Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CMYB
C M Y B
SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2008 CUMARTESİ
6 HABERLER
CUMARTESİ
YAZILARI
ATAOL BEHRAMOĞLU
Tokyo’dan…
En geç cuma öğleye kadar göndermem gere-
ken Cumartesi yazılarımı genellikle perşembele-
ri yazarım. Cuma gününe bıraktığım enderdir. Bu
kez cuma, öğleye doğru, hem de gerilimsiz ya-
zıyorum… Türkiye’de şu anda gece yarısı oldu-
ğunu bilmenin rahatlığıyla… Uluslararası Tokyo Şi-
ir Festivali’nin konuğu olarak geldiğim Japonya,
Türkiye’den yedi saat ileride. Sadece saat bakı-
mından mı? Bu bambaşka bir konu…
Japon edebiyatını, sanatını, kültürünü ve insa-
nını çok az tanıdığımı buraya geldiğimde daha iyi
anladım. Bu açığımı kapatmam gerektiğini du-
yumsadım.
Japonya’nın önemli bir ülke olduğunu herkes bi-
liyor. Fakat bu çok farklı ülkeyi, ona ilişkin herhangi
bir konunun uzmanları dışında, ne ölçüde ve ne
kadar tanıdığımız kuşkulu. Günlük yaşamda gö-
ze hemen çarpan şey, yabancı ülkelerdeki meraklı
Japon turisti görüntüsüyle ilgisi olmayan, sakin,
güvenli, kendi içine kapanık, sade fakat son de-
rece düzgün giyimli ve inanılmayacak kadar kibar
bir insan topluluğu. İlk kez geldiğim Japonya’yı,
bu yönüyle çok sevdiğimi söyleyebilirim. Bizde-
ki kargaşadan, bizim ülkemizde insanlar arasın-
da sessiz ya da gürültülü, ama hep gerilimli sa-
vaş ortamından sonra, 120 milyonluk Japonya’nın
13 milyona yaklaşan nüfusuyla bu en kalabalık
kentinde (başkent Tokyo’da) inanılmaz bir rahatlık
ve iç huzuru duydum.
12 saatlik bir uçuştan sonra geldiğim gün aya-
ğımın tozuyla, Japonya Büyükelçimiz, Sayın Ser-
met Atacanlı’nın daha ben Türkiye’den ayrılmadan
elektronik postayla gelen nazik davetiyle, Büyük-
elçiliğimizdeki Cumhuriyet Bayramı resepsiyonu-
na katıldım. Salonlar ve avlu konuklarla dolup ta-
şıyordu. Türkiye’yle ilgili, tarihçi, gazeteci, sanat-
çı, yazar, ya da başka mesleklerden birçok Japon
aydınıyla ayaküstü tanıştım. Ülkemize bu ilgi beni
şaşırtmadı desem yalan olur. Fakat ülkemiz böy-
le bir ilginin ne ölçüde farkında, onu ne ölçüde de-
ğerlendirebiliyor, yine bambaşka bir konu…
İki gün sürecek şiir festivali bu akşam açılış kok-
teyliyle başlıyor. Ben festival kapsamında şiirle-
rimi pazar günü okuyacağım. Bundan başka, 3 ve
4 Kasım akşamlarında, sadece benim için dü-
zenlenen iki program daha var. Japonya’daki kül-
tür elçimiz diyebileceğim genç arkadaşım İnan
Öner’in düzenlediği ilk programın izleyicileri, ço-
ğunlukla Japonya’daki Türkler olacak. (Ankara
DTCF Japon Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden me-
zun olmuş, burada doktora ya da lisansüstü ça-
lışması yapmakta olan çok değerli gençlerle ta-
nıştım. Onlar önümüzdeki yıllarda ülkemizin ve Ja-
ponya’nın kültür ortamında adlarını duyuracak-
lardır. Bu öğretim dalımızın başarısını ise ayrıca
kutluyorum.)
İkinci programı, Japonya’nın önde gelen şair-
lerinden ve festival yöneticilerinden
Bayan Takako Arai hazırlamış. Orada ise ağır-
lığı Japon izleyici oluşturacak.
Dün ve bu gün (yazıya başlamadan) internette
gazetelerimizi gözden geçirdim. Her zamanki
üzüntülü, can sıkıcı, bıktırıcı, kaygı verici haber-
leri bir yana bırakıyorum… Onlar hayatımızdan za-
ten hiç eksilmedi ve belli ki eksilmeyecek… Bu ya-
zıda sizlerle iki olumlu haberi paylaşayım. İlk ha-
ber “Cumhuriyet”ten. Üniversiteye hazırlanan öğ-
rencilere ücretsiz eğitim veren “Nâzım Dershanesi”
19 öğretmeniyle 5. eğitim yılına başlamış… “Nâ-
zım Hikmet Kültür Merkezi” bünyesinde kurulan
bu dershane, başkaca kuruluşlara örnek olmalı,
benzerleri çoğalmalı… İkinci haber “Vatan”dan,
İclal Aydın’ın “Yardım İstiyorum” başlıklı köşe ya-
zısından. 8 Kasım 2008 Cumartesi günü saat
21.15’te Lütfü Kırdar Kongre Salonu’nda Edip Ak-
bayram ve Ferhat Göçer’in bir konseri var. Sa-
natçıların ücret almadıkları, gelirinin ise Trab-
zon’daki üç çocuk yuvası ve yetiştirme yurdunun
eksiklerini karşılamak için harcanacağı konserin
biletleri “Biletix”ten sağlanıyor. (Buradan,Tok-
yo’dan, kardeşim Edip’e, Ferhat’a, bu çabaya kat-
kısı olan herkese selam gönderiyorum.)
Olumsuz haberlerden söz etmeyeceğim dedim
ama yine de kendimi tutamayacağım. Tokyo’daki
elçilik binamız Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayan ya-
bancılarla dolup taşarken kimi yurttaşlarımız
Cumhuriyet düşmanlıklarını gizlemeye de artık ge-
rek görmüyorlar…
Sanatçılarımız, başkaca kişi ve kurumlar, kim-
sesiz çocuklarımızı korumak için kolları sıvarken,
Adli Tıp Kurumu 14 yaşında bir çocuk için Nazi
dönemi doktorlarını aratmayacak nitelikte rapor
düzenliyor.
Başka ve uzak bir ülkeden kendi ülkemizdeki
çelişkiler, sonu bir türlü gelmeyen utanç verici kö-
tülükler daha açık seçik görülüyor…
ataolb@cumhuriyet.com.tr
Faks: (0212) 343 72 64
13 yaşındaki
çocuğa cinsel
istismar iddiası
KEMALPAŞA (AA) -
İzmir’in Kemalpaşa
ilçesinde, 13 yaşõndaki
ilköğretim öğrencisi
erkek çocuk, polise
başvurarak, 10 kişinin
cinsel istismarõna
uğradõğõnõ iddia etti.
İddialarõ cumhuriyet
savcõlõğõna ileten polis,
talimat üzerine
operasyon başlatarak 13
yaşõndaki çocuğun
isimlerini verdiği 10
kişiden D.K, Y.G, C.D,
Ç.T. ve H.K’yi
yakaladõ. U.D, B.F. ve
F.D’nin başka suçlardan
cezaevinde olduğu,
M.G. ile A.D’nin
arandõğõ bildirildi.İzmir
Adli Tõp Kurumu’ndaki
muayene sonucu cinsel
istismara uğradõğõ tespit
edilen çocuk, Ege
Üniversitesi Hastanesi
Çocuk Psikiyatrisi
servisinde uzman
denetiminden geçirildi.
Çocuğun geçen yõl da
benzer bir iddiayõ ortaya
attõğõ fakat muayene
sonrasõnda iddianõn
asõlsõz olduğunun ortaya
çõktõğõ öğrenildi.
Bir Adli Tıp
vakası daha
İZMİR
(Cumhuriyet Ege
Bürosu) - Hüseyin
Üzmez olayõnõn
ardõndan İstanbul Adli
Tõp Kurumu’nun
İzmir’deki trafik
kazasõnda yaşamõnõ
yitiren S. B’nin (14)
“aç” olmasõ nedeniyle
kazada kusuru
bulunduğunu
mahkemeye bildirmesi
tepki çekti. Geçen nisan
ayõnda Buca Şirinyer’de
meydana gelen kazada
hayatõnõ kaybeden
S.B’nin ölümüne neden
olduğu gerekçesiyle
İzmir 2. Asliye Hukuk
Mahkemesi’nde
tutuksuz yargõlanan
minibüs sürücüsü Necati
Özsoy’un davasõnda
Adli Tõp Kurumu ilginç
bir rapor verdi. İstanbul
Adli Tõp Kurumu İhtisas
Dairesi’nden
mahkemeye gönderilen
raporda Özsoy sekizde
iki oranõyla “tali
kusurlu”, ölen S.B. ise
sekizde 6 oranõyla “asli
kusurlu” bulundu.
S.B’nin ailesi, gelen
rapora itiraz ederek yeni
raporlar alõnmasõnõ
istedi.
Terör tazminatı
dağıtıldı
VAN (AA) - Van’da,
terör ve terörle
mücadeleden doğan
zararlarõn karşõlanmasõ
amacõyla gönderilen 20
milyon YTL’nin, hak
sahiplerine dağõtõldõğõ
bildirildi. Van Valiliği
Zarar Tespit Komisyonu
Başkanlõğõ’ndan yapõlan
yazõlõ açõklamada, 5233
sayõlõ Terör ve Terörle
Mücadele’den Doğan
Zararlarõn Karşõlanmasõ
hakkõndaki kanun
kapsamõnda, Van’da
çalõşmalara devam
edildiği belirtildi.
Kaçak mallara el
konuldu
ANKARA (ANKA)
- Gümrükler Muhafaza
Genel Müdürlüğü’ne
bağlõ ekiplerce 24-30
Ekim tarihleri arasõnõ
kapsayan bir haftalõk
dönemde yapõlan
operasyonlarda, 2
milyon 100 bin 422
YTL değerinde
uyuşturucu madde ile
kaçak eşya ele geçirildi.
Gümrükler Muhafaza
Genel Müdürlüğü’nden
yapõlan açõklamaya
göre, yurt genelinde
yapõlan operasyonlarda
8 ilde 35 kaçakçõlõk
olayõ ortaya çõkarõldõ.
Ayrõca kaçakçõlõk
faaliyetlerinde kullanõlan
20 araca da el kondu.
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- “Çocuğun cinsel istismarı” su-
çundan yargõlandõğõ davada tahliye
olan dinci Anadolu’da Vakit gazetesi
yazarõ Hüseyin Üzmez’e, ilahiyat
dünyasõndan da tepki geldi.
Ankara Müftülüğü’ne bağlõ “Alo
Fetva Hattı” yetkilisi, Üzmez’in
yaptõğõnõn “rezilliğin daniskası”
olduğunu belirterek “Bir cinsel sa-
pıklıktır” dedi. Kuranõkerim’de kõz-
lar şu yaşta evlenir diye bir şey ol-
madõğõnõ belirten yetkili, şöyle devam
etti:
“Kuranıkerim teferruata gir-
mez. Bu örf ve âdetle ilgili bir
şeydir. Ama bir defa, bir kızın
evlilik yapabilmesi için asgari regl
olması lazım. Ondan evvel evlenme
olduysa, gerdek ve zifafın kesinlikle
olmaması gerekir. Adam, kız regl
olduktan sonra gerdeğe girer. Regl
olması onun artık doğurganlık ka-
zandığını gösterir. Kız regl gör-
düğü zaman, bluğ çağına girmiş
demektir. Yani, oruçtur, namazdır
ibadetlerini yapması gerektiği ça-
ğa girmiş... Bir birey olarak ço-
cukluk çağından çıkmıştır. Dinen
bu evlenemez diyemeyiz. Ama kız
çocuklarının kaç yaşında evlen-
meleri daha uygundur denirse, bu
ülkelerin örf ve âdetlerine bakar-
sak, bilimin gelişmişliğine de ba-
karsak, 14 yaşında birinin evlen-
mesinin biyolojik olarak bazı za-
rarları olduğu bilinmektedir. Ev-
lilik evcilik oynamak değildir. Eğer
çocuğu 14 yaşında evlendirirse-
niz evcilik oynar. Sıkıntı da orada
zaten... Analık sorumluluğu daha
gelişmemiştir. Genel olarak Ku-
ran’da, İslami literatüre göre, özel-
likle Hanefi ekolünde, kızların 17
yaşından sonra evlenmeleri tavsi-
ye edilir.”
Hitit Üniversitesi İlahiyat Fakültesi
Öğretim Üyesi ve TUSAM Danõş-
manõ Prof. Dr. Nadim Macit, Cum-
huriyet’e yaptõğõ değerlendirmede,
konuyla ilgili yargõ sürecinin so-
nuçlanmasõnõn beklenmesi gerektiğini
belirterek “Ancak, olayın şu anda-
ki görünümü ile ilgili olarak böy-
le bir şeyi İslamla bağdaştırmak
mümkün değildir” dedi. Konunun
mağdurunun bir kõz çocuğu olduğu-
na dikkat çeken Prof. Dr. Macit,
“Dolayısıyla neresinden bakarsa-
nız bakın bu olay bir şehvet istis-
marıdır. Kuran’ın ya da Hazreti
Peygamber’in yaşayan öğretisinin
bize sunduğu şey nedir? Duygula-
rımızı, isteklerimizi kontrol ede-
bilmektir. Olay basına yansıyan
boyutuyla ne hukukidir ne de ah-
lakidir” diye konuştu.
Macit, şunlarõ söyledi: “İslam di-
ninde nikâh dediğimiz bir akit
meselesi vardır. Yani bu türlü iliş-
kilerin tümü anlaşmaya dayalı-
dır. Bu anlaşma da reşit olmuş ki-
şiler arasında yapılır. Bugün Tür-
kiye’de reşit olma yaşı 18’dir. An-
cak bu yaştaki kişiler arasında
belli bir akde dayalı olan ilişkiler
helaldir. Sonuçta bazı konularda
dindarlık propagandası ve gösterişi
yapan insanların en azından sa-
vundukları fikirler çerçevesinde tu-
tarlı olmaları şarttır. Benim din an-
layışım açısından insan önemli-
dir. İslamın amacı da insandır.
Burada çocuk yaşta bir insanın is-
tismarı söz konusudur.”
İstanbul Haber Servisi - Dinci
Anadolu’da Vakit gazetesi yazarõ
Hüseyin Üzmez’in cinsel taciz id-
diasõyla yargõlandõğõ davada 14 ya-
şõndaki B.Ç’nin “ruhsal ve beden-
sel sağlığının bozulmadığı” yö-
nünde rapora imza atan Adli Tõp Ku-
rumu 6. İhtisas Kurulu’nun Başka-
nõ Dr. Yalçın Ergezer’in 2005 yõ-
lõnda gerçeğe aykõrõ rapor verdiği için
meslekten men cezasõ, üye Dr. Ya-
semin Çakmak’õn da 2001 yõlõnda
uyarõ cezasõ aldõğõ belirtildi.
Adli Tõp Uzmanõ Dr. Osman Öz-
türk, Adli Tõp Kurumu’nun AKP ile
hõzla kadrolaştõğõnõ ve yapõsõnõn
yüzde 90 oranõnda değiştirildiğini
vurgulayarak “Bu Adli Tıp Kuru-
mu Hüseyin Üzmez gibi kendile-
rinden olan kimseye üzmez” dedi.
Üzmez için verilen rapora imza
atanlar 6. İhtisas Kurulu Başkanõ Dr.
Cemal Yalçın Ergezer ile adli tõp
uzmanlarõ Yasemin Çakmak, Gök-
han Eriş ile Prof. Dr. Seyfettin Ulu-
dağ, Prof. Dr. Hamdi Özkara ve
Doç. Dr. Gülçin Engin olarak be-
lirtildi. 2003 yõlõnõn ağustos ayõnda
Adli Tõp 6. İhtisas Kurulu Başkanõ
olarak atanan Ergezer’in 2005 yõ-
lõnda bir ay süreyle meslekten men
cezasõ aldõğõ ortaya çõktõ. Ergezer beş
meslektaşõyla birlikte, açlõk grevi ne-
deniyle Wernicke Korsakoff (kalõcõ
hafõza kaybõ) hastalõğõna yakalanan
bir hükümlüyle ilgili, cezasõnõn 6 ay-
lõğõna ertelenmesi yönünde karar
verdi. Daha sonra yapõlan mua-
yene sonrasõnda, raporla hü-
kümlüyle ilgili süre uzatõmõ
kararõnõn koşullarõnõn ortadan
kalktõğõ yönünde değişti. Ka-
rara yönelik hükümlünün
avukatõ İstanbul Tabip Oda-
sõ’na şikâyette bulundu ve
karara imza atan doktorlar 1
ay süreli meslekten men
edildi. Dosya TTB Onur
Kurulu kararõyla kesinleş-
ti. Kurul başkanõ Dr. Er-
gezer’in ayrõca 2001 yõ-
lõnda Dr. Yasemin Çak-
mak’la birlikte etik ku-
rallara aykõrõ davrandõklarõ
nedeniyle uyarõ cezasõ aldõkla-
rõ da kaydedildi.
Adli Tõp Uzmanõ Öztürk, 6.
İhtisas Kurulu Başkanõ Dr. Er-
gezer’in çelişkili rapora imza at-
tõğõnõ ve bu olayõn Avrupa İnsan
Haklarõ Mahkemesi’ne (AİHM)
kadar gittiğini anõmsatarak
“AİHM de raporları çelişkili
bulmuştu” dedi. Öztürk, Adli
Tõp Kurumu’nun yapõsõnõ eleşti-
rerek “Adli Tıp Kurumu Başkanı
Keramettin Kurt akademisyen
bile değilken kurum başkanlığı-
na getirildi. Bu dönemde AKP’li
olmayan kişiler görevden alındı.
Yapılanma böyle devam ederse
Adli Tıp Kurumu Üzmez gibi
kendilerinden olan kimseyi
üzmez ” diye konuştu.
‘Adli Tıp raporu gerçeği yansıtmıyor’
İstanbul Haber Servisi - Hüseyin Üzmez ola-
yõnda Adli tõp raporunun gerçeği yansõtmadõğõnõn
altõnõ çizen sivil toplum kuruluşlarõ, “Tahliyesi-
ne anlam veremiyoruz. Üzmez’in fiili basit bir
cinsel taciz gibi ifade ediliyorsa da aslında doğ-
rudan doğruya cinsel saldırıdır. Bu olaydan ce-
zasız kurtulması mümkün değil” dedi.
Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Baş-
kanı Şenal Sarıhan: Adli tõp raporunun doğru ol-
madõğõ, gerçeği yansõtmadõğõ inancõnõ taşõyo-
rum. Üzmez’in bu olaydan cezasõz kurtulmasõ ka-
nõmca mümkün değil.
İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi ve
Çocuk Hakları Merkezi: Olayda mağdur ço-
cuğun haklarõnõn korunmayarak reşit olmayan 14
yaşõndaki B.Ç’nin şikâyetini geri almasõnõn bilinçli
olmadõğõ ve raporda çocuğun cinsel istismarõnõn
ruhsal hasar oluşturmadõğõ görüşünün hukuken ve
tõbben hatalõ olduğu ve çok kõsa bir sürede böy-
le bir rapor verilmesinin diğer davalarla kõyas-
landõğõnda inandõrõcõ olmadõğõ ortadadõr.
İstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB)
Koordinatörü Nazan Moroğlu: Adli Tõp rapo-
ru usulüne uygun verilmemiş, çocuk haklarõ göz
ardõ edilmiştir.
Kadın Adayları Destekleme ve Eğitme De-
rAdli Tõp Kurumu raporuna anlam veremiyoruz.
Olayõ şiddetle protesto ediyoruz.
Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği İstanbul
Şubesi Başkanı Kahraman Eroğlu: Çocuklarõ
korumaktan sorumlu devlet bakanlõğõna bağlõ Sos-
yal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu yet-
kililerinin derhal harekete geçerek rapora itiraz et-
meleri gerekmektedir. Ailesi çocuğu koruyamõ-
yorsa korunma kararõ çõkarõlarak çocuk devlet gü-
vencesine alõnmalõ.
BOŞ ARAZİDE BULUNDU
12 yaşõndaki kõz
vahşice öldürüldü
SIVAS (AA) - Sõ-
vas’õn Zara ilçesinde,
12 yaşõndaki kõz çocu-
ğu, arazide başõna taş-
la vurularak öldürül-
müş bulundu.
Edinilen bilgiye gö-
re, Gazi İlköğretim
Okulu 7. sõnõf öğrencisi
12 yaşõndaki N.Ş., ön-
ceki gün okul çõkõşõn-
da evine dönmedi. Ai-
lesi, kõzlarõnõn eve gel-
memesi üzerine polise
haber verdi. Aile, ya-
kõnlarõ ve polis ekiple-
ri, gece geç saatlere
kadar kõzõ aradõ. Saba-
hõn erken saatlerinde
de aramaya devam
eden ailenin yakõnlarõ
ve komşularõ, Suşehri-
Geminbeli yolunun ya-
kõnlarõndaki arazide,
evine 300 metre uzak-
lõkta, önce küçük kõzõn
etrafa dağõlmõş kitap-
larõnõ, daha sonra da
cesedini buldu.
N.Ş’nin kesin ölüm
nedeninin ve tecavüze
uğrayõp uğramadõğõnõn
otopside belli olacağõ
bildirildi.
BURSA (Cumhuriyet) -
Dinci Anadolu’da Vakit Ga-
zetesi Yazarõ Hüseyin Üz-
mez’in tacizine uğradõğõ belir-
tilen B.Ç. için Uludağ Üni-
versitesi ve İstanbul Adli Tõp
Kurumu 6. İhtisas Kuru-
lu’nun verdiği raporlar çeli-
şiyor. Üzmez’in taciz ettiği
14 yaşõndaki B.Ç’nin ilk
muayenesini gerçekleştiren
Uludağ Üniversitesi Çocuk
Ruh Sağlõğõ ve Hastalõklarõ
Anabilim Dalõ Başkanlõ-
ğõ’nõn raporunda, “intihar
eğilimi” gözlenen B.Ç’ye
“ağır patolojik depresyon
ve anksiyete” teşhisi konul-
duğu, zekâ düzeyinin ise 10
yaş 10 ay seviyesinde olduğu
saptamasõna yer verilirken;
iki ay sonra hazõrlanan İstan-
bul Adli Tõp Kurumu’nca hazõrlanan ra-
porda bu bulgular tespit edilmedi. Uzman
doktorlarõn raporlarõnda adli makamlara,
“Çocuklar, ailelerinden ya da karşı tara-
fın tehditlerinden korktuklarından ya da
sanık tarafından kandırıldıklarından, ai-
lelerinin dağılacağı endişesiyle, gerçekle-
ri her zaman söyle(ye)memektedir” uya-
rõsõnda bulunduğu belirlendi.
Bursa Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nde
devlet tarafõndan koruma altõna alõnan
B.Ç’nin yaşadõğõ olaydan yavaş yavaş kur-
tulmaya çalõştõğõ öğrenildi. Adõnõ açõklamak
istemeyen bazõ görevliler ise B.Ç’nin rapo-
run ardõndan arkadaşlarõna, “Asıl Adli Tıp
Kurumu’na benim değil Hüseyin Üz-
mez’in gitmesi gerekliydi” dediği öğrenil-
di. B.Ç. önceki gün de hastanede kemik ya-
şõnõn tespiti için yeniden tetkiklerden geçi-
rildi.
Raporlar
çelişiyor
ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ-ADLİ TIP
‘İslamla bağdaşmaz’
‘Kendilerinden
olanı
üzmezler’
“Çocuğun cinsel istismarõ” suçundan yargõlandõğõ davada tahliye olan dinci
Anadolu’da Vakit gazetesi yazarõ Üzmez’e ilahiyat dünyasõndan tepki yağõyor
‘Resmen alay ediyor’İslamcõ yazar İsmail Nacar, Hüseyin Üzmez’in Hay-
dariye Tarikatõ propagandisti olduğunu ifade etti. Üzmez’in
katõldõğõ bir televizyon programõnda “Evet hovardaydım,
geçmişte birçok kadın hayatıma girdi. İyi ki girdiler.
Yoksa fahişe olurlardı. Başlarını örtüp hayatlarını dü-
zelttiler. Bunlardan biri de şu anda İsviçre’de yaşıyor”
yönündeki ifadelerini anõmsatan Nacar, şunlarõ kaydet-
ti: “Böylesine ahlak, edep ve haya dışı bir ifadeyi ol-
sa olsa ‘İdrarõ bile şifa olan şeyhin her şeyi şifadõr’ di-
yen sapık tarikatçılar sarfedebilir. Bir çocuğa cinsel
istismarda bulunduğu iddiasıyla yargılanan Üzmez’in
bu sözleri az çok inanç ve namus haysiyeti olan in-
sanlara bugüne kadar yapılmış en büyük hakarettir.”
Üzmez’in yaptõğõ davranõşlara referans olarak Kura-
nõkerim’i göstermesini eleştiren Nacar, “Kuran’da böy-
le bir şey yok. Üzmez, Haydariye Tarikatı’na üyedir.
Haydariye sapık bir tarikattır. Bu tarikatta her şey mu-
bahtır” dedi. Üzmez gibi birinin İslam ve Müslümanlõk
ile ilişkilendirilemeyeceğini söyleyen Nacar, “Kendisi-
ni lise yıllarından beri tanırım. Bu konudaki rezillik-
lerini, kepazeliklerini biliyorum. Açıktan açığa İsla-
mi kavramlarla alay ediyor” diye konuştu.
‘Din tacirlerine kulak asmayın’
Selçuk Üniversitesi İslam Felsefesi Doktora Öğrenci-
si Emel Yalçın Sünter, din adõna yapõlan söylemlerin her
zaman titizlik gerektirdiğini belirterek “Atatürk der ki,
‘Din adamlarõ ilahiyatçõ olmalõ, sõhhatli olmalõ ve bilgi-
lerinin derecelerine göre görev almalõdõr.’ İslamın hoş-
görüsünü, güzelliğini çirkinleştirecek kişiler ortaya çık-
tıkça bu sözün ne kadar doğru olduğunu görüyoruz”
şeklinde konuştu.
ADLİ TIP UZMANI DR. ÖZTÜRK