02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 6 KASIM 2008 PERŞEMBE 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN DTP’li Siyasal Çözümün İflası [email protected] Bu yazının başlığı bir temenni değil, maalesef bir gözlemin sonucudur. Kürt sorununun, yalnız- ca polisiye önlemlerle çözülmeyeceğini, (bu sap- tama, onların tümden gereksiz olduğu gibi bir bu- dala hükme varmamıza yol açmıyor tabii ki) bilen herkes eninde sonunda sorunun silahla çözül- meyeceğini görüyordu. Kürt sorunu da sosyal, etnik, siyasal yönleri olan bir sorun. Sorunu, Kürtler arasında egemen olan feodal aşiret ilişkilerinden soyutlayarak gerçek bir çözüme ulaştıramazsınız. Kürtler adına konuştuğunu ileri sürenlerin ta- mamına yakın çoğunluğu bu yanlışı yaptıkları için, toplumsal içeriğinden soyunmuş, dımdızlak bir şo- venizm kaldı ortada. Bu konuda DTP’nin de öncekilerden bir farkı yoktur. Çünkü o parti de aynı ilişkilerin (illaki şıh, ağa, mir olmak da şart değil, mütegallibe de bu ilişkiler içinde ele alınabilir) ürünü kişilerin hege- monyasındadır. O yüzdendir ki, DTP kimi işken- ce olaylarına karşı aslanlar gibi kükrerken töre ci- nayetleri karşısında kedi gibi pısmaktadır. DTP böl- genin azgelişmişliği karşısında, devletten yani tüm vatan sathına yayılmış her bir yurttaştan özveri is- terken Kürt zenginlerinin doğdukları toprak yeri- ne Batı’da yatırım yapmaları karşısında sessiz kal- maktadır. Bu durumdaki bir partinin hangi düzeni değiş- tirme peşinde olduğunu takdirlerinize bırakırım. Bu durumdaki bir partinin 21. yüzyılda artık de- mokrat sıfatını hak edip etmediğini de yine sizle- rin takdirlerine sunarım. Ama kâmil bir demokrasi üretmeyen topraklarda boy vermeye çalışan bir partinin içinde bulundu- ğu durumdan dolayı salt onun içinde politika ya- panları kınamak da haksızlıktır. Onun için, biz DTP’den kâmil bir demokrasi bek- lemiyoruz. Ama hiç değilse sorunların şiddet ye- rine diyaloglu çözülmesini önerecek kadar, yani asgari ölçüde demokrat olmalarını talep etme hak- kımız da olmalı değil mi? Nitekim biz de onu yap- tık ve o yöndeki çözümleri destekledik. Erdal İnö- nü, sosyal demokratlarla birlikte Kürt politikacı- ları, parlamentoya taşırken onu canı gönülden des- tekledik. Onun gibi bizim de kabahatimiz, de- mokrasi platformuna taşınanların olgunlaşmamış olduklarını görememekti. Bu “ham meyveyi ko- pardılar dalından ” operasyonunun sorumlularının kim olduğunu, kendilerine sormayan Kürt politi- kacılar Kürt siyasetini bir kısır döngünün içine at- tılar. Şu anda 2009 Mart yerel seçimlerine yönelik ola- rak bölgede büyük bir çekişme var. Aslında, tartışılan konu, Apo düşüncesini ege- men kılan bir çözüm mü, yoksa Şeyh Sait for- mülünü egemen kılan bir çözüm mü, konusudur. Bunlardan birincisini DTP, ikincisini AKP temsil edip savunmaktadırlar. Bu durumda, bizim gibilerin, her iki görüşten her- hangi birine daha yakın durmalarının söz konusu olmadığını görmek kolaydır. DTP gibi AKP’nin de bölgeye tüm ilke ve ku- rumlarıyla toplumsal barış ve demokrasiyi geti- receğine de inanmıyorum. Her iki partinin zihni- yetinin de, üst yöneticilerinin de, aynı sınıf ve kat- manlardan gelmeleri de, aralarında neden bir fark olamayacağını açıklamaya yeter. Ama, bu noktada şöyle bir durup bakmak da ge- rekli. İçinde bulunduğumuz durumda demokra- si, kaba güç yerine görüşme, diyalog, hatta san- dık hesaplaşması kime daha çok yarar sağlar? İlk bakışta DTP gibi görünüyor, ne var ki kışkırttığı eylemlere bakılırsa DTP olayı hiç de öyle algıla- mıyor. O daha ziyade gerginlikten, çatışmadan me- det umar bir hava içinde ağırlığı güneydoğu olmak üzere bütün yurt düzeyinde genel bir ayrışma gö- rüntüsü yaratacak, gösterileri kışkırtıyor. Amacı bardağı taşırmaksa başarılı olmadığı da söylenemez. Ama DTP bardağı taşırarak ne elde edeceğini umuyor? Kürt kökenlileri yurdun büyük bir bölü- münden dışlayarak, onları yalnızca Kürt coğraf- yası içine hapsetmek bir zafer midir? Şimdi “Çok şükür ki, o noktada değiliz” diyebilirsiniz. Ama gör- memiz gerekir ki, o noktaya gelmemiş bile olsak, artık mırıldanarak bile olsa, o noktanın tartışma- sı başlamıştır. Bunu görmezden gelmek, sorunu çözmez daha da ağırlaştırır. Bu nokta aynı zamanda DTP’li siyasal çözüm hayalinin iflasıdır da. DTP’nin iflasının, vatandaşa, adeta ayrılıkçı göstericilere karşı silaha sarılma çağrısında bu- lunan Erdoğan’ın iflasıyla aynı ana rastlaması ül- kenin talihsizliğidir. DSP’li Büyükerşen ‘CHP öneri yaptõ, anlaştõk’ dedi, CHP ‘Hiçbir partiye öneri yapmadõk’ açõklamasõ geldi Solda birlik karmaşası ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanõ Yılmaz Büyükerşen, CHP ile DSP’nin yerel seçimlerde bazõ illerde ortak hare- ket etme kararõ aldõklarõ mesajõ verdi. CHP ise hemen, “Türkiye’nin her ye- rinde aday göstereceğiz” açõklamasõ ya- parak, anlaşma olmadõğõnõ ilan etti. Büyükerşen dün gazetecilerin “İstan- bul Büyükşehir Belediye Başkan ada- yı olacağı ve CHP tarafından destek- leneceği” yönündeki haberleri anõmsat- masõ üzerine şöyle konuştu: “Bu haberde iki teklif söz konusuy- du. Bir tanesi İstanbul, Ankara ve İz- mir’de DSP’nin aday göstermemesi. Buna karşılık Eskişehir, Ordu ve Bar- tın’da CHP’nin aday göstermemesi şeklindeydi. Ben Sayın Genel Başkan ve genel merkez ile görüştüm. DSP Ge- nel Başkanımızın Karadeniz’deki açık- laması paralelinde CHP tarafından ya- pılan bu teklif konusundaki görüşleri itibarıyla olumlu izlenim aldım.” ‘Karayalçın’ı destekleyeceğiz’ Büyükerşen, “Siz, İstanbul Büyük- şehir Belediye Başkan adaylığı için CHP ve DSP’nin ortak adayı olarak mı lanse ediliyorsunuz?” sorusu üzerine, bir gazetede yer alan konuya ilişkin haberi anõmsatarak, “İki öneri vardı. Bir tanesi İstanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanlığı ama birincisi İstanbul, Anka- ra, İzmir’de CHP’yi DSP destekleye- cek, CHP de Eskişehir, Ordu ve Bar- tın’da. Eğer birinci teklifi CHP’nin olumlu olursa, ikincisi zaten kendili- ğinden hükümsüz kalıyor” diye ko- nuştu. “Siz Eskişehir adayı mısınız?” sorusu üzerine ise Büyükerşen, “Evet, Eskişehir adayıyım. CHP, aday gös- termeyecek” dedi. Büyükerşen, “Murat Karayalçın da DSP tarafından des- teklenmiş olacak mı?” sorusuna da “Tabii desteklenmiş olacak. Sayın Ka- rayalçın ve benim gibi siyasetle uğra- şanlar, hep solda işbirliğini yıllardan beri savuna geldik” yanõtõnõ verdi. CHP’den anında yalanlama Büyükerşen’in açõklamasõnõn ardõn- dan CHP’den yalanlama geldi. CHP İle- tişim Koordinatörlüğü’nden yapõlan açõk- lamada, “CHP hiçbir siyasi partiye seçim işbirliğine yönelik öneri yap- mamıştır. Ayrıca, CHP yönetiminin bilgi ve kararı doğrultusunda her- hangi bir siyasi partiye yapılmış ittifak, aday veya il paylaşımı önerisi de söz konusu değildir” denildi. CHP Genel Saymanõ Mustafa Özyü- rek de, partisinin bu konudaki tavrõnõn ve açõklamalarõnõn net olduğunu belirte- rek, “Hep ifade ettiğimiz gibi biz Tür- kiye’nin her tarafında seçime girece- ğiz. Çünkü bizim için önemli olan Türkiye genelinde AKP’nin oylarını aşağı çekmek, CHP’nin oylarını da yükseltmektir. DSP ayrı bir partidir, dilediği yerde adayını gösterebilir. CHP de ayrı bir partidir, elbette Tür- kiye’nin her tarafında adayını göste- recektir” ifadesini kullandõ. ÜYÜKERŞEN: İki teklif söz konusuydu. Biri İstanbul, An- kara ve İzmir’de DSP’nin aday göstermemesi. Buna karşõlõk Eski- şehir, Ordu ve Bartõn’da CHP’nin aday göstermemesi şeklindeydi. ÖZYÜREK: Bu konudaki açõklamalarõmõz net. DSP ay- rõ bir partidir, dilediği yerde adayõnõ gösterebilir. CHP de ayrõ bir partidir, elbette Türkiye’nin her tarafõnda adayõnõ gösterecektir. Eski başbakanlardan Bülent Ecevit, ölümünün 2. yılında Devlet Mezarlığı’ndaki gömütü başında düzenlenen törenle anıldı. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer’in, parti yöneticileriyle birlikte Ecevit’in gömütüne çelenk bırakmasının ardından Kuranıkerim okundu ve dualar edildi. Sezer, burada yaptığı konuşmada, “Onun yapmak istediklerini hayata geçirmek konusunda inançlı ve kararlıyız” dedi. KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da Ecevit’in cesur bir karar vererek Kıbrıs Barış Harekâtı’nı başlattığını anımsatarak, “Kıbrıs halkı Türk halkı gibi onu kalbine yazmıştır” diye konuştu. Konuşmaların ardından, Ecevit’in gömütü başından gökyüzüne beyaz güvercinler salıverildi. (Fotoğraf:AA) RTÜK uzmanlarına yasa koşulu ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Anayasa Mahkemesi, Danõştay Beşin- ci Dairesi’nin Radyo ve Televizyonla- rõn Kuruluş ve Yayõnlarõ Hakkõnda Kanun’un Radyo ve Televizyon Üst Kurulu uzmanlarõnõn atanmalarõna iliş- kin düzenlemesinin iptali istemini ka- rara bağladõ. Mahkeme, RTÜK uzmanlarõnõn, uz- manlõk alanlarõ, nitelikleri, öğrenim dallarõ ve düzeyleri, seçilme usulleri, ta- bi olacaklarõ sõnavlar, yeterliliklerinin be- lirlenmesi ve atamanõn nasõl yapõlaca- ğõnõ içeren atama usullerinin yasayla dü- zenlenmesi gerekirken buna ilişkin dü- zenlemenin Üst Kurul’un çõkartacağõ yö- netmeliğe bõrakõlmasõnõn anayasaya aykõrõ olduğuna hükmetti. CHP HATAY MİLLETVEKİLİ GÖKHAN DURGUN ‘Alevi öğretim üyeleri fişleniyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Hatay Milletveki- li Gökhan Durgun, Mustafa Kemal Üniversitesi’ndeki “Fet- hullahçı, gerici kadrolaşma” ile ilgili araştõrma önergesi verdi. Durgun, Mustafa Kemal Üni- versitesi’ndeki uygulamalarõn kamu vicdanõnõ sõzlattõğõnõ vur- guladõ. Tõp Fakültesi öğretim üyelerinin fişlendiğini kayde- den Durgun, bunun belgesini de dağõttõ. Bu belgede öğretim üyeleri için “görüşü” başlõğõ altõnda “sağ, sol” gibi tanõmlamalar yer alõrken, “ayrılma sebebi” başlõğõ altõnda “umut- suzluktan ayrıldı”, “yeni, Güneydoğu kökenli”, “yeni, Antakyalı, Nusayri” gibi ifadeler yer aldõ. Durgun’un üni- versitedeki durumla ilgili açõklamalarõ özetle şöyle: “Başkanlığını Rektör Prof. Dr. Şe- rafettin Canda’nın yaptığı Bilim ve Eğitim Vakfı, Garanti Bankası ile personelin maaş ve ücretleri, öğrenci harçlarının yatırılması karşılığında 3 trilyon promosyon karşılığı protokol yaptı. Bu paranın 1 trilyonu ile Sağlık Yüksekokulu ona- rımı yapıldı. İşin keşfini ya- pan firma ile ihaleyi yapan firma aynı. 6 ay içinde 300 ki- şinin görev yeri değiştirildi. Bu insanların Alevi kökenli olması dikkati çekiyor. Kız öğrencisine tacizden mahke- meye verilen ve bu nedenle görevden uzaklaştırılan Yrd. Doç. Ahmet Gündüz ve ihale- lerle ilgili yolsuzluk soruş- turması nedeniyle üniversiteyle ilişi- ği kesilen Yrd. Doç. Lütfü Savaş, rek- tör Canda tarafından yeniden göreve başlatıldı. Rektör danışmanı olan Yrd. Doç. Lütfü Savaş usulsüz işleme imza atmak suçundan disiplin cezası aldı, tıp fakültesindeki fişleme olayı ne- deniyle yargılandı. Hacettepe Üni- versitesi’nde15 yıl deneyimli Maliye teşkilatından gelen Strateji Geliştirme Daire Başkanı zorla istifaya zorlanı- yor, görev yeri değiştirilerek, yerine Alperen Ocakları’nın uygun gördüğü bir kişi getirilmeye çalışılıyor.” İLETİŞİM FAKÜLTESİ MEZUNLARINA ENGELLEME TRT’de personel sõnavõ tartõşmasõ FIRAT KOZOK ANKARA - TRT’nin per- sonel alõmõ için bir süre önce açtõğõ sõnav tartõşma yarattõ. Cumhuriyet’in edindiği bilgilere gö- re, Kamu Personeli Seçme Sõnavõ (KPSS), ilk kez kamu hizmetine atana- caklar için yapõlan bir sõnav olmasõna rağ- men, kurum personeline de bu kadrola- ra atanabilmek için KPSS’ye girme ko- şulu getirildi. Yõllardõr kurumda çalõşan personelin kurum içi sõnavla bu kadro- lara atanma olanağõ varken, adaylara KPSS’ye girme koşulu getirilmesi per- sonelin tepkisini çekti. Sõnav duyuru- sunda, 28-29 Haziran 2008 tarihinde ya- põlan KPSS’ye katõlmõş ol- mak da sõnav için ön koşul olarak belirtildi. Oysa oysa KPSS sonuçlarõ iki yõl süreyle geçerliliğini koruyor. Sõnav süreciyle ilgili bir diğer tar- tõşma konusu da İletişim Fakültesi mezunlarõ ile ilgili oldu. Stajyer mon- tajcõ ve resim seçici olarak başvurmak isteyen İletişim Fakültesi mezunlarõnõn başvurularõ kabul edilmedi. Sõnavla ilgili dava açan Haber-Sen’in başkanõ Ali Yılbaşı, “Bu sınav, telafi- si güç zararların oluşmasına neden olacaktır. Sınavla ilgili işlemlerin yü- rütmesinin durdurulmasını ve iptali- ni istedik” diye konuştu. Bülent Ecevit anıldı B Ö G. Durgun.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle