyalarõn çok fazla olmasõ nedeniyle tümünü gönderemeyeceklerini belirten Möller-Scheu, ancak Türk tarafõnõn talep ettiği dosyalarõn gönderileceğini kaydetti. Hizbullah üyesi 6 kişi gözaltında ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Adana Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerinin dinci terör örgütü Hizbullah’a yönelik operasyonlarõ sonucu Adana’da 6 kişinin yakalandõğõ belirtildi. Edinilen bilgiye göre, geçtiğimiz günlerde Adana’da yapõlan dinci terör örgütü Hizbullah’a yönelik operasyonda çeşitli mahallelerde bazõ ev ve işyerlerine giden ekipler, 6 kişiyi gözaltõna aldõ, yapõlan aramalarda çok sayõda örgütsel doküman ele geçirildi. Zanlõlarõn emniyetteki sorgularõnõn sürdüğü öğrenildi. İHD’den protesto ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Yasadõşõ eylemlere katõldõklarõ gerekçesiyle 3’ü tutuklu 6 çocuk hakkõnda 58’er yõl hapis cezasõ istemiyle açõlan davaya tepki gösteren İHD üyeleri, tutuklu çocuklarõn serbest bõrakõlmasõnõ istedi. Adana’da polise taş attõklarõ savõyla 3’ü tutuklu 6 çocuk hakkõnda, “PKK terör örgütü adõna suç işlemek, tehlikeli maddelerin izinsiz olarak bulundurulmasõna iştirak, genel güvenliğin kasten tehlikeye sokulmasõna iştirak, PKK örgütünün propagandasõnõ yapmak” suçlamasõyla 7. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde açõlan dava protesto edildi. Davanõn düşürülmesini ve tutuklu çocuklarõn salõverilmesini isteyen İHD üyeleri, dernek binasõ önünde oturma eylemi yaptõ. Peker: Eşim hamile değil KOCAELİ (Cumhuriyet) - Kocaeli Cumhuriyet Başsavcõlõğõ, “Çõkar amaçlõ çete kurmak ve yönetmek ile gaspa teşebbüs” suçundan 14 yõl 5 ay hapse çarptõrõlan Sedat Peker’in, 5 ay önce cezaevinde evlendiği eşi avukat Özge Yõlmaz’õn hamile kaldõğõ iddialarõ tartõşma yarattõ. Peker’in cezaevindeyken eşiyle ilişkiye girdiği yönündeki haberleri ihbar kabul eden Kocaeli Cumhuriyet Başsavcõlõğõ olaya el koydu. Ergenekon davasõ kapsamõndaki duruşmalar için bir süre önce Silivri Cezaevi’ne nakledilen Peker ise dünkü duruşmaya verilen arada gazetecilere, “İddialar yalan. Eşim birazdan burada olacak. İnanmõyorsanõz hastaneye götürüp muayene ettirin” diye seslendi. Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni, Fet- hullahçıları korumak için her yolu deniyor. Fethullahçı Samanyolu’nda palazlanan, Gülen’le Veli Küçük arasında gidip gelen Tuncay Güney konuşunca Ekrem Dumanlı panikliyor: Dumanlı’nın son numarası şu: “Muzaffer Tekin-Cumhuriyet ittifakı”. Cumhuriyet gazetesi ve başyazarımız İlhan Selçuk’un Muzaffer Tekin’le bir ittifakı olabilir mi? Asla! Cumhuriyet gazetesi “Ergenekon davası”na müdahil olarak katılıyor. Avukatlarımız Akın Ata- lay, Bülent Utku ve Tora Pekin duruşmalara “mü- dahil” olarak giriyor. Emekli Yüzbaşı Tekin’e çap- raz sorgulamada sorular yöneltiyor. Olayın özeti bu! Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının ne Veli Kü- çük ne Muzaffer Tekin ne de devlet içinde örgütlü çıkar gruplarıyla “ideolojik” birlikteliği vardır. Kendimden örnek vereyim... Son iki kitabım “Su- surluk’tan Ergenekon’a” ve “Faili(m) Meçhul” Tür- kiye’nin son on beş yılına ışık tutmak için yazdı- ğım yazıların öyküsüdür. İlhan Selçuk’un da Mustafa Balbay’ın da yaz- dıkları ortadadır. İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay’ın devlet için- deki “çıkar amaçlı çetelerle” ilgili yazdığı yazı- lar da arşivlerde saklıdır. Cumhuriyet’in başyazarı Selçuk’u çetecilikle suçlayanlara, Balbay’ı karalayanlara şunu söyle- yebilirim: “Cumhuriyet ve çalışanlarının veremeyeceği hiçbir hesap yoktur.” CIA’dan MOSSAD’a; Barzani’den MİT’e uza- nan zincirin halkalarında kaç Fethullahçı vardır, ön- ce ona baksın din baronunun ibrikçileri! İki kimlikle dolaşan, devletin istihbarat birimle- riyle ilişkisi olan 22 gazeteci arasında kaç din- ci ve liberal tosuncuk var? Şimdilik bu kadar... Altı gündür Anadolu yollarındayım... Yerel seçimlere yaklaşık dört ay kala siyaset ha- reketli. Siyaset ivme kazanırken ekonomik buna- lım sürüyor. AKP hükümeti ne derse desin fabri- kalar kapanıyor, KOBİ’ler kapılarına kilit vuruyor. Otomotiv ve tekstil kenti Bursa’da 40 bin işçi ka- pı önüne konuldu. 650 bin işçinin bulunduğu Bur- sa’da durum hiç de iç açıcı değil. Bursa ülke sanayisinin omurgasını oluşturur. Otomotiv sanayisinin yüzde 85’i Bursa merkezli Marmara Bölgesi’ndedir. Geçen yıl 10.4 milyar dolar ihracat gerçekleş- tiren Bursa’da birinci sırayı 9 milyar dolarla oto- motiv, 760 milyon dolarla tekstil, geri kalanını ise makine, gıda, metal vb. alıyordu. 650 bin işçinin yaşadığı Bursa’da şimdi 40 bin işçi işsiz. Bursa’dan Karacabey Ovası’na indim, üreti- cilerle görüştüm... Borç yükü, faizler ve ürünün el- de kalması... Şanlıurfa’da binlerce ton pamuk satılamadı. Alia- ğa’da demir çelik tesisleri can çekişiyor. Dışsa- tımlar durmuş. Geçen yıl 16 milyon ton dışsa- tımda yüzde 40 düşme gerçekleşmiş. Üç vardi- ya yöntemi ikiye düşürülmüş. Adana’da iki tekstil fabrikası kapandı, 50 işlet- me işçileri biriken izinlerini kullanmaları yönünde uyardı. Ege’nin dışsatım üssü Manisa’yı sallamaya başladı... Sanayici ve işadamları AKP hükümetini şöyle suçluyor: “Hükümetin izlediği ekonomik politika düşün- dürücü. Hükümet, bir görelim ona göre önlem ala- lım mantığıyla hareket ediyor. Bu çok yanlış bir yön- tem.” Konuştuğum sanayici ve işadamları hep aynı ko- nu üzerinde duruyor: “Hükümet acil ekonomik önlem almalıdır...” Petroldeki düşüş Türkiye’de akaryakıt fiyat- larına yansıtılmıyor, vadeli ithalatta yüzde üç KKDF kaldırılmıyor, ekonomik bunalıma uygun es- nek çalışma ortamını yaratacak yönetmelikler geliştirilmiyor. Otomotiv yan sanayii Gaziantep ve Bursa’da te- petaklak gidiyor ama hükümet buna dönüp bak- mıyor. Hükümet Ağrı’yı, Kars’ı, Iğdır’ı, Muş’u, Kah- ramanmaraş’ı, Siirt’i ise umursamıyor. Orada sanayi yok, işçi çıkarımı yok! Oh ne güzel! Gıda paketleri, Fethullahçılar, Deniz Feneri oralarda... Parasız kömür, yüz-iki yüz YTL para yar- dımı... Sonra? Oylar AKP’ye gelsin! Bakalım bu oyun daha ne kadar sürecek? Deniz Baykal, Erdoğan’õn ‘ekonomik kriz teğet geçti’ sözüne tepki gösterdi: Geometrisi zayõfANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Baş- kanõ Deniz Baykal, grup top- lantõsõndaki konuşmasõnda gündemdeki konularõ değer- lendirdi. İhracattaki düşüşe dikkat çeken CHP lideri, “Başba- kan krizi saklamaya, örtbas etmeye çalıştı. İşadamları- nı, bankaları suçladı. As- lında Başbakan, kendisini savunmaya çalışıyor. Bir türlü paket açıklanamıyor. Paket IMF ile anlaşma ol- madığı için çıkmıyor. Ge- lecek paranın adı konula- madığı için de anlaşma im- zalanamıyor” dedi. Başba- kan Recep Tayyip Erdo- ğan’õn “Kriz bizi teğet geç- ti” sözlerini anõmsatan Bay- kal, “Sayın Başbakan’ın okulda geometri dersi na- sıldı acaba? Teğet bahsini iyi okudu mu? Teğet konu- sunu hocaları iyi anlata- mamış galiba” diye konuş- tu. Baykal, bir yõlda 6 milyon seçmen artõşõna dikkat çe- kerken, adrese dayalõ nüfus kayõt sistemiyle hazõrlanmõş listelerin güvenilirliğiyle ilgili kaygõlara dikkat çekti. Bay- kal, “Anayasa bakımından bu konu şaibelidir, iş yar- gının elinden alınıp memu- run eline geçtiği zaman bunlar oldu. İtiraz süresi çok yetersizdir, uzatılmalı- dır. Ayrıca derhal yasal dü- zenleme yapılarak huku- ku, yargıyı belirleyici kıla- cak bir liste oluşumu sağ- lanmalı” açõklamasõnõ yaptõ. Baykal, “CHP’nin örtü- nen kadınlarla ilişkisinin son günlerin temel tartışma konusu olduğunu” vurgu- larken “Kadınların tercih ettiği örtünme biçiminin tek başına siyaseti, laikliği değerlendirmek için ipucu olamayacağını” kaydetti. Baykal konuya ilişkin ola- rak şu değerlendirmeleri yap- tõ: “Mademki başın örtülü sen bizden değilsin... Yok böyle bir şey. Türkiye’yi yeterince bölmüşler, diğer bir kısmını da biz mi böle- ceğiz. Kıyafetinden yola çı- karak kimseyi mahkûm et- meyeceksin. Niye böyle gi- yiniyorsun? Sana ne kar- deşim. Devletin kanunları çerçevesinde herkes istedi- ği gibi giyinir. Birçok kişi- nin ezberini bozduk. Bugün Ertuğrul Özkök çok güzel bir aile fotoğrafı ya- yımlamış. Bizim tam yap- mak istediğimizi ortaya ko- yan bir fotoğraf bu. İnsan- ların kılığına kıyafetine say- gı göstermek lazım. Niye aldınız, diyorlar. Niye al- mayalım? Alacağım kar- deşim, alacağım. Bunu bil. Eğer bir tek kişi de olsa da- hi ona senin haksızlık yap- mana izin vermeyeceğim. Samimiyetle Atatürk’ü se- viyorsa, laikliğe inanıyorsa, samimiyetle CHP’ye gir- mek istiyorsa başımızla be- raber ona evet diyeceğiz.” Partili salonu terk etti Bu arada bir partili “Ata- türk olsaydı çarşaflıları par- tiye aldırmazdı” diyerek sa- lonu terk etti. Baykal ise söz- lerini sürdürürken, “Tek par- ti döneminde, Atatürk Bul- varı’nda protokol yolunda kılık kıyafeti uygun görül- meyen, şalvarlı insanlar ge- çemiyordu. Kıyafet tüzüğü mü ilan edelim? Kıyafet ni- zamnamesi mi ilan edeceğiz? Herkes her yere, her mey- dana da gider, her bulvarda da yürür, her istediği parti- ye girer, CHP’ye de girer. Eğer yasalara saygılı bir in- sansa” dedi. Aşık Veysel’in Atatürk’le buluşmak için An- kara’ya geldiğini, ancak kõ- yafeti nedeniyle bulvara çõk- masõna izin verilmediğini ak- taran Baykal, “Bu tek parti zihniyetini 2009’a girerken Erdoğan’õn ekonomik krizi örtbas etmeye, saklamaya çalõştõğõnõ söyleyen Baykal, ‘‘Bir türlü paket açõklanamõyor. Paket IMF ile anlaşma olmadõğõ için çõkmõyor. Gelecek paranõn adõ konulamadõğõ için de anlaşma imzalanamõyor” dedi. Partiye türbanlõ ve çarşaflõlarõn katõlõmõnõ savunan Baykal, ‘‘İnsanlarõn kõlõğõna kõyafetine saygõ göstermek lazõm’’ diye konuştu. sosyal demokrat bir parti olarak insancıl parti olarak biz mi uygulayacağız? Kı- yafet ayrı, siyaset ayrı. Biz laikliğin kararlı savunucusu olmaya devam edeceğiz. Bi- rileri, madem öyle o kılık kı- yafeti simge olarak devlete giydirmelerine de destek olun, diyorlar. Yok öyle şey. Onlara bu kapıda ekmek yok” açõklamasõnõ yaptõ. Deniz Baykal, “oy hesabı yapmadıklarını” vurgular- ken, “Açılım maçılım değil, açılım sizin kafanızda. Alanya’da hemşehrilerim şalvar giyiyor. Bize gelmek istediklerinde, ne işin var bu şalvarla mı, diyeceğiz. Pantolonla, redingotla CHP’li olunmuyor. Üstelik çok da rahat, kullanışlı” dedi. Baykal, konuşmasõnõ “Alışacaksınız. CHP bu milletin partisidir” diye noktaladõ. Grup dağõlõrken, bir partili, “Atatürk olsaydı o rozeti takmazdı. Ata- türk’ün koltuğunda otu- ran kişi o rozeti takamaz” diye tepki gösterdi. Eminağaoğlu, yargõ reformu taslağõ konusunda YARSAV’dan görüş alõnmamasõnõ eleştirdi ‘Reformda samimi değiller’ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargõçlar ve Sav- cõlar Birliği (YARSAV) Baş- kanõ Ömer Faruk Emina- ğaoğlu, “AB normlarını yansıtabilmek ve içselleşti- rebilmek amacıyla hazır- landığı ileri sürülen Yargı Reformu Strateji Tasla- ğı’nın, YARSAV’ın görüş ve düşüncelerinden uzak tu- tulmasının, taslağı hazırla- yanların, ne derece reform yanlısı olduklarını ve AB normlarını ne derece içsel- leştirdiklerini göstermesi yönünden dikkat çekici” ol- duğunu vurguladõ. YARSAV Başkanõ Emina- ğaoğlu, yaptõğõ yazõlõ açõkla- mada, Adalet Bakanlõğõ tara- fõndan hazõrlanan ve daha ön- ce Avrupa Birliği temsilcisine verilen Yargõ Reformu Strate- ji Taslağõ’nõn, yargõ çevreleri- nin görüş ve düşünceleri alõn- madan, dar bir katõlõmla ha- zõrlandõğõ ve taslak metnin AB normlarõnõ yansõtmadõğõ ge- rekçeleriyle yoğun eleştirilere uğradõğõnõ kaydetti. Adalet Ba- kanlõğõ tarafõndan bu süreçte üzerinde çalõşõlan taslağõn, gö- rüş alõnmak amacõyla bazõ yar- gõ organlarõ ile yargõç ve sav- cõlara gönderildiğinin mesleki çevrelerden öğrenildiğini kay- deden Eminağaoğlu, taslak metnin yargõç ve savcõlarõn tek sivil meslek örgütü olan YARSAV’a gönderilmediğini kaydetti. Eminağaoğlu, açõklama- sõnda, “AB normlarını yan- sıtabilmek ve içselleştire- bilmek amacıyla hazırlan- dığı ileri sürülen taslak met- nin, AB normları yönün- den varlığı gerekli sivil mes- lek örgütüne sunulmaması ve YARSAV’ın görüş ve düşüncelerinden uzak tu- tulması, yargı reformu tas- lağını hazırlayanların, ne derece reform yanlısı ol- duklarını ve AB normlarını ne derece içselleştirdikleri- ni göstermesi yönünden dik- kat çekicidir” değerlendir- mesini yaptõ. YARSAV Başkanõ Eminağaoğlu, Adalet Bakanlõğõ tarafõndan hazõrlanan Yargõ Reformu Strateji Taslağõ’nõn, kendilerine gönderilmediğini belirterek, bu tavrõn taslağõ hazõrlayanlarõn, ne derece reform yanlõsõ olduklarõnõ ve AB normlarõnõ ne derece içselleştirdiklerini gösterdiğini kaydetti. ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - Gündeme getirdiği yol- suzluk dosyalarõyla AKP Genel Başkan Yardõmcõlarõ Şaban Diş- li ile Dengir Mir Mehmet Fı- rat’õ koltuklarõndan eden CHP Grup Başkanvekili Kemal Kı- lıçdaroğlu, Ankara Anakent Be- lediyesi ile ilgili önemli sapta- malarda bulundu. Ankara’daki doğalgaz sayaç alõmlarõnda 12.5 milyon Avro’luk yolsuzluk ol- duğunu savunan Kõlõçdaroğlu “Bu konularda Gökçek’le tar- tışabiliriz” dedi. Önceki gece Arena progra- mõna katõlan Kõlõçdaroğlu, An- karalõlarõn en önemli sõkõntõlarõ arasõnda yer alan “doğalgaz sa- yaçları”nõn üzerine gideceklerini söyledi. Kõlõçdaroğlu, aynõ fir- manõn aynõ sayaçlarõ Ankara’ya 168 Avro’ya sattõğõnõ oysa, İs- tanbul’a 23 Avro’ya verdiğini be- lirtti. 1994-2003 yõllarõ arasõnda 835 bin sayaç alõndõğõnõ anõm- satan Kõlõçdaroğlu, “Rakama vurduğunuz zaman 1994-2003 arası, 12.525 milyon Avro’luk bir fark çıkıyor. Elimizi vic- danımıza koyalım. Aradaki fark 12,5 milyon Avro. Bu pa- ra nereye gitti? Nasıl olur da 12,5 milyon Avro’luk bir yol- suzluk olayı İçişleri Bakanı tarafından görülmez” dedi. Bu konunun kimse tarafõndan teftiş edilmediğini savunan Kõ- lõçdaroğlu Ankara ve İstanbul bü- yükşehir belediyelerinin hükü- metin kontrolünde olduğunu be- lirterek, “Zaten Sayın Melih Gökçek ile Sayın Kadir Top- baş’ın bu kadar rahat dav- ranmalarının sebebi de bu” diye konuştu. CHP Grup Baş- kanvekili Kõlõçdaroğlu, Dengir Mir Mehmet Fõrat’la yaptõğõ gi- bi Gökçek’i de düelloya çağõra- rak “Bu konularda Sayın Me- lih Gökçek ile tartışabiliriz. Hiçbir sorunum yok” dedi. Gökçek kabul etti TBMM’de gazetecilerin so- rularõnõ yanõtlayan Gökçek ise “Ben, bu düellosunu hemen kabul ediyorum. Benim kişisel kanaatim, onun benimle açık oturuma çıkma cesareti ol- maz. Hangi gün, hangi saatte istiyorsa, birlikte televizyona çı- karız. Bu konuyu tartışırız. Eğer kaçarsa ki kaçacağını tahmin ediyorum, arkasından bütün Türkiye’deki bilboard- larda kendisinin yalancı ve if- tiracı bir sahte kahraman ol- duğunu açıkça bütün vatan- daşlarıma ilan edeceğim” dedi. Gazetecilerin, “Perşembe günü sözleşilmiş, ama son anda ken- dileri vazgeçmiş” demesi üze- rine Gökçek, şunlarõ söyledi: “Kılıçdaroğlu’nun düellodan vazgeçip geçmediğini bilmiyo- rum. Gazeteci Uğur Dündar ile görüştüm. Dündar’a, kendi- sine böyle bir tartışmayı mem- nuniyetle kabul edeceğimi söy- ledim. Ancak bugün bana ge- len haberler, (Kılıçdaroğ- lu’nun) pek kabul etmediği is- tikametinde. Kılıçdaroğlu, zan- nediyorum beni başkalarıyla karıştırıyor. Söylediklerini ora- da ona teker teker yutturaca- ğım...” Sıra Gökçek’e geldiDişli ve Fõrat’õ yolsuzluk dosyalarõ ile koltuklarõndan eden Kõlõçdaroğlu şimdi de Melih Gökçek’in doğalgaz sayacõ alõmõndaki yolsuzluklarõnõ gündeme getirdi Grup toplantısında bir partili Baykal’a başörtülü yakınlarının fotoğrafını hediye etti. (AA) ALA KRİZİ Kart Ilıcak’a dava açacak BARIŞ YAMAN KONYA - CHP Kon- ya Milletvekili Atilla Kart, gazeteci Nazlı Ilı- cak hakkõnda suç duyu- rusunda bulunacağõnõ ve tazminat davasõ açaca- ğõnõ bildirdi. Başbakanlõk Müsteşarõ Efkan Ala’nõn Türk Te- lekom’un Denetim Ku- rulu üyeliği konusunda CHP Konya Milletvekili Kart ile gazeteci Nazlõ Ilõcak arasõnda başlayan tartõşma mahkemeye ta- şõnõyor. Kart, yaptõğõ ya- zõlõ açõklamada “müfteri” olarak nitelediği Ilõcak’õn “Atilla Kart Biraz Cid- diyet” başlõklõ köşe yazõ- sõna da tepki gösterdi. Ilõcak ile artõk yasal ve meşru zeminlerde muha- tap olacağõnõ belirten Kart, açõklamasõnda şu ifadeleri kullandõ: “Te- lefona dönme nezaketi ve medeni cesaretini gösteremeyen Nazlı Ilı- cak hakkında; hem suç duyurusu ve hem de taz- minat davası yollarına başvurulacaktır. Hük- molunacak tazminatın sosyal veya sağlık amaç- lı bir derneğe bağışla- nacağını taahhüt ediyo- rum. Ilıcak’ın, şahsımla ilgili süreçte, gazetecili- ğin temel ilkelerini ihlal ettiği ve sütununu kö- tüye kullandığı ortada- dır. Adı geçenin objek- tif ve resmi bulguları gündeme getirmek ye- rine; sütununun verdiği güçle kamuoyunu yanlış bilgilendirmeyi sürdü- receği anlaşılmaktadır.”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle