Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ruşturma geçirmiş kişiler olduğunu ileri sürdü. İn-
ternette casusluk, dedektiflik cihazlarõ, dinleme ve
takip cihazõ satan şirketlere ait ilanlarõn bulundu-
ğunu bunlarõn piyasada satõldõğõnõ anlatan Akyü-
rek, “Bizim dışımızda dışarıdan birileri de bu
tür aletler ve internet aracılığıyla dinleme ya-
pabilir. Bazı yazılımlar var. Bunlar sayesinde
insanlar dinlenebilir. Hepsi, bizim üzerimize ka-
lıyor” iddiasõnda bulundu. CHP’li komisyon üye-
lerinin Genel Sekreter Önder Sav’õn telefonunun
dinlenip dinlenmediğine ilişkin sorularõna ise
Akyürek, “Dinledik desek de suç, dinlemedik de-
sek de suç. Yalnız onun için değil herhangi bi-
ri hakkında bu bilgileri verirsem suç işlemiş olu-
rum. Var da diyemem, yok da diyemem” kar-
şõlõğõnõ verdi. Komisyon üyelerinden MHP’li
Hasan Özdemir, “Herkes tedirgin. Telefonlar
artık lanetli gibi. Bırakın insanlar arkadaşını,
sevgilisini, eşini korkmadan arasın. İnsanların
her yerini dinlemeye ne merakınız var? Sade-
ce dinleme yaparak suç önlenemez” dedi.
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
yemek yerken bu gerçeklerin yüzde birini bilme-
yenlere özgü neşeli davranışlar sergiliyor.
İçi ve dışı örtülü Çankaya manzaralarına karşın;
Başöğretmen Atatürk’ün gerçekleştirdiği eğitim
devriminde doğan ve yetişen, TBMM Başkanı’na
vekâlet eden CHP Milletvekili Güldal Mumcu, içi-
mizi ısıtan, kızım sana söylüyorum gelinim sen an-
la anlamına gelen bir konuşma yapıyor ziyaretine
gelen öğretmenlere.
“Laik cumhuriyete yakışan, kafasının içi ve dışı ör-
tülmemiş bir eser ortaya çıkardım diyebiliyorsanız,
görevinizi yapmışsınız demektir” diye sesleniyor.
Kadının zincirlerini kırdığını öne sürenler cema-
at üyelerini de partiye almayı düşünüyor, böylece
üç buçuk oy uğruna daha da geriye gitmenin ze-
minini hazırlıyorlar.
Üstelik kadının dinci bir partiden koparak öz-
gürlüğe kavuştuğunu sanıyorlar.
Kara çarşafı sineye çekmeyi özgürlüğün, insan-
lığın bir gereği diye savunanlar; bir alt satırlarda asıl
amacı ifade ediyorlar.
Seçimlerde AKP’den oy koparmanın tek yolunun
çarşaflıyı, türbanlıyı, şimdi de tarikata bağlı olan-
ları partilerine davet etmek olduğunu yazıp söylü-
yorlar.
Laik cumhuriyete yakışmayan bir tezat sergile-
niyor.
Devleti din esaretinden kurtardık. Ne yazık ki; par-
tileri, dini siyasal (oy) amaçlarını gerçekleştirmek için
bir araç gibi kullanmaktan vazgeçiremedik.
Mademki güncel yaşamında giyimde kuşamda
hiçbir değişiklik yapmadan kadın bir partiden öte-
kine geçerek zincirlerini kırıyor; bu görüşe sarılanlar
öyleyse Radikal’de yayımlanan bir anketin gerek-
lerini de yerine getirmek zorundadırlar.
AKP’ye özenen partiler varoşlarda yaşayan kız-
lar için Kuran kursu açmalıdırlar. Erkek çocuklar için
de spor okulları…
Oysa önce insanı, sonra seçimi kazanmak için
öncelikle Türkiye gerçeklerine çare üreten kam-
panyalara, inandırıcı programlara gereksinim var.
Bugün hemen her partinin üzerinde ittifak ettiği
sorunların başında, 1) giderek artan işsizlik, 2) gün-
cel yaşamda giderek ağırlaşan ekonomik ve mali
darlıklar geliyor.
Gazeteleri tarayın, TV’lerdeki haber bültenlerini
izleyin. Bu iki temel konuyla ilgili çeşitli haberleri oku-
yacak ve ne çare; ancak asıl aradığınızı.. işsizliğe
çözüm, bireylerin yaşamsal ekonomik bunalımla-
rını çözecek tek bir açıklamaya, aklınızın yataca-
ğı tek bir formüle, programa rastlamayacaksınız.
Zira partiler bu iki önemli sorun ve diğerleri üze-
rinde halkın benimseyeceği programlar hazırlaya-
cakları yerde, manevi değerler üzerinde oynayarak
oy toplama gayreti içine düştüler.
Daha şimdiden iktidar olsun, iş çevreleri olsun
2009 yılının zor bir yıl olacağını söylüyor.
Ama iktidarda olan olmayan partiler için gelecek
yıl veya yıllar önemli değil. Bugünü kurtarmaya ça-
lışıyorlar.
Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç:
“Krizler benim ülkeme 6 aylık bir gecikmeyle ulaş-
maktadır. Kriz Türkiye’ye varıncaya kadar ABD ve
diğer ülkelerin yeniden ayağa kalkacaklarına ina-
nıyorum” diyor.
Ülkeyi yönetenlerle ülkenin bugünkü ve yarınki
durumunu bu kadar güzel anlatabilmek ve bu ger-
çeği anlamlı biçimde özetlemek; yazarlara, bilim
adamlarına, siyasetçilere değil, bir işadamına na-
sip oldu.
Ağlar mısınız güler misiniz halimize?
26 KASIM 2008 ÇARŞAMBA SAYFACUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 20
Edirne Y 19
Kocaeli Y 22
Çanakkale Y 17
İzmir PB 20
Manisa PB 19
Aydın PB 21
Denizli PB 19
Zonguldak B 20
Sinop B 17
Samsun PB 19
Trabzon PB 21
Giresun PB 19
Ankara PB 16
Eskişehir PB 14
Konya PB 15
Sıvas PB 13
Antalya Y 20
Adana PB 21
Mersin PB 21
Diyarbakır PB 18
Şanlıurfa PB 18
Mardin PB 16
Siirt PB 18
Hakkâri PB 8
Van PB 11
Kars PB 11
Oslo K 2
Helsinki B 5
Stockholm B 2
Londra B 10
Amsterdam B 10
Brüksel B 6
Paris B 7
Bonn B 5
Münih PB 2
Berlin B 6
Budapeşte PB 3
Madrid PB 10
Viyana PB 3
Belgrad KY 4
Soyfa Y 10
Roma Y 14
Atina B 20
Zürih B 3
Moskova K 2
Aşkabat A 19
Astana B 4
Taşkent A 22
Bakû PB 14
Bişkek A 17
Tiflis PB 26
Kahire Y 26
Şam A 24
Hava sıcaklığı İç ve Do-
ğu bölgelerde 1 ila 2 de-
rece artacak, diğer yer-
lerde önemli bir değişik-
lik olmayacak. Rüzgâr
genel olarak güney ve
güneybatı; yurdun gü-
neydoğusu ile akşam sa-
atlerinden sonra Mar-
mara’da kuzey ve ku-
zeybatı yönlerinden hafif
ara sıra orta, yurdun ku-
zeybatısında yer yer kuv-
vetli olarak esecek.
1. KOŞU: F: Karakaya (2), P: Tõrpanhan (4), PP: Kai-
nat (5), S: icran (1). 2. KOŞU: F: Mastiff (4), P: Ca-
lamity Boy (2), PP: Mususi (5), S: Okay Dusty (7). 3.
KOŞU: F: Rasimcan (8), P: Raufbey (9), PP: Tezeren
(10), S: Darbe (1). 4. KOŞU: F: Fair Lady (5), P: Do-
ku (3), PP: Number Stone (7), S: Perfect Circle (9). 5.
KOŞU: F: Princesse Des İles (4), P: Sindy Girl (5), PP:
Evreka (6), S: Kitara (10). 6. KOŞU: F: Mamma Mia
(6), P: Laluv (5), PP:
Kings Pleasure (4), S:
Babayiğit (1). 7. KO-
ŞU: F: Exodia (4), P:
Tekcan Han (8), PP:
Radikal King (6), S:
Silver Knight (7). 8.
KOŞU: F: Boranağa
(16), P: Serbeyi (17),
PP: Kõyat (11), S:
Shruuq (19).
ALTILI GANYAN
8 4 4 6 4 16
9 5 5 17
10 4 11
1 1 19
7 2 22
4/3
CMYB
C M Y B
‘BOB idam fermanı’
sından iyi bir ortak olarak
görmeyebilir” diyen Fuller, bu
durumda da Türkiye’nin kendi
çõkarlarõna daha uygun, rasyonel
ve bağõmsõz bir siyaset izlemek
durumunda kalacağõnõ, bunun da
ABD çõkarlarõnõn dõşõnda bir
çizgi izlemek anlamõna geldiği-
ni söyledi.
“Burada özel olarak, Rusya,
İran ve Suriye ile iyi ilişkiler
geliştirmekten, Filistin siya-
setinin Hamas da dahil olmak
üzere unsurlarıyla ilişkiler
kurmaktan söz ediyoruz” ifa-
desini kullanan Fuller, “Ayrıca
ben Türkiye’nin komşularıy-
la iyi ilişkiler kurmasının fay-
dalarını, Washington yönetimi
bunu anlamamış olsa da, hem
Türkiye hem de ABD açısın-
dan şimdiden görmeye başla-
dığımızı düşünüyorum” diye
konuştu. Türkiye’nin bölgede
ciddi bir arabuluculuk rolü üst-
lenmek için yeterince nüfuzu
olup olmadõğõ yönündeki bir
soruyu ise Fuller şöyle yanõtla-
dõ: “Tabii ki Türkiye’nin, böl-
ge ülkeleri üzerinde ve bölge
diplomasisinde, ABD, Rusya
ya da Avrupa ülkelerinin sahip
olduğu türden bir nüfuzu yok.
Ancak Türkiye bir bölge ülkesi
ve arabuluculuk yapmak iste-
diği ülkeler de komşusu olan
ülkeler. Dolayısıyla bunun bir
önemi var.”
Türkiye’nin birbirine düşman
olan ülkelerin hepsiyle dost bir
ilişki yürütme siyasetinin sür-
dürülebilir bir siyaset olduğunu
düşündüğünü ifade eden Fuller,
“Bence ABD buna benzer bir
siyaseti, kendisi için de uygu-
layabilir. ABD izlediği siya-
setle kendisine düşman yara-
tıyor. Türkiye de daha önce bu
tuzağa düştü” dedi.
Fuller, BOP’un bir felakete
dönüştüğünü, çünkü bölgede
yalnõzca daha büyük bir istik-
rarsõzlõk ve özel olarak ABD’ye
karşõ daha büyük bir tepkiye yol
açtõğõnõ kaydederek şöyle de-
vam etti: “Dolayısıyla ben Tür-
kiye’nin bölgede, bir Amerikan
planı dahilinde rol üstlenmesi
gerektiği görüşüne katılmıyo-
rum. Samimiyetle söylemem
gerekirse, bence Ortadoğu’da
Amerikan planına dahil ol-
mak, Türkiye’nin ya da böl-
gedeki başka ülkelerin çıkar-
ları açısından idam fermanını
imzalaması anlamına gelir.”
Obama döneminde, ABD’nin
Ortadoğu’daki siyaseti açõsõn-
dan önemli değişiklikler yaşa-
nacağõ konusunda umutlu oldu-
ğunu belirten Fuller, Obama yö-
netiminin, Bush yönetimiyle kõ-
yaslandõğõnda Türkiye’de de-
mokratik kurumlarõn önemine
daha çok vurgu yapacağõ dü-
şüncesinde olduğunu kaydedet-
ti. Fuller, Bush yönetiminin, il-
kesel düzeyde bir siyaset izle-
mediğini ve genel olarak Türki-
ye’de Amerika’nõn bölge siya-
setine destek sunan kesimleri
desteklemeyi doğru bulduğunu
ifade etti.
“Türkiye’nin Kürt sorunu
tarafından rehin alındığını”
söyleyen Fuller, “Mutsuz bir Di-
yarbakır, Türkiye’yi bölgede
güçsüz bir hale getirir” dedi. Bu
tür meselelerin bir gecede çözü-
lemeyeceğini ifade eden Fuller,
“Türkiye’nin doğru yönde iler-
lemeye başladığını, artık Irak-
lı Kürtlerle diyalog kurmaları
gerektiğini anladığını” belirte-
rek “Eğer Türkiye Iraklı Kürt-
lerle diyaloğunu arttırabilirse,
PKK sorununu çözebilir” şek-
linde konuştu.
ANKARA (Cumhu-
riyet Bürosu) - Afga-
nistan’da 22 Ekim ge-
cesi kaçõrõlan Hamdi
Karbuzoğlu, Çağdaş
Kaplan ve Ahmet Ak-
tepe isimli üç Türk
yurttaşõ önceki gün ser-
best bõrakõldõ.
Dõşişleri Bakanlõ-
ğõ’ndan yapõlan açõkla-
mada, “Üç Türk va-
tandaşı 24 Kasım ta-
rihinde serbest bıra-
kılarak, Afgan ma-
kamları aracılığıyla
salimen teslim alın-
mışlardır. Adı geçen
vatandaşlarımızın TC
Kâbil Büyükelçiliği’ne
bugün (25 Kasım) in-
tikalleri sağlanmış
olup, 28 Kasım Cuma
günü ülkemize dön-
meleri öngörülmekte-
dir” denildi. 25 Ekim
tarihinde Altõnsan isim-
li firmada çalõşmakta
olan üç Türk mühendis
ile 2 Afgan iş arkadaşõ,
Afganistan’õn güneyin-
de bulunan Khost iline
ait İsmail Kheil bölge-
sinde kaçõrõlmõştõ.
ABD’den Müslüman derneğe ceza
Dış Haberler Servisi - ABD’de bir dönem ülke-
deki en büyük Müslüman yardõm kuruluşlarõn-
dan biri olan “Kutsal Diyar Kalkõnma ve Yardõm
Vakfõ” ile 5 eski lideri, ABD’nin terör örgütleri
listesinde yer alan Filistin’deki Hamas örgütüne
para gönderdiği gerekçesiyle “teröre mali destek
vermekten” suçlu bulundu. Dallas’ta önceki gün
görülen ve 11 Eylül 2001’den bu yana açõlan en
büyük “terorizme destek” davasõnda karara va-
ran jüri, vakfõn Hamas’la bağlantõlõ örgütlere 12
milyon dolardan fazla mali yardõmda bulunmasõ-
nõn suç olduğuna karar verdi. 11 Eylül saldõrõla-
rõnõn ardõndan kapatõlan vakõf, paranõn Filistinli
mültecilere ve İsrail’in füze saldõrõlarõ nedeniyle
zarar görenlere yardõm amacõyla gönderildiğini
savunuyor. Sanõklarõn sözcüsü, karara itiraz ede-
ceklerini belirterek bunun sadece ABD’deki
Müslüman toplumuna değil, yoksul ve hastalara
yardõm edilmesi gerektiğine inanan tüm Ameri-
kalõlara yönelik bir saldõrõ olduğunu kaydetti.
Baştarafı 1. Sayfada
Baştarafı 1. Sayfada
Graham Fuller, 1982 yılında, CIA’nın Yakındoğu ve Gü-
ney Asya ulusal istihbarat görevlisi olarak atanmış, 1986
yılında da Ulusal İstihbarat Konseyi’nin başkan yardımcı-
lığı görevine yükselmişti. Fuller, CIA için Türkiye, Suudi
Arabistan, Lübnan ve Afganistan’da da çalışmıştı.
ESKİ CIA ORTADOĞU İSTASYON ŞEFİ
Başbakan Recep Tayyip Erdo-
ğan, Türkiye’de temaslarda bu-
lunan Norveç Veliaht Prensi
Haakon’la bir araya geldi. Görüşmenin ardından soruları yanıtlayan Erdoğan, İmralı’da tutuklu
bulunan terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın yanına başka mahkûmların gönderilmesine ilişkin
hazırlıkların sürdüğünü söyledi. Erdoğan “ Oraya gitmesi gereken mahkûmlar olursa, tabii ki on-
ları oraya göndereceğiz. Şu anda orada hazırlıklar devam ediyor” dedi. AB üyeliğine ilişkin bir so-
ru üzerine Erdoğan, kamuoyu araştırmalarına göre Türk halkının yüzde 60’a yakının AB üyeliği-
ne “evet” dediğini belirterek, “Biz kararlıyız, yola devam edeceğiz” diye konuştu. (Fotoğraf: AA)
Erdoğan: İmralõ’ya mahkum gidecek
AFGANİSTAN
3 Türk
serbest
Lagendijk, Bahçeli ve Türk’ü ziyaret ederek nabõz yokladõ
Baykal randevu vermedi
AYŞE SAYIN
ANKARA - Türkiye-AB Karma
Parlamento Komisyonu Eşbaşkanõ
Joost Lagendijk, MHP Genel Baş-
kanõ Devlet Bahçeli ve DTP Ge-
nel Başkanõ Ahmet Türk’ü Mec-
lis’te ziyaret ederek, DTP hakkõn-
daki kapatma davasõ ve AB süreci
ile ilgili “nabız yokladı.” CHP Ge-
nel Başkanõ Deniz Baykal ise
“programının uygun olmadığı”
gerekçesiyle Lagendijk’e randevu
vermedi.
Lagendijk, ilk olarak DTP Genel
Başkanõ Türk’le bir araya geldi.
Türk’ün “Demokratik Özerklik”
kitapçõğõnõ hediye ettiği Lagen-
dijk, DTP’nin Meclis çatõsõ altõnda
olmasõnõn çok önemli olduğunu
belirterek, “Kapatılması, Türki-
ye’yi AB’ye istemeyenlerin elini
güçlendirir. Türkiye’nin üyeli-
ğine karşı olanlar ‘Kürt sorunu çö-
zülmüyor, parti kapatõlõyor’ diye-
rek AB kapısını kapatmaya ça-
lışacaklardır” uyarõsõnda bulundu.
Türk ise kapatma davasõyla ilgi-
li endişelerini dile getirirken
AKP’nin son dönemdeki Kürtler’e
yönelik tavrõndan şikâyetçi oldu.
Türk, “Kürtlerin AKP’ye güveni,
inancı kalmadı” dedi. Lagendijk
de, “Bu konuda bizim de endişe-
lerimiz var. Bu konuyu AKP ile
açıkça konuşacağız” karşõlõğõnõ
verdi. DTP’nin demokratik özerk-
lik projesini incelediğini belirten
Lagendik, “Projede ademi mer-
keziyetçi bir çözüm ortaya ko-
nuluyor. Bu tür projelerin gün-
deme gelmesi, değerlendirilmesi
önemli” diye konuştu.
Lagendijk daha sonra MHP li-
deri Bahçeli’yi ziyaret etti. La-
gendijk, MHP’nin AB üyelik sü-
reci ve anayasa değişikliği ile il-
gili tutumunu olumlu bulduklarõ-
nõ belirterek, “MHP’nin
AKP’nin kapatılma davası sü-
recindeki tavrı da olumluydu.
Anayasa değişiklikleri konu-
sunda CHP’ye göre daha olum-
lu davranıyorsunuz” dedi.
Bahçeli ise AB’nin Türkiye’nin
tam üyeliği konusunda samimi
davranmadõğõnõ belirtti.
Zavar için destek konseri
İstanbul Haber Servisi - Erol Zavar’a Yaşam
Hakkõ Koordinasyonu, Sincan F tipi cezaevinde
tutuklu bulunan mesane kanseri Erol Zavar’õn
serbest bõrakõlõp, tedavi olmasõ için destek kon-
seri düzenleyecek. 28 Kasõm Cuma günü Ok-
meydanõ’ndaki Salon Figaro’da gerçekleştirile-
cek etkinlikte, Hakan Yeşilyurt sahne alacak.
Şair Nevzat Çelik ve Mehmet Özer’in şiirleriyle
yer alacaklarõ etkinlikte, İstanbul Üniversitesi
Tiyatro Topluluğu da oyunlarõnõ sergileyecek.
ILIMLI İSLAM
‘Yeni Türk
imajı’
oluşturuluyor
BAHADIR SELİM DİLEK
ANKARA - AKP hükümetinin yurtdõşõn-
da ve özellikle de Avrupa’daki Türk imajõn-
dan memnun olmadõğõ ortaya çõktõ. Hükü-
metin bu memnuniyetsizliğini dikkate alan
Dõşişleri Bakanlõğõ da yeni Türk imajõ (!) oluş-
turmak için harekete geçti. Bu çerçevede ge-
niş çaplõ bir imaj araştõrmasõ başlatõlacak. Baş-
bakan Recep Tayyip Erdoğan’õn “mede-
niyetler ittifakı” eşbaşkanõ olmasõyla öne çõ-
kan õlõmlõ İslam görüntüsünün yeni Türk ima-
jõna yansõtõlmasõna kesin gözüyle bakõlõyor.
Türk imajõnõn şekillendirilmesi projesi,
Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Yurtdõşõ Tanõtõm ve
Kültür İşleri Genel Müdürlüğü’nün “Üç yıl-
lık program takvim hedefleri” başlõğõ al-
tõnda yer aldõ. Projenin gerekçesi de “Özel-
likle Avrupa’da milliyetçi-muhafazakâr
partilerin yükselişe geçmesiyle birlikte
dış politika hedeflerimizi engelleyici/ge-
ciktirici bir klişe olarak önümüze çıkarıl-
makta olan, etnik, dini ve tarihi önyargı-
lar, bilgi/hoşgörü eksikliği ve husumetler
ile ekonomik ve sosyal kaygılar temelinde
şekillendirilmiş Türk imajının olumlu bi-
çimde yeniden inşası çalışmalarına hız
verilmesi” şeklinde ortaya konuldu.
Yeni Türk imajõnõn oluşturulmasõ için
Türkiye’nin yurtdõşõndaki temsilcilikleri ara-
cõlõğõyla 2009’da geniş çaplõ bir imaj araş-
tõrmasõ yapõlacak. Bu çalõşma çerçevesinde
bir kamu iletişim ajansõ kurulacak.
Devlet yapõsõndan daha esnek çalõşmasõ
düşünülen ajansõn yeni Türk imajõnõ dünya
kamuoyuna “sanatla, bilimle, kültürle” an-
latmasõ öngörüldü. Yayõna geçecek olan ve
İngilizce yayõn yapacak televizyon kanalõ ile
bu tanõtõmõn geniş kitlelere ulaşmasõ sağla-
nacak.
Türk imajõnõn olumlu biçimde şekillendi-
rilmesi için kõsa, orta ve uzun vadeli plan ve
program hazõrlanacak. Bunun yanõ sõra Türk
sivil toplum kuruluşlarõnõn da etkin rol ala-
caklarõ kapsamlõ bir tanõtõm kampanyasõ
başlatõlacak. Bu çalõşmalarda lobi ve halkla
ilişkiler firmalarõnõn hizmetlerinden de ya-
rarlanõlacak. Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn Yurtdõşõ
Tanõtõm ve Kültür İşleri Genel Müdürlü-
ğü’nün projesinde yeni Türk imajõ bağlamõnda
“çağdaş Türkiye” kavramõna atõf yapõlma-
masõ da dikkat çekti.
‘Bizi de mi
dinliyorsun
Ramazan’
Obama’nın bütçe atamaları
WASHINGTON (Cumhuriyet) - ABD’de
yeni seçilen Başkan Barack Obama federal
bütçeden sorumlu Bütçe ve Yönetim Ofisi’nin
(OMB) başõna Peter Orszag’õ ve yardõmcõsõ
olarak Robert Nabors’õ atadõğõnõ açõkladõ.
Obama Chicago’daki basõn toplantõsõnda artan
bütçe açõğõ ve batan ekonomi gibi zorluklarla
karşõ karşõya olduklarõnõ söyleyerek bütçe re-
formunun bir zorunluluk olduğunu ifade etti.