23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 19 KASIM 2008 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 Yaşamın sayfaları arasında dolaşmak, sesleri, çığlıkları duymak, harfleri yan ya- na getirip kelime oyunları oynamak ne- dir? Yaşamla ölüm arasındaki o ince çizgi... Umutsuz olmak, hep düşünmek... Gelecek zamanları arayıp bulmak, düş kurmak, sevginin sıcaklığı içinde eriyip git- mek! Yenmek ve yenilgiye uğramak! Yüreğinizin hızlı hızlı çarpması, doğan günün ardından uyanmanız! Sık sık aynı soruyu sormanız: “Türkiye nereye gidiyor?” Ulusalcılıkla yurtseverlik arasında da “ölümle yaşam” arasında olduğu gibi in- ce bir çizgi vardır, bıçak sırtı gibi. Son günlerde kimi söylemlere baktı- ğımda o çizgi giderek kalınlaşıyor; Türk- İslam sentezi AKP kadrolarında dalga dal- ga yayılıyor. Ne anlama gelir “ya sev, ya terk et”, ne anlama gelir “önce Müslümanız sonra Türk’üz” açıklaması? Söz dönüp dolaşıp Güneydoğu’yu doğrudan ilgilendiriyor... Mart ayında yapılacak yerel seçimler için gong vuruldu, rakipleri yıpratmak için her yol denenmeye başlandı. Kimileri Erdoğan’ı eleştiriyor, kimileri Baykal’ı kimileri Bahçeli’yi... Türk-İslam sentezine karşı, Kürt-İslam sentezi Diyarbakır’dan Batman’a; Van’dan Hakkâri’ye dek bölgede etkin- lik kazanmaya başlıyor... Nakşi Barzani, kolları sıvamış AKP’ye destek veriyor... Türk-İslam senteziyle Kürt-İslam sen- tezi Güneydoğu’da kesişiyor! Başbakan Tayyip Bey’i “liboş tayfa”nın akademisyen kolunun Kürt kökenli söz- cüleri yerden yere vururken “Başba- kan’ın Kürt sorunuyla ilgili milliyetçi üs- lubu Türkiye’yi felakete götürür” diyor. İşin ilginç yanı sözcüler, AKP’nin as- kerle işbirliği yaptığını “milliyetçiliğin” Tayyip Bey’e zarar vereceğini belirti- yorlar. Benim gördüğüm Tayyip Bey, etnik te- mele dayalı bir Türk milliyetçiliği yapmı- yor, Güneydoğu’daki Kürt-İslam sente- zinin oluşturduğu “oy ırmağı”nın DTP ya- tağından AKP’ye akmasını istiyor. Bugün etnik temele dayalı “Türk Mil- liyetçiliği”nin siyasetin dışında olduğu bir gerçek. Devlet Bahçeli, bunu sık sık di- le getiriyor. Peki, etnik temele dayalı Kürt milliyet- çiliği ne âlemde? Giderek ivme kazandığını gözlüyo- rum! DTP, AKP gibi “Kürt-İslam Sentezi”ni öne çıkarıyor yaklaşık bir yıldan beri. Nakşi aşiret liderlerini ve Zaza Kürtle- rini etkiledikleri söylenemez ama Nakşi- lerin bazı kollarıyla ve Nurcularla ilişki için- de oldukları biliniyor. Bölgede yaklaşık üç-dört yıldır etkin- liğini sürdüren Müslüman Kardeşler, İs- lami Hareket ve Hizbullah, AKP ve DTP arasında gidip gelirken 40 kentte örgüt- lü Hak ve Özgürlükler Partisi (HAKPAR) ve Katılımcı Demokrasi Partisi (KADEP) yeni arayışlara giriyor. HAKPAR’ın Genel Başkanı Bayram Bozyel. Kemal Burkay’ın Özgürlük Yol’u İbrahim Güçlü’nün Rizgari’si ve öteki Kürt örgütleri HAKPAR’la bütünleşti. HAKPAR ve Şerafettin Elçi’nin KA- DEP’i DTP’yle işbirliği yapar mı? Konuştuğum bir Kürt aydını düşünce- lerini şöyle özetledi: “Güneydoğu’da ümmetçiliğin ve PKK’nin önünün kesilmesi gerekiyor. Bölgede feodal yapının kırılması ve üm- metçiliğin önüne geçilmesi gerekiyor. Ayrıca dağınıklık da önlenebilir. Ankara, İstanbul, İzmir, Adana, Mersin ve Antal- ya’da Kürt oyları AKP’ye kayıyor. Bu ye- ni oluşumun başına Dengir Mir Fırat ge- çerse bu düş gerçekleşir.” Yaşamın sayfalarından küçük öyküler anlatmaya karar vermiştim ama nere- den nereye geldim! Harfleri yan yana koyarak ürettiğimiz kelimeleri, gerçekleşmeyen düşleri ya- zacaktım! Ankara’daydım üç gündür... Ankara’dan İstanbul’a dönerken Er- yaman’da konuştuğum insanları... Sınır boylarında PKK’yle vuruşan Meh- metçiklerin annelerini, babalarını, kar- deşlerini, eşlerini... Batman sokaklarında işsiz gençleri... Her Kürt kökenli yurttaşımızı “potansi- yel terörist” olarak gören kör milliyetçi- leri... Sevgiyi sevgisizliği, umudu umutsuz- luğu... Yaşamla ölüm arasındaki o ince çiz- giyi... Gelecek zamanları aramaya koyulurken “dur” dedim kendime “yazıyı fazla uzat- tın”. Yerimden kalktım. Pencereden dışarı- ya baktım. Kurşun karası bir gök ve yağmur... İnsanlar telaşlı adımlarla koşuyor gi- biydi. hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr Faks numaramız: 0212 343 72 69 ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Şişli Belediye Başkanõ Mustafa Sarıgül’ün CHP’den ihracõna ilişkin 25 Mart 2005 tarihli Yüksek Disiplin Kurulu (YDK) kararõnõn iptali istemiyle açõlan dava reddedildi. Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmaya, Sarõgül’ün avukatlarõ Murat Hazinedar ve Saniye Barut ile CHP’nin avukatõ Alper Bekir Öktem katõldõ. Sarõgül’ün avukatõ Hazinedar, Sarõgül hakkõndaki ilk ihraç kararõnõn iptali için açtõklarõ bu davanõn, sonradan müvekkilinin tekrar üye kaydedilmesi nedeniyle konusuz kaldõğõnõ savunarak, karar verilmesine yer olmadõğõna karar verilmesini istedi. CHP’nin avukatõ Öktem ise CHP YDK kararlarõnõn kesinleşmeden yürürlüğe girmediğini belirterek kurulun geçici ve kesin çõkarma kararõna ancak asliye hukuk mahkemelerinde dava açarak itiraz edilebildiğini anlattõ. Beyanlarõn ardõndan, yargõç Ahmet Özdemir, davanõn reddedildiğini açõkladõ. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Düş ve Gerçek... Baykal, CHP’ye üye olan çarşaflõ kadõnlarõ savundu, ‘Bu insanlar bir oyunu bozdu’ dedi ‘Siyaseti yukarõ çekelim’ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Genel Başkanõ Deniz Baykal, par- tisine çarşaflõ kadõnlarõn katõlõmõyla ilgi- li olarak “Bu insanlar oyunu bozdu, ku- şatmayı kırdı. Siyaseti artık yukarı çe- kelim, kimseyi kılık kıyafetiyle yargı- lamayalım. Kültür muhafazakârlığıy- la siyasi tercihi ayıracağız” açõklama- sõnõ yaptõ. CHP lideri Baykal’õn dün grup toplantõsõnda verdiği mesajlar özet- le şöyle: Ergenekon kitap olacak: Erge- nekon davasõna kamuoyu ilgisini kay- betmiş gözüküyor. Bu konuyu gündem- den düşürmemeliyiz. Bu dava siyasi si- parişle ortaya çõkmõş bir davadõr. Başõn- dan beri bunu söyledik, bu konuşmalarõ- mõ bir kitap olarak çõkaracağõz. İddiana- me bir facia. Bu davanõn altõnda karan- lõk bir isim var. Kanada’da haham olmuş bir kişi diye aktarõldõ. Bu olaydan Tür- kiye’deki Musevi cemaati rahatsõz oluyor, bizim böyle bir mensubumuz yok, diyor. Kanada’ya birini yolluyorlar temsilci olarak, bu kişinin bulunduğu söylenen si- nagoga gidiyor temsilci, böyle bir haham yok, Musevi cemaatinde de böyle biri yok, diyorlar... Devletin en yüksek nok- talarõnda şaka konusu, ama orada yaşa- yan insanlara, ailelerine çağõn bir büyük faciasõnõ 70 milyonun önünde yaşatõyor- lar. Anayasayı kemirme gayret- leri: Yeni anayasa taslağõnõ bu aşama- da askõya aldõlar. Anayasamõzõn ilk 3 maddesi bizim devletimizin temellerini or- taya koyan maddelerdir. Birileri, Türki- ye’nin başka meselesi yok gibi bu de- ğiştirilemez maddelerin değiştirilmesini sağlayacak bir kamuoyu oluşturmak, bu anayasayõ kemirmek, çürütmek, altõnõ bo- şaltmak için sistemli bir gayret içinde. Bu anayasa İstiklal Savaşõ’nda, milli müca- delede yazõldõ. Türkiye’nin tarihi, şerefi, onuru bu maddeler. Şimdi kenarõndan, kö- şesinden çürütebilir miyiz diye devletin en saygõn, görevi buna sahip çõkmak olan kurumlarõn içindeki insanlar bu madde- lere karşõ açõlan kampanyaya ürkek ürkek de olsa kol kanat geriyor. Çarşaflı kadınların katılımı: Bunlar mizansen değildir, mesaj verelim diye bir arayõşa girmiş değiliz. Bazõ va- tandaşlarõmõz kendi özgür iradeleriyle, kendi kararlarõyla CHP’ye girmek üzere başvurdular. “Girecek olanları bir kıs- mının başı türbanlıdır, çarşaflıdır, bi- zi kabul eder misiniz” dediler. Arka- daşlarõm bana sordu, “Elbette, başı- mızla beraber” dedim. Bu insanlar kim- seye belli bir kõyafet dayatma peşinde de- ğil, kimseyi belli bir yaşam biçimine yön- lendirme çabasõnda değiller. AKP’ye oy verirken oluyor da, CHP’ye oy verirken niye olmuyor? Bu kararlarõ AKP’de bir telaş yarattõ, yandaş medya devreye gir- di. İnsanlara baskõlar yapõldõ. Siyaseti ar- tõk yukarõya çekelim, kimseyi kõlõğõyla kõ- yafetiyle yargõlamayalõm. Bu insanlar bir tuzağõ, oyunu bozdu. Bir kuşatmayõ kõr- dõ. Muhafazakârdõr, mutaassõptõr.. Sana ne? Senin gibi liberal olacağõna, vatanõ- nõ milletini seven onun gibi mutaassõp ol- sun. Bu işleri aşacağõz. Kültür muhaza- fakârlõğõyla siyasi tercihi ayõracağõz. Ar- tõk ezberler bozuluyor. IMF’ye teslim: Ümüğümüzü sõk- maya kalkarlarsa kabul etmeyiz, diyordu Başbakan. IMF’nin işi ümük sõkmak, sen de gittin IMF’nin önünde diz çöktün, “Ümüğümü sıkabilirsin” diye teslim ol- dun. Niye IMF’ye gidiyorsun, işadamla- rõnõn “zula”lalarõndaki paralarõ çõkarttõr- sana. Başbakan, dünya meseleleriyle meşgul. Obama’ya akõl vereceğine Tür- kiye’deki krizi yönet. Ahmet Ertürk’ün uyarılması: TMSF Başkanõ, “Bazı malları satarken çok yüksek satma diye büyüklerimiz- den uyarı alıyorum” diyor. Sabah-ATV satõşõ ile ilgili kamuoyumuzun tespit et- tiği pek çok yolsuzluk var. Başbakan’õn damadõnõn başõnda olduğu şirket aldõ. Baş- bakan o zaman da, yüksek oldu, demiş- ti. Kimin yanõndasõn, onu alan damadõnõn mõ, Türkiye Hazinesi’nin mi? Kültür muhafazakârlõğõyla siyasi tercihi ayõrmanõn vaktinin geldiğini belirten Baykal, ‘kimseyi kõlõğõyla kõyafetiyle yargõlamayalõm’ dedi. Baykal, Ergenekon davasõna ilişkin olarak da ‘Siyasi siparişle ortaya çõkmõş bir dava’ yorumu yaptõ. Partisinin grup toplantısında konuşan CHP lideri Deniz Baykal, gün- cel gelişmelere ilişkin değerlendirmeler yaptı. (Fotoğraf: AA) Sarıgül’ün ihracına mahkeme onayı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle