29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 30 KASIM 2008 PAZAR 10 PAZAR [email protected] Venezüella ‘roja rojita’ On gündür yerel seçimleri izlemek ve dünyanõn bu köşesinde neler oluyor anlamak için Caracas’tayõm. Tüm kavramlarõn tepetaklak olduğu Bolivarcõ devrimin ülkesinde ilk tanõdõğõm insan bir muhalif çõktõ. Simon Bolivar Havaalanõ’nda transferimi sağlayan acentenin sahibesi ünlü Caracas barriolarõnõ (gecekondu mahalleleri) göstererek biraz da hõnçla “suya ve elektriğe para ödemezler” dedi. Söz seçimlerden açõldõğõnda hükümete karşõ olduğunu çünkü petrol gelirlerini çarçur ettiğini söyledi. Daha sonra barriolardan birini gezdiğimde kadõncağõza hak verdim.(!) Chavez’den önce nüfus kayõtlarõ bile olmayan insanlara parasõz sağlõk ve eğitim hizmeti götüren, çalõşmak zorunda olduğu için eğitimini sürdüremeyenlere üniversite şansõ veren, kadõnlara kurslar açarak meslek edindiren, barrio merkezinde internet bağlantõlõ bilgisayar köşeleri oluşturan, halk meclisleri oluşturarak katõlõmcõ demokrasiyi özendiren hükümetin petrol gelirini nasõl “çarçur” ettiğini görmüş oldum. Venezüellalõ doktorlarõn devrimle başlarõ hoş olmasa gerek; Barrio Adentro denilen sağlõk ocaklarõnda Kübalõ hekimler halk sağlõğõ hizmetini yürütüyor. Burada gördüğüm her şey kafamõ karõştõrõyor. Uzun saçlõ, kulağõ küpeli, motosikletli, kõrmõzõ gömlekli gençlerle askerler aynõ devrimi savunuyorlar, barriolarda birlikte çalõşõyorlar. Ulusal marş, bayrak gibi değerlere devrimciler sahip çõkõyor. Chavez’i seçim gecesi PSUV (Venezüella Birleşik Sosyalist Partisi) merkezine geldiğinde yine bu gençler ulusal marşlarõnõ söyleyerek karşõladõlar ve “Patria, soscialismo o muerte, venceremos” (Vatan, sosyalizm ya da ölüm, kazanacağõz) diye bağõrdõlar. Bir de bunu TV’de savunma bakanõ generalin yumruğunu kaldõrarak söylediğini görünce şaşakalõyorum. Batõ basõnõna bakõlõrsa bir diktatörün yönettiği ülkedeyim, ifade özgürlüğünün olmadõğõ söyleniyor ama elime aldõğõm muhalif gazete Vietnam Cumhurbaşkanõ’nõ Miraflores’te (başkanlõk sarayõ) karşõlayan diktatör için “büyük şarlatan yine narsisistik orji içinde şov yaptı” diyor, gözlerime inanamõyorum. Az aşağõda Şili’de bir vakitler Pinochet için çok daha hafifini yazmayõ göze alan (kimse böyle bir şeyi aklõndan bile geçiremezdi ya) herhalde Pasifik Okyanusu’nun dibini boylardõ. Kitap fuarõna giriyorum, insanlarõ kitap okumaya özendiren sloganlara bakakalõyorum. “Diktatör” Chavez her toplantõya pek çok kitapla geliyor, bunlardan alõntõlar yapõyor. Oy vermeye geldiği okulda basõnõn sorularõnõ yanõtlõyor. Yanõnda biri ekonomik krizle ilgili iki kitap getirmişti. Herkese okumalarõnõ salõk verdi. Kitap okuyan ve tavsiye eden diktatörlere değil kitap yakan veya yaktõranlara alõşkõn olduğumuz için kafam karõşõyor yine. Zambo (yerli-zenci melezlerine burada böyle deniliyor) Chavez’in ülkesinde UCV’nin (muhaliflerin hâkim olduğu üniversite) beyaz öğrencilerinin lideri Yon Goygochea (Türkçe goygoycu sözcüğünü çağrõştõrmasõna bakmayõn) ulusal meclise arkasõnda kameralarla giriyor. Meclis başkanõ hanõmõ iteleyip mecliste konuşmak istiyor, korumalar sadece dõşarõ çõkarõp bõrakõyorlar; gözaltõ, işkence falan yok. Bu cesur davranõşõ ABD’nin gözünden kaçmõyor ve Milton Friedman Vakfõ’nõn düşünce özgürlüğü ödülünü (500 bin dolar kadar) alõyor. Seçimler sonuçlanõyor ve yerli oligarşinin gazetelerinden birinde kocaman bir manşet: “Chavez kaybetti”. Ulusal Seçim Konseyi’ne bakõlõrsa Chavezciler 22 eyaletin 17’sini, belediyelerin de yüzde 80’ini kazanmõşlar. Matematik bilgimden de kuşkulanõyorum. Seçimlerden hemen önce CNN’de bir haber: “Chavez, Carabobo, Zulia gibi eyaletlerde muhalifler kazanırsa sokaklara tankları çıkarırım” dedi. Ertesi gün Miraflores’teki basõn toplantõsõnda CNN muhabiri Patricia Janiot’a niye böyle bir haber uydurduklarõnõ soruyor ve kendisine “Ben seni onurlu bir kadın ve iyi bir muhabir olarak biliyorum, stüdyoya döndüğünde bu haberi düzelt, tabii sana izin verirlerse” diyor. Meğerse bu zengin eyaletlerde muhalefet kazanõrsa ve Bolivya’daki gibi bağõmsõzlõğõnõ ilan ederse ne yaparsõnõz sorusuna elim kolum bağlõ oturmam herhalde, tanklarõ sürerim demiş. İnsan düşünmeden edemiyor, İstanbul, İzmir gibi zengin kentlerimiz, bundan sonra bağõmsõz devletler olmak istiyoruz deseler Ankara ne yapar acaba, yolunuz açõk olsun mu der? Bu kafa karõştõran devrimi ile tüm güneyi yoldan çõkaran ve kuzeyin tepesini attõran ülkede seçim sonuçlarõna göre haritanõn büyük bölümü onlarõn deyimiyle “roja rojita” yani kõpkõrmõzõ. Mayõs çiçeği adlõ gemiye binip Kuzey Amerika’ya, bugünkü Massachussets’e geldiler Pilgrim adlõ liman şehirlerinden, İngilizler. Geldikleri topraklarõn sahibi olan Amerikan yerlileriyle kolonici İngilizler arasõndaki ilk işbirliğiydi sonbahar ekinlerinin bayramõnõ kutlamak. Basitti, şükrettiler kendilerine verilmiş olanlara, yediler içtiler. Eti sevdiler en çok; kaz, yõlan balõğõ, fok, geyik, kartal eti vardõ sofralarõnda. Rivayet odur ki, 16. yüzyõl İngilteresi’nin bakire-dâhi kraliçesi Elizabeth, kaz etini pek severdi. İngiltere’de popüler olan kaz eti, İngilizler Kuzey Amerika’ya varõnca yerini oranõn yerli malõ olan hindiye bõraktõ, zaten kaz yoktu ortalõkta. 2008’de bir tek gün içinde 48 milyon hindi tüketen Amerikan halkõnõn bu geleneği lezzetli bulduğuna hiç şüphe yok. Bugün resmi tatil olan, onlar için tõpkõ bizim bayramlarõmõz gibi bir anlam taşõyan “Şükran Günü”, 1863’te Başkan Abraham Lincoln’un bu günü milli bayram ilan etmesinin ardõndan, ancak 1941’de kazandõ aslõnda resmi tatil statüsünü. Bu hafta içi yüzler gülüyordu New York’ta. Biliyorlardõ ki çarşamba günü bitecekti hafta. 4 koca gün onlarõndõ, mecbur değillerdi metroya binmeye, ayaklarõnõ sürüyerek sevmedikleri işlerine gitmeye. Pazartesi hiç gelmeyecek gibiydi onlar için, yarõnõn buralarda matem havasõnda geçeceği belli şimdiden. Bu sene canlarõ çok sõkõlan, krizden tokat yiyen, seçimlerde kalbi duran, El Kaide saldõrõsõ ihtimaliyle gerilen, Halloween ile deliren New Yorkluklarõn sahiden ihtiyacõ vardi iki dakika soluklanõp “Yarabbi şükür, şükür, buna da şükür” demeye. Yanlõş anlaşõlmasõn, şükür ediyorlarsa bir masa etrafõnda ailece toplanarak, hindi, kremalõ kabak tatlõsõ, patates püresi yiyorlarsa duayla açtõklarõ sofralarõnda, bu ellerindekilerle yetiniyorlar demek değil. Ne münasebet, çünkü buradaki düzende geçerli olan yasa “az çoktur” değil, “daha fazlasını iste” olabilir olsa olsa. Böyle olmasaydõ bu pek ruhani akşam yemeğinin arkasõndan “kara cuma” diye bilinen ve yeni yõla kadar sürecek alõşveriş sezonunun açõlõş günü olarak coşkuyla karşõlanan bir günleri olabilir miydi? Şükür edilen sofra toplandõktan az sonra, sabahõn dördünde kalkõp daha hava buz gibi ve zifiri karanlõkken, mağazalarõn çõlgõn indirimlerini kaçõrmamak için binlerce kişi kuyruğa girer, sabahõn beşindeki şehir, öğlenin on ikisinden daha kalabalõk olur muydu? “Peki krize ne oldu” diyecek olursanõz, kriz belki bütçelerini daralttõ New Yorklularõn, ama onlarõ alõşkanlõklarõndan böylesi bir kriz bile alõkoyamadõ. Ne “Cadılar Bayramı”, ne “Şükran Günü” ne de yaklaşan Noel, “Kriz var, her şey pahalılaştı, bu yıl arabayı kullanmayalım, herkese hediye almayalım, tatile gitmeyelim, her indirimden yararlanmayalım” gibi önlemler oluşturmadõ buralarda. Hayat tarzlarõ henüz değişmedi. Gene aldõlar ve alacaklar almaya alõştõklarõ şeyleri, güçlerini son raddeye kadar zorlayarak. New York, coşkulu bir şehir, neresinden bakarsanõz bakõn. Şehrin sembollerinden olan Macy’s mağazasõ 1924’ten beri tam bir New Yorklu gibi davranõyor: Coşuyor, eğleniyor, eğlendiriyor, insanlarõ topluyor sokaklara, unutturuyor olanõ biteni bir günlüğüne de olsa. Mağazanõn geleneksel şükran günü gösterisi, sabah dokuzda başladõ bu yõl da her yõlki gibi. Onlarca sokağõn trafiğe kapatõldõğõ, zaten trafiğin felç olduğu, 10 bin kişinin bizzat gösteride yer aldõğõ, 3 milyon kişinin sokaklarõ doldurduğu, 44 milyon kişinin de televizyondan canlõ olarak izlediği bir gösteri bu. Öyle ki civardaki otellerde kapõş kapõş giden odalar, “gösteri manzaralı” odalar! Aylar önceden tutuldular. Ne varmõş bunda bu kadar derseniz, bir nevi “taşınabilir Disneyland” hayal edin derim. “Şükran Günü”nden bir gün önce, çarşamba günü gökyüzüne 25 adet dev balonun salõnmasõndan ayrõ bir şey bu. Yakalayanlarõn yakaladõğõ, bir anda gökyüzünü dev, renkli yaratõklarõn kapladõğõ bu görüntü karşõsõnda birbirini dürttü görenler, şaşõrdõlar bir an için boş bulunanlar. Ama “Şükran Günü” gösterisi kimse için sürpriz olmadõ, elbette sabahõn beşinde sõradaydõlar New Yorklular, güzel bir yer kapabilmek için sokaklarda. Çocuklar gözleri mahmur, ama bedava dağõtõlan sõcak çikolatalarõndan memnunlardõ. Yine bir bahane oldu anlayacağõnõz bu şehre, içindeki stres biraz akõp gitsin diye. “Şükran Günü”nde bir günlüğüne ufak bir Disneyland olan New York biraz rahatladõ, gülümsedi. New York’un insanlarõ aynõ gecenin sabahõna kadar bile tutamasalar da şükürlerini içlerinde, düzenleri onlarõ hemen ertesi sabahõn “kara cuma”sõnõn içine çekse de, yine de deniyorlar onlar şükretmeyi her sene, şimdilik “En güzel şey sahip olduklarımızdır” demeseler de. CARACAS ENGİN DEMİRİZ NEW YORK IŞIK CANSU CANAYAK Yarabbi şükür, şükür.. ‘Kurtuluş Ordusu’nun minikleri 1865’te İngiltere’de kurulan Hıristiyan yardım kuruluşu “Kurtuluş Ordusu”, yıl sonu yardım kampanyası şerefine Güney Kore’nin başkenti Seul’de tören düzenledi. Törende Güney Koreli çocuklar Noel Baba kıyafetleri giyerek poz verdi. (Fotoğraf: AFP) 30 KASIM 2008 PAZAR CUMHURİYET SAYFA DIŞ HABERLER [email protected] BM tesisi vuruldu Dış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler’in (BM) Bağdat’taki tesisine düzenlenen füze saldõrõsõnda 3 kişinin öldüğü, 14 kişinin yaralandõğõ bildirildi. Ölenlerin, BM’ye yiyecek sağlayan bir firmada çalõşan yabancõ uyruklular olduğu ifade edildi. BM, 2003 yõlõndaki 22 kişinin ölümüne neden olan saldõrõnõn ardõndan Bağdat’taki varlõğõnõ sõnõrlandõrmõştõ. İsrail’e havan topu saldırısı Dış Haberler Servisi - İsrail ablukasõ altõndaki Gazze Şeridi’ndeki Filistinli militanlarca bir askeri üsse düzenlenen havan saldõrõsõnda 8 İsrailli asker yaralandõ. Bu arada, İsrail milletvekili Gilad Erdan, roket saldõrõlarõna karşõ, Gazze ile sõnõra Filistinli tutuklularõn yerleştirilmesini önerdi. Nijerya’da kanlı seçim Dış Haberler Servisi - Nijerya’nõn Jos kentinde hafta içindeki seçimlerin ardõndan başlayan çatõşmalarda ölenlerin sayõsõnõn 35’e ulaştõğõ, 300’den fazla kişinin de yaralandõğõ bildirildi. Ülkede dün de bazõ cami ve kiliselerin ateşe verildiği, gece boyunca silah sesleri ve patlamalarõn duyulduğu belirtildi. Askerlerin devriye gezdiği kentte insanlarõn evlerine kapandõğõ, cemaat liderlerinin radyodan sükûnet çağrõsõ yaptõğõ bildirildi. 3 gece 2 gün devam eden ve geride 200 civarõnda ölü bõrakan terör dehşeti sona erdi Mumbai sonunda durulduDış Haberler Servisi - Hindistan’õn Mumbai kentindeki Tac Mahal Ote- li’ndeki 3 teröristin ölü ele geçirilmesiyle, çarşamba gecesinden beri 20’yi aşkõn İs- lamcõ militanõn aralarõnda iki dev otel ile hastaneler, lokantalar ve karakollarõn da bulunduğu 10 merkezde estirdiği terör dalgasõ dün öğle saatlerinde sona erdi. Emniyet Müdürü Hasan Gaffur, yak- laşõk 60 saatin ardõndan tüm operas- yonlarõn sona erdiğini açõkladõ. Hint yetkililer, ölü sayõsõnõn en az 195 ve bun- larõn 18’inin yabancõ olduğunu açõkladõ. İsrail Dõşişleri Bakanlõğõ, Yahudilerin Habad akõmõna ait binada ölen 8 İsrail- liden bazõlarõnõn aynõ zamanda ABD va- tandaşõ olduğunu belirtirken, ölen diğer yabancõlar arasõnda 3’ü Almanya, 2’si Fransa olmak üzere Japonya, Kanada, Avustralya, İtalya ve Singapur uyruklular olduğu kaydedildi. El bombalarõ ve ma- kineli tüfeklerin kullanõldõğõ saldõrõlar- da yaralananlarõn sayõsõ ise 300 civarõnda. Bu arada, Oberoi Oteli’nde 43 saat bo- yunca mahsur kalan Türk avukat Piraye Yasemin Erden dün İstanbul’a ayak bastõ. Dinci teröristlerin elinden kurtulan Meltem ve Seyfi Müezzinoğlu çiftinin de dönmeye hazõrlandõğõ ifade edildi. Hindistan Başbakanõ Manmohan Singh’e bilgi veren ordu ve istihbarat yet- kilileri, 20-25 yaşlarõndaki saldõrganlarõn 8’inin kente bir ay önce geldiğini bildir- di. İstihbarat yetkililerine göre, kaçõrdõklarõ bir balõkçõ teknesiyle gelen ikinci bir te- rörist grubu ilk gruba katõldõ. Teröristle- rin sõrt çantalarõnda 50’şer mermi içeren 6-7 şarjör, el bombalarõ, uydu telefonla- rõ, kredi kartlarõ ve kuruyemişler bulun- du. Kaleşnikof tüfekleri tutuşlarõndan askeri eğitim aldõklarõ anlaşõldõ. ABD bir Federal Soruşturma Bürosu ekibini Hindistan’a gönderdi. ABD Baş- kanõ George Bush, vatandaşlarõnõn da öl- düğü saldõrõlarõ kõnarken, başkanlõk koltuğuna oturmaya hazõrlanan Barack Obama, ölenler için başsağlõğõ diledi ve “Düşüncelerimiz ve dualarımız onlar ve bu korkunç faciadan etkilenenler için. Masum sivilleri hedef alan terö- ristler, büyük Hint demokrasisini başarısızlığa uğratamayacak, dün- yanın terörle mücadeledeki kararlı- lığını sarsamayacak” dedi. İngiltere Dõşişleri Bakanlõğõ ise saldõrganlar ara- sõnda İngiliz vatandaşõ bulunduğu id- diasõnõn araştõrõldõğõnõ duyurdu. Pakistan tedirgin Pakistan Devlet Başkanõ Asıf Ali Zerdari, saldõrõlarda Pakistanlõ grup ve- ya kişiler olduğuna ilişkin kanõtlarõn or- taya çõkmasõ halinde, “en hızlı şekilde harekete geçeceğini” açõkladõ. Ancak Hindistan Başbakanõ Singh başta olmak üzere Hintli yetkililerin, “teröristlerin barınmasına göz yummakla” suçla- dõklarõ Pakistan yönetimi, istihbarat şe- fi Korgeneral Ahmed Şuja Paşa’yõ Hindistan’a göndermekten vazgeçerek, daha düşük seviyede bir yetkiliyi gön- derme kararõ aldõ. 3 kez savaşan Hin- distan ve Pakistan, 2001 yõlõnda Hint par- lamentosuna yönelik terör saldõrõsõ ne- deniyle savaşõn eşiğine gelmişti. İki ülke arasõnda anlaşmazlõk konusu olan Keşmir bölgesindeki İslamcõ ör- gütlerin çatõsõ Birleşik Cihad Konseyi, sivillerin hedef alõnmasõnõ kõnadõ. Adõ- nõ bir Hint bölgesinden alan ve daha ön- ce duyulmamõş olan Deccan Mücahit- leri’nin üstlendiği saldõrõlar nedeniyle, Pakistan merkezli, El Kaide ile yakõn ilişki halindeki Leşker-i Tayyibe örgü- tünden şüpheleniliyor. Mumbai saldırılarında ölen terörle mücadele şefi Hemant Karkare’nin cenazesine yüzlerce kişi katıldı. Ahmedabad’da ise Müslümanlar beyaz güvercin uçurdu. (Fotoğraflar: AFP / REUTERS) ‘2 bin Avro’yu al ve terk et’ ASLI KAYABAL MİLANO - İtalya’nõn ku- zeyindeki Treviso kentine bağlõ Spresiano Belediyesi, ekonomik krizle baş edeme- yen küçük belediyelerin işsiz kalan göçmenlerin İtalya’yõ hemen terk etmeleri için her birine 2 bin Avro vermeleri- ni önerdi. Hükümet ortağõ olan ve yabancõ düşmanõ çiz- gisiyle bilinen Kuzey Birli- ği’nden belediye başkanõ se- çilen Manola Spolverato şöyle konuştu: “Ekonomik kriz Spresiano gibi yüzler- ce küçük belediyeyi güç du- rumda bıraktı. Kuzey İtal- ya’da kitlesel işten çıkar- malar nedeniyle yüzlerce göçmen işçi işini kaybetti ve kaybetmeye devam edecek. Güç durumda kalan ailele- re destek fonları ise bizleri zor durumda bırakıyor. So- runa kökten bir çözüm yo- lu düşündüm. İşsiz kalan her göçmene 2 bin Avro vererek İtalya’yı hemen terk etmelerini sağlayalım.” Sendikalar, Spresiano Be- lediyesi’nin önerisini eleşti- rerek soruna çözüm olmaya- cağõnõ savundu. İtalya’nõn kuzey bölgelerinde Kuzey Birliği partisinin yönetimin- deki belediyelerin başkanla- rõ ise Manola Spolverato’ya sahip çõkarak, bu uygulama- nõn kabul edilmesi durumun- da bölgesel düzeyde yaygõn- laşmasõ için çaba harcaya- caklarõnõ açõkladõ. Taylandlı göstericiler kararlı Dış Haberler Servisi - Tayland polisinin ülkenin başkenti Bangkok’ta iki havaalanõnõ işgal eden göstericilere karşõ müdahale çabasõ başarõsõzlõkla sonuçlandõ. Polisin eyleme son vermek için operasyon düzenlemesi olasõlõğõna karşõ kendilerini savunmaya hazõr olduklarõnõ duyuran protestocular, Suvarnabumi Havaalanõ’na gelen güvenlik güçlerini kontrol noktalarõndan uzaklaştõrmayõ başardõ. Polis yetkilileri, protestocularõn, Başbakan Somçay Vongsavat’õn istifasõna kadar eylemi sona erdirmeyecekleri konusunda õsrar etmesi üzerine şiddet kullanmadan olay yerinden ayrõldõ. Vongsavat, havaalanlarõnda kõsmi olağanüstü hal ilan etmiş ve protestocularõn ablukasõnõ sona erdirmek üzere güç kullanõlmasõ izni verdiğini açõklamõştõ. Vongsavat’õn önceki gün olayõn barõşçõl yöntemlerle çözüleceği sözünü vermesine karşõn, göstericilerin hükümet yetkilileriyle görüşme yapmaya sõcak bakmadõğõ ifade ediliyor. Hükümeti protesto eden Halkõn Demokrasi İttifakõ üyelerinin işgal ettiği havaalanlarõnda uçaklarõn kalkõş ve inişleri süresiz askõya alõnmõş, planlõ uçuşlarõn iptal edilmesi sebebiyle binlerce turist buralarda mahsur kalmõştõ. Yüzlerce turist askeri havaalanlarõndan ükeyi terk ederken, olayõn Tayland’da turizm sektörüne büyük darbe vuracağõ kaydediliyor. Tayland polisi, havaalanlarını işgal eden göstericileri dağıtamadı. (AFP) 20 milyon nüfusuyla dünyanõn en kalabalõk kenti olarak gösterilen, eski adõyla Bombay’daki silah ve patlama sesleri kesildi. Pakistan lideri Zerdari, ülkesiyle kanlõ saldõrõlar arasõnda bağlantõ bulunursa hõzla harekete geçeceğini açõkladõ.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle