29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNDEM MUSTAFA BALBAY Baştarafı 1. Sayfada Ancak bu kabullenme, hükümetin krizi aşmak için çözümler ürettiği anlamına gelmiyor. Tam ter- sine Başbakan, var olan krizi nasıl yok sayacağı- mıza ilişkin önerilerde bulunuyor. Kriz vardı-yoktu tartışmasında süreci özetleyelim: Eylül ayı, krizin reddi ile geçti. Erdoğan, “ABD’de emlak sektöründe başlayan krizin bizimle ilgisi yok. Türkiye’de felaket tellalları var” dedi. Ekim ayında, dünyadaki krizi Türkiye’nin fırsa- ta çevirebileceği konuşuldu. Erdoğan, “Biz bu kri- zin kazanan ülkeleri arasında olacağız” dedi. Kasım ayında, krizin Türkiye’nin etrafında do- laştığı kabul edildi. Başbakan, “Bizi teğet geçer” dedi. Aralık ayında, teğetin nasıl bir şey olduğu tar- tışıldı. Erdoğan, “Teğetin de etkisi olur. Değer ge- çer. Biz en az zararla atlatan ülke olacağız” dedi. Aralık sonunda krizin teğet geçerken psikolo- jik etkileri bulundu. Erdoğan, “Kriz aslında psiko- lojik. Korkmaya gerek yok” dedi. Erdoğan önceki gün de ağıt yakmakla krizin or- tadan kalkmayacağını söyledi. Başbakan krizin etrafında “S”ler, “U”lar, “Z”ler çizerken ne oldu? İşsizlik arttı, büyüme yılın üçüncü çeyreğinde sı- fıra indi, ihracat azaldı, yatırım durdu, art arda fab- rika kapanma haberleri geldi... Oysa, Başbakan işi demeç kalabalığına getir- mek yerine başta ABD, Almanya, İngiltere’nin yap- tığı gibi krizi bütün boyutlarıyla görmeye çalışsaydı, daha farklı bir toplumsal mutabakat ortamı geli- şebilirdi. “İşçi atmak vatana ihanettir” diyen Çalışma Ba- kanı Faruk Çelik de önceki gün adeta Başbakan’ı yalanlarcasına, gidişin tatsız olduğunu söyledi, “si- gortalı işçi sayısında ciddi bir düşüş var” dedi. ABD’deki krizi aylar öncesinden öngörenler şu- nu iddia ediyorlar: Türkiye de topun ağzındaki ülkelerden! Bu görünüme bakıp 2009’un nasıl başlayaca- ğını tahmin etmek zor değil. Aslında hükümet de gidişin farkında. Sadece dile getiren yok. Dile getiren yok ama, bütçe görüşmeleri hükü- metin çaktırmadan önlemler almaya başladığını da ortaya koyuyor. Öyle anlaşılıyor ki Erdoğan, IMF ile anlaşma yapmamış gibi görünerek anlaşma yapmak, IMF’nin dayattıklarını yapmamış gibi gö- rünerek isteklerine aynen uymak istiyor! Bütçede hemen bütün bakanlıklardan kesinti ya- pılıyor. Toplam 3 milyar dolara yakın bir kısıtlama öngörülüyor. Tırpan hangi kalemlere? Bu da soru mu canım, tabii ki yatırıma. “IMF bizden yatırımı kıs, büyümeyi durdur der- se, kusura bakma, biz yokuz. Yolumuza kendimiz devam ederiz” diyen Erdoğan’ın verdiği komutla, büyümeyi durduracak adımlar atılıyor. AKP şimdiden bütçeyi ikiye ayırmış durumda: Seçimden önce, seçimden sonra... Ocak IMF’nin de hoşuna gidecek kısıntılarla ge- çecek, şubat-mart seçim yatırımlarının ucunu tutan olmayacak... Nisana bakarız! Erdoğan, geçen yıla kadar konu ekonominin du- rumu olunca hemen “simit” örneğini verirdi. “Be- nim vatandaşım, bizim hükümetten önce asgari üc- retle kaç simit alıyor, hesaplayalım. Daha az mı çok mu” der, daha çok aldığını söylerdi. Bu yıl söylemiyor... Asgari ücrete net 24 lira zam yapıldı! Artık asgari ücretlisinden zenginine herkes başka bir simit peşinde: Can simidi! GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada Hatta yüksek yargı kurumlarında istifa etmesini ge- rektiren yorumlara, yazılara gülüp geçiyor. Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne yaraşır bir hu- kuk adamı değil. Sayıştay’dan -herhalde Yüksek Mahkeme’nin ya- pısıyla ilgili hesabı olan Turgut Özal sayesinde- ya- sal yoldan Anayasa Mahkemesi üyeliğine kapağı at- tı. Örneğin Başkanvekili Osman Paksüt ve diğerleri bugün Haşim Kılıç’tan yakınıyorlar... Ne var ki, başta Paksüt ve diğer üyeler, oylarıyla, laikliğe karşı dünya görüşü bilinen Haşim Kılıç’ı Ana- yasa Mahkemesi başkanlığına taşıdılar. Bir süre gerçek yüzünü göstermedi Kılıç; ama la- ikliğin alabildiğine tartışıldığını, gönül birliği ettiği AKP’nin laikliğin altını oyduğunu görünce gerçek kim- liğini sergilemeye başladı. Özellikle Atatürk Cumhuriyetine karşı duruş ser- giliyor. Yalanlamasına karşın İBDA-C ile bağlantılı olduğu kanıtlanıyor. Kapatma ve türban davalarına gerçek kim- liğine uygun biçimde muhalefet ediyor. Laikliğe karşı duruşunu yeterli bulmuyor. Anayasanın değiştirilemez, değiştirilmesi önerilemez ilk dört mad- desini değiştirmeyi isteyenlerin görüşlerine ortak oluyor. Son olarak yüksek yargıyı ikiye bölüyor... Yüksek yargıdaki bölünmeye ilişkin sorulara, bakı- nız, nasıl yanıt veriyor: “…Çatlak, kurumlar arasında böyle bir kavga, bir öf- ke, kin asla olmaz!...” Bu nasıl bir yüksek yargıç? Yüksek Seçim Kuru- lu’ndan Danıştay’a kadar yargı organlarını karşısına almış; başkanı olduğu kurumu ikiye bölme marifeti- ni başarmış… Çıkmış kamuoyu önüne, yargı organları arasında kavga, öfke, kin olmayacağını, olmadığını söyleyebi- liyor. İkiyüzlülüğün bu kadarına da pes doğrusu… Haşim Kılıç adı, çürümenin yüksek yargıya da uzan- dığını kanıtlıyor. Bu adamdan kurtulmak için istifadan başka yol yok! Yüksek Mahkeme bir üyesi veya başkanı için gü- venoyuna başvuramıyor. Haşim Kılıç’ı koltuğundan kaldıracak bir başka güç yok. Olsa da fark etmez. Zira Kılıç’ı bugün, yürütme gücünü elinde tutan yan- daşı iktidar destekliyor. İşte kanıtlar: Anayasa Mahkemesi’nin ikiye bölün- düğü gün Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, Kılıç’ın Danıştay’a karşı vaziyet alan yazılı açıklamasına tam destek veriyor. RTE, Yüksek Mahkeme’den ve başkanından söz et- meden, doğrudan kapatılan belediyelerin seçimlere katılımına yeşil ışık yakan Danıştay’a -Kılıç’a örnek ola- cak biçimde- “ikinci Anayasa Mahkemesi” diye sal- dırıyor. Muhalefet dilediği kadar çürümenin boyutlarını açıklasın, eleştirilerde bulunsun. Pek çok kesimden görevden ayrılmasını isteyen yazılı sözlü uyarılar gel- sin. Haşim Bey için bunların hiçbirinin değeri yok. Laiklik karşıtı hareketlere Anayasa Mahkeme- si’nden seslenerek gericiliğe hizmet etmek, destek- lemek varken, başkanlığı neden bıraksın? Üstelik tam destek aldığı iktidar arkasında durdukça neden istifa etsin? İktidar ve Haşim Kılıç? Tencere yuvarlandı, kapa- ğını buldu… Ya da kapak yuvarlandı, tencereyi buldu! [email protected] SAYFA 27 ARALIK 2008 CUMARTESİCUMHURİYET 8 HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 6 Edirne B 2 Kocaeli K 6 Çanakkale B 7 İzmir Y 9 Manisa Y 7 Aydın Y 9 Denizli Y 8 Zonguldak K 5 Sinop B 7 Samsun B 8 Trabzon B 9 Giresun B 8 Ankara PB 1 Eskişehir PB 2 Konya PB 3 Sıvas PB - 7 Antalya PB 15 Adana PB 14 Mersin PB 16 Diyarbakır PB 7 Şanlıurfa PB 9 Mardin PB 6 Siirt PB 5 Hakkâri PB - 5 Van PB 0 Kars PB -10 Oslo K - 2 Helsinki K 3 Stockholm K 0 Londra Y 4 Amsterdam B 0 Brüksel B - 1 Paris B 1 Bonn A 1 Münih B - 4 Berlin B 2 Budapeşte B 1 Madrid Y 11 Viyana K 0 Belgrad K 1 Soyfa K 3 Roma Y 12 Atina Y 11 Zürih B 1 Moskova K -10 Aşkabat PB 8 Astana B -10 Taşkent B 7 Bakû K - 1 Bişkek K 1 Tiflis PB 4 Kahire B 17 Şam Y 12 Yurdun kuzey ve batı kesimleri çok bulutlu, Ege, Marmara’nın ku- zeydoğusu İstanbul, Ko- caeli, Sakarya ve Yalova ile Batı Karadeniz kıyıla- rı yağışlı geçecek. Ya- ğışlar; yağmur ve sağa- nak, İç Ege ve Batı Ka- radeniz kıyıları karla ka- rışık yağmur ve kar şek- linde olacak. Hava sı- caklığında önemli bir de- ğişiklik beklenmiyor. EMİNE KAPLAN ANKARA - Eski TBMM Başkanõ Hüsa- mettin Cindoruk, yüksek yargõ organlarõ ara- sõndaki tartõşmanõn çok önemli bir olay ol- duğunu, sorunun bir anayasa değişikliğiyle ye- rel seçimin 3-4 ay ertelenmesi ya da TBMM’nin belde belediyeleriyle ilgili yeni bir yasa çõkarmasõyla çözümlenebileceğini söyledi. Cindoruk, yüksek yargõ organlarõ arasõnda yaşanan tartõşma ve gerilimi değerlendirdi. Yargõ organlarõnõn birbirine ters düşmesi ve kendi içlerinde bölünmesinin çok önemli bir olay olduğunu, küçümsenmemesi gerek- tiğini vurgulayan Cindoruk, “Anayasa Mah- kemesi’nin her kararı bir tartışma sonu- cu ortaya çıkar. Bu tartışma Anayasa Mahkemesi’nin çatısı altında yapılır, ora- da karar çıkar. Azınlık ya da çoğunluk di- ye bir şey olmaz. Kararlar, muhalefeti ge- rekçesiyle bir bütündür. Bu olay yargı bu- nalımından çok anayasa krizidir” dedi. Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç’õ eleştiren Cindoruk, “Anayasa Mahkemesi Başkanı çok konuşuyor, bu yanlış. Daha ev- vel de konuşmalarına itirazlar çıktı. Mah- kemenin hedef haline gelmemesi lazım. Anayasa Mahkemesi, her konuyu açıkla- mak zorunda değildir. Açıklamalarıyla kendi üyelerini böldü” diye konuştu. Danõştay ve YSK’nin kararlarõnõ eleştiren Cindoruk, belde belediyelerinin kapatõlmasõna ilişkin yasanõn Anayasa Mahkemesi’nin de- netiminden geçtiğini belirtti. Danõştay ve YSK’nin kararlarõyla yeni yasa hükümleri or- taya koyduğuna dikkat çeken Cindoruk, “Bu kabul edilebilir bir sonuç değildir. Bu yol açılırsa Anayasa Mahkemesi ve parla- mentonun bir yasayı düzenleme ve denet- lemesi ortadan kalkar” dedi. Başbakan Tayyip Erdoğan’õn YSK’yi eleştirmesine tepki gösteren Cindoruk, yeni anayasa tasla- ğõnõ geri çeken Başbakan Erdoğan’õn ortaya çõkan bu sonuçlardan şikâyet etmeye hakkõ ol- madõğõnõ söyledi. Erdoğan’õn özellikle YSK’nin verdiği kararlarõ eleştirmesini an- lamakta güçlük çektiğini kaydeden Cindoruk, şu görüşleri dile getirdi: “Sayın Erdoğan’ı milletvekili, iktidar ve Başbakan yapan YSK’dir. Geçmişte YSK, görevini aşan bir kararla Siirt milletveki- lini düşürmüş ve yeniden seçim kararı al- mıştır. Anayasamıza göre milletvekilleri- nin düşmesi ancak Meclis kararı ile müm- kündür. İlk defa YSK, bir milletvekilini dü- şürmüştür. Geçmişte buna benzer örnek- ler yok. 1994 yılında Melih Gökçek, mil- letvekilliğinden belediye başkanı seçildi. O tarihte YSK, mazbatayı vermek için par- lamentonun kararını bekledi. Biz de Gök- çek’in istifasını alarak parlamento kara- rıyla milletvekili görevine son verdik. YSK de ondan sonra kendisini belediye başkanı ilan etti. Böylesine çelişkili kararlar veren bir YSK’nin bütün işlemleri ana- yasaya uygunmuş gibi davranıldı.” YSK’nin bir mahkeme olmadõğõnõ, karar- larõnõn Anayasa Mahkemesi’nin denetimine tabi olmasõ gerektiğini kaydeden Cindoruk, YSK’de anamuhalefet ve iktidar partisinden birer temsilcinin yer almasõ gerektiğini belirtti. 800 belde belediyesinin seçime girmesine iliş- kin kararõn da bir yasa kuralõ gibi tanzim edil- diğini anlatan Cindoruk, “Bu gözden kaçı- yor. Çıkacak aksaklıklar giderilmeden yerel seçime gidilecek, esas ihtilaflar ondan sonra başlayacak. Bence bir anayasa de- ğişikliği yapılarak yerel seçimler 3-4 ay er- telenmeli ya da Meclis yeni bir yasayla be- lediyelerin feshiyle ilgili kararı geri alma- lıdır. Aksi taktirde bu kaos büyüyecektir. Yargı organları arasındaki savaş çetin hale gelecektir. Bundan da hukuk siste- mimiz zarar görecektir. Bu konu, siyasi partilerin çözmesi gereken bir niteliktedir. Geç kalmadan bu yapılmalıdır. Bunun ya- pılmaması vahim sonuçlar doğurabilir” di- ye konuştu. Yeni bir anayasanõn gerekli olduğunu, özellikle Anayasa Mahkemesi başkan ve üyelerinin atama kriterinin yeniden belirlen- mesi gerektiğini belirten Cindoruk, “Muha- sebe uzmanı bir Anayasa Mahkemesi Baş- kanı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Ana- yasa Mahkemesi başkan ve üyeleri yargı alanında uzman olmalıdır. Düşünün ki bir Anayasa Mahkemesi, emekli valiler, emek- li büyükelçiler ve muhasebecilerden ku- rulu, böyle bir mahkemenin anayasa yar- gı denetimini yaptığını söylemek çok zor” dedi. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP, Irak Cumhurbaşkanõ Celal Tala- bani’nin açõklamalarõ ve Irak Başbakanõ Nuri el Maliki’nin Türkiye ziyaretiyle yeniden gündeme gelen PKK’yi tasfi- ye planõnda ‘af’ açmazõnda kaldõ. PKK’nin etkisizleşti- rilmesine yönelik Irak tarafõ- nõn atmasõ istenen adõmlarõn büyük ölçüde netleştirilmesi- ne ve mekanizmalarõnõn işle- meye başlamasõna karşõn, si- lah bõrakmasõ istenen PKK militanlarõnõn durumu konusu kesinleştirilemedi. Edinilen bilgilere göre, Ce- lal Talabani’nin gündeme ta- şõdõğõ genel af seçeneğini An- kara tamamen reddederken, hükümetin etkin pişmanlõğõ düzenleyen ancak kapsamõ bi- raz daha geniş olacak TCK’nin 221. maddesine benzer bir yeni bir yasa üzerinde çalõş- masõ formülü öne çõktõ. Ancak AKP’nin yerel seçimlere ka- dar bu konuda adõm atmasõnõn zor olduğu belirtiliyor. Diplomasi kulislerine sõzan bilgilere göre bölgesel Kürt yönetimi Başkanõ Mesud Bar- zani ile Bağdat’ta yapõlan gö- rüşme ve üçlü mekanizma- nõn yine Bağdat’ta yapõlan toplantõsõ sonrasõnda, IKDP ve IKYB arasõnda PKK’ye karşõ yeni bir strateji geliştirilmesi konusunda mutabakata varõl- dõ. Bu mutabakat, “bölgesel Kürt yönetimi” adõna Türki- ye’ye bildirildi. Bu stratejinin ilk ayağõnõ, terör örgütü mili- tanlarõnõn “Irak Kürt bölge- si topraklarını terk etmesi, eyleme başvurmaması ve si- lah bırakması” oluşturacak. Bunun için de gerek Irak par- lamentosu gerekse Kürt par- lamentosu ayrõ ayrõ yasa çõ- karõp, PKK ve ilişkili kuru- luşlarõnõ “yasadışı” ilan ede- cek. Böylece, terör örgütü- nün Irak’õn tümündeki medya kuruluşlarõ, sivil toplum ör- gütleri, finansman kaynakla- rõnõn kapatõlmasõ için yasal zemin oluşturacak. Üzerinde konuşulan alternatif yakla- şõmlara göre, önce dağdaki militanlarõn silah bõrakmasõ için belli bir süre verilecek. Bu sürenin ardõndan da yakalama emri çõkarõlacak. Silah bõra- kanlardan Türkiye’ye dön- mek isteyenler, geçici bir sü- re BM gözetiminde tutulacak ve sorgularõ yapõlacak. İşte projenin bundan sonra- ki süreci netleştirilemedi. Si- lah bõrakmasõ olasõ militanla- rõn sadece örgüte üye olanla- rõ, eylem yapmõş olanlarõ, yö- netici kadrosunda bulunanla- rõ ayrõ ayrõ değerlendirileceği için, Ankara’da sõkõntõ baş- gösterdi. Başta Talabani olmak üze- re Kürt yetkililer, Türkiye açõ- sõndan sorunun çözümünün tek yolu olarak genel affõ gös- terirlerken, Ankara bu seçe- neğe karşõ çõktõ. Görüşmeler- de Türk yetkililerin sadece eyleme katõlmamõş örgüt üye- leri için TCK’nin etkin piş- manlõğõ düzenleyen 221. mad- desinin uygulanabileceği gö- rüşünü ortaya koyduklarõ öğ- renildi. Ancak bunun sonuç vermeme olasõlõğõ dikkate alõ- narak sözkonusu maddeye benzer, ancak kapsamõ biraz daha geniş olacak yeni bir yasa üzerinde çalõşmasõ for- mülü öne çõktõ. AKP’nin yerel seçimlere kadar bu konuda adõm atmasõnõn ise zor olduğu belirtiliyor. Bu çerçevede örgütün üst düzey kadrosuna ilişkin for- müllerin de henüz netleştiri- lemediği öğrenildi. Konuyla il- gili olarak değerlendirme ya- pan bir kaynak, “üçüncü ül- ke” formülünün uygulanabi- lir olmadõğõna işaret ederek, bu kişilerin Irak’ta “gözetim ve denetim” altõnda tutulmasõ üzerinde konuşulduğunu dile getirdi. ‘Yerel seçim 3-4 ay ertelenmeli’ Merkit ve Torunlar yarõn yola çõkõyor 2009 yõlõ Ocak ayõnda, Güney Ame- rika’da ilk kez düzen- lenecek efsane Dakar Rallisi’nde Türkiye’yi temsil edecek Kemal Merkit ile Kutlu To- runlar’dan oluşan Je- am Beam Türk Takõ- mõ için geriye sayõm başladõ. Afrika’da 29 kez düzenlenen ancak te- rör gruplarõnõn tehdi- di nedeniyle 30’un- cusu yapõlamayan Da- kar Rallisi, Güney Amerika’ya taşõndõ. Yarõş için 28 Aralõk Pazar günü Buenos Aires’e gidecek olan Kemal Merkit ve Kut- lu Torunlar, 3 Ocak Cumartesi günü baş- layacak yarõşta, Afri- ka şartlarõnõ aratma- yacak zorluktaki par- kurda 15 gün boyun- ca, rakiplerinin yanõ sõra doğa koşullarõyla mücadele edecek. Eki- bin tecrübeli ismi Ke- mal Merkit, dünyanõn en zor rallisinde mü- cadele edeceklerini ifade ederken “30. ya- rõşõ diğerlerinden ayõrt eden en büyük özellik, kõtasal değişiklik. Yoksa karakter ola- rak yarõşõn biçimi ay- nõ. Hatta şüphe uyan- dõrmasõn diye daha zor organize edilen bir Dakar Rallisi bizi bekliyor” dedi. SELAHATTİN ŞAHİN/ALİ AÇAR İSTANBUL/NEVŞEHİR - Şõrnak’õn Cizre ilçesinde PKK’li teröristler tarafõn- dan askeri araca düzenlenen saldõrõda şe- hit düşen Piyade Çavuş Erhan Karataş, memleketi Nevşehir’in Derinkuyu ilçesi- ne bağlõ Kuyulutatlar köyünde, piyade er Turhan Damgacı dün öğle vakti Malte- pe Yusuf Ziya Üçüncü Camii’nde kõlõnan cenaze namazõnõn ardõndan Edirnekapõ Şe- hitliği’nde toprağa verildi. Damgacõ’nõn ce- nazesinde Türk bayrağõ açarak tekbir ge- tiren bir grup, DTP’lilere tepki göstererek “Meclis’te PKK istemiyoruz” sloganla- rõ attõ. Fatih Sultan Camii’nde kõlõnan cuma na- mazõnõn ardõndan düzenlenen cenaze tö- renine Nevşehir Valisi Asım Hacımus- tafaoğlu, Jandarma Bölge Komutanõ Tuğ- general Ali Aydın, Nevşehir Üniversite- si Rektörü Prof. Dr. Filiz Kılıç, şehit ça- vuşun annesi Şehriban, babasõ Adnan Ka- rataş, yakõnlarõ ve yaklaşõk 5 bin kişi ka- tõldõ. Saygõ duruşu ve konuşmalarõn ar- dõndan Nevşehir İl Müftü Vekili Ali Gül- den’in kõldõrdõğõ cenaze namazõnda şehit babasõ Adnan Karataş, “Hainlere karşı dimdik ayakta duracağım” dedi. Şehi- din acõlõ anne babasõ oğullarõnõ, fotoğrafõnõ öperek son yolculuğuna uğurladõ. Şehit as- ker köy mezarlõğõnda toprağa verildi. Karataş’õn şehit haberinin alõnmasõnõn ar- dõndan Kuyulutatlar köyündeki evler ile Nevşehir’in Derinkuyu ilçesindeki tüm iş- yerleri Türk bayraklarõyla donatõldõ. Şõrnak’õn Cizre ilçesinde şehit düşen pi- yade er Turan Damgacõ için ise İstanbul’da ilk tören dün sabah saatlerinde Kartal Uğur Mumcu Mahallesi Şehit Yavuz Ba- har Sokak’taki evinin önünde gerçekleş- tirildi. Entel Sitesi’ndeki evin önünde dü- zenlenen törenin ardõndan Maltepe Yusuf Ziya Üçüncü Camii’ne getirilen Damga- cõ’nõn cenazesine ailesi, yakõnlarõ, İstanbul Valisi Muammer Güler, 1. Ordu Komu- tanõ Orgeneral Ergin Saygun, İstanbul Bü- yükşehir Belediye Başkanõ Kadir Topbaş, 3. Kolordu Komutanõ Korgeneral Yalçın Ataman, İstanbul Emniyet Müdürü Ce- lalettin Cerrah, askeri erkân ve polisle- rin yanõ sõra yurttaşlar katõldõ. Cenaze töreninde konuşan Nevşehir Müftüsü Süleyman Aktaş devletin teşki- latlanmõş millet anlamõna geldiğini, her teş- kilatõn da üzerine düşen görevi yerine ge- tirdiğini belirterek, “Bu milletin insanları kadar vatan sevgisiyle bezenmiş dünya üzerinde ikinci bir millet olmadığının en güzel ifadesi, musalla taşıdır. Bu göz- yaşları milletin, devletin çimentosu ola- caktır” dedi. Maltepe Müftüsü tarafõndan kõldõrõlan cenaze namazõnõn ardõndan Damgacõ’nõn Türk bayrağõna sarõlõ naaşõ bir süre omuzlar üzerinde taşõnarak top ara- basõna konuldu. Bu sõrada tekbir getiren bir grup terör örgütü aleyhine çeşitli slogan- lar atarken DTP’lilere yönelik olarak da, “Meclis’te PKK istemiyoruz”, “Hepimiz askeriz, PKK’ye yeteriz” sloganlarõ at- tõ. Top arabasõnõn ardõndan yürüyen şehi- din annesi Elmas Damgacı da, terör ör- gütüne tepki gösterek “O şerefsizlere söyleyin, ben ağlamıyorum. Vatan sa- ğolsun! Oğlum şehit oldu. Komutanla- rıma sesleniyorum oğlumun kanı yerde kalmasın başka bir şey istemiyorum” de- di. Damgacõ’nõn cenazesinin geçtiği yol bo- yunca ev ve işyerlerine Türk Bayrağõ asan yurttaşlar da, askerleri alkõşlayarak te- rör örgütüne tepki gösterdi. Damgacõ’nõn cenazesi Edirnekapõ Şehitliği’nde toprağa verildi. Şehitler İstanbul ve Nevşehir’de yığınsal törenlerle uğurlandı AKP’nin yerel seçimlerden sonra adõm atmasõ bekleniyor PKK’yi tasfiye planında ‘af’ açmazı Zana’nın mahkûmiyet gerekçesi açıklandı DİYARBAKIR (Cumhuriyet Bürosu) - “Terör örgütü üyesi olmak” suçundan 10 yõl hapse mahkûm olan kapatõlan DEP’in eski milletvekili Leyla Zana ile ilgili gerekçeli karar tamamlandõ. Diyarbakõr 5. Ağõr Ceza Mahkemesi’nce hazõrlanan, 60 sayfalõk gerekçeli kararda, çeşitli tarihlerde yaptõğõ 9 ayrõ konuşma nedeniyle yargõlanan Zana’nõn, “her eyleminde, terör örgütünün destekçisi olduğunu belli ettiği ve örgüte manevi destek sağlamak kastıyla hareket ettiği” belirtildi. Zana’nõn terör örgütü üyesi olmak suçundan Ankara 11. Ağõr Ceza Mahkemesi’nde mahkûm olduğunun anõmsatõldõğõ kararda, “sanığın, cezasının infazından sonra da örgütle organik bağını kesmeyerek örgütsel faaliyetlerine devam ettiği anlaşılmaktadır. Sanık, örgütün amaç ve faaliyetleri kapsamında ulusal ve uluslararası platformlarda yapmış olduğu örgüt propagandasını içerir konuşmalarıyla örgütün destekçisi olduğunu açık bir şekilde belli etmiş, terör örgütüne manevi destekte bulunmuş, örgütü ve mensuplarını sahiplenme kastıyla hareket etmiştir” denildi. Gerekçeli kararda, Zana’nõn yurtiçi ve yurtdõşõnda katõldõğõ her miting, toplantõ, basõn açõklamasõ ve uluslararasõ toplantõlarda örgütün istemlerine uyarak hareket ettiği görüşüne yer verildi. Kararda, Zana’nõn “etkin pişmanlık” hükümlerinden faydalanma gibi bir talebinin bulunmamasõ nedeniyle hakkõnda bu hükmün uygulanmadõğõ da belirtildi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle