23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2008 CUMA 8 DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr BIÇAK SIRTI EROL MANİSALI Kıbrıs’ta Devlet Politikası Yerine Derin Devlet Uygulaması Türkiye’de işin bir boyutunda devlet politikala- rı vardır. Devlet politikalarının nasıl yürütüleceği anayasada ve yasalarda yazılmıştır. Öte yandan özellikle dış politikada TBMM’nin aldığı kararlar bulunmaktadır. Ve tabii, uluslararası ve ikili an- laşmalarla belirlenmiş politikalar bulunur. Hükümet ve bürokrasi, devlet politikasının be- lirlediği sınırlar içinde uygulamalarını yürütürler. De- mokratik ve çağdaş ülkelerde işler böyle olur. Hü- kümet ve bürokrasi, devlet politikasının dışına çık- maz, çıkarsa suç işlemiş sayılır. Bu çağdaş ve demokratik kuralın, Kıbrıs ve AB ile ilişkiler konusunda tamamen rafa kaldırıldığını ve antidemokratik bir uygulamaya gidildiğini gö- rüyoruz. Bir yanda ortaya konmuş devlet politi- kaları raflarda duruyor; öte yanda buna ters uy- gulamalar sürdürülüyor. - TBMM’nin AKP’den önce, hatta AKP iktidara gel- dikten sonra belirlediği Kıbrıs politikası vardır; iki ay- rı egemen siyasal yapının bulunması ve Türkiye’nin imzaladığı I960 antlaşmaları ile elinde bulundurduğu “garantörlük” hakkının korunması esastır. Türkiye, İngiltere ve Yunanistan’la birlikte, ada üzerinde garantör ülkedir, söz sahibidir. Bu hak- ka (ve yetkiye), adadaki tapulu İngiliz üsleri de da- hildir. Rumlar (Kıbrıs Cumhuriyeti) Türkiye’nin için- de bulunmadığı bir kuruluşa katılamazlar. - AKP iktidara geldikten sonra, TBMM’de ken- disinin de onay verdiği “devlet politikası”na uy- mayan bir biçimde uygulamaya geçmiştir. Washington ve Brüksel’in çok istediği M. A. Ta- lat ve partisine destek vererek “işleri kendisine ha- vale etmiştir”. Önce Talat hükümetinin, sonra da CTP hükümetinin ve Cumhurbaşkanı Talat’ın,TBMM’nin kararları dışındaki uygulamalarına destek vermiştir. Devlet politikası, TC-KKTC ortak kararları ni- teliğindedir. - Ortada TBMM’nin belirlediği Kıbrıs politikası dururken; “Meclis bunu değiştirme yönünde ye- ni bir karar almamışken” acaba Ankara hüküme- ti ve Talat bunun dışına nasıl ve neden çık- mışlardır? Annan Planı’na “evet”, TBMM kararlarını ve uluslararası anlaşmaları ortadan mı kaldırmıştır? Bunun böyle olmadığını hükümet de biliyor. - Aslında AKP için çok kolay bir yol vardı; Mec- lis’te büyük bir çoğunluğa sahipti; Meclis’i toplar, TBMM’nin yeni Kıbrıs politikası “öyle değil böy- ledir” diyerek yeni bir karar çıkartabilirdi. Neden yapmadı? İşin püf noktası zaten burada. Rafta bir “devlet politikası” duracak; “KKTC as- landır, kaplandır” diye halkı oyalayacaksınız, nutuklar atacaksınız, kamuoyu ne olup bittiğini anlamayacak; buna karşılık yürüttüğünüz uygulamalarla, “Devlet po- litikasının” tamamen dışına çıkacaksınız. Kısacası Washington, Brüksel, Yunanistan ve Rumlara verdiğiniz ödünler anlaşılmayacak. Ma- sanın altında Kıbrıs giderken, masanın üzerinde bir devlet politikası göstermelik olarak duracak, kafalar karıştırılacak. Hangisine inanalım? Meclis Başkanı Toptan KKTC’ye gidiyor, “İki egemenliğin esas alındığı, Türkiye’nin garantör- lüğünün aynen sürdüğü bir düzen Ankara’nın po- litikasıdır” diyor. Tayyip Erdoğan kutlamalar için gittiğinde Toptan’dan geri kalmıyor, benzer şey- leri söylüyor. Ancak KKTC yönetiminin ve AKP hü- kümetinin fiilen yürüttükleri Kıbrıs politikası bunun 180 derece tersi. - Görüşmeler tek devlet, tek egemenlik ve tek va- tandaşlık zeminine oturtulmuş; bu konuda CTP ve Talat, Rumlarla anlaşmaya varmıştır; Brüksel, Was- hington ve AKP’nin desteğini arkalarına almışlar. - Türkiye’nin garantörlüğü yerine AB’nin ga- rantörlüğü fiilen ve hukuken oluşmaya başlamış. AB, sivil toplum örgütlerine para yağdırıyor, ye- ni bir fon başlatmış. Aynen Annan Planı’nda ol- duğu gibi, insanlar parayla satın alınıyorlar. - Uzun vadede Türklerin Kıbrıs (Rum) Cumhu- riyeti içinde “azınlık haklarına sahip bir topluluk” konumuna getirileceği şimdiden belli olmuş. Talat-Hristofyas görüşmeleri ile “özel ve gizli komisyon çalışmaları” bu zeminde ilerliyor. Tek sorun, Türk askerinin Kıbrıs’tan çıkarılma- sının kamuoyuna nasıl yedirileceği meselesi… Türkiye’de bir devlet politikası var, ancak uy- gulanmıyor. Bunun yerine bir “derin devlet uy- gulaması” yürütülüyor. Sahnenin önünde devlet politikası sergileniyor, kuliste ise derin devlet güç- lerinin yürüttükleri apayrı bir yol izleniyor. Demokrasimizdeki ikili yapı ve çifte standart zo- runlu olarak devlet politikası ile uygulamaları ay- rıştırıyor. Oligarşi yürütmeye egemen olduğu için, fiili politikalar onun tarafından belirleniyor. 73 milyona ise uygulanmayan devlet politika- ları sergileniyor. Kıbrıs’ta bunun örneğini en açık bir biçimde görüyoruz. Aslında Kıbrıs’taki bu iki- lemin Türkiye’nin her alanında yürütülmekte ol- duğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Batı’nın yeni Türkiye politikasına “evet diyenler”, derin devlet olarak işlerini görüyorlar. www.istanbul.edu.tr/iktisat/emanisali Dış Haberler Servisi - Hindistan’õn en kalabalõk kenti Mumbai’de iki lüks otel- le aralarõnda hastaneler, turistik mer- kezler ve tren istasyonunun da bu- lunduğu en az 10 yere yapõlan si- lahlõ ve bombalõ baskõnlarõn deh- şeti iki gün boyunca devam et- ti. Saldõrõlarda 125 kişi ölürken güvenlik güçleriyle teröristler arasõnda saatler boyunca süren çatõşmalar arasõnda kalan rehineler hayatta kalma mücadelesi verdi. Hastane kaynaklarõ, 300’ü aşkõn ki- şinin yaralandõğõnõ bildirdi. 3 Türk’ten 2’si kurtarıldı Ölenler arasõnda 20 civarõnda yabancõnõn bulunduğu ve bunlarõn ABD, İngiltere, İs- rail, Japonya, Avustralya, İtalya ve Kana- da’dan turistler olabileceği açõklanõrken Türkiye’nin Yeni Delhi Büyükelçisi Levent Bilman, 3 Türk vatandaşõnõn bir otelde mahsur kaldõğõnõ dile getirdi.Da- ha sonra Hint güvenlik güçlerinin 2 Türk’ü kurtardõklarõ açõklandõ. İngiltere Dõşiş- leri Bakanlõğõ ise saldõrõda bir İngiliz vatanda- şõnõn öldüğünü açõkladõ. Bu arada, Fransõz Havayollarõ şirketi Air France’õn 15 çalõşanõnõn saldõrõlarõn hedefi olan Trident-Oberoi Oteli’nde mahsur kaldõğõ bildirildi. Geleneksel adõyla Bombay olarak bilinen yaklaşõk 20 milyon nüfuslu Mumbai, Hin- distan’õn ticari başkenti olduğundan sõk sõk terör saldõrõlarõnõn hedefi oluyor. Pakistanlõ İslamcõlarõn 1993’te düzenlediği saldõrõlarda 257 kişi, geçen yõl meydana gelen patlama- lardaysa 187 kişi hayatõnõ kaybetmişti. Res- mi açõklamalara göre, son 3 yõlda meydana gelen terör saldõrõlarõnda ölenlerin sayõsõ 700 civarõnda. Gün boyu sürdü Tac Mahal ve Oberoi otellerinde önceki ak- şam başlayan çatõşmalar dün de devam ederken Hint komandolar rehineleri kurtarmak için operasyonlar düzenledi. Çatõşmalarõn 20. saa- tine gelindiğinde, görgü şahitleri halen patlama sesleri meydana geldiğini bildirdi. Saldõrõ- lardan sorumlu tutulan, ancak adõ pek duyulmamõş olan Deccan Mü- cahitleri örgütü militanlarõnõn yüzlerce kişiyi otel- lere hapsederek İngiltere ve ABD pasaportlu ki- şileri aradõklarõ kaydedildi. Bir Yahudi yardõm kuruluşuna yönelik baskõnda rehin alõnan haham Gavriel Noach Holtzberg ve 2 yaşõndaki oğ- lunun kurtarõldõğõ belirtildi.Oberoi Oteli’ndeki teröristlerden biri Hint televizyonlarõna yaptõ- ğõ açõklamada, hapishanelerdeki Müslüman mahkûmlarõn serbest bõrakõlmasõnõ istedikleri- ni söyledi. Biri terörle mücadele şefi olan 14 polisin hayatõnõ kaybettiği çatõşmalar sõra- sõnda 8 saldõrganõn öldürüldüğü açõklandõ. ‘Pakistan’dan geldiler’ Hindistan ordusundan yüksek rütbeli bir su- bay, Mumbai saldõrõlarõnõn faillerinin Pakis- tan’dan geldiğini söyledi.Tümgeneral R.K. Hooda, “saldırganların sınırın öte tarafın- dan, belki de Pakistan’daki Faridkot’tan geldiklerini”, ancak Hindistan’a Haydarabad kentinden geldikleri izlenimini yaratmak is- tediklerini savundu. Hintli general, Mum- bai’deki lüks oteller- den ikisinde ve Musevi merkezinde halen 10 ila 12 silahlõ saldõrganõn bulunduğunu belir- terek, geriye kalanlarõn öldürüldüğünü veya canlõ ele geçirildiğini kaydetti. Öte yandan Hindistan Başbakanõ Man- mohan Singh’in Mumbai saldõrõlarõnõn so- rumlularõnõn yurtdõşõndan geldiğini söylemesi ve komşu ülkeleri ima etmesi üzerine Pa- kistan, Yeni Delhi’yi elinde kanõt olmadan kimseyi suçlamamasõ yönünde uyardõ. Pa- kistan Dõşişleri Bakanõ Şah Mahmud Kureşi, bir özel televizyon kanalõna yaptõğõ açõkla- mada, “Deneyimlerimiz bize nefret dolu so- nuçlar çıkarmaktan kaçınmanın gerekli ol- duğunu öğretti” dedi ve karşõlõklõ sakin, se- rinkanlõ olmanõn gerekliliğine işaret etti. 50 yõlõ aşkõn süredir savaş durumunda olan Pakistan’la Hindistan çatõşma içinde de- ğiller, ancak aralarõnda ateşkes anlaşmasõ da imzalanmõş değil. Merkezi Pakistan’da bulunan İslamcõ Leş- keri Tayibe örgütünün sözcüsü Abdullah Gaznavi, “Leşker-i Tayibe, Mumbai’deki saldırıları sert bir dille kınıyor. Leşker’in herhangi bir Hint örgütüyle bağ- lantısı yok” dedi.ABD Dõşiş- leri Bakanlõğõ kõnama mesajõ yayõmlarken Başkan George Bush hayatlarõnõ kaybe- denlerin ailelerine başsağlõğõ diledi. Yeni se- çilen başkan Barack Obama’nõn sözcüsü ta- rafõndan yayõmlanan mesajda da “Hindistan halkıyla beraberiz” denildi. İngiltere Başbakanõ Gordon Brown me- sajõnda, saldõrõlarõn sert karşõlõk göreceğini be- lirtirken Almanya Başbakanõ Angela Mer- kel, Hindistan Başbakanõ Singh’e başsağlõ- ğõ dileğinde bulundu. Venezüella’da bulunan Rusya Devlet Baş- kanõ Dimitri Medvedev de konuyla ilgili açõklamasõnda, “Bu terörist eylemleri, tüm uluslararası düzen için zararlı ve insanlı- ğın önündeki aşılması zor bir sorun olarak görüyoruz” dedi. Pakistan hükümeti, can ka- yõplarõndan dolayõ duyulan üzüntüyü dile ge- tirirken Japonya Başbakanõ Taro Aso da “Te- rorizme karşı Hindistan hükümetiyle iş- birliği yapacağız” diye konuştu. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun mesajõnda, sivillere yapõlan bu tür saldõrõlarõn asla haklõ gösteri- lemeyeceğini vurgularken AB Dönem Baş- kanõ Fransa adõna yapõlan açõklamada saldõ- rõlar kõnandõ. ABD askerlerinin 2011’e kadar ülkede kalmasõnõ sağlayan anlaşma kabul edildi Irak meclisinden SOFA’ya onay Dış Haberler Servisi - Irak meclisi, siyasi gruplar arasõndaki pazarlõklarõn ardõndan ABD as- kerlerinin 2011’e kadar ülkede kalmasõna izin veren ABD-Irak Or- tak Güvenlik Anlaşmasõ’nõ onay- ladõ. Anlaşma, dün 275 sandalye- li meclisteki oylamaya katõlan 198 milletvekilinden 144’ünün “evet” oyuyla kabul edildi. 30 milletvekili bulunan Şii Sadr grubu ile 19 mil- letvekili bulunan Şii Fazilet Parti- si, anlaşma aleyhinde oy kullandõ. Sadr Grubu, ayrõca anlaşmanõn iptali için her türlü yola başvura- cağõnõ ve uluslararasõ mahkeme- lerde dava açacağõnõ bildirdi. Sadr Grubu, oylamadan hemen sonra yaptõğõ açõklamada, anlaşmanõn kabul edilmesinin “Amerikan kuvvetlerinin çekilmesinin baş- langıcı yerine sömürgeciliğin başlangıcı” olduğunu savundu. ABD ve Irak yönetimleri, Bağ- dat hükümetinin değişiklik talep- leri nedeniyle aylardõr tartõşõlan Kuvvetlerin Statüsü Anlaşmasõ (SOFA) 17 Kasõm’da imzalamõş- tõ. Mecliste önceki gün yapõlmasõ planlanan oylama, Sünni millet- vekillerinin “eski Devlet Başka- nı Saddam Hüseyin’in halen ya- saklı olan partisi Baas’ın üst düzey üyelerinin, çalıştıkları hü- kümet kurumlarından çıkarıl- maları amacıyla tasarlanan ka- nunun iptali” ve “Saddam ile üst düzey yardımcılarının yargılan- ması amacıyla kurulan özel mah- kemenin feshedilmesi” taleple- riyle ilgili görüşmeler nedeniyle er- telenmişti. Referanduma gidecek Sünni milletvekilleriyle dün an- laşmaya varõldõğõ, ancak Sünnile- rin bu iki talebinin kabul edilme- diği bildiriliyor. Rusya ve Venezüella, sivil amaçlı nükleer enerji üretimi konusunda işbirliği anlaşma- sı imzaladı. Rusya Devlet Başkanı Dimitri Medvedev’in Venezüella ziyareti sırasında Devlet Başkanı Hugo Chavez’le imzaladığı anlaşmaya göre Rusya, nükleer tesis kur- ması için Venezüella’ya teknik ve lojistik destek sağlayacak. Medvedev ve Chavez, Caracas’ta ayrıca, Bolivya Devlet Başkanı Evo Morales ve Brezilya Devlet Başkanı Lula Da Silva ile de bir araya geldi. (AFP) ‘Moskova’nın Ankara’nın işbirliğine ihtiyacı var’ Dış Haberler Servi- si - Rusya’nõn önde ge- len aylõk ekonomi der- gilerinden RBC, Türki- ye ve Rusya arasõndaki askeri işbirliğinin öne- mine dikkat çekerek Moskova’nõn Ankara gi- bi bir müttefike ihtiyacõ olduğunu bildirdi. “Türkiye, Güney Osetya çatışmasının ardından NATO ge- milerinin boğazlardan geçişinin birkaç gün geciktirerek Rusya’nın Poti ve Batum liman- larında anahtar pozis- yonlara sahip olmasına yardımcı oldu. Türki- ye’nin NATO’nun emirlerini yerine ge- tirmemesi bizim için çok ciddi bir yardım- dır” ifadelerini kulla- nan dergi, Rusya’nõn tek başõna NATO gemileri- nin Karadeniz’e girişini engelleyemeyeceğini vurguladõ. Dergide, “Asırlar bo- yunca Rusya’nın ra- kibi olan Türkiye bu- gün bizim yeni strate- jik müttefikimiz ola- bilir” yorumu yapõldõ. Kosova’ya AB misyonu Dış Haberler Servisi - Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Genel Sekreter Ban Ki-mun’un raporu doğrultusunda Kosova’nõn güvenliğinin Avrupa Birliği misyonu EULEX’e devredilmesine tam destek verdi. Güvenlik Konseyi’nin 15 üyesi, dün oybirliğiyle kabul ettikleri bildiride, Kosova’da güvenliğin, yargõ ve gümrük yetkilerinin gelecek ay BM güçlerinden 2 bin kişilik AB misyonuna devredilmesi planõnõ onayladõklarõnõ açõkladõ. Belgrad hükümeti ile şubatta Sõrbistan’dan tek taraflõ olarak bağõmsõzlõğõnõ ilan eden Kosova yönetimi de, planõ desteklediklerini açõklamõşlardõ. Kâbil’de ABD elçiliğine saldırı Dış Haberler Servisi - Afganistan’õn başkenti Kâbil’de ABD Büyükelçiliği yakõnõnda dün bombalõ araçla düzenlenen intihar saldõrõsõnda 4 kişi öldü, 18 kişi yaralandõ. Ölenlerin Afgan vatandaşõ olduğu, elçilik personeli arasõnda ise ölen veya yaralanan bulunmadõğõ kaydedildi. Ülkenin güneyindeki Uruzgan bölgesinde de, Özel Operasyon Birliği’ne bağlõ Avustralyalõ bir askerin, Taliban militanlarõna yönelik operasyon sõrasõnda meydana gelen patlamada öldüğü belirtildi. Ölen askerin, 2001 yõlõndan bu yana Afganistan’da ölen 7. Avustralyalõ asker olduğu ifade edilirken, Avustralya Başbakanõ Kevin Rudd askerin ailesine baş sağlõğõ diledi. Siyah tişörtlü saldırganların genç oldukları belirtildi. Otellerde yüzlerce kişi mahsur kalırken, 300’ü aşkın yaralı arasında çocukların da olduğu belirtildi. (Fotoğraflar: AP / REUTERS) Hindistan’õn ticari başkenti Mumbai’de otel, hastane ve turistik merkezlere yönelik makineli tüfekli ve bombalõ saldõrõlar düzenleyen teröristlerle güvenlik güçleri arasõndaki çatõşma bir gün boyunca devam etti. Çatõşmalar sõrasõnda yüzlerce kişi lüks otellerde mahsur kalõrken kentte borsa, okullar ve mağazalar açõlmadõ. Eşzamanlõ terör baskõnlarõ dünyanõn en kalabalõk kentini dehşete boğdu: 100’den fazla ölü Mumbai savaş alanõna döndü Mumbai’de bir gün boyunca süren çatışmalarda siviller iki ateş arasında kaldı. Türk heyet son anda kurtuldu Türkiye’den gidecek 30 kişilik bir sanayici ve işadamõ heyeti- nin, Hindistan’daki saldõrõlardan son anda kurtuluğu ortaya çõktõ. Türk-Hindistan İş Konseyi Vekili Erdal Alkış, “Özellikle mo- bilya sanayii için iyi bir iş geliştirme programı için gidiyor- duk. Ancak, sonra Başbakan’ın programı ile çakışınca tarih- ler değiştirildi. Eğer planlandığı gibi gitmiş olsaydık tam da bombaların patladığı Oberoi Otel’de kalıyor alacaktık” dedi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan 4 günlük ziyarette bulundu- ğu Hindistan’dan pazartesi günü dönmüştü. Şii ve Kürt bloklarõnõn, anlaşma lehinde oy kullanmalarõnõ sağla- mak için Sünnilerin anlaşmanõn 30 Temmuz’da referanduma sunul- masõnõ kabul ettiği bildirildi.An- laşma, ABD’nin Irak toprakla- rõndan 3. ülkelere operasyon dü- zenlemesine de izin vermiyor. ABD’nin Irak Büyükelçisi Ryan Crocker ile ülkedeki ABD güç- lerinin Komutanõ General Ray Odierno da, anlaşmanõn onay- lanmasõndan memnuniyet duy- duklarõnõ açõkladõ. 31 Aralõk’ta görev süresi sona erecek olan ABD ordusu, anlaşma sayesinde 3 yõl daha ülkede kalacak. Rusya’nınLatinçıkarması
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle