24 Kasım 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA 4 DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN Kimin “Kılıç”ı? Gözleri bağlı olan Adalet Perisi’nin bir elinde te- razi, bir elinde kılıç vardır. Böylelikle adaletin, her şeyi inceden inceye tar- tıp biçerken, kimseyi tanımadığı ve kılıcını da, hiç- bir ayrım yapmadan indirdiği anlatılmak istenmiştir. Türkiye’de son yıllarda başlayan ve AKP iktidarı ile büyük ivme kazanan, kurumların yozlaşması- nın kapsama alanı içine almadığı kuruluş kalma- dı gibi. Buna ne yazık ki yargı da dahil edilmektedir. Artık vatandaş bu yozlaşma ortamında kime baş- vuracağına yanıt veremiyor. Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nda Ada- let Bakanı ile Müsteşar’ın olması, bu kurulun ken- di bütçesine sahip olmaması ve nihayet Bakan- lık Teftiş Kurulu’nun bu kurula bağlanmaması, yar- gı bağımsızlığı ve güvencesini zedelerken, AKP bü- tün yargı kuruluşlarını teker teker ele geçirmeye çalışıyor, Başbakan sık sık yargıyı hasım alan açık- lamalar yapıyor. Başta AKP olmak üzere, Türkiye’deki bütün sağ iktidarların yargı içinde en katlanamadıkları kurum da Anayasa Mahkemesi. Çünkü sağ iktidarlar, çağ- daş demokrasilerin artık ortak kurumu haline gelmiş anayasal denetimi içlerine sindiremiyor ve doğru dürüst de anlayamıyorlar. Adalet Perisi’nin darbelerinde taraf gözetmeyen kılıcı olduğu gibi, Anayasa Mahkemesi’nin de bir “Kılıç”ı var: Haşim Kılıç. Ama doğrusu bunun kimin “kılıç”ı olduğu sorusu uzun zamandır belirli çevrelerde sorulan bir soru. Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi me- zunu olan, doğru dürüst bir hukuk öğrenimi bu- lunmayan Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’ne, “Anayasa bir kere delinmekle bir şey olmaz” diyerek siyaset ve hukuk literatürüne geçen, AKP’nin, Tay- yip Erdoğan ve Adnan Menderes ile birlikte “üç büyük demokratı”ndan biri olan Turgut Özal’ın gi- rişimi sonucunda Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından (dikkat buyurun, TBMM Genel Kurulu bile değil) atanmış olan tek üyesidir. Hukuka karşı cinlikleriyle tanınmış olan Turgut Özal, 1991 yılında Sayıştay Yasası’nın geçici bi- rinci maddesinde bir değişiklik yaparak o sırada Sayıştay Gelen Kurulu’nda bekleyen ve 15 gün içe- risinde gerçekleşmeyen Anayasa Mahkemesi’ne gidecek adaylar varsa bunların Meclis Plan ve Büt- çe Komisyonu tarafından doğrudan seçilmesini ön- gören bir değişiklik yapmış ve böylelikle hukuk- çu olmayan Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu tarafından se- çilen tek üyesi olmuştur. Anayasa Mahkemesi bu yasayı daha sonra 91/21 sayılı kararıyla bozmuşsa da, mahkeme ka- rarları geriye işlemez gerekçesiyle Kılıç’ın üyeliği devam etmiştir. Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç haf- ta içinde, yetkilerini aşarak, üstelik de kamuoyu- na da gerçeği söylemeyip aldatarak (Üyelerin ço- ğunluğunun görüşünü dile getirdiğini söylemiştir, ama üyelerin çoğunluğunun onun bu açıklama- larına karşı olduğu beyanlarıyla ortaya çıkmıştır) Danıştay ile bir tartışmaya girdi. Hemen belirtelim, dünyanın her ülkesinde bir ko- nuda yüksek mahkemelerin görüş ayrılığı içinde olmaları doğaldır. Ama Haşim Kılıç’ın hem üslu- bu hem de yöntemi benzeri başka demokratik ül- kelerde görülmez. Haşim Kılıç’ın Danıştay ile tartışmasının özüne girecek değilim. Gazetelerde seçkin uzmanların gö- rüşleri yer aldı. Benim üzerinde durmak istediğim, Sezer dö- neminde Anayasa Mahkemesi’ne Başkan seçilmiş olan (Bu seçimlerinden dolayı Yüksek Mahke- me’nin saygıdeğer üyelerini kutlarım) Haşim Kılıç’ın bu son çıkışıyla ne yapmayı amaçladığıdır. Onu da hemen söyleyelim: Haşim Kılıç AKP’nin ve yan- daşlarının ısrarla istedikleri, Yüksek Mahkeme’de yapı değişikliğini oluşturmak ve Anayasa Mah- kemesi üyelerinin seçimini, denetlemekle yü- kümlü oldukları Yasama’ya bırakma (Yasama’nın üyelerini de Tayyip Bey seçtiğine göre, aslında se- çim Tayyip Bey’e bırakılmış olacak) tartışmaları- nı güçlendirmek için hem yüksek yargıyı hem de bu arada başında bulunduğu Anayasa Mahke- mesi’ni yıpratma peşindedir. Şimdi anlaşılıyor mu Haşim Kılıç aslında kimin “kılıç”ı? Ama unutmayalım, bu Kılıç’ı Anayasa Mahke- mesi’nin başına, bu kurulun sayın üyeleri, kimse- nin müdahalesi olmadan, kendi özgür iradeleriy- le getirmişlerdir. asirmen@cumhuriyet.com.tr İstanbul Haber Servisi - İşçi Partisi (İP) Genel Başkanvekili Mehmet Bedri Gülte- kin, Anayasa Mahkemesi Başkanõ Haşim Kılıç’õn Danõştay’a yönelik sözlerini eleşti- rerek “Haşim Kılıç, Cumhuriyet karşıtı eylemlerine bir yenisini daha ekledi. Yü- ce mahkemenin diğer üyelerini göreve çağırıyoruz. Kılıç derhal istifa etmelidir” diye konuştu. İP İl Başkanlõğõ’nda basõn toplantõsõ düzenleyen Gültekin, Kõlõç’õn İB- DA-C ile olan bağlantõlarõ olduğunu öne sürerek “Kılıç, Anayasa Mahkemesi’nin türban kararına karşı oy kullandı. AKP’nin kapatılması davasında AKP’yi savundu. Bilkent Üniversitesi’nde anaya- sanın değiştirilemez ilkelerinin tartışıldı- ğı sempozyuma katılarak, anayasanın te- mel ilkelerini tartışmaya açanları tebrik etti. Kılıç, şeriatçı İBDA-C’nin 1975’te çıkardığı Gölge dergisinin de Ankara temsilcisidir. Kılıç, bu gerçeği inkâr etti. Ancak İBDA-C lideri Salih Mirzabeyoğlu, Kılıç’ın Ankara temsilcisi olduğu dö- nemle ilgili anılarını yazdı. Baran dergisi yazarlarından Ahmet Arslan da Kılıç’ın Gölge dergisinin temsilcilerinden oldu- ğunu doğruladı. Kılıç, işgal ettiği koltuk- ta bir gün dahi oturamaz” dedi. İBDA-C bağlantısı iddiası ‘Kõlõç istifa etmeli’ Yargõtay Onursal Başsavcõsõ Kanadoğlu, ‘Anayasa Mahkemesi Başkanõ artõk görevde bir dakika dahi kalmamalõ’ dedi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, Da- nõştay’õ “anayasayı ihlal etmekle” suçlayan Anayasa Mahkemesi Baş- kanõ Haşim Kılıç’õn görevinde bir dakika dahi kalmamasõ ve istifa et- mesi gerektiğini bildirdi. Yargõtay Onursal Cumhuriyet Başsavcõsõ Sabih Kanadoğlu, önceki akşam katõldõğõ bir televizyon prog- ramõnda Haşim Kõlõç’õn sözleri ve sonrasõndaki yaşananlarõ değerlen- dirdi. Kanadoğlu, “Siyasi iktidarın başının, Başbakan’ın bu konuda ‘Türkiye’de iki Anayasa Mahke- mesi mi var?’ sözünden sonra, derhal bir açıklama yapması (Kı- lıç’ın) ve ondan sonra, bunu tek başına yapmış olmasına rağmen diğer çoğunluk oylarını da yanı- na aldığını ifade ederek ortaya koyması, herhalde yapılmaması lazım gelen, gerek üslup gerek ha- reket itibarıyla yapılmaması ge- reken bir iştir” değerlendirmesi- ni yaptõ. Kanadoğlu, Danõştay Başkanlar Kurulu’nun Kõlõç’õn açõklamalarõ- na yönelik “sorumluluğunu aşan talihsiz bir beyan” nitelemesine de gönderme yaparak “Bu, bir talih- sizliğin de ötesinde... Bir Anaya- sa Mahkemesi Başkanı’nın bir dakika daha o görevinde kalma- ması, istifa etmesi lazımdı” dedi. CHP lideri Baykal: Artõk bir hukukçunun Yüksek Mahkeme başkanõ olmasõnõn ne kadar doğru ve yerinde olacağõ ortaya çõkmõştõr. DSP lideri Sezer: Başbakan’õ yargõ kararlarõna müdahaleci tutumdan vazgeçmeye, yargõ kuruluşlarõmõzõn yöneticilerini de daha sorumlu davranmaya davet ediyorum. Her tavrõ kriz yarattõİLHAN TAŞCI ANKARA - Haşim Kı- lıç’õn Anayasa Mahke- mesi Başkanlõğõ’na seçil- diği 22 Ekim 2007 tari- hinden bugüne değin Yük- sek Mahkeme hep tartõş- malarõn ve eleştirilerin odağõnda yer aldõ. Kõlõç ile mahkeme heyeti de pek çok konuda görüş ayrõlõ- ğõna düşerken, mahkeme içerisindeki “derin ay- rışma” kamuoyuna da yansõmaya başladõ. Kõlõç’õn Anayasa Mah- kemesi Başkanlõğõ’na se- çilmesinden itibaren ka- muoyunda ve mahkeme heyeti arasõnda tartõşma- lara neden olaylar şöyle gelişti: Yargõtay Cumhuriyet Başsavcõsõ Abdurrah- man Yalçınkaya,14 Mart 2007 tarihinde AKP’nin “laiklik karşıtı eylemle- rin odağı olduğu” gerek- çesiyle kapatõlmasõ istemli dava açtõ. Davanõn açõl- masõnõn üzerinden henüz birkaç gün geçmişken Kõ- lõç, AKP’li bakan ve mil- letvekilleriyle başkentte bir restoranõn açõlõşõna ka- tõldõ. Kõlõç’õn, AKP’li Ta- rõm ve Köy İşleri Bakanõ Mehdi Eker ile eski İçiş- leri Bakanõ, AKP Genel Başkan Yardõmcõsõ Ab- dülkadir Aksu ve bazõ milletvekilleriyle aynõ ma- sayõ paylaşmasõ dikkat çekti. Restoranõn açõlõş kurdelesini de Kõlõç, Eker ve Aksu ile birlikte kes- mişti. Kõlõç’õn bu açõlõş nedeniyle AKP hakkõn- daki kapatma davasõnda ihsasõ reyde (oyunu açõk etme) bulunduğu, bu ne- denle davaya katõlmamasõ ge- rektiği belirtil- mişti. Kõlõç, kapat- ma davasõnda 10’a karşõ 1 üyenin oyuyla AKP’ye Hazi- ne yardõmõndan yoksunluk ce- zasõ verildiğine ilişkin Anayasa Mahkemesi’nin kararõnõ açõklarken, parti kapat- manõn zorlaştõrõlmasõna ilişkin değerlendirmeler yaptõ. Parti kapatma da- valarõnda demokrasi adõna karar verirken çok ciddi sõ- kõntõlar yaşadõklarõnõ be- lirten Kõlõç, “Biz bu vesi- leyle bir kez daha siyasi aktörlerimize buradan seslenmek istiyoruz: Eğer bu konuda bir ra- hatsızlık varsa topluma ters gelen kurallar, ana- yasa değişiklikleri varsa bu konuda uzlaşarak bu değişiklikler süratle ya- pılabilmelidir” dedi. An- cak Kõlõç’õn bu değerlen- dirmesi Yüksek Mahkeme heyeti arasõnda rahatsõzlõ- ğa neden oldu. Çünkü ka- rarõn alõndõğõ toplantõda, heyetin siyasi partilerin kapatõlmasõna ilişkin bir değerlendirme yapõlmasõ yönünde kararõ bulunmu- yordu. Haşim Kõ- lõç’õn Bilkent Üniversite- si’nde 10 Ka- sõm 2008 tari- hinde düzenle- nen “Anaya- salardaki De- ğiştirilemez İl- keler” konulu sempozyum- daki değerlen- dirmesi de tepkilere neden olmuştu. Anayasanõn de- ğiştirilemez ilkelerini Ana- yasa Mahkemesi’nin ku- ruluş yõldönümünde konu olarak belirlemeyi düşün- düğünü belirten Kõlõç, “Ancak bu konuda ne kadar cesaretli olabili- rim, o konuda biraz en- dişeliyim. Ama görüyo- rum ki hem vakfın hem de Bilkent Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin ce- saretle tespit ettikleri ko- nunun ne kadar önemli ve Türkiye açısından ne kadar hayati bir değere sahip olduğunu anlamak mümkündür” değerlen- dirmesini yaptõ. Kamuo- yundan gelen tepkiler üze- rine yazõlõ açõklama yapan Kõlõç, “Hassas bir konu- nun bizim mahkememi- zin kuruluş yıldönü- münde yaptığımız sem- pozyumlarda konu ola- rak tespit etmemizin mahkemenin konumu nedeniyle mümkün ola- mayacağını, buna cesa- ret edemeyeceğimizi, ce- saretle seçilen bu konu nedeniyle toplantıyı ter- tip edenlere teşekkürle- rimi ileterek toplantı- dan ayrıldım” derken, kendisine tepki gösteren- leri “niyet okumacı” ola- rak nitelendirmişti. Kõ- lõç’õn bu değerlendirmeleri mahkeme içinde heyetle paylaşmadõğõ için rahat- sõzlõk yaratmõştõ. Son olarak kapatõlan be- lediyelere ilişkin Başbakan Erdoğan’õn tepki göster- mesinden birkaç saat son- ra Anayasa Mahkemesi Başkanlõğõ’nõn Danõştay’õ “anayasayı ihlal etmek- le” suçlayan açõklamasõ tepkilere neden olmuş ve mahkemenin 8 üyesi de- ğerlendirmenin mahkeme görüşünü yansõtmadõğõnõ açõklamõşlardõ. ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, yüksek yargõ organlarõ ara- sõnda yaşanan tartõşmalarõn ardõndan “Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kõlõç’ın istifasını isteyecek misiniz” sorusuna “Olayı kişisel- leştirmek doğru değil. Ama yeni programımıza da yazdığımız gibi artık bir hukukçunun Yüksek Mahkeme başkanı olmasının ne kadar doğru ve yerinde olacağı or- taya çıkmıştır” yanõtõnõ verdi. DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, “Sayın Başbakan’ı yargı kararlarına mü- dahaleci tutumdan vazgeçmeye, yargı kuruluşlarımızın yönetici- lerini de daha sorumlu ve duyar- lı davranmaya davet ediyorum” açõklamasõnõ yaptõ. CHP lideri Baykal, yüksek or- ganlar arasõnda ve Anayasa Mah- kemesi içinde yaşanan tartõşmalarõn yarattõğõ kaosa dikkat çekti. Baykal, “yüksek yargı organlarının ba- şında hukukçuların bulunması” zorunluluğunun da altõnõ çizdi. CHP Grup Başkanvekili Hakkı Süha Okay, Anayasa Mahkemesi Baş- kanõ Haşim Kõlõç’õn açõklamala- rõyla ilgili olarak, “Başbakan’ın açıklamalarının akabinde Ana- yasa Mahkemesi Başkanı’nın bu açıklamayı onaylayan, destekle- yen, tamamlayan bir açıklama yapmasını yadırgadım. Bireysel düşüncelerini, kurumsal bir karar gibi açıkladı. Hâkimler, yüksek yargı kararlarıyla konuşur. Hâ- kimler kararlarının infaz me- muru, icra memuru değildir” de- di. Kõlõç’õn açõklamalarõnõn yük- sek yargõ organlarõnõn başõnda mut- laka hukukçularõn bulunmasõ gere- ğini ortaya koyduğunu vurgulayan Okay, “Kılıç’ı istifaya çağırıyor musunuz” sorusuna “İstifa kendi takdirleridir. Ama yargıda yara- tılan bu kaosun sorumlusudur. Si- yaset üslubunun yargıya taşın- ması şık değildir” yanõtõnõ verirken; Başbakan Erdoğan’õn değerlendir- meleriyle ilgili olarak, “Sayın Baş- bakan’ın üslubu biliniyor. Kuv- vetler ayrılığını içine sindiremiyor. Bu sayın Başbakan’a yakışabilir ama bir hukuk devletine yakış- mıyor” dedi. Kõlõç’õn “kayıkçı kavgası” sözlerini de eleştiren Okay, “yargı mensuplarının ulu- orta basının önüne çıkıp böyle ifa- deler kullanmasının yargı mer- cilerine yakışmadığını” söyledi. MHP’nin seçmen kütüklerinin ye- niden yazõlmasõ önerisinin, “reel po- litikaya aykırı olduğunu, zaman olarak yetiştirilmesinin mümkün olmadığını” bildiren Okay, “Ye- niden seçmen kütüğü hazırlan- ması seçimin yapılmasına engel olur. Referandumda kullanılan kütükler güncellenebilir” dedi. DSP Genel Başkanõ Zeki Sezer, yaptõğõ yazõlõ açõklamada yüksek yargõ organlarõ arasõnda yaşanan tartõşmanõn “hayret ve ibret veri- ci boyut kazandığını” söyledi. Se- zer, şunlarõ söyledi: “Tartışmaya Sayın Başba- kan’ın doğrudan katılması ve ge- lişmeleri yönlendirmesi, her ko- nuda olduğu gibi, yargı kararla- rına da yeni bir müdahale anla- mı taşıması bakımından endişe vericidir. Toplum kesimlerini tür- banlı türbansız, inanan inanma- yan, laik antilaik gibi tartışmalar yaratarak ayrıştıran AKP zihni- yetinin ve Sayın Başbakan’ın yar- gı kurumlarını da bölünmüşlük noktasına getiren tutum ve dav- ranışları son derecede tehlikelidir. Sayın Başbakan’ın bu yöndeki ta- sarruflarını, AKP hakkındaki kapatma davası nedeniyle gizli bir hınç birikiminin dışavurumu ola- rak da yorumlamak mümkündür. Anayasa Mahkemesi’nin ve yar- gı kurumlarının anlamsız tartış- malarla yıpratılması her yönüy- le yanlıştır ve zarar vermektedir. Bu nedenle, Sayın Başbakan’ı yargı kararlarına müdahaleci tu- tumdan vazgeçmeye, yargı ku- ruluşlarımızın yöneticilerini de daha sorumlu ve duyarlı dav- ranmaya davet ediyorum.” Eski Ankara Barosu Başkanõ Sa- dık Erdoğan da, Başbakan Tayyip Erdoğan’õn yüksek yargõ organla- rõ hakkõndaki değerlendirmelerini anõmsatarak, “Yargı organları hakkında ‘Danõştay ve YSK ikin- ci Anayasa Mahkemesi mi?’ demek o kurumlara yapılacak en büyük hakarettir. Tartışılabilecek olan sadece yargı organlarının karar- larıdır. Yargı organlarının gö- revlerini ve niteliklerini hukuk devletlerinde hiçbir makam sahibi tartışamaz. Hukuk devletinin kö- künde yatan düşünce bunu önler” dedi. KILIÇ’IN DÖNEMİNDE YÜKSEK MAHKEME HEP TARTIŞMALARIN ODAĞI OLDU Muhalefet, Erdoğan ve Kõlõç’õn yarattõğõ krizi değerlendirdi ‘Yüksek Mahkeme başkanı artık hukukçu olmalı’ Haşim Kılıç
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle