22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK Baştarafı 1. Sayfada tiyati anlaşma yerine kimi koşulları içeren yeni bir stand-by anlaşması yaparsak ancak 50-60 milyar do- lar verebilirmiş amma… IMF’nin de yardıma muhtaç o kadar çok ülkeye ye- terince dolar verdiği için kasası neredeyse tam ta- kır kuru bakıra dönüşmüş… oysa Türkiye ancak 100 milyar dolara gereksiniyormuş… İşsizlik oranı (yüzde 9.8) -geçen ağustos rakam- larına göre- fena halde artıyormuş… eylül, ekim, ka- sım aylarında işsizliğin daha da artacağı tahmin edi- liyormuş… Bütün bunlar hükümete, kimi çevrelere göre “mış, muş!”. Bizim için tek sorun, köşe yazılarının konu edin- diği tek konu, RTE ile eşinin baş konuk olarak ka- tıldığı bir karikatüristin evindeki akşam yemeği… Bu yemekle ilgili korkunç bir iddia atıldı ortaya. Müslüman RTE’nin yediği adı Panna Cotta olan tat- lının kökenindeki ithal malı jelatinin “ağırlıklı olarak do- muz kemiğinin dokusundan yapıldığı” öne sürülü- yor. Yerel seçim arifesinde başında türlü gaile yetmi- yormuş gibi şimdi de RTE’ye domuz kemiğinden üre- tilen jelatinden yapılmış tatlıyı yedirmek ha? Domuz sözcüğünü ağzına almayan Müslüman Başbakanımıza her anlamıyla suikast bu! Üstelik akşam yemeğiyle ilgili sorular, sorular… Başbakan Panna Cotta’yı yedi mi yemedi mi? Yok- sa yazılanlar şu veya bu konulu bir bakanlığın kol- tuğuna oturmayı düşleyen akşam yemeğini düzen- leyen AKP milletvekili hanımın önünü kesmek için bir iftira kampanyası mı? Dahası var. Her gün sütun sütun yalakalık eden bir köşe yazarı kafayı çektikten sonra iktidardakilere akıl verme virüsünün kışkırtmasıyla parmağını RTE’nin burnuna sallayarak; örneğin Güneydoğu politikası- nın nasıl olması gerektiği veya bu konudaki hatalar üzerine nutuk çekmiş… İşadamlarından biri, Gü- neydoğu politikası ile ilgili öğütler vermiş... Çoğu de- rin mevzulara katılmamış… Bir gözlemciye göre, RTE’nin gazabından korktukları için böyle davran- mışlar… Tabii yemekte ekonomik kriz ve etkileri, RTE’nin ekonomik konulardaki dehası üzerine konuşmalar ya- pılmamış… Daha çok -ağzı olanın konuştuğu- Kürt meselesi, AB ile ilişkiler üzerine nutuklar irad edilmiş. RTE’nin ağabey diye seslendiği Hasan Cemal ile Ortadoğu’dan başlayarak dünya sorunlarında uzman kesilen Cengiz Çandar’ın, konuklar arasında ol- mayışlarını insan yadırgıyor. Elbette ülkemizin başbakanı ile düşünen beyinleri bir araya gelince her ağızda sakıza dönüşen konu- ları konuşacaklar; Atatürk devrimlerine çağdaş ba- kışı veya Cumhuriyetin temel ilkelerine dokunulma- yacağını tartışıp söyleşecek değiller ya… Zaten gerek de kalmadı böyle tartışmalara… Ör- neğin kara çarşaf sokaktan çıktı, Atatürk’ün parti- si olmakla övünen CHP’ye girdi. Atatürk parti konusunda da haklı çıktı. Falih Rıfkı Atay bir kitabında şöyle bir olay anla- tır: Parti Genel Sekreteri Recep Peker -o zamanki adı Halk Fırkası olan- CHP ile ilgili bir yazıyı incele- yen Mustafa Kemal’in kenara görüşünü yazarken “fır- kanın…(partinin)” yazdığını görür ve “Paşam neden ‘fırkam (partim)’ yazmıyorsunuz” diye sorar. Mustafa Kemal başını kaldırır ve Peker’e; “Parti- nin yarın ‘benim partim’ kalacağını nereden bileyim?” der. Ya bugün? Mustafa Kemal’in kapı dışarı ettiği ka- ra çarşaf ve türbana törenle kurucusu olduğu CHP rozeti takıldı. -Baykal’ın yorumuna göre- kara çarşafla türban CHP’de “siyaset yapma hakkına” kavuşuyor(muş). Olay Falih Rıfkı Atay’ın aktardığı Mustafa Kemal’in yetmiş yıl önceki kehanetini anımsatıyor. Kimileri oy oy diyor. Mustafa Kemal’lerin gözlerinde iki damla yaş! 19 KASIM 2008 ÇARŞAMBA SAYFACUMHURİYET 17HABERLERİN DEVAMI İstanbul Y 14 Edirne Y 12 Kocaeli Y 15 Çanakkale Y 14 İzmir Y 17 Manisa Y 17 Aydın Y 19 Denizli Y 17 Zonguldak Y 15 Sinop Y 16 Samsun Y 16 Trabzon Y 17 Giresun Y 17 Ankara Y 13 Eskişehir Y 9 Konya Y 13 Sıvas Y 13 Antalya Y 21 Adana B 22 Mersin B 23 Diyarbakır Y 17 Şanlıurfa Y 21 Mardin Y 16 Siirt Y 17 Hakkâri Y 9 Van Y 9 Kars Y 9 Oslo K 0 Helsinki K 5 Stockholm B 1 Londra PB 12 Amsterdam Y 12 Brüksel Y 9 Paris PB 9 Bonn Y 8 Münih Y 16 Berlin Y 10 Budapeşte B 10 Madrid PB 16 Viyana Y 7 Belgrad PB 9 Soyfa Y 11 Roma Y 17 Atina Y 17 Zürih Y 10 Moskova K 0 Aşkabat B 17 Astana PB 4 Taşkent PB 16 Bakû PB 14 Bişkek B 11 Tiflis B 11 Kahire PB 25 Şam PB 24 Yurt geneli parçalı çok bulutlu, Marmara, Ege, İç Anadolu, Batı ve Orta Karadeniz ile Kahraman- maraş çevreleri, öğleden sonra ve akşam saatle- rinde Doğu ve Güneydo- ğu Anadolu sağanak ya- ğışlı geçecek. Kıyı ve Gü- ney Ege ile Batı Akde- niz’de yağışların gök gü- rültülü ve sağanak şek- linde olması bekleniyor. Öcalan ‘siyasi lider’ olarak gösterildi MÜSİAD’a bir köy çalõşmalarõna başladõ. TOKİ’nin belirlediği 15-20 dolar arasõn- daki metrekare fiyatõ bölge hal- kõnõn tepkisine neden oldu. TO- Kİ’nin belirlediği fiyatõ adil bulmayan bölge halkõ arazilerin ucuz fiyatla el değiştirmesi için köyün altyapõ yatõrõmlarõnõn durdurulduğunu söylediler. Da- va açma hazõrlõğõnda olan yurt- taşlar, “Köy sınırından geçen Hadımköy Deresi arıtılmı- yor. Hem belediye hem de TOKİ bizi bezdirmeye çalışı- yor. Altyapı yok, yollarımız bile yapılmıyor” dediler. De- liklikaya köyünün sõnõrlarõnõn son bulduğu yerde derenin arõ- tõldõğõna dikkat çeken bölge sakinleri, “İlk kamulaştırma- larda el değiştiren araziler metrekaresi 250 dolardan başlayan fiyatlarla MÜSİ- AD’a bağlı Özar ve Demirci- ler adlı iki kooperatife satıldı. Şimdi de bu bölgede sanayi te- sisi yapmak istiyorlar” diye konuştular. MÜSİAD Genel Sekreterliği’nden iddialara iliş- kin yapõlan açõklamada söz ko- nusu bölgede MÜSİAD üyesi kooperatiflerin iştirakçi olarak faaliyette bulunduklarõ belirti- lerek “Üyelerimizin çalışma- ları kurumumuzdan bağımsız yürütülmektedir” denildi. Ha- dõmköy Belediyesi yetkilileri ise TOKİ’nin kamulaştõrma çalõş- malarõnõ doğrulayarak proje- nin Hadõmköy Belediyesi’nin sorumluluğunda olmadõğõnõ be- lirttiler. TOKİ Başkanõ Erdoğan Bayraktar imzasõyla Başba- kanlõk’a iletilen kamulaştõrma yazõsõnda, İstanbul’un Çatalca ilçesine bağlõ Hadõmköy Bel- desi’nin Deliklikaya köyü sõ- nõrlarõnda yapõlmasõ planlanan “konut, eğitim, sağlık, sanayi ve turizm yatırımları” için arsa sõkõntõsõ bulunduğu gerek- çe gösterilerek kamulaştõrma yetkisi istendi. Söz konusu ara- zinin 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planlarõ’nda Lojistik Tes- isleri alanõ olarak tahsis edildi- ği de kaydedilen yazõya göre, arazilerin üzerinde “her türlü imalat, ‘sanayi tesisi’, sebze- meyve hali ve nakliye am- barları” yapõlabilecek. Alp Havacılık ilk teslimatı yaptı İETT çalışanlarından ‘maskeli eylem’ İstanbul Haber Servisi - Hak-İş’e bağlõ Tüm Belediye ve Genel Hizmet İşçileri Sendikasõ (Hizmet-İş) üyesi yaklaşõk 300 İETT çalõşanõ, ücretlerin zamanõnda öden- memesini dün Beyoğlu’ndaki İETT Genel Müdürlüğü Binasõ önünde “Maskeli Ey- lemle” protesto etti. “İşten çıkarılma teh- didi” nedeniyle yüzlerini maskeyle gizleyen İETT çalõşanlarõ, İstanbul Büyükşehir Bele- diye (İBB) Başkanõ Kadir Topbaş ve İETT Genel Müdürü Mehmet Öztürk’e istifa çağrõsõnda bulundu. 21 Ağustos’taki 2 saatlik iş yavaşlatma ey- leminin ardõndan dün ikinci kez eylem yapan İETT çalõşanlarõ, “Topbaş-Öztürk el ele hak- kımız nerede”, “Gece gündüz demeden hiz- met eden İETT işçisi mutsuz. NEDEN?”, “Obama bize yardım et” yazõlõ dövizler aç- tõ. “Topbaş, Öztürk istifa”, “Hakkımızı ve- rin” sloganlarõ atan grup adõna basõn açõkla- masõ yapan Hizmet-İş Sendikasõ 3 No’lu Şu- be Başkanõ Telat Demirel, İBB’ye bağlõ iş- tiraklerde ücretlerin zamanõnda ödenmesine karşõn İETT’nin ücretleri zamanõnda öde- mediğine dikkat çekti. Hizmet-İş Sendikasõ’nõn örgütlü olduğu İETT ve Kiptaş AŞ çalõşanlarõnõn İstan- bul’da ağõr koşullarda hizmet verdiğine de dik- kat çeken Demirel, İBB’nin tüm birimlerin- de Mart 2008’de yapõlan toplu iş sözleşme- sinden doğan ücret farkõnõn ödenmesine kar- şõn İETT personelinin farklarõnõ alamadõğõnõ vurguladõ. Demirel, “Gecikmeler iş barışı- na ve iş huzuruna ciddi zararlar vermek- tedir. Sorunlarımızı sıklıkla dile getirme- mize karşın İETT yönetimi ciddi bir adım atmamıştır. Yönetimin bu tutumu bizi demokratik haklarımızı kullanmaya sevk etmektedir” dedi. Demirel’in açõklamasõnõn ardõndan İETT ça- lõşanlarõ giysilerini çõkararak İETT yönetimini protesto etti. Maskelerini çõkaran bir grup ise “Yönetimden korkmuyoruz. Bizi işten çı- karsınlar” dedi. Grup eylemin ardõndan olaysõz bir şekilde dağõldõ. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Son insanlõ savaş uçağõ olarak kabul edilen F- 35’in kritik motor parçasõ Es- kişehir’de faaliyet gösteren Alp Havacõlõk tarafõndan üretilerek Amerikalõ Pratt & Whitney’e teslim edildi. Savunma Bakanõ Vecdi Gönül, F-35’in Türk Hava Kuvvetleri’nde F-16’larõn yerini alacağõnõ söyledi. F-35 projesi kapsamõnda iki tür motor üretilecek. Bu mo- torlardan Pratt & Whitney’in üreteceği motorun kritik parçasõ olan “yüksek devirli ve uçuş kritik Fan Rotor Rear Hub” Alp Havacõlõk tarafõndan üreti- liyor. Üretimi ve kabulleri ger- çekleşen ilk ürünün teslimatõ için düzenlenen törene Milli Savunma Bakanõ Gönül, Mali- ye Bakanõ Kemal Unakıtan, Savunma Sanayii Müsteşarõ Murad Bayar katõldõ. Alp Ha- vacõlõk Yönetim Kurulu Baş- kanõ Tuncer Alpata, babasõnõn hedefleri doğrultusunda hava- cõlõk sektöründe çalõşmalarõ hõzlandõrdõklarõnõ söyledi. Şu anda 300 çalõşanõ olan bir firma olduklarõnõ önümüzdeki yõl ça- lõşan sayõsõnõn 400’e çõkmasõnõn planlandõğõnõ belirten Alpata, F- 35 projesi kapsamõnda hedef- lerinin 1 milyar dolarlõk satõş ol- duğunu söyledi. Milli Savunma Bakanõ Gönül, 2050’lerde hava kuvvetlerinin bel kemiği ol- masõ beklenen F-35’lerin F- 16’larõn yerini alacağõnõ dile ge- tirdi. Gönül, proje kapsamõnda alõnacak uçaklara harcanacak kadar iş payõnõn yerli firmalara yaptõrõlmasõnõn amaçlandõğõnõ, bunun teknik altyapõyõ da ge- liştirdiğine dikkat çekti. Savunma Sanayii Müsteşarõ Bayar da, projeye Türkiye’nin ortak olmasõnõn sonuçlarõnõ al- dõklarõnõ, son dönemde F-35’le ilgili olarak 4 tören düzenle- diklerini dile getirdi. TAI’nin F- 35’in orta gövdesini üreteceği- ni belirten Bayar, “Birkaç yıl önesine kadar kendisi KOBİ olan Alp Havacılık, şimdi KOBİ’lere iş yaptırdığını söy- lüyor. Türk savunma sanayi- sinin kısa sürede geldiği yerin göstergesidir” dedi. Bayar, Es- kişehir’in de yavaş yavaş bir ha- vacõlõk merkezi olduğunu dile getirdi. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - Dünyaca ünlü İngiliz kökenli Savunma Dergisi Jane’s Defence “Türki- ye’nin siyasi liderleri” başlõğõ altõnda, Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Deniz Baykal, MHP lideri Devlet Bahçeli ve Ge- nelkurmay Başkanõ Orgeneral İlker Başbuğ’un yanõ sõra terörist Abdullah Öca- lan’a da yer verildi. Öcalan’õn bu listeden çõ- karõlmasõ için Dõşişleri Bakanlõğõ’nõn devre- ye girdiği ama başarõlõ olamadõğõ öğrenildi. Arkasõnda İngiliz ordusu ve İngiliz gizli ser- vesi MI6’in olduğu bilinen ve kurulduğu 19. yüzyõlõn ortalarõndan bu yana dünyanõn önde gelen savunma kaynaklarõndan biri olarak kabul edilen Jane’s Defence, Türkiye yöne- lik bir skandala imza attõ. Derginin yõllõğõ 15-20 bin pound arasõ değişen miktarlarla abone olunan internet sitesinde yayõmlanan Askeri ve Güvenlik Değerlendirmeleri baş- lõklõ raporun Doğu Akdeniz’e ilişkin bölü- münde yer alan ülke profillerinde Türki- ye’nin siyasi liderleri arasõnda terörist Ab- dullah Öcalan da sayõldõ. Ülke profillerinin Afganistan bölümündeki siyasi liderler arasõ- na Taliban’õn lideri Molla Ömer’i ve el Kai- de’nin lideri Usame bin Ladin’i almayan Jane’s Defence’in, Türkiye’de terör örgütü PKK’yi de siyasal parti olarak değerlendirdi- ği ortaya çõktõ. Genelkurmay Başkanõ Orge- neral Başbuğ’un da “siyasi lider” olarak gö- rülmesi ve listede Orgeneral Başbuğ’un he- men ardõndan Abdullah Öcalan’a yer veril- mesi dikkat çekti. Edinilen bilgilere göre Dõşişleri Bakanlõğõ söz konusu listeden Abdullah Öcalan’õn çõ- karõlmasõ için Jane’e Defence’in İngilte- re’deki merkezi nezdinde girişimde bulundu. Hatta, Afganistan örneğini veren Türk diplo- matlar, “Öcalan’ı bu listeye koyduğunuza göre Bin Ladin ve Molla Ömer’i neden bu listeye koymuyorsunuz? Afganistan ülke profilinde bu isimler bulunmuyor” dedi- ler. Ancak dergi yetkililerinden, “Biz siyasi liderlerin popülerliğine bakıyoruz” yanõtõ aldõlar. Listede yer alan isimlere ilişkin yapõ- lan değerlendirmede Başbakan Erdoğan için “Türkiye’deki İslamcı hareketin karizma- tik lideri” nitelendirmesinde bulunuldu. Dergi, Erdoğan’õn İstanbul’da fakir işçi sõnõ- fõnõn bulunduğu Kasõmpaşa’da büyümüş ol- duğuna dikkat çekerken AKP’nin son dö- nemdeki icraatlarõ bağlamõnda Türkiye’nin en büyük medya grubunun Erdoğan’õn 27 yaşõndaki damadõnõn genel müdür olarak gö- rev yaptõğõ bir şirkete satõlmõş olmasõ vurgu- landõ. ‘Hizmeti durdurma noktasına geldik’Başbakan ile Enerji Bakanõ’nõn BOTAŞ açõklamalarõ doğru çõkmadõ Erdoğan ile Güler yanıltmış MURAT KIŞLALI ANKARA - Bu yõl içinde yüzde 82.5 zam yapan BOTAŞ ile ilgili Başbakan Tayyip Er- doğan’õn “BOTAŞ’ın silinen 236 milyon YTL’lik EGO gecikme zammı alacağının Hazine’den karşılandığı”, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanõ Hilmi Güler’in de “BO- TAŞ’ın sıfır kârla çalıştığı” yönündeki açõklamalarõnõn gerçeği yansõtmadõğõ ortaya çõktõ. Geçen hafta basõna kapalõ yapõlan BO- TAŞ KİT Komisyonu görüşmelerinde, DSP İstanbul Milletvekili Hüseyin Mert, Anka- ra Anakent Belediye Başkanõ Melih Gök- çek’e bağlõ EGO’nun BOTAŞ’a olan 236 mil- yon YTL’lik gecikme zammõ borcunun yasa ile silindiğini anõmsatarak BOTAŞ yönetimine şu soruyu sordu: “Başbakan bu zararın, yaklaşık 236 milyon YTL’lik zarar, bunun Hazine ta- rafından karşılandığını iki gün önce açık- ça söyledi. Fakat Yüksek Denetleme Ku- rulu raporunda açıkça belirtiliyor: Hazi- ne tarafından karşılanması tarafınızca ta- lep edilmiş. Ancak Hazine Müsteşarlığı bu zararın ödenmesinin mümkün olmadığını size bildirmiş. Dolayısıyla Sayın Başbakan’ı kurum olarak siz mi yanlış bilgilendiri- yorsunuz? Yoksa danışman kadrosu ta- rafından mı yanıltılıyor?” BOTAŞ Genel Müdürü Saltuk Düzyol bu soruya yanõt vermekten kaçõnarak sadece “Bizim bu konuyla ilgili Hazine Müste- şarlığı’na bir yazımız var. BOTAŞ’a bunun bir görev zararı olarak ödenmesi konu- sunda talebimiz oldu. Ancak Hazine Müs- teşarlığı talebimize olumsuz yanıt verdi” di- ye konuştu. Yine komisyon görüşmeleri sõrasõnda MHP Bursa Milletvekili Necati Özensoy, BO- TAŞ’õn EGO’dan olan alacağõnõ tahsil ede- memesinin kurumu finansal sõkõntõya soktu- ğunu belirterek “Finansman sıkıntılarından dolayı elbette BOTAŞ’ın zam yapma ihti- yacı oluştu. Ancak Sayın Bakan’ın bir açık- laması var: ‘Biz bugüne kadar doğalgazõ sõ- fõr kârla satõyorduk’ dedi. Ben onu da me- rak ettim. Burada Genel Müdürümüzün yaptığı ön bilgilendirmede 965 milyon YTL 2007 yılı kârı var. Doğalgaz sıfır kâr- la satılmıyorsa bu kârı BOTAŞ nereden el- de etti?” diye sordu. Düzyol, bu soruya da “2007 yılı kârı 900 milyon dolar. Biz sıfır kâr ile çalıştığımı- zı söylemedik. Sayın Bakan’ın o ifadeleri nerede sarfettiğini bilmiyorum. Bakan zannediyorum bu yıl içerisindeki kâr-za- rar tablomuzdan bahsetmek istemiştir. Bu seneyi başabaş noktasında kapatmayı hedefliyoruz” yanõtõnõ verdi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) uyarõnca zo- runlu olarak görevlendirilen avukatlarõn taksi masraflarõnõn ödenmesinin kõsõtlanmasõ An- kara Barosu’nun tepkisini çekti. Ankara Ba- rosu CMK Merkezi Başkanõ Kemal Akkurt CMK uygulamasõnda sorunlarõn çõğ gibi bü- yüdüğünü ve hizmet vermeyi durdurma nok- tasõna geldiklerini belirtti. CMK’den zorunlu olarak görevlendirilen avukatlarõn yol gider- leri, ilgili yönetmelik uyarõnca ayrõca ödeni- yordu. Avukatlar da görev yerlerine taksiyle gidebiliyor, karşõlõğõnda da yol giderini geri alabiliyordu. Ancak Adalet Bakanlõğõ Ceza İşleri Genel Müdürlüğü geçen haftalarda ge- nelge yayõmlayarak, yol giderlerinin sürekli arttõğõna işaret etti. Genelgede, yol giderinin, mutat olan taşõta göre, gerçek masraf üzerin- den yapõlacağõ belirtildi. Genelgede, gecele- yin ya da başka ulaşõm aracõnõn bulunmama- sõ gibi zorunlu sebepler nedeniyle mutat ta- şõttan başka taşõtla seyahat edilmesi duru- munda da yol giderinin ödenebileceği kayde- dildi. Ancak bunun için “avukatların zo- runluluk sebebinin belirtildiği yazı ile yol giderine ilişkin belge ve faturaları baroya teslim etmesi, baronun ödeme emri belgesi düzenlenmesi için Cumhuriyet Başsavcılı- ğı’na evrakı göndermesi, Başsavcılığın ge- rekli araştırmaları yapması ve yol gideri- nin ödenmesini uygun görmesi” gerekiyor. Ankara Barosu CMK Merkezi Başkanõ Avukat Kemal Akkurt, CMK giderlerinin arttõğõ gerekçesiyle avukatlarõn taksi kullan- masõnõn sõnõrlandõğõnõ belirterek, “Bakanlık, görev yerlerine otobüs, dolmuş ya da tren- le gidilmesini şart koşmaya başladı. Özel- likle büyük şehirlerde, her yere bu vasıta- larla gitmek kolay olmuyor. Bu durumda taksi kullanımı mantıklı ve pratik olduğu kadar mesleğin onuruna da yakışıyordu. Genelge, meslektaşlarımızı sıkıntıya sok- tu” diye konuştu. Menderes’in çığlığını duyan yok TEVFİK AKBAŞ AYDIN - Bodrum’da işletme sahiplerinden al- dõklarõ balõk armağan- larõyla gündeme gelen TBMM Çevre Komis- yonu üyeleri, Mende- res’i de görmezden gel- di. Her geçen yõl daha fazla zehir soluyan, ba- lõkçõlõğõn yok olduğu Büyük Menderes Neh- ri’ni yalnõzca köprü üze- rinden izleyen TBMM Çevre Komisyonu üye- lerine, Aydõn’dan tepki yağdõ. 15 komisyon üyesi milletvekilinin göz ucuy- la gözlemlediği Büyük Menderes Nehri adeta siyaha bürünmüş du- rumda. Menderes hav- zasõndaki yüzlerce sa- nayi kuruluşu ve alt ya- põsõ olmayan belediyeler, çaylar ve dereler aracõ- lõğõyla pis sularõnõ Men- deres Nehri’ne boşaltõ- yor. Ekmeğini nehirden balõk tutarak sağlayan yüzlerce insan ise sõkõn- tõlõ günler yaşõyor. Son yağan yağmurlar- la Menderes Nehri’nde- ki su düzeyi biraz yük- selse de balõkçõ esnafõ dertli. 15-20 yõl öncesi- ne dek sazan, sarõbalõk, yõlanbalõğõ ve yayõnba- lõklarõyla dolu nehirden su bile içilebildiğini anõmsatan balõkçõlar şun- larõ söylediler: “Son yıl- larda balık çeşitleri azaldı. En büyük ne- den de suyun kirlen- mesi. Sanayi kuruluş- ları ve belediyeler atık sularını nehre boşaltı- yorlar. Günlük 40 kilo 50 kilo balık aldığımız günler mazide kaldı. Şimdi birkaç kilo balık tutabiliyoruz. Bu da tekne yakıtımızı karşı- lamıyor. Çevre Ko- misyonu üyeleri bizim yanımıza gelseydi ger- çeği yerinde görmüş olurlardı. Nehrin bir an önce bu kirlilikten kurtarılması için zey- tinyağı işletmeleri gibi diğer sanayi kuruluş- larına da tebligatlar yapılıp, arıtma tesisle- rini oluşturmaları için takvim belirlenmeli.” Baştarafı 1. Sayfada ADANA (Cumhuriyet Bürosu) - Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi’nde çalışan sağlıkçılar, iki saat iş bırakarak, taşeron işçilerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi ve döner sermaye gelirlerinin adaletli dağıtılması için eylem yaptı. Poliklinikler önünde sabah erken saatlerde toplanan SES ve Dev Sağlık-İş üyeleri, “İnsanca yaşamak istiyoruz”, “Sağlık haktır satılamaz”, “Zafer direnen emekçinin olacak” şeklinde sloganlar attı. Adana Tabip Odası’na üye doktorların da desteğini alan emekçilere hasta yakınları da alkışlarla destek verdi. (Fotoğraf: YUSUF BAŞTUĞ) Sağlıkçılar eylemdeSağlıkçılar eylemde
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle