30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CMYB C M Y B SAYFA CUMHURİYET 1 KASIM 2008 CUMARTESİ 4 HABERLER DÜNYADA BUGÜN ALİ SİRMEN MHP’nin Tavrında Şaşacak Ne Var ki? [email protected] Dünkü yazım üzerine bir dostum te- lefon etti. (Nasıl cesaret ettiyse!) - AKP’nin hukuka ve anayasal yar- gıya yaklaşımı konusunda haksızlık etmişsin, dedi. Sonra da ekledi: - MHP de AKP ile aynı doğrultuda görüşe sahip, şimdi onlarla birleşip, Anayasa Mahkemesi’nin yetkilerini kısmaya çalışıyorlar. Sen yalnızca AKP’ye değinmişsin. - Bunda şaşacak bir yön yok, de- dim. - Nasıl yok? dedi dostum. - Eğer siyasetin ana kuralı olan bir partinin söylemine değil, eylemine bakma ilkesine uygun hareket eder- sen görürsün ki, gerçekten şaşacak bir yön yok. Ardından da ekledim: - MHP’nin bu dönemdeki işlevi AKP’nin koltuk değneği olmaktır. Dikkat et, MHP için artık Milliyetçi Cephe içinde olduğu gibi, stepne ol- ma dönemi bitti. - Çok insafsızsın, dedi dostum. - Yok, dedim, MHP’ye ve öncüle- rine bir bak. İkinci Dünya Sava- şı’ndan bu yana, yabancıların istek- lerini yerine getirmekle yükümlüler hep ve bunu da yapıyorlar. Gerçekten de öyle. Birinci Dünya Sa- vaşı sırasında, Turancılık ve Osman- lı’nın Orta Asya’ya açılmasının fikir ba- bası Almanlardı. Alman Genelkurma- yı’nın planlarında Osmanlı gerçekte Kayzer’in savaşını yürütüyordu. Cemal Paşa istediği kadar Kanal Savaşı’nı Osmanlı için yaptığını dü- şünsün, aslında Alman savaşı yapı- yordu ve o açıdan bakıldığında kanal savaşı amacına ulaşmıştı, ama Cemal Paşa bunun farkında değildi. Bazen düşünüyorum, yabancı oyunlarına alet olunmasına yol açan şaşkınlık acaba kalıtımsal mı? İkinci Dünya Savaşı’ndaki Turancı akım, ki önderleri arasında Türkeş de vardı, Nazi Almanyası’nın himaye- sinde, teşvikiyle gelişmiş bir hareketti. O kadar ki, Rus cephesinde esir dü- şen Türk asıllı Sovyet askerleri Edige gibi ırkçılar tarafından eğitilip, Al- man saffında Sovyetler’e karşı sa- vaşmaları için yeniden cepheye gön- derilmişlerdi. 1940’larda, daha sonradan MHP’nin önderi olacağı bu hareketin Türkiye’ye nelere mal olduğunu Uğur Mumcu’nun “40’ların Cadı Kazanı” ki- tabında okuyabilirsiniz. O dönemin ırkçıları, kendilerine ne denli milliyetçi derlerse desinler, ya- bancı güçlerin görüşlerinin temsilci- leriydiler. Köy Enstitüleri’nin kapatıl- masından, NATO’nun trampleni ol- maya kadar, birçok görüş ve eylem bunun kanıtıdır. 1960 sonrasında Türkeş’in önder- liğindeki hareket, Türkiye’de emeğin üstünlüğünü savunan görüşün kar- şısındaki silahlı vurucu güçtü ve Amerikan emperyalizmine karşı çı- kanları teker teker kırmaktaydı. MHP’nin görüşlerinin 12 Eylül reji- mininkilerinin tıpkısının aynısı oldu- ğunu söyleyen birini insafsızlıkla suç- layamazsınız. Çünkü “fikirlerimiz ikti- darda, biz hapisteyiz” diyen bizzat MHP’nin en üst kademeleriydi. Sözüne, görüşlerinin isabetine, nesnelliğine ve dürüstlüğüne çok güvendiğim, aynı zamanda gazeteci büyüğüm olan bir dostum, son dö- nemlerinde Türkeş’in bu kullanılma durumunu fark ettiğini ve birçok alanda düşüncelerinde yenilemeler yaptığını söylüyor. Olabilir. Türkeş’ten sonra partinin başına gelen Devlet Bahçeli’nin MHP’yi bir paramiliter örgüt olmaktan çıkarıp, sistemin sınırları içine sokma konu- sunda çok çaba harcadığı ve büyük başarılar elde ettiği bir gerçektir. Ama Ecevit hükümetini Kemal Derviş’in söylem ve eylemleriyle yer- le bir edip, AKP’ye iktidar yolunu açan Amerikan komplosu sırasında, Ec- evit’in bütün uyarı ve “yapmayın” ıs- rarlarına karşın erken seçimi mümkün kılan “hodri meydan”ı çeken Bahçe- li değil miydi? Bütün bu hususları alt alta getirin- ce, bir Amerikan projesi olan AKP gö- rüntülü CIA patentli ılımlı İslamcı BOP’un eşbaşkanının başbakanlı- ğındaki iktidarın koltuk değneğinin MHP olduğunu görmek o kadar ko- lay ki... Sanatçõ, bilim insanõ ve yazarlar Halkevleri’nin 2 Kasõm mitingine destek verdi Aydõnlar da ‘aklamõyor’AKP’nin gerici ve neoliberal politikalarõnõ protesto etmek amacõyla Halkevleri tarafõndan düzenlenen mitinge destek olmak için yazar, sanatçõ ve bilim insanlarõ da ortak bir bildiri yayõmladõ. 95 aydõnõn imza attõğõ bildiride, “Türkiye toplumunu ‘piyasa toplumuna’ dönüştüreceğini seçim bildirgesinde açõkça ilan eden AKP aklanamaz! Piyasa toplumu açgözlüler toplamõdõr, bu toplamdan bir toplum yaratõlamaz” denildi. MAHMUT LICALI ANKARA - Halkevleri ön- cülüğünde AKP hükümetinin neoliberal ve gerici politika- larõna karşõ “dur” demek için yarõn Kolej’de yapõlacak mi- tinge sivil toplum örgütleri, sendika ve siyasi partilerin ardõndan aydõn, sanatçõ ve bi- lim insanlarõndan da destek geldi. Aydõnlarõn imza attõğõ bildiride, “Akıl ve bilime gi- den tüm yolları kapatarak toplumsal yaşamı gericileş- tirmeye çalışan, karanlığa sürükleyen bir siyasal ikti- dar aklanamaz. Adı AKP ya da AK Parti, her ne ise ak- lamıyoruz” denildi. Halkevleri tarafõn- dan gerçekleştirilen “Aklamıyoruz, Hak- lıyoruz” kampanyasõ kapsamõnda sivil toplum, mes- lek ve Alevi örgütleri ile işçi ve kamu emekçileri sendika- larõ yarõn Ankara’da miting düzenliyor. AKP’nin gerici ve neoliberal politikalarõnõ protesto etmek amacõyla dü- zenlenen mitinge destek olmak için aralarõnda, Tarık Akan, Ayla Algan, Bilgesu Ere- nus, Eşber Yağmurdereli, Fikret Başkaya, Halil Ergün, Haluk Gerger, Korkut Bo- ratav, Mustafa Sönmez, Rut- kay Aziz’in de bulunduğu yazar, sanatçõ ve bilim insan- larõ ortak bir bildiri yayõmla- dõ. Toplam 95 kişinin imzala- dõğõ bildiride, şöyle denildi: “Bizler; eleştirel aklı bilim- le, estetikle ve vicdanla bü- tünleştirenlerin dünyasın- dan sesleniyoruz. Bu sesin tarihsel köklerinde sömü- rüye ve zulme meydan oku- yanların tınısı vardır. Tını- yı bu topraklarda yeniden gür bir koroya dönüştür- mek için sesleniyoruz: Tür- kiye toplumunu ‘piyasa top- lumuna’ dönüştüreceğini se- çim bildirgesinde açıkça ilan eden AKP aklanamaz! Pi- yasa toplumu açgözlüler top- lamıdır, bu toplamdan bir toplum yaratılamaz.” Bildiride AKP’nin iki dö- nemlik iktidarõ bo- yunca yarattõğõ top- lumun, açlõğa, yok- sulluğa ve yoksun- luğa mahkûm edilen çoğun- lukla, gözü doymayan azõnlõ- ğõn toplamõndan oluştuğu be- lirtildi. Bildiride, sosyal hak- larla donatõlmõş yurttaşlõk sta- tüsünü tasfiye ederek kamusal hizmetlere erişimi ya “müş- terileşme” ya da “düşkün- leşme” ile mümkün kõlan, akõl ve bilime giden tüm yol- larõ kapatarak toplumsal ya- şamõ gericileştirmeye çalõşan, karanlõğa sürükleyen bir siya- sal iktidarõn aklanamayacağõ belirtilerek “Adı AKP ya da AK Parti, her ne ise akla- mıyoruz” denildi. CHP’li Atilla Kart, dün düzenlediği basın toplantısında, Başbakan Erdoğan ve en yakınındaki bürokratlara ilişkin iddiaları gündeme getirdi. (Fotoğraf: AA) ‘Örtülü ödenek, kişisel harcamalarda kullanılıyor’ ANKARA (Cumhuriyet Bü- rosu) - CHP Konya Milletveki- li Atilla Kart, “Başbakanlık örtülü ödeneğinin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kişi- sel harcamalarında kullanıl- dığını” ileri sürdü. Kart, dün TBMM’de düzen- lediği basõn toplantõsõnda, örtü- lü ödeneğin başõnda bulunan Maksut Serim ve eski Başba- kanlõk Özel Kalem Müdürü Hikmet Bulduk’u hedef alan bazõ savlarõ dile getirdi. Se- rim’in Erdoğan’õn belediye baş- kanlõğõ döneminde Vakõfbank Valide Sultan Şubesi’nde müdür olduğunu anõmsatan Kart, İs- tanbul Büyükşehir Belediyesi adõna çifte hesaplar açõldõğõnõ, İGDAŞ, BELBİM, İSTAÇ, İS- TON ve İSFALT gibi belediye iştiraklerinin tüm gelirlerinin, bu- rada toplandõğõnõ, bu hesaplardan belli basõn organlarõna kaynak aktarõldõğõnõ söyledi. Kart, “Bu gelişmeler, AKP iktidarının yolsuzluk havuzunu, 1994’ten itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde oluş- turduğunu gösteriyor. Serim, 2002’de sahtecilikten mahkûm oldu. Erdoğan’ın Başbakan olmasından sonra ise Basın ve Halkla İlişkiler Müşaviri unvanıyla göreve başladı ve daha sonra örtülü ödeneğin başına getirildi” açõk- lamasõnõ yaptõ. Deniz Feneri Derneği’nin Al- manya Frankfurt’taki “kara pa- rayı aklamaya yönelik hava- lelerinin Vakıfbank’ın Frank- furt şubesi aracılığıyla yapıl- dığının” altõnõ çizen Kart, bu pa- ralarõn faizsiz olarak Vakõf- bank’a yatõrõldõğõnõ vurguladõ. Kart, “Adalet bakanları, dev- let, halk adına alınması gere- ken bu geliri, bir yerlere peş- keş çekiyor. Sayın Başba- kan’ın ifadesiyle ‘Bizim Çalõk Grubu’na peşkeş çekiyor” de- di. Serim ile dönemin Özel Ka- lem Müdürü Hikmet Bulduk arasõnda, ödeneklerin kullanõ- mõnda iç içe geçen ilişkilerin ve ardõndan bir kavganõn başladõ- ğõnõn ortaya çõktõğõnõ kaydeden Kart, Bulduk’un Şubat 2008’de görevinden ayrõldõğõnõ, bu tari- he kadar kendisinin ve eşinin malvarlõğõnda ciddi artõş oldu- ğunu ifade etti. Kart, “Öyle an- laşılıyor ki devletin güvenliği ve devlet sırrı kapsamında kullanılması gereken örtülü ödenek, Başbakan’ın kişisel ve özel harcamalarında kul- lanılmış. Bunun başka açıkla- ması ve anlamı olamaz” diye konuştu,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle