Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
iyi bir şey. Ama ne yaparsak yapalõm, te-
lefon faturalarõmõzdaki vergi düşmeyecek..
belki de artacak; çünkü, “IMF ile anlaş-
ma yapmam” diye direnen Başbakanõmõz
yelkenleri suya indirdi bile. IMF ile an-
laşma demek, dolaylõ vergilerin artmasõ
demek. Bu da en çok bize yansõyacak.
Çünkü, bu hükümet hâlâ vergi almasõ ge-
rekenden vergi alamõyor. Sonuç: Vur
abalõya!
Şimdi çõkõp evinizin çevresinde iki ki-
lometre yol yürüyün. Kaç devren kiralõk
dükkân, kaç kiralõk ev gördünüz? Şaşõr-
tõcõ bir rakam değil mi? Evet dükkânlar bo-
şalõyor, evler kiralanmõyor ve ev satõşla-
rõ hemen hemen durmuş.
Bu size neyi anõmsatõyor? Bana, 2001
krizini anõmsatõyor. 2009 yõlõ, beyaz ya-
kalõlarõn yeniden işsiz kaldõğõ, annelerinin
babalarõnõn evine sõğõndõğõ yõl olacak.
Şimdiden benim çevremde, özellikle öğ-
rencilerim arasõnda, işsiz kalanlar çoğal-
maya başladõ. Bir kõsmõ güneye inip bir iş
kurma peşine düştü.
Bütün bunlar olup biterken hükümet ye-
ni bir kanun çõkarõyor.. amaç yastõk altõnda
bekleyen ve yurtdõşõnda bulunan parayõ
içeri çekmek. Sözün özü, kayõt dõşõ para-
yõ içeri çekmek. Bunun doğru bir iş ol-
madõğõ herkesin malumu.. bakalõm ulus-
lararasõ azarõ ne zaman yiyeceğiz. Gerçi
dünyanõn dengesinin bozulduğu bu za-
manda bu azar geçerli olmayabilir. Ba-
kalõm paralar gelecek mi? Bekliyoruz...
İş kenti İstanbul böylesine bir durgun-
luk içindeyse ülkenin öbür kentlerinde du-
rum daha da vahim demektir. Örneğin Ga-
ziantep’te.. Antep özellikle kendisine ya-
kõn olan Irak ve Suriye’yi besler biliriz.
Orada da işler çõkmaza girmiş, çünkü dün-
yanõn her yerinde kriz var. Bu arada
Rusya ile iş yapanlar şaşkõn durumda.
Çünkü Rusya’nõn değişik bir kriz yönetimi
anlayõşõ var. Bakõyor borsalar kötü, hemen
borsasõnõ kapatõyor. Ödemeler yapõlmõyor.
Şimdi IMF başta kamu harcamalarõnõn
kõsõlmasõnõ isteyecek, bu durumda önce-
likle ilk sõrada TRT olacak. Bizim elek-
trik faturalarõna eklenen paralarla besle-
diğimiz bu dev kurum ilk tõrpanõ yiyecek.
Belki de iyi olacak...
Ardõndan eğitime ayrõlan para öylesine
azalacak ki, devlet üniversiteleri bu yõlõ so-
ğuktan titreyerek geçirecekler.
Ardõndan sağlõğa ayrõlan para kõsõlacak
ve zaten “Ölen ölür.. kalan paralılar ba-
na yeter” diyen sağlõk sistemimiz iyice çö-
kecek.
Ardõndan sokaklarda mendil satan ço-
cuklarõn sayõsõnda artõş olacak.
Ardõndan fuhuş sektörüne yeni genç kõz-
lar girecek.
Ve zaten tadõ tuzu kalmamõş bu ülke-
de biz yeniden türbanla, anayasanõn de-
ğişmesiyle vakit geçirip, “Godo”yu bek-
ler gibi krizin geçmesini bekleyeceğiz.
Arada.. bütün bunlardan hiç etkilenmeyen
bir grubun kadõnlarõnõn hangi davette ne
giydiğiyle ilgileneceğiz.
Öyle olacak.
Teşekkür: Okurum Kaya Bey, Pazar ya-
zõmda söz ettiğim Ettore Scola’nõn “Çir-
kinler, Pisler ve Kötüler” filminin Na-
poli’de değil, Roma’nõn Monte Ciacci
semtinde geçtiği ve babaya “bir yerler-
den gelen paranın” babanõn bir gözünü
kaybetmesinden ötürü ödenen sigorta pa-
rasõ olduğunu belirtmiş. Hassasiyeti için
teşekkür ederim.
CMYB
C M Y B
GÜNDEM MUSTAFA BALBAY
Baştarafı 1. Sayfada
lis evet derse, SOFA Talabani’nin önüne gelecek.
O ve iki yardımcısının onayıyla yürürlüğe girecek.
Anlaşmanın en önemli maddesi şu:
ABD tüm askeri gücünü 31 Aralık 2011’de çek-
miş olacak.
Bu madde dünyaya şöyle duyuruldu:
ABD, Irak’tan çekiliyor!
Oysa haberin gerçeği şu:
ABD, Irak’ta kalışını 3 yıl daha uzattı.
Nedenini açalım... 20 Mart 2003’te Basra açık-
larından Irak’a ayak basan ABD, 9 Nisan’da
Bağdat’ta Firdevs Alanı’na girdi, işgali tamamla-
dığını açıkladı. 20 Mayıs’ta da savaşın sona er-
diğini, bundan sonraki sürecin Irak’ın yeniden ya-
pılanması olduğunu ilan etti. ABD’nin Irak’ta ka-
lışı uluslararası hukuka şöyle uyduruldu:
Birleşmiş Milletler mandası!
BM, ABD’ye 5 yıllık bir “yapılanma süresi” ver-
di.
BM’nin verdiği süre 31 Aralık 2008 günü dolu-
yordu. Bir başka deyimle, halen yürürlükte olan
duruma göre ABD’nin 1 Ocak 2009 günü Irak’ı tü-
müyle terk etmesi gerekiyordu.
ABD, 5 yıllık zaman diliminde Irak’ı istediği gi-
bi biçimlendiremedi. Bunun için yeni bir zaman di-
limine gereksinim vardı. BM’yi de göz göre göre
devre dışı bırakamazdı. Bunu aşmanın tek yolu
vardı:
Irak hükümetinin, meclisinin de onayıyla ABD
askerlerinin bir süre daha Irak’ta kalmasını iste-
mesi!
Böyle bir anlaşma yapılır ve Irak Meclisi onay-
larsa, BM’ye de “kal” demek düşüyordu.
ABD, mayıs ayından bu yana sözünü ettiğimiz
anlaşmanın, yani SOFA’nın kabul edilebilir hale ge-
tirilmesi için uğraşıyordu. İlk metinde, ABD askerine
olağanüstü yetkiler veriliyordu. Öyle ki, ABD as-
keri sokaktaki Irak polisini bile denetleme gücü-
ne sahipti. Zamanla bunları biraz törpülediler. Ka-
bul edilebilir hale getirdiler.
Son durum şu:
ABD askeri 2009’da kentlerin yönetimini adım
adım Irak’a bırakacak. 2011’de de tümüyle çeki-
lecek.
ABD’nin rengi burnunda Başkanı Obama ne sö-
zü vermişti:
2009’da askerlerimiz Irak’tan çekilecek!
SOFA, yeni başkanı da bağladığına göre, Oba-
ma’ya ilk takıyye yolu göründü:
“Ben 2009’da kesin çekilecektim ama, benden
önceki başkan anlaşmayı imzalamış. Uluslarara-
sı hukuk her şeyin önünde gelir!”
Soruları tersten sormaya başlayalım...
ABD, 2011’de çekilir mi?
Kestirme yanıtlayalım:
Çekiliyormuş gibi yapıp, kalıcılaşarak çekilir!
O zamana dek Irak yönetiminin tümüyle kont-
rol edilebilir halde olmasını sağlarsa, önemli yer-
lerde üsler kurar. Önemli sayıda asker yerleştirir.
Kalanları ülkesine götürüp, “çekildim” der!
Çekilme sürecinde nasıl bir Irak olacak?
Bu sorunun yanıtı bugünkü gidişte gizli... Bar-
zani kendi çapında strateji çiziyor:
“ABD, bölgede bizsiz bir şey yapamayacağını bi-
liyor. Bizi kırmaz, ayrıcalığımız daha belirgin olur.”
Irak merkezi hükümeti de tüm Irak’a nüfuz et-
mekten uzak. Başbakan Maliki, arada bir bütün-
lüğü pekiştirecek adımlar atmak istediğinde ABD
nedense, “yapma” diyor!
İster misiniz 2011’de Irak hükümeti bir karar da-
ha alsın:
ABD ne olur bizi terk etme, biz zaten ABD Ira-
kı’yız!
GÜNCEL CÜNEYT ARCAYÜREK
Baştarafı 1. Sayfada
Oysa yüksekten atacağı yerde IMF ile adam gibi
masaya otursa, elbette ülkemiz lehine olacak bir an-
laşmanın pazarlığını yapsa.. hayır, beyefendinin
sözlüğünde devlet adamı olmanın kurallarına dair tek
satır yok!
Üstelik son açıklamaları da yine kafaları karıştırı-
yor.
Bir gazeteci “IMF ile ilgili şikâyetlerini” anımsatı-
yor RTE’ye.
Nedir o şikâyetler? IMF’nin yatırımları durdurma-
mızı, kalkınma hızını yüzde 2’ye çekmemizi, Belediye
Gelirleri Yasası’ndan vazgeçilmesini istediğini, lâkin
hele yerel seçimler arifesinde bu koşulları asla ka-
bul etmeyeceğimizden söz ediyor.
“Çözüme en çok yaklaştığımıza” göre bu şikâyet-
lerden ya biz geri adım attık ya da IMF bu koşullar-
dan vazgeçti (mi?).
Belli değil. IMF Başkanı Strauss-Kahn da anlaş-
ma olasılığından söz ediyor ama bir yandan da “Tür-
kiye’de istikrarı sağlamak, giderek kuruyan dış kay-
nak akışını yeniden canlandırmak için, Türkiye’nin IMF
ile anlaşma yapmak zorunda olduğunu” herhalde laf
olsun diye söylemiyor.
IMF Başkanı Strauss-Kahn, Türk ekonomisinin için-
de bulunduğu açmazları avucunun içi gibi biliyor ve
nezaketle IMF ile anlaşma yapmak zorunda oldu-
ğumuzu açıklıyor.
Görünen o ki, RTE’nin bütün direnmelerine, borç-
ları ödedik artık kapımız IMF’ye kapalı, bir kez da-
ha anlaşma mı, Allah göstermesin gibi uçuk lafları-
na karşın; altı buçuk yıl sonra IMF ile yeniden
stand-by anlaşması yapmak için tıpış tıpış IMF’nin
kapısına gidiyor, tekrar masaya oturuyor.
RTE’deki bir Kasımpaşa’laşan, bir ayakları yere ba-
san iniş çıkışların nedenine gelince…
Vatan yazarı Bilal Çetin geçen haftaki yazısında
ekonomi yönetimindeki kargaşayı bütün ayrıntılarıyla
anlatıyor, açıklıyor.
Bilal Çetin, titiz çalışmalarını yakından izlediğim bir
gazeteci.
Sağlam kaynaklardan bilgi edinmese Hazineden
Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek’in sap-
malarını ayrıntılı içerikte açıklamazdı elbette.
Durumumuzu kısaca özetledikten sonra, “Ekonomi
bürokrasisi teknik kadro acaba gelişmeleri düzgün
okuyamıyor mu?” diye soruyor ve anlatıyor:
Mehmet Şimşek önce kendi bürokrasisi ile barı-
şık değil. Müsteşarıyla ters düşüyor.
Örneğin IMF ile yeni bir stand-by anlaşması için
Başbakan’ı ikna etmek gerekiyor. Şimşek huzura çı-
kıp “IMF ile anlaşma kaçınılmaz” diyebiliyor mu? Ha-
yır!
“Hatta RTE’nin ‘Hamdolsun iyiyiz’, ‘Bize bir şey ol-
maz, ekonomimiz sağlam’, ‘Kriz bizi teğet geçer’ açık-
lamalarını Mehmet Şimşek’ten aldığı iyimser bilgi ve
izlenimlerin sonucu yaptığını söylüyor” Bilal Çetin.
RTE’nin şaşırtıcı tavrını açıklayan anlatımlar, RTE-
Şimşek ilişkileri “kılavuz - karga” özdeyişini anım-
satıyor.
Mehmet Şimşek, Bilal Çetin’i “bilinçli saldırı” yap-
makla suçladı. Yazıdaki saptamaları hayal ürünü di-
ye tanımladı. Müsteşarı ile arasının şeker renk ol-
duğunu yalanladı...
Lakin şimdi sorular akla geliyor:
Batman-Arıca doğumlu Bay Şimşek, siz ABD Bü-
yükelçiliği’nde çalıştınız mı?
Kuzey Irak’ta Kürtlerle Amerikalı yetkililer arasın-
daki görüşmelerde tercümanlık yaptınız mı?
Sonra ABD’ye gittiniz ve yükselişiniz böylece
başladı.
AKP hükümeti sizi Merkez Bankası’nın başına ge-
tirmek istedi.
Fakat zamanın Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Se-
zer kararnamenizi geri çevirdi.
Bu olaya ABD Büyükelçiliği’nde görevde bulun-
manız, Amerikalılarla K. Irak Kürtleri arasında ter-
cümanlık yapmanız etken oldu mu?
Gerçek kimliğinizi tanıyabilmek için bu soruları da
yanıtlamanız gerekiyor Bay Mehmet Şimşek!
ankcum@cumhuriyet.com.tr
SAYFACUMHURİYET
17HABERLERİN DEVAMI
İstanbul Y 14
Edirne Y 11
Kocaeli Y 14
Çanakkale Y 14
İzmir Y 16
Manisa Y 16
Aydın Y 19
Denizli Y 17
Zonguldak Y 13
Sinop Y 15
Samsun Y 15
Trabzon Y 18
Giresun Y 17
Ankara Y 11
Eskişehir Y 7
Konya B 12
Sıvas Y 11
Antalya Y 21
Adana PB 22
Mersin PB 22
Diyarbakır PB 17
Şanlıurfa PB 21
Mardin PB 16
Siirt PB 16
Hakkâri PB 8
Van PB 9
Kars PB 8
Oslo K 3
Helsinki K 8
Stockholm PB 4
Londra Y 12
Amsterdam Y 12
Brüksel Y 9
Paris Y 11
Bonn Y 9
Münih Y 5
Berlin Y 8
Budapeşte B 8
Madrid PB 15
Viyana Y 6
Belgrad Y 9
Soyfa Y 9
Roma Y 16
Atina Y 17
Zürih Y 8
Moskova Y 1
Aşkabat B 13
Astana A 2
Taşkent PB 11
Bakû B 14
Bişkek B 9
Tiflis PB 14
Kahire B 25
Şam B 22
Yurdun iç ve batı ke-
simleri parçalı çok bu-
lutlu, Marmara, Ege,
Batı Akdeniz, İç Ana-
dolu’nun kuzeyi ile Ba-
tı ve Orta Karadeniz sa-
ğanak ve gök gürülütü-
lü sağanak yağışlı, diğer
yerler parçalı bulutlu
geçecek. Yağışların Kı-
yı Ege ile Batı Akdeniz
kıyılarında kuvettli ol-
ması bekleniyor.
18 KASIM 2008 SALI
Komisyonda Gökçek tartõşmasõ
Cumhuriyet, basõna kapalõ yapõlan komisyon görüşmelerinin tutanağõna ulaştõ
zelleştirilmesini müteakip 676
milyon YTL tutarındaki alaca-
ğını kuruluşumuza ödenmesi
gerekmektedir. Ancak Ankara
Büyükşehir Belediye Başka-
nı’nın basında yer alan, BO-
TAŞ’a olan borçlarını ödeme-
yeceği yönündeki beyanları üze-
rine, EGO’nun ana para bor-
cundan kaynaklanan alacak-
larımızın Başkent Gaz Dağıtım
Şirketi’nin özelleştirilmesinden
elde edilecek bedelden tahsil
edilebilmesini sadece teminat al-
tına almak maksadıyla haciz iş-
lemleri başlatılmıştır. Ayrıca
yeni kurulan Başkent Doğalgaz
Dağıtım AŞ’nin de 2008 yılında
teşekkülümüze olan cari dö-
nem doğalgaz borçlarını öde-
memesi üzerine, kanuni takip
başlatılarak bankalar nezdinde
haciz uygulamasına başlan-
mıştır. Geçen hafta itibarıyla 87
milyon YTL’yi bu usulle ken-
dilerinden tahsil ettik. Haciz, ic-
ra işlemi üzerine.”
BOTAŞ Genel Müdürü Düz-
yol, bunun üzerine Başkent Gaz
tarafõndan “haciz işlemlerinin
kaldırılmaması halinde kuruluş
yöneticileri hakkında suç du-
yurusunda bulunulacağının ifa-
de edildiği”ni belirtti. Düzyol, bir
soru üzerine de, “Şu anda Baş-
kent Gaz Dağıtım’daki EGO
hisselerinin tamamına haciz
konulmuştur. Onun dışında
EGO’nun taliplisi olan Global
Enerji Şirketi’ne ödeme emir-
leri gönderilmiştir. Yapılacak
ödemelerin Ankara Büyükşehir
Belediyesi’ne değil BOTAŞ’a
yapılması hususunda da ge-
rekli bildirim yapmıştır” diye
konuştu. Tutanaklara göre, basõ-
na kapalõ yapõlan komisyon gö-
rüşmelerindeki tartõşmalarda
AKP’lilerin de Gökçek’i koru-
makta zorluk çektikleri ortaya
çõktõ. Komisyonda Genel Mü-
dür’ün BOTAŞ’ta sabotaj ve hõr-
sõzlõklar nedeniyle yapõlan mas-
rafõn 2.5 milyon dolar olduğunu
açõklamasõ üzerine, CHP Gazi-
antep Milletvekili Akif Ekici,
“Dağ eşkiyalarınınki daha az-
mış, şehir eşkiyalarınınki daha
fazla; BOTAŞ üzerindeki vur-
gun şehir eşkıyalarının veya
kurumun başındaki yöneticile-
rin yapmış oldukları usulsüz-
lükler, yolsuzluklar yanında
2.5 milyon bir şey değil” dedi.
Komisyon Başkanõ AKP’li
Ünal Kaçır bu değerlendirmeye
önce “Evet” dedi. Daha sonra
“Evet derken katıldığım anla-
mına gelmesin” diye sözlerini
düzeltti. MHP’li Kadir Ural da,
“Kanun çerçevesinde 236 mil-
yon YTL’yi sildiniz. Bu da AKP
hükümetinin, devrin Mec-
lis’inin diyelim ya da Melih
Gökçek’e bir peşkeşidir” dedi.
‘Ezberci eğitim güçlü birey yetiştirmez’
FIRAT KOZOK
ANKARA - Diyanet İşleri Başkan Yar-
dõmcõsõ Prof. Dr. Şevki Aydın, kendi özel du-
rumuna ilişkin mevcut dini bilgiyi uyarlama
veya yenisini elde etme-üretme yeteneği ge-
lişmemiş bir dindarõn yeni kararlar alama-
yacõğõnõ söyledi. Aydõn, Diyanet’in aylõk
dergisinde yayõmlanan “Bireyin kendi din-
darlığını oluşturma geleneğini geliştir-
mek” başlõklõ makalesinde ilginç görüşler or-
taya koydu. Aydõn’õn makalesinden satõr
başlarõ şöyle:
Yeni soruna yeni çözüm üretmek şart:
Din açõsõndan dün yapõlan yoruma göre be-
lirlenmiş olan bir davranõş kalõbõ, bugün için
aynen geçerli olmayabilir. Yapõlmasõ gereken
şey soruna uygun ve özgün dini çözümü üret-
mektir.Yani sürekli mevcut dini bilgilerin gün-
celleştirilmesi ve yenilerinin üretilmesine
ihtiyaç duyulmaktadõr.
Kendini geliştirmeyen doğru kararı ala-
maz: Kendi özel durumuna ilişkin mevcut di-
ni bilgiyi uyarlama veya yenisini elde etme-
üretme yeteneği gelişmemiş bir dindar, de-
ğişen ve gelişen şartlarda dindarlõğõna ilişkin
yeni ve uygun özel kararlarõ alamaz.
Ezber bilgi gerçek değildir: Salt ezber bil-
giler, sadece istendiğinde sahibi tarafõndan ay-
nen tekrar edilebilirler, karşõlaşõlan özel so-
runun-sorunlarõn bu bilgiler kullanõlarak çö-
zülmesi, sorulara cevap bulunmasõ mümkün
değildir. Çünkü ezber bilginin kullanõlabilirlik,
uygulanabilirlik niteliği yoktur. Ancak bu bil-
gi, belli bir olguyla ilişkili olarak belletilmişse
bu anlamda belki kullanõlabilir, ama başka
benzer olay ve olgulara transfer edilemez.
Dinin değerleri hayatla bağıtlanmalı: Di-
nin değerlerini, ilkelerini anlamlandõrõrken
mutlaka bunlarõn hayatla, varlõk dünyasõyla,
özellikle de ilgili bireyin bu varlõk dünya-
sõndaki hayatõyla irtibatõnõ sağlamak gerek-
mektedir. Bunu yapabilmek ise yeterli dü-
zeyde kültürel birikime sahip olmadan müm-
kün değildir.
Ezberci sistem bireye katkıda bulunmaz:
Hazõr bilgi aktarõmõnõ ve depolatmayõ öngö-
ren, öğrenciyi pasif alõcõ konumuna iten,
öğretici merkezli ve sonuçta itaat kültürünü
oluşturan ezberci eğitim anlayõşõndan yana
olan bir eğitim sisteminin, dolayõsõyla bu ge-
nel eğitim sisteminin alt birimi olan din eği-
timinin güçlü bireyin yetişmesine katkõda bu-
lunmasõ uzak hayaldir.
Baştarafı Arka Sayfada
/ IŞIL ÖZGENTÜRK
Bal Gibi Krizdeyiz
Havada Rum sıkıntısı
MAHMUT GÜRER
ANKARA - AB ülkelerinin uçak-
larõnda AB bayrağõnõ kullanmasõnõ
öngören, “AB Tek Hava Sahası
Programı”, Kõbrõs’la ilgili sõkõntõ-
lara bir yenisini daha ekleyecek.
2009’da uygulamaya geçecek pro-
jeyle birlikte, Kõbrõs Rum kesimin-
den kalkan uçaklarõn Türk hava sa-
hasõna girmesinin önündeki engel
AB’ye göre tamamen ortadan kalk-
mõş olacak. Bunun yanõ sõra AB’nin,
proje uygulanmazsa Türkiye’ye,
“Taşımacılık” ve “Trans-Avrupa
Ağları” müzakere başlõklarõna açõş
kriteri koyacağõnõ ilettiği belirtiliyor.
AB Tek Hava Sahasõ’nõn Doğu Ak-
deniz koordinatörlüğünü de Kõbrõs
Rum kesimi yapacak. Proje kapsa-
mõnda birliğe üye tüm ülkelerinin
uçaklarõ, AB bandrasõ taşõyacak ve
AB’ye üye olmayan başka bir ülke
hava alanõna iniş yaparken kendi ül-
kesinden değil AB topraklarõndan
geliyor görünecek. Bu da Kõbrõs
Rum kesimi havaalanlarõndan kal-
kacak bir uçağõn AB hava sahasõnõ
kullandõğõ anlamõna geliyor. Böylece
Kõbrõs sorununa yeni bir halka daha
eklenmiş olacak. Kõbrõs Rum kesi-
minden havalanan bir uçak, Türki-
ye hava sahasõna girebilecek. Şim-
diki uygulamada Rum uçaklarõ Türk
hava sahasõna giremiyordu.
AB’nin Tek Hava Sahasõ projesi
kapsamõnda hazõrlõklarõ tamamla-
masõ için Ankara’ya ciddi uyarõlar-
da bulunduğu belirtiliyor. Bunlarõn
başõnda, havacõlõk sektörünü doğ-
rudan etkileyen “Taşımacılık” ve
“Trans-Avrupa Ağları” müzake-
re başlõklarõna yönelik “açış kri-
terlerinin” konabileceği uyarõsõ-
nõn bulunduğu belirtiliyor.
Dõşişleri Bakanlõğõ kaynaklarõ,
“Taşımacılık ve Trans-Avrupa
Ağları” başlõklarõnõn hazõrlõklarõn ta-
mamlanmõş olmasõna karşõn, uzun
süredir açõlmadõğõnõ doğruluyorlar.
Bakanlõk kaynaklarõ buna karşõn
projenin Türk hava sahasõ için her-
hangi bir sõkõntõ yaratmayacağõnõ sa-
vunuyor. Kaynaklar, sorunun rota
saptanmasõyla çözülebileceğini be-
lirtirken Kõbrõs’tan havalanarak Yu-
nanistan üzerinden Türkiye’ye gelen
bir Rum kesimi uçağõnõn Türk ha-
valimanlarõna inişinin engellenip
engellenemeyeceğiyse soru işareti..
Projenin Doğu Akdeniz’deki ko-
ordinatörü ise Kõbrõs Rum kesimi
olacak.
Baştarafı 1. Sayfada
Kaçaklar
sınır dışı edildi
Irak’tan kaçak yollarla Tür-
kiye’ye giriş yapan ve Şõr-
nak’õn Silopi ilçesinde, 2.
Jandarma Sõnõr Tabur Ko-
mutanlõğõ’na bağlõ ekiplerin
gerçekleştirdiği operasyonda
yakalanan 8 kişilik aile, sõnõr
dõşõ edilerek ülkesine gönde-
rildi. Aydõn’õn Kuşadasõ il-
çesinde de Sahil Güvenlik
Komutanlõğõ ekipleri, Ka-
dõnlar Denizi açõklarõnda,
yasadõşõ yollardan yurtdõşõna
gitmek isteyen 3 Somali, 3
Afganistan ve 13 Filistin uy-
ruklu toplam 19 kişiyi yaka-
ladõ. Çanakkale’nin Lapseki
ilçesi ile Ayvacõk ilçesinde
de 29 kaçak yakalandõ.
‘Alevilereyönelikihlalleraraştırılsın’
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- CHP İzmir Milletvekili Ahmet
Ersin, “Alevilere yönelik insan
hakkı ihlallerinin araştırılması” is-
temiyle üyesi de olduğu TBMM İn-
san Haklarõnõ İnceleme Komisyou’na
başvurdu.
Ersin başvurusunda Alevilerin zo-
runlu din dersi ve Diyanet’e ilişkin
şikâyetleri bulunduğunu belirterek
bunlarõn komisyon tarafõndan ince-
lenmesi gerektiğini söyledi. Avrupa
İnsan Haklarõ Mahkemesi’nin “zo-
runlu din dersi okutulamayacağı”
yönündeki kararlarõna dikkat çeken
Ersin, “Ancak bu kararlarla ilgili
yasalarda düzenleme yapılmadı.
İnsani açıdan ve hukuki anlamda
ne varsa düzenlemek lazım” dedi.
Ersin, Alevilerle ilgili daha önce
Meclis araştõrmasõ önergesi verdiği-
ni anõmsatarak “Aleviler, tarihte çe-
şitli kıyımlar ve iftiralara uğramış,
inanç ve kültürleri aşağılanmış,
dışlanmıştır. ” görüşünü dile getir-
di.
Türban yerine bereye izin yok
El Hekim geliyor
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - Terörle mü-
cadele konusunda, Türki-
ye-Irak ve ABD arasõnda
kurulmasõ öngörülen ve
Irak heyeti içinde bölgesel
Kürt yönetiminden bir
temsilcinin de bulunma-
sõnõn planladõğõ üçlü me-
kanizma konusunda “yer
ve tarih” sõkõntõsõ aşõla-
mayõnca, Irak Başbakanõ
Nuri el Maliki devreye
girdi.
Edinilen bilgilere göre,
Irak Cumhurbaşkanõ Celal
Talabani’nin önerisi ile
gündeme gelen üçlü me-
kanizmaya ilişkin sõkõntõ
henüz aşõlamadõ. Sõkõntõ-
nõn temelinde ise söz ko-
nusu toplantõnõn yeri, ka-
tõlõmcõlarõ ve tarihi gibi ko-
nular yer aldõ. 14
Ekim’den bu yana yürü-
tülen temaslardan da so-
nuç alõnamayõnca el Ma-
liki sõkõntõnõn aşõlabilme-
si için Ankara’ya temsilci
gönderme kararõ aldõ. El
Maliki’nin talimatõyla
Ulusal Diyalog Bakanõ
Ekrem el Hekim yarõn
Ankara’ya gelecek.
BERLİN (AA) - Almanya’da Köln
İdare Mahkemesi, 33 yaşõndaki Müs-
lüman Alman öğretmene okulda tür-
ban yerine bere kullanmasõna izin
vermedi. Mahkemenin açõklamasõnda,
bu durumda da berenin bir dini sem-
bol olarak değerlendirileceği, öğren-
cilerin ve velilerin, bunu bu şekilde al-
gõlayacaklarõ belirtildi.
Okul idaresine karşõ derslerde bere
takmasõna izin verilmediği için dava
açan öğretmenin, bere kullanarak da
açõk bir şekilde İslam dinine inandõğõnõ
göstereceği, halbuki giyim kurallarõ-
na uymasõ gerektiği ifade edilen açõk-
lamada, bere kullanõlmasõnõn da “okul
huzurunu bozabileceği” görüşüne
yer verildi.Kuzey Ren Vestfalyaeya-
letinde 2006 yõlõnda yürürlüğe giren ve
derste dini sembollerin taşõnmasõnõ ya-
saklayan yönetmeliğin kabul edilme-
sine kadar başörtüsü takan öğretmen,
bunun yerine saçlarõnõ tümüyle kapa-
tan bir bere takmaya başlamõştõ.Öğ-
retmenin karara karşõ temyize gitme
hakkõ bulunduğu kaydedildi.