Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
Ancak bu kabullenme, hükümetin krizi aşmak
için çözümler ürettiği anlamına gelmiyor. Tam ter-
sine Başbakan, var olan krizi nasıl yok sayacağı-
mıza ilişkin önerilerde bulunuyor.
Kriz vardı-yoktu tartışmasında süreci özetleyelim:
Eylül ayı, krizin reddi ile geçti. Erdoğan,
“ABD’de emlak sektöründe başlayan krizin bizimle
ilgisi yok. Türkiye’de felaket tellalları var” dedi.
Ekim ayında, dünyadaki krizi Türkiye’nin fırsa-
ta çevirebileceği konuşuldu. Erdoğan, “Biz bu kri-
zin kazanan ülkeleri arasında olacağız” dedi.
Kasım ayında, krizin Türkiye’nin etrafında do-
laştığı kabul edildi. Başbakan, “Bizi teğet geçer”
dedi.
Aralık ayında, teğetin nasıl bir şey olduğu tar-
tışıldı. Erdoğan, “Teğetin de etkisi olur. Değer ge-
çer. Biz en az zararla atlatan ülke olacağız” dedi.
Aralık sonunda krizin teğet geçerken psikolo-
jik etkileri bulundu. Erdoğan, “Kriz aslında psiko-
lojik. Korkmaya gerek yok” dedi.
Erdoğan önceki gün de ağıt yakmakla krizin or-
tadan kalkmayacağını söyledi.
Başbakan krizin etrafında “S”ler, “U”lar, “Z”ler
çizerken ne oldu?
İşsizlik arttı, büyüme yılın üçüncü çeyreğinde sı-
fıra indi, ihracat azaldı, yatırım durdu, art arda fab-
rika kapanma haberleri geldi...
Oysa, Başbakan işi demeç kalabalığına getir-
mek yerine başta ABD, Almanya, İngiltere’nin yap-
tığı gibi krizi bütün boyutlarıyla görmeye çalışsaydı,
daha farklı bir toplumsal mutabakat ortamı geli-
şebilirdi.
“İşçi atmak vatana ihanettir” diyen Çalışma Ba-
kanı Faruk Çelik de önceki gün adeta Başbakan’ı
yalanlarcasına, gidişin tatsız olduğunu söyledi, “si-
gortalı işçi sayısında ciddi bir düşüş var” dedi.
ABD’deki krizi aylar öncesinden öngörenler şu-
nu iddia ediyorlar:
Türkiye de topun ağzındaki ülkelerden!
Bu görünüme bakıp 2009’un nasıl başlayaca-
ğını tahmin etmek zor değil. Aslında hükümet de
gidişin farkında. Sadece dile getiren yok.
Dile getiren yok ama, bütçe görüşmeleri hükü-
metin çaktırmadan önlemler almaya başladığını da
ortaya koyuyor. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan, IMF
ile anlaşma yapmamış gibi görünerek anlaşma
yapmak, IMF’nin dayattıklarını yapmamış gibi gö-
rünerek isteklerine aynen uymak istiyor!
Bütçede hemen bütün bakanlıklardan kesinti ya-
pılıyor. Toplam 3 milyar dolara yakın bir kısıtlama
öngörülüyor.
Tırpan hangi kalemlere?
Bu da soru mu canım, tabii ki yatırıma.
“IMF bizden yatırımı kıs, büyümeyi durdur der-
se, kusura bakma, biz yokuz. Yolumuza kendimiz
devam ederiz” diyen Erdoğan’ın verdiği komutla,
büyümeyi durduracak adımlar atılıyor.
AKP şimdiden bütçeyi ikiye ayırmış durumda:
Seçimden önce, seçimden sonra...
Ocak IMF’nin de hoşuna gidecek kısıntılarla ge-
çecek, şubat-mart seçim yatırımlarının ucunu
tutan olmayacak...
Nisana bakarız!
Erdoğan, geçen yıla kadar konu ekonominin du-
rumu olunca hemen “simit” örneğini verirdi. “Be-
nim vatandaşım, bizim hükümetten önce asgari üc-
retle kaç simit alıyor, hesaplayalım. Daha az mı çok
mu” der, daha çok aldığını söylerdi.
Bu yıl söylemiyor...
Asgari ücrete net 24 lira zam yapıldı!
Artık asgari ücretlisinden zenginine herkes
başka bir simit peşinde:
Can simidi!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Hatta yüksek yargı kurumlarında istifa etmesini ge-
rektiren yorumlara, yazılara gülüp geçiyor.
Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne yaraşır bir hu-
kuk adamı değil.
Sayıştay’dan -herhalde Yüksek Mahkeme’nin ya-
pısıyla ilgili hesabı olan Turgut Özal sayesinde- ya-
sal yoldan Anayasa Mahkemesi üyeliğine kapağı at-
tı.
Örneğin Başkanvekili Osman Paksüt ve diğerleri
bugün Haşim Kılıç’tan yakınıyorlar...
Ne var ki, başta Paksüt ve diğer üyeler, oylarıyla,
laikliğe karşı dünya görüşü bilinen Haşim Kılıç’ı Ana-
yasa Mahkemesi başkanlığına taşıdılar.
Bir süre gerçek yüzünü göstermedi Kılıç; ama la-
ikliğin alabildiğine tartışıldığını, gönül birliği ettiği
AKP’nin laikliğin altını oyduğunu görünce gerçek kim-
liğini sergilemeye başladı.
Özellikle Atatürk Cumhuriyetine karşı duruş ser-
giliyor.
Yalanlamasına karşın İBDA-C ile bağlantılı olduğu
kanıtlanıyor. Kapatma ve türban davalarına gerçek kim-
liğine uygun biçimde muhalefet ediyor.
Laikliğe karşı duruşunu yeterli bulmuyor. Anayasanın
değiştirilemez, değiştirilmesi önerilemez ilk dört mad-
desini değiştirmeyi isteyenlerin görüşlerine ortak
oluyor.
Son olarak yüksek yargıyı ikiye bölüyor...
Yüksek yargıdaki bölünmeye ilişkin sorulara, bakı-
nız, nasıl yanıt veriyor:
“…Çatlak, kurumlar arasında böyle bir kavga, bir öf-
ke, kin asla olmaz!...”
Bu nasıl bir yüksek yargıç? Yüksek Seçim Kuru-
lu’ndan Danıştay’a kadar yargı organlarını karşısına
almış; başkanı olduğu kurumu ikiye bölme marifeti-
ni başarmış…
Çıkmış kamuoyu önüne, yargı organları arasında
kavga, öfke, kin olmayacağını, olmadığını söyleyebi-
liyor.
İkiyüzlülüğün bu kadarına da pes doğrusu…
Haşim Kılıç adı, çürümenin yüksek yargıya da uzan-
dığını kanıtlıyor.
Bu adamdan kurtulmak için istifadan başka yol yok!
Yüksek Mahkeme bir üyesi veya başkanı için gü-
venoyuna başvuramıyor.
Haşim Kılıç’ı koltuğundan kaldıracak bir başka güç
yok. Olsa da fark etmez.
Zira Kılıç’ı bugün, yürütme gücünü elinde tutan yan-
daşı iktidar destekliyor.
İşte kanıtlar: Anayasa Mahkemesi’nin ikiye bölün-
düğü gün Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Kılıç’ın
Danıştay’a karşı vaziyet alan yazılı açıklamasına tam
destek veriyor.
RTE, Yüksek Mahkeme’den ve başkanından söz et-
meden, doğrudan kapatılan belediyelerin seçimlere
katılımına yeşil ışık yakan Danıştay’a -Kılıç’a örnek ola-
cak biçimde- “ikinci Anayasa Mahkemesi” diye sal-
dırıyor.
Muhalefet dilediği kadar çürümenin boyutlarını
açıklasın, eleştirilerde bulunsun. Pek çok kesimden
görevden ayrılmasını isteyen yazılı sözlü uyarılar gel-
sin. Haşim Bey için bunların hiçbirinin değeri yok.
Laiklik karşıtı hareketlere Anayasa Mahkeme-
si’nden seslenerek gericiliğe hizmet etmek, destek-
lemek varken, başkanlığı neden bıraksın?
Üstelik tam destek aldığı iktidar arkasında durdukça
neden istifa etsin?
İktidar ve Haşim Kılıç? Tencere yuvarlandı, kapa-
ğını buldu…
Ya da kapak yuvarlandı, tencereyi buldu!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFA 27 ARALIK 2008 CUMARTESİCUMHURİYET
8 HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 6
Edirne B 2
Kocaeli K 6
Çanakkale B 7
İzmir Y 9
Manisa Y 7
Aydın Y 9
Denizli Y 8
Zonguldak K 5
Sinop B 7
Samsun B 8
Trabzon B 9
Giresun B 8
Ankara PB 1
Eskişehir PB 2
Konya PB 3
Sıvas PB - 7
Antalya PB 15
Adana PB 14
Mersin PB 16
Diyarbakır PB 7
Şanlıurfa PB 9
Mardin PB 6
Siirt PB 5
Hakkâri PB - 5
Van PB 0
Kars PB -10
Oslo K - 2
Helsinki K 3
Stockholm K 0
Londra Y 4
Amsterdam B 0
Brüksel B - 1
Paris B 1
Bonn A 1
Münih B - 4
Berlin B 2
Budapeşte B 1
Madrid Y 11
Viyana K 0
Belgrad K 1
Soyfa K 3
Roma Y 12
Atina Y 11
Zürih B 1
Moskova K -10
Aşkabat PB 8
Astana B -10
Taşkent B 7
Bakû K - 1
Bişkek K 1
Tiflis PB 4
Kahire B 17
Şam Y 12
Yurdun kuzey ve batı
kesimleri çok bulutlu,
Ege, Marmara’nın ku-
zeydoğusu İstanbul, Ko-
caeli, Sakarya ve Yalova
ile Batı Karadeniz kıyıla-
rı yağışlı geçecek. Ya-
ğışlar; yağmur ve sağa-
nak, İç Ege ve Batı Ka-
radeniz kıyıları karla ka-
rışık yağmur ve kar şek-
linde olacak. Hava sı-
caklığında önemli bir de-
ğişiklik beklenmiyor.
EMİNE KAPLAN
ANKARA - Eski TBMM Başkanõ Hüsa-
mettin Cindoruk, yüksek yargõ organlarõ ara-
sõndaki tartõşmanõn çok önemli bir olay ol-
duğunu, sorunun bir anayasa değişikliğiyle ye-
rel seçimin 3-4 ay ertelenmesi ya da
TBMM’nin belde belediyeleriyle ilgili yeni
bir yasa çõkarmasõyla çözümlenebileceğini
söyledi.
Cindoruk, yüksek yargõ organlarõ arasõnda
yaşanan tartõşma ve gerilimi değerlendirdi.
Yargõ organlarõnõn birbirine ters düşmesi ve
kendi içlerinde bölünmesinin çok önemli
bir olay olduğunu, küçümsenmemesi gerek-
tiğini vurgulayan Cindoruk, “Anayasa Mah-
kemesi’nin her kararı bir tartışma sonu-
cu ortaya çıkar. Bu tartışma Anayasa
Mahkemesi’nin çatısı altında yapılır, ora-
da karar çıkar. Azınlık ya da çoğunluk di-
ye bir şey olmaz. Kararlar, muhalefeti ge-
rekçesiyle bir bütündür. Bu olay yargı bu-
nalımından çok anayasa krizidir” dedi.
Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç’õ
eleştiren Cindoruk, “Anayasa Mahkemesi
Başkanı çok konuşuyor, bu yanlış. Daha ev-
vel de konuşmalarına itirazlar çıktı. Mah-
kemenin hedef haline gelmemesi lazım.
Anayasa Mahkemesi, her konuyu açıkla-
mak zorunda değildir. Açıklamalarıyla
kendi üyelerini böldü” diye konuştu.
Danõştay ve YSK’nin kararlarõnõ eleştiren
Cindoruk, belde belediyelerinin kapatõlmasõna
ilişkin yasanõn Anayasa Mahkemesi’nin de-
netiminden geçtiğini belirtti. Danõştay ve
YSK’nin kararlarõyla yeni yasa hükümleri or-
taya koyduğuna dikkat çeken Cindoruk, “Bu
kabul edilebilir bir sonuç değildir. Bu yol
açılırsa Anayasa Mahkemesi ve parla-
mentonun bir yasayı düzenleme ve denet-
lemesi ortadan kalkar” dedi. Başbakan
Tayyip Erdoğan’õn YSK’yi eleştirmesine
tepki gösteren Cindoruk, yeni anayasa tasla-
ğõnõ geri çeken Başbakan Erdoğan’õn ortaya
çõkan bu sonuçlardan şikâyet etmeye hakkõ ol-
madõğõnõ söyledi. Erdoğan’õn özellikle
YSK’nin verdiği kararlarõ eleştirmesini an-
lamakta güçlük çektiğini kaydeden Cindoruk,
şu görüşleri dile getirdi:
“Sayın Erdoğan’ı milletvekili, iktidar ve
Başbakan yapan YSK’dir. Geçmişte YSK,
görevini aşan bir kararla Siirt milletveki-
lini düşürmüş ve yeniden seçim kararı al-
mıştır. Anayasamıza göre milletvekilleri-
nin düşmesi ancak Meclis kararı ile müm-
kündür. İlk defa YSK, bir milletvekilini dü-
şürmüştür. Geçmişte buna benzer örnek-
ler yok. 1994 yılında Melih Gökçek, mil-
letvekilliğinden belediye başkanı seçildi. O
tarihte YSK, mazbatayı vermek için par-
lamentonun kararını bekledi. Biz de Gök-
çek’in istifasını alarak parlamento kara-
rıyla milletvekili görevine son verdik.
YSK de ondan sonra kendisini belediye
başkanı ilan etti. Böylesine çelişkili kararlar
veren bir YSK’nin bütün işlemleri ana-
yasaya uygunmuş gibi davranıldı.”
YSK’nin bir mahkeme olmadõğõnõ, karar-
larõnõn Anayasa Mahkemesi’nin denetimine
tabi olmasõ gerektiğini kaydeden Cindoruk,
YSK’de anamuhalefet ve iktidar partisinden
birer temsilcinin yer almasõ gerektiğini belirtti.
800 belde belediyesinin seçime girmesine iliş-
kin kararõn da bir yasa kuralõ gibi tanzim edil-
diğini anlatan Cindoruk, “Bu gözden kaçı-
yor. Çıkacak aksaklıklar giderilmeden
yerel seçime gidilecek, esas ihtilaflar ondan
sonra başlayacak. Bence bir anayasa de-
ğişikliği yapılarak yerel seçimler 3-4 ay er-
telenmeli ya da Meclis yeni bir yasayla be-
lediyelerin feshiyle ilgili kararı geri alma-
lıdır. Aksi taktirde bu kaos büyüyecektir.
Yargı organları arasındaki savaş çetin
hale gelecektir. Bundan da hukuk siste-
mimiz zarar görecektir. Bu konu, siyasi
partilerin çözmesi gereken bir niteliktedir.
Geç kalmadan bu yapılmalıdır. Bunun ya-
pılmaması vahim sonuçlar doğurabilir” di-
ye konuştu.
Yeni bir anayasanõn gerekli olduğunu,
özellikle Anayasa Mahkemesi başkan ve
üyelerinin atama kriterinin yeniden belirlen-
mesi gerektiğini belirten Cindoruk, “Muha-
sebe uzmanı bir Anayasa Mahkemesi Baş-
kanı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ana-
yasa Mahkemesi başkan ve üyeleri yargı
alanında uzman olmalıdır. Düşünün ki bir
Anayasa Mahkemesi, emekli valiler, emek-
li büyükelçiler ve muhasebecilerden ku-
rulu, böyle bir mahkemenin anayasa yar-
gı denetimini yaptığını söylemek çok zor”
dedi.
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - AKP, Irak
Cumhurbaşkanõ Celal Tala-
bani’nin açõklamalarõ ve Irak
Başbakanõ Nuri el Maliki’nin
Türkiye ziyaretiyle yeniden
gündeme gelen PKK’yi tasfi-
ye planõnda ‘af’ açmazõnda
kaldõ. PKK’nin etkisizleşti-
rilmesine yönelik Irak tarafõ-
nõn atmasõ istenen adõmlarõn
büyük ölçüde netleştirilmesi-
ne ve mekanizmalarõnõn işle-
meye başlamasõna karşõn, si-
lah bõrakmasõ istenen PKK
militanlarõnõn durumu konusu
kesinleştirilemedi.
Edinilen bilgilere göre, Ce-
lal Talabani’nin gündeme ta-
şõdõğõ genel af seçeneğini An-
kara tamamen reddederken,
hükümetin etkin pişmanlõğõ
düzenleyen ancak kapsamõ bi-
raz daha geniş olacak TCK’nin
221. maddesine benzer bir
yeni bir yasa üzerinde çalõş-
masõ formülü öne çõktõ. Ancak
AKP’nin yerel seçimlere ka-
dar bu konuda adõm atmasõnõn
zor olduğu belirtiliyor.
Diplomasi kulislerine sõzan
bilgilere göre bölgesel Kürt
yönetimi Başkanõ Mesud Bar-
zani ile Bağdat’ta yapõlan gö-
rüşme ve üçlü mekanizma-
nõn yine Bağdat’ta yapõlan
toplantõsõ sonrasõnda, IKDP ve
IKYB arasõnda PKK’ye karşõ
yeni bir strateji geliştirilmesi
konusunda mutabakata varõl-
dõ.
Bu mutabakat, “bölgesel
Kürt yönetimi” adõna Türki-
ye’ye bildirildi. Bu stratejinin
ilk ayağõnõ, terör örgütü mili-
tanlarõnõn “Irak Kürt bölge-
si topraklarını terk etmesi,
eyleme başvurmaması ve si-
lah bırakması” oluşturacak.
Bunun için de gerek Irak par-
lamentosu gerekse Kürt par-
lamentosu ayrõ ayrõ yasa çõ-
karõp, PKK ve ilişkili kuru-
luşlarõnõ “yasadışı” ilan ede-
cek. Böylece, terör örgütü-
nün Irak’õn tümündeki medya
kuruluşlarõ, sivil toplum ör-
gütleri, finansman kaynakla-
rõnõn kapatõlmasõ için yasal
zemin oluşturacak. Üzerinde
konuşulan alternatif yakla-
şõmlara göre, önce dağdaki
militanlarõn silah bõrakmasõ
için belli bir süre verilecek. Bu
sürenin ardõndan da yakalama
emri çõkarõlacak. Silah bõra-
kanlardan Türkiye’ye dön-
mek isteyenler, geçici bir sü-
re BM gözetiminde tutulacak
ve sorgularõ yapõlacak.
İşte projenin bundan sonra-
ki süreci netleştirilemedi. Si-
lah bõrakmasõ olasõ militanla-
rõn sadece örgüte üye olanla-
rõ, eylem yapmõş olanlarõ, yö-
netici kadrosunda bulunanla-
rõ ayrõ ayrõ değerlendirileceği
için, Ankara’da sõkõntõ baş-
gösterdi.
Başta Talabani olmak üze-
re Kürt yetkililer, Türkiye açõ-
sõndan sorunun çözümünün
tek yolu olarak genel affõ gös-
terirlerken, Ankara bu seçe-
neğe karşõ çõktõ. Görüşmeler-
de Türk yetkililerin sadece
eyleme katõlmamõş örgüt üye-
leri için TCK’nin etkin piş-
manlõğõ düzenleyen 221. mad-
desinin uygulanabileceği gö-
rüşünü ortaya koyduklarõ öğ-
renildi. Ancak bunun sonuç
vermeme olasõlõğõ dikkate alõ-
narak sözkonusu maddeye
benzer, ancak kapsamõ biraz
daha geniş olacak yeni bir
yasa üzerinde çalõşmasõ for-
mülü öne çõktõ. AKP’nin yerel
seçimlere kadar bu konuda
adõm atmasõnõn ise zor olduğu
belirtiliyor.
Bu çerçevede örgütün üst
düzey kadrosuna ilişkin for-
müllerin de henüz netleştiri-
lemediği öğrenildi. Konuyla il-
gili olarak değerlendirme ya-
pan bir kaynak, “üçüncü ül-
ke” formülünün uygulanabi-
lir olmadõğõna işaret ederek, bu
kişilerin Irak’ta “gözetim ve
denetim” altõnda tutulmasõ
üzerinde konuşulduğunu dile
getirdi.
‘Yerel seçim 3-4 ay ertelenmeli’
Merkit ve Torunlar
yarõn yola çõkõyor
2009 yõlõ Ocak
ayõnda, Güney Ame-
rika’da ilk kez düzen-
lenecek efsane Dakar
Rallisi’nde Türkiye’yi
temsil edecek Kemal
Merkit ile Kutlu To-
runlar’dan oluşan Je-
am Beam Türk Takõ-
mõ için geriye sayõm
başladõ.
Afrika’da 29 kez
düzenlenen ancak te-
rör gruplarõnõn tehdi-
di nedeniyle 30’un-
cusu yapõlamayan Da-
kar Rallisi, Güney
Amerika’ya taşõndõ.
Yarõş için 28 Aralõk
Pazar günü Buenos
Aires’e gidecek olan
Kemal Merkit ve Kut-
lu Torunlar, 3 Ocak
Cumartesi günü baş-
layacak yarõşta, Afri-
ka şartlarõnõ aratma-
yacak zorluktaki par-
kurda 15 gün boyun-
ca, rakiplerinin yanõ
sõra doğa koşullarõyla
mücadele edecek. Eki-
bin tecrübeli ismi Ke-
mal Merkit, dünyanõn
en zor rallisinde mü-
cadele edeceklerini
ifade ederken “30. ya-
rõşõ diğerlerinden ayõrt
eden en büyük özellik,
kõtasal değişiklik.
Yoksa karakter ola-
rak yarõşõn biçimi ay-
nõ. Hatta şüphe uyan-
dõrmasõn diye daha
zor organize edilen
bir Dakar Rallisi bizi
bekliyor” dedi.
SELAHATTİN ŞAHİN/ALİ AÇAR
İSTANBUL/NEVŞEHİR - Şõrnak’õn
Cizre ilçesinde PKK’li teröristler tarafõn-
dan askeri araca düzenlenen saldõrõda şe-
hit düşen Piyade Çavuş Erhan Karataş,
memleketi Nevşehir’in Derinkuyu ilçesi-
ne bağlõ Kuyulutatlar köyünde, piyade er
Turhan Damgacı dün öğle vakti Malte-
pe Yusuf Ziya Üçüncü Camii’nde kõlõnan
cenaze namazõnõn ardõndan Edirnekapõ Şe-
hitliği’nde toprağa verildi. Damgacõ’nõn ce-
nazesinde Türk bayrağõ açarak tekbir ge-
tiren bir grup, DTP’lilere tepki göstererek
“Meclis’te PKK istemiyoruz” sloganla-
rõ attõ.
Fatih Sultan Camii’nde kõlõnan cuma na-
mazõnõn ardõndan düzenlenen cenaze tö-
renine Nevşehir Valisi Asım Hacımus-
tafaoğlu, Jandarma Bölge Komutanõ Tuğ-
general Ali Aydın, Nevşehir Üniversite-
si Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, şehit ça-
vuşun annesi Şehriban, babasõ Adnan Ka-
rataş, yakõnlarõ ve yaklaşõk 5 bin kişi ka-
tõldõ. Saygõ duruşu ve konuşmalarõn ar-
dõndan Nevşehir İl Müftü Vekili Ali Gül-
den’in kõldõrdõğõ cenaze namazõnda şehit
babasõ Adnan Karataş, “Hainlere karşı
dimdik ayakta duracağım” dedi. Şehi-
din acõlõ anne babasõ oğullarõnõ, fotoğrafõnõ
öperek son yolculuğuna uğurladõ. Şehit as-
ker köy mezarlõğõnda toprağa verildi.
Karataş’õn şehit haberinin alõnmasõnõn ar-
dõndan Kuyulutatlar köyündeki evler ile
Nevşehir’in Derinkuyu ilçesindeki tüm iş-
yerleri Türk bayraklarõyla donatõldõ.
Şõrnak’õn Cizre ilçesinde şehit düşen pi-
yade er Turan Damgacõ için ise İstanbul’da
ilk tören dün sabah saatlerinde Kartal
Uğur Mumcu Mahallesi Şehit Yavuz Ba-
har Sokak’taki evinin önünde gerçekleş-
tirildi. Entel Sitesi’ndeki evin önünde dü-
zenlenen törenin ardõndan Maltepe Yusuf
Ziya Üçüncü Camii’ne getirilen Damga-
cõ’nõn cenazesine ailesi, yakõnlarõ, İstanbul
Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komu-
tanõ Orgeneral Ergin Saygun, İstanbul Bü-
yükşehir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş,
3. Kolordu Komutanõ Korgeneral Yalçın
Ataman, İstanbul Emniyet Müdürü Ce-
lalettin Cerrah, askeri erkân ve polisle-
rin yanõ sõra yurttaşlar katõldõ.
Cenaze töreninde konuşan Nevşehir
Müftüsü Süleyman Aktaş devletin teşki-
latlanmõş millet anlamõna geldiğini, her teş-
kilatõn da üzerine düşen görevi yerine ge-
tirdiğini belirterek, “Bu milletin insanları
kadar vatan sevgisiyle bezenmiş dünya
üzerinde ikinci bir millet olmadığının en
güzel ifadesi, musalla taşıdır. Bu göz-
yaşları milletin, devletin çimentosu ola-
caktır” dedi. Maltepe Müftüsü tarafõndan
kõldõrõlan cenaze namazõnõn ardõndan
Damgacõ’nõn Türk bayrağõna sarõlõ naaşõ
bir süre omuzlar üzerinde taşõnarak top ara-
basõna konuldu. Bu sõrada tekbir getiren bir
grup terör örgütü aleyhine çeşitli slogan-
lar atarken DTP’lilere yönelik olarak da,
“Meclis’te PKK istemiyoruz”, “Hepimiz
askeriz, PKK’ye yeteriz” sloganlarõ at-
tõ.
Top arabasõnõn ardõndan yürüyen şehi-
din annesi Elmas Damgacı da, terör ör-
gütüne tepki gösterek “O şerefsizlere
söyleyin, ben ağlamıyorum. Vatan sa-
ğolsun! Oğlum şehit oldu. Komutanla-
rıma sesleniyorum oğlumun kanı yerde
kalmasın başka bir şey istemiyorum” de-
di. Damgacõ’nõn cenazesinin geçtiği yol bo-
yunca ev ve işyerlerine Türk Bayrağõ
asan yurttaşlar da, askerleri alkõşlayarak te-
rör örgütüne tepki gösterdi. Damgacõ’nõn
cenazesi Edirnekapõ Şehitliği’nde toprağa
verildi.
Şehitler İstanbul ve Nevşehir’de
yığınsal törenlerle uğurlandı
AKP’nin yerel seçimlerden sonra adõm atmasõ bekleniyor
PKK’yi tasfiye
planında ‘af’ açmazı
Zana’nın mahkûmiyet
gerekçesi açıklandı
DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu)
- “Terör örgütü üyesi olmak” suçundan
10 yõl hapse mahkûm olan kapatõlan
DEP’in eski milletvekili Leyla Zana ile
ilgili gerekçeli karar tamamlandõ.
Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce
hazõrlanan, 60 sayfalõk gerekçeli kararda,
çeşitli tarihlerde yaptõğõ 9 ayrõ konuşma
nedeniyle yargõlanan Zana’nõn, “her
eyleminde, terör örgütünün destekçisi
olduğunu belli ettiği ve örgüte manevi
destek sağlamak kastıyla hareket ettiği”
belirtildi.
Zana’nõn terör örgütü üyesi olmak
suçundan Ankara 11. Ağõr Ceza
Mahkemesi’nde mahkûm olduğunun
anõmsatõldõğõ kararda, “sanığın, cezasının
infazından sonra da örgütle organik
bağını kesmeyerek örgütsel
faaliyetlerine devam ettiği
anlaşılmaktadır. Sanık, örgütün amaç
ve faaliyetleri kapsamında ulusal ve
uluslararası platformlarda yapmış
olduğu örgüt propagandasını içerir
konuşmalarıyla örgütün destekçisi
olduğunu açık bir şekilde belli etmiş,
terör örgütüne manevi destekte
bulunmuş, örgütü ve mensuplarını
sahiplenme kastıyla hareket etmiştir”
denildi. Gerekçeli kararda, Zana’nõn
yurtiçi ve yurtdõşõnda katõldõğõ her miting,
toplantõ, basõn açõklamasõ ve uluslararasõ
toplantõlarda örgütün istemlerine uyarak
hareket ettiği görüşüne yer verildi.
Kararda, Zana’nõn “etkin pişmanlık”
hükümlerinden faydalanma gibi bir
talebinin bulunmamasõ nedeniyle hakkõnda
bu hükmün uygulanmadõğõ da belirtildi.