Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA
4
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Kimin “Kılıç”ı?
Gözleri bağlı olan Adalet Perisi’nin bir elinde te-
razi, bir elinde kılıç vardır.
Böylelikle adaletin, her şeyi inceden inceye tar-
tıp biçerken, kimseyi tanımadığı ve kılıcını da, hiç-
bir ayrım yapmadan indirdiği anlatılmak istenmiştir.
Türkiye’de son yıllarda başlayan ve AKP iktidarı
ile büyük ivme kazanan, kurumların yozlaşması-
nın kapsama alanı içine almadığı kuruluş kalma-
dı gibi.
Buna ne yazık ki yargı da dahil edilmektedir.
Artık vatandaş bu yozlaşma ortamında kime baş-
vuracağına yanıt veremiyor.
Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda Ada-
let Bakanı ile Müsteşar’ın olması, bu kurulun ken-
di bütçesine sahip olmaması ve nihayet Bakan-
lık Teftiş Kurulu’nun bu kurula bağlanmaması, yar-
gı bağımsızlığı ve güvencesini zedelerken, AKP bü-
tün yargı kuruluşlarını teker teker ele geçirmeye
çalışıyor, Başbakan sık sık yargıyı hasım alan açık-
lamalar yapıyor.
Başta AKP olmak üzere, Türkiye’deki bütün sağ
iktidarların yargı içinde en katlanamadıkları kurum
da Anayasa Mahkemesi. Çünkü sağ iktidarlar, çağ-
daş demokrasilerin artık ortak kurumu haline
gelmiş anayasal denetimi içlerine sindiremiyor ve
doğru dürüst de anlayamıyorlar.
Adalet Perisi’nin darbelerinde taraf gözetmeyen
kılıcı olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi’nin de bir
“Kılıç”ı var: Haşim Kılıç.
Ama doğrusu bunun kimin “kılıç”ı olduğu sorusu
uzun zamandır belirli çevrelerde sorulan bir soru.
Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi me-
zunu olan, doğru dürüst bir hukuk öğrenimi bu-
lunmayan Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne,
“Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz” diyerek
siyaset ve hukuk literatürüne geçen, AKP’nin, Tay-
yip Erdoğan ve Adnan Menderes ile birlikte “üç
büyük demokratı”ndan biri olan Turgut Özal’ın gi-
rişimi sonucunda Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu
tarafından (dikkat buyurun, TBMM Genel Kurulu
bile değil) atanmış olan tek üyesidir.
Hukuka karşı cinlikleriyle tanınmış olan Turgut
Özal, 1991 yılında Sayıştay Yasası’nın geçici bi-
rinci maddesinde bir değişiklik yaparak o sırada
Sayıştay Gelen Kurulu’nda bekleyen ve 15 gün içe-
risinde gerçekleşmeyen Anayasa Mahkemesi’ne
gidecek adaylar varsa bunların Meclis Plan ve Büt-
çe Komisyonu tarafından doğrudan seçilmesini ön-
gören bir değişiklik yapmış ve böylelikle hukuk-
çu olmayan Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin
Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından se-
çilen tek üyesi olmuştur.
Anayasa Mahkemesi bu yasayı daha sonra
91/21 sayılı kararıyla bozmuşsa da, mahkeme ka-
rarları geriye işlemez gerekçesiyle Kılıç’ın üyeliği
devam etmiştir.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç haf-
ta içinde, yetkilerini aşarak, üstelik de kamuoyu-
na da gerçeği söylemeyip aldatarak (Üyelerin ço-
ğunluğunun görüşünü dile getirdiğini söylemiştir,
ama üyelerin çoğunluğunun onun bu açıklama-
larına karşı olduğu beyanlarıyla ortaya çıkmıştır)
Danıştay ile bir tartışmaya girdi.
Hemen belirtelim, dünyanın her ülkesinde bir ko-
nuda yüksek mahkemelerin görüş ayrılığı içinde
olmaları doğaldır. Ama Haşim Kılıç’ın hem üslu-
bu hem de yöntemi benzeri başka demokratik ül-
kelerde görülmez.
Haşim Kılıç’ın Danıştay ile tartışmasının özüne
girecek değilim. Gazetelerde seçkin uzmanların gö-
rüşleri yer aldı.
Benim üzerinde durmak istediğim, Sezer dö-
neminde Anayasa Mahkemesi’ne Başkan seçilmiş
olan (Bu seçimlerinden dolayı Yüksek Mahke-
me’nin saygıdeğer üyelerini kutlarım) Haşim Kılıç’ın
bu son çıkışıyla ne yapmayı amaçladığıdır. Onu da
hemen söyleyelim: Haşim Kılıç AKP’nin ve yan-
daşlarının ısrarla istedikleri, Yüksek Mahkeme’de
yapı değişikliğini oluşturmak ve Anayasa Mah-
kemesi üyelerinin seçimini, denetlemekle yü-
kümlü oldukları Yasama’ya bırakma (Yasama’nın
üyelerini de Tayyip Bey seçtiğine göre, aslında se-
çim Tayyip Bey’e bırakılmış olacak) tartışmaları-
nı güçlendirmek için hem yüksek yargıyı hem de
bu arada başında bulunduğu Anayasa Mahke-
mesi’ni yıpratma peşindedir.
Şimdi anlaşılıyor mu Haşim Kılıç aslında kimin
“kılıç”ı?
Ama unutmayalım, bu Kılıç’ı Anayasa Mahke-
mesi’nin başına, bu kurulun sayın üyeleri, kimse-
nin müdahalesi olmadan, kendi özgür iradeleriy-
le getirmişlerdir.
asirmen@cumhuriyet.com.tr
İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi (İP)
Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gülte-
kin, Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim
Kılıç’õn Danõştay’a yönelik sözlerini eleşti-
rerek “Haşim Kılıç, Cumhuriyet karşıtı
eylemlerine bir yenisini daha ekledi. Yü-
ce mahkemenin diğer üyelerini göreve
çağırıyoruz. Kılıç derhal istifa etmelidir”
diye konuştu. İP İl Başkanlõğõ’nda basõn
toplantõsõ düzenleyen Gültekin, Kõlõç’õn İB-
DA-C ile olan bağlantõlarõ olduğunu öne
sürerek “Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin
türban kararına karşı oy kullandı.
AKP’nin kapatılması davasında AKP’yi
savundu. Bilkent Üniversitesi’nde anaya-
sanın değiştirilemez ilkelerinin tartışıldı-
ğı sempozyuma katılarak, anayasanın te-
mel ilkelerini tartışmaya açanları tebrik
etti. Kılıç, şeriatçı İBDA-C’nin 1975’te
çıkardığı Gölge dergisinin de Ankara
temsilcisidir. Kılıç, bu gerçeği inkâr etti.
Ancak İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu,
Kılıç’ın Ankara temsilcisi olduğu dö-
nemle ilgili anılarını yazdı. Baran dergisi
yazarlarından Ahmet Arslan da Kılıç’ın
Gölge dergisinin temsilcilerinden oldu-
ğunu doğruladı. Kılıç, işgal ettiği koltuk-
ta bir gün dahi oturamaz” dedi.
İBDA-C
bağlantısı iddiası
‘Kõlõç istifa etmeli’
Yargõtay Onursal Başsavcõsõ Kanadoğlu, ‘Anayasa Mahkemesi
Başkanõ artõk görevde bir dakika dahi kalmamalõ’ dedi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Yargõtay Onursal Cumhuriyet
Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Da-
nõştay’õ “anayasayı ihlal etmekle”
suçlayan Anayasa Mahkemesi Baş-
kanõ Haşim Kılıç’õn görevinde bir
dakika dahi kalmamasõ ve istifa et-
mesi gerektiğini bildirdi.
Yargõtay Onursal Cumhuriyet
Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, önceki
akşam katõldõğõ bir televizyon prog-
ramõnda Haşim Kõlõç’õn sözleri ve
sonrasõndaki yaşananlarõ değerlen-
dirdi. Kanadoğlu, “Siyasi iktidarın
başının, Başbakan’ın bu konuda
‘Türkiye’de iki Anayasa Mahke-
mesi mi var?’ sözünden sonra,
derhal bir açıklama yapması (Kı-
lıç’ın) ve ondan sonra, bunu tek
başına yapmış olmasına rağmen
diğer çoğunluk oylarını da yanı-
na aldığını ifade ederek ortaya
koyması, herhalde yapılmaması
lazım gelen, gerek üslup gerek ha-
reket itibarıyla yapılmaması ge-
reken bir iştir” değerlendirmesi-
ni yaptõ.
Kanadoğlu, Danõştay Başkanlar
Kurulu’nun Kõlõç’õn açõklamalarõ-
na yönelik “sorumluluğunu aşan
talihsiz bir beyan” nitelemesine de
gönderme yaparak “Bu, bir talih-
sizliğin de ötesinde... Bir Anaya-
sa Mahkemesi Başkanı’nın bir
dakika daha o görevinde kalma-
ması, istifa etmesi lazımdı” dedi.
CHP lideri Baykal:
Artõk bir hukukçunun
Yüksek Mahkeme başkanõ
olmasõnõn ne kadar doğru
ve yerinde olacağõ ortaya
çõkmõştõr.
DSP lideri Sezer: Başbakan’õ
yargõ kararlarõna müdahaleci
tutumdan vazgeçmeye, yargõ
kuruluşlarõmõzõn yöneticilerini de
daha sorumlu davranmaya davet
ediyorum.
Her tavrõ kriz yarattõİLHAN TAŞCI
ANKARA - Haşim Kı-
lıç’õn Anayasa Mahke-
mesi Başkanlõğõ’na seçil-
diği 22 Ekim 2007 tari-
hinden bugüne değin Yük-
sek Mahkeme hep tartõş-
malarõn ve eleştirilerin
odağõnda yer aldõ. Kõlõç ile
mahkeme heyeti de pek
çok konuda görüş ayrõlõ-
ğõna düşerken, mahkeme
içerisindeki “derin ay-
rışma” kamuoyuna da
yansõmaya başladõ.
Kõlõç’õn Anayasa Mah-
kemesi Başkanlõğõ’na se-
çilmesinden itibaren ka-
muoyunda ve mahkeme
heyeti arasõnda tartõşma-
lara neden olaylar şöyle
gelişti:
Yargõtay Cumhuriyet
Başsavcõsõ Abdurrah-
man Yalçınkaya,14 Mart
2007 tarihinde AKP’nin
“laiklik karşıtı eylemle-
rin odağı olduğu” gerek-
çesiyle kapatõlmasõ istemli
dava açtõ. Davanõn açõl-
masõnõn üzerinden henüz
birkaç gün geçmişken Kõ-
lõç, AKP’li bakan ve mil-
letvekilleriyle başkentte
bir restoranõn açõlõşõna ka-
tõldõ. Kõlõç’õn, AKP’li Ta-
rõm ve Köy İşleri Bakanõ
Mehdi Eker ile eski İçiş-
leri Bakanõ, AKP Genel
Başkan Yardõmcõsõ Ab-
dülkadir Aksu ve bazõ
milletvekilleriyle aynõ ma-
sayõ paylaşmasõ dikkat
çekti. Restoranõn açõlõş
kurdelesini de Kõlõç, Eker
ve Aksu ile birlikte kes-
mişti. Kõlõç’õn bu açõlõş
nedeniyle AKP hakkõn-
daki kapatma davasõnda
ihsasõ reyde (oyunu açõk
etme) bulunduğu, bu ne-
denle davaya
katõlmamasõ ge-
rektiği belirtil-
mişti.
Kõlõç, kapat-
ma davasõnda
10’a karşõ 1
üyenin oyuyla
AKP’ye Hazi-
ne yardõmõndan
yoksunluk ce-
zasõ verildiğine
ilişkin Anayasa
Mahkemesi’nin kararõnõ
açõklarken, parti kapat-
manõn zorlaştõrõlmasõna
ilişkin değerlendirmeler
yaptõ. Parti kapatma da-
valarõnda demokrasi adõna
karar verirken çok ciddi sõ-
kõntõlar yaşadõklarõnõ be-
lirten Kõlõç, “Biz bu vesi-
leyle bir kez daha siyasi
aktörlerimize buradan
seslenmek istiyoruz:
Eğer bu konuda bir ra-
hatsızlık varsa topluma
ters gelen kurallar, ana-
yasa değişiklikleri varsa
bu konuda uzlaşarak bu
değişiklikler süratle ya-
pılabilmelidir” dedi. An-
cak Kõlõç’õn bu değerlen-
dirmesi Yüksek Mahkeme
heyeti arasõnda rahatsõzlõ-
ğa neden oldu. Çünkü ka-
rarõn alõndõğõ toplantõda,
heyetin siyasi partilerin
kapatõlmasõna ilişkin bir
değerlendirme yapõlmasõ
yönünde kararõ bulunmu-
yordu.
Haşim Kõ-
lõç’õn Bilkent
Üniversite-
si’nde 10 Ka-
sõm 2008 tari-
hinde düzenle-
nen “Anaya-
salardaki De-
ğiştirilemez İl-
keler” konulu
sempozyum-
daki değerlen-
dirmesi de tepkilere neden
olmuştu. Anayasanõn de-
ğiştirilemez ilkelerini Ana-
yasa Mahkemesi’nin ku-
ruluş yõldönümünde konu
olarak belirlemeyi düşün-
düğünü belirten Kõlõç,
“Ancak bu konuda ne
kadar cesaretli olabili-
rim, o konuda biraz en-
dişeliyim. Ama görüyo-
rum ki hem vakfın hem
de Bilkent Üniversitesi
Hukuk Fakültesi’nin ce-
saretle tespit ettikleri ko-
nunun ne kadar önemli
ve Türkiye açısından ne
kadar hayati bir değere
sahip olduğunu anlamak
mümkündür” değerlen-
dirmesini yaptõ. Kamuo-
yundan gelen tepkiler üze-
rine yazõlõ açõklama yapan
Kõlõç, “Hassas bir konu-
nun bizim mahkememi-
zin kuruluş yıldönü-
münde yaptığımız sem-
pozyumlarda konu ola-
rak tespit etmemizin
mahkemenin konumu
nedeniyle mümkün ola-
mayacağını, buna cesa-
ret edemeyeceğimizi, ce-
saretle seçilen bu konu
nedeniyle toplantıyı ter-
tip edenlere teşekkürle-
rimi ileterek toplantı-
dan ayrıldım” derken,
kendisine tepki gösteren-
leri “niyet okumacı” ola-
rak nitelendirmişti. Kõ-
lõç’õn bu değerlendirmeleri
mahkeme içinde heyetle
paylaşmadõğõ için rahat-
sõzlõk yaratmõştõ.
Son olarak kapatõlan be-
lediyelere ilişkin Başbakan
Erdoğan’õn tepki göster-
mesinden birkaç saat son-
ra Anayasa Mahkemesi
Başkanlõğõ’nõn Danõştay’õ
“anayasayı ihlal etmek-
le” suçlayan açõklamasõ
tepkilere neden olmuş ve
mahkemenin 8 üyesi de-
ğerlendirmenin mahkeme
görüşünü yansõtmadõğõnõ
açõklamõşlardõ.
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - CHP Genel Başkanõ Deniz
Baykal, yüksek yargõ organlarõ ara-
sõnda yaşanan tartõşmalarõn ardõndan
“Anayasa Mahkemesi Başkanı
Haşim Kõlõç’ın istifasını isteyecek
misiniz” sorusuna “Olayı kişisel-
leştirmek doğru değil. Ama yeni
programımıza da yazdığımız gibi
artık bir hukukçunun Yüksek
Mahkeme başkanı olmasının ne
kadar doğru ve yerinde olacağı or-
taya çıkmıştır” yanõtõnõ verdi. DSP
Genel Başkanõ Zeki Sezer, “Sayın
Başbakan’ı yargı kararlarına mü-
dahaleci tutumdan vazgeçmeye,
yargı kuruluşlarımızın yönetici-
lerini de daha sorumlu ve duyar-
lı davranmaya davet ediyorum”
açõklamasõnõ yaptõ.
CHP lideri Baykal, yüksek or-
ganlar arasõnda ve Anayasa Mah-
kemesi içinde yaşanan tartõşmalarõn
yarattõğõ kaosa dikkat çekti. Baykal,
“yüksek yargı organlarının ba-
şında hukukçuların bulunması”
zorunluluğunun da altõnõ çizdi. CHP
Grup Başkanvekili Hakkı Süha
Okay, Anayasa Mahkemesi Baş-
kanõ Haşim Kõlõç’õn açõklamala-
rõyla ilgili olarak, “Başbakan’ın
açıklamalarının akabinde Ana-
yasa Mahkemesi Başkanı’nın bu
açıklamayı onaylayan, destekle-
yen, tamamlayan bir açıklama
yapmasını yadırgadım. Bireysel
düşüncelerini, kurumsal bir karar
gibi açıkladı. Hâkimler, yüksek
yargı kararlarıyla konuşur. Hâ-
kimler kararlarının infaz me-
muru, icra memuru değildir” de-
di. Kõlõç’õn açõklamalarõnõn yük-
sek yargõ organlarõnõn başõnda mut-
laka hukukçularõn bulunmasõ gere-
ğini ortaya koyduğunu vurgulayan
Okay, “Kılıç’ı istifaya çağırıyor
musunuz” sorusuna “İstifa kendi
takdirleridir. Ama yargıda yara-
tılan bu kaosun sorumlusudur. Si-
yaset üslubunun yargıya taşın-
ması şık değildir” yanõtõnõ verirken;
Başbakan Erdoğan’õn değerlendir-
meleriyle ilgili olarak, “Sayın Baş-
bakan’ın üslubu biliniyor. Kuv-
vetler ayrılığını içine sindiremiyor.
Bu sayın Başbakan’a yakışabilir
ama bir hukuk devletine yakış-
mıyor” dedi. Kõlõç’õn “kayıkçı
kavgası” sözlerini de eleştiren
Okay, “yargı mensuplarının ulu-
orta basının önüne çıkıp böyle ifa-
deler kullanmasının yargı mer-
cilerine yakışmadığını” söyledi.
MHP’nin seçmen kütüklerinin ye-
niden yazõlmasõ önerisinin, “reel po-
litikaya aykırı olduğunu, zaman
olarak yetiştirilmesinin mümkün
olmadığını” bildiren Okay, “Ye-
niden seçmen kütüğü hazırlan-
ması seçimin yapılmasına engel
olur. Referandumda kullanılan
kütükler güncellenebilir” dedi.
DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer,
yaptõğõ yazõlõ açõklamada yüksek
yargõ organlarõ arasõnda yaşanan
tartõşmanõn “hayret ve ibret veri-
ci boyut kazandığını” söyledi. Se-
zer, şunlarõ söyledi:
“Tartışmaya Sayın Başba-
kan’ın doğrudan katılması ve ge-
lişmeleri yönlendirmesi, her ko-
nuda olduğu gibi, yargı kararla-
rına da yeni bir müdahale anla-
mı taşıması bakımından endişe
vericidir. Toplum kesimlerini tür-
banlı türbansız, inanan inanma-
yan, laik antilaik gibi tartışmalar
yaratarak ayrıştıran AKP zihni-
yetinin ve Sayın Başbakan’ın yar-
gı kurumlarını da bölünmüşlük
noktasına getiren tutum ve dav-
ranışları son derecede tehlikelidir.
Sayın Başbakan’ın bu yöndeki ta-
sarruflarını, AKP hakkındaki
kapatma davası nedeniyle gizli bir
hınç birikiminin dışavurumu ola-
rak da yorumlamak mümkündür.
Anayasa Mahkemesi’nin ve yar-
gı kurumlarının anlamsız tartış-
malarla yıpratılması her yönüy-
le yanlıştır ve zarar vermektedir.
Bu nedenle, Sayın Başbakan’ı
yargı kararlarına müdahaleci tu-
tumdan vazgeçmeye, yargı ku-
ruluşlarımızın yöneticilerini de
daha sorumlu ve duyarlı dav-
ranmaya davet ediyorum.”
Eski Ankara Barosu Başkanõ Sa-
dık Erdoğan da, Başbakan Tayyip
Erdoğan’õn yüksek yargõ organla-
rõ hakkõndaki değerlendirmelerini
anõmsatarak, “Yargı organları
hakkında ‘Danõştay ve YSK ikin-
ci Anayasa Mahkemesi mi?’ demek
o kurumlara yapılacak en büyük
hakarettir. Tartışılabilecek olan
sadece yargı organlarının karar-
larıdır. Yargı organlarının gö-
revlerini ve niteliklerini hukuk
devletlerinde hiçbir makam sahibi
tartışamaz. Hukuk devletinin kö-
künde yatan düşünce bunu önler”
dedi.
KILIÇ’IN DÖNEMİNDE YÜKSEK MAHKEME HEP TARTIŞMALARIN ODAĞI OLDU
Muhalefet, Erdoğan ve Kõlõç’õn yarattõğõ krizi değerlendirdi
‘Yüksek Mahkeme başkanı
artık hukukçu olmalı’
Haşim Kılıç