04 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B 11 KASIM 2008 SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER 5 POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Helal Olsun Sana Mustafam!.. Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı tüm devlet okul- larının yönetici kadrolarının yüzde 90’ı imam hatip çıkışlı... İmamdan öğretmen, yönetici olur mu? Bal gibi olur(!) Demokrasinin ve özgürlüklerin simgesi AKP ik- tidarında “badem bıyıklı” bürokratların sayısı ço- ğaldıkça çoğaldı... Nakşilere bürokraside önemli görevler verildi; Milli Eğitim’de Nurcular-Fethul- lahçılar sistemi ele geçirdi. Anadolu’da çok sayıda okulda mescit açıldığı, uygulamalı “din dersleri”nin camilerde ve me- zarlıklarda yapıldığı zaten biliniyor. Şimdi de din derslerine imam ve müezzinler gi- riyormuş! Bunda şaşılacak ne var? Demokrasi ve özgürlük kavramlarının sık sık gündeme getirilmesi bu yüzden! Bir rahibe örtüsü olan “sıkmabaş”ı İslam dininin simgesine dönüştüren; 12 Eylül 1980 döneminin YÖK Başkanı Prof. Dr. İhsan Doğramacı’nın Fet- hullah Gülen’le oturup konuştuktan sonra “sık- mabaş”ı “türban” diye yutturan; son yıllarda da “başörtüsü”ne çeviren düşünce iktidarın nimet- lerinden yararlanıyor. İzmir’in Güzelbahçe ilçesindeki okullarda imam- lar ve müezzinler ders veriyor! Neden? Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri için öğret- men açığı varmış! Bizim liberal tosuncuklar ve tarikatçı koçlar de- mokrasi ve özgürlük istemiyorlar mıydı? Alın işte! Biz “sıkmabaş”ı “türban” ya da “başörtüsü” sa- narsak imam ve müezzin de öğretmen açığını dol- durur. Daha önce İstanbul’da bazı okullara mescit açıl- dığını, din derslerinin uygulamalı olarak camilerde ve mezarlıklarda yapıldığını, çocukların cuma na- mazına götürüldüğünü yazınca tehdit aldım yo- bazlardan. Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün yetmişinci yıldönümüydü dün... Anıtkabir dolup taştı! Günlerdir Can Dündar’ın “Mustafa” adlı bel- geselini tartışıyor toplumumuz. Can Dündar haklı ya da haksız. Ama tartışma eleştiri çizgisini aşıp “as- mayalım da besleyelim mi” noktasına geldi. Ne- redeyse Can için, Kızılay’ın göbeğine “darağacı” kurulacak. Herkesin kendine göre bir Mustafa Kemal’i var! Kenan Evren’in de vardı, Erbakan Hoca’nın da vardı, Tayyip Bey’in de var! Kenan Paşa, Atatürkçülük adına Türk Dil Ku- rumu’nu ve Türk Tarih Kurumu’nu kapatmadı mı? Mustafa Kemal yalnızmış, günde bir büyük ra- kı, üç paket sigara içermiş, kadınlara düşkünmüş! Yalnızlık çoğalmaktır! Onun için çocukları sever, yaşamı derinliğine ku- caklardı Mustafa Kemal! Ben hem asker hem de insan Mustafa’yı sevi- yorum. Yaşamın gökkuşağı rengine tutkun, mitolojiyi bilen, Fransız devriminden etkilenen, bireyin kul- luğuna karşı çıkan, ulus devleti kuran Mustafa’ya bakarım. Ben Anıtkabir’de ağlayan gençleri görmek is- temem. Ben okuyan, kendini geliştiren, kitap fu- arlarında, tiyatrolarda, sinemalarda ve aydınlanmanın ışığında yaşamı çoğaltan gençler isterim. Mustafa Kemal’in bir büyük rakıyı devirmesi, üç paket sigara içmesi, kadınlara düşkün olması “Türk Devrimi”nin evrenselliğini örtmez. Elbet bu filmin eleştirilecek çok yönü var; bu ko- nuya Fikret Bila değindi. Bila’nın eleştirilerine ben de katılıyorum!.. Bu ayrı bir konu!.. Olay öyle bir yörüngeye oturdu ki onun adı linç- tir... Tıpkı Fazıl Say’a dincilerin yaptığı gibi. 1934 yılında kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren, o günün koşullarında harf, dil ve giyim ku- şam devrimini gerçekleştiren, çağdaşlaşma fişe- ğini atan, “çoban ateşi”ni yakan o mavi gözlü de- vi insan olduğu için sevdim, sevmeyi de sürdüre- ceğim. Günümüz Türkiyesi’ne bir bakın; Alevi yurt- taşlarımız Ankara’da miting düzenlerken, AKP ka- yığına binmiş Aleviler onları nasıl suçluyor: “Aleviliği İslam dışında görenlerle bir olamayız. Bunlar Marksist. Kürt hareketleriyle dirsek tema- sındalar...” Bunları söyleyen bir Alevi ve üstelik bilim insa- nı! Din bezirgânlarının, tarikat şeyhlerinin kucağı- na düşmüş bu kişiler Marksizmi “devlet içinde ör- gütlü çete” gibi görüp Ankara’da miting yapan Alevi kuruluşlarını ihbar ediyorlar, Fethullahçı ga- zetede... “Can Dündar’a gösterdiğiniz bu tepkiyi, AKP ka- yığına binmiş Alevilere niçin göstermiyorsunuz?” Atatürk’ün yetmişinci ölüm yıldönümü. Amerikan emperyalizminin Ortadoğu’nun yok- sul halklarını kuşattığı bir dönemden geçerken, ben Mustafa Kemal’i çok seviyorum. İyi ki bir büyük rakıyı devirmiş, iyi ki üç paket sigara içmiş, kadınları ve çocukları çok sevmiş! Canına değsin.. çok iyi yapmış! Ve Nadir Nadi’nin 12 Eylül faşizmine karşı çı- karken yazdığı “Ben Atatürkçü Değilim” yazısını bir kez daha okuyorum. Kendisini hem Kanuni hem de Atatürkçü görenlere ve onu putlaştıranlara inat ben de şöyle sesleniyorum: “Helal olsun sana mavi gözleri çakmak çakmak yanan adam; helal olsun sana Mustafam!..” [email protected] Faks numaramız: 0212 343 72 69 ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART musakart yahoo.com Gül iki kanunu onayladı ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanõ Abdullah Gül, 5808 sayõlõ “Türkiye Cumhuriyeti Sağlõk Bakanlõğõ ve Dünya Sağlõk Örgütü Avrupa Bölge Ofisi Arasõnda İki Yõllõk İşbirliği Anlaşmasõnõn Onaylanmasõnõn Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” ile 5809 sayõlõ “Elektronik Haberleşme Kanunu”nu onayladõ. Cumhurbaşkanlõğõ Basõn Merkezi’nden yapõlan yazõlõ açõklamada, Cumhurbaşkanõ Gül’ün, anayasanõn 89. maddesinin birinci fõkrasõ ile 104. maddesinin ikinci fõkrasõnõn (a) bendi uyarõnca kanunlarõ yayõmlanmak üzere Başbakanlõk’a gönderildiği belirtildi. CHP’ye Sinop dopingi İZMİR (Cumhuriyet Ege Bürosu) - Sinoplular Dayanõşma Yardõmlaşma ve Kültür Derneği üyesi yaklaşõk 150 kişilik grup, önceki gün düzenlenen törenle CHP’ye katõldõ. Törende konuşan CHP İzmir İl Başkanõ Kemal Karataş, yeni katõlõmlarõn partiye güç kattõğõnõ belirterek “CHP’ye büyük ilgi var” dedi. Derneğin onursal başkanõ Yõlmaz Türk de “CHP’ye birlikte hareket etmeyi teklif ettik. Önümüzdeki seçimlerde gâvur dedikleri İzmir’de ne kadar gerçek aydõn Müslümanõn yaşadõğõnõ göstermek için bu partiye geldik” diye konuştu. Diyanet 200 kadın vaiz alacak ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Diyanet İşleri Başkanlõğõ, taşra teşkilatõnda açõk bulunan kadrolar için 200 sözleşmeli kadõn vaiz alacak. Kadõn vaiz adaylarõnõn, İlahiyat Fakültesi mezunu ve Vaizlik Yeterlik Belgesi’ne sahip olmalarõ gerekiyor. Bu yõl yapõlan Kamu Personeli Seçme Sõnavõ B grubu sõnavõndan en az 60 puan almõş olmalarõ gereken adaylarõn, ayrõca Sosyal Güvenlik Kurumlarõnõn herhangi birinden emekli aylõğõ almõyor olmalarõ şartõ aranõyor. Adaylar, en fazla 5 il tercihinde bulunabilecekler. Kayõt işlemlerini 30 Kasõm Pazar gününe kadar www.diyanet.gov.tr adresinden “Personel Hizmetleri” bölümündeki Sözleşmeli Personel E- Başvuru’yla yapabilecek adaylar, web üzerinden kayõt işlemlerini yaptõktan sonra il müftülüklerine müracaat edecek. ‘Atatürk’ konulu pul sergisi ANKARA (AA) - PTT Genel Müdürlüğü’nün, “Ölümünün 70. Yõlõnda Pullarla Dünyada Atatürk” konulu pul sergisi bugün Ankara Üniversitesi Rektörlüğü 100. Yõl Konferans Salonu fuayesinde açõlacak. PTT’den yapõlan yazõlõ açõklamaya göre, pul sergisi 11-14 Kasõm arasõnda gezilebilecek. Ayrõca “Ölümünün 70. Yõlõnda Pullarla Dünyada Atatürk 11.11.2008 Ankara” ibareli özel gün damgasõ da kullandõrõlacak. TÜRK BÖBREK VAKFI 03 - 09 KASIM ORGAN BAĞIŞ HAFTASI Tel: 0212.557 70 70 www.tbv.com.tr AKP RANDEVU ALAMADI Obama olmazsa BidenErdoğan, seçimlerden önce Talabani ile görüşen ABD Başkanõ Obama’dan randevu almayõ başaramadõ. Diplomatlar şimdi hiç olmazsa yardõmcõsõ Joseph Biden ile yüz yüze görüşme için çaba sarfediyor. BAHADIR SELİM DİLEK ANKARA - AKP’nin ABD’nin yeni Başkanõ Barack Obama’dan ran- devu girişimi seçimler- den önce başlatõlmõş ol- masõna karşõn henüz olumlu bir yanõt alõnama- dõğõ öğrenildi. Başbakan Recep Tay- yip Erdoğan’õn 13 Ka- sõm’dan 16 Kasõm’a kadar yapacağõ dört günlük ABD ziyaretinde, Obama ile yüz yüze temas ger- çekleştirmesi öngörülü- yordu. Ancak Obama’nõn programõnõn yoğunluğu nedeniyle Başkan Yar- dõmcõsõ seçilen ve Türki- ye’yi de yakõndan tanõyan Joseph Biden ile temas kurulmasõ seçeneği de de- ğerlendirmeye alõndõ. Tür- kiye’nin seçim öncesinde doğrudan temas kurama- mõş olmasõna karşõn hem Irak Cumhurbaşkanõ Ce- lal Talabani hem de Dõş- işleri Bakanõ Hoşyar Ze- bari, Obama ile görüş- müştü. Hatta Zebari, gö- rüşme sonrasõnda yaptõğõ açõklamada Obama’nõn Irak politikasõnda ciddi değişikliğe gitmeyeceğini ileri sürmüştü. Diplomasi kulislerine sõzan bilgilere göre Iraklõ Kürtler Obama’nõn başkan olmasõndan çok Biden’õn başkan yardõmcõsõ olma- sõna sevindi. Özellikle Bi- den’in 2006 yõlõ başõnda gündeme getirdiği Irak’õn üç ayrõ birim olarak fede- ratif yapõ içinde yönetil- mesi önerisini dikkatle iz- leyen Iraklõ Kürtlerin de, “Başkan Yardımcı- sı’ndan Türkiye’den ön- ce randevu almak için çalıştığı” ortaya çõktõ. Erdoğan tepki ölçüyor ‘Obama geldi, Bush oldu’ dediği Başbakan Erdoğan’dan yediği fõrçayõ sineye çekti Koru’dan bir ileri, iki geri Erdoğan’õn politika değişikliğinin parti içinde sõkõntõ yaratabileceğine dikkat çekiliyor ‘Kürt sorunu’ açmazõEMİNE KAPLAN ANKARA - Başbakan Tay- yip Erdoğan’õn Kürt politika- sõndaki değişim ve buna tepki gösteren Dengir Fırat’õn AKP Genel Başkan Yardõmcõlõğõ ve MKYK üyeliğinden ayrõlmasõ- nõn, parti içindeki dengeleri ta- mamen değiştireceğine dikkat çekiliyor. AKP’nin bundan son- ra daha devletçi politikalara sarõlmasõnõn ilerleyen süreçte bölge milletvekilleri arasõnda kõrõlmalar yaratabileceğine işa- ret ediliyor. AKP’de, Fõrat’õn, genel baş- kan yardõmcõlõğõndan ayrõlma- sõna ilişkin yankõlar sürüyor. AKP içinde Kürt sorununun kültürel ve siyasi açõlõmlarla çö- zülmesi gerektiğini düşenen çok sayõda Kürt kökenli mil- letvekili bulunuyor. AKP’li bölge milletvekilleri, zaman zaman bir araya gelerek Kürt sorununun çözümü konusunda görüş alõşverişinde bulunarak öneriler geliştiriyor. Bu öneriler arasõnda, Kürt enstitüsü kurulmasõ gibi bugü- ne kadar hükümetlerin hiç sõcak yaklaşmadõğõ, DTP’lilerin sõk sõk gündeme getirdiği öneri de yer alõyor. Fõrat’õn yerine eski İçişleri Bakanõ Abdülkadir Aksu’nun getirilmesi de AKP kulislerinde, “Bu görev deği- şimi, bundan sonra AKP’nin Kürt politikası konusunda devletçi bir söyleme başvu- racağı, hatta daha da sertle- şeceğini gösteriyor” değer- lendirmesi yapõlõyor. Kulislerde Fõrat’a yakõn Kürt kökenli milletvekilleriyle ilgi- li olarak “Bu ekibin parti için- de muhalif bir tavır göster- mesi mümkün gözükmüyor. Dengir Fırat, Erdoğan’a kar- şı zaten böyle bir tavır içinde olmaz. Erdoğan, 22 Temmuz seçimlerinde bölge milletve- killerini yeniden belirledi. Onlar da muhalif tavır ser- gilemeye cesaret edemez” gö- rüşü de dile getiriliyor. Ancak yerel seçimlerde bölgede AKP’nin oy oranõnõn önemli öl- çüde düşmesi durumunda Kürt kökenli milletvekillerinin daha farklõ bir tavõr sergileyebilece- ği de konuşuluyor. Erdoğan’õn Kürt politikasõn- daki değişimi, “Erdoğan, böl- gede oy oranının ne yaparsa yapsın düşeceğini biliyor. Bu yüzden özellikle de Diyarba- kır’dan vazgeçti. Şimdi mil- liyetçi bir söylem takınarak Batı’daki oylarını arttırmayı planlıyor” biçiminde yorum- layanlar da bulunuyor. AKP’nin çizgisindeki deği- şikliği Anayasa Mahkeme- si’nin kapatmayla ilgili kara- rõna dayandõranlarsa, “Aslın- da Anayasa Mahkemesi, AKP’yi kapatmayarak ka- pattı. AKP’ye bazı çevreler tarafından bir uyarı verildi. AKP de bu uyarının gereği- ni yerine getiriyor” görüşünü dile getiriyor. Kulislerde, AKP ile Genelkurmay arasõnda son dönemdeki yakõnlaşmaya dik- kat çekilerek “AKP’deki po- litika değişikliği bu yakın- laşmadan da kaynaklanıyor olabilir” değerlendirmesi de yapõlõyor. İstanbul Haber Servisi - Ye- ni Şafak gazetesi yazarõ Fehmi Koru, bir televizyon kanalõnda söylediği “Obama geldi, Bush oldu” sözleri üzerine Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile ara- sõnda başlayan tartõşmada geri adõm attõ. Fehmi Koru dün “Ben eleş- tirdim... O eleştirdi...” başlõğõ ile Taha Kıvanç takma adõnõ kul- lanarak yazdõğõ köşesinde gün- demdeki tartõşmayõ değerlendir- mesiyle bu takma isimle kaleme alõnan yazõlarõn kendisine ait ol- duğunu da kabul etmiş oldu. “...Bekledikleri, benim bu kav- gayı sürdürmem. Sürdürmem, neden sürdüreyim. Mesleğe ilk adım attığım günlerde, bir büyüğüm, ‘Gazetecinin mute- beri yanağõnda dudak izi değil, tokat izi bulunanõdõr’ demişti. Benim yanağımda o izlerden çok var; bazıları benim sevdi- ğim ve bazıları da beni sevdi- ğini bildiğim kişiler” diyen Ko- ru, Başbakan ile gerilen ilişkile- rini yumuşatmaya çalõşarak “Kimseler fark etmedi, ama geçmişte de Tayyip Erdoğan benim bazı tespitlerimden ra- hatsızlık duymuş ve bunu ko- nuşmalarına yansıtmıştı. Şim- di ilk kez doğrudan görüşleri- ni açıkladı ve beni açıkça eleş- tirdi diye rahatsız mı olmalı- yım? Hele rahatsız eden gö- rüşlerimin doğru olduğuna, bunu beni eleştiren Tayyip Er- doğan’ın da bildiğine inanı- yorsam?” dedi. Bush’un sorunlarõn hassasi- yetine bakmaksõzõn hemen her konuyu “Benden değilsen düş- mansın” yaklaşõmõ ile tank ve si- lah gücüyle çözme yanlõsõ oldu- ğunu vurgulayan Fehmi Koru, “Geçmişe baktığımızda bu alanda pek çok ilki gerçekleş- tirdiği için Tayyip Erdoğan’ı Bush politikalarıyla özdeş say- mamız mümkün değil... So- run şu son birkaç hafta içeri- sinde benimsediği söylemden kaynaklanıyor... Tank ve tü- fekle ‘Kürt sorunu’na çözüm ge- tireceğini sanıyorsa, bu sanısı onu ABD’de George W. Bush ile ortak çizgide buluşturur... Ne kadar aksini iddia etse de...” diyerek tartõşma yaratan benzetmesine açõklõk getirme- ye çalõştõ. Koru, Başbakan’õn bu tespiti üzerinde düşünme fõrsatõ bulur- sa Erdoğan’õn da “Doğru” di- yeceğini sandõğõnõ söyledi. AKP lideri, İstanbul’da bazõ işadamlarõ, gazeteciler ve öğretim üyeleri ile bir araya gelerek görüşlerini aldõ, yeni stratejilerini anlattõ ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - AKP’nin yeni Kürt politikasõ, parti yöneti- cileri hakkõndaki yolsuzluk iddialarõ nedeniyle sõkõntõlõ günler geçiren Başbakan Tayyip Er- doğan, hafta sonu İstanbul’da AKP Millet- vekili Nursuna Memecan’õn evinde bazõ işa- damlarõ, akademisyenler ve gazetecilerle bir araya geldi. Yemeğe, AKP Milletvekili Ömer Çelik, Koç Holding Bilgi Grubu Başkanõ Ali Koç, Mudo’nun sahibi Mustafa Taviloğlu, TE- SEV Başkanõ Can Paker, Eczacõbaşõ Hol- ding Yönetim Kurulu Başkan Yardõmcõsõ Fa- ruk Eczacıbaşı ve eşi Füsun Eczacıbaşı, Cem Kozlu, Bahçeşehir Üniversitesi Rek- törü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan, Sabancõ Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tosun Ter- zioğlu, Prof. Dr. Nur Vergin, gazeteciler Mehmet Altan, Eser Karakaş, Nur Çintay ve Emre Aköz’ün aralarõnda bulunduğu 15- 20 davetli katõldõ. Yaklaşõk 4 saat süren soh- bet sõrasõnda Erdoğan’õn bazõ davetlilerle baş başa görüştüğü belirtildi. Erdoğan’õn kritik dönemlerde bu tip or- ganizasyonlara katõlmasõ dikkat çekiyor. Erdoğan’õn son dönemde sarõldõğõ milliyet- çi söylem, AKP’nin yeni Kürt politikasõ ko- nusunda tepkileri ölçmeyi amaçladõğõ, yerel seçim öncesinde strateji belirlemeye çalõştõ- ğõna işaret ediliyor. Erdoğan’õn yerel seçimler öncesinde partinin yeni politikalarõnõ davet- lilere aktardõğõ ve görüşlerini aldõğõ dile ge- tiriliyor. Taha Kõvanç takma adõyla yazdõğõ köşesinde Erdoğan’õn kendisine yönelik eleştirilerini ‘normal’ bulan Fehmi Koru kavgayõ sürdürmeyeceğini belirtti. Kõvanç, yazõsõnda Erdoğan’õn son dönemdeki söylemleriyle Bush’a benzediği tespitini yineleyerek, rahatsõz olduğu görüşlerin doğru olduğunu Erdoğan’õn da bildiğini belirtti. Fehmi Koru. AKP içinde Kürt sorununun kültürel ve siyasi açõlõmlarla çözülmesi gerektiğini düşenen çok sayõda Kürt kökenli milletvekili bulunuyor. Bu duruma rağmen Erdoğan’õn son dönemde daha devletçi bir söylem takõnmasõnõn parti içinde sorun yaratabileceği belirtiliyor. Yerel seçimlerde bölgede alõnabilecek kötü bir sonucun bazõ milletvekillerini farklõ tavõr almaya itebileceği kaydediliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle