Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 28 KASIM 2008 CUMA
4 HABERLER
DÜNYADA BUGÜN
ALİ SİRMEN
Tandoğan Sendromu
Pek ama pek çok kişi için, Tandoğan, Ankara’da
bir meydan adının ötesinde bir anlam ifade et-
meyebilir. Hele hele, kimse, bir kentin meydan-
larının adının nereden geldiğini merak edip öğ-
renmediğine göre.
Onun için bir açıklama ile başlamakta yarar var.
Nevzat Tandoğan, 1929-46 yılları arasında, An-
kara valisi olan, dönemin çok ünlü ve pek de ce-
berut kişisi olan zattır.
1930 yılından itibaren, tek parti rejiminde,
devletin içişleri bakanı, tek parti CHP’nin genel
sekreteri, valisi de, başında bulunduğu ilin il baş-
kanı sıfatını taşıdığına göre, merhum Nevzat Tan-
doğan da iki şapkası olan bir yöneticiydi.
Tandoğan, 1946 yılında Kazım Orbay’ın oğlu
Haşmet Orbay’ın sonunda suçlu bulunarak 20 yıl
hapis cezasına çarptırıldığı davada tanık olarak
ifade vermesinin ertesi günü intihar etti.
Bu olayla ilgili en geniş ve en doğru bilgiyi, Al-
tan Öymen’in “Bir Dönem Bir Çocuk” kitabında
bulmak mümkündür.
Nevzat Tandoğan’ın, bir solcuyu sorgularken
söylediği ileri sürülen şu sözleri çok ünlüdür:
- Ne komünizmi yahu! Bu memlekete komünizm
gerekirse onu da biz getiririz.
Bu sözlerin gerçekten söylenip söylenmediği-
ni bilmiyorum, ama yakıştırma bile olsa çok gü-
zel yansıtıyor bir dönemi ve zihniyetini.
“Ne gerekiyorsa biz yaparız, başkasına gerek
yok” zihniyetini ifade etmek istedim, Nevzat
Tandoğan Sendromu derken.
Sayın Baykal’ın ani bir ilhamla mı, yoksa uzun
düşüncelerin sonucu mu olduğunu bilmediğim
ama örgüte danışmadan, tabandan demokratik
tartışmayla geliştirilmediği kesin olan çarşafa, bir
oku da, laiklik olan altı oklu parti rozeti takma po-
litikası bana Tandoğan Sendromu’nu anımsattı.
Kısacası Sayın Baykal, iç ve dış kamuoyuna,
cümle âleme şunu mu söylemek istiyor acaba:
- Ilımlı İslam gerekiyorsa, başkasına gerek
yok, onu da biz yaparız.
DAHA ÖNCE DE BELİRTTİM, LAİKLER İLE BA-
ŞÖRTÜLÜLERİN BİR ALIP VEREMEDİKLERİ
YOK, BAZILARININ BAŞÖRTÜSÜNE TÜRBAN
ADINI VERİP ONU KAMU ALANINA ZORLA
SOKMAYA ÇALIŞMALARINDAN ÖNCE TÜRKİ-
YE’DE BİR BAŞÖRTÜSÜ SORUNU DA YOKTU,
ŞİMDİ DE YOK; ŞİMDİ VAR OLAN TÜRBAN SO-
RUNU. KAVRAMLARI BİRBİRİNE KARIŞTIR-
MAYALIM.
Ama bütün bu belirttiklerim, çarşafa gösteriş-
le parti rozeti takılmasını, yakınlarını çarşafla ka-
pattıktan sonra, “kadının yeri evidir” diyen zihni-
yetin belediye başkan adayı olarak gösterilmesinin
ardından bir de bunun gösteri vesilesi yapılma-
sını haklı göstermiyor.
Üstelik de daha önce de belirttiğim gibi,
CHP’nin altmış yıl önce de denediği bu yol ken-
disine oy da sağlamıyor.
Nafile gösteriler, imajı zedeliyor, kimse de as-
lı varken taklidine itibar edeceğe benzemiyor.
Üstelik, pek kendine özgü bir kişi olan Türkiye-
AB Karma Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagen-
dijk bile bakın ne diyor:
- Türban ile çarşaf arasında çok büyük bir fark
olduğunu, çarşafın türban kadar masum bir şey
olmadığını düşünüyorum. Çarşaf kadınları ayak-
larına kadar örtü içine sokuyor. Türbanla karşı-
laştırılmayacak ölçüde bir simge olarak görüyo-
rum.
Lagendijk, yine de Baykal’ı destekliyor ve bu
konuda cesaretle ilerlemesini istiyor.
Artık dini politikaya alet edenlere elini veren Bay-
kal kolunu alamayacak, yeni açılımlara zorlana-
cak.
- Kendi partinin üyeliğine layık gördüğünün da-
ha hafif örtünmüşünü nasıl üniversiteye gitmek-
ten alıkoyabilirsin, diyebilecekler Baykal’a.
Bu çıkışı yapanlar tepeden tırnağa da haklı ola-
caklar.
Baykal artık Anayasa Mahkemesi’ne başvuru-
larını ve Yüksek Mahkeme’nin kararlarını da sa-
vunamayacak.
Ama belki de savunmaya da niyeti yoktu. Bel-
ki de artık, laiklik konusunda yeni bir yol tutacak
ve neo-laik, (yeni laik) veya quasi-laik (laik ben-
zeri) veya daha beteri pseudo-laik (sahte laik) bir
çizgi tutturarak bütün dünyaya ima yoluyla da ol-
sa şunu söyleyecek:
- Ilımlı İslam gerekiyorsa, onu da biz yaparız,
başkasına gerek yok!
Bakalım Tandoğan Sendromu CHP’yi kurtar-
maya yetecek mi?
asirmen@cumhuriyet.com.tr
YOZGAT CHP’Lİ YILMAZ ATEŞ:
Alevi Vakõflarõ Federasyonu, Cumhurbaşkanõ, TBMM Başkanõ, Başbakan ve parti liderlerine çağrõ yaptõ:
İstanbul Haber Servisi - Al-
evi yurttaşlarõn sorununun çözül-
mesi için Cumhurbaşkanõ, TBMM
Başkanõ, Başbakan ve muhalefet
liderlerinin kamuoyunun istemine
kulak vermeleri çağrõsõnda bulunan
Alevi Vakõflarõ Federasyonu, “Ale-
vi sorununun barışçı yollardan,
dostça çözülebilmesi için henüz
vakit geçmiş değildir” açõkla-
masõnõ yaptõ.
Alevi Vakõflar Federasyonu’ndan
yapõlan açõklamada, son günlerde
siyasilerin “Alevi açılımı”na yö-
nelik tartõşmalarõnõn olumlu ol-
duğu belirtilerek “Alevilerin Cum-
huriyet’in temel değerleri ve de-
mokratik, laik devlet fikrine
candan bağlı olduğu” vurgulan-
dõ. Alevilerin tarihte pek çok hak-
sõz saldõrõya uğradõğõna dikkat çe-
kilen açõklamada, “Bugüne kadar
bu sorunların karşılıklı anlayış
içinde çözülebilmesi amacı ile
herhangi bir olumlu adım at-
mayan hükümet, 37 canımızın
yandığı Sıvas Madımak Ote-
li’nin bir kebapçı olarak çalış-
masına dahi göz yummaya de-
vam etmiş, Alevi sorunları ko-
nusunda tam bir vurdumduy-
mazlık içerisinde davranmaya
devam etmiştir. Ülkeyi yönetme
sorumluluğu taşıyanların bu de-
mokratik ve yasal talepleri bir an
önce çözüme kavuşturmalarını
bekleyen Alevi kurumları ve ki-
şileri olarak siyasi partilerimizi,
Sayın Cumhurbaşkanı’nı,
TBMM Başkanı’nı, Başbakan’ı
ve muhalefet liderleri ile millet-
vekillerini kamuoyunun sesine
kulak vermeye ve ilişikte sunu-
lan sorunların çözüm önerileri-
ni en kısa zamanda dikkate al-
maya davet etmekteyiz” denildi.
Açõklamada, Alevilerin istemleri
ise şöyle sõralandõ:
Genel bütçeden, inanç hiz-
metleri için ayrılan kaynaklar-
dan Alevilere de pay ayrılmalıdır.
Zorunlu olmasını şart gör-
mediğimiz, Din Kültürü ve Ah-
lak Bilgisi dersleri zorunlu olsa
da, olmasa da bu derslerde Ale-
vilik de dahil olmak üzere tüm
inançlar yansız öğretilmelidir.
Devlete ait radyo ve TV ka-
nallarında tüm inanç grupları
kendilerini düzenli ve sürekli
olarak ifade edebilmelidir.
Cemevlerinin yapımına da
yeterli arsa ve maddi destek sağ-
lanmalıdır.
İnanç uygulamalarını ve
cemlerimizi yönetecek, yönlen-
direcek bilgili kişilerin yetişti-
rilmesi amacıyla okullar açıl-
malı ve üniversitelerimizde ta-
savvuf bölümleri kurulmalıdır.
Halk geleneğinde inanç ve
kültürün önemli taşıyıcı unsur-
larından birisi olan saz da okul-
larda müzik aleti olarak tavsiye
edilmelidir.
Dostça çözüm için geç değil
Su başında durmuşuz,
çınar, ben, kedi, güneş, bir de ömrümüz.
Suda suretimiz çıkıyor,
çınarın, benim, kedinin, güneşin,
bir de ömrümüzün.
Suyun şavkı vuruyor bize,
çınara, bana, kediye, güneşe,
bir de ömrümüze.
Babamız
GÜNDÜZ AKKÖK’ü
yitirdik.
Onu çok özleyeceğiz.
Onu çok seviyoruz.
Eşi ve Çocukları
Muhterem, Yiğit, Elif, Leyla Akkök
Alevi Vakõflar Federasyonu tarafõndan yapõlan açõklamada, “Alevi sorununun barõşçõl
yollardan, dostça çözülebilmesi için henüz vakit geçmiş değildir” denildi. Alevi yurttaşlarõn
istemlerinin sõralandõğõ açõklamada, 2002 yõlõndan bu yana Alevilerin taleplerine karşõn
herhangi bir olumlu gelişme yaşanmadõğõna dikkat çekildi.
AKP’li
başkan:
Partide
hırsız
var
SEYFETTİN METE
YOZGAT - AKP’de
yolsuzluk iddialarõ bit-
mek bilmiyor. CHP Grup
Başkanvekili Kemal Kı-
lıçdaroğlu’nun AKP’li
Yozgat Belediyesi hak-
kõnda açõkladõğõ yolsuzluk
iddialarõnõn ardõndan, 22
Temmuz genel seçimle-
rinde AKP’den milletve-
kili aday adayõ olan eski
Yamaçlõ Belde Belediye
Başkanõ Ekrem Karataş
da, partiye yardõm olarak
kendisinden alõnan 12 bin
YTL’nin İl Başkanõ Ze-
keriye Avşar’õn hesabõna
geçirildiğini ileri sürdü.
AKP İl Başkanõ Av-
şar’õn AKP’den aday ola-
bilmek için partiye yardõm
adõ altõnda kendisinden
12 bin YTL istediğini öne
süren Karataş, “AKP’den
milletvekili adayı olaca-
ğım gündemdeydi. Par-
tiye yardım amaçlı bizim
Boğazlıyan şubesinden
bir miktar para istemiş-
ler. İl Başkanı Zekeriya
Avşar, yeğenim Yaşar
Karataş’tan paranın ken-
di hesabına çıkarılması-
nı istemiş. Yaptığımız
araştırmaya göre bu pa-
ra partiye kullanılma-
mış” dedi.
Karataş’õn yeğeni Ya-
şar Karataş da paralarõ
Avşar’õn hesabõna yatõr-
dõklarõnõ belirterek AKP
adõna kurulan bir fon ol-
duğunu ileri sürdü. Ka-
rataş, “Partinin hesap
numarasını almak için
İl Başkanı Avşar’ı ara-
dım. O da kendisinin
şahsi hesap numarasını
verdi. Ben de hesap
numarasına parayı ya-
tırdım. Bu para her-
hangi bir borç veya ala-
cak için değil, partiye
bağış olarak yatırıldı”
diye konuştu.
Dönemin Boğazlõyan
AKP İlçe Başkanõ Mecit
Palabıyık da Ekrem Ka-
rataş’õn iddialarõna destek
verdi. Paranõn parti yeri-
ne Avşar’õn hesabõna ya-
tõrõldõğõna dair ellerinde
makbuz olduğunu ifade
eden Palabõyõk, “Avşar,
partinin değil de ken-
disinin hesap numara-
sını vermiş. 12 bin YTL
parayı üç parça halinde
ödemişler. Avşar para-
ları parti yerine kendi
hesabına aktarmış. Eli-
mizde şu anda mak-
buzları mevcut. O dö-
nem aday adaylığı için
isteyen 30, isteyen 40
bin YTL veriyordu.
Adaylık için her parti
para alır. Ancak ilginç
olan il başkanının pa-
raları kendi hesabına
istemesi” dedi.
‘Yengeç’ operasyonunda bir yargõç daha gözaltõna alõnõrken barolar yasalara uyulmadõğõ görüşünde
Avukat gözaltısına baro tepkisi
Bölgedeki baro başkanları
İzmir Adliyesi’nde ortak ba-
sın açıklaması yaptı. (Fotoğraf:
OZAN YAYMAN)
İZMİR (Cumhuriyet Ege
Bürosu) - İzmir’de mahkeme
başkanõ bir hâkimin de tu-
tuklandõğõ “Yengeç” ope-
rasyonunda, kõsa süre önce
emekli olan hâkim E.Y. de
gözaltõna alõndõ. Olayla ilgi-
li 24 kişinin sorgusu sürer-
ken, barolar, 14 avukatõn
Adalet Bakanlõğõ’nõn onayõ
olmadan gözaltõna alõnmasõ-
nõn yasalara aykõrõ olduğunu
savundu.
İzmir Cumhuriyet Savcõsõ
Murat Gök’ün talimatõyla
Kaçakçõlõk ve Organize Suç-
larla Mücadele Şube Mü-
dürlüğü ekipleri tarafõndan
başlatõlan operasyonlar dün
devam etti. Ekipler, kõsa sü-
re önce emekli olan ağõr ce-
za mahkemesi üye hâkimle-
rinden E.Y’yi gözaltõna aldõ.
E.Y. ile birlikte iki günde
gözaltõna alõnanlarõn sayõsõ
24’e ulaştõ. Zanlõlarõn, bugün
İzmir Cumhuriyet Başsav-
cõlõğõ’na sevk edilecekleri
bildirildi.
Organize suç örgütü lideri
olduğu iddiasõyla yargõlanan
V.O.Ç’nin serbest bõrakõl-
masõnõn ardõndan başlatõlan
“Yengeç” operasyonunda
ağõr ceza mahkemesi başka-
nõ A.K. ile 8 avukatõn da
aralarõnda bulunduğu 16 ki-
şi gözaltõna alõnmõş, mahke-
me başkanõyla birlikte 7 kişi
tutuklanmõştõ.
Bu arada barolar, 14 avu-
katõn gözaltõna alõnmasõnõ
yaptõklarõ açõklamayla pro-
testo etti. Avukatlarõn üye ol-
duğu Aydõn, Muğla, Balõke-
sir, Denizli baro başkanla-
rõyla İzmir Adliyesi’nde ba-
sõn toplantõsõ düzenleyen İz-
mir Baro Başkanõ Nevzat
Erdemir, gözaltõlarõn Ada-
let Bakanlõğõ’nõn onayõ ol-
madan gerçekleştirilmesinin
yasalara aykõrõ olduğunu söy-
ledi. Erdemir, “Söz konusu
gözaltılar sonucu İnsan
Hakları Evrensel Bildirisi,
anayasa ve Avukatlık Ya-
sası ihlal edilmiştir. Mes-
lektaşlarımızın karşılaştığı
uygulamaları avukatlık
mesleğinin özelliği ve onu-
ru bakımından yadırgıyo-
ruz” dedi.
Gelişmelerle ilgili olarak
Türkiye Barolar Birliği bün-
yesinde girişimde buluna-
caklarõnõ bildiren Erdemir,
“İnsan hakları ve hukuk
kurallarını ihlal edenler
hakkında inceleme ve işlem
başlatılmasını istiyoruz”
dedi.
İzmir Adliyesi’nde Aydõn Barosu, Muğla Barosu,
Balõkesir Barosu ve Denizli Barosu başkanlarõ ile
birlikte basõn toplantõsõ düzenleyen İzmir Baro
Başkanõ Nevzat Erdemir, Yengeç 2 operasyonunda
avukatlarõn da gözaltõna alõnmasõnõ protesto etti.
Provokatör
Gökçek’in
koruması
Baykal ve Karayalçõn’õn basõn toplantõsõ
sõrasõnda gerilime neden olan Serdar
Tüzün’ün, Melih Gökçek’in eski, oğlu Osman
Gökçek’in ise şimdiki korumasõ olduğu ortaya
çõktõ. Yõlmaz Ateş, Tüzün’ün CHP binasõna da
‘korsan’ girdiğinin tespit edildiğini söyledi.
MAHMUT LICALI
ANKARA - CHP Ge-
nel Başkan Yardõmcõsõ
Yılmaz Ateş, CHP Genel
Başkanõ Deniz Baykal
ile SHP Genel Başkanõ
Murat Karayalçın’õn
CHP Genel Merkezi’nde
düzenledikleri ortak basõn
toplantõsõna gazeteci ol-
mamasõna karşõn katõla-
rak Baykal’a provakatif
soru yönelten Serdar
Tüzün adlõ kişinin An-
kara Anakent Belediye
Başkanõ Melih Gök-
çek’in eski, oğlu Osman
Gökçek’inse şu anki ko-
rumasõ olduğunu bildirdi.
Ateş, Tüzün’ün basõn
toplantõsõnõn gerçekleş-
tirildiği kata yangõn mer-
divenlerinden çõktõğõnõ
söyledi.
Yõlmaz Ateş, önceki
gün basõn toplantõsõnda
CHP lideri Baykal’a
“Karayalçın’ın DEHAP
ile ortaklık yapmasına
ne diyorsunuz” sorusu-
nu yönelten kişinin Gök-
çek’in eski korumasõ ol-
duğunu belirtti. Baykal’õn
da konuyla ilgili olarak
bir televizyon progra-
mõnda Serdar Tüzün ad-
lõ kişinin Gökçek’in eski
korumasõ olduğunu söy-
lediğini kaydeden Ateş,
“Deniz Bey’in söylediği
bilgi doğru” dedi. Ateş,
toplantõya katõlan Tü-
zün’ün Gökçek’in eski
korumasõ olmasõnõn yanõ
sõra Gökçek’in oğlu Os-
man Gökçek’in yanõnda
halen koruma olarak ça-
lõştõğõnõ vurguladõ.
CHP Genel Merke-
zi’nde dün güvenlik alar-
mõ verilirken olay masa-
ya yatõrõldõ. Tüzün’e 12.
kata çõkabilmek için
asansörde okutmasõ ge-
reken manyetik kartõn
verilmediği, ancak ya-
nõnda bulunan Ayhan
Kıldaş’õn aldõğõ kartla
yukarõ çõktõklarõ; 12. kat-
ta ziyaretçi kartõyla gö-
rülen Kõldaş’õn aşağõya
indirildiği, ama daha son-
ra yangõn merdivenin-
den yeniden yukarõ çõk-
tõğõ ifade edildi. CHP
Genel Merkezi’ne telefon
eden bazõ kişiler, Ayhan
Kõldaş adlõ kişinin “AKP
etkinliklerinde sunucu-
luk yaptığını” öne sürdü.
SHP Genel Başkan
Yardõmcõsõ Mehmet Yu-
la, provokasyondan An-
kara Büyükşehir Beledi-
ye Başkanõ Melih Gök-
çek’in sorumlu olduğunu
söyledi. Gökçek’in oğlu
Osman Gökçek’in baş-
kanlõğõnõ yaptõğõ Türkiye
Gençlik Federasyonu’nda
alõnan bir karar doğrul-
tusunda toplantõlarõn pro-
voke edileceği yönünde
bilgiler bulunduğunu ak-
taran Yula, Ankara Em-
niyeti ve İçişleri Bakan-
lõğõ’nõ göreve çağõrdõ.
TBMM’de görüşülmeye baş-
lanacak olan Kamu Hastane-
leri Birlikleri Yasa Tasarısı’na
tepki gösteren sağlık emekçileri hükümeti protesto etti. Tasarının geri çekilmesini isteyen sağlık-
çılar Adana Devlet Hastanesi önünde protesto eylemi yaptı. Eylemde, “İnsanca yaşamak istiyo-
ruz”, “Sağlıkta tasarruf ölüm demektir”, “AKP yasanı al başına çal”, “AKP istifa” şeklinde slo-
gan attılar. SES Adana Şube Başkanı Dr. Mehmet Antmen, söz konusu yasa tasarısıyla sağlık sis-
teminin piyasalaştırılacağını söyledi. SES İstanbul Şubesi üyeleri de, Şişli Etfal Eğitim ve Araş-
tırma Hastanesi ile Bakırköy Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi önün-
de ayrı ayrı düzenledikleri eylemlerde çalışanların özlük haklarının verilmesini istedi. SES tem-
silcisi Mihriban Taşkal, tasarıyı sağlıkta yıkım programı olarak nitelendirdi. (Fotoğraf: ALİ AÇAR)
‘Sağlõkta tasarruf ölüm demek’
Şeriatçõ örgüte darbe
DİYARBAKIR (AA) - El Kaide adõna Doğu ve
Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Müslüman İnti-
kam Tugayõ (MÜSİT) adõ altõnda faaliyet yürüten
örgüt, MSN’de yaptõğõ görüşmelerin polisin teknik
takibine takõlmasõyla çökertildi. 3’u tutuklanan 11
sanõk hakkõnda toplam 120 yõl hapis istemiyle da-
va açõldõ.
Diyarbakõr Cumhuriyet Başsavcõlõğõ’nca hazõrla-
nan iddianamede, sanõklardan bazõlarõnõn Afganis-
tan’da askeri ve dini eğitim aldõktan sonra eylem yap-
mak amacõyla Türkiye’ye geri döndükleri belirtil-
di. İddianamede, bölgedeki MÜSİT yapõlanmasõnõn
lideri olduğu bildirilen ve yurtdõşõna çõkma hazõrlõ-
ğõ yaparken Muş’ta yakalanan S.K’nin örgütün faa-
liyetlerini düzenlediği kaydedildi. İddianamede,
sanõk S.K’nin MSN’de “Molla” lakaplõ şahõsla Öz-
bekçe yaptõğõ görüşmelerde patlaycõ madde yapõ-
mõnda kullanõlan “hidrojen peroksit” hakkõnda bil-
gi aldõğõ ve İstanbul ya da Ankara’da eylem plan-
ladõğõ tespit edildi.
İddianamede, MSN kayõtlarõndan sanõklardan
Y.B’nin, örgütün Bingöl sorumlusu olduğu ve çok
sayõda kişiyi El Kaide adõna savaşmak için Afga-
nistan’a gönderdiğinin belirlendiği kaydedildi.
EylemhazõrlõklarõyapanveMSNgörüşmeleritakibealõnarakçökertilen
‘Türk El Kaidesi’nin 11 üyesi hakkõnda 120 yõla kadar hapis istendi