Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
27 ARALIK 2008 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
17
KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak yahoo.com.tr
TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN www.mumtaz-arikan.com
(ÇÖPLÜK ÇOCUKLARI) TAYYAR ÖZKAN www.junkidz.com
HARBİ SEMİH POROY
27 Aralık
SAĞNAK
NİLGÜN CERRAHOĞLU
‘Özür’ Davası
“Nilgün Hanım! Ben görmezden gelmenin özrü ve
bu kadar insanın tehcir sonu yaşamlarını kaybedip (bel-
ki) yüzlerce çocuk (Rakel-Hrant Dink gibi) öksüzler
evinde büyüdüğü; bunun ağırlığını vicdanen taşıdığım
için imzamı attım. Sade bunun için mi? Hayır. Şim-
diki Türkiye’de yaşayanları öldürebilen (H. Dink), on-
lara ‘çek git!’ diyebilen ideolojiye karşı vicdanım el-
vermediği için imzamı attım. Ancak geçmişle yüzle-
şerek geleceğe kapılar açabiliriz. Türkiye’nin evet da-
ha demokratik, daha uygar, insan haklarına saygılı bir
ülke olabilmesi için imzaya açması gereken mesele-
leri var... Sevgiler. P.A.”
“Ermenilerden Özür Bildirisine” imzasıyla destek ve-
ren bir okur; bu konudaki yazılarım üzerine, bana böy-
le bir açıklama göndermek ihtiyacını hissetmiş.
Bildiriye böyle “halisane niyetlerle” imza atan çok sa-
yıda “sıradan destekçinin” bulunduğundan kuşkum
yok…. Bu mektubu bu nedenle başa aldım.
Kampanyayı böyle tamamıyla “bir iyi niyet gös-
tergesi” olarak algılayan “sade”, “sıradan yurttaşlar”;
bu büyük sorunla yüzleşmek yerine yıllardır başını ku-
ma gömen devlet politikaları; sapla samanı karıştı-
ran kavram kargaşaları, Hrant Dink travması, bu trav-
manın yol açtığı vicdan yarası, acı ve duygusallık, “sa-
ğırlar diyaloğuna” dönüşen keskin kutuplaşmalar sar-
malında; “değişim” ve “açılımı” iteklemek dürtüsüy-
le, bir “karşıt duruş” ifadesi olarak böyle bir bildiriye
imza atmış olabilirler.
Böylesi bir konjonktürde kafaların karışması nor-
maldir. Sade yurttaşa söyleyecek bir sözüm yok.
Ama “fikir önderliği” yapmasını beklediğimiz ay-
dınlardan; bu “özür davasının” nereden çıktığını, ne-
yin nesi olduğunu açıklamalarını beklemek hakkımız...
Ağrı eteklerinde ‘duygu fırtınası’
Bazıları “neyin imzasını” verdiklerini açıklamaya ça-
lışıyor şimdi. Ama henüz “net” ve “tutarlı” bir duruş-
la karşılaşmadım.
En son Hasan Cemal yazmış:
“Ben de imzaladım ‘Bildiri’yi” diyor: “Tepkileri ge-
çiyorum. Yanıtlamak içimden gelmiyor. Büyük ço-
ğunluğu acıklı… Tabuları, resmi ezberleri, devlet kli-
şelerini sorgulamak da, sorgulayarak düşünmek de
zordur… Gerçekler acıdır!”
“Tepkilere yanıt vermek” Hasan Cemal’in “içinden
gelmemiş!”.
Kibre bakın?
Yazarın tabiriyle “geçelim”...
Bu girizgâh altına Cemal, eylül başı Erivan’da soy-
kırım anıtına yaptığı ziyareti anlatan bir eski yazısını
eklemiş: İmzasının “ipuçlarını”(!), bu yazıda bulabi-
lirmişiz. “Elle uzanılsa tutup yakalanılabilecek, sisler
arasında; kendini bir gösteren, bir kaybolan Ağrı Da-
ğı’nın karlar altındaki soylu, zarif zirvesine karşı” Ha-
san “bir duygu fırtınası” yaşıyor; Dink’in anısıyla baş
başa onun söylemlerini hatırlıyor, anıta onun için “ka-
ranfiller” bırakıyor ve şu saptamayı yapıyor:
“Acıları parantezlere almak ille kategorize etmek şart
mı? Elbette önemsiz değil bu. Ama ille de gerektiği-
ni sanmıyorum.”
‘Kategorizasyon önemli değilmiş!’
Tartışma tam da bu, TC’ye dayatılan bu korkunç
“kategorizasyon” üzerine değil mi? “Soykırım yaptın
ya da yapmadın?”
Böyle bir kategorizasyona gitmek “illa şart değilmiş”!
Adına ne denirse densin; “zorunlu göç”, “tehcir”,
“katliam”, “soykırım”...
İmza verdiği bildiriye “açıklama vezninde” ekledi-
ği bu yazıyla Cemal; “Ermeni halkına geçmişte ver-
diğimiz acılar yüzünden”, -her durumda- “özür bor-
cumuz var” demeye getiriyor…
Sıradan destekçileri anlarım da; “kanaat önderi” ki-
şilerin; konuya “acıları kategorize eden sözcükler
önemli değil” lagarlığıyla yaklaşmasını anlayabil-
mem mümkün değil.
“Soykırım” insanlık suçlarının en ağırı. Yalnız geç-
miş kuşakları değil, gelecek kuşakları bağlıyor. Bir kez
üstünüze yapıştı mı, kurtulamıyorsunuz. Başlı başı-
na bu suçu düzenleyen bir hukuk, o hukukun kaçı-
nılmaz sonuçları var. Ağrı eteklerindeki “bir duygu fır-
tınasıyla”; “Canım efendim bu kategorizasyonların ne
önemi var?”, “Öyle ya da böyle ne fark eder?”, “Ha-
yat bayram olsun, insanlar el ele tutuşsun” roman-
tikliğiyle dalış yapılacak bir konu değil bu…
Vahşi, faşist bir cinayete kurban giden Hrant
Dink’le “empati kurmak” farklı; tüm TC vatandaşla-
rının kaderini içeren “kolektif bir soykırım suçunu ka-
bullenmek” ve bir “toplu sorumluluk” adına “özür di-
lemeye” girişmek çok farklı şeyler…
Fırsat bulduğumda devam edeceğim.
nilgun@cumhuriyet.com.tr
Yakın İlginin Nedeni
Diplomasi muhabiri arkadaşımız Baha-
dır Selim Dilek, günlük haber koşuşturması
dışında önemli bir çalışmaya yoğunlaştı.
Yakında Kürt dosyasını açacak.
AKP ile Barzani yakınlaşması, Barza-
ni’nin üstüne vazifeymiş gibi Türkiye’nin
Güneydoğusu’ndaki yurttaşlara “AKP’ye oy
verin” iletileri göndermesi üzerine, taslak
halindeki o çalışmasından bir bölümü
anımsadık.
Bahadır, Barzani ailesinin kökenine in-
mişti:
“Barzan Köyü’nün ne zaman kurulduğu
kesin olarak bilinmemektedir. Ancak, aşi-
retin güçlenmesinde Barzani ailesinin rolü
büyük olmuştur. Bu aileden bilinen ilk isim
Mesud’dur. Daha sonraları Mesud Barza-
ni olarak anılacak bu kişi aslında Barzan kö-
yüne, başka bir yerden damat olarak gel-
miştir. Yani köyün yerlisi değildir. Ancak ta-
rihi kaynaklarda Mesud’un kökenine ilişkin
başka bilgiler bulunmamaktadır.
Mesud’un oğlu Said bölgedeki ünlü
medreselerde okuyup eğitimini tamamla-
mış, Said’den sonra oğlu Mesud da yine
benzer bir eğitimden geçmiştir. Ondan
sonra Barzani ailesinin başına gelen Ta-
ceddin tasavvufa yönelmiş ve köyünde bir
tekke kurmuştur. O dönemde bölgede
Nakşîlik büyük önem kazanmıştır. Nakşi-
bendîliğin bugünkü Kuzey Irak topraklarında
ilk yayan kişi ise Mevlânâ Halid-i Bağda-
di (1777-1837) olmuştur.
1809 yılında Hindistan’a giderek Ab-
dullah-i Devlevi’den hilâfet alan Halid, kı-
sa sürede bölgenin en etkin şeyhi duru-
muna gelmiştir. Özellikle Hakkârili Abdul-
lah Nehri ve Palulu Ali Septi aracılığıyla Ku-
zey Irak ve Doğu Anadolu’da yayılan Hali-
diye, Barzanileri de kısa sürede etkisi altı-
na almıştır. Bu etkiden dolayıdır ki, o dönemi
izleyen yıllarda Barzani aşiretiyle diğer aşi-
retler arasında yaşanan çatışmaların temel
nedenini dinsel ve mezhepsel anlaşmazlıklar
oluşturmuştur. Şeyh Taceddin’den sonra
yerine oğlu Abdülselam geçmiştir.
Kürt kaynaklarına göre Abdülselam, Mev-
lâna Halid’den bölgenin Nakşî halifesi ol-
ma iznini de almıştır.”
Barzani’nin AKP’ye, Recep Tayyip Er-
doğan ve ekibine sıcak ilgisi, bir “cemaat”
kardeşliği duygusu olmasın sakın...
Sorumlu
Başta onun demesi
gerek:
“Bu iş, yasayla
düzenlenecek
bir iş değildir. Bu
konuda yasayla
yetki devredilemez.
Anayasa gereği,
seçmen kütükleri
benim işimdir,
yürütmenin değil.”
Demiyor,
seyrediyor.
Birdenbire seçmen
sayısı 6 milyon
artmış. Muhalefet
partileri, yurttaşlar,
muhtarlar “Kuşku
var, hinlik var”
diye bas bas
bağırıyor.
Duymuyor, susuyor.
Konuştuğunda da,
bellemiş gibi,
“Kütükler doğrudur”
diyor, o kadar...
Yüksek Seçim
Kurulu, başkanı ve
üyeleriyle birlikte
2009 yerel seçimleri
konusunda tarih
önünde sorumlu
olacaktır!
Üstün Başarılı
Müdür
Bilecik Bozüyük
Anadolu Öğretmen
Lisesi’nde vekil müdür
olarak görev yapan
Eğitim Bir-Sen üyesi
Sabri Erdoğdu,
erişilmesi güç bir
rekora imza atmıştı.
Kendisine 7 ay
içerisinde tam altı kez
“görevinde üstün
başarı” sağlayanlara
sunulan takdir ve
teşekkür belgelerinden
verilmişti.
Bu, sıradışı bir
haberdi...
Ankara büromuzdan
arkadaşımız Mahmut
Lıcalı, 19 Aralık günü
bu üstün başarılı
müdürle konuşmak
üzere kendisini
telefonla aradı. Saat
12.30 sırasında okul
telefonunu açan
görevli, müdürün
cuma namazına gittiği
için okulda
bulunmadığını, saat
14.00’ten sonra
geleceğini söyledi.
Lıcalı, saat 14.00’te
yine okulu aradı, ama
telefon açılmadı.
Bunun üzerine hem
okulun santralı, hem
de okul müdürlüğünün
telefon numarasını
belli aralıklarla aramayı
sürdürdü. Saat 15.00
sıralarında telefonu
açan bir başka görevli,
müdür Erdoğdu’nun
tekrar namaza gittiği
için makamında
olmadığını söyledi.
Yeni Kuşak Köy Enstitütüler Der-
neği, sevgiyle damıtık bir güzel iş yap-
tı, 80. doğum yılında Dr. Engin Ton-
guç için hem bir armağan kitap çı-
kardı hem de İzmir’de etkinlik dü-
zenledi.
Dr. Engin Tonguç, şimdilerde değil
mumla, ışıldakla bile aransa buluna-
mayan insanlardan. Neredeyse tümü
yurt ve yurt insanı için örülmüş bir
ömür düşünün.
Bir yanda bilisizlik içinde çırpınan bir
halk, öbür yanda bilisizliği her türlü çı-
kara dönüştürmede beceri sahibi ka-
ra yürekli cambazlar. Hem İsmail
Hakkı Tonguç baba, hem de onun
oğlu Dr. Engin Tonguç’un savaşımı iş-
te bu tümcede saklıdır.
Yazar Mehmet Başaran, Dr. Engin
Tonguç’un yaşamını şöyle özetlemiş
armağan kitapta:
“Üretici ve yaratıcı bir kişilik, sağlık
alanında, Baba Tonguç gibi çalışma,
SSK hastane hekimliği, Başhekimlik,
SSK Genel Müdür Yardımcılığı, Tür-
kiye’de iş hekimliğinin geliştirilmesi,
meslek hastalıkları hastanelerinin ku-
rulması... Eğitim, sağlık alanında seç-
kin araştırma yapıtları...
Köy Enstitüleri ve Çağdaş Eğititim
Vakfı’nın kuruluşuna öncülük, Baba
Tonguç’un gömü niteliğindeki bel-
geliğini toplumun yararına sunma...
Doğru değerlendirme çabaları... Ve
beklenen yapıt: Bir Eğitim Devrimci-
si İsmail Hakkı Tonguç.
Alanında başyapıt sayılabilecek bü-
yük bir inceleme, araştırma ürünü...
Yaklaşık üç yılda bitirilmiş büyük
emek ürünü, oylumlu bir yapıt.”
Dr. Engin Tonguç, bu ülkenin yüz
akıdır. Babası gibi...
Engin Tonguç Günü
Ulusal Gıda Teknoloji
Platformu Üzerine…
SADIK ÇELİK
Geçen günlerde gazetelerde,
“gıda patronlarına müjdeli haber”
yazıda “Ulusal Gıda Teknoloji
Platformu”nun kuruluş aşama-
sında olduğu belirtiliyordu. Bu
platformun kurucuları arasında
İTÜ Gıda Mühendisliği Bölüm
Başkanı Sayın Prof. Onur Dev-
res’in bulunması ise benim için
ayrıca bir sevinç kaynağı oldu.
Konuyu önemsiyorum, çünkü
Türkiye’de gıda alanında sana-
yici-üniversite işbirliğinin yete-
rince sağlanamaması, ülkemizin
ihtiyaç duyduğu yüksek katma
değerli ürünlerin üretilememe-
sine, yeterli yatırım sermayesi-
nin, bilgi ve teknolojinin birikti-
rilememesine, gıdayı işleyecek
yeterli entegre tesislerin kurula-
mamasına da neden olmuştur.
Ülkemiz tıpkı otomotiv sektö-
ründe montajcılıkla yetindiği gi-
bi gıdada da dışa bağımlı am-
balajlama ile yetinmek zorunda
kalmış ve geleneksel üretim bi-
çimlerinden modern, çağdaş
üretim teknolojilerine geçiş ger-
çekleştirilememiştir.
Gıda alanında; üretimden de-
polama ve dağıtıma, ürünün
tarladan satış reyonlarında tü-
keticiye ulaştırılmasına kadar
zincirin her halkasında Batı stan-
dartlarının uygulanabilmesi için
üniversite-sanayi işbirliği ge-
reklidir.
Türk sanayisi “Üniversite”ye,
Ar-Ge’ye önem vermediğinden
yaratıcı bilgiye sahip olamamış,
“hazırcı”, “taklitçi”, “montajcı”
kalmıştır ve bunların neticesin-
de de kendi dünya markalarını
yıldızlaştıramamıştır. Bu yeni
oluşum tamamlanabilirse, sa-
nayi-üniversite işbirliği gerçek-
leşirse gıda sanayisinin, çağı-
mızın ve bugünün insanının ih-
tiyaçlarına yönelik yeni ürünler,
yeni tasarımlar, yeni atılımlar
yapmasına olanak sağlayacak
önemli bir adım olacaktır diye
düşünüyorum.
Çünkü Türkiye tarımsal üre-
timde ender şanslı ülkeler ara-
sında. Ülkemiz gıda hammad-
de cenneti olmasına rağmen, ta-
rımsal üretime fazlaca artı değer
katmadan, hatta değerini dü-
şürerek, ziyan etmiştir, heba
etmiştir, yeterince de yararla-
namamıştır. Böyle olduğu için-
dir çiftçinin de üreticinin de yü-
zü gülmemiştir, Batı anlamında
gıda sanayisi kurulamamıştır.
Prof. Onur Devres, Türkiye’nin
çeşitli üniversitelerinin Gıda Mü-
hendisliği bölümlerinden bilim in-
sanlarının bir süredir, Ulusal Gı-
da Teknoloji Platformu’nun ku-
ruluş çalışmalarını yürütmekte
olduklarını anlattı.
Teknoloji Platformu’nun mis-
yonu ise;
- Gıda ve beslenme, gıda ve
sağlık, gıda kalite ve güvenliği,
gıda ve tüketici konularına odak-
lanmış araştırma ve geliştime
(Ar-Ge) faaliyetlerinin etkin bi-
çimde entegrasyonunu sağla-
mak,
- Gıda endüstrisinin çeşitli alt
sektörlerinin Ar-Ge faaliyetleri-
ni tüketici ihtiyaçları ve beklen-
tilerini karşılayacak şekilde or-
ganize etmek,
- Ulusal ve uluslararası piya-
salara yönelik kaliteli ve sağlık-
lı, yenilikçi ve çeşitlendirilmiş
gıda ürünleri geliştirmek ve sü-
rekliliğini sağlamak,
- Gıda endüstrisini küresel
rekabette güçlü bir konuma ge-
tirmek olarak belirlenmiş.
Ulusal GTP, ülke gıda en-
düstrisinin bu fırsatı değerlen-
direbilecek önemli bir potansi-
yeli olduğunu, ancak bu potan-
siyeli verimli bir şekilde değer-
lendirmek için ciddi bir strateji
gerektiğini öngörüyor. Bu bağ-
lamda ülkenin önde gelen üni-
versitelerinin Gıda Mühendisli-
ği bölümlerinden bilim adamla-
rı ile sektörün belli bir birikim ve
deneyime sahip temsilcilerinin
bir araya gelmesinin büyük bir
sinerji yaratacağı düşünülüyor.
Bu platform hayata geçirilirken
TÜBİTAK’ın “bilimsel ve tekno-
lojik işbirliği ağları ve platform-
ları kurma girişimi projeleri (İŞ-
BAP) destekleme programı”-
ndan faydalanılacak. TÜBİTAK
teknoloji platformu kuruluşu ile
ilgili projelere 3 yıllık bir destek
veriyor ve destek miktarı da yıl-
da en çok 250.000 YTL ile sı-
nırlıymış. TÜBİTAK desteğinin
alınabilmesi için üniversitelerin
ayni, gıda şirketlerinin ise nak-
di destek sağlaması gerekiyor.
Üniversitelerin proje süresince
belli sayıda bursiyer için maddi
destek temini de gerçekleşebi-
lecekmiş.
Bu platformun verimli olması,
kalıcı olması, kalıcılığın da öte-
sinde sürdürülebilir olması he-
pimizin katkıları ile mümkün
olabilecektir. Üniversite hoca-
larının bu çağrısından sonra
Türk sanayicisi ve müteşebbi-
sine, bu sese kulak tıkamadan,
Türk gıda sanayisinin bağımlı-
lıktan, ilkellikten kurtulması ve
modernleşmesi, çağdaşlaşma-
sı için gereğini yapmak düşer.
sadik.celik@keyveni.com
BULMACA SEDAT YAŞAYAN
SOLDAN SAĞA:
1/ Yazõ yazmakta
ya da desen çiz-
mekte kullanõlan
sõvõ madde. 2/
Emirler, beyler...
Rõhtõmõn su üs-
tünde olan bölü-
mü. 3/ İran’da ta-
rihi bir kent... Ru-
tenyum elementi-
nin simgesi... Es-
ki Mõsõr’da güneş
tanrõsõ. 4/ Koca... Hõzlõ
yüzmek için ayağa ge-
çirilen araç. 5/ Sapõ si-
yah ve çatallõ bir tür
bõçak. 6/ “Sahipler” an-
lamõnda eski sözcük...
Eski Yunan’da küçük
süvari birliğine verilen
ad. 7/ Notada durak işa-
reti... Arap abecesinde
bir harf. 8/ Büyük bir
yapõnõn zengin biçimde süslenmiş anõtsal kapõsõ... Me-
zopotamya’da kurulmuş en büyük sitelerden biri. 9/
Fas’õn plaka imi... Başta olan kepek.
YUKARIDAN AŞAĞIYA:
1/ Bileşmiş, bileşik. 2/ Osmanlõ ordusunda paşa rüt-
besindeki komutanlara verilen ad... Kõrgõzistan’õn pa-
ra birimi. 3/ Oy... Eski dilde yüz, çehre... Arjantin’in
plaka imi. 4/ Rütbesiz asker... Ressamlarõn boyalarõ
üzerine dizerek fõrça ile karõştõrdõklarõ levha. 5/ Os-
manlõ devletinde haberci olarak kullanõlan görevlile-
re verilen ad. 6/ Yüce, yüksek... Bir bağlaç. 7/ Bilinç...
“ --- Naci”: Ressamõmõz. 8/ İnternette, aynõ amaçlõ web
sitelerini tek bir adreste toplayan site... Tümör. 9/ Ana-
dolu halklarõnõn en eski ana tanrõçasõ... Gübre, tezek.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
T E O S O F İ Ö
E Ş K İ N D A Z
L A S U M A N
K O P M A İ D
A Z İ Z R Ö L E
R A O P A L İ N
İ L İ N E K N E
İ M A L A T M
A T A E S E M E
1 2 3 4 5 6 7 8 9
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Nesin Vakfı
06 - 13 yaş grubu çocuklarla ilgilenecek Ilgili bölüm mezunu
ya da tecrübeli bakıcı anne aranmaktadır.
İrtibat: Nuran Ulutaş
GSM: 0533 358 97 81 Tel: 0212 783 63 58 Faks: 0212 783 60 50
E-Mail: nuranulutas@yahoo.com
T.C. TARSUS 2. İCRA DAİRESİ’NDEN TAŞINIR AÇIK ARTIRMA İLANI
Dosya No: 2008-2912 Esas
Bir borçtan dolayõ hacizli ve aşağõda cins, miktar ve kõymetleri yazõlõ mallar satõşa çõkarõlmõştõr. Birinci artõrmanõn 15.01.2009 günü
saat: 11.30 ile 11.40 arasõnda Mersin-Adana yolu üzeri Yunusoğlu Köyü girişi Shell Petrol Berdan Fabrikasõ Karşõsõ-TARSUS adre-
sinde yapõlacağõ ve o gün kõymetlerinin %60’õna istekli bulunmadõğõ takdirde 20.01.2009 günü aynõ yer ve saatte 2. artõrmanõn yapõla-
rak satõlacağõ; şu kadarki, artõrma bedelinin malõn tahmin edilen değerinin %40’õnõ bulmasõnõn ve satõş isteyenin rüçhanõ olan alacak-
larõn toplamõndan fazla olmasõnõn ve bunun dõşõnda başka paraya çevirme ve paylarõn paylaştõrma giderlerini geçmesinin şart olduğu;
mahcuzun satõş bedeli üzerinde %18 oranõnda KDV’nin alõcõya ait olacağõ ve satõş şartnamesinin icra dosyasõnda görülebileceği; gide-
ri verildiği takdirde şartnamenin bir örneğinin isteyene gönderilebileceği, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarõda yazõlõ dosya numara-
sõyla müdürlüğümüze başvurmalarõ, tebliğ edilmeyen alakadarlara bu ilanõn tebliğ yerine geçeceği ilan olunur. 19 12.2008 Muhammen
Kõymeti LİRA 20.000.00 YTL Adet 1 Cinsi, Mahiyeti ve Önemli Nitelikleri 33.S.0802 Plaka sayõlõ 1990 model Mercedes marka kli-
malõ otobüs, 0303 tipi pembe -beyaz mavi renkli Motor no:48293050531840 Şasi No: 37319510215781 Basõn: 69106